15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 KASIM 2020 ÇARŞAMBA 1700 yıllık sikkeler Bursa’da polisin tarihi eser kaçakçılarına yönelik düzenlediği operasyonda, Bizans ve Etiyopya Aksum Krallığı’na ait olduğu değerlendirilen 1700 yıllık 465 tarihi sikke ele geçirildi. Gözaltına alınan Ü.T. hakkında, 2863 sayılı kanun kapsamında işlem yapılıp serbest bırakıldı. l DHA Eliz Mira yaşama tutunsun Adana’da 6 aylıkken Spinal Musküler Atrofi (SMA) Tip1 hastalığı teşhisi konulan 21 aylık Eliz Mira Mert’in ailesi, Amerika’daki tek dozu 2.4 milyon dolar olan Zolgensma gen terapisinden yararlanabilmesi için 3 aydan daha az süreleri kaldığını söyledi. Anne Yonca Mert (38), “Hiçbir zaman yılmayacağız. Sonuna kadar mücadelemize devam edeceğiz” dedi. Anne Mert, şunları söyledi: “Çok kısıtlı bir zamanımız var. Bu ilacı 2 yaşın altındayken alması gerekiyor. Çünkü Amerika bu ilacı 2 yaşın üstündeki çocuklara uygulamıyor. Eliz Mira şu anda 21 aylık. 3 ay gibi çok kısa süremiz var. Hatta 3 aydan daha az. Çünkü ilacın uygulanmasından 20 gün önce hastanede olması lazım. Bizim bir an önce bu parayı toplayıp ilacı çocuğumuza kavuşturmamız lazım. Gen tedavisinin Amerika’daki tek dozu 2.4 milyon dolar. Biz şu anda ilaç parasının yüzde 1’ini bile tamamlamış durumda değiliz.” l DHA Efeler’de otizm yaşam merkezi CHP’li Efeler Belediye Başkanı Mehmet Fatih Atay, otizmli çocukların ve ailelerin yaşamını kolaylaştırmak için “Otizm Yaşam Merkezi” için proje başlattı. Önümüzdeki aylarda temeli atılacak merkezde, 400’e yakın otizmli çocuğun sosyal ve kültürel aktiviteler ile sosyal yaşama katılmaları amaçlanıyor. Atay, “Otizm Yaşam Merkezimiz tamamlanarak faaliyete geçtiğinde potansiyel olarak 400 otizmli bireyin faydalanabileceğini öngörüyoruz. Otizmli çocukları olan ailelerin gerektiği zaman çocuklarını bırakabilecekleri bu merkez ile ilgili taşıma ve servis ihtiyaçlarının giderilmesi, sosyal ve kültürel aktiviteler için belediye mekânlarının tahsis edilmesi, otizm yaz gençlik kampları da planladığımız çalışmalar arasında yer alıyor” diye konuştu. l İZMİR / Cumhuriyet Karton ama değil Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Su Ürünleri Fakültesi Su Ürünleri Temel Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sedat Gündoğdu, karton bardaktaki tehlikeye dikkat çekti. 70 derecelik ısılardaki içeceklerin içerisine konmasıyla binlerce mikroplastiğin vücuda alındığını kaydeden Doç. Gündoğdu, şöyle konuştu: “Özellikle nano plastikler çok küçük boyutlarda oldukları için bağırsak duvarından geçerek iç organlarımıza kadar yerleşebilme riskine sahip.” l DHA 8 milyon yıllık mamut fosili Edirne’nin Büyükdöllük köyündeki kum ocağında 8 milyon yıllık olduğu belirlenen mamutlara ait kemik fosilleri bulundu. Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Yaraş, kemiklerin “geç miyosen” döneminde yaşamış mamutlara ait olduğunu belirterek “Günümüzden 8 milyon yıl öncesine ait fosiller bunlar. Yani burada 8 milyon yıllık tarih yatıyor diyebiliriz. Bu alanda yaşanmış olması, antik dönemde, buzul döneminde burada bir yaşamın olduğunu gösteriyor. Bu, Trakya tarihi açısından da büyük önem taşıyor” dedi. l DHA ÖZEL GEREKSINIMLI ÇOCUKLAR IÇIN EĞITIME ERIŞIM ÇOK ZOR UMAY AKTAŞ SALMAN ‘Yetersiz kalıyoruz’ E.Y., öğretmen olarak yetersiz kaldığı noktaları şöyle anlatıyor: “Kaynaştırma öğrencilerinin ötesinde birçok çocuk farklı. Yetersiz kalıyoruz. Her çocuğu kapsayamıyoruz. Görsel bir materyal hazırlıyorum ama işitselde tıkanıyorum. Her konudan kazanımı amaçlayan materyal hazırlama tecrübem yok. Bazı konuları tahtada anlatabiliyorum sadece, öyle gördüm. Zaman da yok.’’ Bu çocuklar görünmez EĞİTİM Kaynaştırma eğitimi alan öğrenci sayısı yıllar içinde artış gösterse de hem erişimde hem de nitelik eğitim almada sorunlar yaşanıyor. Bu çocukların yaşadığı sıkıntılar, uzaktan eğitimle katlandı, onları daha da “görünmez” hale getirdi. Eğitim Reformu Girişi’nce hazırlanan “Beni kabul edecek bir okul bulabilecek miyiz?” başlıklı dosyayı hazırlayan ERG Araştırmacısı Umay Aktaş Salman’ın çalışmasına göre, özel eğitimdeki 425 bin 774 çocuğun 318 bin 300’ü okulöncesi, ilkokul, ortaokul ve lisede eğitimlerini tipik gelişim gösteren akranlarıyla birlikte aynı sınıfta sürdürüyor. Yani kaynaştırma eğitimi alıyor. Bu çocukların 269 bin 897’si erkek, 155 bin 877’si kız. Kaynaştırma yoluyla eğitim alan öğrenci sayısının okulöncesi eğitim dışındaki tüm kademelerde de arttığı görülüyor. Raporda, çocukları farklı kademelerde eğitim alan annebabalar, farklı branşlardan öğretmenler ve yöneticiler, kaynaştırma eğitiminde yaşanan sorunları anlatıyor. Sesini duyuramıyor Uzaktan eğitimde erişim, özel gereksinimli çocuklar için daha ‘BUNLARDAN NE OLUR Kİ...’ D.Y., eğitim sisteminin serebral palsi olan yeğeninin potansiyelini görmediğini şöyle anlatıyor: “Psikoloğu, ‘Farkında mısınız ne kadar yaşıtlarının ötesinde hayal gücü var? Öğrenme aşkı müthiş’ demişti. Ama eğitim sistemi bunu görmüyor ki. Her şeyden önce öğretmenin tüm çocuklara gönlünü açması önemli. Her çocuk okulda varlık gösterebileceğini hissetmeli. ‘Ben bunu yapamıyorum ama şunu yapabilirim’ diyebilmeli. Yeğenimin öğretmeni hiçbir zaman kötü muameleye maruz bırakmadı onu ama diğer çocuklarla eşitleyecek bir şey de olmadı. Bu zamana kadar yalnız başına vakit geçirme süresi arttı. Toplu gösteriler varsa, öğretmen katıyor. Ancak herkesin kafasında ‘Bu çocuklardan ne olabilir ki’ düşüncesi var. Ona gösterilen çaba boşuna diye düşünüyorlar. Temel sorun bundan kaynaklanıyor. İngilizcede sınıf birincisi ama hâlâ buna şaşırıyorlar mesela.” büyük bir sorun haline geldi. Serebral palsisi olan M.N’nin teyzesi D.Y., şunları söylüyor: “Yeğenimi televizyonun başına oturtmak çok zor. Canlı derslerde de ilgisini toplayamadı. Sınıfta sesini zor duyururken bilgisayardan sesini duyurması iyice zorlaştı. Böyle olunca derslere katılmak istemedi. Öğretmen de onu derse katmak için çok çaba sarf edemedi. İngilizce öğretmeninin derse katmak için çabası vardı, o derslere katılabildi. Online olarak derslere katılmaya devam ediyor. Daha çok dinleyici konumunda.” Down sendromu olan K.E’nin annesi F.E., “Geçen sene okulda kızımın belirli derslerde destek alabilmesi için destek eğitim odası açılmasını talep ettik. Ancak ikinci dönem açılabildi. Okuldaki Türkçe öğretmeni destek eğitim odasında ders vermeyi kabul etti. Ama matematik öğretmenini ne okuldan ne de ilçeden bulabildik” diyor. Neredesin diyen yok Uzaktan eğitime geçildiğinden bu yana kızının “yok hükmünde” olduğunu söyleyen K.E., neler yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Geçen eğitim yılında uzaktan eğitime geçildiğinde sınıf öğretmeninden kızıma özel bir şey istememe rağmen okulda bu yönde bir adım olmadı. EBA TV de bizim için uygun değildi, dersler hızlıydı. Özel eğitim içerikleri de bize uymadı. Kızımla kendimiz çalışmaya çalıştık. Neredesin diye soran öğretmen de, okul yöneticisi de olmadı. Bu eğitim yılının başında da uzaktan canlı dersler yeniden başladı. Saat 09.00’dan 13.30’a kadar devam ediyor. Dersin son birkaç dakikasını kızıma ayırmaya çalışıyorlar. Gölge öğretmenimiz var, o kolaylaştırıyor. Tek başına dersi o hızda takip etmesi mümkün değil. Kızım okuldan sonra gölge öğretmeniyle bire bir çalışmalar yapıyor.’’ Ben alırım M.N. için ilkokula başlamak da hiç kolay olmadı. Teyzesi D.Y. süreci şöyle anlatıyor: “Adresimizin tuttuğu okula gittik. Sınıf mevcutlarının 30’dan fazla olduğunu, yardımcı olamayacaklarını, düşük mevcutlu sınıfta eğitim alırsa daha iyi olacağını söylediler. Bir okul önerdiler. Ancak orada da sınıflar 3335 kişiydi. O okulun müdürü olumlu karşıladı. Tecrübeli olduğu için yeğenimi vermek istedikleri öğretmen, ‘Asla sınıfıma böyle bir öğrenciyi kabul etmem. O çocuklar için başka okullar var’ dedi. Müdür bu direnişin karşısında duramadı. Yeğenimin şimdiki öğretmeni ‘Hiçbir öğrenciyi sınıfa almam diyemem, kimse almazsa alırım’ dedi. Yeğenimin özel eğitim öğretmeni geldi. ‘İyi bir öğrenci, öğrenmeye çok açık. Fiziksel zorlukları var ama önyargılı olmayın’ dedi. Öğretmen biraz vicdan biraz eli mahkum kabul etti.” Eukzraaknladşaınn... İlköğretim ve ortaöğretim düzeyinde öğrenim gören öğrenciler, 20 Kasım’a kadar ara tatilde. Eğitim uzmanı Hatice Yılmaz’ın tatil önerileri şöyle: “Öğrencileri mümkün olduğunca ekrandan uzaklaştırıp fiziksel etkinliklere yönlendirmek, örneğin; pandemi kurallarına da dikkat ederek açık hava etkinlikleri düzenlemek öğrencileri rahatlatacaktır. Öğrencilerin ara tatilinde günün önemli bir bölümünü kendi istedikleri etkinliklere ayırmaları en doğal hakları. Ancak sınıf seviyesine göre 30 dakikadan 3 saate kadar günün belirli bir bölümünü de sene başından itibaren yapılan derslerin tekrarına ayırmaları gerekmektedir. Ayrıca ilgi duyulan bir konuda araştırma yapmak, kitap veya dergi okumak ilgi alanlarını belirlemenizi sağlayacaktır. Veli ve öğrencilerin bir haftalık tatili birlikte planlamaları öğrenciye dijital çağın gereksinimleri olan yaşam disiplini oluşturma becerisi kazandıracağı gibi kendi öğrenmesini düzenleme becerisi de kazandıracaktır. ‘’ Prof. Sitti’ye bilim ödülü Koç Üniversitesi Tıp ve Mühendislik fakülteleriyle, ETH Zürih Bilişim Teknolojileri ve Elektrik Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi ve Max Planck Akıllı Sistemler Enstitüsü Direktörü Prof. Dr. Metin Sitti, Duvarları Yıkmak: Dünya Bilim Zirvesi’nin “Mühendislik ve Teknoloji kategorisindeki “Yılın Bilimde Çığır Açan Buluşu Ödülü”nün sahibi oldu. Ödül, kablosuz küçük tıbbi robotlar, biyoesinli minyatür, yumuşak robotlar ve yapıştırıcılar gibi çalışmaları nedeniyle Prof. Dr. Sitti’ye verildi. Prof. Dr. Sitti, “Araştırmam, insan vücudu içinde kablosuz tıbbi cihazların kullanımının önündeki engelleri yıkıyor. Felçli bir hastanın beynindeki kan pıhtısını açmak için vücuda giren mikroskobik bir denizaltıyı anlatan 1966 yapımı bilimkurgu filmi Fantastic Voyage’dan çok etkilenmiştim” dedi. FARK YARATANLAR ARANIYOR Sabancı Vakfı’nın ‘’Fark Yaratanlar Programı’’nın 12. sezon başvuruları başladı. ‘’Fark Yarat Hayatlar Değişsin’’ sloganını taşıyan programın başvuruları, 11 Aralık 2020 tarihine kadar web sitesi üzerinden yapılabiliyor. Sabancı Vakfı Genel Müdürü Nevgül Bilsel Safkan, “11 yılda 81 ilden 4 binin üzerinde başvuru aldık ve 195 fark yaratanın hikâyesini görünür kılarak toplumda yeni umutlar yeşerttik. Bireysel çabanın sivil toplumun gelişmesi için çok kıymetli bir kaynak olduğunu, değişime inanan bireylerin neler başardığını bu yolculukta görüyoruz’’ dedi. ‘’Fark Yaratan’’ seçilenlerin çevrelerine ilham verdiğini, pek çok farklı kurumdan da ödül ve destek alarak yollarına devam ettiklerini anlatan Safkan, yeni sözonla ilgili şunları söyledi: ‘’Bu yıl programa daha çok hikâyenin başvurmasını umuyoruz. Fark yaratanlarımızın çalışmalarını yakından takip edecek ve onların çalışmalarını bir adım ileri taşımak için gerekli olan strateji, sürdürülebilirlik, etki ölçümü gibi konularda eğitim ve atölyeler düzenleyeceğiz. Sivil toplum ve sosyal girişimcilik alanının etkili isimlerinden mentorluk almalarını sağlayacağız.” Değerlendirme kriterleri: • Çalışmalarıyla somut değişim yaratma. • Yaratıcı ve ilham verici olması. • Çalışmalarının sürdürülebilir ve yaygınlaştırılabilir olması. • Şeffaf ve güvenilir olması.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle