18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 5 EKİM 2020 PAZARTESİ HABER Sayıştay, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın mali rapor ve tablolarını uygun bulmadı Kaçak içkide patlama Tarım ve Orman Bakanlığı, Sayıştay’ın denetiminden geçemedi. Sayıştay, rak gerçekleşmiştir.” Bu konuda alınan önlemlerin ardından 2018’de 1 milyon 203 raporunda Tarım ve Orman bin 43 litre, 2019’da ise 2 milBakanlığı’nın 2019 yılı mali rapor ve tablolarının doğru MUSTAFA yon 358 bin 953 litre evsel kulÇAKIR lanım amaçlı etil alkol satışı ve güvenilir bilgi içermediğine gerçekleştirildiğine işaret edidikkat çekti. len raporda, bu kez de hastane ve ecRaporda, 2013’ten itibaren özellik zanelerin kullanımı için piyasaya sule evsel ve tıbbi kullanım amaçlı etil nulan tıbbi amaçlı etil alkolün satıalkol kullanılarak yapılan yasadışında önemli artış yaşandığı belirtilşı alkollü içki üretiminde önemli ar di. Tıbbi kullanım amaçlı etil alkolün tış yaşandığına işaret edildi. Bu al yıllık kullanım miktarı 2013’te 1 milkollerde görülen arz fazlasının, mer yon 414 bin 988 litre iken, 2019’da diven altı tesislerde üretilen ve band ise 7 milyon 755 bin 972 litre olarolsüz olarak veya sahte ya da usul rak gerçekleşti. Raporda, “Fiili talesüz bandrol kullanılarak piyasaya bi yaklaşık 1.5 milyon litre/yıl olmasürülen sahte ürünlerin ve tüketici sına karşın 2019 yılı satışının 6 millerin şahsi tüketimleri için evlerinde yon litreye ulaşmış olması, en az 4 ürettikleri alkollü içkilerin yapımın 4.5 milyon litre tıbbi kullanım amaçda kullanıldığının değerlendirildiği lı alkolün sahte distile alkollü içki belirtildi. Raporda şöyle denildi: üretiminde kullanıldığını işaret et“Ağırlıklı olarak gıda hazırlanma mektedir” denildi. sında kullanılmak üzere marketlerde Yasal yerli distile alkollü içki pasatışa sunulan evsel kullanım amaçlı zarının 2019 sonu itibarıyla yaklaetil alkolün yıllık kullanımı 2013 yı şık yüzde 25 daraldığı belirtilen ralında 12 bin 117 litre iken, kullanım porda, “2018 yılında 50 milyon litmiktarı 2014 yılında 26 bin 448 litre, re olan yurtiçi alkollü içki üreti2015 yılında 88 bin 501 litre, 2016 mi 2019 yılında 40 milyon litre seyılında 178 bin 984 litre, 2017 yılın viyesinde gerçekleşmiştir. Sadeda ise 2 milyon 319 bin 704 litre ola ce özel tüketim vergisi (ÖTV) kaybının 2019 yılı için en az 1.56 milyar TL’ye ulaştığı hesaplanmakta olup paylaşılan arz rakamları üreticilerin ve ithalatçıların beyanlarından elde edildiğinden, fiili arz miktarı konusunda kesin veri bulunmamaktadır” denildi. Sayıştay, bu konuda içerisinde yasaklamaların da yer aldığı bir dizi önlem önerisinde bulundu. Tutarsız tablolar Sayıştay, usulünce atanmış muhasebe yetkilisinin kontrolü dışında banka hesaplarının bulunduğu, bu hesaplarda yer alan tutarların muhasebeleştirilmediği, kamu idarelerinin mali tablolarında gösterilmediği ve hatta zamanaşımına uğradığına işaret etti. Bakanlıkça uygulanan idari para cezalarının muhasebeleştirilmediği ve raporlanmadığı belirtildi. Tarım Reformu Genel Müdürlüğü adına açılı banka hesaplarından hak sahiplerine yapılan ödemeler arasında lehte ve aleyhte farklar bulunduğu, 2019’da tarımsal destekleme kapsamında toplam 16 milyar 965 milyon 138 bin 739.70 TL bütçe gideri yapıldığı halde, fiilen hak sahiplerine 17 milyar 180 milyon 772 bin 135.22 TL ödendiği kaydedildi. l ANKARA ULAŞTIRMA BAKANLIĞI Usulsüz ihaleler MAHMUT LICALI Sayıştay’ın TBMM’ye sunduğu Karayolları Genel Müdürlüğü (KGM) 2019 Denetim Raporu’nda, bazı ihalelerle ilgili doğrudan firmaların ismen belirlenerek işlemin yapıldığı belirlendi. Raporda, KGM’nin mülkiyetinde bulunan otoyol hizmet tesislerinin üç yıldan uzun süre ile kiralanmasına ilişkin olarak Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından verilen bakanlık onaylarında mevzuata aykırı olarak kiralama yapılacak firmaların isimlerinin de belirlendiği kaydedildi. Raporda, kiralama ihaleleriyle ilgili Devlet İhale Yasası’na göre KGM’nin bağlı bulunduğu bakanlık olan Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’ndan izin alması gerektiği hükmü ifade edilirken, “Çok açıktır ki bu hüküm; bakanlık olurunda firma ismi zikredilmesine cevaz vermemektedir. Olurda yalnızca süre ve kiralanacak ünitenin yer alması gerekmektedir” denildi. Raporda, Bakanlık onayında firma isimlerinin belirtilmesinin ihalelerde eşitliği, rekabeti ve şeffaflığı engellediği ifade edildi. AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL HİZMETLER BAKANLIĞI Bağışlar kayıt dışı DAVUTOĞLU’NDAN BAHÇELİ’YE ‘AYM’ TEPKİSİ: MAHMUT LICALI Sayıştay’ın TBMM’ye sunduğu Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın 2019 denetim raporunda bakanlığa bağlı birimlere yapılan bazı bağışların kayıt yapılmadan kabul edildiği belirlendi. Sayıştay raporunda, bakanlığa bağlı birimleri yapılan ayni yardımların ilgili birimler tarafından kabul edilmesi sırasında “taşınır işlem fişi”nin her işlem için düzenlenmediği ve bağış kabul tutanaklarının seri numaralarının da elle doldurulduğu tespit edildi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, konuya ilişkin açıklamasında şunları söyledi: “Belediyelerimizin, yasal hakkının önünü kesip “siz bağış alamazsınız, biz alırız” diyenlerin, bağışları bile kayıtsız topladığı Sayıştay raporlarıyla tescil edildi. CHP olarak bu sorunlu zihniyeti, milletimize şikâyet ediyoruz.” l ANKARA GERÇEK DEĞIL, TAKDIRI BEDEL KAYDEDILDI Devlet altını hesaplayamadı MUSTAFA ÇAKIR Sayıştay’ın Hazine ve Maliye Bakanlığı Darphane ve Damga Matbaası Döner Sermayesi 2019 raporunda, üretimde kullanılan altın ve gümüş stoklarının gerçeğe uygun değeri yerine idare tarafından belirlenen takdiri bedel üzerinden kaydedildiğine dikkat çekildi: “Yıl sonundaki altın ve gümüş stoğu Borsa İstanbul verileri üzerinden sırasıyla 4 milyar 442 milyon 755 bin 733,49 TL ve 21 milyon 450 bin 378,52 TL değerinde iken, iz bedeli ile kayıt altına alınan tutar, altın için 3 milyon 77 bin 744 TL, gümüş için ise 187 bin 695,52 TL olarak görülmektedir.” Raporda, çeyreklik altın üretimi sürecinde gider ve maliyet işlemlerinin eksik yapıldığı vurgulandı: “Satış işlemleri döner sermaye kasasındaki altınların satılması suretiyle yapılmıştır ancak muhasebeleştirme işlemi yapılırken toplam 709 bin 38,68 TL’lik altın satılmasına rağmen altınların izlendiği 150 İlk Madde ve Malzeme Hesabından yalnızca 504,56 TL’lik çıkış yapılmış, karşılığında da maliyet hesabı olan 710 Hammadde Alımları Hesabına yine aynı tutarla kayıt yapılmıştır. Bu durum, döner sermaye kârının olması gerekenden çok yüksek gerçekleşmesine yol açmıştır.” Sayıştay’ın Hazine ve Maliye Bakanlığı raporunda da, tahsisli kullanılan taşınmazların bakanlık mali tablolarında yer almadığı, menkul varlıkların mali tablolarda gerçeğe uygun değerleriyle gösterilmediği” gibi eleştiriler yer aldı. l ANKARA Tek bildikleri kapatmak Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, önceki gün partisinin Aydın ve Gaziantep il kongrelerine videokonferans yöntemiyle katıldı. Davutoğlu, MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) kapatılmasına yönelik çağrısına tepki göstererek “Bunların bildiği tek şey kapatmak, Türkiye’yi içe kapat, üniversite kapat, baro kapat, Tabipler Birliği’ni kapat. Hazır elimiz alışmışken AYM’yi de kapat” dedi. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi olduğu sürece demokrasinin işlemeyeceğini kaydeden Davutoğlu, “Koalisyon iktidarının küçük ortağı AYM’yi de lağvedelim diyor. AYM parlamenter sistemin kurumuymuş, yeni sisteme uygun mahkemeye ihtiyaç varmış. AYM hükümet sistemi kurumu değil ki, adalet kurumu” diye konuştu. “İfade hürriyeti fiilen ortadan kaldırılmıştır” diyen Davutoğlu, “Basın hürriyeti fiilen ortadan kaldırılmıştır. Vatandaşın seçme ve seçilme iradesi ortadan kaldırılmıştır. Adalet artık sosyal medya mahkemesinde, kendini hem hâkim hem savcı yerine koyan 5. sınıf televizyon programlarında aranır hale gelmiştir. Kendileri için bir ülke hayal ediyorlar ve sadece kendilerinden olanlara hayat hakkı tanıyorlar” ifadelerini kullandı. l İç Politika ALI BABACAN: ADALETE INANMIYORLAR SEYFETTİN METE DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Anayasa Mahkemesi’nin hedef alınmasını eleştirerek “Ne zaman özgürlükçü, demokrat bir karar verilse karşı çıkıyorlar. Çünkü adalete inanmıyorlar. Yargı onların istediği kararı alırsa memnun oluyorlar. Aksi halde derhal iftira, tehdit başlıyor. İktidar, vesayet rejimindeki hak hukuk tanımayan iktidarlar gibi davranıyor” dedi. Çorum’da partisinin 1. Olağan Kongresi’nde konuşan Babacan, ekonominin de savrulduğuna işaret etti. Kamu borcunun 2 katına çıktığına değinen Babacan, “Ekonomi yönetimini bıraktığım 2015’te 24 milyar TL olan bütçe açığının 2020’de on katına çıkarak 239 milyar TL olacağı açıklanmıştır. Kamu borç yükü, bu yıl milli gelirin yüzde 41.1’ine çıkacaktır. Açıklanan programla Türkiye’nin yeniden borç faiz sarmalına geri döndüğü tescil edildi” ifadelerini kullandı. GATA BAŞHEKİM YARDIMCISI DR. ALİ EDİZER Medeni Kanun ahlaksızlıkmış Türkiye’nin en köklü sağlık kurumlarından eski adıyla GATA, yeni adıyla Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin başhekim yardımcılığı görevini yürüten Dr. Ali Edizer, sosyal medya hesaplarından Medeni Kanun’u ve tekeşliliği hedef alan paylaşım yaptı. Kamuoyunda tartışma yaratan Esra Erol’un programlarıyla ilgili paylaşımda bulunan Edizer, Facebook’ta şu ifadeleri kullandı: “Esra Erol’a bizi götüren yolun başı, İsviçre Medeni Kanun’unun kabul edilmesidir. Sorsan ‘kadına özgürlük ve uygarlık’ kazandırıldı. Resmiyette tekeşlilik, fiiliyatta zina ve fuhuş serbestliği. Kuvveden fiile batı ahlâksızlığı...” Başhekim Yardımcısı Edizer’in, Menzil cemaatine yakınlığını açıkça ortaya koyan paylaşımlar da yaptığı görülüyor. Ali Edizer’in sosyal medya hesabında paylaştığı bir video konuşmasında da “Medeni Kanun’u yıkmak için mücadele ettiğini” söylemesi ve Türkiye Cumhuriyeti yasaları gereği resmi nikâhla sadece tek eşli olmayı eleştirerek, “boşanmak yerine 2. eşi alın” demesi dikkat çekiyor. l Haber Merkezi Bilgen: Yapılan hukuksuzluk büyük farkındalık yaratacak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 2014 Kobani eylemlerine ilişkin yürütülen soruşturmada tutuklanan ve yerine kayyım atanan HDP’li Kars Belediye Eşbaşkanı Ayhan Bilgen, dün sosyal medya hesabı üzerinden mesaj yayımlayarak kendilerine yaşatılan hukuksuzluk karşısında oluşturulan dayanışmaya teşekkür etti. “Tutuklanma kararımızı kimin aldığını bilmiyorum ama kararı yüzümüze okuyan heyet tarihi bir iyilik yaparak Anayasa Mahkemesi kararını ve hukukun temel ilkelerini yok saydıklarını gayet açık bir biçimde göstermişlerdir” diyen Bilgen, “Demokrasi varmış gibi davranmalarındansa bu kadar açık bir hukuksuzluğa imza atılması, Türkiye demokrasisi açısından çok daha değerli bir farkındalık ve kazanıma vesile olacaktır” ifadelerini kullandı. l İç Politika Diyojen fenerle adam arıyordu!.. Sinoplu filozof Diyojen (MÖ. 412323) elinde fener “adam” arıyordu. Kinik felsefenin temsilcisi olan Diyojen, ortada “adam” bulamamaktan yakınıyordu. Bu “adam”, erkek anlamında değil, “gerçek insan” anlamında bir sözcük. Sözünün arkasında duran, nimet dilencisi olmayan, el etek öpmeyen, çanak yalamayan “gerçek insan”. Günümüzde giderek ne kadar azaldığını görüyorsunuz. Artık hele de bizim toplumumuzdayalakalığın meziyet, yalancılığın marifet, arkadan vurmanın siyaset sayılması sizi de irkiltmiyor mu? “Gerçek insan”ın, dürüst insanın, bilinciyle hareket eden insanın, düşünce namusuna sahip çıkan insanın özlemini çeker duruma gelmedik mi? Ortalığı madrabazlarla hokkabazların doldurduğu bir gösteri sahnesinin çeşitli oyunlarını görüp öfkelenmiyor muyuz? Ama işte Stephane Hessel, bu yaşlı aktivist, bütün bunları görmüştü de “Öfkelenin” diye insanlığa seslenmişti: Öfkelenin: Siyasetin bu denli kirlenmesine öfkelenin. Öfkelenin: İnsanlığın böyle para ve mala teslim edilmesine öfkelenin. Öfkelenin: Yalancılığın, sahteciliğin böylesine egemen olmasına öfkelenin. Öfkelenin: Zorbalığın, haksızlığın, bu denli pervasızca yapılıyor olmasına öfkelenin. “Öfkelenin”, öfkelenin ve “harekete geçin”. Öfkelenin ve harekete geçin. “Harekete geçin” diyordu Stephane Hessel. Bu Fransız diplomat ve direnişçisi, 19172013 yılları arasındaki ömrünün son yıllarında insanlığa vasiyet gibi bu sözlerini emanet etmişti. Tarihte de bu direnişin örnekleri vardı. Giordano Bruno, İtalya, (15481600): Düşünceleri, açıklamaları dönemin kutsal anlayışına aykırı olduğu için engizisyon tarafından diri diri yakıldı. Yakılmayı göze aldı ama sözlerinden dönmedi. Baruch Spinoza, Hollanda, (16321677): Düşünceleri dine uymadığı gerekçesiyle Yahudi cemaatinden atıldı. Heidelberg Üniversitesi’nin profesörlük teklifini reddetti. Bütün bunları göze aldı, düşüncelerinden vazgeçmedi. Jean Paul Sartre, Fransa, (19051980): Varoluşçuluk felsefesinin yaratıcısı. “Aydın olmak, dünyadaki her şeye karşı sorumlu olmaktır” dedi. 1964 yılında kendisine verilen Nobel Ödülü’nü reddetti. Marlon Brando, Amerikalı sinema oyuncusu: 1973 yılında kendisine Baba filmindeki oyunundan dolayı verilen Oscar Ödülü’nü reddetti. Ödül törenine, 26 yaşındaki bir Kızılderili kadını kendisini temsil etmesi için gönderdi. Bu kadının okuduğu mesajında, “Amerika’nın Kızılderililere karşı yaptığı zulmü kınadığı için ödülü reddettiğini” açıklıyordu. Dünyadaki örneklerden seçilmiş birkaçı böyle. Bizim durumumuz nedir? Osmanlı İmparatorluğu’nun geçmiş defterlerini hiç açmayalım. Saray entrikaları, vezirlerin birbirine karşı oyunları, kardeş boğdurmalar, evlat öldürmeler geçmiş tarihin kanlı sayfalarıdır. Haremdeki kadınların birbirlerine karşı entrikaları, valide sultanlar, padişah yakınlarının çeşitli oyunları uzar gider. Cumhuriyetin kuruluş yılları bütün bu oyunların geride kaldığı dönemdir. Atatürk Cumhuriyeti’nin tek kaygısı, yapılan devrimlerin yerleşmesi ve korunmasıdır. Yakınların korunması (nepotizm) ayıplanan bir kusurdur. Yalancılık, bağışlanmaz bir suçtur. Ulusun yararına olmayan, kişilere hizmete yönelik her hareket, her harcama asla kabul edilemez bir kamusal suçtur. Atatürk dönemi, siyasetten kişisel davranışlara kadar her adımı örnek bir ahlakın parlayışıdır. Ne yazık ki bugün, her türlü ahlaksızlığın pervasızca egemen olduğunu görmek hazin bir toplumsal çöküştür. Bugün de elbette ‘adamlarımız’ var. Elbette bugün de toplumumuzun dürüst, sözünün eri, eğilip bükülmeyen, yaşamını bilinçli inançlarına adamış insanları var. Bilinçli inançlarına sahip çıktığı için ölümü göze alan Muammer Aksoy’larımız, Bahriye Üçok’larımız, Ahmet Taner Kışlalı’larımız, Uğur Mumcu’larımız var. Hayatta olan pek çok aydınımız, binlerce, milyonlarca insanımız var. İşte biz de onlara sesleniyoruz; Öfkelenin. Harekete geçin. Bu madrabazları, hokkabazları silip süpürün. Ülkemiz, gene dürüst insanlarımızın, özverili insanlarımızın ülkesi olsun. Çağrımız budur...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle