18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 3 12 EKİM 2020 PAZARTESİ 280/150 330/200 290/180 250/150 290/110 290/100 210/50 260/100 280/160 310/150 280/130 270/170 110/70 260/190 140/60 170/30 120/50 180/70 130/80 190/120 160/130 250/170 TARİHTE BUGÜN 1492: Cenovalı denizci Kristof Kolomb, karaya ayak bastı. Buraya “Aziz Kurtarıcı” anlamına gelen “San Salvador” adını verdi. 1984: IRA, Margaret Thatcher’ın kaldığı otele bomba attı. Thatcher kurtuldu, 5 kişi öldü. Matematikten kıstı dine ekledi 2günönceduyurulan yüz yüze eğitim programı değiştirildi Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), 8 Ekim’de duyurduğu yüz yüze eği SEFA timde verilecek UYAR derslere ilişkin çizelde, önceki gün değişiklik yaptı. 4. sınıfların yüz yüze ders programında yapılan değişikliğe göre, 3 ders saati öngörülen matematik dersi 2 ders saatine indirildi. Programa, bir ders saati Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi eklendi. Yüz yüze eğitimin kapsamının genişletildiği; okulöncesi ve birinci sınıfların ardından ilkokul 2, 3 ve 4, ortaokul 8, lise hazırlık ve lise 12. sınıflar ile köy okulları ile özel eğitim okullarının da yüz yüze eğitime başlayacağı açıklanmıştı. MEB, 8 Ekim’de illere gönderilen yazı ile yüz yüze eğitimin içeriğini duyurdu. Öğrencilerin haftada 2 gün okula gideceği aktarılan yazıda, okullarda işlenecek dersler ve kaç ders saati işleneceği de belirtildi. Buna göre, 4. sınıflar için duyurulan programda, ilk gün 3, ikinci gün 2 saat olmak üzere toplam 5 ders saati Türkçe; ilk gün bir, ikinci gün iki ders saati olmak üzere toplam 3 ders saati matematik, ilk gün ve ikinci gün birer olmak üzere toplam 2 ders saati fen bilimleri; birer ders saati de sosyal bilgiler ve yabancı dil yer aldı. 2 gün sonra değişti Ancak, MEB Temel Eğitim Genel Müdürlüğü tarafından 10 Ekim’de gönderilen ek yazı ile 4. sınıfların ders programında değişiklik yapıldı. “Uygulamada görülen tereddütleri gidermek amacıyla ek açıklamaların gerekli görüldüğü” kaydedilen yazı ile toplam 3 ders saati olan matematik dersi azaltıldı ve 2 ders saatine HATAY’DAKI YANGIN KONTROL ALTINA ALINDI Acı manzara düşürüldü. Matematikten azaltılan bir ders saati ise Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersine eklendi. Yeni programa göre, 4. sınıf öğrencileri, yüz yüze eğitimin ikinci gününde bir ders saati de Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi görecek. Öte yandan, yazıda, “ilkokulda okutulan yabancı dil ile Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinin öncelikle okulun kadrolu alan öğretmenlerince, kadrolu alan öğretmeninin bulunmaması durumunda sınıf öğretmenince okutulmasının sağlanacağı” kaydedildi. l ANKARA Büyükşehir Belediye Başkanı: ‘Profesyonel sabotaj’ Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Hatay’da dün başlayan ve 3 ilçeye yayılan orman yangınlarının kontrol altına alındığını açıkladı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Paylaşım yapanlardan 4 kişinin 2’si yurtdışında. Biri Belçika, diğeri Almanya’da. Yurtiçindeki 2 kişi de gözaltına alındı” dedi. Sosyal medyaya yüklenen iki videoda Hatay’da geniş bir alanda etkisini sürdüren ve yerleşim yerlerini tehdit eden yangının motolofkokteyli atılarak çıkartıldığı iddia edildi. Her iki videoda motosikletle gezen, yeşil giyen bir kadının molotofkokteyli attığı öne sürüldü. Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, “Üç ayrı noktada yangının aynı anda çıkması amatörce değil profesyonelce yapılmış bir sabotaj gibi geliyor” dedi. Gece saatlerinde İskederun’a bağlı İsmetpaşa Mahallesi’ndeki gençler, ormanlık alanda bir kişinin ormanı yakmaya çalıştığını, fark edilince de eylemini başaramadan kaçtığını öne sürüp sokağa döküldü. Nöbete çıkan gençler, polisi alarma geçirdi. Polis ve gençler, ormanlık alanda bahsi geçen şüpheliyi birlikte aradı. Herhangi bir suç unsuruna ya da şüpheliye rastlanmadı. Terör örgütü YPG/PKK’nin yandaşı sosyal medya hesapları, orman yangınlarının, “Ateşin çocukları inisiyatifi” adlı örgüt tarafından çıkarıldığını iddia etti. 3 kentte yangın Kahramanmaraş, Osmaniye ve Trabzon’da da dün yangınlar çıktı. Kahramanmaraş’taki yangın 14 saatte söndürüldü, yangında 350 dekar alan zarar gördü. Soğutma çalışmalarına başlanılan yangında, sabotaj ihtimali araştırılıyor. Osmaniye’de 10 hektar yandı, Trabzon’daki yangın ise 1 saatte kontrol altına alındı. l Haber Merkezi Aşı devede kulak kaldı İstanbul Eczacı Odası Başkanı Sarıalioğlu: Bir yandan ‘aşı yetmeyecek, rakamı artıralım’ diyorsunuz, diğer yandan Türk Grip aşılarına talep, koronavirüs salgını nedeniyle bu yıl oldukça fazla. İstanbul Eczacı Odası BaşEczacılar Birliği’nin getirmeye çalıştığı 1.5 milyon doz aşı için bakanlık olarak buna yanıt vermiyorsunuz. SIBEL kanı Cenap Zafer SarıaliBAHÇETEPE oğlu Türkiye’nin yaklaşık 20 milyon doz aşıya ihtiyacı olduğunu belirterek Sağlık Bakanlığı’nın 1 milyon 300 bin GÜVENMEYIZ, HESAPLARIZ doz aşı siparişi verdiğini söyledi. Sarıalioğlu, aşıların yetmeyeceği endişesi üzerine harekete geçeSARP SAĞKAL me çağrısı yaptıklarını anımsatan Saltık, “Gözlerimizrek 1.5 milyon doz aşı için bağlantı kuran ve söz alan Türk EcSağlık Bakanı Fahrettin Ko le görmeden ve bizim birtazacılar Birliği’nin resmi işlemler ca, ayın 15’inden itibaren kım doğrulama hesaplarımıza için başvurduğu bakanlıktan yasemptom ayrımı gözetmek uyumunu kanıtlamadan inan nıt alamadığını da belirtti. sizin, koronavirüs testi pozi mamız beklenemez” dedi. İstanbul Eczacı Odası Başkatif çıkan bütün yurttaşların sayısını açıklayacaklarını duyurdu. Sağlıkçılar Koca’nın sözlerini değerlendirdi. Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Saltık “İhtiyatla karşılıyorum çünkü bakanlık ve hükümet bütün güvenimizi yıktı” diyerek “Hem Türkiye hem dünya kamuoyu hem de Dünya Sağlık Örgütü olarak aldatıldı, salgının uzamasına neden oldular” ifadelerini kullandı. Sağlık Bakanı’na özür dile‘U dönüşü’ CHP Ankara Milletvekili Murat Emir ise Koca’nın “ulusal çıkar” açıklamasını anımsatarak “Bakana göre, bir hafta önce ‘ulusal çıkar açısından riskli’ olan gerçek rakamların açıklanması, bu hafta ulusal çıkar açısından riskli görülmüyor demek ki. Bu bir ‘U’ dönüşüdür” dedi. Emir, 15’inden sonra açıklanacak rakamları takip edeceklerini vurguladı. l ANKARA nı Sarıalioğlu, “Bakanlık bütün risk gruplarının aşı olmasını da önerirken gelecek olan aşının yetersiz olduğunu da biliyor. Buna karşın TEB’e 15 gündür yanıt verilmiyor. Burada bir çelişki var” dedi. Zatürree aşısında durumun daha iyi olduğunu anımsatan Sarıalioğlu “Aile sağlığı merkezleri aracılığıyla risk grubunda bulunan hastalara zatürree aşısı yapılıyor. Risk gruplarına yetecek kadar aşı devletin elinde var” dedi. l İSTANBUL 11 EKİM PAZAR 109 BIN 301 59 1502 1212 11 MILYON 615 BIN 715 8 BIN 837 % 6.2 335 BIN 533 1411 294 BIN 357 Doktora saldırı Bornova Türkan Özilhan Devlet Hastanesi’nde görevli pratisyen hekim, tedavi için gelen Gizem B’yi “maske takması” yönünde uyardı, hasta maske takmak istemedi. Gizem B.’nin yanında bulunan eşi Özgür Ş. doktora bıçak çektikten sonra, masayı kırarak doktorun üzerine yürüyüp darp etmek istedi. Güvenlik görevlileri ile polisin araya girmesi ile Gizem B., Özgür Ş. ve Gizem B’nin babası Mehmet Ali G., gözaltına alındı. İzmir Tabip Odası Başkanı Dr. Lütfi Çamlı yazılı açıklama ile saldırıyı kınadı. l İZMİR / Cumhuriyet İçişleri Bakanı hangi cemaatten Türkiye’de uzun yıllar sonra ilk kez oldu. Solcusu, sağcısı, devrimcisi, muhafazakârı aynı anda cemaatlerin devlet içindeki konumunu tartışmaya başladı. Hani “Sorunun kendisi ancak onu çözüme bağlayacak olan maddi koşulların mevcut olduğu yerde ortaya çıkar” diyor ya Marx. Sorun, belki de artık çözümüyle beraber görünüyor. Cumartesi gecesi İçişleri Bakanı bir anda ortaya çıktı. “Doğru değildir, yalandır” diyerek cemaat meselesine giriş yaptı. “Fırsat verilmeyecektir” sözleriyle de konuşanlara sopa gösterdi. Tepkilere baktım… Kimi geçen yıl ortaya çıkan meşhur Diyanet Raporu’nu kimi Erdoğan’ın 2017 yılında Polis Akademisi’nde yaptığı cemaat uyarısını hatırlatıyordu. Üstelik Polis Akademisi yine 2017’de bir rapor hazırlamış, “FETÖ’den boşalan yerlere göz diken ve devlet içerisinde örgütlenme gayretinde olan başka gruplar”a işaret etmişti. Onlara göre Soylu’nun çıkışı sadece muhaliflere yönelik değil, devlet içine de bir müdahaleydi. Bazıları ise Soylu’nun geçmişte FETÖ’nün kanalında Gülen’e övgü videolarını paylaşarak tarihin tekerrür ettiğini iddia ediyordu. Oysa mesele bu kadar basit değil. Ya da bundan ibaret değil. Süleyman Soylu’nun çocukluğundan bugüne anlattığı hikâyesine baktığımızda, sözleri ve durduğu yer daha iyi anlaşılabilir. ‘Çocukluğumuzun Fırıncı Ağabeyi’ Geçen hafta bu köşede yarı resmi devlet töreniyle Eyüp Sultan Haziresi’ne gömülen Nurcu Mehmet Fırıncı’nın hikâyesini yazmıştım. Cenaze namazını Diyanet İşleri Başkanı kıldırırken, en önde İçişleri Bakanı vardı. Pek takip etmedik. Cenazenin ardından Fırıncı için Rüstempaşa Medresesi’nde bir taziye programı düzenlendi. Konuşmacı Soylu idi. Belli ki sarsılmıştı. Gözyaşları içindeydi. “Çocukluğumuzda da Fırıncı Ağabeyimizdi, bu yaşımıza geldik yine Fırıncı Ağabeyimiz” diye başladı konuşmasına. Son olarak “Arif Abi” dediği ismin kızının nikâhında karşılaştıklarını, birlikte şahitlik yaptıklarını anlatıyordu. Kendisine konuşma hakkı verildiğinde önceliği Saidi Nursi’nin talebesi Fırıncı’ya verdiğini söylüyordu. “İsmini duyduğumuzda dahi rahatladığımız abimizdi” sözleriyle Mehmet Fırıncı’ya bağlılığını vurguluyordu. Nurcu tedrisattan geçti Kendisinin de ifade ettiği gibi Soylu, Nurcu ağabeylerin tedrisatından geçerek bu günlere gelmişti. Nurcuların yıllarca vazgeçmediği, hatta Yeni Asya kolunun halen desteklemeye devam ettiği Demokrat Parti’de genel başkanlığa yükselmişti. Nurculuk onun düşünce hayatında belirleyiciydi. Sadece Fırıncı değil, Saidi Nursi’nin bir başka öğrencisi Mustafa Sungur’un cenazesini kaldırırken de “Çocukluğumuzdan beri takip ettiğimiz edep timsali bir şahsiyetti” demiş, “Türkiye bir ağabeyini kaybetti” sözleriyle kendisindeki yerini açığa vurmuştu. Soylu’yu zaman zaman Norşin medreselerinde diz çökerken görmemiz tesadüf değil. Cemaatlere sahip çıkan açıklamasından sonra Said Yüce gibi Nurcu liderlerin ona ilk teşekkür edenler olması da. Yıldız önündeki cinayet Dün, Soylu ile Fırıncı’nın son kez buluştuğu ağustostaki o nikâhın görüntülerini izledim. Soylu’nun “Arif Abi” dediği Arif Önemli’ydi. Bir İçişleri Bakanı ile bir cemaat liderini Sapanca’da nikâhta buluşturan Arif Önemli’yi haliyle merak ettim. Arşivi tararken karşıma ilk olarak bir cinayet haberi çıktı. Tesadüf bu ya, 20 Aralık 1969 tarihinde Milliyet gazetesinin manşetindeki haber, dönemin İçişleri Bakanı Haldun Menteşoğlu’nun açıklamasıydı. Yıldız Üniversitesi’nde devrimci öğrenci Battal Mehetoğlu’nun öldürülmesinin ardından polis bir operasyon başlatmış, cinayetin faili olarak bir grup yakalanmıştı. 14 Aralık 1969’da Yıldız Camii’nden çıkan örgütlü bir grup, okula doğru yürümüş karşılarına çıkan Mehetoğlu’nu silahla vurarak öldürmüştü. DevGenç Marşı’ndaki “Vedat, Taylan, Mehmet, Battal devrim için öldüler” dizelerindeki makine mühendisliği öğrencisi Battal oydu. 22 yaşındaki kısa hayatını bitiren sağcı terör eylemi, Türkiye tarihinin kritik halkalarından biriydi. Deniz Gezmiş’in başında gözyaşı döktüğü fotoğrafı hatırladınız mı? Gezmiş, yerde yatan Mehetoğlu’nun cesedinin boynundaki kolyeyi açmış, içinde sevdiği kızın resmini görmüştü. Orada gözyaşlarını tutamamıştı. Cinayet işleyen Nurcular Bu, o yılki 8. öğrenci ölümüydü. Cinayetlerin devlet içinde örgütlü bazı kamu görevlileri tarafından desteklendiğini düşünen öfkeli öğrenciler valiliğe yürüyüş başlattı. “Bakan istifa” sloganlarıyla büyüyen eylemden birkaç gün sonra İçişleri Bakanı, İstanbul Valisi ve Emniyet Müdürü’nü yanına alarak basının önüne çıktı. “Siyasi cinayetlerin failleri yakalanmıyor şeklindeki iddiayı kesinlikle reddederiz” demişti. Milliyet gazetesindeki sözünü ettiğim haber, Yıldız Üniversitesi önündeki saldırganların yakalandığını anlatıyordu. Basına dağıtılan fotoğraflar arasında tahmin ettiğiniz gibi Arif Önemli’nin bıyıklı pozu da vardı. Fakat… Daha da önemli bir ayrıntı var. Peki, Yıldız Üniversitesi önüne gelen o grup kimdi? Milliyet muhabirine konuşan yetkili “Bunlar henüz tespit edemediğimiz bir yeni örgütün adamları” derken, bir başkası eldeki bulguyu şöyle anlatıyordu: “Bir yetkili sanıkların çoğunun Nurcu ve siyasi teşekkül ile cemiyetlere bağlı olduğunu öne sürmüştür.” Arif Önemli’nin hikâyesi uzun. 1970’lerde Gülen’in de yuvalandığı Komünizmle Mücadele Derneği’nde başkanlık da yapan Önemli, gittiği her yere çatışmaları götürdü. Yılmaz Güney’in de hapishane arkadaşı olan Ahmet Atılmış, o günleri şöyle anlatacaktı: “Komünizmle Mücadele Derneği Başkanı Arif Önemli hapishaneye (Paşakapısı) geldikten sonra muhafazakâr sağcı mahkumları toplayarak solcu mahkumlara baskı yapmaya, terör estirmeye başladı.” Arif Önemli’ye karşı olan kimi Nurcular ise Önemli’yi Nurculuk içindeki kavgalardan, tasfiyelerden ve Nurculuğun Gülen’i de içine alan Soğuk Savaş ideolojisi haline gelmesinden hatırlıyor. 51 yıl arayla iki farklı bakan Bir 51 yıl önce devrimci öğrencilerin “devlet içindeki devlet” suçlaması karşısında valisini, emniyet müdürünü alıp basının önüne çıkan, Arif Önemli’nin görüntüsünü basına veren dönemin İçişleri Bakanı’nın fotoğrafına baktım. Bir de 51 yıl sonra Arif Önemli ve Mehmet Fırıncı ile çektirdiği fotoğrafın ardından “devlet içinde cemaat yok” açıklaması yapan şimdiki İçişleri Bakanı’nın açıklamasına. Dudaklarımdan Ece Ayhan’ın Türk bayrağına sarılı tabut içinde annesine kavuşan Battal Mehetoğlu’nu hatırlayarak yazdığı “Meçhul Öğrenci Anıtı”ndaki o dizeler döküldü: “O günden böyle asker kaputu giyip gizli bir geyik Yavrusunu emziren gece çamaşırcısı anası yazdırmıştır: Ah ki oğlumun emeğini eline verdiler.”
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle