23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KÜLTÜR 11 5 EKİM 2020 PAZARTESİ Altın Lale ve UluslararasıİstanbulFilmFestivali’nin 39.’su ve Filmekimi galaları ile sinemaseverler ekim ayında festival filmlerine doyacak Filmekimi beraber 39. İstanbul Film Festivali ekimde çevrimiçinin yanı FILMEKIMI GALALARI BEKLENEN FILMLER... sıra sinema salonlarında da izleyiciyle buluşacak. Uluslararası Yarışma filmleri online olarak, Ulusal Belgesel Yarışması filmleri ve Filmekimi Galaları ise online veya salonda seçeneğiyle sinemaseverlere sunuluyor. Ulusal yarışmadan sonra sıra geldi, “Sinemaya yeni bakışlar” teması altında Filmde, Tilda Swinton rol alıyor. yarışacak 12 film içinden Uluslararası Altın Lale’nin sahibini bulmaya; 39. İstanbul Film Festivali 9 Ekim’de başlıyor. 20 Ekim’e kadar sürecek festivalde Asya yakasında Kadıköy, Avrupa yakasında Cinemaximum City’s Nişantaşı’nda olmak üzere iki saPedro Almodóvar’ın yeni filmi “İnsan Sesi / The Human Voice” Filmekimi Galaları kapsamında 21 Ekim’de Cinemaximum City’s Nişantaşı ve Kadıköy Sineması’nda gösterime girecek. Lale’ye hak kazandığı ve Ulusal londa gösterimler yapılacak ama Belgesel Yarışması’nın kazananUluslararası Yarışma sadece çev ları ise 20 Ekim akşamı açıklanarimiçi platformda (filmonline. cak. 39. İstanbul Film Festivali iksv.org) izlenebileceği için asıl izleyici grubu orada olacak. Uluslararası Yarışma Jüri Başkanı yönetmen Tayfun PirselimoğBiletler cuma günü satışa çık lu, jüri üyeleri oyuncu Hazar Erİstanbul Film Festivali, 'Galalar' bölümünde bu yıl pandemi nedeniyle Filmekimi’ni konuk ediyor. Beklenen, filmler, Türkiye prömiyerlerini Filmekimi Galaları’nda yapacak. Filmekimi Galaları filmlerinin tümü sinema salonlarında gösterilecek. n Anne Gibi / Asa ga Kuru / True Mothers / Naomi Kawase / Japonya n Önsezi Kitabı / The Book of Vision / Carlo Hintermann / İtalya, İngiltere, Belçika n İyi Bir Eş Olmanın Yolları / La bonne épouse / How To Be A Good Wife / Martin Provost / Fransa n Alabora / Surge / Aneil Karia / İngiltere n Pinokyo / Pinocchio / Matteo Garrone / İtalya, Fransa, İngiltere n Günler / Rizi / Days/ Tsai Mingliang / Tayvan n 85 Yazı / Eté 85 / Summer of 85 / François Ozon / Fransa, Belçika n Alelade Bir Yuva / Nowhere Special / Uberto Pasolini / İtalya, Romanya, İngiltere n Umudun Dili / Persian Lessons / Vadim Perelman / Rusya, Almanya n Undine / Christian Petzold / Almanya, Fransa n Yaramaz Çocuk / Enfant Terrible / Oskar Roehler / Almanya n Kaçan Kadın / Domangchin yeoja / The Woman Who Ran / Hong Sangsoo / Güney Kore n Körkütük / Druk / Another Round / Thomas Vinterberg / Danimarka n Ter / Sweat / Magnus von Horn / Polonya, İsveç n Nomadland / Chloé Zhao / ABD tı ve büyük bir hızla kapışıldı. Yi güçlü, yönetmen Burak Çevik, sine de ek gösterimler olacak, yerle nema tarihçisi ve programcı JasFILMLER ALTIN LALE IÇIN YARIŞACAK DİRİ: rin de tümü bitmedi. Pandemi döneminde olduğumuzu unutmuyoruz, nerede o eski festivaller, İstiklal Caddesi’nde bir filmden çıkıp ötekine koşturduğumuz, arada bir çorba içtiğimiz günler diyoruz ama ilkbaharda ulusal yarışmayı yaptığımızda sokağa bile çıkamıyor, bütün filmleri sadece çevrimiçi seyrediyorduk! Şimdi yine de gözünü karartan, bütün önlemlerini almış iki sinema salonunda belgeselleri ve Film Ekimi galalarını izleyebilecek. Uluslararası Yarışmada göstemin Basic ile dağıtımcı Anthony Bobeau. Yarışmanın ödülü ise yönetmene 10 bin Avro, dağıtımcıya 50 bin TL olarak bölüştürülüyor. Jüri Özel Ödülü’nü kazanan yönetmene ise 5 bin Avro verilecek. Film Ekimi galaları Bu yıl, festival Filmekimi ile birleşti. Her yıl çok büyük izleyiciye hitap eden Filmekimi galalarında ödüllü filmler Türkiye prömiyerlerini yapacak. Böylece ekim ayında toplam 40 yeni film Uluslararası Yarışma’da Altın Lale için yarışacak filmler: n Mickey ve Ayı / Mickey and the Bear / Annabelle Attanasio / ABD n Sarı Hayvan / Um Animal Amarelo / A Yellow Animal / Felipe Bragança / Brezilya, Portekiz n Luxor / Zeina Durra / Mısır, İngiltere, Birleşik Arap Emirlikleri n Sanctorum / Joshua Gil / Meksika, Dominik Cumhuriyeti, Katar n Koza / Kokon / Cocoon / Leonie Krippendorff / Almanya n OğulAna / PesarMadar / SonMother / Mahnaz Mohammadi / İran, Çek Cumhuriyeti n Yabancı / Exil / Exile / Visar Morina / Almanya, Belçika, Kosova n Denizaltısı da Olsun İsteyen Cam Temizleyici / Window Boy Would Also Like to Have a Submarine / Alex Piperno / Uruguay, Arjantin, Brezilya, Hollanda, Filipinler n Yankılar / Bergmál / Echo / Rúnar Rúnarsson / İzlanda, Fransa, İsviçre n Öteki Kuzu / The Other Lamb / Malgorzata Szumowska / İrlanda, Belçika, ABD n Atlantis / Valentyn Vasyanovych / Ukrayna n Kuş Dili / Mowa Ptaków / Bird Talk / Xawery Zulawski / Polonya rilen 12 filmden hangisinin Altın gösterilmiş olacak. Nafi Atuf Kansu Ödülü’nü kazananlar belli oldu Nafi Atuf Kansu Eğitbilim Araştırmaları Ödülü’nü, bu yıl tez dalında Dr. Habibe Dilsiz, kitap dalında ise Prof. Dr. Ali Sadi Gitmez kazandı. Seçici Kurul, belirli bir yapıt üzerinde gerekli oy çoğunluğunu sağlayamadığı için bu yıl makale dalında ödül verilmemesini kararlaştırdı. Cumhuriyetin kuruluş döneminde ulusal eğitime büyük emek vermiş Nafi Atuf Kansu’nun torunları tarafından 2014’ten bu yana verilen Nafi Atuf Kansu Eğitbilim Araştırmaları Ödülü’nün sahipleri belli oldu. Dr. Niyazi Altunya, Prof. Dr. Erdoğan Başar, Prof. Dr. Mustafa Ergun, Prof. Dr. Sedat Sever ve aile adına Metin Atuf Kansu’dan oluşan seçici kurul, doktora tezleri alanındaki ödülün Dr. Habibe Dilsiz’in Hacettepe ÜniversitesiSağlık Bilimleri Enstitüsü Çocuk Gelişimi ve Eğitimi programında hazırladığı “Serebral Palsili Çocukların Ebeveynlerine Uygulanan Aile Eğitimi Programının Aile İşlevleri, Yılmazlık ve Umutsuzluk Üzerindeki Etkisinin İncelenmesi” başlıklı tezine verilmesine oyçokluğu ile karar verdi. Kitap dalında ise Prof. Dr. Ali Sadi Gitmez’in “Sosyal Bilim Araştırmalarında Yöntembilim” başlıklı kitap, oybirliği ile ödüle değer görüldü. l ANKARA/ Cumhuriyet ALTIN PORTAKAL FILM FESTIVALI HEYECANI TÖREN İLE BAŞLADI Antalya’da film zamanı BÜLENT ECEVİT 57. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin açılışı, açık hava sineması olarak ayrılan alanda gerçekleştirildi. Antalya Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla düzenlenen festivalin açılışı salgın nedeniyle seyircisiz yapıldı. Törene Antalya Valisi Ersin Yazıcı, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan, Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Mehmet Hacıarifoğlu, Antalya Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri ve Festival İdari Direktörü Cansel Tuncer’in yanı sıra ulusal yarışmaların jüri üyeleri Ercan Kesal, Gülse Birsel, Kıvanç Sezer, Taner Birsel, Zeynep Oral, Cemre Ebuzziya, Müge Turan, Ömür Atay, Bingöl Elmas, Köken Ergun, Kurtuluş Özgen ve film ekipleri katıldı. Yekta Kopan’ın sunuculuğunda gerçekleşen gecede Antalya Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri ve Festivalin İdari Direktörü Cansel Tuncer Covid19 tedavisi devam eden Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’e ve tüm hastalara şifa diledi. 57. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin bu yılki afiş yüUlusal Uzun Metraj Film Yarışması jüri başkanı Ercan Kesal, “Sinema büyüleyici bir sanat dalı. Gözünüzü kapatıp karanlığa hayallere dalmak gibi ve sizi aslında varlığından haberdar olduğunuz ama tanımadığınız bilmediğiniz bir büyük insan kalabalığı ile buluşturuyor” dedi. zü beyazperdede 60 yılını dolduran Fatma Girik, açılış gecesine salgın nedeniyle katılamadı. Girik, gönderdiği mesaj ile izleyicilere seslendi: “Antalya Film Festivali, Türkiye’nin en köklü ve en eski festivali. Afişlerinde olmak beni onurlandırıyor. Sinemaya adanmış bir hayat benimki. Bu adanmışlık içinde takdir görmek, en mutlu gülümsemelerime neden oluyor. İyi ki sinemamız iyi ki festivallerimiz var!” Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması jürisinde yer alan Zeynep Oral, içinde bulunduğumuz zor günlerde baş etmek zorunda olduğumuz tek virüsün Covid19 olmadığına, şiddet, haksızlık, adaletsizlik ve anti laiklikle de mücadele edildiğine, sinemanın bu virüsleri alt edecek insanları yetiştirebileceğine vurgu yaptı. Açılış töreni 1965 yılında düzenlenen ikinci Altın Portakal Film Festivali’nde Fatma Girik’e En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü kazandıran, Atıf Yılmaz imzalı Türk sinemasının klasiklerinden “Keşanlı Ali Destanı” filminin gösterimiyle sona erdi. l ANTALYA Salgın günlerinde tiyatro yapmak Darülbedayi’nin 1930’da yaptığı başarılı Ankara turnesinin ardından Muhsin Ertuğrul ve arkadaşlarını kabul eden Atatürk’ün tutumu, genç Cumhuriyetin tiyatroya ve genelde sanata karşı tavrını yansıtması bakımından çok anlamlıdır. Muhsin Ertuğrul’a, “Siz benim ta ataşemiliterlik çağımdan beri memleketimizde görmeyi candan özlediğim bir hayali gerçekleştirdiniz. Şimdi ben, Devlet Reisi olarak size soruyorum: Hükümetten ne gibi bir yardım istersiniz?” diyen Gazi’nin yaklaşımı öyle bir çizgi çekmiştir ki sonraki yıllar Ankara’da konservatuvar, Devlet Tiyatroları, Devlet Opera ve Balesi gibi kurumların peş peşe açılmasına tanıklık etmiştir. Tiyatronun altın çağı Cumhuriyetin bu döneminde Atatürk’ün toplu vizyonu içinde sanata ve genelde kültüre gösterdiği olağanüstü ilginin ülkemizdeki sahne sanatlarının Batılı anlamda kurumsallaşmasında oynadığı rol yadsınamaz. Bu kurumsallaşma daha sonra da sürmüş, sahne sanatlarının yurt sathına yayılmasında önemli bir rol üstlendiği gibi, devlet tiyatroları da konservatuvar sayesinde tiyatro eğitimi almış kuşaklarla ilerleme şansını yakalamıştır. 1961 Anayasası’nın getirdiği görece özgürlük koşullarında ise özel tiyatrolarda büyük bir patlama yaşandı, pek çok topluluk bu döneme damgalarını vurdu, 1960’lı yıllar Türkiye’de “tiyatronun altın çağı” olarak anıldı. Bu dönemlerin ortak niteliği, siyaset sınıfı ve kamuoyu tarafından tiyatro sanatına verilen değerdir. Gerçi 12 Mart’a giden süreçte kimi oyunların yasaklandığı, Anadolu turnelerinin engellendiği olmuştur ama genel anlamıyla tiyatro sanatı saygınlığını hep korumuştur. Öç alma isteği Yaşadığımız dönemde ne yazık ki bu değer yargıları korunmadı. Bunda iletişim araçlarındaki çeşitli değişimler, internet çağı gibi birçok nesnel etken rol oynadı kuşkusuz. Ama onun da ötesinde toplumdaki en yerel birimden en tepeye kadar karar vericilerin, sanatı, yazının başında verdiğim örneklerdeki gibi görmeyen, hatta bunun yanına bile yaklaşamayan duruşlarının da azımsanamayacak bir payı var. Okuyanın, yazanın, aydının, sanatçının, akademisyenin pek sevilmediği, köşeye sıkıştırılmaya, susturulmaya çalışıldığı bir devir bu. Bir tür öç alma söz konusu sanki. Her kurumda, hatta her köşe başında liyakat değil, bilgiden çok ilişki ağlarından yararlanan ve açıkça söyleyelim, yalakalık yapan vasatın üstünlüğü esas alınıyor. Gerçek değerler ise sosyal medya çukurunda Roma arenalarındaki gibi canavarların önüne atılırken, pleb kalabalıkları zevkten kendinden geçiyor. İşini en iyi şekilde yapmaya çalışan insana iktidar veya muhalefet hiç fark etmiyor karar vericiler nesli tükenmiş bir kuşa bakar gibi bakıp rahatsız oluyorlar. ‘Tiyatro yapma!’ Bir şeye sinirlenildi mi soldan sağa herkesin ağzında aynı cümle: “Tiyatro yapma!” Bu bir tek cümle nereden nereye geldiğimizin, getirildiğimizin özetidir aslında. Bunda cumhuriyetin armağanı olan güzelim kurumları gayya kuyularına dönüştüren çapsız yöneticilerin, okullardan tiyatroda oynamak için değil, dizilere seçilmek için mezun olan kuşakların ve genel anlamda ideallerini yitirmiş, sadece günü kurtarmak için yaşayan bir toplumsal zihniyetin de payı var tabii ki… Tiyatroyu yıpratan bu koşullara bir de salgın eklenince vaziyet içinden çıkılmaz bir hal aldı. Özel tiyatroların durumu içler acısı. Turneler yapılabilecek mi, seyirci gelecek mi, belirsiz; AVM’ler açık ama tiyatro salonlarının tepesinde hep Damokles’in kılıcı… Yine de inatla boğuşanları, tiyatronun namusu adına mücadele edenleri saygıyla izliyorum. Ama şunu da söylemeden geçmek istemiyorum: Umarım salgın döneminden istifade, bir zamanların gözde yasa tasarıları yeniden gündeme getirilmez, örneğin devlet tiyatrolarının bütçesinin iyice kırpılması, özel tiyatroların içinde bulundukları zorluklarla meşrulaştırılmaya çalışılmaz. Devlet tiyatrolarının kötü yönetiliyor olması, cumhuriyetle kazanılmış haklardan vazgeçilmesi için bir bahane olamaz. Pelerin Operası konseri Süreyya’da Yeni tip koronavirüs (Covid19) tedbirlerine uygun olarak düzenlenen Il Tabarro (Pelerin) Operası konseri, Kadıköy Süreyya Operası Sahnesi'nde 6 Ekim'de saat 20.00'de yapılacak. Konserde, "Michele"i Murat Güney ile Kevork Tavityan, "Giorgetta"yı Şebnem Ağrıdağ Kışlalı ile Hande Soner Ürben, "Luigi"yi Ali Murat Erengül ile Süren Maksutov, "Il Talpa"yı Ufuk Karakoç ile Sevan Şencan, "Il Tinca"yı Berk Dalkılıç ile Onur Turan, "La Frugol"yı Jaklin Çarkçı ile Deniz Likos, "Un Verditore"yi Besnik Ademoğlu ile Ufuk Toker, "Due Amanti"yi ise Ceren Aydın Akkoç ile Berk Dalkılıç dönüşümlü olarak seslendirecek. Eser, 1900'lü yılların başında, Paris'te Seine Nehri üzerinde bir mavnadaki aşk hikâyesini konu alıyor. Kadıköy Süreyya Operası Sahnesi'nde 8, 10, 13, 15 ve 17 Ekim'de yeniden izleyiciyle buluşacak olan konserde, İDOB Orkestrası’nı, Roberto Gianola yönetecek. İstanbul Müzik Festivali’nde bu hafta klasik müzikseverlere konserler... İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteğiyle düzenlenen 48. İstanbul Müzik Festivali bu hafta klasik müzikseverlere İstanbul’un çeşitli mekânlarından Bilkent Odeon’a, Almanya’dan Hollanda’ya uzanan bir konser programı sunuyor. Bu kapsamda bugün saat 20.00'de BİFO özel “Recomposed Vilvaldi Dört Mevsim” adlı konser müzikseverle buluşacak. Ayrıca, senfonik eserlerden oda müziği ve geleneksel müziğe çok renkli bir repertuvara sahip 8 yeni konserin yanı sıra düzenlenen ücretsiz hafta sonu konserleri, konsere doğru etkinlikleri ve çocuk atölyeleri de festivalin bu haftaki programında izleyicilerle buluşuyor. Festival kapsamında 5 Ekim’e kadar her gün yeni bir konser online.iksv.org/ muzik adresinde erişime açılıyor. online.iksv.org/muzik adresinde yayımlanan konserler bir ay; İKSV YouTube kanalından yayımlanan ücretsiz konserler 1 hafta boyunca izlenebiliyor. Konser gösterimleri ise 5 Kasım’a kadar devam ediyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle