18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 28 EKİM 2020 ÇARŞAMBA DOLAR AVRO STERLIN FAİZ [email protected] BORSA ALTIN CUMHURİYET EKONOMİ ALTIN 24 AYAR 8.1890 9.8 kuruş 9.6940 12.9 kuruş 10.7060 16.5 kuruş 14.48 0.20 puan 1.153 8.18 puan 3378.96 35.35 lira 500.97 5.92 lira Türkİş, ‘esnekleşme’ ve ‘güvensizleştirme’ düzenlemesini 81 ilde protesto etti Emekçi ‘torba’ya karşı Türkİş, istihdam kolaylığı sağlayacağı iddia edilen yasa teklifinin kıdem ve ihbar gibi işçilerin en temel güvencelerini ortadan kaldıracağını vurgulayarak mücadele çağrısı yaptı. Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türkİş), dün 81 il bölge ve il temsilcilikleri önünde kitlesel basın açıklamaları düzenleyerek TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edilen ve TBMM Genel Kurulu’na gelmesi beklenen torba yasa teklifini (İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi) protesto etti. Eylemlerde yapılan ortak açıklamada, “İstihdam paketi” adı altında kamuoyuna sunulan düzenlemenin uzun vadede bir güvensizleştirme ve sendikasızlaştırma paketi olduğuna vurgu yapılarak şuna dikkat çekildi: ‘Belirli süreli’ artar “25 yaş altı ve 50 yaş üstündekilere ‘istihdam kolaylığı sağlayacağı’ iddia edilen düzenleme, aslında belirli süreli iş sözleşmelerinin yaygınlaşmasına, kıdem ve ihbar tazminatı gibi işçilerin en temel istihdam güvencelerinin ve de çalışma barışının ortadan kalkmasına, sendikal yaşamın altüst olmasına neden olacaktır. Böyle bir düzenlemeye karşı çıkmazsak hem kendimize hem çocuklarımıza çok büyük kötülük yapmış oluruz.” Açıklamada, İşsizlik Sigortası Fonu’nun işvereni teşvik fonuna dönüştüğü de hatırlatılarak TBMM’deki paketin işverenlere muafiyet ve af getirdiği, işçinin emeğinin sermayenin sömürüsüne bırakıldığı vurgulandı. Ayrıca salgın koşullarında işsizlikle mücadelenin böyle olmayacağı da ifade edilerek şu çağrı yapıldı: İş barışı bozulur “İstihdamı artıracağız deyip işçiler güvencesizliğe, sendikasızlığa mahkum edilemez. İşçiler zorla ücretsiz izne çıkarılarak günlük 39 TL ile yaşamak zorunda bırakılamaz. Sosyal diyaloğun içini boşaltarak iş barışı sağlanamaz. İşçiye ölümü gösterip sıtmaya razı olmaları beklenerek işsizlikle mücadele edilmez. TBMM’deki söz konusu düzenleme ‘işçiye ölümü gösterip sıtmaya razı etme’ düzenlemesidir. Bugün rüzgâr eken yarın fırtına biçecektir. İşçinin bu düzenlemeye vereceği yanıt nettir: Mücadele, mücadele, mücadele!” Öte yandan yine dün genel merkezi Ankara’da bulunan sendikaların genel başkanları ile şube başkanları bir araya gelerek Türkİş Başkanlar Kurulu’nda gelişmeleri değerlendirdi. l Ekonomi Servisi Eylemlerde yapılan açıklamada, “Çalışma hayatını işçiler aleyhine dönüştürmek için çabalayanlara yanıtımız çok açıktır: Yapamayacaksınız, yaptırmayacağız” denildi. Kısa çalışma 2 ay daha uzadı Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından pandemi döneminde verilen “kısa çalışma ödeneği” ve pandemi döneminde uygulanan “işten çıkarma yasağı”, Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı kararıyla 2 ay daha uzatıldı. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, “kısa çalışma ödeneği” ile ilgili Twitter hesabından “Salgının etkilerini azaltmak ve istihdamı korumak için sosyal koruma kalkanımız ile çalışanlarımızı ve işverenlerimizi desteklemeye devam ediyoruz. Kısa çalışma ödeneği, fesih kısıtı ve nakdi ücret desteği Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın tensipleriyle 2 ay uzatıldı” açıklamasında bulundu. Konuya ilişkin Cumhurbaşkanı kararları da Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. ‘Yıllık Ekonomik Rapor’a göre sadece alkolde ÖTV artışı sınırlı kaldı Salgın alkolü vurdu TÜRSAB YİK’TEN: Sektör, yüklerini taşıyamaz halde Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Yönetmeliği çerçevesinde oluşturulan yüksek istişare kurulu, ilk toplantısını düzenledi. 54. dönem Turizm Bakanı ve eski TÜRSAB Başkanı Bahattin Yücel, TÜRSAB Onursal Başkanı Talha Çamaş, eski başkanlardan Muktedir Ballı, Hüseyin Kurtoğulları, eski TÜRSAB Genel Sekreteri Çetin Gürcün, Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği (TTYD) Başkan Yardımcısı Ali Güreli’nin bulunduğu yüksek istişare kurulunda, pandemi sürecinin başlangıcından itibaren seyahat acentelerinin karşı karşıya kaldığı büyük zorluklar ve çözüm önerileri konuşuldu. Yönetim kurulu başkanı Firuz Bağlıkaya, “Artık sektör yüklerini taşıyamaz halde” dedi. lEkonomi Servisi BİM ORTAK ARIYOR Mısır ve Fas’ta yerelleşecek BİM Birleşik Mağazalar AŞ, Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yaptığı özel durum açıklamasında, Fas ve Mısır’daki iştirakleriyle ilgili yeni kararını duyurdu. Yapılan açıklama şöyle: “Yönetim kurulunun 27.10.2020 tarihinde aldığı karara istinaden bulunduğumuz pazarlarda yerelleşme yaklaşımımız gereği yerel veya uluslararası yatırımcılarla ortaklık alternatifleri de dahil olmak üzere stratejik opsiyonların araştırılması ve değerlendirilmesi amacıyla icra kurulu üyesi ve mali işler başkanı Haluk Dörtlüoğlu yetkilendirilmiştir. 30 Haziran 2020 tarihli finansal tablolarda, iki bağlı ortaklığın toplam cirosu şirket konsolide cirosunun yüzde 6.3’üne tekabül etmektedir.” MUSTAFA ÇAKIR Bütçeyle birlikte TBMM’ye sunulan “Yıllık Ekonomik Rapor”da, “Özel Tüketim Vergisi”ndeki artış oranları gerekçeleriyle birlikte yer aldı. En fazla ÖTV artışı motorlu araçlar ve dayanıklı tüketim mallarında gerçekleşirken yüksek ÖTV uygulanan alkolde ise artışın sınırlı kaldığı belirtildi. Bunun gerekçesi ise salgın nedeniyle getirilen kısıtlamalar ve turizmin yavaşlamasının içki tüketimini olumsuz etkilemesi olarak gösterildi. Raporda, merkezi yönetim bütçe gelirlerine yer verilerek ÖTV gelirlerinin yılın ilk 8 ayında yüzde 35 oranında arttığına dikkat çekildi. Tabloya göre petrol ve doğalgazdan elde edilen ÖTV geliri, 2019 yılının ocakağustos döneminde 39 milyar lira iken 2020’nin aynı döneminde 43.8 milyar liraya (artış yüzde 12.3) çıktı. Motorlu taşıtlardan alınan ÖTV, aynı dönemde 6 milyar liradan 19.9 milyar liraya (artış yüzde 233.5) yükseldi. Alkollü içkilerden alınan ÖTV’deki artış ise yüzde 5.9’da kalarak 9.2 milyar liradan 9.7 milyar liraya çıktı. Tütün mamullerinden alınan ÖTV, yüzde 24.8 artarak 33 milyar liradan 41.3 milyar liraya, dayanıklı tüketim mallarından alınan ÖTV ise 3 milyar liradan 7.2 milyar liraya çıkarak yüzde 136.9 arttı. Taşıtta artış yüzde 233.5 Kredi maliyetlerindeki düşüşün de etkisiyle artan araç satışları nedeniyle geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 233.5 artan motorlu taşıtlar üzerinden yapılan ÖTV tahsilatı ile aynı dönemde yüzde 136.9 artan dayanıklı tüketim ve diğer mallar üzerinden alınan ÖTV gelirinin toplam ÖTV gelirlerinde görülen yüksek oranlı artışta belirleyici olduğu vurgulandı. Alkollü içkilerden alınan ÖTV gelirindeki azalma ise şöyle açıklandı: “Covid19 salgını nedeniyle uygulanan kısıtlamalar ile turizm faaliyetlerinin yavaşlaması alkollü içki tüketimini olumsuz etkilemiş, dolayısıyla alkollü içkiler üzerinden alınan ÖTV tahsilatı yılın ilk sekiz ayında yüzde 5.9 oranında sınırlı bir artış göstermiştir.” Raporda, salgın nedeniyle kısıtlamaların uygulandığı süreçte ekonomik aktivitedeki yavaşlama nedeniyle petrol ve doğalgaz ürünleri üzerinden alınan ÖTV gelirlerinde düşüş gözlense de normalleşmeyle birlikte tüketimde meydana gelen toparlanmanın etkisiyle yılın ilk 8 ayında yüzde 12.3 oranında arttığı belirtildi. l ANKARA Özsermaye güçsüzse yatırım riskli ŞEHRİBAN KIRAÇ Invest İnşaat, İstanbul Sarıyer AyazağaEyüpsultan arasında iki projeye 2.2 milyar liranın üzerinde yeni yatırıma hazırlanıyor. Invest İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Bahattin Uçar, “Bu dönem risk alınacak dönem değil, dikkatli olmak lazım. Özsermayesi güçlü olmayan firmalar sıkıntıya giriyor. Sektörde giderler belli ama gelirlerin ne zaman olacağı belli değil. Ama özsermaye gücü olan firmaların bu dönemde yatırım fırsatı var” dedi. Projelerinden ilkinin 2021’in ilk çeyreğinde hayata geçirecekleri Invest Vadi olacağını anlatan Uçar’ın konuşmasının satırbaşları şöyle: 4 Invest Vadi projemiz tamamen özkaynakla olacak. 480 dairenin 230’u rezidans, 250’si ise konut olacak ve 25 bin metrekare alanda hayata geçecek. Arazinin yüzde 30’u bizim. Geri kalanın arsa sahipleri hasılattan pay alacak. 4 Projede, pandemi riskiyle ortaya çıkan yeni talepler sonunda değişikliğe gittik. Peyzaj alanları ve balkonlar büyüdü, teras ve bahçe katı daire sayısını artırdık. 4 Proje için 650 milyon lira yatırım yapacağız ve 1.3 milyar lira ciro bekliyoruz. 4 İkinci projemiz Eyüpsultan hattı üzerinde olacak. Gelecek yılın son çeyreğinde başlayacağız. 1600 birim yer alacak. 1.6 milyar lira yatırım değeri öngörüyoruz. Bahattin Uçar Suudiler vazgeçti Uçar, bölgedeki yabancı alıcı potansiyelini değerlendirirken “Suudi Arabistan önemli bir alıcı grup iken ülkenin dış siyasetteki sıkıntıları nedeniyle alım düştü. Çin ve Azerbaycan’dan alımın arttığını görüyoruz” değerlendirmesini yaptı. Yapışkanlık Ekonomide yapışkanlıklar, enflasyon yapışkanlığı vardır. Ekonomide uzun süreli sözleşmeler, kira, alışsatış, toplu iş sözleşmeleri, geçmiş enflasyonun gelecekte de gerçekleşeceği beklentisi, piyasaların genellikle büyük firmaların egemen olduğu oligopol piyasaları oluşu, firmaların fiyat politikaları, kârı ençoklama amaçları, fiyatlarda yapışkanlığa, dirence yol açarak enflasyonun aşağı çekilmesini zorlaştırmaktadır. Ekonomide geriye dönüşünü güçlüğü, kastanyola düzeneğinden, dişli çarkta çarkın geriye dönüşü engelleyen dilin varlığından esinlenerek, dişli çark etkisi (ratchet effect) olarak nitelendirilerek açıklanmaktadır. Enflasyonu aşağıya çekmek zor olduğu gibi, 20078 krizi, ekonomik açıdan gelişmiş ülkelerde enflasyonun hızlandırılmasının da zor olduğunu göstermiştir. Enflasyon, kriz döneminde gelişmiş ekonomilerde düşük düzeyde yapışkanlık göstermekte, parasal genişlemeye, şirket kurtarmaya, bütçe açıklarına karşın hızlandırılamamakta; bu ülkeler, enflasyonu yılda yüzde 2 hedefine ulaştıramamakta, enflasyon yaratamamaktadırlar. Yapışkan olan enflasyon değil, aslında kapitalist düzendir. Kapitalist düzen, serbest rekabet, etkin çalışan firmaların faaliyetlerini sürdürecekleri; yüksek maliyetle verimsiz çalışan firmaların tasfiye edileceği; iflas riskini, girişimcilerin, sermayedarların üstleneceği; piyasadan çekilen firmaların yerini daha verimli çalışan firmaların alacağı; kaynakların en verimli şekilde kullanılacağı varsayımlarına dayanılarak savunulur. Gerçek ekonomik yaşamda koşullar, kapitalist düzenin varsayımlarından çok farklıdır. Piyasalar, az sayıda büyük firmanın egemen olduğu, eksik rekabet, oligopol piyasalarıdır. Bu piyasalarda rekabet söz konusu olmadığı gibi, piyasaya serbest giriş de yoktur. Verimsizlik halinde zarar riskinin firma sahipleri tarafından üstlenileceği varsayımı da geçerli değildir. Firmalar, batmayacak kadar büyük (too big too fail) olarak nitelendirilerek, batmaları ekonomide büyük kayıplara yol açacağı gerekçesiyle kurtarılmaktadır. Borçları yeniden yapılandırılmakta hatta silinmekte, değersiz borçlanma senetleri bankalar, merkez bankaları tarafından alınmakta, vergi bağışıklıkları tanınmakta, kamu zararına piyasaya egemen olan firmalar kurtarılmaktadır. Bu firmaların iflas riskini, firma sahipleri, sermayedarlar değil, kamu taşımaktadır. Kapitalist düzen, devlet gücü ile yapışkan hale getirilmektedir. Yapışkanlık, toplumsal yaşamda, siyasal alanda da sürmekte, sorunlar yaratmaktadır. Ülkemizde de sağcı partilerin, DP döneminde yaşandığı, günümüzde de yaşanmakta olduğu gibi, seçimle iktidara gelmiş olmalarına karşın iktidarda kalmanın yollarını aramaları, siyasal yapışkanlığa yol açmaktadır. Başarısızlığa karşı iktidarda kalma çabasıyla demokratik hatta etik olmayan araçlara başvurulmaktadır. Oyunun kurallarını, yasaları amaçları doğrultusunda değiştirme, göz korkutma, çıkar sağlama veya satın alma yoluyla medyayı propaganda aracı olarak kullanma, yandaş kayırma, ödüllendirme, partizanlık, karşı görüşte olanları tasfiye, cezalandırma, kaynakları parti yararına kullanma, partiyi destekleyecek iş insanları türetme, bürokrasiyi parti örgütü haline dönüştürme, kullanılan başlıca araçlar olmaktadır. Ülkede, ne yazık ki biat eden, etik değerleri önemsemeyen, geleceklerini partinin iktidarda kalmasında gören kişileri bulmak, görevlendirmek kolay olmaktadır. Genellikle kişisel başarısı olmayan, eğitim düzeyleri de yeterli olmayan, beklentileri yeteneklerinin üstünde olan kişiler oltaya gelmekte, araç olarak kullanılmaktadırlar. Başarısızlığa karşın orun, mevki yapışkanlığı yalnız kamuoyunda değil, parti içinde de tepkilere yol açmaktadır. DP döneminde “ispat hakkı” sloganı ardından Hürriyet Partisi’nin kuruluşu; günümüzde de Gelecek ve DEVA partilerinin oluşumu, yapışkanlığa, baskıya tepki olarak da yorumlanabilir. Orun, mevki tutkunluğu, konumları sürdürme çabaları, bu amaçla kullanılan yöntemler, siyasal partilerde, STK’lerde tepkilere, ayrışmalara yol açmaktadır. Bazı oluşumlar, yapışkanlık eğilimine karşı tepki olarak değerlendirilebilir. Siyasal yapışkanlık, yalakalığın, patronaj, karşılıklı çıkar ilişkisinin yaygınlaşması gibi sakıncalar doğurmaktadır. Muhafazakârlık, tutuculuk olarak yorumlanarak yapışkanlığa yol açmakta, değişimi, ileriye gidişi engellemektedir. Muhafazakârlık, tutuculuk değil, geçmişten gelen değerleri korumak, sürdürmektir. Evrende, doğada sürekli değişim yaşanmakta, “değişmeyen tek şey değişimdir” tümcesi sürekli yinelenmekte ancak yapışkanlık, tutuculuk yaşanmaktadır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle