13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DIŞ HABERLER EDİTÖR: BETÜL BERİŞE TASARIM: BAHADIR AKTAŞ [email protected] 721 OCAK 2020 SALI BMGK denetimi masadaBerlin’deki zirvede Libya’da çözüm için BM Güvenlik Konseyi’nin rolünün artırılmasına işaret edildi Emekli Büyükelçi Mithat Rende, kalıcı ateşkes sağlanabilirse Libya’ya BM Barış Gücü gönderilmesinin gündeme gelebileceğini söyledi İç savaşın 9 yıldır sürdüğü Libya’da siyasi çözüm çabaları kapsamında yapılan Berlin Süreci uluslara rası konferansından somut bir sonuç çıkmazken konferansa katılan ülkeler Libya’da çözüm için Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) rolünün artırılmasını öngören metne imza attı. Emekli büyükelçi Mithat Rende, Berlin’deki konferansın ardından Türkiye’nin sahadaki dengeleri değiş tirecek muharip güç göndermesi olası lığının azaldığını belirtirken “Libya’da Hafter’i yok saymak müm kün görünmüyor. Türkiye, şimdiye kadar görüşme diyse Hafter’le de mutlaka görüşmelidir. Libya’da bir HÜSEYIN HAYATSEVER tarafın galibiyeti değil, barışın sağlanması isteniyor sa tüm taraflar muhatap alınmalıdır” diye konuştu. Önceki gün Almanya’nın başkenti Berlin’de yapılan Libya zirvesinin ar dından konferansa katılan tüm ülke lerin imzasıyla kabul edilen 55 mad delik sonuç bildirgesinde, Libya’da ça tışan taraflara destek veren ülkele rin buradaki “tüm askeri hareketli liklerini sonlandırması” çağrısı yapıl dı. Ateşkesin gözlemlenmesi için Bir leşmiş Milletler (BM) nezdinde komis yonlar oluşturulması kararlaştırıldı. Libya’ya yönelik silah ambargosunu ihlal edenlerin BMGK tarafından de netlenmesi çağrısı da yapılan bildirge de Libya Ulusal Ordusu’nun kontrol et tiği Tobruk’ta bulunan Libya Temsilci ler Meclisi’nin onayladığı tek, birleşik, kapsayıcı ve etkin bir hükümetin ku rulmasının desteklendiği belirtildi. Berlin’deki uzlaşıda taraflara askeri hareketliliklerini sonlandırma çağrısı yapıldı. Berlin’deki konferansı ve son kes konusunda ciddi adım atılamazsa rasında çıkan sonuç bildirgesini ve sahada herkes bildiğini okumaya de Cumhuriyet’e değerlendiren emek vam ederse kısa vadede sonuç alınması li büyükelçi Mithat Rende, “Somut bir mümkün değil” diye konuştu. sonuç çıkmasa da bu bildiriyi sonu Rende, BMGK’nin rolünün artmasının, ca değil, sürece yönelik olarak düşün Türkiye’nin Libya’daki süreç üzerindeki mek lazım. Değerlendirilebilirse çö etkisinin azalması sonucunu doğuraca züm için iyi bir başlangıç noktası ola ğını da belirtti. Türkiye’nin 2 Ocak’ta ka rak kullanılabilir” dedi. bul ettiği tezkerenin ardından Libya’ya ‘BMGK Türkiye’nin etkisini azaltır’ muharip asker göndermesi tartışmaları halen sürerken Rende, “Bugünkü koşullarda muharip asker gönderme konu BMGK’nin Libya’daki süreç üzerin sunun gündemde olduğunu sanmıyorum. deki rolünün artırıldığına dikkat çeken Bu konu caydırıcı bir unsur olarak düşü Rende, “Kalıcı ateşkes sağlanabilirse ül nülmeli. Belki bu kararın Hafter üzerin keye BM Barış Gücü gönderilmesi gün de caydırıcı bir etkisi olmuş olabilir. Fa deme gelebilir. Barış Gücü’nde ancak kat Hafter’le herkesin görüştüğü ortamda çatışmanın taraflarının onayladığı ülke Türkiye’nin Hafter’i yok sayması çıkarı lerin askerleri bulunabilir. Barış Gücü na değildir” ifadelerini kullandı. konuşlandırılabilirse ne ala, ancak ateş ‘Libya için Libya’da l ANKARA uluslararası toplum tarafın dan tanınan Trablus merkezli Ulusal Uzlaşı Hükümeti’nin lideri Feyyaz el Saraj, Tobruk merkez felaket olur’ li Hafter’e bağlı güçlerin petrol sahalarına ablukayı kaldırması konusunda baskı olmazsa, Libya’nın felaket bir du rumla karşı karşıya kalacağı uyarısında bulundu. Saraj, “Umarım yabancı ülkeler bu konunun takipçisi olur” dedi. Hafter’e bağlı güçler cuma gününden bu yana ülkedeki önemli petrol sahalarını ablukaya almıştı. Reuters haber ajansına konuşan Sa raj, Berlin konferansında alınan kararlara saygı duyacaklarını belirterek “Ancak benim için du rum açık. Diğer tarafla bir daha masaya oturmayacağız” dedi. AB’DEN LIBYA’YA ASKER SINYALI Avrupa Birliği’nden (AB) Libya’da kalıcı barışın sağlanması için Brüksel’in askeri desteğine işaret eden bir açıklama geldi. AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, dün Brüksel’de üye ülkelerin dışişleri bakanlarıyla düzenlenen Libya konulu toplantı öncesinde, birliğin bölgeye barış gücü göndermeyi düşünüp düşünmediği yönündeki soruya, “Silah ambargosunun yüksek düzeyde bir kontrol gerektirdiği açık. Eğer ateşkesi korumak istiyorsak bunun gözlemlenmesi şart” şeklinde yanıt verdi. Borrell ayrıca, 2015’te Libya kıyılarında insan kaçakçılarına karşı mücadele ve BM’nin silah ambargosunu denetlemek için kurulan ancak Mart 2019’da askıya alınan deniz misyonu Sophia operasyonunun da yeniden canlandırılması gerektiğini kaydetti. Toplantı öncesinde konuşan Lüksemburg Dışişleri Bakanı Jean Asselborn ise Sophia operasyonunun İtalya’nın eski aşırı sağcı Dışişleri Bakanı Matteo Salvini nedeniyle durdurulmuş olduğunu hatırlattı. “Salvini artık yok. Yeniden başlamamak için bir neden de yok” diye konuştu. Operasyon, İtalya’nın kendi topraklarına denizden kurtarılan göçmenlerin getirilmesini reddetmesi üzerine askıya alınmıştı. Öte yandan Berlin’deki konferansa katılan ülkelerin liderlerinden Libya’daki çatışmanın siyasi çözüme evrilmesi için önemli bir yol haritası olarak görülen uzlaşı bildirisine ilişkin olumlu mesajlar yükselirken Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Türkiye’nin Libya’daki süreçte kilit aktörlerden biri olduğunu belirterek “Çatışmaların durması ve siyasi çözüm için önemli bir fırsat” ifadesini kullandı. Bu arada Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi Libya’da Türkiye tarafından desteklenen 2 bin 400 kadar Suriyeli savaşçının bulunduğu, yaklaşık 1700 kişinin de şu anda Türkiye’de eğitim aldığı iddiasını gündeme getirdi. Ankara, bu yöndeki iddiaları yalanlamıştı. CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN ‘Hafter’in imzalamaması manidar’ Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Libya konferansı sonrası Berlin’den ayrılırken uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan, açıklamasında, “Türkiye’nin üzerine düşeni yaptığını ve Berlin’deki konferansta kendisine en çok “Bundan sonra buraya askeri güç gönderecek misiniz” sorusunun yöneltildiğini” söyledi. Erdoğan, “Bizim de onlara verdiğimiz cevap şu oldu: ‘Biz buraya şu anda askeri güç göndermiyoruz. Biz sadece eğitmen olarak, eğitici olarak buraya bir kadro gönderdik, o kadar. Bunlar da orada eğitim yapıyor. Ama öbür tarafta Wagner, burada 2 bin 500 güvenlik gücü var. Onları niçin masaya yatırmıyorsunuz?’ Böyle söyleyince ona da bir şey diyemiyorlar” ifadelerini kullandı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı ateşkes çağrısına uyulması halinde siyasi sürecin önünün açılacağını belirten Erdoğan, zirvede alınan kararlar çerçevesinde önümüzdeki günlerde Trablus merkezli Ulusal Uzlaşı Hükümeti’nin lideri Feyyaz el Saraj ve Tobruk merkezli Hafter cephesinden beşer kişinin katılacağı askeri bir komitenin toplanacağını söyledi. ‘Söz uçar yazı kalır’ Geçen nisandan bu yana tüm anlaşmaları ihlal eden ve meşru hükümete saldıranların özellikle Hafter taraftarları olduğunu kaydeden Erdoğan, “hem sahada hem de masada pozisyonlarını güçlü tutarak siyasi sürece destek olmaya devam edeceklerini” de sözlerine ekledi. Hafter’in şu ana kadar anlaşma metinlerine imza atmamasının ise manidar olduğu değerlendirmesini yapan Erdoğan, “Ben de kendilerine atalarımızın o sözü ile bir hatırlatmada bulundum. ‘Söz uçar yazı kalır’ dedim. ‘Bunun imza ile teyit edilmesi gerekir’ dedik. Fakat tüm bunlara rağmen imza altına alınamadı” dedi. Son dönemde Rusya destekli Suriye ordusunun operasyonunun sürdüğü İdlib’den Türkiye sınırına göçlere ilişkin bir soru üzerine Erdoğan, “Bu insanlar ölümden kaçıyor. O anne ile 6 çocuğunu ekranda görünce hanımla kanımız dondu. O yavrulara nasıl terörist deriz. Onlara terörist demek akıl tutulmasıdır” yorumunu yaptı. Resulayn ile Tel Abyad arasındaki bölgede Türkiye’nin kendi plan ve projesinin hayata geçirildiği takdirde bu bölgelerin “barış şehirleri” olabileceğini söyledi. Suriye’den gelenlere maaş verildiği eleştirilerine de değinen Erdoğan, “Maaş falan verdiğimiz yok. Biz maaşı kendi vatandaşlarımızın yoksullarına veriyoruz. Bunların hepsi belgeli. Biliyorsunuz bu insanların birçoğu kamplarda, konteyner kentlerde, çadır kentlerde aylarca, yıllarca yaşadılar. Daha sonra çadır kentleri kaldırdık, imkân bulanlar evlere kiralık taşınmaya başladılar. Bunların hepsi sersefil değildi. Bunlar içerisinde mühendisi var, ebesi var. Şu anda daha uygun zemine oturttuk” açıklamasını yaptı. Erdoğan, Somali’nin Türkiye’yi denizlerinde petrol arama çalışmaları yapmaya çağırdığını da söylerken “Bizim oralarda da atacağımız adımlar olacaktır” ifadelerini kullandı. İdlib yine vuruldu Kefer Teal köyünde bombardımanda yıkılan evlerine ağlayan bir çocuk objektiflere böyle yansıdı. Suriye’nin büyük ölçüde cihatçıların kontrolündeki İdlib vilayetinde Rusya destekli Suriye ordusunun operasyonu sürüyor. AA’nın haberine göre, Rus savaş uçaklarının dün İdlib’e, AnkaraMoskova hattında ilan edilen ateşkes uzlaşısı çerçevesindeki “gerginli ği azaltma bölgeleri” sınırları içerisindeki kırsal alana düzenlediği bombalı saldırıda 5 sivil yaşamını yitirdi. Kefer Teal köyünde üç, Kefer Cum köyünde ise iki kişinin hayatını kaybettiği belirtildi. Öte yandan, Rusya’nın Suriye’deki Tarafları Uzlaştırma Merkezi Başkanı Yuri Bo renkov, İdlib’de dün yaklaşık 50 kişilik bir militan grubunun Suriye ordusunun Ebu Cref yerleşimi yakınındaki mevzilerine saldırdığını söyledi. Saldırının püskürtüldüğünü kaydetti. Bölgede Türkiye ile Rusya’nın çağrısıyla 12 Ocak’ta ilan edilen ateşkes kısa sürmüştü. Irak’ta öfke dinmiyor Irak’ta geçen ekim ayında alevlenen yolsuzluk ve yoksullluk karşıtı gösteriler için eylemciler dün başta başkent Bağdat olmak üzere ülkenin çeşitli kentlerinde yine meydanlardaydı. Bağdat’ta göstericiler, başkentin merkeziyle iki yakasını birbirine bağlayan otoban ve köprülerde lastik yakarak buraları trafiğe kapattı. Başkentteki olaylarda üç kişinin yaşamını yitirdiği, 60 kişinin yaralandığı duyuruldu. Kimi kaynak, ölenlerin polis olduğunu aktardı. Göstericilerin teknokrat bir hükümet kurmak için bağımsız bir kişinin görevlendirilmesi, erken seçime gidilmesi ve gösterilerde aktivistleri öldürenlerin yargılanması talebinde bulunarak hükümete verdikleri süre dün itibarıyla dolmuştu. Reuters’a konuşan bir eylemci, “Güvenlik güçleri ateş etmeyi bırakıp, onlar kim, biz kimiz diye sormalı. Her iki taraf da Iraklı. O zaman neden kardeşinizi öldürüyorsunuz?” ifadelerini kullandı. Protestolar nedeniyle bazı şehirlerde resmi tatil ilan edildi. Irak’ta Başbakan Bağdat’ta dünkü eylemlerde üç kişi yaşamını yitirdi. Adil Abdulmehdi, protestoların baskısıyla 29 Kasım’da istifasını açıklamıştı. Abdulmehdi, yeni bir hükümet kurulana kadar geçici olarak görevi yürütüyor. Sadr Hareketi lideri Mukteda Sadr, dün Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, yeni başbakanın kısa sürede seçilmesi gerektiğini vurgularken “Belirlenecek yeni başbakanın tartışmaya mahal yaratmaması gerekiyor” dedi. Sadr, siya setçilerin artık zaman kaybetmemesi gerektiğini vurguladı, iç savaş uyarısı yaptı. BM Irak Yardım Misyonu Başkanı Jeanine HennisPlasschaert’tan da “Eylemcilerin taleplerinin görmezden gelinmesinin sadece öfke ve güvensizliği daha da artıracağı” çıkışı yükseldi. Irak’taki eylemlerde bugüne kadar çoğu güvenlik güçlerinin ateşinde en az 460 kişinin yaşamını yitirdiği belirtiliyor. Zarif İran’dan nükleer tehdit İran, 2015 yılında P5+1 ülkele ri (Çin, Fransa, Rusya, İngiltere, ABD ve Almanya) ile imzalanan nükleer anlaşmanın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne (BMGK) intikal etmesi halinde uzlaşıdan çekileceğini duyurdu. İran’ın resmi IRNA ajansında yer alan habere göre Dışişleri Bakanı Cevad Zarif, “Nükleer anlaşmadaki taahhütlerin azaltılmasıyla ilgili süreç bitti. Avrupalılar hatalı davranışlarını sürdürürse veya İran’ın dosyasını Güvenlik Konseyi’ne gönderirse anlaşmadan çekileceğiz” açıklamasını yaptı. ‘İhlal iddiaları asılsız’ Öte yandan İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Abbas Musavi’den nükleer anlaşma ile ilgili “Tahran halen anlaşmada kalmayı sürdürüyor. Avrupalı güçlerin İran’ın anlaşmayı ihlal ettiği yönündeki iddiaları asılsız. Ancak İran’ın nükleer anlaşmayla ilgili taahhütlerini daha da azaltıp azaltmayacağı diğer taraflara ve İran’ın çıkarlarının güvence altına alınıp alınmamasına bağlı olacaktır” açıklaması geldi. ABD Başkanı Donald Trump, ülkesini nükleer anlaşmadan tek taraflı olarak 2018’de çekmiş, İran’a yeni yaptırımlar uygulanması kararı almıştı. Tahran hükümeti Avrupa’nın anlaşma ile ilgili sözlerini yerine getirmediği gerekçesi ile nükleer taahhütlerinden adım adım vazgeçeceğini duyurmuştu. İngiltere, Almanya ve Fransa’nın dışişleri bakanları 14 Ocak’ta yayımladıkları ortak açıklamada, “İran’ın anlaşma kapsamındaki taahhütlerini yerine getirmediği gerekçesiyle uzlaşının İhtilaf Çözüm Mekanizması altındaki Ortak Komisyon maddesini hayata geçirme adımı attıklarını” bildirmişti. Sanatçılar gözaltında iddiası İranlı sanatçılar, sporcular ve medya çalışanları, Tahran yönetiminin yanlışlıkla düşürdüğünü uluslararası baskılar sonucu kabul ettiği ve 176 kişiye mezar olan uçak faciasına karşı seslerini yükseltiyor. Son olarak İran’ın en önemli sanat etkinliği olarak görülen, Uluslararası Fajr Film Festivali’nin açılış etkinlikleri iptal edildi. Festivalin basın bölümü bu kararı yayımladığı açıklamada, “şehitler için yas tutan ailelere saygı” ifadeleriyle gerekçelendirdi. Öte yandan AA’nın haberine göre uçakta ölenler için anma etkinliğine katılan film yönetmeni Ali Fermani ve film festivalini boykot edenler arasında bulunan tiyatro yapımcısı Mesud Hükmabadi gözaltına alındı. Malta’da bir istifa daha Araştırmacı gazeteci Daphne Caruana Galizia’nın 2017 yılında aracına konulan bomba ile katledildiği Malta’da soruşturma kapsamında istifalar sürüyor. Malta’ya bağlı Gozo Adası’ndan sorumlu Bakan Justyne Caruana dün koltuğu bıraktığını açıkladı. Yerel basına yansıyan haberlere göre Caruana, eski Emniyet Müdürü yardımcısı, eşi Silvio Valletta’nın suikast soruşturmasının merkezindeki isimlerden iş insanı Yorgen Fenech ile 2018’de birlikte Londra’da futbol maçına gittiğinin ortaya çıkmasının ardından istifa etti. Galizia davasını soruşturan Silvio Valletta, çıkar çatışması gerekçesiyle görevden alınmış ardından istifasını duyurmuştu. Caruana Galizia suikastında kimi çevreler eski Başbakan Joseph Muscat yönetimini işaret ediyor. Geçen kasımda Yorgen Fenech soruşturma kapsamında gözaltına alınmış, azmettirici olarak Muscat’ın eski Özel Kalem Müdürü Keith Schembri’nin adını vermişti. Muscat ve Schembri görevlerinden ayrılmıştı. Muscat’ın yerine geçen hafta Robert Abela seçilmişti. Emniyet Müdürü Lawrence Cutajar ise geçen cuma yolsuzluğa karşı başarısız olduğu gerekçesiyle baskılar nedeniyle istifa etmişti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle