25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 13 1 KASIM 2020 PAZAR İçişleri Bakanı Soylu ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, hastalığa yakalandı Koronavirüs kabinede SÜLEYMAN SOYLU İBRAHIM KALIN İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, koronavirüse yakalandı. İzmir’de meydana gelen depremin ardından, çok sayıda bakan, aynı gün bölgeye gitti. Elazığ depreminde bölgeye ilk giden bakanlardan olan Soylu’nun uzun süre ortada gözükmemesi ve İzmir’deki ekipte yer almaması dikkat çekmiş, daha sonra kamuoyunda korona olduğu haberi duyulmuştu. Soylu korona olduğu yönündeki haberlerin yayılmasından sonra dün akşam üzeri açıklama yaptı. Soylu, açıklamasında, “Pazartesi günü kendimizi iyi hissetmeyince tekraren yaptırdığımız test sonucunda; eşim, kızım ve benim koronavirüs testim pozitif çıktı. Düne kadar evde sürdürdüğümüz tedavi doktorların tavsiyesiyle hastane ortamına nakledilmiştir. Şükürler olsun, şimdi biraz daha iyiyiz. Bu vesile ile tüm hastalara ve İzmir depreminde yaralananlara acil şifalar, depremde hayatını kaybeden İzmirli hemşehrilerimize Cenabı Allah’tan rahmet diliyorum” dedi. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın da koronavirüs testinin pozitif çıktığı ve karantinada olduğu öğrenildi. Kalın sosyal medya hesabından yaptığı açıklamasında, “Hafif semptomlarla geçirdiğim koronavirüs tedavisinde son aşamaya geldim. Şu anda gayet iyiyim hamdolsun. Arayan, soran, mesaj gönderen, dua eden herkese teşekkür ediyorum” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet Sağlık sisteminin birinci basamağı olan aile hekimleri ağır yük altında Saniyede 8 muayene MAHMUT LICALI CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi’nin Türkiye’de sağlık sisteminin birinci basamağı olan aile hekimliği sistemiyle ilgili hazırladığı rapor; aile hekimlerinin pandemi nedeniyle kronik hasta takibini yapamadığını ve iş yükünün de olağanüstü arttığını ortaya koydu. Pandemi öncesi saniyede 8 muayenenin yapıldığı aile hekimliği sisteminin amacından çıkarak “rapor hekimliğine dönüştüğü” vurgulandı. İlgezdi, koronavirüs pandemisiyle ile birlikte iş yükü artan, saygınlıkları zedelenen, maaşları azalan ve hiçbir haktan yararlandırılmayan aile hekimleri için reform niteliğinde düzenlemeler yapılması gerektiğini kaydetti. Raporda; yer alan tespitler şöyle: 24 bin aile hekimi var Türkiye’de açıklanan en son verilere göre 7 bin 979 aile sağlığı merkezi ve 26 bin 252 aile hekimliği biriminde toplam 24 bin 82 aile hekimi görev yapıyor. Buna göre Türkiye’de her bir aile hekimi 3 bin 405 kişiden sorumlu. Müracaat yüzde 21 arttı En son açıklanan 2018 resmi verilerine göre Türkiye’de bir yıl içerisinde aile sağlığı merkezlerinde aile hekimleri tarafından gerçekleştirilen muayene sayısı 258 milyon 436 bin 607 olarak kayıtlara geçti. Bu sayı 2014’te 214 milyon 120 bin 750 idi. Buna göre 20142018 arasında hekimlerine müracaat sayısında yüzde 21 artış yaşandı. BİR MAHALLE KARANTİNADA Eskişehir’de, koronavirüs önlemleri kapsamında Merkez Tepebaşı ilçesine bağlı Muttalip Mahallesi ve Günyüzü ilçesine bağlı Kayakent Mahallesi’ne giriş çıkışlar kontrol altına alındı. Mahalle girişlerinde jandarma ve polis ekipleri durdurdukları araçlarda bulunanlara HES kodu sorgulaması yapıyor. Tepebaşı İlçe Hıfzıssıhha Kurulu kararında, “İlçemiz Muttalip Mahallesi’ne giriş ve çıkışların kontrol altına alınmasına, vatandaşların hayati ihtiyaçlarını karşılayacak bakkal, manav ve fırın gibi işletmelerin dışında umuma açık olan her türlü kahvehane, kafe, internet kafe gibi işletmelerin ikinci bir emre kadar kapatılmasına, kararlara uymayanlar hakkında Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nun 195’inci maddesi kapsamında gerekli adli işlemlerin başlatılmasına oybirliği ile karar verilmiştir” denildi. l DHA TEB: Yetersiz aşının Hizmet kalitesi düşüyor Açıklanan resmi veriler aile hekimlerinin iş yükü artarken, hastaya ayırdıkları zamanın azaldığını ve sunulan sağlık hizmetinin kalitesinin düştüğünü gözler önüne seriyor. 2018 verileri temel alındığında Türkiye’de saniyede 8, dakikada 491, günde 708 bin muayene işlemi yapılıyor. Sistem amacından saptı Çalışma koşullarının iyileştirilmesi gereken ve hem iş barışı yönünden hem de sağlık hizmetlerinin kalitesi açısından daha da geliştirilmesi gereken aile hekimliği sistemi amacından uzaklaşıyor. Rapor hekimliğine dönüştürülen aile hekimlerinin öncü görevleri olan kanser tarama, kronik hastalık takipleri ve obezite ile mücadeleden uzaklaştırılıyor. Şiddetin sebebi rapor Aile hekimliği sisteminin en büyük sorunu olan kanunsuz ilaç talepleri, hastanın gelmeden raporlu ilaçlarının yazılmasının istenmesi, evde ziyaret edilen hastaların sorunları ve uygunsuz rapor talepleri hekimlere yönelik şiddetin temel sebeplerini oluşturuyor. Ücret kesintisi yapılıyor Her meslek erbabının izin hakkı, hastalandığında rapor alma hakkı varken aile sağlığı merkezlerinde çalışan aile hekimlerinin bu haktan yararlanmak için çalıştığı merkezdeki diğer bir aile hekimine vekâlet vermesi gerekiyor. Vekâlet verecek başka bir hekim bulunamadığında ilgili hekimin ücretinden kesinti yapılıyor. 29 bin sağlıkçı enfekte Türkiye’de 12 Eylül 2020 tarihi itibarıyla 85 sağlık çalışanı COVID19 nedeniyle hayatını kaybederken, 41 kişi ise (yüzde 48,2’si) hekimlerden oluştu. l ANKARA sorumlusu biz değiliz Türk Eczacıları Birliği (TEB), grip aşısı konusunda yaşanan sıkıntıdan sorumlu olmadıklarını duyurarak, “Vatandaşlarımızın aşı ihtiyacının karşılanması noktasında ülkemize destek olmak için yapmış olduğumuz iyi niyetli ve yapıcı girişimlerimizin siyasete malzeme olmasını kabul etmiyoruz” açıklamasında bulundu. Grip aşısı konusunda yaşanan tartışmaların ardından, TEB’den konuya ilişkin yazılı açıklama geldi. TEB’in grip aşısı konusunda daha önce de uyarılar yaptığı belirtilen açıklamada, “Sağlık Bakanlığımız aşı temini sürecinde yoğun çaba sarf etmiş olsa dahi, pandemi nedeniyle ortaya çıkan aşı talebinin karşılanamamış olmasının sorumlusu birliğimiz değildir” denildi. Aşı sayısını artırmak için TEB’in girişimlerde bulunduğu belirtilen açıklamada, “Vatandaşlarımızın aşı ihtiyacının karşılanması noktasında ülkemize destek olmak için yapmış olduğumuz iyi niyetli ve yapıcı girişimlerimizin siyasete malzeme olmasını kabul etmiyoruz” ifadeleri kullanıldı. l ANKARA/ Cumhuriyet Bir doktor daha korona nedeniyle öldü Antalya Halk Sağlığı Laboratuvarı’nda görevli biyokimya uzmanı Dr. Onur İbrahim Onur koronavirüs nedeniyle hayatını kaybetti. Ankara Tabip Odası’nın Twitter hesabından yapılan paylaşımda, “#Ölüyoruz #Tükeniyoruz. Askeri hekim, Antalya Halk Sağlığı Laboratuvarı’nda görevli biyokimya uzmanı Dr. İbrahim Onur koronavirus nedeniyle hayatını kaybetmiştir. Ailesine, sevenlerine ve sağlık camiasına başsağlığı diliyoruz. Sizleri unutmayacağız...” ifadeleri kullanıldı. ‘Ağır hasta yüzde 5 arttı’ Sağlık Bakanı 31 EKİM Fahrettin Koca, CUMARTESİ Twitter’dan yaptığı paylaşımda, “Ağır 124 BIN 109 hasta sayısı bir günde yaklaşık yüzde 5 2 BİN 213 arttı. Teması üçte bi75 rine indirmek zorundayız. Mücadeleye güç verin” dedi. 1506 14.001.814 375 BİN 367 10 BIN 252 2 BİN 75 %5 323 BİN 971 Kahramanmaraş’ta koronavirüs hastası bir yurttaş, karantinayı ihlal ederek sokağa çıktı. Yakalanan yurttaş, yurda yerleştirildi. Karantinayı ihlal edene dava Kayseri’de yaşayan Ç.Ö., geçen 26 Temmuz’da koronavirüs testi pozitif çıkan kişinin temaslısı olduğu gerekçesiyle evinde karantinaya alındı. Karantinanın 8’inci gününde kuralı ihlal ederek, dışarıya çıktı. Otomobiliyle seyir halindeyken, polis kontrol noktasında yakalanan Ç.Ö. hakkında tutanak hazırlandı. Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma sonucunda Ç.Ö. hakkında “bulaşıcı hastalıklara ilişkin tedbirlere aykırı davranma” suçundan 2 aydan 1 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. l DHA CHP’LI KARACA’DAN ÇARPICI TESPIT: Cezaevlerinde 1 maske 4 ay kullanılıyor MAHMUT LICALI İnsan haklarından sorumlu CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, koronavirüs salgını dolayısıyla cezaevlerinin alarm verdiğine ve mahkumlar tarafından bir maskenin dört ay kullanıldığına dikkat çekerek, “İktidar bu sorunları çözmek yerine derinleştiriyor” diye konuştu. CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, koronavirüs salgını dolayısıyla cezaevlerinden gelen haberlerin ciddi boyuta ulaştığına dikkat çekti. Cezaevlerinden kendilerine çok sayıda mektubun ulaştığını ifade eden Karaca, “Ülkeyi açık cezaevine çeviren, baskı ve korku ikliminin yaratıldığı bir ortamda; salgın genellikle sadece bir sağlık sorunu gibi ele alınıyor. Oysa yaşanan katmerli bir ihlaller silsilesi, insan haklarına aykırılıklar manzumesi” diye konuştu. ‘Vakalarla aynı koğuşta’ CHP’li Karaca, cezaevlerinde bulunuyor diye hiçkimsenin haklarından mahrum bırakılamayacağını belirterek, “Devletin yeterli önlemleri almadığı, cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülerin ölüme terk edildiği apaçık ortada... İktidar bu sorunları çözmek yerine derinleştiriyor. Salgın sürecinde infaz yasasında yapılan değişiklik ile açık cezaevlerini boşaltmak diğerlerini ise izolasyon bahanesinin ardına sığınarak denetime, görüşe tamamen kapatarak insan onuruna aykırı bir infaz rejimi uyguluyor” görüşünü ifade etti. Karaca, bir mahkum yakınının kendisine ulaşarak cezaevindeki eşinin bulunduğu koğuşta 4 kişinin pozitif olduğunu ve diğer mahkumlarla aynı ortamda olduğunu söylediğini aktardı. Karaca, bir yakını aracılığıyla kendisine ulaşan bilgiye göre mahkumların 1 maskenin 4 ay kullanıldığına dikkat çekerek, “Halka ‘Tedbir al, maske tak’ diyeceksin, sorumluluğu yükleyeceksin, cezaevlerinde kalanların insan onuruna aykırı koşullarda, hijyenden yoksun kalmasına, tek maskeyi aylarca kullanmasına, haklarına erişim engellerine, sağlıksız koşullara mecbur bırakılmasına göz yumacaksın” diye tepki gösterdi. Egörüş hak ihlali yaratacak Karaca, pandemi dolayısıyla cezaevlerinde açık görüşler yerine müjde olarak sunulan elektronik görüş uygulamasının pek çok hak ihlaline neden olabileceğine dikkat çekti. Karaca, şunları dile getirdi: “Projenin tanıtım toplantısı anayasal güvencelere ve uluslararası insan haklarına aykırılık taşıma riski barındırıyor. Tutuklu ve hükümlülerin bulunduğu her oda ve koğuşa idarenin tek taraflı açma ve kapama yetkisinde olan ses ve görüntü alan bir cihazın yerleştirilmesi, bağımsız ve sivil denetimden uzak olan kapalı kurumlar bakımından daha da sakıncalıdır. Özel hayatın gizliliği; izinsiz teknik dinleme ve görüntülenme kaygısı ile kapasitenin üzerindeki koğuşlarda aile veya avukat ile görüşün yapılması haberleşme özgürlüğü ve CMK yükümlülüklerini de ihlal eder nitelikte.” Çifte önerge Karaca, koronavirüs salgını döneminde cezaevlerinin durumu ve vakalarının araştırılması istemiyle TBMM’ye araştırma önergesi sunarken; Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde egörüş sistemiyle ilgili bir mevzuat çalışması yapılıp yapılmadığını da sordu. YURTTAŞIN TAPU MÜCADELESİ Gökçek söz verdi 16 yıldır bekliyor SARP SAĞKAL Ankaralı yurttaşlardan Hüseyin Şeremet, Eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in “Kuzey Ankara Kentsel Dönüşüm Projesi” mağdurlarından yalnızca birisi. 16 yıldır kentsel dönüşümle hak sahibi olduğu evin tapusunu almaya çalışan Şeremet, artık mağduriyetinin giderilmesi için çağrı yapıyor. Eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, 2004’te Kuzey Ankara Kentsel Dönüşüm Projesi’ni başlattı. Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) ile Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin ortaklaşa kurduğu TOBAŞ şirketince yürütülen projeyle, Ankara’daki gecekonduların temizlenmesi ve 628 konutun hak sahibine teslim edilmesi hedeflendi. Yapımı uzun yıllar süren evler için, 2012’de çekiliş yapıldı. Gökçek, çekiliş sırasında yurttaşlara “Bodrum kattan daire çıkanlara başka evler vereceğiz” sözü verse de bu söz tutulmadı. Çekilişte bodrum katı çıkan ve o zaman Gökçek’in sözü nedeniyle tapusunu almayı kabul etmeyen Şeremet, 2012’de gazetemiz Cumhuriyet’te yaptığı açıklamada, dönemin belediye başkanı Gökçek’e “Verdiğiniz söz için daha ne kadar bekleyeceğiz?” sözleriyle seslendi. Şeremet’in gazetemiz aracılığıyla yaptığı bu sesleniş üzerinden 8 yıl geçti ancak sorunu hâlâ çözülmedi. Bodrum kattaki evinin anahtarını ancak geçen yıl alabilen Şeremet, anahtarını aldığından bu yana tapusunu almak ve evini satmak için kurumlar arasında gidip geliyor. Belediye yetkilileriyle görüşen Şeremet, TOBAŞ’a yönlendiriliyor. TOBAŞ ise Şeremet’i TOKİ’ye gönderiyor. Kurumlar arasında dolaşan Şeremet, durumunu “Evi satıp kurtulmak istiyoruz. 16 yıldır bununla uğraşıyoruz. Tapu için gittimizde, TOKİ’den de belediyeden de kiminle konuşsam bana haklı olduğumu söylüyorlar. Ama başka bir şey yok. Kimse tapuyu almam için bir çözüm üretmiyor” sözleriyle anlattı. Tapu konusunda ümidini kesen Şeremet, yetkililere bir kez daha seslenerek mağduriyetinin giderilmesi için çağrı yaptı. l ANKARA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle