18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 5 28 EKİM 2020 ÇARŞAMBA Kılıçdaroğlu’ndan Erdoğan’a, Emine Erdoğan’ın çantası üzerinden Fransa boykotu çağrısı: Çantayı bahçede yakın Siz eve neyi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Fransız mallarına boykot çağrısı yapmasına “Mesela Fransız uçakları var, satsın hemen. Çanta var; Emine Hanım’ın çantası... 50 bin dolar. Onu da Saray’ın bahçesinde yaksın” diye karşılık verdi. CHP lideri Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada özetle şunları dile getirdi: n TERÖRE KARŞI BIR ARADA OLMALIYIZ: Terör nereden ve kimden gelirse gelsin, teröre karşı hep beraber ortak duruş sergilemek zorundayız. Terörün partisi, terörün kimliği yoktur. Hatay’ın İskenderun ilçesinde dün akşam bir terör eylemi gerçekleştirilmek istendi. Ama sağ olsunlar, güvenlik güçlerimiz gerekli çabayı göstererek en azından bir can kaybının olmamasını sağladılar. Yaralanan güvenlik var. Şükranlarımızı gönderiyoruz. n BAŞARIYI SINDIREMIYORLAR: İstanbul’da Covid19 dolayısıyla bir toplantı yapılıyor Vali Bey’in başkanlığında... Bu toplantıya İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı davet edilmiyor. Niçin? Bir sindirememişlik var. Başarıyı, demokrasiyi sindiremiyorlar. ‘Efendim çok acil olmuş.’ Herkesi topluyor acil değil... Valiler gerekçe uydurmaz. Korkak adamdan vali olmaz. Vali dediğiniz biraz cesur olur. n İNSANIMIZ ÖLÜME MAHKÛM MU?: Covid19 bütün dünyayı kaKILIÇDAROĞLU AİHM’DE ERDOĞAN’A KARŞI KAZANDI Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisi aleyhine açtığı iki davada tazminata mahkum edilmesi ile ilgili yaptığı şikâyeti haklı buldu. Kılıçdaroğlu’nun avukatı Celal Çelik, kararı sosyal medya hesabından “AİHM’den tarihi karar” sözleriyle duyurdu. Çelik, “CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu adına yapmış olduğum başvuru sonucunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi; Türk yargısına ve Recep Tayyip Erdoğan’a ders verdi. 13 bin Avro tazminat kazandık. Genel Başkan haklı çıktı. Bütün davaları kazanacağız” ifadelerini kullandı. l ANKARA/Cumhuriyet sıp kavuruyor. Herkes aşı peşinde. Biz de aşı aldık. Ne kadar? 1,5 milyon doz. Nüfusumuz kaç 83 milyon. Almanya’ya bakalım. Onların da bizim kadar nüfusu var. Onlardaki aşı 25 milyon doz. İngiltere’de 30 milyon doz. Bizim insanımız değersiz mi? Bizim insanımız ölüme mahkum mu? Eminim bu 1.5 milyon dozu da torpili alan, adamını bulan alıp kullanacak. Yine olan garibana olacak. n KADILARIN SATIN ALINDIĞI GÜNDEYIZ: Fatih Sultan Mehmet’in şöyle bir sözü var: Kadı satın alındığında adalet ölür. Adalet ölürse devlet de ölür. Günümüz kadının veya kadıların satın alındığı gündür. O yüzden devlette adalet yok. Enis Berberoğlu’na dava açıldı. Müebbet aldı, beraat etti... Her mahkeme kafasına göre bir karar verdi. Sonunda gitti AYM oybirliğiyle hak ihlali var dedi. Kararı ilgili mahkemeye gönderdi, gereğini yap dedi. Ama bizim yeni Zekeriya Öz’ümüz Saray’dan aldığı talimatla ‘Kusura bakma’ dedi. ‘Saray ne istiyorsa onun altına imza atarım.’ n SESSIZ KALDIĞIN IÇIN MI BAKANSIN: HSK’nin bir yasası var. Bu yasaya göre hâkimler hakkında soruşturma açılabilir. Başkanı Adalet Bakanı. Dikkatinizi çekiyorum, bütün haksızlıklar karşısında Adalet Bakanı tek cümle kurmadı. Adalet Bakanı’nın da yatacak yeri yok. n ORGANIZE SUÇ ÖRGÜTÜ: Adalet dağıtması gereken bir devlet ne zaman organize suç örgütü haline dönüşür? Anayasayı, yasaları kaldırırsanız; hâkimler bir kişiden talimat alır, hukukun üstünlüğünü bir tarafa bırakırsa; o ülke aşama aşama organize suç örgütüne dönüşür. Türkiye’nin geldiği nokta budur. Eleştiriye tahammül edemeyen bir kişiyi eleştirdiğinizde sabahın köründe eviniz basılıyor. Hapse atılıyorsunuz. O izin verdiğinde hapisten çıkıyorsunuz. Her işverenin tepesinde malvarlıklarına el koyarım tehdidi var. Bu; devletin aşama aşama organize suç örgütüne dönüşmesidir. n FRANSIZ UÇAKLARINI SAT: Beyefendi ‘Fransız mallarını boykot edin’ diyor. Fransız mallarını alacak vatandaşta hal mi kaldı? Adama askıda ekmek gösteriyorsun; çıkıyorsun ‘Fransız mallarına boykot uygulayacağız” diyorsun. Sen uygularsın, Saray sosyetesi uygular. Mesela Fransız uçakları var, satsın hemen. Çanta var. Emine Hanım’ın çantası... 50 bin dolar. Onu da Saray’ın bahçesinde yaksın. Fransız Renault’yu kapat o zaman. Kapat bakayım kapatabiliyorsan, cesaretin varsa kapat. Ahkâm kesiyorsun millete. Ya insan boyundan utanır. Bu lafları ediyorsun, arkasında durmuyorsun. l ANKARA/Cumhuriyet Özdağ’ın iddialarının ardından savcılık harekete geçti. Kavuncu ‘Memnuniyet duydum’ dedi Kavuncu’ya soruşturma açıldı götüremiyorsunuz? Bu ülkede... Bu ekonomik çöküşte... Bu olağanüstü dönemde... Bir esnaf odası başkanının Cumhurbaşkanı’na “Eve ekmek götüremiyoruz” demesinin bir haber değeri yoktur. Cumhurbaşkanı’nın ona “Bu bana abartılı geldi” demesinin haber değeri vardır. Ertesi gün aynı esnafın, “Ben Cumhurbaşkanı’na mecazen öyle dedim, biz şakalaşıyorduk” diye açıklama yapmasınınsa değeri skandaldır. Korku imparatorluğu Küçücük bir serzeniş yüzünden bile tüm hayatının karartılabileceğini sezen insanların gerçek duygularını, şikâyetlerini, eleştirilerini sansürsüzce telaffuz edemedikleri... Ederlerse anında pişman oldukları... Kendileri pişman olmazlarsa hızla pişman edildikleri, hukuku şaibeli bir ülkede yaşıyorsunuz. Ve muhtemelen artık hatırlamıyorsunuz; Bu ülkede aç kalmaktan, açlıktan ölmekten çok, iktidardan korkmaya ne zaman ve nasıl terbiye edildiniz? Ülkeyi yönetenlerden hesap sormaktan nasıl vazgeçtiniz? Kazanılmış tüm haklarınızı kaybetmeyi neden göze aldınız? Ülkeyi batıran politikaları tercihlerinizle alaşağı edebileceğinizi ne zaman unuttunuz? Demokrasi nedir, sendika, hak, eşitlik neye yarar; sosyal devlet neden şart ve fırsat eşitliği neden elzem; niye, nasıl oldu da artık sormaz hale geldiniz? Ve baştakilerin astığım astık kestiğim kestik tavrına boyun eğmekten başka bir yol olmadığına, sesinizi çıkarırsanız hayatta kalamayacağınıza, susarak ve vazgeçerek yaşamanın mümkün olduğuna ne zaman ve nasıl inandırıldınız? Özgürlüğün tarifi LEYLA KILIÇ İYİ Parti İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ’ın İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu hakkında “FETÖ”cü iddialarının ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlattı. Cumhuriyet’e konuşan Buğra Kavuncu, hakkında açılan soruşturmadan memnuniyet duyduğunu belirterek, “FETÖ ve benzeri herhangi bir terör örgütüyle hiçbir ilişkimizin, iltisakımızın ve bu konuda verilemeyecek hesabımızın olmadığını ifade etmiştik. Soruşturma açıldığını öğrenir öğrenmez sabah (dün) avukatlarımız savcılığa giderek ifade vermeye hazır olduğumuzu ve davet beklediğimizi yazılı olarak beyan ettiler. Bundan sonra konu yargıda” dedi. Kavuncu şöyle devam etti: ‘Alçakça iftira’ “Soruşturma açılması benim istediğim bir şeydi. Bu alçakça iftiraya karşı her şey yapılmış. Milli İstihbarat Teşkilatı gibi bazı kuruluşların referans gösterildiği iftira üzerine Genel Başkanımız, ilgili kurumlardan da bilgi almıştı. Ben her şeyi ortada olan biriyim. Bu konuda Kazakistan üzerinden gidiliyor ama ben 2012’den beri Türkiye’deyim. Bahsi geçen dernek Kazakistan’daki tek Türk derneği ki 2010’da bütün ilişiğim kesilmiş.” Kavuncu’nun avukatı Alper Akdoğan da soruşturmanın Özdağ hakkında yapılan suç duyurusundan bir gün sonra 22 Ekim’de açıldığını söyledi. 81 IL BAŞKANINDAN ÖZDAĞ’IN IHRACI TALEBI İYİ Parti’nin 81 il başkanı, Buğra Kavuncu’yu “FETÖ’cülükle” suçlayan İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ’ın ihracı için dün parti genel merkezine dilekçe verdi. İYİ Parti Genel Merkez binasına gelerek Özdağ için ihraç dilekçesi veren il başkanları basın açıklaması yaptı. İYİ Parti Ankara İl Başkanı Yetkin Öztürk, “İYİ Parti ailesi olarak İstanbul İl Başkanımıza yapılan bu haksız saldırıya karşı, tüm il başkanları olarak burada bir irade beyanını ortaya koymak için bulunuyoruz. Vatandaşa tüm gönlümüzü ve yüreğimizi açmışken bu süreçte partimizin yıpratılmasına müsaade edemeyeceğimiz için disiplin kuruluna ve genel başkanımıza gerekli imza dilekçelerimizi vereceğiz” dedi. Açıklamanın ardından il başkanları, Ümit Özdağ’ın ihracını isteyen dilekçelerini genel merkeze teslim etti. İl başkanları tarafından verilen dilekçede özetle “Ümit Özdağ hakkında parti tüzüğümüzün 73. maddesi gereği, Merkez Disiplin Kurulu’nun göreve davet edilerek disiplin hükümlerinin geciktirilmeksizin işletilmesi ve akabinde tüzüğümüzün 76. maddesinin ilgili hükümleri uyarınca ihraç müeyyidesinin uygulanmasını arz ve talep ederiz” denildi. l İç Politika MİTHAT SANCAR: Alo AKP hattı kurmuşlar HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Sancar, AKP’nin ne yapacağını şaşırdığını söyleyerek, “Alo AKP hattı kurmuşlar. Şırnak ve ilçelerinde kendilerini İçişleri Bakanlığı tarafından kurulan bir birim olarak tanıtan kişiler aralarında HDP’li meclis üyelerinin de bulunduğu çok sayıda kişiyi telefonla arıyor, ‘HDP’li olduğunuz için pişmanlık yasasından yararlanmak ister misiniz’ diye sorular soruyor. Saçmalık. Cizre’de iki binden fazla aile aranıp ‘Neden HDP’ye gidiyorsunuz’ diye soruluyor. Cizreli elbette HDP’ye gelecek. HDP, Cizrelinin evidir” dedi. ‘Sistematik baskı’ Çeşitli illerde çalışanlarına yönelik yeni operasyonlar düzenlendiğini ve gözaltıların yaşandığını söyleyen Sancar, “İktidarın sistematik, tutarlı davrandığı tek konu neredeyse HDP’ye baskıdır. Başka hiçbir konuda böyle bir tutarlılık, hırs, heves yok. Bu çabanın, hırsın boşuna olduğunu anlatıyoruz, anlamıyorlar ama bunu anlatmanın etkili yollarını da biliyoruz. Mücadeleyi büyütmek ve bu iktidarı göndermek” diye konuştu. Sancar, 2021 yılı bütçesinin, “halk için olmadığını, iktidarın ömrünü uzatmak için yandaşı beslediğini” belirterek, “İnayetle çay fırlatarak, askıya ekmek asarak bu ayıplarının, günahlarının üstünü örtemezler, halkı kandıramazlar. Askıda ekmek, yoksulların, ezilenlerin kendi aralarındaki dayanışma yöntemiydi. Dayanışma, yukarıdan dayatmayla olmaz” dedi. Fransa’da Samuel Paty’nin öldürülmesine ilişkin de konuşan Sancar, “Samuel Paty’nin vahşice öldürülmesini kınamayanlara da, bunu fırsat bilip inanca saldıran Fransa hükümetini de kınıyoruz” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet TBMM’DE ORTAK BİLDİRİ: Macron’un söylemi çatışmayı tetikliyor TBMM Genel Kurulu’nda, Meclis Başkanlığı’nın Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un İslam karşıtı açıklamalarının telin (lanetleme) edilmesine ilişkin tezkeresi AKP, CHP, MHP ve İYİ Parti’nin oylarıyla kabul edildi. Siyasi amaçlarına ulaşmak gibi gerekçelerle halklar ve inançlar arasında yıkıcı ihtilaflara yol açabilecek söylemlere başvuran, düşmanlık doğuran eylemlere vesile olan herkesin, bütün insanlığı derinden etkileyecek bir suç ilediği belirtilen bildiride, özetle şunlar kaydedildi: “Ne yazık ki bu türden bir hastalıklı söylem, Macron’un beyanlarında ve icraatlarında tezahür etmektedir. Mezkur zat, ‘ifade hürriyetini desteklemek’ kisvesine bürüdüğü pervasız eylemleriyle, her inançtan insanı olumsuz etkileyebilecek bir çatışmayı, yarılmayı tetiklemektedir. Macron’un İslam’a, Hz. Muhammed’e ve Müslümanlara yönelik kışkırtıcı, saygısız ve tehlikeli söylemini şiddetle telin ediyoruz.” l ANKARA/Cumhuriyet ÇAKICI İLE GÖRÜŞMÜŞTÜ CHP’li Gürkan’a parti içinden tepki CHP’de İlhan Cihaner, Ali Şeker, Murat Akbaş ve Necati Yılmaz’ın da bulunduğu isimlerin başı çektiği “Gelecek İçin Biz” oluşumu, Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan’ın, önceki gün, organize suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı ile buluşmasına karşı bir tepki mesajı yayımladı. “Arkadaşlar, bize bakıyor!” başlıklı yazıda, “CHP Genel Merkezi’nin bu konuya da ‘Fransız kalacağını’ kestirmek pek zor değil. Son zamanlarda yaşanan bu tuhaflıklar o kadar çoğaldı ki, artık hiçbir yöneticinin böylesi bir rezalete karşı iki çift laf söylemesi dahi beklenmiyor” denildi. Gürkan’ın Çakıcı’ya Atatürk’ün orijinal bir fotoğrafını armağan etmesine tepki gösterilen açıklamada, “Eğer bunu görmezden gelirseniz tarih sahnesinde sabıkalı olma ihtimaliniz çok yüksek. Bir anda, Denizler’in idamında evet oyu kullanan CHP’li milletvekillerine dönüşebilirsiniz. Tarih bunu kaydeder ve günü gelince arşivlerden dökülür ikrardan gelen sükut” ifadeleri kullanıldı. l Haber Merkezi TBMM’DE DIN ISTISMARI TARTIŞMASI TBMM Genel Kurulu’nda, AKP, CHP ve HDP milletvekilleri arasında “din pazarlama” tartışması yaşandı. HDP’li Hüda Kaya, AKP’nin İslam’a yönelik açıklamalar nedeniyle Fransa’yı eleştirdiğini anımsatarak, “Diller ve renkler Allah’ın ayetidir derken Muhammed Peygamber, siz onun getirdiği mesaja savaş açtınız” dedi. AKP Grup Başkanvekili Cahit Özkan, Kaya’nın din istismarı yaptığını, kin ve nefret dolu beyanlarda bulunduğunu belirterek, Kuran’dan ayetler okudu. CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, yaşanan tartışmaya tepki göstererek, “Ne bu Meclis’te ne bu ülkenin her bir metrekaresinde, kimsenin kimseye din öğretme haddi ve hakkı yoktur. Bu Meclis’te kimse hiçbir milletvekiline din öğretemez, din pazarlayamaz, herkesin dindarlığı kendinedir. Bunu kabul etmiyorum” dedi. Kaya, Altay’ın açıklamasının ardından “Burada kimseye din pazarlanmıyor. Dini pazarlayanlara karşı aslında dinin sahibi yaradanın insanlara adaleti, barışı, vicdanı, özgürlüğü, eşitliği öğretmesini bir kez daha hatırlatıyorum. Hele ki AKP iktidarı, referanslarını saraydan alanlar bizlere hiç din öğretemezler çünkü din saraylardan öğretilmez” ifadelerini kullandı. Kaya ile AKP milletvekilleri arasında çıkan sözlü tartışmanın devam etmesi üzerine birleşime ara verildi. l ANKARA/Cumhuriyet YENİ PARTİ ÇALIŞMALARI Mustafa Sarıgül DSP’den istifa etti 31Mart yerel seçimleri öncesi CHP’den istifa edip DSP’ye katılan Mustafa Sarıgül, yeni parti kurma çalışmaları kapsamında partisinden istifa etti. Twitter adresinden DSP’den istifa ettiğini duyuran Sarıgül özetle, “Tarihi bir dönemeçte, milletimizin önüne yepyeni bir yol açmak üzere; bugün büyük bir göreve çıkıyorum. Ülkemizi her cephede içine düştüğü ağır buhrandan çıkarıp yeniden şahlandırmak amacıyla; Ecevit’imizin barışa ve umuda yolladığı güvercinler gibi, baba ocağından askere uğurlanan bir gencin duygularıyla Demokratik Sol Parti’den ayrılıyorum. Bu yolculuğun zor ve çileli olduğunun naza, bahaneye ve yorgunluğa yer olmadığının bilincindeyim. İnançlara saygılı laiklik, hakça paylaşım ve ulusal birliğimizin vazgeçilmezliği çerçevesinde seçkinlerin değil, halkın Karaoğlan’ı olmanın yüceliğini bilerek yürüyeceğim” dedi. l İç Politika Hem kişisel hayatınızda hem de toplumsal bağlamda özgürlüğün tarifini doğru yapmazsanız, onu hızla kaybedersiniz. Özgürlük, başkalarının sınırlarıyla belirlenecek bir alan değildir. Sınırların katı değil, yumuşak olduğu ve ortaklaşa belirlendiği yerlerde özgürlükten bahsedilebilir. Baskıcı bir iktidarın sınırları kendi aklına göre belirlediği yerde özgürlüklere bir yere kadar izin verilir ve ona da faşizm denir. Özgürlük izine bağlı bir kavram olamaz. Dogmatik taleplere göre tanımlanamaz. Despotluğun hüküm sürdüğü bir yerde zerresi bile yaşanamaz. Korku imparatorluklarında; Eve ekmek götüremeyen... götürüyorum der. Anayasal haklarını kullanamayan... bana lazım değil zaten o haklar diye düşünür. Çocuğunu okutamayan, çalışsın daha faydalı diye avunur. Sendikal hakları olmayan, işim var nasılsa diye kendini kandırır. Ve eve ekmek götüremediği için açlıktan ölen insanların cenazesini de onu öldüren devlet kaldırır. Tükürdüğünü yalamak Bu ülkede bir esnaf odası başkanıyla cumhurbaşkanı arasında geçen olayı, “tükürdüğünü yalayan” bir esnafın kişisel tasarrufuna bağlayıp geçmeyin. Korkuların ve yasakların kendi hayatınızdaki gölgeleriyle ilişkilendirin. Eskiden atacağınız çığlıkların hangisini yutuyorsunuz? Artık neleri görmezden gelmeyi tercih ediyorsunuz. Nelerin karşısında suskun kalacak kadar tedirgin bir hayatı ürke ürke peşinizde sürüklüyorsunuz? İktidar bir terör örgütünden sanki terör örgütü değilmiş gibi bahsettiğinde... Ya da terörle bağı olmayan birine terörist damgası vurduğunda, siz de dilinizi ona göre ayarlıyorsanız... Adı konmamış darbelerin adını siz de mümkün mertebe koymuyorsanız... Politik hezeyanlarla adaletsiz bir şekilde sakıncalı ilan edilen insanlara yapılanları görmezden geliyorsanız... İktidarın açık açık söylediği yalanları yüzüne yüzüne vurmuyorsanız... Ve en ufak bir hatalı sözünüzle evinizden alınıp götürülmekten deli gibi korkuyorsanız... Bir düşünün... Siz evinize artık neyi götüremiyorsunuz? Kobani soruşturmasında 27 kişi için gözaltı kararı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan yapılan açıklamaya göre, 68 Ekim 2014’te yaşanan Ayn El Arab (Kobani) olaylarına ilişkin soruşturma kapsamında 27 kişi hakkında gözaltı kararı verildi. Ankara merkezli 7 ilde dün sabah saatlerinde gerçekleştirilen operasyonlarda, 3 şüpheli gözaltına alındı. Başsavcılık, firari şüpheliler için tutuklamaya yönelik yakalama emri çıkarılması talebinde bulunacak. l ANKARA/Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle