15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 3 29 KASIM 2020 PAZAR 180/70 210/8 0 130/60 180/110 180/2 0 90/4 0 70/50 120/ 3 0 160/40 150/30 120/0 0 160/40 40/10 210/1 5 0 110/3 0 20/ 2 0 110/40 120/6 0 80/20 140/5 0 140/8 0 140/7 0 TARİHTE BUGÜN 1899: FC Barcelona kulübü kuruldu. 1935: İstanbul’da Paşabahçe Şişe ve Cam Fabrikası açıldı. 1982: ABD’li oyuncu Cary Grant, 82 yaşında yaşamını yitirdi. 2011: İzlanda parlamentosu, Filistin’i bağımsız devlet olarak tanıdı. 2016: Adana Aladağ’daki, Süleymancılara ait öğrenci yurdun da 11’i çocuk, 12 kişinin yanarak canverdiği facianın yıldönümü. YAZARIMIZ EMRE KONGAR’IN TEDAVISI SÜRÜYOR Yeni tip koronavirüs (Covid19) testi pozitif çıkan gazetemiz yazarı Prof. Dr. Emre Kongar’ın tedavisi hastanede sürüyor. Kongar, başağrısı ve hafif ateş şikâyetiyle üç gün önce önlem amaçlı hastaneye kaldırılmıştı. Hastanede süren tedavisi nedeniyle gazetemizdeki yazılarına kısa bir süre ara veren Emre Kongar, okurlarımız için sağlık durumuyla ilgili, “Ateşinin düştüğünü, nefes darlığı şikâyetinin olmadığı” bilgisini paylaştı. l Haber Merkezi Emre Kongar Hastane, gasilhane ve mezarlıklar salgın gerçeğini gözler önüne seriyor Fazla söze gerek yok YER: BURSA 28 KASIM CUMARTESİ 174 BIN 443 30 BIN 103 6 BIN 714 182 3 BIN 611 18 MILYON 247 BIN 424 13 BIN 373 487 BIN 912 4 BIN 903 %3.4 396 BIN 227 Bursa’da koronavirüste yaşanan ikinci dalgayla birlikte ölüm sayısı arttı. Ekiplerin, mezarlıklardaki çalışmaları dikkat çekti. Edevlet üzerinden Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin günlük olarak raporladığı kentteki günlük ölüm sayıları 1927 Ağustos tarihleri arasında günde ortalama 44 olurken 1927 Kasım tarihleri arasında 105 oldu. Ölüm sayısındaki artış üzerine belediye ekiplerinin mezarlıklardaki çalışmaları dikkat çekti. Evinin penceresinden mezarlık görülen Gülseren Deliktaş, “Perdeyi açmaya korkar oldum. Gelen cenaze araçlarını sayamaz oldum. Gece saat 23.00’lere kadar mezar kazılıyor. İnsanların feryatlarını duyuyorum, ağlama seslerini duyuyorum” dedi. Ordu’da da İl Pademi Kurulu’nun aldığı karara göre, bazı hastanelerdeki otopark ve yemekhaneler yoğun bakım servisine dönüştürülecek. Hastanelerde acil durumlar dışında ameliyat yapılmayacak. l DHA KÜBRA KÖKLÜ Tüm dünya koronavirüsle mücadele ederken Türkiye’nin “Wuhan”ı olduğu belirtilen İstanbul’daki hastanelerin durumu vahim. Covid19 testi için yurttaşlar, İstanbul Bakırköy’de bulunan Prof. Dr. Murat Dilmener Acil Hastanesi’nde kuyruklar oluşturuyor. Küçükçekmece Mezarlıklar Gasilhanesi’nde de koronavirüs nedeniyle ölenlerin tabutlarının yoğunluğu dikkat çekiyor. Kilyos Mezarlığı’na yakınlarını ziyaret için gelenlerin söylediğine göre, “Bakanlığın sakladığı gerçek veriler, bu mezarlıkta. İnsanların ölüm tarihleri tüm gerçekleri ortaya koyuyor” denildi. ‘Sen korona değilsin’ Prof. Dr. Murat Dilmener Acil Hastanesi’ne gidiyoruz. Koronavirüse yakalanan ve karantina sürecini tamamlayan bir yurttaş ile konuşuyoruz. Üçüncü kez koronavirüs testi yaptırmak için geldiğini belirterek “Karantinayı tamamladım. Yine testim pozitif çıktı. Buna rağmen doktorum karantina sürecimin bittiğini söyledi. Hastaneye gidip gelirken hep metrobüsü kullandım. Filyasyon ekibi evime hiç gelmedi. Komşularımın arasında virüse yakalananlar var. Denetim yok, sokaklarda geziyorlar” diyor. Acil servisin önünde bekleyen bir kadın ise “Dedemi hastaneye götürdük. KURTULUŞ ARI YER: İSTANBUL KOCA: İSTANBUL’DA AĞIR HASTALARDA ARTIŞ VAR Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, üçüncü zirvenin yaşandığı İstanbul’da ağır Covid19 hastalarında artış yaşandığını söyledi. Koca, dün Twitter hesabından şunları kaydetti: “İstanbul’da sağlık yöneticilerimizle haftalık değerlendirme toplantımızı gerçekleştirdik. İstanbul’da ağır hasta artışı var; risk devam ediyor. ” Doktor test yapmadan dedeme sen ‘korona değilsin’ deyip eve yolladı. Evde 10 kişi yaşıyoruz, 5’i virüse yakalandı. Ben de test yaptırmaya geldim” diye konuşuyor. ‘1 saatte 50 cenaze’ Rotamız Küçükçekmece’deki Mezarlıklar Gasilhanesi. Gasilhane, koronavirüs nedeniyle yaşamını yitirenlerin cenazeleri ile dolu. Gasilhanede bulunduğumuz 1 saatte hayatını kaybeden 50 yurttaşın cenaze araçlarına götürüldüğüne tanıklık ediyoruz. Günde 70 cenaze Gasilhanede çalışan bir yetkili, “Sabahları buraya iğne atsan düşmez” diyor: “Normalde bulaşıcı hastalıktan ölenler buraya getirilmiyordu. Ama koronavirüsten yaşamını yitirenlerin sayısı İstanbul’da artınca buraya da getirilmeye başlandı. Virüsten önce burada günde en fazla 30 cenaze töreni olurdu. Ancak bu sayı 70’e çıktı.” Sirozdu, kovidden öldü Son rotamız ise Kilyos Mezarlığı. Mezarlıkta karşılaştığımız Nurcan Satır, babasının hastanede siroz tedavisi olurken koronavirüse yakalandığını belirterek “Babamı nisan ayında koronavirüs nedeniyle kaybettik. Babam siroz hastası olduğu için 6 aydır tedavi görüyordu. Amcamın akciğeri uyumlu olunca nakil için umut olmuştu. Ancak nakil günü babam koronavirüs nedeniyle yaşamını yitirdi” dedi. l İSTANBUL 2 sağlıkçıdan 1’i aşı olamayacak CHP Milletvekili Murat Emir, Türkiye’de kronik hastalığı bulunan milyonlarca yurttaşın grip aşısı beklediğini anımsatarak “Bakanlık, sağlık çalışanı için aylar sonra Güney Kore’den aşı bulabildi ancak yalnızca 600 bin doz alındı. Bu durumda 2 sağlıkçıdan 1’i aşı olamayacak” dedi. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde, “Sağlık çalışanlarına ücretsiz aşılama programı ne zaman başlayacak” ifadelerini kullandı. Emir, bir doz aşının ne kadar alındığı ve Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü’ne ne kadar satıldığı sorularını da yöneltti. l ANKARA 1 doktor daha kovidden öldü İstanbul Gaziosmanpaşa TOKİ Aile Sağlığı Merkezi’nde çalışan Cemil İşiaktır koronavirüs nedeniyle yaşamını yitirdi. Diyarbakır’da ise özel bir hastanenin iletişim uzmanı Yılmaz Tarancı, Covid19 nedeniyle öldü. DAYANIŞMA Basın İlan Kurumu’nun belgel haberler neden yle Cumhur yet Gazetes ’ne uyguladığı resm lan kısıtlamasını kınıyoruzm. Basın özgürlüğünü yok sayan kararı protesto ed yorum. Haber alma özgürlüğüm ç n C’ n yanındayım. UMUT ORAN kardığın yasaların Anayasa Mahkemesi’ne, yaptığın işlemlerin Danıştay’a takılmaması gerekiyordu. Bu engeller FETÖ ortaklığı sayesinde oya işler Cehalet bilimi gibi ortadan kaldırıldı. Türlü yollarla yazılı ve görsel basının yüzde cehaletin bilimi (12) doksan beşi ele geçirildi. Anayasa MahkeAKP, Türkiye’yi tuzağa düşürdü. Necmettin Erbakan’ın kurduğu dört Milli Görüş partisi Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılmıştı: Milli Nizam Partisi (1972), Milli Selamet Partisi (1980), Refah Partisi (1998), Fazilet Partisi (2001). 14 Ağustos 2001’de AKP kurulurken “Biz tarihten ders aldık ve Milli Görüş gömleklerini çıkardık” dediler. Bu, senaryosu yazılmış bir tuzaktı. Benden önce başkası var mı bilmem ama ben bu tuzağa düşmedim. 16 Eylül 2001 günü Hürriyet gazetesinde “AK Parti’nin Kolektif Aklı” (*) başlıklı bir yazı yayımladım. Kuruluşundan bir ay sonra. HHH R.T.Erdoğan 26 Ağustos 2001 tarihli Akit gazetesinde bir soruyu şöyle yanıtlıyordu: “Bu benim tek başına karar verebileceğim bir konu değil... Az önce de söyledim. Biz kolektif aklın temsil edildiği bir parti olacağız... Bu konu gündeme gelirse oturup kendi aramızda konuşuruz...” Benim 16 Eylül 2001 tarihli yazım da şöyle bitiyor: “Ortak (Kolektif) Aklın vardığı noktayı en iyi Erbakan Hoca belirliyor ve ‘Lidere itaat farzdır’ diyor. ‘Ortak Akıl’, demokrasilerde değil, teokratik düzende, faşizmde, totaliter rejimlerde geçerlidir.” Bu tarihi öneme sahip çok önemli yazı birçok kitabımda yer alır: Pazar Yazıları, Edebiyat ve Siyaset Olarak Hayat, Başyücelik Devleti, Ortak Akılsızlık Halleri... İnternette de var. “Ortak Akıl”, R.T.Erdoğan’ın aklıdır. HHH “Ortak Akıl”, Cumhuriyet toplumunun hafızasına kazınmış, genlerine işlemiş Cumhuriyet devrimlerini kaset siler gibi silmek, Cumhuriyet vatandaşının tersi, mürteci bir birey, ümmet kimliği yaratmak istedi. İstedi ama karşısında yapısı ve çatısı çağdaşlaşmış bir ulusal devlet ve onun kul iken özgür vatandaşa dönüşmüş bir halkı vardı. Kuvvetler ayrılığının yargı ilkesi (adliye), hükümet (yürütme) karşısında önemli bir engeldi: Demokratik seçim sonunda kazanırsan yasamaya egemen olup hükümet oluyordun. Oluyordun olmasına ama Anayasa Mahkemesi, Danıştay ve mahkemeler ile yargı erki denetimi karşında canavar gibi duruyordu; Meclis’te çımesi ve Danıştay ele geçirildiği için anayasa ve özel yasasına karşın Tevhidi Tedrisat Kanunu felç edilip ilk ve ortaöğretim dinselleştirildi. Bol miktarda ve kalitesiz üniversiteler açıldı, buralarda kalitesiz ve liyakatsiz mezunlar üretildi. Hazine ve belediye kasalarından vakıflar ve dernekler beslendi. Ve türlü yollarla köpeksiz bir köy yaratıldı. Yaratıldı ama... HHH Ama fikri iktidar yaratılamadı. Yaratılamadı, çünkü karşılarında yüz yıllık kültürel imecenin yarattığı fikri ve vicdanı hür, kaynaşmış bir aydın kitle ve entelektüel birikim vardı. 1910, 1920 doğumlular kalmamıştı, 30’lular tükenmek üzereydi ama artık bunların aileleri, çocukları ve torunları vardı. Düşünce, araştırma, bilim, sanat, iletişim, yönetim, tasarım alanında onlar egemendi. Edebiyat ve sanatta (tiyatro, opera, bale, resim, sinema, müzik vb.) alanlarında bunlar egemendi. Bu alanlarda var olabilmek için demokratik, laik, özgür ve bağımsız beyinli (zekâlı), barışcıl zihinli ve yürekli olmak gerekiyordu. Lidere itaatin değil, özgür ve bağımsız düşüncenin “farz” olduğuna, daha doğrusu gerekli ve zorunlu olduğuna inanan bireylerden oluşan bilinçli ve çağdaş bir toplum katmanı... Bu katmanın çoğunluğu muhalefeti temsil ediyor. HHH Zekânın (aklın) analitik ve eleştirel düşünme yetisinden yoksun, dindar ve kindar bir kitle yetiştirmek istiyorlardı. Yetiştirir gibi oldular. Oldular ama karşılarında ve ellerinde takvimin bin yıl gerisinde, düşünme eksikli, çağdaş dünya karşısında aciz, birbirinin benzeri robotsu bir yığışım vardı. Petrol ve doğalgazın zengin gücünden yoksun, kurtuluşu din ve paranın gücüne bağlamış, muktedir ama ezik ve özürlü bir toplum katmanı... Bu katmanın tamamı iktidardan bir şey bekliyor. HHH Bu dizi bu yazı ile sona eriyor. Ama sırada “Cumhuriyet’in Altın Çağı” var. HHH NOTA BENE (Bir mesajdan esinlenerek): 19 yıl geriye gidebilsek 100 yıl ileri gitmiş olurduk! (*) Ö.İnce, Pazar Yazıları, Gendaş Yayınları, 2002, s. 238. Yoğun bakım yatağı bekleyen bebek öldü Batman’da koronavirüs tedavisi için kritik durumda olmasına rağmen hastanede yer bulamayan 1.5 yaşındaki S.A. adlı bebek yaşamını yitirdi. Batman Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi acil servisine 10 gün içerisinde 5 kez götürülen epilepsi hastası 1.5 yaşındaki S.A. “Üşütmüş” denilerek, ilaç verilip eve gönderildi. Ateşinin düşmemesi nedeniyle tekrar hastaneye götürülen S.A., Covid19 şüphesiyle yoğun bakıma alındı. Aileye daha sonra hastanede solunum cihazı olmaması nedeniyle başka bir hastaneye sevkinin yapılması gerektiği bilgisi verildi. Aile, VCVT112 servisinden hiçbir hastanede boş yer olmadığı ve beklemeleri gerektiği yanıtını aldı. Özel bir hastanenin bebeği Covid19 diye kabul etmediği iddia edildi. Dün yine Batman Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi’ne götürülen çocuğun ciğerlerinin tamamının enfeksiyon kaptığı öğrenildi. Entübe edilen çocuk dün yaşamını yitirdi. l Haber Merkezi Ağbaba ve Gülizar’ın vekilin testi pozitif CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba ve CHP İstanbul Milletvekili Emine Gülizar Emecan, koronavirüse yakalandığını duyurdu. Sosyal medyadan açıklama yapan Ağbaba, “Tedavi sürecine başladık. Sağlıklı, güzel günlerde görüşmek üzere” dedi. Emecan da genel sağlık durumunun iyi olduğunu kaydetti. l İç Politika DAYANIŞMA Basın İlan Kurumu’nun belgel haberler neden yle Cumhur yet Gazetes ’ne uyguladığı resm lan kısıtlamasını kınıyoruz. Basın özgürlüğünü yok sayan kararı protesto ed yoruz. Haber alma özgürlüğümüz ç n C’ n yanındayız. ODTÜ MAKİNA 79MEZUNLARI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle