17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 24 KASIM 2020 SALI DOLAR AVRO STERLIN FAİZ [email protected] BORSA EKONOMI ALTIN CUMHURİYET ALTIN 24 AYAR 7.8680 22.9 kuruş 9.3630 29 kuruş 10.5700 37 kuruş 14.27 0.39 puan 1314 9.7 puan 3188.67 85.61 lira 473.97 10.22 lira Zorunlu trafik sigortasında 9 ayda 1.4 milyar TL teknik kâr elde edildi Risklerin yönetiminde ‘alacak’ beşinci oldu Euler Hermes’in, Türkiye’nin ciro bazında en büyük 500 şirketiyle yaptığı “3. Ticari Alacak Risk Yönetimi” anketinin sonuçlarına göre, bu riski yönetmek için en çok kullanılan ürün yüzde 38 ile “banka teminat mektubu” oldu. Bunu yüzde 31 ile “müşteri çeki/ munzam senet”, yüzde 28 ile “doğrudan borçlandırma”, yüzde 27 ile “alt müşteri çeki” ve yüzde 24 ile “alacak sigortası” izledi. Yine ankete göre şirketlerin yüzde 50’sinde ticari alacak riski yönetiminden “finans/ krediler birimi” sorumlu Euler Hermes Türkiye Üst Yöneticisi Ahmet Ali Bugay, belirsizliğin korunma ihtiyacını artırdığını Ahmet Ali Bugay belirtti. “Yaşı Yok” kampanyası ayrımcılığın önce zihinde, sonra dilde bitirilmesini hedefliyor. ‘Hayat sigortalarının önemi hızla artıyor’ AvivaSA’nın, yaşlılıkla ilgili farkındalığı artırmak için başlattığı “Her Yaşta” projesinin geldiği noktayı ve bu kapsamda yeni başlatılan “Yaşı Yok” kampanyasını anlatmak için düzenlenen toplantıda konuşan AvivaSA Emeklilik Genel Müdürü Fırat Kuruca, salgının da etkisiyle bugün en önemli konunun sağlık olduğunu vurguladı. Koruca şöyle devam etti: “Hayat sigortalarının önemi artıyor. BES birikimleri bu kara günlerde önemli faydalar sağladı. Sektör bu konuda iyi bir performans ortaya koydu” diyen Kuruca, ayrıca yaşlı bakım sigortasının Türkiye’de de gündemde olan bir konu haline geldiğini, ancak bu ciddi bir finansmana ihtiyaç duyulduğunu belirtti. Kuruca, “İmkânı olanlar açısından da altyapı yetersiz ve kısmen kayıt dışı.” Trafikte kâr büyüdü Sigorta sektörü yılın ilk 9 ayında hayatdışı branşta 7.2 milyar TL, hayat branşında 2.1 milyar lira teknik kâra ulaştı. Hayatdışında hasar azaldı. Türkiye Sigorta Birliği’nin (TSB) yayımladığı ilk 9 aylık “teknik” veriler, sektörün hayatdışı branştaki güçlü teknik kârlılığını sürdürdüğünü ortaya koydu. Bu sonuçta, artan gelirler ve genel olarak azalan hasarların yanında özellikle zorunlu trafik sigortasının üçüncü çeyrek performansı etkili oldu. İşte detaylar: Sağlık güçlendi 4 Hayatdışında ilk 9 aylık teknik kâr 2019’un aynı dönemine kıyasla yüzde 97.5 artarak 7.2 milyar liraya çıktı. Yılın üçüncü çeyreğindeki teknik kâr da 2019’un aynı dönemine kıyasla yüzde 57.6 artarak 2.4 milyar lira oldu. Hasar ödemeleri ise ilk 9 ayda yüzde 6.6 azalarak 19.5 milyar liraya inerken, üçüncü çeyrekte yüzde 3.5 artarak 7 milyar lirayı buldu. Teknik kâr/zarar oranı ise iyileşerek ilk 9 ayda yüzde 14.5’ten yüzde 24’e yükseldi. 4 Hayatdışının en büyük alt branşı olan zorunlu trafik sigortasında, İlk 9 ayda, hayatdışında elde edilen teknik gelir 2019’un aynı dönemine kıyasla yüzde 19.9 artarak 36.6 milyar lira oldu 2019’un ilk 9 ayında 811 milyon lira olan teknik zarar, bu yılın aynı döneminde 1.4 milyar lira teknik kâr, 2019’un üçüncü çeyreğinde 9.7 milyon lira olan zarar da 600.8 milyon lira kâra dönüştü. Bu branşta hasar ödemleri ise ilk 9 ayda yüzde 3.6 azalarak 7.2 milyar liraya inerken, üçüncü çeyrekte neredeyse hiç değişmeyerek 2.3 milyar lirada kaldı. Ayrıca zorunlu trafikte geçen yıl yüzde 10.1 olan teknik kâr/ zarar oranı iyileşerek yüzde 14.8’e ulaştı. 4 Kaskoda ise teknik kâr ilk 9 ayda yüzde 64.6 artarak 2 milyar lira, üçüncü çeyrekte yüzde 13.2 artarak 391.8 milyon lira oldu. Hasar ödemeleri de, ilk 9 ayda yüzde 9.9 azalarak 3.8 milyar lira, üçüncü çeyrekte ise yüzde 7 artarak 1.6 milyar lira oldu. 4 Yılın ilk 9 ayında ayrıca, hastalık sağlıkta yüzde 96.3 artarak 1.5 milyar TL teknik kâr oluşurken, genel sorumlulukta yüzde 519 artışla 383.5 milyon lira zarar elde edildi. Hayat yavaşladı 4 Öte yandan hayat branşında ise yılın ilk 9 ayında yüzde 26.1 artışla 2.1 milyar lira teknik kâr elde edildi. İlk 6 ayda artış yüzde 42.6 idi. Bireysel kredilerin temmuzdan itibaren pahalanması teknik kârdaki artış hızını düşürmüş görünüyor. 4 Ödenen hasarlar ise ilk 9 ayda yüzde 26.7 artarak 3.1 milyar lira oldu. UYDULARA 2.2 MILYAR LIRA TEMINAT VERDI Türkiye Sigorta ile Türksat’ın önemli bir işbirliğine imza attığı açıklandı. Bu kapsamda değeri 280 milyon doları aşan haberleşme uyduları “Türksat 3A”, “Türksat 4A” ve “Türksat 4B” 1 yıl süreyle sigortalandı ve risklere karşı 2 milyar 225 milyon lira TL’lik teminat verildi. Türkiye Sigorta İcra Başkanı Atilla Benli, etki alanlarını Türkiye’nin değerlerini büyütmek üzere genişlettiklerini belirtirken, Türksat Genel Müdürü Cenk Şen, uydu haberleşmede bölge lideri ve örnek kurum haline geldiklerini vurguladı. BES IÇIN EK KATKI PAYI KAMPANYASI BNP Paribas Cardif, bireysel emeklilik sistemi (BES) konusunda yeni kampanya başlattı. Verilen bilgiye göre şirketin BES müşterileri, 31 Aralık’a kadar hesaplarına internet şubesi, “Cepte Cardif”, müşteri temsilcileri, çağrı merkezi veya acente aracılığıyla tek seferde yatırdıkları her 5 bin TL’lik ek katkı payına 50 TL ek fayda kazanacak. Ek faydalar, 15 Mart 2021 tarihinde ilgili hesabın yürürlükte olması ve ödüle konu olan ek katkıların iptal edilmemiş olması koşuluyla 3 işgünü içinde ödenecek. Bakanlık, 300 bin konut mağduruyla toplantı yaptı ve sürece el koydu Bakanlık Fikirtepe’de 53 FIRMA KATILDI İlk sanal gıda fuarı açıldı Türkiye’nin ilk sanal gıda fuarı olan The Fource, dün yapılan çevrimiçi törenle başladı. Gıda ve tarım sektörlerinden 53 firmanın katılımıyla “thefource.org” adresi üzerinden açılan fuarı binden fazla ithalatçının ziyaret etmesi bekleniyor. Fuar, 27 Kasım’a kadar sürecek. Ticaret Bakanlığı İhracat Genel Müdür Yardımcısı Musa Demir, hazirandan bu yana yapılan 6 sanal fuarda 613 firmanın 28 bin 620’si yabancı olmak üzere toplamda 51 bin 328 firmayla görüşme yaptığını belirtti. l AA HÜRRIYET EMLAK’TAN İzmirlilere kira desteği Ahbap Derneği ve İzmir Bayraklı Belediyesi ile depremzedeler için işbirliğine giden Hürriyet Emlak, 20 ailenin 1 yıllık kira masrafını üstlenecek. Hürriyet Emlak Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Ticari İşlerden Sorumlu Eş Genel Müdürü Zeynep Tandoğan, “En iyi bildiğimiz işi yaparak, mümkün olduğu kadar çok ailenin, kış koşulları ağırlaşmadan evlerine kavuşmasını istiyoruz” dedi. l Ekonomi Servisi Konut mağdurlarının 100 bini İstanbul’da bunların 60 bini Fikirtepe’de. Fikirtepe’nin, devlet projesi denilip dönemin Başbakanı Binali Yıldırım tarafından da temeli atılmıştı. Bölgede 60 bin kişi yıllardır kira yardımı da almadan hayatta kalma mücadelesi veriyor. Dün ise Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Fikirtepe’deki müteahhit ŞEHRİBAN KIRAÇ ve hak sahibi yurttaşlarla toplantı yaptı ve sürece Bakanlığın el koyduğunu söyledi. Fikirtepe’de toplam proje sayısı 61, bitirilip yaşamın başladığı proje ise sadece 18. Yaşamın başladığı projelerin yarısının iskânı yok. 5 milyar TL yatırım Kurum, Fikirtepe hakkında, “Bakanlık olarak, TOKİ Başkanlığımız ve Emlak Konut eliyle inşaatların yapım sürecine giriyoruz. Hiç başlamamış, herhangi bir anlaşma yapmamış, sözleşme imzalamamış, yıkılmamış adaların da planlarını revize edip aralık ayında yeni planları askıya çıkaracağız. Konutları, devlet güvencesiyle biz yapacağız. 60 bin vatandaşımızı doğrudan ilgilendiren Yeni Fikirtepe Projesi’nin yatırım değeri yaklaşık 5 milyar lira olacak. Bugün itibarıyla 40 yapı adasında işe başlayan firmalardan teminat alacağız ve kendilerine bir ay süre vereceğiz. Bu bir ay süre içinde projelere başlamazlarsa bakanlık olarak biz devam edeceğiz. 10 bin konutun yapımını başlatmış olacağız. Projelendirme ofisimiz orada 7 gün hizmet verecek. Kira yardımlarını da bakanlığımız yapacak” ifadelerini kullandı. Evini istemek de suç Öte yandan Kurtlar Vadisi’nin yapımcısı ve Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz dizisinin eski yapımcısı Fikirtepe’de yıllardır büyük konut mağduriyeti yaratan Raci Şaşmaz, sorunlarını sosyal medyada dile getiren hak sahipleri hakkında suç duyurusunda bulunurken Bakanlık dün itibarıyla Fikirtepe projesine el koydu. İlk aşamada 40 projeyi Bakanlık, TOKİ ve Emlak Konut yapacak. Pana Yapım’ın sahibi Raci Şaşmaz’a ait olan Pana YapıSelimoğlu Yapı İnşaat, İstanbul Fikirtepe’de başladığı kentsel dönüşüm projelerini bitirmediği gibi şimdi de evlerini isteyenler hakkında davalar açıyor. Leke Fikirtepe Platformu Sözcüsü Engin Akgüzel, evlerini almak için sosyal medyada paylaşımlar yaptıklarını ya da çıkan haberleri retweet ettiklerini, bunlarla ilgili Şaşmaz’ın sadece bu yıl içinde kendisiyle ilgili 4 kere farklı savcılıklara suç duyurusunda bulunduğunu söyledi. Dava açmaya paraları yok Bugüne kadar savcılıklara yapılan suç duyurularında kovuşturmaya ya da ek kovuşturmaya yer olmadığı kararı çıktığını vurgulayan Akgüzel, “Tarafıma bugüne kadar isnat edilen suçlamaların bir kısmı şöyle: Örgüt üyeliği, hakaret, taciz, adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs, halkı kin ve düşmanlığa tahrik, sosyal medya provokasyonlarında yer almak” diye konuştu. İstanbul’da konut mağdurlarının en yüksek olduğu ikinci bölge Esenyurt. Burada 30 bini aşkın kişi evlerini alamadı. Bu bölgedekilerin çoğu maketten ev alarak dolandırılanlardan. Sorunun çözülmesi için Mali Suçları Araştırma Kurulu’na bile gidilmiş. Ama şu ana kadar herhangi bir ilerleme yok. Hatta geçen yıl haziran ayında Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum sorunu çözeceğine söz verdi, bu konuda da tek bir adım atılmadı. Türkiye Konutla Dolandırılanlar Komite Sözcüsü Özlem Hanelçi, sorunlarının çözülmesi için bu yılın başında Meclis’te bir alt komisyon kurulduğunu ancak bir çözüm çıkmadığını vurguladı. Hanelçi, Esenyurt bölgesinde ev alanların çoğunun dar gelirli olduğunu haklarını aramak için dava açacak parayı bile denkleştiremediğini söyledi. Tüketici Başvuru Merkezi Onursal Başkanı Aydın Ağaoğlu, evlerine kavuşmak için 20 yıldır mücadele edenlerin olduğunu kaydederek mağduriyetlerin yaşanmaması için 6.5 yıl önce çıkarılan kanunun uygulanmadığını vurguladı. İktidarın nefesi ekonomide düze çıkmaya yetecek mi? Ekonomiyi kurtarmak için hukuk reformundan söz eden Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, bu reformları istemeyen MHP ile ittifakından vazgeçemiyor. Cumhurbaşkanı, Bülent Arınç’ın Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala’nın haksız yere hapiste tutulduğuna ilişkin açıklamalarına sert tepki vererek siyasi olarak mevcut statükoyu koruyacağını da ilan etmiş oldu. İşte bu aşamada, ekonomi için olsa bile, hukuk ve demokrasi alanında reformlar yapılacağı konusunda umutlanan kesimlerin heveslerini kursaklarında bıraktığı söylenilebilir. Özellikle AB ve ABD ile ilişkilerin yeniden canlanmasını isteyen iş dünyası, bunun için Cumhurbaşkanı’nın reformlara razı olduğu görüntüsü vermesine çok sevinmişti. Zorla da olsa Batı ile entegrasyona geri dönülmesinin ekonominin yeniden toparlanmasına katkı vereceğini düşünüyorlardı. Yine bu kapsamda geçen hafta Cumhurbaşkanı, Arınç’la ilgili son açıklamasını yapana kadar, AKP’nin istenilen hukuk ve demokrasi reformlarına engel olacak MHP ile ittifakı sona erdirip yerine İYİ Parti ya da HDP ile ittifaka girebileceği bile konuşulmaya başlamıştı. Merkez Bankası’nın yüklü faiz artırımı, ardından AB ve ABD ile ilgili güçlü ilişki mesajları piyasalarda da sevinçle karşılanmış, TL’nin değer kazancı kısa sürede yüzde 12’leri bulmuştu. Ancak dün itibarıyla kurların yeniden yükselişe geçtiği görülüyor ve bu hareket için “siyasi olarak statükonun değişmeyeceği”nin satın alındığı söylenebilir. Bir başka deyişle, ekonomideki adımları siyasi kararların izleyeceği konusunda yaratılan havanın pek de gerçekçi olamayacağı görülmeye başlandı. AB’nin 10 Aralık’ta Türkiye’yi konuşacağı Liderler Zirvesi dış politikanın yanında iç siyasetin ve ekonominin geleceğinde önemli bir rol oynayacak gibi gözüküyor. Almanya Şansölyesi Merkel, zirvede Türkiye’nin kesin olarak konuşulacağını, durumun iyi olmadığını ama gelişmelere bakacaklarını söyledi. Cumhurbaşkanı’nın “Türkiye’nin geleceğini AB ile birlikte kuracağı” yönünde verdiği kuvvetli mesajların zirveden çıkabilecek yaptırımları engellemek için olduğu açık. Bu arada AB ülkelerinin ülkücü dernek faaliyetlerini yasaklamaya başlaması ise Türkiye’ye verilen kuvvetli mesajlar olarak algılanıp AB ile yeniden yakınlaşmanın içerideki ittifakı değiştireceği senaryolarını kuvvetlendirmişti. Ancak Erdoğan’ın, şimdilik de olsa ittifakı koruyacağını ima etmesinin AB tarafından yakından izleneceği anlaşılıyor. Özetle, ekonomideki krizin derinleştiğini, AB ve ABD’den gelebilecek yaptırımların durumu iyice zora sokacağını gören Cumhurbaşkanı Erdoğan, damadının bakanlıktan ayrılması dahil, ekonomide ve siyasette, içine sinmese bile, zorunlu bir sert dönüş yapmaya karar vermiş gözüküyordu. Ancak Cumhurbaşkanı’nın dönüş için gereken radikal siyasi adımları atmaya yanaşmadığı ya da yanaşamadığı belli oluyor. Şimdi AB Zirvesi’nden ve ABD’den gelecek kararlar, ekonomiyi çok daha yakından ilgilendiriyor. Faiz artırımı yetmez Merkez Bankası’nın yüklü faiz artırımı nedeniyle piyasalarda “Cumhurbaşkanı yeniden ekonomide ve siyasette gereken adımları atmaya başlayacak” denilmeye başlanmış, bu da iyimser havayı körüklemişti. Dünkü kur artışına rağmen piyasalardaki olumlu havanın bittiğini söylemek ise mümkün değil. Hatta faiz artışıyla gelinen iklimde yabancı fonların giriş yapmaya başladığı, fon girişinin devam edebileceği de biliniyor. Küresel finans kesiminde para bol, aşı haberleriyle birlikte gelişmekte olan ülkelere yeniden akış başladı ve atılan faiz adımıyla bu akıştan Türkiye’nin pay alması da doğal görünüyor. Ancak AB ve ABD’den gelebilecek yaptırım haberlerinin durumu tersine çevirmesinden korkulduğu da kesin. Bununla birlikte iktidarın “tek yüklü faiz artışıyla işin normale döndüğü”nü düşünmesi en büyük hatası olur. Siyasette sorun yaşanmasa bile, hem enflasyona bağlı yeni faiz artışlarına hazır olunması hem sıkı mali tedbirler alınıp harcamaların kısılmasının gerekeceğini yeni ekonomi yönetimi de biliyor. Ancak bunlara karar verecek yetkinin sadece Cumhurbaşkanı’nda olacağı da unutulmamalı. Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, para politikasının daha da sıkılaşması, gelecek yıl turizm gelirlerinde kısmı toparlanma ve Merkez Bankası’nın piyasaya döviz müdahalelerindeki düşüşün, rezervlerde istikrarı destekleyeceğini ancak yakın zamanda Türkiye’nin rezervlerinde belirgin bir gelişim beklemediğini belirtti. Türkiye’nin 2015 2020 döneminde ortalama enflasyonunun yüzde 11.7 olduğunu hatırlatan Fitch, “Enflasyon sorununun çözümü için uzun süreli olarak daha sıkı para politikası uygulanmasına hükümetin ne kadar tolerans göstereceği belli değil” değerlendirmesi yaptı Özetle, ekonomide düştüğümüz durum kolayca düze çıkabileceğimiz bir seviyede değil. Bunun için ekonominin yanında siyasette de dış politikada da hiç hata yapmadan uzun soluklu bir çabanın gerektiği ortada. Bu çaba için iktidarın soluğunun yeteceği konusunda ise yaşanan gelişmeler hiç de umut vermiyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle