16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 5 28 KASIM 2020 CUMARTESİ Muhabirimiz Ocak, ödülü “Damat İşi Biliyor” ve “İşte Burası Önemli!” başlıklı haberleriyle aldı HAZAL OCAK’A SİMAVİ ÖDÜLÜ Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) kurucu başkanı adına düzenlenen Sedat Simavi Ödülleri’ni kazananlar dün belli oldu. Muhabirimiz Hazal Ocak gazetecilik ödülüne layık görüldü. TGC Kurucu Başkanı Sedat Simavi’nin 11 Aralık 1953’te tarihinde yaşamını yitirmesinin ardından adına 44 yıldan bu yana sürdürülen ödüller: gazetecilik, televizyon, radyo, karikatür, edebiyat, sosyal bilimler, fen bilimleri, sağlık bilimleri ve spor alanlarında veriliyor. Muhabirimiz Hazal Ocak gazetemizde 20 Ocak 2020 ve 14 Temmuz 2020 taHazal Ocak rihlerinde yayımlanan “Damat İşi Biliyor” ve “İşte Burası Önemli!” başlıklı haberleri dolasıyısla “Gazetecilik” dalında ödül aldı. Ödül töreninin tarihi ve yeri daha sonra açıklanacak. Seçici kurul ayrıca “Gazetecilik” dalında Ercan Arslan’ı milliyet.com.tr haber sitesinde yayımlanan “Son Dakika! Bu Fotoğrafları Daha Önce Görmediniz! Corona Virüsten Önce ve Sonra İstanbul...” haber fotoğrafları nedeniyle övgüye değer buldu. 2020 Sedat Simavi Ödülleri’ne değer görülen diğer isimler isimler şöyle: Radyo ödülü Çiğdem Işık Sevilay Tunalı, Televizyon ödülü Beril Ötkan ve Berkcan Tuğu, Belgesel ödülü Erman Yüksel Ömer Kablan, Edebiyat ödülü, Beşir Ayvazoğlu, Sosyal Bilimler ödülü Doç. Dr. Yahya Araz. Seçici kurul ayrıca Araş. Gör. Dr. Sedef ERKMEN’i “Türkiye’de Kürtaj: AKP ve Biyopolitika” adlı eseri nedeniyle övgüye değer gördü. Sağlık Bilimleri ödülü Doç Dr. Savaş Taşoğlu, Spor ödülü A Milli Kadın Voleybol Takımı’na verildi. Seçici Kurul ayrıca Fatma Demir’i “Atlet (Kadınlarda 1.13.48’lik derece ile) Balkan Yarı Maratonu Şampiyonu” olması nedeniyle övgüye değer gördü. HSK toplantısında İrfan Fidan ve Yüksel Kocaman’a yeni görev Savcılar, Yargıtay’a Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK), 11 hâkim ve savcıyı Yargıtay üyeliğine atadı. Yargıtay üyeliğine atananlar arasında İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan ve Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman da bulunuyor. Başsavcı Kocaman, evlendiği gün eşiyle birlikte Cumhurbaşkanlığı Saray’ına giderek Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı ziyaret etmişti. Hukukçular yeni görevlendirmeyi “tasvfiye” olarak yorumladı. HSK Genel Kurulu, dünkü toplantısında boş bulunan Yargıtay üyelikleri için seçim yaptı. HSK’nin seçtiği isimler arasında yer alan İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan, Gezi davası ve Osman Kavala iddianamelerini yazan savcı olarak biliniyor. İl savcıları belirlenecek Silivri Cezaevi’nde o dönem tutuklu bulunan gazetemiz yazarı ve OdaTV Haber Müdürü Barış Terkoğlu ile Oda TV Yayın yönetmeni Barış Pehlivan’ın avukatları, müvekkilleri hakkında yürütülen soruşturma aşamasında dosyada gizlilik bulunmasına karşın bilgi ve belgelerin gazetelere sızdırıldığı gerekçesiyşe Fidan hakkında şikâyette bulunmuştu. Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman ise evlendikten sonra Saray’da Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yaptığı ziyaretle gündeme gelmişti. Erdoğan, Kocaman ve eşine düğün hediyesi vererek hatıra fotoğrafı çektirmişti. FETÖ darbe girişimine ilişkin Akıncı Üssü davasını karara bağlayan Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Selfet Giray, eski HSK Genel Sekreteri Fuzuli Aydoğdu, Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet Beyhan Seçkin, İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Canel Rüzgar, Gaziantep Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Çiçekli, hâkim Kemal Güngör, Mersin Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Ercan, Savcı Mustafa Doğan ve hakim Savaş Şahinbay da Yargıtay’ın yeni üyeleri oldu. HSK, Yargıtay üyesi olan 4 il başsavcısı ile diğer isimlerin yerine gelecekleri daha sonra belirleyecek. l ANKARA/ Cumhuriyet HUKUKÇULAR: TERFİ DEĞİL TASFİYE EDİLDİLER SEYHAN AVŞAR Hâkim ve Savcılar Kurulu’nun (HSK) kararıyla İstanbul ve Ankara cumhuriyet başsavcıları İrfan Fidan ve Yüksel Kocaman’ın Yargıtay’a üye yapılmaları tartışmalara neden oldu. Hukukçular bu atamanın şekil olarak terfi gibi gözüktüğünü ancak Fidan ve Kocaman’ın tasfiye edilmesi olarak yorumladı. Hukukçu Aslı Kazan, yaşanan bu süreci 2011’de Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) kararıyla firari eski savcı Zekeriya Öz’ün özel yetkilerinin elinden alınarak, İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili yapıldığı döneme benzettiğini belirtti. Bir siyasi davalar döneminin daha sonuna gelindiğini aktaran Kazan, “Bir devir kapanıyor. 2016 yılında başlayan bir İrfan Fidan Yüksel Kocaman süreç vardı. Bu isimler çok ciddi hak ihlallerine imza attılar. Sadece darbe soruşturmalarından bahsetmiyorum. İş insanı Osman Kavala’dan tutun da birçok hukuksuz iddianameye imza attılar. Tamamı siyasiydi bu davaların. O devir kapanıyor artık. İstanbul ya da Ankara başsavcısı olan insanların Yargıtay’a üye olarak atanması kesinlikle terfi olamaz. Bu bir tasfiye” diye konuştu. Hukukçu Celal Ülgen, İstanbul ve Ankara başsavcılarının Yargıtay’a üye olarak atanmasını şekli olarak terfi gözüktüğünü ancak bu durumun bir terfi olmadığına dikkat çekti. Ülgen yargı içerisinde bir “İstanbul Grubu” egemenliğinden söz edildiğini anımsatarak “Yargıda tayin ve terfileri İstanbul Grubu’nun yaptığı iddia ediliyordu. Bu grubun en önemli ismi Yargıtay’a giden İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan’dı. O açıdan baktığımız zaman bu etki reform hikâyeleri altında bu grubun etkisi kırılarak pasif bir köşeye çekildiği düşünülebilir. Bunun haricinde her yargıcın, her cumhuriyet başsavcısının hedefi Yargıtay’a üye seçilmektir. Ama dikkat edin bu isimler seçilmedi, atandılar” diye konuştu. l İSTANBUL Fındıklı Belediyesi’ne ‘Atatürk’ adı koydun soruşturması “Millet Bahçesi ve Millet Kıraathanesi” adını belediye meclisi kararıyla “100. Yıl Atatürk Parkı ve Kazım Koyuncu Kültür ve Sanat Evi” olarak değiştiren Rize’nin Fındıklı Belediye Başkanı CHP’li Ercüment Şahin Çervatoğlu ve 7 belediye meclis üyesine İçişleri Bakanlığı tarafından soruşturma açıldı. Gerekçe ise tabela değiştirilirken harcanan 7 bin 864 TL ile kamu zararı oluşturmak. Fındıklı Belediyesi, 8 Temmuz 2019 tarihli belediye meclisi kararıyla, geçmiş dönem AKP’li belediye başkanı tarafından inşa edilen, 2032’ye kadar borcu ödenecek olan “Fındıklı Millet Bahçesi ve Millet Kıraathanesi” ismi “100. Yıl Atatürk Parkı ve Kazım Koyuncu Kültür ve Sanat Evi” olarak değiştirilme kararı aldı. Kaymakamlık ise 26 Temmuz 2019’da aldığı kararla “İlgili isim değişikliklerinde kamu yararı görülmediğinden onaylanmadığı” belirtildi. Karar üzerine üzerine İçişleri Bakanlığı tarafından görevlendirilen müffettişler inceleme sonucunda, “100. Yıl Atatürk Parkı” için tabela yaptırıldığı ve 7 bin 864 lira harcandığı için soruşturma başlatılmasını istedi. Bunun üzerine İçişleri Bakanlığı’nın 4 Ağustos 2020’de soruşturma için izin verdiği ortaya çıktı. Alınan soruşturma kararında, 7 bin 864 TL ile kamu zararı oluştuğu kaydedilerek “Fındık Belediye Çervatoğlu Başkanı Ercüment Şahin Çervatoğlu ve 7 CHP’li belediye meclis üyesi; Aziz Köroğlu, Muhsin Şentürk, Aynur Yılmaz, Enez Zeki Öztopal, Gültekin Zen, Hasan Aydınoğlu ve Ali Fikri Saatçi hakkında 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkındaki Kanunun 6’ncı maddesi gereğince soruşturma izni verildi” denildi. l Haber Merkezi CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu gündeme ilişkin değerlendirmeler yaptı: Satmadıkları yer kalmadı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Borsası’nın yüzde 10’luk kısmının Katarlılara satılmasına tepki göstererek “Borsa İstanbul’un yüzde 10’u kaça satıldı kimse bilmiyor. Her şey satılıyor, yarın öbür gün Saray’ın yarısını Katarlılara sattık derse kimse şaşırmasın” dedi. Kılıçdaroğlu, dün FOXTV’deki Çalar Saat programında değerlendirmelerde bulundu. Kılıçdaroğlu, Tank Palet ve Kanal İstanbul arazilerinin ardından Borsa İstanbul’un yüzde 10’luk kısmının Katarlılara verildiğini belirterek “Merkez Bankası’nın bütün birikimlerini sıfırladınız. Satacaklarını sattı şimdi elde avuçta ne varsa satıp gününü gün etmeye çalışıyor. Nedir bu Katar aşkı. Bir kalemde 90 milyon dolar Katarlı şirketin borcunu sildiler. Türkiye Varlık Fonu’nu niye kurdular, kime neyi nasıl satarız, bunun arayışı içindeler. MemÇakıcı’dan 3. tehdit ‘BAY KEMAL’ İFADESİNİ KULLANDI Organize suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu bir kez daha tehdit ederek “Sana daha evvel söyleyeceğimi söyledim. Sende beni öldürtebilecek yürek var mı? Bay Kemal” dedi. Kamuoyunda “af yasası” olarak bilinen düzenlemeyle cezaevinden tahliye olan Çakıcı, Kılıçdaroğlu’nu sosyal medyadan yaptığı açıklama ile 3. kez tehdit etti. Çakıcı, “FOX TV’de Sayın Kılıçdaroğlu şahsım ile ilgili yine bir şeyler zırvalamış. Bu ülkede doğrudan konuşanın kendisi olduğunu bu sebeple hedef alındığını söylüyor evet konuşuyor ama bölücülerin ağzıyla konuşuyor. ‘Mafya bozuntusu 5 paralık adam’ ifadesini kullanmış” diyen Çakıcı, Kılıçdaroğlu’nun Türkiye’yi Batılı ülkelere ve ABD’ye şikâyet etmekle itham etti. l İç Politika lekette satmadıkları yer kalmadı” ifadelerini kullandı. Menemen İlçe Belediye Başkanı eski CHP’li Serdar Aksoy’un “zimmet” ve “irtikap” iddiasıyla tutuklanmasını da değerlendiren Kılıçdaroğlu, “Olay bize Menemen halkı tarafından duyuruldu. Sonrasında 3 milletvekili arkadaşımı gönderdim, ille görüştü, bir rapor hazırlandı ve gereğini yaptık. Böyle bir şeye göz yummamız mümkün değil” dedi. Suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı’nın kendisini tehdit etmesi ve Bahçeli’nin Çakıcı’ya sahip çıkmasına tepki gösteren Kılıçdaroğlu, “Bir mafya bozuntusunun tehdidi bana ulaştığında sadece gülümsedim. Beş paralık adam. Beni üzen o beş paralık adamın devletin arkasına sığınması ve Bahçeli’nin onu desteklemesi. Bizi galiba diğer partilerle karıştırıyorlar. Linç girişimi ve PKK’nin saldırı girişimi organize olaylardı, çünkü biz doğruları açıklıyoruz” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın cezaevinde tutulmasına da “Bunda adalet var mı? Haksızlık karşısında susuyorlar ve sürmesini istiyorlar” sözleriyle tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu “Bu, insani değildir demezsem kendi insanlığımı reddetmiş olurum” dedi. Kılıçdaroğlu, salgın sürecinin şeffaf yönetilmediğini de kaydederek, Türk Tabipleri Birliği’nin uyarılarında haklı çıktığını anlattı. l İç Politika Adını bilmediğim evliyaya dua Ekonomide duvara toslayınca birdenbire hukuk devleti olma, Türkiye’yi AB’nin içinde tasavvur etme, ABD ile uzun ve yakın müteffikliği sürdürme hevesimiz depreşti. Adalet Bakanı Gül, sanki koltuğa oturmuş 23 Nisan çocuğu gibi yargı bağımsızlığının önemine dikkat çeken ateşli konuşmalar yaptı. AKP YİK üyesi Bülent Arınç, geçmişte yüksek yargıya AKP yandaşları atanınca “Kurban olduğum Mevlam verdikçe veriyor” diyerek zil takıp oynayan kendisi değilmiş gibi bu dönemde talimatla çalışan yargıyı eleştirirken “Vallahi cüppeyi giydirecekler bana” diye çıkışlar yaptı. Toplumda en ufak bir heyecan ve beklenti yok. İktidarın birbirine zıt politikalarını olağanüstü bir maharetle kendilerine format atıp anında savunmaya geçen hacıyatmazlar hariç. Ama onların bile hevesi kursağında kaldı ya neyse... Küçük ortak esir aldığı büyük ortağı “hoop dedik” diye uyarınca bu kez tek başına iktidar olduğunu sanan AKP, kendine yeni format atmak zorunda kaldı. “Canım hukukta reform dediysek de bu işin aceleye gelir tarafı yok. Hem yapılacak reformdan herkesin eşit bir şekilde yararlanması da gerekmiyor” türünden açıklamalarla geri manevra yapmak zorunda kaldı. Bu kez Arınç gibi acul davranıp heyecanla yazıp çiziktiren hacıyatmazlar sükutu hayale uğradı. O kadar üzülmesinler, ben de Orhan Bursalı Ağabey gibi düşünenlerdenim. Yani o reformları ya da AB ve ABD’nin isteklerini tıpış tıpış yapmak zorunda kalacaklar. Aynı Rahip Brunson ve Alman gazeteci Deniz Yücel olayında olduğu gibi... Siz bakmayın küçük ortağı memnun etmek için bugünlerde esip gürlemelerine. Daha önce de Papaz Brunson konusunda söylediklerini bir anımsayın... Yaptırım korkusu AB Yaptırım Toplantısı’nda olası bir aleyhte kararı önlemeye yönelik adımlar nedeniyle kendi içlerinde oturup tartışmadan, çerçevesini belirlemeden erken bir açıklama yaptılar ama ellerine yüzlerine bulaştırdılar. Çakıcı’nın dolaylı mektubu ve mektubun müellifi mafyöz kişiye küçük ortağın sahip çıkması üzerine biraz toparlandılar ama yürekler de selanik... Zira AB yaptırımları gelirse zaten batık olan ekonominin bu iktidarı 2023’e kadar taşıması zor. Hele bir de ABD Başkanı Biden ve ekibini kafakola alınmaz da Halkbank davası nedeniyle bir darbe de oradan yenilirse hiçbir evliya kendini kurtaramaz. Ekonomi tıkırında, dış politikada da en azından bir cephede kazanım elde edilmiş olsaydı iktidarın yargı bağımsızlığıymış, hukukun evrensel ilkeleriymiş, AB kriterleriymiş aklına bile gelmezdi. “Eyyy!” diye başlayan kükremelerin muhataplarına her gün bir yenisi eklenirdi. Varsayalım ki küçük ortağı da hukuk reformuna ikna etti. İyi de bu saaten sonra gerek yurtiçinden gerekse yurtdışından bu vaatlere inanan bir kurum, bir grup ya da bir kişi çıkar mı? Yurtiçinden başlayalım: Liberaller, Kürtler, Aleviler, Romanlar, işçiler, emekliler, EYT’liler, KHK’liler, basın mensupları, meslek odaları ve sivil toplum örgütlerinden kimi yeniden bu konuda adım atılacağına inandırabilir ki?.. Yurtdışına gelelim: AB, ABD, insan hakları kuruluşları, Avrupa Parlamentosu, Rusya, say sayabildiğin kadar... Hepsini daha önce kaç kez aldattığının çetelesini çıkarsak bir hafta çalışmamız lazım. Daha önce kızdırdığı ülkeleri yeniden tavlamak için o ülkeden ya uçak ya helikopter ya da bol sıfırlı mal ve hizmetler satın alma yoluyla şirinlikler yapardık. Şimde sıfırı tükettiğimiz için yargı reformu, demokraside genişleme, AB kriterlerine dönüş, ABD ile mazideki günlere dönme vaatleri ile günü kurtarmaya çalışıyoruz. Tutar mı? Pek emin değilim. Bugünkü durumumuzu en iyi özetleyecek bir Bektaşi fıkrasıyla yazıyı sonlandıralım... Bektaşinin biri fırtınalı havada bir kayığa binmiş. Açık denizde yol alırken bindikleri kayık devrildi devrilecek. Kayıktaki herkes başlamış bir evliyaya yakarmaya... Kimi kurtulması halinde bir evliyaya koç bağışlayacağını, kimi 30 gün oruç tutacağını, kimi o evliya hatırına fakirlere sadaka vereceğini söyleyip yardım istiyormuş. Baba Erenler’in oralı olduğu yok. Yanındakiler, “Yav Erenler, ne duruyorsun, sen de dua etsene” deyince başlamış duaya. “Bu fırtınadan kurtulursak adını bilmediğim evliya için bir koç kurban edeceğim” demiş. Kayıkçı şaşırarak “O ne biçim dua. Adını bildiğin hiç mi evliya yok” diye sormuş Bektaşiye. “Var, hem de çok var” demiş ve eklemiş. “Ama hepsini daha önce birkaç kez aldattığım için yardıma gelmezler. O yüzden adını bilmediğim evliya ancak bana inanır.” İMAMOĞLU’NDAN ERDOĞAN’A YANIT: Kanal İstanbul, yapılmayacaktır İmamoğlu Hürriyet İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Kanal İstanbul projesinde sona gelindi. Uluslararası ihaleye çıkacağız” yönündeki açıklamalarına, “Çok net ifade edeyim ki ‘son’ tanımı doğru. Kanal İstanbul’un sonu gelmiştir. Çünkü, yapılmayacaktır” ifadelerini kullandı. İBB ve İzmit Belediyesi, KİPTAŞ eliyle, “Afet Odaklı Sosyal Konut” üretmek için dün harekete geçti. İmamoğlu, projenin gerçekleştirileceği Arızlı Mahallesi’nde İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet ile bir araya geldi. Gazetecilerin, Erdoğan’ın “Kanal İstanbul” projesinin ihale edileceği yönündeki açıklamalarını anımsatması üzerine İmamoğlu, “Vatandaşımızın nezdinde de sonu gelmiştir, dünyanın itibarlı finans kuruluşlarının, itibarlı yapı firmalarının nezdinde de sonu gelmiş bir projedir. Biz, onun proje olarak sonunun gelmesini istiyoruz. Niçin? İstanbul’un sonu gelmesin diye, İstanbul’un geleceği kurtulsun diye” dedi. l İç Politika ‘Ayda bir ateş ediliyor’ İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “Yerel seçimlere CHP ve İYİ Parti bir ittifak halinde gittik, bazı çevreler tarafından olmayacağı düşünülen güzel sonuçlar alındı. İki parti arasında nasıl güzel işbirliği yapıldıysa öyle de güzel sonuçlar alındı. Ankara, İstanbul bu işbirliğinin örneklerinden. Yerel seçimlerden sonra ayda bir bu sisteme ateş eden tavırlarla karşılaşıyoruz. Biz alıştık bu tür işlere, uzmanı olduk” dedi. Akşener, dün bir dizi ziyaret için Trabzon’a gitti. Beşikdüzü ilçesinde meşalelerle karşılanan Akşener, ilk olarak 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde Millet İttifakı’nın adayı olan Beşikdüzü Belediye Başkanı CHP’li Ramis Uzun ile görüştü. Belediye Başkanı Uzun da “Millet İttifakı’nın ruhuna uygun çalışmaları ilçemizde yaptık. Bu ziyaretiniz bize doping oldu, moral verdiniz” dedi. Daha sonra Yomra Belediye Başkanı Mustafa Bıyık ile de görüşen Akşener, İYİ Parti Trabzon Milletvekili Hüseyin Örs’ün oğlunun düğününe katıldı. l İç Politika Aksoy görevden uzaklaştırıldı İçişleri Bakanlığı, Menemen Belediye Başkanı Serdar Aksoy’un geçici tedbir kararı olarak görevden uzaklaştırıldığını açıkladı. İzmir’de Menemen Belediyesi’ndeki yolsuzluk iddiaları üzerine 23 kişi gözaltına alınmıştı. Menemen Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı soruşturmada “zimmet” ve “irtikap” suçlarından gözaltına alınan, aralarında Aksoy’un da bulunduğu 11 kişi tutuklanmıştı. Aksoy, CHP’den ihraç edilmişti. l ANKARA/ Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle