15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 17 KASIM 2020 SALI HABER İYİ Parti’deki tartışmalar Özdağ’ın ihracını, Koncuk’un ise istifasını getirdi Yasak Başta İstanbul ve Ankara olmak üzere Covid19 salgını korkunç boyutlara ulaştı. Bu kez dehşet karşısında Türkiye yalnız değil, birçok gelişmiş ülkede de salgının denetimden çıktığı görülüyor. Zamanında yeterli önlemler alınmadığından salgın tüm dünyada kadere dönüştü, kitleler halinde kırıyor ve nelere varabileceği de henüz kestirilemiyor. Bu durumlarda bizim gibi tarım toplumu kültürünü aşamayan ülkelerde genellikle sorunların çözümünde neden sonuç ilişkisini gözleyerek, nedenleri elbirliğiyle inceleyip önlemler üretmek sonra da bunları disiplinle uygulayarak sonuç alma yerine yasak koyma yolu tutulur. En kolay, en ceberut ama en etkisiz, en cart curt yöntemdir bu. Covid19 konusunda da öyle oldu. İş döndü dolaştı, kalabalık caddelerde ve alanlarda sigara yasağına geldi dayandı. Yanlış anlaşılmak istemem, karşı karşıya olduğumuz boyuttaki bir afetin üstesinden gelmeye çalışırken, kaçınılmaz olarak kimi yasaklarla karşılaşıp, homurdanmadan katlanmamız gerektiğini, bu konuda bizimle birlikte başka ülkelerin de iyi bir sınav vermediğini, dolayısıyla çok acıtacak yasaklara katlanmak zorunda olduğumuzu kabul ediyorum. HHH Bununla birlikte, çok dikkatli olup önlemleri, yasakları otomatiğe alan bir tavır haline getirmemeliyiz. Toplumsal yaşamda kamu yararına yasaklar getirilmesi kimi zaman kaçınılmaz olur. Ama yasakları koyarken, şu altın kuralı gözden uzak tutmamak gerek: Bir yasağın gerekçesi sınırını da belirler. Yasağın nedeni ortadan kalkınca da devamı ondan beklenen yararı yok eder. Mecellede belirtildiği gibi “mani zail olunca memnunun avdet etmesi” gerekir. Önlem olarak yasaklama getirirken bu girişimin beklenen yararı sağlaması da yasağın uygulanabilir, hatta kolay uygulanabilir cinsten olmasıyla mümkündür. Uygulanma olanağı olmayan önlemler de salt bu yüzden sakattırlar. Ülkemizde sigara yasağı bunu getirenlerin bekledikleri kadar olmasa da belli bir yarar sağlamıştır. O yasak getirildiği günlerde tütün kullanmama karşın yasağı destekledim, sonra da tütün kullanmayı bıraktım. Ama bir süre sonra sigara yasağının sınırlarının amacını aşacak şekilde genişletilmeye çalışıldığını gördüm. Sigara yasağının gerekçesi tütün kullanmayanların da kullananlarla birlikte kapalı alanlarda tüttürüyorlarmışçasına etki yapması ve onların da pasif içici olarak zarar görmeleriydi. İnce bir ayrıntı söz konusuydu, sigara yasağı kişiyi kendinden korumak değil, sigara içmeyeni içenin verdiği zarardan korumak için getirilmişti. Yasağın sınırlarını da gerekçesi belirtmekteydi. Ama yetkililer o alanda bu altın kurala uymayarak kişiyi kendine karşı korumayı yeğlemişlerdi. Şimdi yine aynı yanlışa düşülmesi sakıncalı sonuçlar doğurucaktır. HHH Açık alanda sigara içilmesinin Covid19 bulaşını artıracağına dair bir veri olmamasına rağmen yine de tedbir olsun diye böyle bir yasaklamaya gidilmesi, toplumda çok büyük yıkıcı etkiler yapabilecek önlemlerin alınması sırasında çok ince eleyip sık dokunmaması olasılığının güçlenmesine yol açabilir. Covid19, ülkemiz açısından da insanlık açısından da etkilerinin nerelere kadar varabileceği daha henüz kestirilemeyen bir afet, akılcı önlemler alınması, kaçınılmaz yasaklara gidilmesi ve bunlara sıkı sıkıya uyulması da şart. Ama ne olur, kaçınılmaz olan bu yol tutulurken, yasaklamaların uyulabilir nitelik ve yoksa bir suçun önlenmesi için en etkin yolun bunların cezalarının artırılması olduğunu düşünenlerin yanlışına düşeriz. Tecrübeler göstermiştir ki bir suçun cezasını orantısız ölçüde artırmak, o cezanın uygulanmaması ve o yasanın kadük olması sonucunu doğuruyor. SANAYİ BAKANLIĞI BÜTÇESİ Komisyona korona arası TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda dün Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bütçesi görüşüldü. Toplantıyı takip eden HDP Bitlis Milletvekili Mahmut Celadet Gaydalı, Covid19 testinin pozitif çıktığını öğrendi. Gaydalı, bunun üzerine salondan çıkarken toplantıya da ara verildi. Komisyon çalışmaları, dezenfekte işlemlerinin ardından devam etti. Ancak hastalığa yakalananlarla temaslı olanların 14 gün karantinada olması gerekirken milletvekillerinin karantinaya alınmaması ve komisyon görüşmelerinin devam etmesi dikkat çekti. Buna göre komisyon üyeleri için 5, üye olmayan milletvekili için 3 dakika süre tanındı. HDP’li Gaydalı’nın herhangi bir semptomu olmamasına karşın tedbir amacıyla test yaptırdığı, sonucu pozitif çıkınca da evine gittiği, yanında oturan milletvekillerinin de tedbir amacıyla test yaptıracağı belirtildi. BIR IHRAÇ, BIR ISTIFA İYİ Parti İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ, partisinin İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu’ya yönelik FETÖ’cü iddialarının ardından sevk edildiği disiplin kurulu tarafından ihraç edildi. Adana milletvekili İsmail Koncuk ise partisinden istifa etti. Hem ihraç hem de istifa haberi aynı zamanlarda geldi. 11 kişilik merkez disiplin kurulu ve 5 kişilik meclis disiplin kurulundan oluşan müşterek disiplin kurulu, dün toplandı. Toplantının ardından kurul başkanı Ethem Baykal tarafından yazılı açıklama yapıldı. Açıklamada, Özdağ’ın eylemlerinin, parti tüzüğünün “insan hakları, demokrasi ve hukuk devleti gibi en temel ilkeleri yok sayıcı davranış ve eylemlerin içerisinde bulunmak ve genel başkan, başkanlık divanı, genel idare kurulu, merkez disiplin kurulu, merkez danışma ve yüksek istişare kurulu üyeleri ile İYİ Parti milletvekilleri ve belediye başkanları aleyhinde sosyal medyadan, yazılı veya görsel basın yolu ile asılsız iddialarda bulunmak ve bunları tekrarlamak” hükümleri kapsamında olduğu vurgulandı. Buna göre Özdağ’ın, kurucular kurulu üyeliği de dahil olmak üzere İYİ Parti üyeliğinden oybirliği ile kesin olarak çıkarılmasına karar verildi. ‘Doğru söylemiyor’ Özdağ, ihraç kararının ardından “Şu anda sadece mahkemeye götüreceğim. Bu ihracı kabul etmiyorum. Hukukun bütün temel kurallarına aykırı bir ihraç” dedi. Gazeteci Barış Yarkadaş ise sosyal medya hesabından Özdağ’ın ihraç nedenine ilişkin şunları söylediğini kaydetti: “Bir milletvekili, görüşlerini açıklayamıyorsa orada insan haklarından söz edilemez. Herkes biliyor ki bu anayasa taslağı var. Bunu (İbrahim) Kaboğlu bana verdi. Hangi partiden kimlerin katıldığını da söyledi. Bunların hepsinin bant kayıtları var. Şimdi arkasında duramıyorlar. Tüm belgeleri mahkemeye sunacağım. Akşener doğru söylemiyor, Kılıçdaroğlu’nu da yanıltıyor.” ‘Kavuncu’yu savunmak için’ Özdağ, dün akşam Tarafsız Bölge programına katılarak Ahmet Hakan’ın sorularını yanıtladı. “İhraç edilmeyi bekliyordum” diyen Özdağ, “Çünkü sizin programınıza katıldıktan sonra genel başkan başta olmak üzere genel merkez yetkililerinden çok ağır, hakaret içeren bir söylemle karşılaştım. Kavuncu’yu savunmak adına beni ihraç ettiler” dedi. Özdağ, FETÖ’nün yayın organlarından kendisine operasyon yapıldığını öne sürerek “Bu Fethullah Gülen’in FETÖ’yle mücadele edenlere karşı örgütüne vermiş olduğu talimattır. Türk milliyetçiliği İYİ Parti’den ihraç ediliyor. Bu sadece benimle ilgili değil. Türk milliyetçiliği kontrol altına alınmaya çalışılıyor. Keşke Sayın Akşener kahvaltı ikram ederim dediği Selahattin Demirtaş kadar bana da değer verseydi ve bana da bir kahve ikram edip ‘Sizinle yollarımızı ayırmak istiyorum’ deseydi” ifadelerini kullandı. IĞNELI FIRÇA Özdağ Koncuk İsmail Koncuk: Açık mesaj verildi Koncuk da disiplin kurulu toplantısının sürdüğü sırada TBMM’de düzenlediği basın toplantısı ile partisinden istifa ettiğini açıkladı. Özdağ’ın eşlik ettiği Koncuk, parti yönetimini eleştirdi. İYİ Parti’nin 2019’daki ve 2020’deki genel kurullarında “insanlık ve siyasi ahlakla ilgili olmayan olaylar yaşandığını” söyleyen Koncuk, “Bu partiye emek vermiş dava arkadaşlarımız, milletvekillerimiz, bizzat genel merkez talimatıyla birçok il başkanı tarafından dağıtılan ‘kara liste’ye alınarak açıkça aşağılanmış, itibar suikastına uğramış, tasfiye edilmiştir” dedi. “Kirli operasyonları yapanların baş tacı edildiğini” kaydeden Koncuk, mağdur edilenlerin, partinin üst kademe yöneticileri tarafından sürekli hakarete uğradığını belirtti. ‘Akşener’in tercihi’ “‘Kara liste’ye alınanların, utanmazca operasyon yapmakla itham edildiğini, yalan rüzgârı estirildiğini” söyleyen Koncuk, İYİ Parti lideri Meral Akşener’in tercihinin “kara liste operasyonunun faillerinden yana olmasını, kendilerine yönelik açık bir mesaj olarak gördüğünü” kaydetti. Koncuk, yönetime eleştirilerini şöyle sıraladı: “Kendi içinde ve kendi eliyle adeta kaos yaratan bir siyasal hareket nerede görülmüştür? Partinin kuruluşunda görev almış, İYİ Parti’ye büyük umutlar bağlamış onlarca il ve ilçe başkanı, parti yöneticisi, üst kurul delegeleri ve kurucular kurulu üyelerinin büyük bir bölümü ya dışlandı ya da partiyle gönül bağını koparmak zorunda bırakıldı. Tamamı değilse bile birçok il ve ilçe başkanlıkları, genel merkezde yetkiyi elinde bulunduran dar bir kadronun yönlendirmesiyle ve baskısıyla oluşturuldu. Emre amade, sorgulamayan, sadece talimatları yerine getiren bir teşkilat yapısı oluşturuldu. İYİ Parti, parti içi antidemokratik uygulamalar, ayak oyunları, dar ekipçilik anlayışına karşı kuruldu, ancak 3 yılda tüm bu kavramlar yerle bir edildi. Demokrasi, adalet, şeffaflık sadece kamuoyuna karşı kullanılan içi süslü kavramlar olmaktan öteye gidemedi. 3 yılda ideolojik söylem birliği oluşturulmadı. Türk milliyetçiliği ile merkez sağ, hatta bazen ulusalcı sol söylemler arasında sıkışıldı. Türkiye’de yaşanılan sosyoekonomik olaylara ürkerek ‘kim, ne der’ yaklaşımıyla yaklaşan, kimlik bunalımı içinde adeta rüzgarda savrulan yaprak görüntüsü verilmekte, üst düzey açıklamalarda bile fikri birlik anlayışı görülmemekte. Divan üyesi olarak görevlendirilen bazı kişilerin, anayasanın ilk 3 maddesi, Türklük tanımı ve anadilde eğitim konularındaki Türk milliyetçiliği ile taban tabana zıt görüşleri ile PKK ve FETÖ konusundaki açıklamaları göz önüne alındığında partinin vitrine koyduğu bu tür kişilerle nereye savrulduğu meçhul. Temsil noktasındaki bu zihniyet sahiplerini kabullenmek, milliyetçi, muhafazakâr insanlar için mümkün değil. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 2 Haziran 2018 tarihinde ‘Millet İttifakı olarak elimizde anayasa mutabakat metni bulunmaktadır’ diye kamuoyuna açıklamaları mevcut. Sayın Akşener, ‘Anayasa çalışmamız olmadı’ diye ifade ediyor. 2 Haziran 2018 tarihinde Sayın Kılıçdaroğlu’nun bahsettiği ‘Millet İttifakı’nın elindeki anayasası’ ya da ilkeler nedir? Böyle bir çalışma yapıldığına inanıyorum. O tarihte Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde 2. tura kalma ihtimaline karşı böyle bir anayasa hazırlama gereği duyuldu, çünkü ‘HDP’nin oyu olmadan kimse Cumhurbaşkanı seçilemez’ gibi bir inanç vardı. Cumhurbaşkanlığı seçimine uygun bir strateji geliştirmeleri gerekiyordu, bu yolu buldular. Neydi bu yol? Çok dilli eğitim, özerklik, anayasanın ilk maddesinde Atatürk milliyetçiliği ifadesinin kaldırılması, Türklük tanımının Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı şeklinde değiştirilmesi. Bunları bugün inkâr etmeleri normal. Her kalıba giriliyor Ama bu ‘İYİ Parti bölücü partidir’ demek değil. İYİ Parti’yi yönetenlerin her kalıba girme gibi bir arızası, hastalığı var. Demek ki iktidar olmak için her yolu mubah gören bir anlayış partiyi yönetiyor. Bu yükü bugün taşıyabilmeniz, millete, tabana izah etmeniz mümkün değil. Sayın Genel Başkanı Cumhurbaşkanlığı makamında görmek istedik ama kendi Atatürkçülüğümüzden, milliyetçiliğimizden taviz vermeden. Her iki genel kurulda da yaşanılan operasyonların Sayın Meral Akşener’in bilgisi dışında yapılmasını mümkün görmüyorum. Türk milletine verdiğiniz sözü yere düşüren bir Teşkilat Başkanı’yla çalışmaya devam ediyorsanız, bu operasyonun göbeğinde siz varsınız demektir. TBMM Grubu’nun yarısından fazlasının İYİ Parti’nin yönetim, yöntem şeklinden rahatsız olduğunu bizzat biliyorum.” l ANKARA/Cumhuriyet ZAFER TEMOÇIN İYİ PARTİ LİDERİ MERAL AKŞENER: Keşke böyle olmasaydı İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Ümit Özdağ’ın “iftira boyutundaki pek çok söylemi nedeniyle ihraç edildiğini” belirterek “Keşke böyle olmasaydı” dedi. Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Akşener’i ziyaret etti. Ortak basın toplantısında, Davutoğlu’nun partisinin açıkladığı güçlendirilmiş parlamenter sistem modeli çalışmasını paylaştığını aktaran Akşener, “Biz de anayasa şekliyle değil ama parlamenter sistemin tasarımına yönelik vesayet sisteminin olmadığı, şeffaflığın, liyakat sisteminin zorunlu olduğu bir sistem üzerinde çalışıyoruz. Şimdi bu iki çalışmayı bir araya getireceğiz” dedi. Davutoğlu ise sistemin iflas ettiğini belirterek, “Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi çarpık bir başkanlık sistemidir. Türkiye’de daha önce uygulanan sistemler de çarpık parlamenter sistem örnekleriydi. Şeffaf, net, açık bir parlamenter sistem öngörüyoruz” diye konuştu. Daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtlayan Akşener, Özdağ’ın ihracına ilişkin “Keşke böyle olmasaydı ama beni, partimizi ve başkanlık divanının neredeyse yarısını ilzam eden iftira boyutundaki pek çok söylemi nedeniyle ihraç kararı verilmiştir” yorumunu yaptı. Akşener, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yazılı ifadesinin talep edilmesine ilişkin ise “Sayın Soylu’nun çevresine çok dikkat etmesi gerektiğini söylüyorum. Herkes anladığını anlasın” dedi. ‘Bir deli taş attı...’ Akşener, dün katıldığı programda Özdağ’ın, CHP, İYİ Parti ve HDP’nin anayasa çalışması yaptığına yönelik iddiasına yanıt verdi. Akşener, “Böyle bir anayasa çalışması yok. Erdal İnönü’nün kurduğu TÜSES diye bir vakıf var. Entelektüelleri toplayarak zaman zaman bazı konularda çalışmalar yaptıkları bir gerçek. Burada İbrahim Kaboğlu’nun ya da bir başkasının başkanlığında bir anayasa çalışması yok. Benim bildiğim 3 farklı anayasa çalışması var: Biri Sayın Özbudun’un, ikincisi Sayın Cemil Çiçek’in, üçüncüsü de Kaboğlu’nun başında bulunduğu derneğin. Bunun içinde sadece biz değil, kimse yok. Bir deli kuyuya taş attı nasıl çıkaracağımızı bilmiyoruz” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet, İç Politika
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle