15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 23 KASIM 2020 PAZARTESİ HABER/YORUM Barış İçin Akademisyenler: Almanya’da güvencesizlik, Türkiye’de işsizlik Geleceğimiz belirsiz Din ve ahlak Bir ülkede din sorgulanamaz bir tabu haline geldiyse, ahlak da dinsel ahlaka indirgendiyse, o ülkede demokrasi değil, teokrasi olur. Dünyanın en demokratik ülkelerinde dinin sorgulanabilmesi ve bunun sonucunda teizm, ateizm, agnostisizm, deizm gibi farklı görüşlerin gelişmesi, din dışı bir ahlak anlayışının da var olması ve buna bağlı olarak bir hukuk düzeninin kurulması bir tesadüf değildir. Laiklik, demokrasinin özünde olan temel unsurlardan birisidir. Laikliğin olmadığı yerde demokrasi değil, teokrasi olur. Türkiye’de birçok nedenle birlikte, bu nedenle de demokrasi yoktur. Siyasetçilerin ahlakı dinin, tekelinde gördüğü, Diyanet İşleri Başkanı’nın “Ahret inancı olmayan insandan her türlü kötülük beklenir” açıklaması yaptığı, eğitim sisteminde ahlak dersinin din dersiyle birlikte verildiği ve ahlakın dinsel ahlaka indirgendiği bir ülkeye, bin yıl da bekleseniz, demokrasi gelmez. HHH Ahlak ile din arasında zorunlu bir bağlantı yoktur. Bir insanın ahlaklı olup olmaması, dindar olup olmamasına bağlı değildir. Her dinin bir ahlak anlayışı olsa da ahlakın tarihi dinin tarihinden daha eskidir ve dinlerden bağımsız olarak gelişen din dışı bir ahlak anlayışı her zaman var olmuştur. İyilik de kötülük de kendisini dindar olarak tanımlayan kişilerden de kendisini dinsiz olarak tanımlayan kişilerden de gelebilir. Kendisini dindar olarak tanımlayanların zorunlu olarak ahlaklı ve iyi oldukları iddiası, bir safsatadan ve yalandan ibarettir. Ortaçağda ve onu izleyen yüzyıllarda Avrupa’da milyonlarca insan Hıristiyanlık adına katledilmiştir. 20. ve 21. yüzyılda, nüfusun çoğunluğunun kendisini Müslüman olarak tanımladığı topraklarda da durum farklı değildir. Nijerya’da, Sudan’da, İran’da, Suudi Arabistan’da, Afganistan’da, Pakistan’da, Türkiye’de, Irak’ta, Suriye’de, Lübnan’da milyonlarca insan İslam adına katledilmiştir. HHH “İslam coğrafyasının” hırsızlık, yolsuzluk, dolandırıcılık ve rüşvet karnesi de oldukça zayıftır. Öte yanda, dünyada dindarların oranının en düşük olduğu İskandinav ülkelerinin, hırsızlık, yolsuzluk, dolandırıcılık ve rüşvet olaylarının en az yaşandığı ülkeler arasında olmaları düşündürücüdür. “Eurobarometer” adlı kurumun bir araştırmasına göre İsveç’te nüfusun yüzde 77’si dindar değildir ve Tanrı’nın varlığına inanmamaktadır. “Transparency International” adlı kurumun yaptığı bir başka araştırmaya göre, İsveç dünyada en az yolsuzluğun yaşandığı dördüncü ülkedir. İnsan hakları açısından bakıldığında da durum farklı değildir. “Eurobarometer”in araştırmasına göre, İsveç’in yüzde 77’si, Danimarka’nın yüzde 69’u, Norveç’in yüzde 68’i, Fransa ve Hollanda’nın yüzde 66’sı, Britanya’nın yüzde 62’si, Finlandiya’nın yüzde 59’u, Belçika’nın yüzde 57’si, Almanya’nın yüzde 53’ü, İsviçre’nin yüzde 52’si, Avusturya’nın yüzde 46’sı, İspanya’nın yüzde 41’i dindar değildir ve Tanrı’nın varlığına inanmamaktadır. İnsan hakları açısından bu ülkeler en ileri ülkeler arasında yer alırlar. Türkiye’de kendisini dindar olarak tanımlayan AKP iktidarının uygulamalarının ise ahlakla, erdemle, adaletle bir ilgisi yoktur. Fethullah Gülen adlı dinci şarlatanın kurduğu çeteyle birlikte, “Ergenekon”, “Balyoz”, “Casusluk”, “OdaTV” adlı sahte yargı süreçlerinde yüzlerce masum gazeteciyi, yazarı, akademisyeni, siyasetçiyi, askeri yıllarca hapislerde süründüren AKP’dir. Hâlâ aynı hukuk dışı yöntemlerle masum gazetecileri, yazarları, siyasetçileri, işadamlarını hapislere atan yine AKP’dir. HHH Kuran’da yer alan “cehennem” cezasının, insanları iyiliğe yönlendirdiği iddiası bir safsatadan ve yalandan ibarettir. Ayrıca, bununla ilgili ayetler, bazı Müslümanların kötülük yapmasını önlese de bunun iyilik olup olmadığı tartışmalıdır. Çünkü insan, hiçbir karşılık beklemeden, iyilik için iyilik yapıyorsa, iyi bir insan olabilir. “Cennete” gitmek için iyilik yapan kişi iyi insan olmaz. Olsa olsa çıkarcı ve fırsatçı bir insan olur. İnsanları iyiliğe yönlendirmenin yolu korkutmak ve baskı kurmak değildir, eğitimdir. Laikliğin yerine teokrasinin olduğu yerde, ahlaklı, erdemli, adil ve iyi insanın yetişmesi olanaksızdır. 23 KASIM 2020 SAYI: 34743 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni AYKUT KÜÇÜKKAYA Yayın Koordinatörü Serkan Ozan Yazıişleri Müdürleri İpek Özbey Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Hakan Akarsu (Ekler) Görsel Yönetmen Münevver Oskay Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Gece: Ayça Bilgin Demir l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Jale Özgentürk l İç Politika: Ali Açar l Kültür Sanat: Yazgülü Aldoğan l Fotoğraf: Uğur Demir l Spor: Sami Gürel l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: l İstanbul: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Yenibosna mh. 29 Ekim Cd. no: 1A/41 Bahçelievler/İstanbul Tel : 0212 454 35 10. l Ankara : İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Saracalar mh. 57. cd. no: 21/A Akyurt/Ankara Tel : 0312 353 29 61. l İzmir: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Fatih mh. 199 sok. no:1/7 SarnıçGaziemir/İzmir Tel : 0232 483 96 60. l Adana: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Levent mh. 1791 sok. no: 33/A Yüreğir/Adana Tel : 0322 346 36 25. l Trabzon: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Organize sanayi Bölgesi no: 2 Arsin/Trabzon Tel : 0462 71 40 20. l Antalya: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Yenigöl mh. Serik cad. Havaalanı yolu üzeri no: 38 Antalya Tel : 0242 340 50 40. Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. NAMAZ VAKİTLERİ İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı İstanbul 06:24 07:54 12:55 15:24 17:47 19:11 Ankara 06:08 07:36 12:40 15:12 17:34 18:57 İzmir 06:29 07:55 13:03 15:39 18:01 19:22 TUĞBA ÖZER ‘AILEM TRAVMA GEÇIRDI’ “Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisine imza attıkları gerekçesiyle kanun hükmünde kararnamelerle (KHK) görevlerinden ihraç edilen ve tüm hakları ellerinden alınan Barış İçin Akademisyenler’den bir kısmı burs buldukları Alman üniversitelerinde akademik yaşamlarını sürdürmeye çalışıyor. Potsdam Üniversitesi’nde misafir araştırmacı olarak çalışan Dr. Muzaffer Kaya, “Biz Türkiye’den buraya siyasi bir eylemin bedeli olarak geldik. Belki çok büyük 15 yıl çalıştığı Yıldız Teknik diyor. Türkiye’ye ilişkin düÜniversitesi’nden şüncelerini sorduğu2017’de ihraç edimuzda ise şu yanıtı velen Şehir Plancıriyor: “Türkiye’ye dönsı Tuba İnal Çemekle ilgili şu aşamakiç de Humboldt da bir planım yok, çünÜniversitesi’nde kü tek başıma yaşamıaraştırmacı olarak yorum, bir ailem var. görev yapıyor. Çekiç, “Türkiye’de kal Tuba İnal Çekiç 4.5 senedir burada yaşıyoruz ve zaten onlar mış olsaydım proda bu süreçte bir travfesör olmuş olabilirdim ama bu ma geçirdi. Eşim işini, çocuğum rada hala bir ara kademede ça okulunu bırakıp gelmek zorunlışır durumdayım. Burada, bida kaldı. Dönsek bile artık eski bir eylem değildi ama sonuçlaze bakış açısı sorunlu olabiliyor. üniversitelerimizde çalışmamızın rı ağır oldu. Türkiye’de beraat etTürkiye’den geldiyseniz hiçbir çok kolay olabileceğini sanmıyotiğimiz halde işlerimize dönüp şey bilmiyormuşsunuz gibi dav rum. Arada kırgınlıklar, kızgınlıkdönmeyeceğimiz belirsiz. Dolayırananlar olabiliyor. Ancak Türki lar var. Bizim için dönmek o kasıyla bu bir geleceksizlik getiriye akademisi öyle bir yer değil” dar kolay olmayacaktır.” yor bizlere” diye konuştu. Almanya, AKP hükümetinin 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında ilan ettiği olağanüstü hal (OHAL) döneminde çıkarılan KHK’lerle görevlerinden ihraç edilen Barış İçin Akademisyenler’in, ülkeyi terk etmek zorunda kalmalarının ardından en çok gittikleri ülkelerin başında. Bu durumun altında ise Almanya’daki devlet destekla dayanışmak için çok sayıda faaliyet yürütürken bir yandan da kendi tabirleriyle “bildikleri en iyi şeyi yapmaya” devam ediyorlar. Yani dersler vermeye... Bildiri imzacılarından akademisyen Muzaffer Kaya, 2016 yılında cezaevinden çıktı. Nişantaşı Üniversitesi Sosyal Hizmetler Bölümü’nden ihracının ardınli vakıfların risk altında bulunan dan Türkiye’de bir süre iş arayan akademisyenlere diğer ülkeleDr. Kaya, OHAL başlayınca bure oranla daha fazla burs olanağı nun artık imkânsız hale geldiğisağlaması yatıyor. 200 civarı “Ba ni söylüyor. Bu süreçte bulduğu rış İçin Akademisyenler” bildiri bir bursla Berlin’e gelen Kaya, şu si imzacısı akademisyenin ihraç anda da misafir araştırmacı olaların ardından Almanya’ya geldi rak Potsdam Üniversitesi’nde çaği tahmin ediliyor. Büyük bir kıs lışıyor. Almanya’daki akademismı ise Berlin’de. yenlerin yaşadıkları zorluklaBurada yaşayan akaderı da anlatan Kaya şöyle demisyenlerin temel sorunvam ediyor: ları arasında hâlâ çözüle“Buraya gelenler süreli meyen pasaport problemi burslarla geldiler. Bu bursve Alman akademisinin ların uzunluğu en iyi ihtimalgüvencesizliği var. Akale 2 yıl ve sonrası tamamen demisyenler bir yanbelirsiz. Türkiye’de beradan Türkiye’de kaat ettiğimiz halde işlerilan meslektaşlarıyMuzaffer Kaya mize dönüp dönmeyeceğimiz belirsiz. Buradaki akademi de son derece güvensiz hatta Türkiye’den daha neoliberal şartlarda. Dolayısıyla bu bir geleceksizlik getiriyor bizlere. Buradaki arkadaşlarımızın bazılarının bursu bitti. Türkiye’ye dönseler zaten iş bulamayacaklar. Bu iktidar sürerken Barış İçin Akademisyenler’in Türkiye’de iş bulması pek olası görünmüyor.” ‘Sonuçları ağır oldu’ Bu dayanışma faaliyetleri kapsamında bir dernek oluşturduklarını belirten Kaya, şu anda 100 civarında üyelerinin bulunduğunu belirterek dayanışma faaliyetlerini şöyle anlatıyor: “Biz Türkiye’den buraya sonuçta siyasi bir eylemin bedeli olarak geldik. Bu belki çok büyük bir eylem değildi ama sonuçları ağır oldu. Dolayısıyla barış ve demokrasi isteğimizi, demokratik duruşumuzu burada da sürdürmeye çalışıyoruz. Buradaki Türkiyeli demokratik kesimlerle de bağ kurmaya çalışıyoruz.” l BERLİN BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Eğitim bilimi. 2/ Kısa çizme... Bir içki. 3/ Judo ve karatede en üst derecelere verilen ad... Resim gibi güzel sevgili. 4/ Kesilen ağacın yerde kalan kütük dibi... Serbest meslek adamlarını içinde toplayan resmi birlik. 5/ Yurdumuzun bir bölümüne verilen ad. 6/ Bilgisiz, kültürsüz kimse... Anadolu halklarının en eski ana tanrıçası... İnce dantel. 7/ Su masajı küveti ya da havuzu... Konut. 8/ Avrupa’da büyük bir yarımada... Bir nota. 9/ Bir şeyin kenarı... İskambil kâğıtlarından valeye verilen bir başka ad. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Çocuğu konu alan bilim dalı. 2/ Üzeri kırmızı parafinle kaplanan bir peynir cinsi... Kutsal olduğu için dokunulmaması gere1 234 5 678 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 AKRED İ T İ F 1 2 3 4 BROŞ ME T A DOK EPR İ K AK TRAK 2 3 5 L İ MA L İ L A 4 6 7 ARSA EV KÜRSÜ ADA 5 8 URDU OĞAN 6 9 REASÜRANS 7 ken şey. 3/ Irak’ın para biri 8 mi... Çift direkli ve yelkenli tekne. 4/ Bir renk... Karade9 niz yöresine özgü, taze mısır ekmeği ve minci peyniriyle yapılan bir yemek. 5/ “Bir kez gönül yıktın ise / Bu kıldığın değil” (Yunus Emre). 6/ Asya’da bir ırmak... Bir işi yerine getirme. 7/ Geçimi yaşlı ve zengin bir kadın tarafından sağlanan genç erkek sevgili... Tarla sınırı. 8/ İradenin akıldan daha üstün olduğunu ileri süren öğreti. 9/ Bir etkinliğin geçici olarak durdurulduğu süre... Fatih Sultan Mehmet’in şiirlerinde kullandığı mahlas. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] Amerikancılık yarışı! Muhalefetin bir bölümü, daha ABD seçimleri başlarken Joe Biden’dan yana taraf olmuştu. Bu, bir ölçüde Erdoğan karşıtlığı nedeniyleydi. Erdoğan, Trump’la çalışmayı tercih ettiğine göre muhalifleri de Biden’ı desteklemeliydi! Birkaç kez yorumladık bu tabloyu: İktidar adına da muhalefet adına da vahim bir tabloydu! Muhalefetin Batıcılığı Muhalefetin Batıcılığı derken AKP’den kopan Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan’ın partilerini kastetmiyorum: Onlar genetik olarak Amerikancı zaten. HDP’yi de kastetmiyorum: Etnikçiliğin solculuğu öldürdüğünü, sıkı Amerikancı olarak resmediyorlar zaten. Asıl üzerinde durmak istediğim CHP’dir. CHP Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çeviköz, Amerikan Alman Marshall Fonu (GMF) adlı düşünce kuruluşunun çevrimiçi panelinde konuştu. Öne çıkan üç mesajı oldu: 1. ABD ile AB arasındaki transatlantik birlik yeniden güçlendirilirse, bunun “Türkiye’yi NATO üyeleri topluluğuna geri getireceğini” savundu! 2. CHP olarak iktidar olurlarsa, S400’leri iptal edeceklerini ilan etti! 3. Biden’dan beklentilerini “demokrasiye çok güçlü bir vurgu yapması” şeklinde açıkladı! (Amerika’nın Sesi, 21.11.2020) Neresinden tutsanız elinizde kalacak açıklamalar, CHP’nin kurucu ayarlarındaki “bağımsızlıkçı” ve “antiemperyalist çizgiye” 180 derece ters yaklaşımlar... Sanıyorlar ki Amerikancılık ve Batıcılık yaparlarsa, iktidar olacaklar! İktidarın Batıcılığı Fakat önemle belirtelim: Batıcılık yarışında muhalefetin iktidar karşısında hiç şansı yok. Amerikancılık yapılması gerekiyorsa, AKP’den daha sıkı Amerikancılığı hiçbir parti yapamaz! Nitekim Trump kazanma umutlarını kaybettikçe, AKP adım adım Atlantik’e rota kırmaya başladı: Erdoğan’ın “hukukta, ekonomide ve demokraside seferberlik ilan” etmesi, bir haftadır tüm konuşmalarında “reform başlatıyoruz” mesajları vermesi, yeni Maliye Bakanı Lütfi Elvan’ın “piyasa ekonomisine bağlılık” açıklamaları, Atlantik’e, ABD ve AB’ye, “serbest piyasa” düzenine, New York bankerleri ve Londra tefecilerine mesajdı. Orada kalmadı elbette. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Brüksel’i ziyaret etti ve çeşitli AB yetkilileriyle görüştü. Kalın’ın Brüksel’e mesajı şuydu: “AB üyeliğini stratejik bir öncelik olarak görüyoruz” (Sputnik, 24.11.2020). Erdoğan’ın ABD ve AB mesajı Sözcüsü Brüksel’de AB’yle görüşürken, Erdoğan da video konferans yöntemiyle partisinin çeşitli il kongrelerinde sesleniyordu: “Kendimizi başka yerde değil, Avrupa’da görüyor ve orada bir gelecek inşa etmek istiyoruz.” (Cumhuriyet, 21.11.2020.) Erdoğan bununla da yetinmiyor, ABD’ye de sıcak mesaj veriyordu: “ABD ile uzun ve yakın müttefiklik ilişkilerimizi, bölgesel ve küresel tüm meselelerin çözümünde kullanma niyetindeyiz.” ABD’yle müttefikliği bölgesel konularda kullanmak demek, Suriye’de, Doğu Akdeniz’de, Libya’da ABD’yle çalışma arzusu demektir. Erdoğan, özetle bu mesajıyla yeninden direksiyon kırıp Biden’lı ABD’yle bölgede çalışabileceğini belirtiyor. Amerikancılıkla kazanma günleri geride kaldı Muhalefetin de iktidarın da anlamadığı şu: Amerikan rüyası bitti! Önceki yazımızda belirttik: AB bile “ABD’den stratejik özerklik” için “stratejik pusula” oluşturmaya başladı. Zira AB yetkilileri de biliyor ki Trump’tan sonra Biden’ın gelmesi bile her şeyi eski haline getirmeyecek. Yani ABD ile AB arasında eski türden bir “bağımlı” ilişki kurulamayacak. Evet, mesele Amerikancılıksa bunu Türkiye’de en iyi uygulayabileceğini gösteren politikacı Erdoğan oldu. Ancak o bile, artık eskisi türden, BOP eşbaşkanlığına benzer bir ilişki kuramaz. Çünkü yeni bir dünya kuruluyor ve Almanya başta, çoğu Batı ülkeleri bile bu gerçeğe göre konumlanıyor. Hal böyleyken, ana muhalefet partisinin iktidar olabilmek için AKP’yle Amerikancılık ve Batıcılık yarışına girmesi, iktidarı yeniden ve yeniden Erdoğan’a teslim etmekten başka bir sonuç doğurmaz! Ve CHP şu gerçeği dikkatle görmelidir: Erdoğan, iktidarını Asya’ya bir parça dümen kırabildiği için uzattı! Ancak artık o bile nafile, çünkü araba kontrolden çıkmış durumda. ABD’ye mesajlar, Erdoğan’ın freni patlayan arabayı daha az hasarla çarpabilmek için direksiyonu çaresizce bir sağa bir sola kırmasından başka bir şey değil.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle