23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 5 5 EKİM 2020 PAZARTESİ Uyuşturucu baronu Zindaşti için ağırlaştırılmış müebbet istendi, 5 polis şüpheliler arasında Kuzu, iddianameye girdi İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından İranlı uyuşturucu baronu Naci Şerifi Zindaşti, adamları ve Emniyet’ten bilgi sızdıran emekli ve görevde olan bazı polisler hakkında “Suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurmak ve yönetmek”, “tasarlayarak kasten öldürme”, “resmi belgede sahtecilik”, “adli görevi ZEHRA kötüye kullanmak” suçÖZDİLEK lamalarının içinde olduğu yaklaşık 20 suçtan dolayı iddianame düzenlendi. Zindaşti hakkında 4 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 24 yıla kadar hapis cezası isteniyor. İddianamede eski AKP milletvekili Prof. Dr. Burhan Kuzu’nun da ismi yer aldı. ‘Kuzu’yu arayacağım’ İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, uluslararası uyuşturucu kaçakçısı olduğu öne sürülen Çetin Koç’un 4 Mayıs 2016’da Dubai’de öldürülmesi, medya patronu İran kökenli İngiliz Saeed Karimian ile Kuveytli ortağı Muhammed el Muhtari’nin 30 Nisan 2017’de Maslak’ta öldürülmesi ve Zindaşti’nin kızının öldürülmeZindaşti’yi tahliye ettirdiği iddia edilen Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu üyesi Kuzu’nun Zindaşti ile ilişkisini ortaya koyan fotoğrafları gazetemiz ortaya çıkarmıştı. Zindaşti, geçen ay İran’da annesinin cenazesine katılmıştı. sine ilişkin firari olarak aranan İlhan Ünğan’ın 7 Nisan 2019’da Bağdat Caddesi’nde öldürülmesi olaylarıyla ilgili soruşturmayı tamamladı. Hazırlanan 152 sayfalık iddianamede 20 şüpheli yer alırken Zindaşti örgüt lideri olarak tanımlandı. Halen polislik görevini sürdüren E.K. ile emekli polisler Ergül K., F.Y., G.K. ve G.G. şüpheli olarak yer aldı. Sarıyer’de 25 Mart 2016 tarihinde, Zindaşti ve Ömer Erdal Akkartal arasındaki çatışma sonrası alınan ifadelerde eski AKP milletvekili Burhan Kuzu’nun da ismi geçiyor. Zindaşti’nin yeğeni Emel Dereli, ifadesinde, çatışmanın Aliye Uzun isimli şahsın, dayısı (Zindaşti) ile çektirdiği fotoğrafları sosyal medyasından paylaşması üzerine çıktığını ifade etti. Dereli ifadesinde, “Dayım ‘Fotoğrafı paylaştı bana şantaj yapıyor, ben Burhan Kuzu’yu arayacağım, AK Parti Beşiktaş İlçe Başkanı’nı arayarak Aliye’nin yaptığının ayıp olduğunu söyleyeceğim. Sen de Aliye’yi ara, eşim ile sorun yaşayacağımı söyleyip fotoğrafı kaldırmasını söyle’ dedi. Ben de dediği yönde Aliye’ye mesaj attım” dedi. Bağdat Caddesi’nde geçen yıl nisan ayında öldürülen İlhan Ünğan’a ilişkin yürütülen soruşturmanın da yer aldığı iddianamede konuya ilişkin Zindaşti’nin firari avukatı şüpheli İlker Dağlı’nın savcıya mail attığı bilgisi de yer aldı. İddianamede şüpheli olarak yer alan firari avukat Dağlı gönderdiği mailde, “Tetikçi olduğu iddia edilen kişilerle hiçbir zaman bir yerde görüşmedim. Bu kişilerin eğer var ise hakkımdaki asılsız beyanlarının; yalan beyan olduğunu ve rahatlıkla her aşamada aksinin ispatının mümkün olduğunu belirtmek isterim. Ben olay tarihi öncesi ya da sonrasında Maslak ya da başka bir semtteki AVM yahut benzeri herhangi bir yere gitmedim. Aracında parmak izimin çıktığı konusundaki iddia da tamamen asılsızdır, mümkün değildir” ifadelerine yer verildi. Soma faciasında oğlunu kaybeden Çolak, Yargıtay’ın verdiği kararı değerlendirdi: Yargıtay kararı umut oldu MEHMET İNMEZ Soma 301 Madenciler Sosyal Yardımlaşma Derneği Başkanı ve maden katliamında oğlunu kaybeden İsmail Çolak, Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin kararını olumlu bulduğunu belirterek, “Bu karar işçi sınıfı ve aileler için umut olmuştur. Yargıtay’ın verdiği bu kararla sanıkların ölen işçiler için 20 ile 25 yıl ceza alma umudu oldu. Adaletin er ya da geç yerini bulacağına inanıyoruz. Halk olarak sermayeden daha güçlüyüz. Sermayeye karşı mücadelemiz devam edecek” dedi. Yargıtay kararının dikkate alınarak Can Gürkan’ın tutuklanması gerektiğini dile getiren Çolak, “Bunlar güçlü insanlar, kaçar giderler. Tutuklanıp yeniden yargılanıp hak ettiği cezanın verilmesi gerekiyor” dedi. Kamu kurumları sorumlu Bu arada, CHP Soma İlçe Başkanlığı’nda basın toplantısı düzenleyen CHP milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, “Sürecin başından beri verilen cezaların az olduğunu söyledik. Yargıtay bu kararı ile bizleri haklı çıkardı” dedi. Yargılama sürecinin çok uzun olduğunu, süreç sonunda çıkan kararların İsmail Çolak vicdanları sızlattığını söyleyen Bakırlıoğlu, Yargıtay kararıyla faciadan kamu kurumlarının da sorumlu olduğunun ortaya çıktığını söyledi. Yargıtay 12. Ceza Dairesi, geçen hafta, Soma Holding Başkanı Alp Gürkan’ın da aralarında bulunduğu 37 sanık hakkında verilen beraat kararlarını onamıştı. Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan’a “basit taksirle ölüme neden olma” suçundan verilen 15 yıl hapis cezası bozulurken, Gürkan’ın arasında bulunduğu 4 sanığın “301 kez kastla öldürmek” ve “162 kez olası kastla yaralama” suçundan mahkum edilmesine hükmetmişti. ‘Evlilik istifasına’ emsal karar Yargıtay, evlilik sebebiyle istifa eden işçiye ihbar ve kıdem tazminatı ödenmesi gerektiğine hükmetti. Tıbbi sekreter olarak çalıştığı özel hastaneden evlilik sebebiyle istifa eden genç kız, ihbar ve kıdem tazminatı alamayınca iş mahkemesine başvurdu. Ancak mahkeme talebi reddetti. Kararı bozan Yargıtay 9. Hukuk Dairesi evlilik sebebiyle işyerinden ayrıldığı için tazminatın yasal koşullarının oluştuğuna hükmetti. Karar emsal niteliği taşıyor. l İHA ERDOĞAN, MEHMET FIRINCI İÇİN TAZİYE MESAJI YAYIMLADI Cenazeye üst düzey katılım İstanbul İlim ve Kültür Vakfı ile Nur Vakfı Başkanı Mehmet Fırıncı (92), Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın cenaze namazı kıldırdığı törenin ardından Eyüpsultan Camisi haziresinde toprağa verildi. Tedavi gördüğü hastanede önceki gün yaşamını yitiren ve asıl adı Mehmet Nuri Güleç olan Mehmet Fırıncı’nın cenaze törenine İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, AKP Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, AKP İstanbul Milletvekili Hasan Turan, AKP İstanbul İl Başkanı Bayram Şenocak ile İstanbul Valisi Ali Yerlikaya da katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise Fırıncı için sosyal medya hesabı üzerinden taziye mesajı yayımladı. Said Nursi’nin talebelerinden olan Fırıncı, Nurculuk tarikatının önde gelen isimleri arasında yer aldı. Fırıncı, camiye dönüştürülen Ayasofya’nın açılış törenine de davet edilmişti. l İç Politika KURALLARA UYDU ANCAK CEZA ALDI KHK mağduruna ‘ayrımcı’ ceza ABİDİN YAĞMUR Esra Ergüzeloğlu 2018 yılında KHK ile kamudan ihraç edilen Yardımcı Doç. Dr. Esra Ergüzeloğlu Kilim, geçen ağustos ayında İstanbul Sözleşmesi için yapılan kadın eylemine katıldığı için 3150 lira idari para cezasına çarptırıldı. Cezanın genel sağlığı tehdit edecek şekilde davrandığı iddiasıyla verildiğini ancak eylemde hep maskeli olduğunu, sosyal mesafesini koruduğunu belirten Kilim, “Bu ceza aslında İçişleri Bakanlığı’nın bizi sürekli izlediğinin kanıtı. Tüm hakları elinden alınmış sivil ölüyüz ama bir etkinliğe katıldığımızda ilk olağan şüpheli biz oluyoruz” dedi. İhraç edildiğinden bu yana sigortalı bir işte çalışamadığını dile getiren Kilim, “Hiçbir yurttaşlık hakkından faydalanamıyoruz. Devlet hiçbir şekilde bizi görmüyor, yok sayıyor ama en ufak bir eyleme katılsak, olağan şüpheli olarak ilk göze batan oluyoruz” diye konuştu. Katıldığı eylemde, salgın önlemlerine uyduğuna dikkat çeken Kilim, şunları kaydetti: “Maskemi hiç çıkarmadım ama bu cezayı aldım. EğitimSen üyesi çok sayıda kadın oradaydık ama sendikamızdan sadece 2 KHK’liye para cezası verildi.” 30 ADAY GAZETEMİZE BAŞVURDU KPSS’de ‘hatalı soru’ iddiası ZEHRA ÖZDİLEK Kamu Personeli Seçme Sınavı’na (KPSS) giren adaylar sınavda çözdükleri sorularla ÖSYM’nin yayımladığı sorular arasında farklar olduğunu ve bazı hatalı soruların içinde doğru cevap olmadığı için boş bıraktıklarını iddia etti. Kamu kurum ve kuruluşlarında memur olabilmek için geçten haftalarda düzenlenen oturumlara katılan adaylar soruların hatalı olduğunu iddia etti. Sınava giren V.A eğitim bilimlerinde hatalı sorular olduğunu dile getirerek “Kitapçığımdaki ‘bloom taksonomisi’ sorusunda ‘yenilenmiş’ ifadesi yer almıyordu ve bu yüzden cevap ‘değerlendirme’ oluyordu fakat yayımlanan soruda ‘yenilenmiş’ ifadesi yer aldığında cevap ‘sentez’ oluyor. Soru kökündeki bir kelimenin eksikliği doğru cevabı değiştiriyor. Bu hataların giderilmesi gerekiyor, genellik ve eşitlik ilkesine aykırı bir durum” dedi. D.N.C ise testlerde çözdüğü sorular ile ÖSYM’nin açıkladığı sorular arasında yanıtı değiştirecek farklılıklar bulunduğunu belirterek, CİMER’e yapılan başvurularda da bu durumun anlaşılacağını dile getirdi. E.K. de “Bizzat gidip dilekçe verdik. ‘Sınav sonuçları açıklandıktan sonra kitapcığınızı inceleyebilirsiniz’ dediler. Sonuç açıklandıktan sonra ne anlamı kalır kitapçığımızı incelemenin” dedi. KPSS’ye giren yaklaşık 30 aday gazetemize ulaşarak şikâyetlerini dile getirdi. l İSTANBUL DİYARBAKIR’DA YASAK BÖLGEDE DRONE UÇURAN ABD’LI GÖZALTINDA Diyarbakır’da dün polis ekipleri, merkez Sur ilçesi sınırlarında bulunan yasak bölgede izinsiz drone uçurulduğunun tespit edilmesi üzerine harekete geçti. Ekipler, yaptıkları araştırmada dronenin ABD’nin Pensilvanya nüfusuna kayıtlı Mark John Xenakes tarafından kullanıldığını tespit etti. Gözaltına alınan şüpheli, polise verdiği ifadede, tarihi surları merak ettiği için bölgeden görüntü ve fotoğraf aldığını, burada drone uçurmanın yasak olduğunu bilmediğini iddia etti. Şüphelinin, 14 yıl ABD ordusuna bağlı bir helikopter firmasında çalıştığını, yıllarca Afrika’da ABD Dışişleri Bakanlığı için müteahhitlik yaptığını, Afrika Birliğinin EşŞebbab ile savaşına yardım ettiğini söylediği öğrenildi. l AA Gelmekte olan aşılar üzerine bilimin yoğun endişeleri var Bakan Bey Cumhurbaşkanı’na bilgi verdi, Türkiye’de yapılan aşı araştırmaları içinde üçünün hayvan deneylerini bitirdiğini ve insan deneylerine başlama aşamasına geldiğini duyurdu. Bunu daha önce Varank Bey’den duymuştuk. Bakan Bey öyle dedi ki sanki 1. faz deneyleri başladı gibi. İzinler verildi mi, protokoller tamam mı, bilmiyoruz. Ülkemiz şeffaflıktan tamamen uzak olduğu için, bakanlığın hatta sözlü talimatıyla tamam başlayın denmiş bile olabilir. Neyse, sorumluluğu üstlenen aşı geliştirmeye çalışan ilim insanlarımızı töhmet altında bırakamayız, öyle bir niyetimiz de olamaz, onlar bilim insanı olarak sorumluluklarına uygun çalışıyorlardır. Fakat sanki aşı konusu tamammış gibi davranılıyor. Bilimin sorumlu kişileri de aşı konusunda uyarıyor. Temel soru şu: Üzerinde çalışılan ve 3. faz denemelerinin sonlarına gelmekte olan aşılar beklendiği gibi, korona ile savaşta oyunun kurallarını değiştirebilecekler mi? Yani korona etkisiz hale gelebilecek mi? Belli olan hiçbir şey yok Sadece bilim insanlarının büyük umut doğuran çalışmaları var. Öyle ki birden hesapta olmayan bir şirketin aşı çalışması, 3. faz sona ermeden ve onay almadan, ilk bilgiler ışığında Trump’a uygulanmaya başlandı. Ben bilimin koronavirüsünü yeneceğine inanıyorum. Bugün veya yarın, er veya geç.. Fakat bu kanaatim aşılarla ilgili endişeleri paylaşmama engel değil. En önemlisi, siyasetin elinin aşı çalışmalarının içinde olması. Hemen, hızla, fazla detaya girmeden, eski aşı protokollerini tam anlamıyla dikkate almadan, acil durum çağrısı muamelesi yapılarak, bir an önce aşıları ortaya çıkartın ve başlayın aşılamaya... Siyasilerin eli bunu dayatıyor... Özellikle ABD’de.. Ve tabii Rusya’da ve belki de Çin’de de. Sanki bizimkilerin de acelesi var gibi hissiyat doğuruyorlar. 5 maddede endişeler Şimdi dünyanın güvenilir bilim insanlarından endişeleri sıralayayım: 1) Aşılar, tüm güvenlikle ilgili aşamaları geçecekler mi, engelleri temizleyecekler mi?.. 2)  Aşıların aşılanan tüm insanlar üzerinde koronavirüsünü durdurucu etki yapması beklenmiyor. “Aşı üreticileri, aşılanan insanların en az yüzde 50’sinde COVID19 semptomlarının görülmemesini hedefliyor. Ancak aşıdan bekledikleri etkinlik yüzde 60.” 3)  Aşı, hastalığın ciddi boyutlara ulaşmasını veya ölümleri engelleyebilecek mi? “Çalışma protokollerinin ortaya çıkardığı sonuç şöyle: Denemeler, aşıların semptomatik COVID19 vakalarını azaltıp azaltmadığını test edecek şekilde tasarlanmış; şiddetli seyreden vakaları azaltıp azaltmadığını test edecek şekilde değil.” 4) Yani aşılar ciddi vakalardan önce, semptomları azaltıp azaltmayacağı açısından tasarlanıyor. Buradaki başarı ağır vakaların sayısını ve ölümleri de azaltacaktır. 5)  Siyasi müdahalelerle acele getirilmiş aşıların halkın sağlığı için önemli bir risk oluşturacağı düşünülüyor. Bu bakımdan bilim insanları siyasiler aşıların içinden ellerinizi çekin çağrısı yapıyor. Özellikle Trump, başkanlık yarışında hemen aşı çıksın diye bastıran birisi. 6)  Bir başka endişe, güvenlikle ilgili verilerin uzun vadede sonuçlarının toplanması beklenmeden, ilk ve ön sonuçlara bakarak yeterli bu kadar denmesi ve aşı kampanyalarının başlatılması. Mesela Trump’a yapılan deneysel aşı, tam da bu kapsamda. Eğer etkisini gösterirse piyasaya hemen ilk sürülecek aşı olacaktır, kimsenin şüphesi olmasın! Üstelik dünyanın en pahalı aşısı olacak ve VIP’ler yararlanacaktır. Bilim 3 açıdan izliyor Nature dergisinde yayımlanan bir makale, bilim insanlarının aşı çalışmalarını 3 açıdan yakın takibe aldıklarını belirtiyor: Güvenlik ve şeffaflık, siyasetin rolü ve aşı hedefleri, etkinlikleri... Siyaset aşılara bulaştıkça ve hızlı aşıyı dayattıkça, halkın aşılara güveni azalıyor. Mesela ABD’de yüzde 72’den yüzde 51’e hızla düştü. Nedeni de siyasetin dayatmasıyla henüz kesin sonuçlar alınmadan hızlı aşıya onay verileceğini düşünüyor olmaları. Aynı durum Avrupa’da da var; hükümetlerin aşı şirketleriyle kapalı kapılar ardında yaptığı görüşmeler halkta güven duygusunu azaltıyor. Demem o ki: Türkiye örnek olacak bir şeffaflıkla aşı çalışmalarını yürütsün. Protokollerin tüm gereklerini yerine getirsin. Siyasiler de bilgi alsın ama araştırmacılara hiçbir şey dayatmasın. Çünkü hiç anlamadıkları bir alan burası. Daha uzun süre, en az bir yıl, maske, mesafe ve hijyene muhtacız..
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle