12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KÜLTÜR EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK TASARIM: EMİNE BİLGET 1328 OCAK 2020 SALI Gecenin yıldızı Billie EilishGrammy ödülleri verildi; bir yanda sevinç bir yanda Kobe Bryant için gözyaşı vardı 62.Grammy Ödülleri’nde evine en çok ödülle dönen isim Billie Eilish oldu. Gecede, önceki gece (pazar) helikopter kazasında hayatını kaybeden ABD’li ünlü basketbolcu Kobe Bryant da anıldı. Müzik dünyasının “Oscar”ı olarak anılan Grammy Ödülleri Los Angeles’ta yapılan renkli törenle sahiplerine verildi. Geceye damgasını vuran isim 18 yaşındaki ABD’li şarkıcı ve söz yazarı Billie Eilish oldu. Eilish, “Yılın Kaydı”, “Yı lın Albümü”, “Yılın Şarkısı”, “En İyi Yeni Sanatçı”, “Yılın En İyi Pop Vokal Albümü” olmak üzere 5 dalda ödül aldı. Genç sarkıçı Grammy’de en büyük dört ödülü birden kazanan ilk kadın ve en genç şarkıcı olarak tarihe geçti. ABD’li şarkıcı Alicia Keys sunuculuğunu yaptığı törenin açılışında, Kobe Bryant hakkında bir konuşma yaptı. Keys konuşmasında “Bu rada müziğin en iyi gecesini, en iyi yapan sanatçıları kutluyoruz, ama şimdi dürüst olmak gerekirse hepimiz çılgın bir üzüntü hissediyoruz. Los Angeles, Amerika ve dünya bir kahramanı kaybetti” dedi. Pop şarkıcısı Lizzo da sahne performansına “Bu gece senin için Kobe” sözleriyle başladı. Bu yıl adaylıklara, sekiz dalda adaylıkla damga vuran Lizzo, geceden üç ödülle ayrıldı. Törenin önemli başlıklarından bir diğeri ise, aralarında Türk müzisyenlerin de yer aldığı “Altın Gün” grubunun En İyi Dünya Müziği dalındaki adaylığı oldu. Grup geceden ödül alamadan ayrılmış olsa da, Grammy tarihine adını yazdırdı. Törende eski ABD Başkanı Barack Obama’nın eşi Michelle Obama da, “Becoming” (Benim Hikâyem) isimli sesli kitabı ile En İyi Sözsel Albüm dalında Grammy kazandı. Sosyal medya onu konuştu Gecenin sosyal medyada en çok konuşulan ismi oyuncu ve şovmen Billy Porter oldu. Törene turkuaz renkli bir tulum giyerek katılan Porter, Sarah Sokol Millinery tarafından tasarlanan aynı renkli şapkasıyla dikkat çekti. Mekanizmasını Smooth Technology’nin hazırladığı kristalli şapka, uzaktan kumanda ile çalışıyor. “Pose” dizisiyle tanınan Porter’ın perde gibi açılıp kapanan şapkasında 70 binden fazla kristal bulunuyor. KAZANANLAR l En İyi Yeni Sanatçı: Billie Eilish l Yılın Albümü: “When We All Fall Asleep, Where Do We Go?” Billie Eilish l Yılın Kaydı: “Bad Guy” Billie Eilish l Yılın Şarkısı: “Bad Guy” Billie Eilish and Finneas O’Connell l En İyi Vokal Albüm: “When We All Fall Asleep, Where Do We Go?” Billie Eilish l En İyi Solo Pop Performans: “Truth Hurts” Lizzo l En İyi Rock Albümü: “Social Cues” Cage the Elephant l En İyi Rock Şarkı: “This Land” Gary Clark Jr. l En İyi Derleme Soundtrack: “A Star Is Born” Lady Gaga & Bradley Cooper l En İyi Soundtrack Şarkısı: “Chernobyl” Hildur Gudnadóttir lEn İyi Alternatif Müzik Albümü: “Father of the Bride” Vampire Weekend l En İyi Geleneksel Pop Vokal Albüm: “Look Now” Elvis Costello & The Imposters l En İyi Rap Şarkı: “A Lot” Jermaine Cole, Dacoury Natche, 21 Savage & Anthony White Kusursuz ergen, EilishErgenlerin artık bir sesi var; Billie Eilish. Şarkıcının yeni kuşak ile ilişkisi ne geçici, ne de hayali Ergenlik yaşam biçiminden, alışkanlıklara kadar çok farklı dinamiklerle insanı değişken kılan bir dönem. Dahası ergenler endişele rini, mutluluklarını ve taleplerini dil lendirdiklerinde, eninde sonunda yaş larıyla değerlendirilen, korkularının, arzularının ve isteklerinin geçici olduğuna inanılan bir kitle. Artık onların bir sesi var; Billie Eilish. O ve deniz ülkütekin 2000’ler sonrası doğan Z kuşağı ile ilişkisi ne geçici ne de hayali. 18 Aralık 2001 doğumlu, yani 18 yaşına gireli bir aydan sadece biraz fazla oldu. Doğumundan itibaren ve jetaryen olarak beslenmiş, kısa sü re önce ise vegan olmaya karar ver di. Hiçbir zaman uyuşturucu kullan madığını söylüyor. Her zaman vücu duna bol gelen kıyafetler giyiyor, çün kü yaşıtı olan kızların veya görünür olmak için onlara sunulan popüler be den politikasını kullanmasını istemi yor. Anlayacağınız belli bir plan dahi linde Z kuşağının davranış biçimine örnek olacak bir imaj olarak karşımız da duruyor. Vanity Fair Dergisi, Youtube kanalın da üç yıldır Billie Eilish ile “aynı röpor taj” isimli bir çalışma yapıyor. Birer yıl arayla Eilish’e aynı sorular soruluyor. Tahmin edersiniz ki, Eilish’in cevapla rının bir kısmı bir veya iki yıl öncekin den çok farklı. Tıpkı çizdiği imaj gibi. Ben de bu yazıda Billie Eilish’in yükse lişine tanık olan üç dönemine, üç mü zik videosunu inceleyerek göz atacağım. Karın ağrısı Eilish’in dünya üzerinde milyonlarca yaşıtından farklı bir eğitim gördüğüne şüphe yok. Babası aktör Patrick O’Connell ve annesi, senarist Maggie Baird sayesinde gösteri dünyasına uzak bir çocukluğu olmadı. İlk şarkısı “Ocean Eyes” internete düştüğünde 14 yaşındaydı. Ardından piyasaya sürülen ve profesyonel anlamda Billie Eilish imajını görsel bir hikâyeye dönüştüren video ise “Bellyache” (Karın ağrısı) oldu. ABD’nin ortasında, ıssız bir yolda başlıyor Eilish yolculuğuna, üzerinde sarı bir tulum. Sarı, ergenliğin geçiciliğine bir gönderme. Ergenseniz her şey geçicidir. Tarzınız, beğenileriniz, arkadaşlarınız. Tıpkı bir yerden diğerine giderken kullandığınız sarı taksiler gibi. Arkasından takip eden para dolu çanta ise onun en değerli arkadaşı, çünkü ergenlikte bile, sadece paranız veya gücünüz olduğunda etrafınızda insanlar olur. Ve elinde yine sarı, kökünden koparılmış bir çiçek, onu havaya atıyor, RENKLER NEYİ İFADE EDİYOR Sarı, mavi, siyah ve beyaz. Eilish’in videolarında kullandığı başlıca renkler olarak dikkat çekiyor. Sarı ve siyahı anlattık. Beyaz ise aklınıza ergenliğin yetişkinlik öncesi saflığı getirebilir. Ancak Eilish beyazı “tabula rasa” olarak kullanıyor ve kendini duygusal, ideolojik boşlukları olan bir ergen gibi tasvir ediyor. Maviyi ise sandığınız gibi bluğ çağına ithaf edilen hüznü sembolize etmek için kullanmıyor. Eilish’in dünyasında mavi açık bir gökyüzü gibi enerji dolu olmanın rengi. Bugüne kadar, çoklu benlikleri içinde kaybolan ve altı ay da bir rehabilitasyon merkezinde bakıma! alınan sayısız pop müzik kuklası gördük. Ancak Eilish onlardan biri değil. Biz “Bad Guy”a (Kötü herif) bakalım. Çünkü bu çalışması Billie Eilish’in yaratıcılık anlayışının en çok açığa çıktığı video. Eilish daha önce kullandığı renk kodlarını, mekânları ve benliklerini bu videoda ziyaret ediyor ve izleyiciye “ben sizin bildiğiniz kuklalardan değilim” diyor. Şu sözlere bakın! “Ben o tipim/ Anneni üzerim/ Kız arkadaşını üzerim/Babanı ayartırım/ Ben kötü herifim.” Kötü mü iyi mi bilinmez, ama Billie Eilish her karakteriyle yaşıtlarına bir davranış biçimi sunuyor. Tüm benlikleri arasında ustalıkla geçiş yapabiliyor. Üstelik bu yaşında, bir büyücü ustalığıyla alteregolarını yönetiyor. Ve sırf kendisine hayran değil, prototipi olan bir ordu kuruyor. Zorbalığa karşı ezilmeyen, korkularıyla yüzleşen, hiperaktif, hastalıkları değil özellikleri olan bir kusursuz ergen ordusu! atarken, “aklım nerede/ umrumda Sevilesi değil” diyor. Otobanda ilerliyor ve karşısına copunu sallamakta olan bir polis çıkıyor. Polisin diğer elinde ise bir kek var. Polis şehvetle keki ısırıyor, bu polisin şiddet meyilli davranışının oral yolla sembolleş Tam adıyla Billie Eilish Pirate (Korsan) Baird O’Connell çocukluğundan itibaren iki zorlu hastalıkla mücadele etti. Biri sinestezi. Tıbba göre bir hastalık, ama kimilerine göre de bir ilham perisi. Özetle kişinin duyuları tirilmesi. Yerde, videonun başında nın yer değiştirmesi, sesleri görmesi, elinden fırlattığı çiçeği görüyoruz. renkleri duyması veya tat Otoban ve kadın, Amerikan sinemasında ve müzik videolarında sıkça kullanılan Henüz 18 yaşına yeni girdi, James Bond ları koklaması. Van Gogh, Nobakov, Tori Amos gibi sanatın farklı disiplinlerinden ve farklı dönem bir sembol. Örnek vermek gerekirse Alfred Hitchcock’un Viktoriyan ahlakı ile bezenmiş sinema şaheserle filminde şarkı seslendirecek en genç isim olacak. Onun sadece den yaratıcının mustarip olduğu, hayatı zorlaştıran ama sanatsal üretime farklı boyut kazandıran sinesteziye doğuş ri genelde, tek başına şehri terk eden ve otoyolda başına türlü belalar açılan kadınlarla hayranları yok. Billie Eilish, yaşıtlarından tan sahip olan Eilish’in diğer hastalığı ise çok daha ilginç. Tourette sendromu olarak bilinen ra ilgilidir. Eilish bu me oluşan büyük bir hatsızlığa sahip olan ki taforu tersine çevirerek ergen kadınların ordu kuruyor. şiler ani gözbebeği büyümesi, omuz silkme, anla güçlenmesine yöne şılmaz sesler çıkarmak gi lik ince bir mesaj veriyor. Şu sözlere bi etkiler taşıyor. Ortaçağda Katolik dikkatinizi çekeyim; “İlmiğimi boy Kilisesi’nin kantarında cadı olarak gö numa sardım gerdanlık gibi/Onları rülme gerekçesi olan Tourette sendro korkutmak istiyorum, her yerde ola mu Eilish’in epey zor bir çocukluk ge bilirmişim gibi/ Umarsız gibi.” çirmesine sebep olmuş. Hastalıklar veya zayıflıklar ergenlik çağını zorlaştıran etkenler. Fiziksel ya da psikolojik zorbalık tüm dünyada gençleri depresyona, kötü alışkanlıklara ve intihara kadar sürükleyebiliyor. Geçen yıl Netflix’te yayımlanan “13 Reasons Why” (13 Sebebi) isimli gençlik dizisi de bu konuya değiniyordu. Hannah isimli genç kız intihar ediyordu ve ardında 13 arkadaşına, hepsinin onun intiharına sebep olma gerekçesini içeren kasetler bırakıyordu. Hannah’ın cenaze sahnesinde çalan şarkı ise Billi Eilish’e ait olan “Lovely”ydi (Sevilesi). Eilish, Lovely’nin videosunda şarkıda düet yaptığı Khalid ile iki sevgiliyi canlandırıyordu. Bu kez siyahları giymişti. Ergenliğin en karamsar halini resmediyordu. Şeffaf bir küpün içindeydiler, asla çıkamadıkları uzamsal bir küp! Yukarı baktıklarında sonsuzluğa uzuyordu, yürüdüklerinde en uzun yoldan daha uzun oluyordu. “Bir gün buradan çıkacağım/ Tüm gece de sürse de, yüz yıl da/ Saklanacak bir yer lazım/ Yakınlarda bulamıyorum/Yaşadığımı hissetmek istiyorum”. Eilish’in sözleri belki de milyonlarca ergenin içinde bulunduğu ruh halini yansıtıyordu. n TRT Çocuk ‘’Kaptan Pengu ve Arkadaşları’’ etkinliği Şişli Profilo AVM Küçük Salon’da saat 13.00’te yapılacak. Bilgi ve rezervasyon için 0 553 539 47 81 telefon numarasını arayabilirsiniz. n İstanbul Devlet Türk Müziği Araştırma ve Uygulama Topluluğu; İrfan, Tasavvuf ve Meydan Meşkleri Bölümü’nün “ASİ TANE MEŞKLERİ” etkinliği yarın saat 20.00’de Sünbül Sinan Asitanesi’nde düzenlenecek. Biletler biletinial.com adersinden alınabilir. n Şef Mustafa Şahin yönetiminde, Sarıyer Belediyesi Türk Sanat Müziği Korusu’nun seslendireceği, ‘’Zekai Tunca Besteleri Konseri’’ 30 Ocak saat 20.00’de Boğaziçi Kültür ve Sanat Merkezi’nde düzenlenecek. Konser ücretsizdir. n İstanbul Zeytinburnu Belediyesi Kültür Sanat etkinlikleri kapsamında 30 Ocak tarihine kadar devam edecek olan ‘’Bak Şu Leyleğe’’ çocuk sineması Zeytinburnu Kültür Ve Sanat Merkezi’nde çocuk sinemaseverlerle buluşacak. Tarih ve Saatler: bugün 13.30 16.00 19.00 –yarın 13.30 16.00 19.00 – 30 Ocak 13.3016.0019.00 şeklindedir. Ücretsizdir. n 4. Etnospor Kültür Festivali’nin anlamlı günlerini kayıt altına almak adına ‘’4. Etnospor Kültür Festivali Fotoğraf Yarışması’’ sergisi, 10 Şubat tarihine kadar Beyoğlu Belediyesi Sergi Salonu’nda ziyaret edilebir. Ayşegül Yüksel’in kaleminden Genco Erkal ve Dostlar Tiyatrosu Genco Erkal: Türk tiyatrosunun büyük sanatçılarından biri. Altmış yıldır sahnelerden yaydığı ışığın gücünü toplumcu söylemi ve bu anlamda ödün vermez duruşuyla besleyen bir tiyatro insanı. Değerli akademisyen Prof. Dr. Ayşegül Yüksel, Genco Erkal’ın sahnede 60. yılını ve Dostlar Tiyatrosu’nun 50. yılını “Güneşin Sofrasında: Genco Erkal’ın Dostlar Tiyatrosu Serüveni” kitabıyla kutluyor. 2019 yılının son günlerinde Kırmızı Kedi Yayınevi’nden çıkan kitap on üç bölümden oluşuyor. Ayşegül Yüksel, Genco Erkal’ın ve Dostlar’ın dünyasına yaptığı bu yolculukta kronolojik bir çizgi izlemiyor. İleriye gidiyor, geriye sarıyor ve Dostlar Tiyatrosu’nu özel kılan çalışmalar üzerine odaklanıyor. Genco Erkal’ın amatör bir tiyatrocu olarak genç oyuncularla çalışmalarına, oyuncu ve yönetmen olarak Kent Oyuncuları’ndan Arena Tiyatrosu’na ve de Arena’da onu yıldızlaştıran “Aslan Asker Şvaky” yorumuna değiniyor. Ardından, Gülriz SururiEngin Cezzar Tiyatrosu’nda sahnelediği ve İzmarit Nuri ile Politikacı rollerini üstlendiği Haldun Taner’in epik müzikali “Keşanlı Ali Destanı” ile yıldızının daha da parladığını görüyoruz... Genco Erkal için, Asaf Çiyiltepe’li AST ve orada oynadığı “Bir Delinin Hatıra Defteri” ayrı bir satırbaşıdır. Ayşegül Yüksel’in deyişiyle; Erkal, 196566 dönemindeki ilk yorumunda Nikolay Gogol’un Poprişçin karakterini psikolojik açıdan ele alırken, yıllar sonra, 1968’de, Dostlar Tiyatrosu’nun kuruluş aşamasında gerekli anaparayı sağlamak için oyunu tekrar oynayacak ve bu sefer daha politik, daha Brecht’çi bir yaklaşım sergileyecektir. Bugün de, dolu salonlara oynarken aynı politik çizgide yol alır sanatçı. Genco Erkal’ın Brecht yolculuğu da yine AST’ta, 1966’da “Arturo Ui’nin Önlenebilir Yükselişi” ile başlar ve Dostlar’da devam eder. Dostlar Tiyatrosu kurumlaşırken 1969’da, Genco Erkal, Mehmet Akan, Şevket Altuğ, Arif Erkin, Nurten Tuç ve Ferit Erkal tarafından kurulan Dostların serüvenini anlatırken Ayşegül Yüksel, dönemin içinde bulunduğu politik karmaşayı ve gençlik olaylarının tırmanışına da dikkat çeker. Dolayısıyla bu süreçte, yine onun sözleriyle; Dostlar Tiyatrosu bir yandan demokrasiyi ve söz özgürlüğünü savunan ilkeli ve sanatsal nitelikli tiyatro olayları kotarırken, öte yandan da bir kültür kurumu gibi, seyirciyi sanatla buluşturma yolunda düzenlemeler yapmaktadır... Zeliha Berksoy’dan Umur Bugay’a, Meral Çetinkaya’dan Metin Deniz’e, Duygu Sağıroğlu’na, Yavuzer Çetinkaya’dan Macit Koper’e, Erdem Akakçe’ye, Bülent Emin Yarar’a ve Tülay Günal’a nice nice değerli sanatçı eşlik etmiştir, etmektedir Genco Erkal ve Dostlar’a... Prodüksiyon tiyatrosu olarak Dostlar Ayşegül Yüksel’in Genco Erkal ve Dostlar üstüne yaptığı bu titiz incelemeyi bir köşe yazısı sınırları içine sığdırmak zor... Gerek 1969’dan itibaren kadrolu bir ekiple ortaya konan oyunlar, gerekse 197980 sezonuyla birlikte, o günün baskıcı ortamında yaşanan toplumsal ve ekonomik sorunlar ortamında zorunlu olarak dönüşülen prodüksiyon tiyatrosu anlayışı içinde sergilenen çalışmalar eleştirel yapılarıyla birer satırbaşıdır tiyatromuzda. Kısa değinişlerle; 19691979 yılları arasında sahnelenen “Rosenbergler Ölmemeli”, “Havana Duruşması”, “Soruşturma” ve 2007’de “Sivas ’93” zihinlerde yer eden belgesel oyunlardan örneklerdir. “Analık Davası” “Abdülcanbaz”, “Azizname” gibi oyunlar, ya da 80’li yıllar ve sonrasında oynanan “Ağrı Dağı Efsanesi”nden Mehmet Ulusoy’la birlikte kotarılan “Sevdalı Bulut”a, “Kafkas Tebeşir Dairesi”ne, ya da “Yaşasın Savaş”a, “Galileo Galilei”e, “Ben Bertolt Brecht”e uzanan eserler onun Yaşar Kemal’e, Brecht’e, Aziz Nesin’e, Turhan Selçuk’a selamıdır... Bir selam da Beckett’e İstanbul ve Paris’te “Oyun Sonu” ile... Kitabın 10. bölümünü oluşturur “Genco’nun Tiyatroculuğunun Nâzım Damarı.” Ayşegül Yüksel burada, “Kerem Gibi”, “İnsanlarım”, “Nâzım’ın Kadınları”, “Yaşamaya Dair” ve Fazıl Say’la yapılan “Nâzım Oratoryosu” gibi eserleri detaylı olarak inceler. Genco Erkal’ın yorumuyla farklı uzamalarda, zamanlarda seyircinin yoğun ilgisiyle sular seller gibi akmayı sürdüren çalışmalar... Ve bu güçlü akışı doğrularcasına şöyle der Ayşegül Yüksel kitabı noktalarken: “Genco Erkal, düşünce ve düş gücünün, yetenekle, bilgiyle, birikimle, görgüyle, sabır ve dirençle, duyarlıkla, beceriyle, alın teriyle yoğrulduğu bilincine vardığımız noktada duruyor karşımızda.” Kıraç’tan 21 yıllık konser Türk rock müziğini sanatçısı Kıraç, 21 yıllık seçkisinin akustik düzenlemelerini 5 Şubat 20.30’da Caddebostan Kültür Merkezi’nde (CKM) dinleyiciyle buluşturacak. 1998 yılında yayımladığı “Deli Düş” albümünden başlayarak, albümlerinden ve dizi müziklerinden seçtiği özel repertuvarı için provalarını tamamlayan Kıraç, akustik konserlerine Türkiye’nin farklı şehirlerinde devam edecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle