16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 5 17 KASIM 2020 SALI KANAL İSTANBUL’A KARŞI ÇIKTIĞI İÇİN İFADESİ İSTENEN İMAMOĞLU: Devlet projesi değil İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında, uzmanlar tarafından “İstanbul’u geri dönüşü olmayan felakete sürükleyecek proje” olarak nitelenen Kanal İstanbul projesine karşı yaptığı kampanya nedeniyle soruşturma açıldığı belirtildi. İçişleri Bakanlığı ise “Devletin egemenlik yetkisine ilişkin bulunan bir konuya kamu kaynağı kullanılarak karşı çıkmanın ilkesi gereği” araştırma yapıldığı ve İmamoğlu’nun müfettişler tarafından ifadeye çağrıldığı belirtildi. İmamoğlu ise “Kanal İstanbul benim için devlet projesi değil” dedi. İBB Başkanı İmamoğlu, dün Beyoğlu’nda düzenlenen Piyalepaşa KİPTAŞ evleri anahtar teslim törenine katıldı. İçişleri Bakanlığı tarafından başlatılan girişimin sorulması üzerine İmamoğlu, “Kamu kaynağı kullanıp, kentsel dönüşüm yapıyoruz. Yapılan iyi şeyleri alkışlarız biz. Depremle yatıp kalkıyoruz. Deprem, bizim için kıymetli bir konu. Burada zayıf, oturulamayan evlerden insanları oturulabilir evlere taşıyoruz. Kamu kaynağı böyle kullanılır” dedi. Yazılı ifadesini ne zaman vereceğine ilişkin soruya ise Ekrem İmamoğlu, “Cuma gününe daha var. Hukuken inceliyoruz” yanıtını verdi. “Kanal İstanbul devlet projesi midir” sorusuna da İmamoğlu, “Kanal İstanbul benim için devlet projeKİPTAŞ evleri anahtar teslim törenine katılan İmamoğlu, “Burada, zayıf, oturulamayan evlerden insanları oturulabilir evlere taşıyoruz. Kamu kaynağı böyle kullanılır” dedi. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI: BÖLÜCÜLÜKLE SUÇLAMADIK İçişleri Bakanlığı, Ekrem İmamoğlu’na “Ya Kanal Ya İstanbul” afişleri nedeniyle soruşturma açılmasına ilişkin “Sayın Ekrem İmamoğlu’nun Kanal İstanbul projesine kişisel olarak karşı çıkması sorgulanmadığı gibi bölücülük suçlaması da bulunmamaktadır” açıklamasında bulundu. Bakanlıktan yapılan açıklamada, İmamoğlu’nun “devlet projesi” olarak uygulamaya konulan Kanal İstanbul aleyhine İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin kurumsal kimliği kullanılarak afişler bastırmasının ve şehrin değişik yerlerine astırmasının araştırıldığı belirtilerek “Gerekiyorsa sorumlular hakkında ön inceleme yapılması amacıyla mülkiye müfettişi görevlendirilmiştir” denildi. Anayasaya göre belediyelerin “İdarenin Bütünlüğü ilkesi”ne uymak zorunda olduğu belirtilen açıklamada, “Ya Kanal Ya İstanbul’ şeklinde bir afişle uluslararası hukuk boyutu bulunan, siyasi alana taalluk eden ve ‘devletin egemenlik yetkisine ilişkin bulunan bir konuya kamu kaynağı kullanılarak karşı çıkmanın idarenin bütünlüğü ilkesine ve hukuka aykırı olduğu belirtilerek sorumlular hakkında araştırma, gerek görülmesi halinde ön inceleme yapılması hususlarının yer aldığı görülmektedir” ifadelerine yer verildi. Olayın İmamoğlu özelinde olmadığı belirtilen açıklamada, “Mülkiye müfettişimiz tarafından 9 Kasım’da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu’ndan ifade talebinde bulunulmuş, talep yazısında onayda yer alan konular tekrarlanarak kendisinden 7 gün içinde yazılı ifadesini vermesi istenmiştir. l ANKARA/ Cumhuriyet si değil” ifadesini kullandı. Bu hafta önemli Koronavirüsle ilgili Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’yla yaptıkları görüşmenin anımsatılması üzerine İmamoğlu, “Ne yazık ki can kaybı yüksek. Verilen sayılarla çelişen bir sayı söz konusu İstanbul’da. Özellikle bu hafta için yani önümüzdeki hafta, bu konuyla ilgili Sağlık Bakanlığı’nın çalıştığı Bilim Kurulu’nun ortaya koyacağı tavsiyeye göre de kararlar alacaklarını söylediler. Biz de hazırlık yapıyoruz. Vaka sayısı nisan, mayıstan 2 3 kat yukarılarda. Bakanın yapacağı açıklamalar ile ilgili biz bu haftayı önemsiyoruz” dedi. l İç Politika Belediye başkanlarına ‘konuşma’ yasağı İçişleri Bakanlığı, İzmir’de valilik dışındaki belediyeler dahil kamu görevlilerini depremle ilgili “açıklama” yapmamasını istedi. İçişleri Bakanlığı, AFAD üzerinden kamu kurumlarına gönderdiği yazıda, “Yaşanan hadiselerin ilk anda verilen ve teyitli olmayan bilgiler kamuoyunda yanlış anlaşılmalara, vatandaşlarımızda paniğe ve spekülasyona neden olduğunu, bu sebeple afet bölgesinde kriz iletişiminin daha sağlıklı yürütülebilmesi açısından açıklamaların valiliklerimiz tarafından yapılmasını, belediye başkanlarımız, muhtarlarımız ve diğer kamu görevlilerimiz tarafından basın yayın organlarına açıklama yapılmaması hususunu bildirmiştir” denildi. Karara tepki göstere CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, “Kriz yaşanır, konuşma! Hak çiğnenir adalet arama! Hırsızlık yapılır görmezden gel! Salgın olur vatandaşa yardım yapma! Bu zihniyetin son ürünü; İzmir’de deprem gerçeğini, İzmirliler için alınacak önlemleri ve yapılacak yardımları konuşmayı, belediye başkanlarımıza yasaklamak oldu... Sizden icazet alacak değiliz. Bu genelge geleneğini ayaklar altına alan, zalimlik ve tek adamlık anlayışının bir ürünüdür ve bizler için yok hükmündedir. Başkanlarımız gerçekleri paylaşmaya devam edecekler” dedi. l İZMİR / Cumhuriyet CHP SÖZCÜSÜ ÖZTRAK, ERDOĞAN’IN AÇIKLAMALARINA YANIT VERDİ: Acı ilacı önce siz için CHP Sözcüsü Faik Öztrak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ekonomiyle ilgili acı reçete uygulanacağı açıklamasına “Acı ilaç içilecekse önce siz içeceksiniz. Bir fedakarlık yapılacaksa önce Beştepe’deki 1.5 milyar liralık Sarayı’nızdan, sayıları 15’i aşan uçak filonuzdan, 50 bin dolarlık çantalarınızdan vazgeçeceksiniz. Yaşadığınız debdebe, yaptığınız israflar milletin belini büküyor” diye tepki gösterdi. CHP Sözcüsü Öztrak, partisinin MYK toplantısına ilişkin yaptığı açıklamada şunları dile getirdi: Akıllarına hukuk geldi: 18 yılda bu ülkede hukuk diye bir şey bırakmayan tek adam vesayet rejimini getiren kadroların aklına birdenbire ekonomide, hukukta ve demokraside seferberlik ilan etmek geldi. Bizim ısrarla söylediğimiz “demokrasi, hukuk, üreten, paylaşan Türkiye” sözlerini dillerine dolayarak güveni sağlayamazlar. Milletvekillerini Meclis dokunulmazlığını kaldırmadan yargılatan, Meclisin hukukunu yargıya çiğneten kim? Saray hükümeti. Yerel mahkemeler, AYM’nin “Bu hukuksuzluğu düzeltin” diyen kararlarını uygulamazken emirleri altındaki adalet cellatları hukuku katlederken HSK’yi dahi toplamayan kim? Saray hükümeti. Cumhuriyet haber yaptı diye: Saray’ın pergolacı İletişim Başkanının pergolasını haber yaptı diye Cumhuriyet gazetesinin reklamlarını kestiren kim? Saray hükümeti... Saray sosyetesinin birçok yerden maaş almasına karşı çıkan emekçilerimizin kıdem tazminatına sahip çıkan kitapçıklarını toplatan kim? Saray hükemeti... İzmir Valiliği’nin bir yazısı elimize ulaştı. Valilik, “Belediye başkanı, muhtarlar depremle ilgili konuşmasın” diye yazı yazmış. Seçilmiş belediye başkanına, muhtara sansür uygulamak da nedir? İşte bu vesayetçi zihniyetin ta kendisidir. Sarayın kibirli başı gitmeli: İki yıldır vatandaşın cebini boşaltıp, yandaşların cebini dolduran, 9 saraya sığamayan, en son milletin 120 milyar dolarını faiz lobilerine ucuz ucuz peşkeş çeken Erdoğan şimdi damadını hal edip, “Ekonomide seferberlik” deyince işsize, esnafa, KOBİ’lere, çiftçilere, emeklilere yaşattıklarını unutmamızı mı bekliyor? Bu sefer de “Damadım beni aldatmış Allah ve milletim affetsin” diyerek sorumluluktan kaçamazsınız. Gitmesi gereken, sadece Saray sosyetesini damadı değil, Saray sosyetesinin kibirli başıdır. Anayasa çalışması yok Toplantıda soruları da yanıtlayan Öztrak, partilerin ortak anayasa çalışması yaptığı yönündeki iddialar üzerine, “Her iki genel başkan da bu iddiaların doğru olmadığını söylemiş. Bu çerçevede anayasa dışında birtakım yapılan çalışmalar olabilir. Örneğin yargı bağımsızlığıyla ilgili. Ama bunlar anayasa çalışması değildir. Bunlar bir ortak çalışma da değildir. Böyle bir şey ortada yokken bunlar hakkında yorum yapmam da doğru değildir. Tek adam parti rejimini değiştirmek iddiasıya seçime giren CHP, İYİ Parti, DP ve SP birtakım çalışmalar yapmışlardı” dedi. Muharrem İnce’ye ilişkin soru üzerine Öztrak, “Gündemimizde ekonomik kriz, açlık, yoksulluk, esnaf, çitfçi, devlet krizi var. Muharrem İnce yok” dedi. Kılıçdaroğlu’nun anadil açıklamasına ilişkin de Öztrak, “İlk defa söylenmiş bir şey değil. Herkesin anadilini öğrenme hakkı vardır” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet Mehmet Hacıarifoğlu Cansel Çevikol Tuncer Muhittin Böcek’in talimatı ‘geçersiz’ sayıldı Vekâlet ‘düğümü’ çözüldü BÜLENT ECEVİT Antalya Büyükşehir Belediyesi’nde yaşanan “vekâlet” düğümünde son noktayı İçişleri Bakanlığı İller İdaresi Genel Müdürlüğü koydu. Koronavirüs tedavisi süren Başkan Muhittin Böcek’in yerine vekâlet eden Mehmet Hacıarifoğlu görevine devam edecek. Antalya Büyükşehir Belediyesi’nde başkanlık yetkilerini vekâleten başkanvekili Mehmet Hacıarifoğlu ve genel sekreter Cansel Çevikol Tuncer’in kullanmasıyla çıkan “kriz” üzerine Başkan Böcek, hastane odasından eimza ile meclis üyeleri Oktay Başaran ve Büşra Özdemir’e dönüşümlü olarak vekâlet verdi. Cansel Çevikol ile “kriz” yaşadığı belirtilen Hacıarifoğlu, değişikliğin hukuki olmadığını belirterek bu duruma karşı çıktı. Antalya Valiliği ve büyükşehir belediyesi tarafından istenilen görüşe, İller İdaresi Genel Mu¨du¨ru¨ H. Ku¨rşat Kırbıyık imzasıyla verilen yanıtta, “Kamu görevlileri izinli bulundukları süre içinde yetkilerini kullanamazlar” uyarısında bulunuldu. Yazıda, 17 Ağustos 2020 tarihi itibarıyla hastalık iznine ayrılan Böcek’in tekrar göreve başlayacağı döneme kadar başkanlık yetkilerini kullanamayacağı, başkan vekilini belirleyebilme yetkisini kullanabilmesi için de görevde bulunması gerektiği bildirildi. Hastalık izni süresince tüm yetkilerin başkanvekili tarafından kullanılması gerektiği ifade edilen yazıda, aksi halde idare hukuku açısından “yetki gaspı oluşacağı” vurgulanarak “Antalya Bu¨yu¨kşehir Belediyesi’nin ilgi yazısının yok hükmünde kabul edilmesi gerektiği görüşüne varılmıştır” denildi. İller İdaresi’nden gelen görüş yazısından sonra Böcek’i hastanede ziyaret eden Hacıarifoğlu, “Kendisine göreve dönene kadar emanetine sahip çıkmaya devam edeceğimi söyledim. Bu duruma sevindi” dedi. l ANTALYA Aksoy’a tedbirli kesin ihraç talebi CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısında vatandaşların farklı konulardaki pek çok şikâyeti üzerine yapılan değerlendirmelerin ardından Menemen Belediye Başkanı Serdar Aksoy’un kesin ihraç istemiyle tedbirli olarak yüksek disiplin kuruluna (YDK) sevk edilmesine karar verildi. Vatandaşların başkanı yeterli hizmet vermediği gerekçesiyle şikâyet ettiği, genel merkezin uyarılarının dikkate alınmadığı olduğu öğrenildi. l ANKARA/Cumhuriyet SİYASET KULİSİ AKP’deki atamalar tartışılıyor AKP’de ilçe kongreleri sürerken yeni atamalar ve belirlenen bazı isimlerin parti içinde tepkilere neden olduğu öğrenildi. Mahalle teşkilatlarındaki isimlere ilçe yönetimlerinde görev verilmemesi nedeniyle birçok ismin istifa etmeyi düşündüğü ve başta DEVA olmak üzere kurulan yeni partilere katılabileceği belirtiliyor. AKP’de rahatsızlık yaratan konuların arasında bazı belediye başkanlarının ya kendi çevresinden ya da belirli kişilerin gönderdiği listedeki isimlerin işe alınmasının rahatsızlık yarattığı konuşulurken “İçeride adamı olmayan işe giremiyor. Mahalle teşkilatları ise bu süreçlerde yok sayılıyor. Bu parti için gecesini gündüzüne katanları ‘Bizim evladımız başka kapıya gitmez’ diye dışlamaya devam ederlerse İstanbul seçiminin sonucunu Türkiye’de de yaşarız. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘kibir abideleri’ sözünü hatırlasınlar. Son model araçlarla gezerek siyaset yapılmaz. İnsanlara şükredin diyeceksiniz ama kapınıza gelenleri çevireceksiniz” diyerek tepkilerini yüksek sesle dile getiriyorlar. Öte yandan rahatsızlığın AKP genel merkezine de iletildiği, İstanbul il başkanının atanmasının ardından şikâyetlerle ilgili adım atılacağı konuşluyor. Kadına şiddet davası istifa getirdi İYİ Parti İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ’ın İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı olarak görev yaptığı dönemde asistanı olarak çalışan N.A. adlı genç kadın, partinin eski merkez disiplin kurulu üyesi olarak görev yapan Ali Işıner Hamşioğlu’nun kendisini tehdit ettiği gerekçesiyle savcılığa başvurarak koruma kararı talep etmişti. Suç duyurusunda, Hamşioğlu’nun, N.A.’ya psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığı ileri sürülürken, Hamşioğlu’nun N.A.’nın evini silahla bastığı ve tehdit içerikli mesajlar attığı kaydedilmişti. Hamşioğlu’nun tutuklanmasının talep edildiği dava sürerken, N.A.’nın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na bulunduğu suç duyurusu, yetkisizlik kararı verilerek Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na yönlendirildi. İYİ Partili Hamşioğlu da N.A. tarafından tehdit edildiği ve şantaj yapıldığı gerekçesiyle adli makamlara başvurmuş ve iddiaları reddetmişti. Ancak mahkeme tarafından Hamşioğlu’na 6 aylık uzaklaştırma kararı verilmişti. Hamşioğlu’nun yaklaşık iki hafta önce parti ile ilişiğini kestiği öğrenilirken istifa gerekçesinin hakkında yürütülen kadına şiddet davası olduğu iddia edildi. Yaşar Okuyan O isim Yaşar Okuyan mı? CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun isim vermeden “Saray’dan para alıp parti kurmak isteyenler var” yönündeki sözleri parti içerisinde tartışılmaya devam ediyor. CHP kulislerinde konuşulanlara göre Kılıçdaroğlu’na parti kurmak için Saray’dan para alıyorlar iddiasında bulunan kişi Yaşar Okuyan. Sağ merkezli bir siyasetçi olan ve iktidara yakın siyasetçileri de tanıyan Okuyan daha önce de Muharrem İnce’yi hedef almıştı. Okuyan, YouTube üzerinden yaptığı program da AKP’li müteahhit Mehmet Cengiz ile Muharrem İnce arasında ilişki olduğunu söyleyerek “Ne zamandan beri o müteahhit ile tanışıyorsunuz. Maddi destek sağladı mı? Yaşar Okuyan boş konuşmaz. Bir soru soruyorsam bedava sormam” demişti. Partili bir isim “Genel başkan ve parti sözcüleri Muharrem Bey’in olmadığını açıkladılar. Ancak konu parti içinde konuşulmaya devam ediyor. Yaşar Bey’in daha önce Mehmet Cengiz ismini ortaya atarak soru sorması bu iddianın da arkasında kendisinin bulunduğu yönünde açıklanıyor. Genel başkan para alan ismi açıklayarak tartışmalara son noktayı koymalı” ifadelerini kullandı. Seçilmişatanmış tartışması TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın bütçesi görüşülürken Bakan Mehmet Muharrem Kasapoğlu, 2002’den bugüne AKP’nin gençlik ve spor alanında gerçekleştirdiği icraatları anlatmaya başladı. Milletvekillerinin sorularını yanıt vermeden art arda 18 yılda artan sporcu sayısı gibi verileri komisyonda dile getiren Bakan Kasapoğlu, “Muhalefetten en azından bir milletvekilimizin bu konudaki bir teşekkürünü duymayı arzu ederdim” dedi. Bunun üzerine İYİ Parti Samsun Milletvekili Erhan Usta, “Bu doğru bir tavır değil, bize ayar verip duruyor. Bakanın sistem içerisinde bir teknisyen gibi görevi var. Milletvekillerinin sorularını yanıtlamalısınız” dedi. Kasapoğlu ise Usta’ya “Nasıl bir tavır var ya, ne demek teknisyenim? Ben bu ülkenin seçilmiş Cumhurbaşkanınca atanmış Bakanıyım. Atanmakla kusur mu işledim” dedi. Böylece Kasapoğlu, muhalefetin sık sık dile getirdiği “atanmış bakan” söyleminin önüne Cumhurbaşkanı vurgusu getirerek muhalefetin eleştirisini sahiplenmiş oldu. Siz de duyumlarınızı ve belgelerinizi [email protected] adresine bildirebilirsiniz Basın İlan Kurumu’nun belgeli haberleri nedeni ile Cumhuriyet Gazetesi’ne uyguladığı resmi ilan kısıtlamasını kınıyorum. Basın özgürlüğünü yok sayan kararı protesto ediyorum. Haber alma özgürlüğümüz için Cumhuriyet’in yanındayım. DENIZ YAVUZYILMAZ CHP Zonguldak Milletvekili
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle