15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DİZİ 9 17 KASIM 2020 SALI FETÖ kumpasıyla cezaevinde konulan eski Hava Kuvvetleri Savcısı Üçok’tan çarpıcı tespitler: Spor temizlenemedi Eski Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, 12 Aralık 2014 En ilginç suçlamalar Ahmet Çakar için yapılmıştı. “Bu tarihinde suç duyurusunda bulundu. FETÖ’nün basın ayağı tutuklanmaları cemaatin üzerine yıkmak vicdansızlığın en olarak sadece Mehmet Baransu ve Ekrem Açıkel yer aldı. SEYHAN büyüğüdür. Türkiye’nin en büyük sivil toplum örgütü Hizmet Rıdvan Dilmen’in ismini verdiği kişiler bu dava da yer almadı. AVŞAR Gönüllüleri olarak Fethullah Gülen hareketidir” ifadeleri vardı. Devletin hemen hemen tüm organlarına sızan FETÖ, spor alanına sızmayı da ihmal etmedi. Kendilerinden olmayanları her kurumdan kumpaslarla tasfiye etmeyi başaran FETÖ, 3 Temmuz 2011’de iktidardan aldığı güçle Fenerbahçe’ye yönelik bir kumpas düzenledi. Takımın eski Başkanı Aziz Yıldırım ve yöneticileri tutuklandı. O günlerde spor basınından birçok gazeteci bu hukuksuz operasyonu “Futbolun Ergenekonu” diye adlandırarak toplum nezdinde algı çalışması yürütüyordu. Aziz Yıldırım FETÖ’nün futbol yapılanmasına ve FETÖ’ye alkış tutan gazetecilere ilişkin suç duyurularında bulundu. Yıldırım’ın dilekçelerinde yer alan çok önemli detaylar görmezden gelindi. Bazı isimler hakkında davalar açılsa da çok sayıda isim bu soruşturma dahi geçirmedi. Halen ekranlarda “gazetecilik” yapmaya devam ediyorlar. Eski futbolcu Rıdvan Dilmen’in, “Türk spor basınında FETÖ’cü gazeteciler ve yöneticiler hâlâ işbaşında” sözleri ise FETÖ’nün spordan ne denli temizlenip temizlenmediği konusunu bir kez daha gündeme getirdi. Eski Hava Kuvvetleri Savcısı Hâkim Albay Ahmet Zeki Üçok sorularımızı yanıtladı... n Rıdvan Dilmen’in açıklamaları oldukça dikkat çekiciydi... Sizce de FETÖ spor basınından temizlenmedi mi? Son günlerde tam da FETÖ’nün istediği ortam oluşmuştu. Neredeyse hiçbir basın yayın kuruluşunda FETÖ’nün adı telafuz edilmez, Türk Silahlı Kuvvetleri’nden (TSK) başka hiçbir kurumda FETÖ ile mücadele edilmez olmuştu. Bu durum öylesine bir hal almıştı ki yargıda, valilerin, kaymakamların arasında ne bileyim falanca kurumda FETÖ’cü var demek bile adeta suç haline getirilmiş durumdaydı. Bugün mahkeme kararlarında da açık bir biçim yer aldığı üzere Fethullah Gülen’in talimatıyla şike operasyonu adı altında Fenerbahçe’yi ele geçirmek üzere Emniyet ve yargı içerisinde yer alan FETÖ üyesi polis, savcı ve hâkimleri tarafından operasyon başlatılmış, başta Fenerbahçe Başkanı Sayın Aziz Yıldırım olmak üzere birçok Fenerbahçeli yönetici tutuklanıp hapse atılmışlardı. Tabii ki böylesine büyük bir operasyonu yapmak için FETÖ tıpkı Balyoz, Ergenekon, Askeri Casusluk kumpaslarında olduğu gibi emrindeki basın yayın organlarını Ahmet Zeki Üçok, FETÖ’nün spor camiasındaki ağını anlattı. ve de özellikle spor basınında ve yönetiminde yer alan üyelerini kullanarak algı operasyonu yürütmüşlerdir. Fenerbahçe yönetici ve futbolcularını kamuoyu önünde itibarsızlaştırmak için bu kişilerden yararlanıldığından hiçbir kuşkum yok. Fenerbahçe sessiz kalmadı n Rıdvan Dilmen açıklamasında bazı isimlerden bahsetti... FETÖ’nün 3 Temmuz kumpasındaki gerçekler ortaya çıktıktan sonra, başkan Aziz Yıldırım, hukuka aykırı operasyonda rolü olan kişilerin tespiti ve cezalandırılması talebiyle 12 Aralık 2014 günü İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Bu suç duyurusu üzerine, Fethullah Gülen, Hidayet Karaca, Ekrem Dumanlı, İlhan İşbilen, Alaatin Kaya, Suat Yıldırım isimli FETÖ örgütü yöneticileri ile dönemin İstanbul Organize Şube Müdürlüğü yetkilileri (Nazmi Ardıç, Ahmet Davulcu, Ahmet Kalender), İstanbul İstihbarat Şube Müdürü (Ali Fuat Yılmazer) ve il emniyet müdür yardımcıları (Mutlu Ekizoğlu, Mehmet Likoğlu) ve FETÖ’nün basın yayın organlarındaki üyeleri olduğu iddiasıyla Mehmet Baransu, Ekrem Açıkel ile örgütün diğer üyeleri Halil İbrahim Koca, Ali Çelik, Orhan Erdemli, Cemalettin Mutlu isimli kişiler başta olmak üzere 108 şüpheli hakkında iddianame düzenlendi. Ancak bu dava içerisinde FETÖ’nün basın ayağı olarak sadece Mehmet Baransu ve Ekrem Açıkel yer aldı. Rıdvan Dilmen’in ismini verdiği kişiler bu davada yer almadı. n Fenerbahçe Kulübü bu duruma sessiz kalmadı değil mi? FETÖ kumpasında bir yıl tutuklu kalan Aziz Yıldırım, 2 Temmuz 2012 tarihinde tahliye edilmişti. Yıldırım, Fenerbahçeliler tarafından karşılanmıştı. Hayır tabii ki... Bu durumu gören Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe Kulübü “bir dakika” dediler. Evet, iddianamede adı geçen 108 kişi 3 Temmuz kumpasını yaptılar ama onlara kamuoyu nezdinde destek olan gazeteci ve yöneticiler bu iddianamede yer almamış diyerek 17 Mayıs 2016, 22 Eylül 2016 ve 13 Haziran 2017 tarihlerinde 37 spor yazarı, spor yorumcusu, kulüp başkan ve yöneticisi ile Türkiye Futbol Federasyonu yöneticisi hakkında suç duyurusunda bulunarak soruşturma açılmasını talep etmiştir. Ayrıca soruşturma ve kovuşturma aşamasında görev yapan FETÖ üyesi hâkim ve savcılar hakkında inceleme yapılması için Hâkim ve Savcılar Kurulu’na müracaat etmişlerdir. Rıdvan Dilmen’in bahsettiği isimlerin neredeyse tamamı bu suç duyurularında yer almaktadır. n Kimler o isimler? Turgay Demir, Talip Doğan Karlıbel, Rasim Ozan Kütahyalı, Ahmet Çakar, Serhat Ulueren, Erman Toroğlu, İbrahim Seten, Mehmet Arslan, Talat Atilla, İlhan Helvacı, Lütfi Arıboğan, Ebru Köksal , Mehmet Ali Aydınlar gibi birçok isim var. n Suç duyurusunda bu isimler hakkındaki iddialar yer alıyor. Peki, bu iddialardan en ilginç olanı sizce hangisiydi? Bence en ilginç suçlamalar Ahmet Çakar için yapılmıştı. Ahmet Çakar’ın yaptığı bazı konuşmaları suç duyurusuna konmuştu. Mesela, “Cemaat Fenerbahçe’den daha büyük bir örgüttür. Bu tutuklanmaları cemaatin üzerine yıkmak vicdansızlığın en büyüğüdür. Türkiye’nin en büyük sivil toplum örgütü Hizmet Gönüllüleri olarak Fethullah Gülen hareketidir. Mehmet Ekinci suçsuz derse yer yerinden oynar, Ergenekon, Balyoz tartışılır. Aziz Yıldırım eğer Fethullah Gülen hareket grubunu kastediyorsa bu çok ciddi bir bölücülüktür. Keşke hepsi masum olsaydı da delinin biri şike romanı yazmış olsaydı, çırılçıplak gay taklidi yapaydım” gibi ifadeleri yer alıyor. n Bu suç duyurularında gazeteci Mustafa Çevik’in tanık olarak dinlenilmesi istenmişti. Çevik dinlendi mi? 19 Nisan 2016 tarihinde gazeteci Mustafa Çevik, “Fethullah Gülen spor camiasından gazeteci, teknik direktör, futbolcu 100 kişiye isimlerinin baş harfi yazan gümüş kolyeler yolladı... Net” içerikli bir tweet attı. Suç duyurusu dilekçesinde bu ismin dinlenmesi talep edilmişti. Ben Mustafa Bey ile görüştüm. Başına gelmeyen kalmamış. İşinden atılmış, hakkında bir sürü tazminat davaları açılıp işsiz haliyle tazminat ödemek zorunda bırakılmış ve çok ilginçtir bugüne kadar hiçbir savcı terörist başının kolye gönderdiği spor camiasındaki kıymetli evlatları kimlerdir diye sormamış. Mustafa Çevik, FETÖ ile mücadele edip yalnız bırakılanlar için acı bir örnek. TEKNİK DİREKTÖR ALAŞAĞI EDİLDİ FETÖ üyesi çok sayıda futbolcu, yargılandıkları davalarda himmet adı altında örgüte para yardımı yaptıklarını itiraf etti. Birçok kişi FETÖ’nün spor dünyasında ne kadar çok etkili olduğunu bilmez. Ersun Yanal’ı hatırlayın, 13 Nisan 2004 yılında mili takım teknik direktörü oldu. Birçok milli takım teknik direktöründen daha başarılıyken Fethullah Gülen’in manevi evladı futbolcu Hakan Şükür’ü “Sistemime uymuyor” gerekçesiyle aday kadroya almayınca bir yıl içerisinde görevine son verildi. Şu derinliğe bakar mısınız? Milli Takım Teknik Direktörü tek hamlede alaşağı ediliyor. Diğer yandan futbol camiasının içerisinde yer alan birçok futbolcu ve yöneticinin FETÖ’ye himmet adı altında milyonlarca lira haraç verdiğini, vermeDİLMEN: GAZETECİLERİN HESAPLARI İNCELENMELİ Rıdvan Dilmen, spor camiasından bazı insanların Fethullah Gülen ile ilgili attıkları tweet’lerini de gündeme getirip, kendisine yönelik sözler sarf eden Vatan Gazetesi eski Spor Müdürü İbrahim Seten’e yönelik açıklamalarda bulunmuştu. Dilmen, Seten’in Fethullah Gülen için tweet’ler attığını anımsatarak şu ifadeleri kullanmıştı: “Türkiye’nin en büyük gücünü çağır gelsin o zaman. Hadi çağır. Gelmiyorsa. Topla tayfanı defol git bu ülkeden. Rasim’ini de al, İsmail Er’ini de al git. 201011’de tam FETÖ operasyonu yaptılar. ‘Burnundan kıl aldırmayan Başbakan’ ne demek, sen kimsin? Ve terör örgütü lideri için neler söylüyorsun. 251 şehidin kanına siz de bulaştınız. Ahlaksızlar. Şimdi bu attığınız tweet’leri yazamazsınız. Çünkü Taraf Gazetesi gibisiniz. Örgütlenmişsiniz. Pirana gibisiniz. Türkiye’de savcılıkların futbol camiasında ‘Temiz Eller’ operasyonu yapması lazım. Temsilciler, federasyon temsilcileri ve ben dahil gazetecilerin hesapları incelenmeli. Sporla ilişkili herkesin bağlantıları araştırılmalı.” yenlerin hayatlarının karartıldığını da pek çok kimse bilmez. Bunun en somut kanıtlarından biriside Ajax’ta yetişip Galatasaray’a gelen ve Milli Takıma kadar yükselen futbolcu Mustafa Yücedağ’dır. FETÖ’cüler Kurban Bayramı’nda Yücedağ’dan 10 adet kurban parası istiyorlar. Yücedağ, “ben cemaate para vermem” deyince FETÖ’cü futbolcular tarafından takımdan dışlanır ve başka gittiği hiçbir takımda da barındırılmaz. UEFA prolisansı olmasına karşın hiçbir takımda teknik direktörlük yapmasına müsaade edilmez. Mustafa Yücedağ, 54 yaşında sefalet içerisinde öldü. n Son olarak söylemek istediğiniz bir şeyler var mı? Hâlâ futbol, basketbol, voleybol, güreş aklınıza gelebilecek tüm spor dalları içerisinde hayal bile edemeyeceğiniz kadar çok FETÖ üyesi sporcu, hakem, antrenör, yönetici, basın mensubu var. Hal böyleyken Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe Kulübü’nün verdiği dilekçelere aradan yaklaşık beş yıl geçmesine karşın bugüne kadar ne yazık ki hiçbir işlem yapılmamıştır. Eğer FETÖ ile mücadeleyi sadece TSK ile sınırlarsanız çok büyük bir hata yapmış olursunuz. İstanbul Cumhuriyet Başsavcığı’nı bu açıklamalarımıza kulak vermeye çağırıyorum. Başlatın “Türk Temiz Eller Operasyonu”nu kurtarın Türk sporunu. l İSTANBUL YARIN: ESKİ FENERBAHÇE KULÜBÜ YÖNETİCİSİ ŞEKİP MOSTUROĞLU: AYNI İKLİM SÜRÜYOR... Osmanoğlu 10 Kasım’da Atatürk’ü hedef aldı İkinci Abdülhamid’in torunu Abdülhamid Kayıhan Osmanoğlu, Mustafa Kemal Atatürk’ün 82’nci ölüm yıldönümünde, 10 Kasım Atatürk’ü Anma Günü’nde saygı duruşunda bulunanları ve Atatürk’ü hedef aldı. Yeniden Refah Partisi Kurucular Kurulu üyesi ve Genel Başkan Fatih Erbakan’ın Başdanışmanı olan Osmanoğlu, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Bizler kula kulluk eden nesiller değiliz, Bizler Osmanlı torunuyuz, bizler sadece Allah’ın huzurunda eğiliriz. Kimisi siren huzurunda birilerini saygı ile anar, kimisi de ecdadımızı ve geçmişimizi dualarla muhabbetle anar” dedi. Osmanoğlu’nun paylaşımına tepki yağdı. l İç Politika FETÖ’CÜ POLIS AMIRI TUTUKLANDI FETÖ/PDY yönelik soruşturmada yakalanan eski Emniyet Müdürü Yüksel Sezer tutuklandı. Geçen hafta Ankara Emniyet Müdürlüğü’nce gözaltına alınan Sezer’in üzerinde başka birine ait nüfus cüzdanı çıkmıştı. FETÖ’nün örgüte teslimiyeti en üst seviyedekileri nitelemek için kullandığı “A5” kategorisinde yer aldığı belirlenen Sezer’in, Fetullah Gülen’in ABD’deki konutunun güvenlik açıklarının tespiti amacıyla yurtdışına gönderilecekler listesinde yer aldığı kaydedilmişti. l ANKARA Kızıltepe’de 2 kilo patlayıcı ele geçirildi Mardin Kızıltepe’de Suriye uyruklu bir kişinin koluna sarılı alçının içinden patlayıcı madde ve çantasındaki bölmeden zaman ayarlı bomba düzeneği çıktı. Şüpheli tutuklandı. 1 kilo 970 gram ağırlığındaki patlayıcı ve bomba düzeneği muhafaza altına alındı. l DHA Cumhuriyet’e ‘ilan’en saldırı... AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, hukukta ve ekonomide reform yapacaklarını ilan ettiğinde, doğal tepkimiz şu olmuştu: Bugüne kadar reformdevrim diye diye ne yaptılarsa bundan sonra da onu yaparlar! Bu açıklamaların yankısı dinmeden hukukta ne kadar ileri gittiğimizi gösteren haberler peş peşe geldi. İşte hukukta reformu müjdeleyen son birkaç günün gelişmeleri: Sokak röportajında konuşan yurttaş tutuklandı. Savunma Bakanı’na güvenmiyorum diyen Yılmaz Özdil’e hapis cezası verildi. Kılıçdaroğlu’na Meclis’te yaptığı konuşmalar nedeniyle fezleke hazırlandı. “Ya kanal ya İstanbul” diyen İmamoğlu’na “devlet projelerine karşı çıkmaktan” ve “bölücülükten” soruşturma açıldı. İzmir depremi sonrası yaraları sarmak için her şeyi seferber eden Soyer’e deprem konusunda konuşma yasağı getirildi. Yaptığı haberin bütün belgelerini ortaya koyduğu halde Cumhuriyet gazetesine doğru olmayan haber yazmaktan 28 gün ilan cezası verildi. HHH Yeniden altını çizelim, yukarıda sıralandıklarımızın tümü hukuk reformu müjdesinden sonra yaşandı. Bunların yanına Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün Sokrates’e taş çıkaran, varsın dünya yıkılsın yeter ki adalet yerini bulsun demecini de koymak gerek! Ne oluyor? Saray devletinde altüst olan düzen yeni bir şekle giriyor. Adalet Bakanı, damatbakan ve İçişleri Bakanı arasındaki güç kullanım yarışı zaman zaman kameraların yakalayacağı kadar aşikârdı. Damat bu yapıdan çıkınca yeni bir yarış başlamış görünüyor. O çıktı ama kadroları duruyor. Onlar, yeni kurulan yapılardan birine mi dahil olacaklar yoksa kendi güçlerini yukarıya hissettirip başka bir yapı mı kuracaklar? Bu yapı kime paralel kime karşı olacak? Belediye başkanlarına yönelik kuşatma İçişleri Bakanlığı merkezli! Soylu, “Saray’ı en iyi koruyan benim, orayı rahatsız edecek en küçük sesi kısarım, gücümü bundan sonra daha etkili biçimde bunun için kullanacağım” mesajı veriyor olmalı. Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) ve Basın İlan Kurumu (BİK), muhalefeti susturmanın en etkili gücü olarak kullanılıyor. Buralarda görev alanlar Saray’a tek kanalla bağlı değil. Örneğin Ebubekir Şahin. Hem RTÜK başkanı hem BİK yöneticisi hem de Halkbank yönetim kurulu üyesi. Bizim bildiğimiz üç şapkası var. RTÜK’ün TELE1 ve Halk TV’ye ağır karartma cezalarının ardından BİK de başta Cumhuriyet olmak üzere gazeteleri ilan kesme cezasıyla terbiye etmeye çalışıyor. HHH Cumhuriyet, öteden beri yaşadığı saldırılardan biriyle daha karşı karşıya. Yazarlarını şehit vermiş, yazarlarıyöneticileri hapse atılmış Cumhuriyet’in önünü şimdi de ilan keserek kesmeye çalışıyorlar. Bunun hafta sonu apar topar yapılması başta sözünü ettiğimiz yeni Saray düzeninde yer kapma yarışının yansıması gibi duruyor. Bütün bu olasılıkların toplamı şuraya çıkıyor: Türkiye’de kurallarıyla işleyen bir sistem yok, öne geçen ya dirsekle ya tekmeyle ayakta duruyor. Cumhuriyet bu sarmalı ortaya çıkaran, gerçekleri yazabilen, korku duvarını aşmış yayın organlarının başında geliyor. Genel Yayın Yönetmenimiz Aykut Küçükkaya’nın dün vurguladığı gibi neleri atlattık, bunu da aşacağız. Sadece aşmakla kalmayacağız, Türkiye’nin geleceğini aydınlatan en güçlü ışık olmaya devam edeceğiz... Hakkâri ve Şırnak’ta iki asker şehit oldu Milli Savunma Bakanlığı (MSB), Hakkâri’nin Çukurca ilçesinde dün güvenlik güçleriyle PKK’li teröristler arasında çıkan çatışmada, Piyade Uzman Çavuş Abdurrahman Topuksuz’un şehit olduğunu, Piyade Uzman OnTopuksuz başı Fatih Erol’un yaralandığını açıkladı. Evli ve 1 çocuk babası Topuksuz’un acı haberi Osmaniye’nin Düziçi ilçesindeki ailesine verildi. Şehidin naaşı, memleketi Osmaniye’de toprağa verilecek. Habur Çayı’nda suya kapıldı MSB, Habur Çayı’nda suya kapılan Piyade Teğmen Burhan Sönmez’in şehit olduğunu açıkladı. Açıklamada, “Şırnak/Silopi’de 16 Kasım’da kahraman silah arkadaşımız, teslim olacak teröristleri kararlaştırılan bölgeye sevk etmek için girdiği Habur Çayı’nda suya kapılarak ağır yaralanmış ve hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak şehit olmuştur” denildi. l ANKARA/Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle