09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 916 OCAK 2020 PERŞEMBE AYM, Wikipedia gerekçesini açıkladı ALİCAN ULUDAĞ Anayasa Mahkemesi (AYM), 2.5 yıldır yasaklı olan internet ansiklopedisi Wikipedia’ya erişimin engellenmesine karşı verdiği hak ihlali kararının gerekçesini açıkladı. Kararda, “Wikipedia’ya erişimin Türkiye’den engellenmiş olması sadece içerik sağlayıcı konumunda olan başvurucunun bilgi ve fikirleri yayma hakkına müdahale oluşturmamış, aynı zamanda Türkiye’deki kullanıcıların bilgi ve fikirlere erişme hakkını da sınırlandırmıştır” denildi. AYM, gerekçeli kararını ihlalin ortadan kaldırılması için dün Ankara 1. Sulh Ceza Hâkimliği’ne gönderdi. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), gerekçeli kararın yayımlanmamasını gerekçe göstererek Wikipedia’yı erişime aç mamıştı. AYM’nin ihlal kararı, dün Res olayda, iki URL adresinde yer alan içeriğe mi Gazete’de yayımlandı. BTK, Ankara 1. “milli güvenlik ve kamu düzeninin korun Sulh Ceza Hakimliği’nin kararı üzerine ması” kapsamında müdahale etmeyi haklı Wikipedia’yı dün 22.30 itiba kılacak somut herhangi bir gerekçe rıyla erişime açtı. nin gösterilmediği ifade edildi. Yasaklamaya neden Kararda, Türkiye’nin radi olan her iki içerikte kal oluşumlara destek verdi Türkiye’nin, Suriye’de ğine ilişkin iddiaların önem yaşanan iç savaşın li bir kısmının daha son önemli dış aktörlerin ra Wikipedia’dan silindiği den biri olarak nite anımsatılarak şöyle denildi: lendirildiği, Türkiye’nin “Wikipedia’ya erişimin mevcut rejime karşı, te Türkiye’den engellenmiş ol rör örgütleri de da ması sadece içerik sağ hil olmak üzere Suriye’deki muhalif güçleri desteklediğinin iddia edildiği anlatılan kararda, somut Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, Başbakanlık Güvenlik İşleri Genel Müdürlüğü’nün talebi üzerine 28 Nisan 2017’de Wikipedia’ya erişimin engellenmesi tedbiri uyguladı. layıcı konumunda olan başvurucunun bilgi ve fikirleri yayma hakkına müdahale oluşturmamış, aynı zamanda Tür kiye’deki kullanıcıların bilgi ve fikirlere erişme hakkını da sınırlandırmıştır. Üstelik erişimin engellenmiş olması, karara konu içeriklerin Türkiye’deki Wikipedia kullanıcıları arasında değerlendirmeye açılmasına engel olmuş, aktif Wikipedia editörlerinin anılan içeriklere katkı sunma, bu içeriklerde düzenleme ve değişiklik yapabilme imkânlarını elinden almıştır. Bu şekilde süresiz hale gelen kısıtlamaların internet sitesinin tamamına erişimin engellendiği de dikkate alındığında ifade özgürlüğü üzerinde oldukça orantısız bir müdahale teşkil edeceği açıktır. İfade özgürlüğüne yapılan söz konusu müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.” l ANKARA Terfide AİHM şartıHSK, hâkim ve savcıların terfisinde önemli değişikliğe giderek çıtayı yükseltti Hâkimler ve Sav cılar Kurulu’nun kararına göre, hâkim ve savcıların terfisin ALICAN ULUDAĞ de “Avrupa İn san Hakları Sözleşmesi ve anayasa ile teminat altına alınan hakların korunma sı konusundaki gayretle ri” dikkate alınacak. Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK), hâkim ve savcıların derece yükselmesi esaslarına ilişkin ilke kararında kritik bir değişiklik yaptı. Bu kapsamda hâkim ve savcıların terfileri yapılırken, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi tarafından yapılan incelemelerde ihlal kararına sebebiyet verip vermedikleri, neden oldukları ihlalin niteliği ve ağırlığı ile ilgililerin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve anayasa ile teminat altına alınan hakların korunması konusundaki gayretleri” de dikkate alınacak. Bu esaslara uymayan hakim ve savcıların yükselmesi gerçekleştirilmeyecek. HSK tarafından alınan Hâkim ve Savcıların Derece Yükselmesi Esaslarına İlişkin İlke Kararı, 5 Nisan 2017 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe girmişti. Kararda, hâkim ve savcıların terfisinde; ahlaki gidişleri, mesleki bilgi ve anlayışları, gayret ve çalışkanlıkları, gördükleri işlerin birikmesine sebep olup olmadıkları, çıkardıkları işlerin miktar ve mahiyetleri, göreve bağlılıkları ve devamları, hal kâğıtları ve sicil fişleri gibi şartlar aranıyordu. Ancak geçen yıl mayıs ayında açıklanan Yargı Reformu Strateji Belgesi’nde “hâkim ve Cumhuriyet savcılarının terfi incelemesi ve denetimlerinde AYM ve AİHM kararlarına uygunluğun gözetilmesi” hedefi de yer almıştı. Belgede, “AYM ve AİHM kararlarına uyumsuzluğun, sözleşme ya da mevzuat hükümlerinin makul yorum farklılıklarını tolere edecek şekilde değerlendirilmesi de önem taşımaktadır. Amaçlanan, hâkim bağımsızlığına uygun bir anlayışla, insan hakları konusunda mesleki duyarlılık ve yeterliliğin ölçülmesidir” değerlendirmesi yapılmıştı. 6. madde değişti HSK, bu kapsamda beklenen adımı dün attı. Hâkim ve Savcıların Derece Yükselmesi Esaslarına İlişkin İlke Kararı’nın “yükselme esasları”nı düzenleyen 6. maddesinde değişikliğe giden HSK, “Yargı bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı ilkeleri temelinde, AİHM ve Anayasa Mahkemesi’nce incelemelerde ihlal kararına sebebiyet verip vermedikleri, neden oldukları ihlalin niteliği ve ağırlığı ile ilgililerin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve anayasa ile teminat altına alınan hakların korunması konusundaki gayretleri” fıkrasını ekledi. Böylece, hâkim ve savcıların terfisinde; AİHM ve AYM kararlarına uyup uymadıkları veya ihlale neden olup olmadıkları da yükselme şartları arasında dikkate alınacak. HSK, “Birinci Sınıfa Ayrılan ve Birinci Sınıf Olan Hâkim ve Savcıların Çalışmalarının Değerlendirilmesi Esaslarına İlişkin İlke Kararı”na da bu şartı ekledi. l ANKARA Grup Yorum üyesi Meral Hır, grubun şarkı sözlerini yazan şair İbrahim Karaca ve tiyatro sanatçısı Mehmet Esatoğlu, yazarımız ve şair Ataol Behramoğlu ile gazetemizin Şişli’deki merkezinde görüştü. Grup Yorum için çağrı Açlık grevindeki Grup Yorum üyeleri için aralarında sanatçıların ve Grup Yorum üyelerin bulunduğu bir grup, gazetemizin Şişli’deki merkezini ziyaret edip yazarımız ve şair Ataol Behramoğlu ile görüştü. Grup Yorum üyesi Meral Hır, “Bir an önce harekete geçilmesi gerekiyor. İstanbul Barosu öncülüğünde tüm sanatçı ve aydınlarla bir toplantı yapıp yetkililer göreve çağırılmalıdır. Bu toplantıda oluşturulacak bir heyet sorunların çözümü için devlet yetkilileriyle görüşmeli. İstanbul Baro Başkanı da bu heyette yer almalı” diye konuştu. Grup Yorum’a şarkı sözleri yazan şair İbrahim Karaca da “200 günü aşkındır açlık grevindeki Grup Yorum üyesi İbra him Gökçek, 2 yıldır herhangi bir iddianame bulunmadan cezaevinde. Gizli bir tanığın ifadeleriyle tutuklu. Duruşması bile yapılmadı. Geri dönülmez bir noktaya gidiliyor artık. Günler sayılı. Kimseye verilmeyen, hakları olmayan, özel bir hak istenmiyor. İstenilenler talep bile değil. Talep demeye insanın dili varmıyor” diye konuştu. Kültür ve sanat alanında yapılan tüm baskılara karşı artık bir şey yapılması gerektiğini belirten tiyatro sanatçısı Mehmet Esatoğlu da “Özellikle 2019’da, onlarca sanat alanında yasak, engelleme ve hapsetmeler yaşanıldı. Sanat alanı artık kıpırdayamaz hale gelmiş. Grup Yorum, Kültür Bakanlığı bandrolü ile şarkılar yapıyor. Yaptıkları sanattan başka bir şey değil. Bunun karşılığında cezaevindeler. Sağlık durumları kritik bir aşamada. Ölümler kapıda” dedi. ‘Harekete geçmeli’ Açlık grevlerinin sona ermesi gerektiğini söyleyen yazarımız ve şair Ataol Behramoğlu ise şöyle konuştu: “Bu şekilde devam edemez. Ölüme gidiyor bu insanlar. Açlık grevlerinin sona ermesi gerekiyor. Bunun için de taleplerinin yerine getirilmesi içir bir an önce adım atılması gerekmekte. İlgililerden gerekli adımların atılmasını istiyoruz. Ölümlerin altından kalkamazsınız. Sanatçı ve aydınlarla birlikte bir an önce İstanbul Barosu’nda bir toplantı yapılması için harekete geçilmelidir.” l İSTANBUL/Cumhuriyet Delegelere tek tek mektup yazıldı, genel kurula çağrı dilekçe örneği yollandı Barolardan yeni hamle AKBAY’IN YAKALAMA KARARI KALDIRILDI Mağduriyeti karardan sonra fark ettiler Sözcü gazetesi davası kapsamında dosyası verdikten sonra Burak Akbay’ın mağdur edildi ayrılan gazetenin sahi ğini dile getirmesi dik bi Burak Akbay hakkın kat çekti. da çıkarılan yakalama kararının kaldırılması ve Ceza yağmıştı kırmızı bülten çıkarılma Mahkeme, geçen haf sı talebinin geri çekil talarda yazar Emin Çöla mesine karar verildi. Burak Akbay şan ve Necati Doğru’ya Yakalama kararına 3 yıl 6 ay 15 gün, Me yapılan itiraza İstanbul 37. Ağır tin Yılmaz’a 3 yıl 4 ay, sozcu. Ceza Mahkemesi yanıt verdi. com.tr Yayın Yönetmeni Mus Kararda, Burak Akbay’ın sami tafa Çetin’e 3 yıl 4 ay, sozcu. mi olarak ülkeye dönerek sa com.tr Haber Koordinatörü Yü vunma yapmak istediğinin an cel Arı’ya 2 yıl 1 ay, Gökmen laşıldığı belirtildi. Ayrıca kara Ulu’ya 2 yıl 1 ay, muhasebe gö rın alınmasında, yakalama ka revlisi Yonca Yücekaleli’ye 2 yıl rarı nedeniyle Akbay’ın babası 1 ay hapis cezası vermişti. He nın cenazesine katılamadığı ve yet, Akbay’ın dosyasını ise ayır dini görevlerinin yerine getire mıştı. Eski çalışan Mediha Ol mediğinin dikkate alındığı ifa gun da beraat etmişti. de edildi. Mahkemenin karar l İSTANBUL/Cumhuriyet Türkiye Barolar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu’nun olağanüstü genel kurul çağrısını reddetmesinin ardından İstanbul, Ankara ve İzmir barolarının aralarında bulunduğu 12 barodan yeni hamle geldi. Baro yönetimleri, Türkiye’deki tüm baroların delegelerine tek tek mektup yazdı ve TBB’yi dilekçeyle olağanüstü genel kurula çağırmalarını istedi. Mektupta, 12 baronun olağanüstü genel kurul talebi sürecinde yaşanan hukuksuzluklara dikkat çekildi. 12 baronun daha önce yaptığı genel kurul çağrısına yanıt veren TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, seçimli olağanüstü genel kurulun yapılamayacağını, birlik başkanının ancak mahkeme kararı ile değişebileceğini ifade ederek yargı yolunu işaret etmişti. Gazete Duvar’ın haberine göre, Feyzioğlu’nun çıkışının ardından barolar, yol haritasını belirlemek üzere bir kez daha toplandı. Yargı yoluna başvurmayacaklarını açıklayan baroların önceliği hâlâ olağanüstü genel kurulun toplanması. Dilekçe örneği Delegelere “özel” olarak gönderilen mektupta TBB’nin, 12 baronun olağanüstü genel kurul çağrısını reddetmesine ilişkin görüşleri soruldu ve destekleri talep edildi. Delegelere gönderilen mektupta TBB Yönetim Kurulu’nun, ivedilikle olağanüstü genel kurulu toplamasını talep eden bir de dilekçe örneği yer aldı. 12 baro tarafından gönderilen mektupta, delegelerden yaşanan süreci hukuksuz bulmaları durumunda EK’te yer alan dilekçeyi imzalayarak İstanbul Barosu Başkanlığı’na göndermeleri istendi. 12 baro, kendi illerindeki delegelere mektubu bire bir iletirken, 68 baro delegesine ise posta yoluyla gönderdi. Geri dönüşlerin olumlu olduğu öğrenilirken, imza toplama işlemi sonrası dilekçeler TBB Yönetim Kurulu’na teslim edilecek. l İSTANBUL/Cumhuriyet İstanbul’a ihanet ettiniz, bari kıymayın! Her ne kadar, işim bitince hemen Ankara’ya dönerken, “Ben İstanbul’un en çok Ankara’ya dönüşünü seviyorum” desem de, bu dünya şehrinin tarihi ve doğal güzelliklerine elbette sözümüz yok. İstanbul bunca “ihanetlerden” sonra şöyle tarif edilebilir: İstanbul çok güzel bir şehir değil, çok güzel yerleri olan bir şehir! Bu çok güzel yerleri koruyup gelecek kuşaklara bırakmak varken, ne yazık ki bu alanlar ya yıpratıldı ya kuşatıldı... Bu anlamda İstanbul’a yapılabilecek en büyük iyilik sözünü ettiğimiz güzelliklerine hiç dokunmamaktır. HHH Kanal İstanbul tartışması ne yazık gerçeklerin ışığında değil, kutuplaşmanın uçlarında yapılıyor. Bu, tipik bir AKP yöntemi; yaptığın iş anlatılamayacak durumdaysa karşıtlık üret, saldır! Bunu yaşıyoruz... Kanal İstanbul’un maliyeti ne kadar? 15 milyarla 75 milyar arasında! Bakkal hesabı bile bundan daha ciddidir. İki kere iki beş eder, bilemedin altı eder, demek gibi bir şey. Saray, “yapacağız” diyor başka bir şey demiyor. Çevre ve Şehircilik Bakanı’yla Ulaştırma ve Altyapı Bakanı’nın açıklamaları birbirini tutmuyor. Ellerinde bilgi olmadığı için de yeğenden, eşten dosttan duyduklarıyla görüş belirtiyorlar. Cumhurbaşkanı’nın darbeyi eniştesinden öğrendiği bir ülkede bakan da Boğaz trafiğini yeğeninden öğrenir! Maliyet belli değil! Ne işe yarayacağı belli mi? Diyorlar ki; Boğaz trafiği rahatlayacak, Boğaz’daki tehlike azaltılacak. Güzel... Bundan anlaşılıyor ki, boğazdaki “tehlike” kanala yönlendirilecek. Bu durumda kanal ve etrafı “tehlikeli” hale gelecek! O zaman etrafında kuracağınız şehirlerin durumu ne olacak? Ya “tehlike” yalan ya da yeni şehir projeleri! Kanalın etrafında kuracağınız yeni şehirleri, yüz binlerce insanı nasıl olur da tehlikeye atarsınız? Bir söz vardır: Yalan dünyayı dolaşana kadar, gerçek ayakkabısını giyemez. Kanal İstanbul açıklamaları buna benziyor. AKP kulislerinden şu tür fısıltılar duyuyoruz: Boğaz, laiklere kaptırdık, kanalı kaptırmayacağız! Bu tür yaklaşımlardan da anlıyoruz ki, dert başka! Üleştirme ve haltyapı bakanlığı koltuğunda oturanlar öyle hesap yapmışlar ki; her gemiden kap 5 bin dolar. Yılda geçir 50 bin gemiyi, doldur milyarları! 40 bin geminin geçtiği Boğaz bu tehlikedeyse yüzde 20 daha fazla geminin geçeceği kanalı siz düşünün! Ya hesap bilmiyorlar ya da halkı anlamaz yerine koyuyorlar. Dünyanın pek çok ülkesinde belli bir yaşın üzerindeki gemiler, değil boğaz türü yerlerden geçmek, limana yanaşamıyorlar. Örneğin Almanya Hamburg Limanı’nda bu kuralları çok katı uyguluyor. Boğaz güvenliği için Türkiye bu tür kurallar koysa, geçen gemi sayısı daha da azalır. Kaldı ki, dünyada taşımacılık yöntemleri, boru hatları ve benzer yollarla giderek değişiyor. Dedik ya amaç başka, “kendi İstanbul’unu” kurup doğalını katlederek yapayını cilalamak. HHH İstanbul’la ilgili dünyanın pek çok ülkesinde değişik tanımlar duydum.  Türkiye deyince ilk akla gelen şehir olmaktan öte... Birini paylaşmak isterim... Yemen’deyim... Gat meclisine davet ettiler. Gat bir çeşit keyif veren yaprak. Ağzına dolduruyorsun, iyice çiğneyip suyunu emiyorsun. Bir yanağına yerleştirince orası balon yapıyor. Değişik bir görüntü oluşuyor. Heyet halinde yapılan bu işe “gat meclisi” deniyor. Bir süre sonra insanların yüzünde kocaman bir tebessüm oluşuyor.  Ben de tadına baktım... Biraz çiğnedikten sonra gülümser oldum. Karşımda oturan seslendi: Şimdi hayalinde İstanbul’u göreceksin! Bu şehre ihanet ettiniz... Bari kıymayın! Gazeteci Gülseven’e hapis cezası verildi Red yazarı gazeteci Hakan Gülseven, eski Adana Valisi Hüseyin Avni Coş’a “kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret” savıyla 1 yıl 2 ay 7 gün hapis cezasına çarptırıldı. Sakarya’daki yerel mahkemenin beraat kararı üzerine Coş’un avukatları, bölge istinaf mahkemesine başvurmuş, mahkeme beraat kararını bozarak duruşmanın yeniden görülmesine hükmetmişti. Red’de yer alan habere göre, yeniden görülen duruşmada bölge istinaf mahkemesi Gülseven’i, Coş’a “hakaret ettiği” gerekçesiyle 1 yıl 2 ay 7 gün hapis cezasına mahkum etti. Gülseven’in avukatı Elvan Olkun, kararı Yargıtay’a taşıyarak itiraz edeceklerini belirtti. l Haber Merkezi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle