18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 12 EKİM 2020 PAZARTESİ HABER/YORUM Abidin Dino’nun desenleri Abdi İpekçi’de gün ışığına çıkıyor Mutluluğun değilse de Felsefe ve din Son yıllarda, siyasi yelpazenin hem sağ hem de sol kanadında, bazı yazarların, felsefe ile dini bağdaştırmak için özel bir çaba göstermeleri dikkat çekicidir. Bu yaklaşım, karanlık ortaçağ zihniyetine hizmet ettiği gibi, felsefenin özüyle ve tarihselci bakış açısıyla çelişmektedir. Felsefe terimi, antik Yunancada bilgelik sevgisi anlamına gelen “philosophia” teriminden türetilmiştir. Ancak kuşkucular hariç, antik Yunan filozofları bilgelik (“sophia”) kavramını, bilgi (“episteme”), gerçeklik (“aletheia”) ve akıl yürütme (“logos”) kavramlarıyla birlikte ele almışlardır. Başka bir deyişle filozof, akıl yürüterek gerçeğin bilgisini elde etmek için mücadele eden kişidir. Hatta kuşkucu filozoflar bile, kuşkularını akıl yürüterek gerekçelendirmişlerdir. Çünkü akla dayalı temellendirme, felsefenin özünde olan bir şeydir. Felsefe bu anlamda, kavramsal ve kuramsal bir etkinliktir. Felsefe, söylenceden akıl yürütmeye, “mitos”tan “logos”a geçme sürecidir. Antik Yunan’dan sonra da felsefe, günümüze kadar bu doğrultuda gelişmiştir. HHH Din de felsefe gibi, evreni, doğayı, insanı, toplumu, ahlakı açıklamak için bir girişimde bulunur. Ancak birçok dinin temelinde tanrılara, Tanrı’ya, vahye ve imana yönelik inançlar yatar. Felsefede gerekçelendirmenin temeli, tanrılar, Tanrı, vahiy ve iman değildir. Felsefe, kavramlarla ve kuramlarla gerçekliğin bilgisine ulaşmayı amaçlar. Ayrıca dinin felsefe gibi, diyalektik ve çoğulcu bir yapısı da yoktur. Felsefede farklı görüşler, hatta birbiriyle çelişen tezler ele alınabilir. Oysa dinde, dinin çizdiği sınırların dışına çıkılamaz. Din, içerdiği iddiaları tartışma konusu haline getirmez. Din sorgulayıcı değildir, dogmatiktir. Bununla birlikte din cemaatçi bir anlayışa sahiptir. Birçok dinin bir öncü lideri vardır ve o dinin üyesi olan insanlar, o lidere itaat ederler, onun söylediklerine iman ederler. Museviler Musa’nın, Hıristiyanlar İsa’nın, Müslümanlar Muhammed’in, Budistler Budha’nın, Konfüçyüsçüler Konfüçyüs’ün sözlerinin dışına çıkamazlar, onları tartışma konusu haline getiremezler. Bunu yaptıkları anda o dinin dışına çıkmış olurlar. Felsefe ise bir mücadele meydanıdır; bir filozofun ortaya attığı tez bir başka filozof tarafından eleştirilebilir, çürütülebilir ve ortaya atılan herhangi bir iddia sorgulanabilir. HHH Buna rağmen tarihte, dinsiz filozoflar gibi, dindar filozoflar da var olmuştur. Ancak bu durum tarihsel siyasal koşullardan ve teokratik yapılardan bağımsız olarak yorumlanamaz. İster antikçağdaki çoktanrıcı bağlamda olsun, ister ortaçağdan itibaren yaygınlaşan tektanrıcı bağlamda olsun, döneminde egemen olan dinlerin sorgulanması, yakın bir geçmişe kadar, ölüm, hapis, sürgün ile cezalandırılmaktaydı. Bu nedenle birçok filozof yüzyıllar boyunca, felsefe ve dini sentezlemek veya din konularında diplomatik ifadeler kullanmak durumunda kalmıştır. Felsefe alanında dine ve dindeki Tanrı kavramına yönelik ilk eleştiriler 17. yüzyılda Spinoza ve 18. yüzyılda Hume, Diderot, D’Holbach gibi filozoflarla başlamış, 19. ve 20. yüzyılda Feuerbach, Marx, Nietzsche, Carnap, Sartre, Russell, Dennett gibi filozoflarla devam etmiştir. Bu filozoflar da birçok dindar filozof gibi önemli, yani büyük filozoflardır. 1776 Amerikan Devrimi ve 1789 Fransız Devrimi sonrasında, laiklik ilkesinin belli başlı coğrafyalarda geçerli kılınmasıyla ve bir özgürlük ortamının oluşmasıyla birlikte, ateist, agnostik ve deist kuramlar yaygınlaşmaya başlamıştır. Öte yanda antik Yunan felsefesinde, Tevrat, İncil, Kuran’da tanımlandığı biçimde bir Tanrı kavramı yoktu. Dolayısıyla antik Yunan dönemi için “Tanrı” değil, “tanrılar” terimi kullanılabilir. Kaldı ki bu dönemde birçok filozof çoktanrıcı dine de inanmamaktaydı veya “tanrılar” terimine dinden farklı bir anlam yüklemekteydi. Özetle, dinci siyasi baskılar azaldıkça, dinsiz filozofların sayısı artar, felsefe kendi özüne yabancılaşmaktan ve şizofreni benzeri durumların içine düşmekten kurtulur. Bunu da ancak devrimci filozoflar anlar. 12 EKİM 2020 SAYI: 34701 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni AYKUT KÜÇÜKKAYA Yayın Koordinatörü Serkan Ozan Yazıişleri Müdürleri İpek Özbey Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Hakan Akarsu (Ekler) Görsel Yönetmen Münevver Oskay Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Gece: Ayça Bilgin Demir l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Jale Özgentürk l İç Politika: Ali Açar l Kültür Sanat: Yazgülü Aldoğan l Fotoğraf: Uğur Demir l Spor: Sami Gürel l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: l İstanbul: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Yenibosna mh. 29 Ekim Cd. no: 1A/41 Bahçelievler/İstanbul Tel : 0212 454 35 10. l Ankara : İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Saracalar mh. 57. cd. no: 21/A Akyurt/Ankara Tel : 0312 353 29 61. l İzmir: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Fatih mh. 199 sok. no:1/7 SarnıçGaziemir/İzmir Tel : 0232 483 96 60. l Adana: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Levent mh. 1791 sok. no: 33/A Yüreğir/Adana Tel : 0322 346 36 25. l Trabzon: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Organize sanayi Bölgesi no: 2 Arsin/Trabzon Tel : 0462 71 40 20. l Antalya: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Yenigöl mh. Serik cad. Havaalanı yolu üzeri no: 38 Antalya Tel : 0242 340 50 40. Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. NAMAZ VAKİTLERİ İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı İstanbul 05:41 07:05 12:56 16:03 18:36 19:55 Ankara 05:26 06:49 12:40 15:48 18:21 19:39 İzmir 05:50 07:11 13:03 16:13 18:45 20:01 umudun resmi YAZGÜLÜ ALDOĞAN Abidin Dino denilince benim aklıma ilk gelen Nâzım Hikmet’in sözleridir: “Bana mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?” Belki de Abidin Dino’nun acıları resmetmekten mutluluğun resmini yapma fırsatı bulamadığı için olabilir mi? Abidin Dino, Nâzım Hikmet’in en önemli eseri “Kuvayi Milliye” ve “Sesini Kaybeden Şehir” adlı eserlerini resimlemiştir. Karikatür ve desen çalışan sanatçı, bir ara sinemayla da ilgilenmiştir. Abidin Dino’nun karakalem desenleri bugünlerde Abdi İpekçi’de, yeni yerinde açılan Galeri Selvin’de gün ışığına çıkıyor. Küratör Selvin Gafuroğlu’nun büyük bir heyecanla hazırladığı sergide çok sevip saydığı sanatçının çoğu ilk kez sergilenen 80 deseni bulunuyor. Bunların öyküleri çok hüzünlü, çok can yakan. Yine de Gafuroğlu “Yaşadığı süre boyunca elinden sadece fırçası değil; kalemi de eksik olmayan, her tema işleyişinde, dolaysız bir şekilde yaşadıklarını resim yoluyla aktaran Dino, insanlığı yakından ilgilendiren yöresel ve evrensel felaketler ve acılar karşısında duyduğu tepkileri aktarmış. İçinde yaşadığımız sıkıntılı pandemi günlerinde hepimize umut olacağını düşündüğümüz için sergimize Kara İçinde Ak Bir Umut’’ ismini verdik” diyor. 1913 İstanbul doğumlu Abidin Dino’nun yaşamı Türkiye’den çok Paris’te geçti. Resim, karikatür, yazı ve sinema alanlarında çalıştı. Döneminin avantgard sanatçılarından biri olarak 93 yılında kaybetmemize rağmen günümüze kadar adı etkin olarak gündemde kalmış bir sanatçı. 30 Ekim’e kadar açık kalacak sergide hem Abidin Dino’nun desenlerini görebilir, hem de henüz gitmediyseniz Abdi İpekçi’nin Şişli Belediyesi tarafından yeniden düzenlenmiş meydanı ve caddesini gezebilirsiniz. Semtin marka değeri yüksek caddesinin yeniden dizayn edilmesinde buranın güzelleştirilmesi için çalışan derneğin de caddede bir sanat galerisinin olmasına çok önem verdiği biliniyor. Galeri pazar günleri dışında 1119 arasında açık. PEN EKIM AYI KITABI: Senin Adın Corona Olsun PEN Yazarlar Derneği ekim ayı kitabı olarak Umur Talu’nun Literatür Yayınları’ndan çıkan “Senin Adın Corona Olsun İnsanlığın Salgın Maceraları” kitabını seçti. Yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı: “50 milyon insanın ölüme neden olan İspanyol gribinden günümüze, tarihten coğrafyaya, psikolojiden sanata, edebiyattan sinema ve müziğe, doktorlardan sanatçılara varan bir uzamda... Savaşlar, zaferler ve yenilgiler arasında, toplumsal olaylarla sanatsal yaratıcılıklar arasında, insanlar ve olaylar arasında, alçaklıklar ve harikuladelikler arasında bağlar, bağlantılar kurarak bize hiçbir şeyin rastlantısal olmadığını da gösteriyor yazar. Cemil Topuzlu’dan Türkan Saylan’a, Covid19’dan yitirdiğimiz ilk doktor Cemil Taşçıoğlu’na, Hitler ve Mussolini’den Josephine Baker, Brigitte Bardot’ya, Paris komününden Marx’tan, Gramsci’den Karel Çapek ile Beckett’e, Paganini’den, Gustave Klimt’ten Trump’a... Binlerce insanı, olayı buluşturduğu eşsiz bir yolculuğa çıkarıyor okuru. Dokunduğu her insan, toplumsal her olgu ses veriyor, ufuk açıyor, birbirini tamamlıyor; yaşamı daha iyi anlamamızı, dünden yarına köprüler kurmamızı sağlıyor.” BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Yukarıdan aşağıya doğru büyüyen oymalı yalaklardan oluşan bir süs çeşmesi. 2/ Hararet... Asya’da bir ülke. 3/ Bir cins çıralı tahta. 4/ Utanma, hayâ... Bir renk... Habeş soylusu. 5/ Şöhret... Ödül olarak bir kimse ya da takıma verilen kalkan biçiminde levha. 6/ “Meyhane mukassi görünür taşradan amma / Bir başka ferah başka var içinde” (Nedim). 7/ Sıcaklığı çok yüksek ya da çok düşük olmayan yer... İtalya’nın en uzun ırmağı. 8/ Gelin olacak kıza erkeğin verdiği para ya da armağan... Alanya ilçesinde bir çayın, barajın ve mağaranın ortak adı. 9/ Geniş kollu sabahlık. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Yeni doğmuş bebeğe, götürüldüğü evlerden verilen yumurta, mendil, şeker gibi küçük armağanlar. 2/ “Mesele düşmekte 1 234 5 678 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 SAR I ÇAY I R 1 2 3 4 İ BER LARA Y A Y MA Z A K EN BOCA 2 3 5 Ç İ ÇU I RAK 4 6 AZAK SÜ 5 7 SAPAK K İ L 8 OTAĞ S İ DE 6 9 SAR I Ç İ ÇEK 7 8 değil / teslim olmamakta bütün mesele” (Nâzım Hikmet)... 9 Mezopotamya’da kurulmuş eski bir krallık. 3/ Alüvyon... İşe yaramaz, etkisiz. 4/ Avı çekmek için dökülen yem. 5/ Yanağın alt Sevinçli. 7/ Kokusu hardala benzeyen zehirli bir savaş gazı... Bir kısmı... “ ömür biter bir uzun nota. 8/ Lantan elementinin simgesonbahar olur” (Y.K. Beyatlı). 6/ si... Aldatma işi, hile... Kümes. 9/ Olta ya da tuzağa konulan yem... Ticaret gemilerinde tayfaların başı. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] Moskova’nın Kürt devleti endişesi Son birkaç aydır Irak, Suriye ve Türkiye’de Kürt sorunu konusunda yeni gelişmeler yaşanıyor: 1. Suriye’nin kuzeydoğusunda PKK’nin Suriye kolu PYD ile Barzani’nin Suriye kolu ENKS arasında ABD’nin koordinatörlüğünde “ikinci aşama” anlaşma yapıldı (17.6.2020). 2. ABD ile PYD, Suriye’nin kuzeydoğusunda petrol anlaşması yaptı (3.8.2020) 3. ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey’in PYD/YPG’ye “artık operasyon olmayacak” güvencesi verdiği duyuruldu (22.9.2020). 4. Türkiye’de HDP’ye karşı 6 yıl önceki “Kobani olayları” nedeniyle operasyon başlatıldı (25.9.2020). 5. Bağdat ve Erbil, PKK’yi Şengal’den çıkarmak üzere bir güvenlik ve işbirliği anlaşması imzaladı (10.10.2020). Kalın: Jeffrey’den duymadım Bu gelişmeler bir bütünün parçaları mı, yoksa her biri kendi içinde ayrı konular mı, hatta bir gelişme doğrudan diğer gelişmeyi mi hedef alıyor, incelemeyi gerektiriyor. Çünkü, örneğin Barzani Suriye’de PYD ile anlaşırken, Irak’ta PKK’ye karşı Bağdat’la anlaşma yapıyor. Diğer yandan Türkiye’nin kimi gelişmelere tepkisinin düşük tonda kaldığı görülüyor. Örneğin ABD PYD petrol anlaşmasına ciddi bir tepki gösterilmedi, geçiştirildi. Jeffrey’in “artık operasyon olmayacak” güvencesi ise kamuoyunda yoğun tepki doğurduğu için, ancak 15 gün sonra Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın tarafından, üstelik farklı bir şekilde yalanlandı. Farklı diyoruz çünkü Kalın, “Ben James Jeffrey’in ağzından böyle bir şey duymadım, bu PYD’nin propagandası” dedi (5.10.2020). Lavrov: ABD AKP’yi ikna etmeye çalışıyor Tam bu süreçte, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un içeriği oldukça önemli şu açıklaması, tabloya daha geniş bir perspektiften bakmamızı gerektiriyor: “Amerikalılar (Suriye’nin kuzeyinde) yarı devlet işlevlerine sahip olacak bir Kürt özerkliği kurmaya çalışıyorlar. Türkleri de itiraz etmeyecek şekilde ikna etmeye çalıştıklarını biliyoruz. Bu durumda mesele sadece Suriye’yle ilgili değil, Kürt sorunu ile ilgilidir, Kürt sorunu bugünleri arattıracak kadar ciddi bir patlak verebilir” (5.10.2020). ABD’nin bir Kürt devleti kurmaya çalıştığı elbette sır değil, bunun Rusya tarafından bölgeyi olumsuz etkileyecek bir gelişme olarak görüldüğü de… O nedenle açıklamada esas önemli olan Moskova’nın bildiğini söylediği “ikna” süreciydi! Lavrov’un bu kritik açıklamasına hükümetten doyurucu bir açıklama gelmedi. Hal böyle olunca, Jeffrey’in PYD’ye verdiği “artık operasyon olmayacak güvencesi” haberi, Kalın’ın “Ben Jeffrey’in ağzından böyle bir şey duymadım” demesine rağmen, daha da önem kazanıyor. Bu durum, aynı zamanda geçen yıl yapılan bir anlaşmayı da anımsamamızı gerektiriyor: Erdoğan ile Pence arasında 17 Ekim 2019’da imzalanan 13 maddelik mutabakat. O mutabakatla PYD’yi hedef alan askeri harekât durdurulmuş, karşılığında da ABD Başkanı Trump, “Teşekkürler Recep Tayyip Erdoğan, milyonlarca hayat kurtarıldı” demişti. PYD’ye karşı ÖSO bölgesi Şimdi soru şu: AKP, Suriye’nin kuzeydoğusunda bir Kürt özerkliğine, Lavrov’un ifadesiyle nasıl “itiraz etmeyecek şekilde ikna” edilebilir? Baştan beri Şam’la anlaşmadan yapılan askeri harekâtlara düştüğümüz o risk notunu anımsatalım: AKP, kendi nüfuz alanı olacak bir ÖSO özerkliği karşılığında PYD özerkliğini kabul edebilme potansiyeli taşıyor! Bu noktada İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif’in şu önemli açıklamasını da anımsamalıyız: “Türkiye’de terör örgütleri nedeniyle mevcut olan anlaşılabilir korkuların giderilmesi için en iyi yol, başka ülkelerin topraklarına güç sevk edilmesi değil, Suriye ve Irak ordusu güçlerinin sınır bölgelerine konuşlandırılmasıdır” (24.9.2020). Evet, Türkiye’nin PYD devletini önlemesinin en maliyetsiz yolu Şam’la anlaşması ve Suriye ordusunun yeniden bu topraklarda egemen olmasını kabul etmesiydi ki hâlâ geçerlidir. Şam’la anlaşmadan Suriye topraklarında yapılacak hamleler, maalesef ABD’yle “PYD özerkliğine karşı ÖSO özerkliği” pazarlığı riskini taşıyor çünkü…
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle