Katalog

HABER EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: İLKNUR FİLİZ 516 OCAK 2020 PERŞEMBE CHP lideri Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin dış politikasını Putin’in belirlediğini söyledi: Maşalık yapmayın Bukadaryanlış CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin dış politikasını eleştirerek “Bir tarafa Amerika bir tarafa Rusya silah veriyor. ‘Buyurun beyler birbirinizi öldürün’ diyorlar. Biz de buna teşne oluyoruz. Ben de diyorum ki; teşne olmayın arkadaşlar, niye Müslüman kanı akıyor? Hangi gerekçeyle akıyor? Engel olmamız lazım. Peki bizim dış politikamızı kim belirliyor? Dışişleri Bakanlığı mı? Saray mı? Yok. Putin belirliyor” dedi. Kılıçdaroğlu, dün Aksaray’da muhtarlarla bir araya geldi. Burada konuşan Kılıçdaroğlu, ülkenin özgürlük ve bağımsızlığının sürdürülebilmesi için iyi bir ekonomiye ve demokrasiye ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Demokrasi için muhtarlara önem verdiklerini belirten Kılıçdaroğlu, “Sizi Ankara’ya da davet etmedim, ayağınıza geldim. Bizim de eksiğimiz oldu, bizim de yanlışımız oldu. Bazen oturduk Ankara’da çok güzel laflar ettik. Sonra vatandaşa dedik, ‘Niye bize oy vermiyorsun?’ Niye size oy versin? Sen vatandaşın ayağına gittin mi? Oturdun konuştun ve derdini dinledin mi? Ankara’da oturdun, ‘Bana oy verin’ dedin. Kabahat, vatandaşın ayağına gitmeyen siyasetçide. O nedenle kendimizi eleştiriyoruz” diye ko nuştu. Son 10 yılda en büyük değişim ya şayan partinin CHP olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, “Türkiye’de nerede bir dert varsa gidiyoruz. Oy verir veya vermez. Bu ülkede beraber huzur içinde yaşayacaksak ve birinin derdi varsa, benim bunu sormam lazım” ifadelerini kullandı. Muhtarların, demokrasinin temel taşı olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, “Türkiye muhtarlar birliğinin kurulması ve ülkedeki bütün muhtarların tek çatı altında toplanması muhtarlar adına faydalı olacaktır. Muhtarlar için birer büro elemanı tahsis edilmeli, mahallenin, yoksulların ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik bütçe tahsiş sağlanmalı ve bu bütçe de belediyelere ödenen emlak vergilerinin yüzde 12 oranıyla karşılanmalı. Ayrıca devletin sosyal yardımları da muhtarlar aracılığıyla yapması daha doğru olacaktır”dedi. ‘Barış ekseni’ vurgusu İktidarın dış politikasını da eleştiren Kılıçdaroğlu özetle şunları söyledi; “Dış politikayı barış eksenli yapmamız lazım. Suriye’ye müdahale edildiğinde karşı çıktım, en ağır eleştirileri aldım. Libya konusunda da düşüncelerimi söyledim. Asker göndermek yanlış. Egemen güçler, dünyaya hükmetmek isteyen güçler, ateşi elleriyle tutmazlar, maşa kullanırlar. Esad’a kızdılar, bizi maşa olarak kullandılar. Şimdi Libya’da kavga ediyorlar. ‘Orada da ateşi siz tutun’ diyorlar. Ortadoğu’da Müslüman kanı akıyor. Bir tarafa Amerika bir tarafa Rusya silah veriyor. ‘Buyurun beyler birbirinizi öldürün’ diyorlar. Biz de buna teşne oluyoruz. Ben de diyorum ki, teşne olmayın arkadaşlar, niye Müslüman kanı akıyor? Hangi gerekçeyle akıyor? Engel olmamız lazım’. Peki bizim dış politikamızı kim belirliyor? Dışişleri Bakanlığı mı? Saray mı? Yok. Putin belirliyor. Bölgede huzur olsun diyorum. Komşuda yangın varsa evinize sıçrar. Doğru dış politikayla bu sorunlar çözülebilir. Mısır ve diğer ülkelerle de ilişkiler düzeltilebilir.” l İç Politika halkı uyandırıyor Konda’nın yaptığı kamuoyu anketine göre iktidarın büyük projelerinden en düşük destek Kanal İstanbul’a; sadece beşte bir düzeyinde. Başkanımız, Cumhurbaşkanımız, AKP Genel Başkanımızın buna cevabı “çatlasanız da, patlasanız da yapacağım” türünden bilimsel bir kanıt içerse de biraz daha inat edecek ama sonunda bu inadı sadece itiraz edenlerin sayısını, direniş ve azmini artıracak, kutuplaşmayı kendi aleyhine döndürecek, herkes homurdanmaya başlayınca da şapkalarından birini çıkarıp diğerini takarak vazgeçecek! Son zamanlarda en büyük muhalefeti kendi kendine yapıyor çünkü. Vazgeçmese de yapabileceği en büyük kötülük, kazmayı vurup bütün Trakya’yı mahvetmek ve projenin yarım kalmasıdır ki bu, ülkeye yaptığı çok büyük kötülüklerin en kötüsüdür. Şimdilik halka karşı Gezi inatlaşmasından doğan öfke birikimini Kanal İstanbul üzerinden çıkarmaya çalışsa da ufak tefek halkla ilişkiler çalışmaları yapmıyor değil. En seyirlik olanı Karadeniz’de küçük bir tur attıktan sonra usta bir manevrayla İstanbul Boğazı’nda kaldırıma çarpma şovu yapan yük gemisiydi ama kimse yemedi. Buna karşılık doğanın yaptığı şov çok daha heybetliydi: Marmara Denizi’nin altından hepimizi 4.8’le dürtüverdi, şimdilik can ve mal kaybı olmadan yapılan bir hatırlatmaydı, ama 7’nin üstünde bir fay kırıl CHP’DEN TRANSFER YORUMU: FETÖ’den sonra belediye borsası kuruldu CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, sürekli olarak milli irade söylemini kullanan AKP’nin baskı ve tehditle belediyeleri kendisine geçmeye zorladığını belirterek, “FETÖ borsası kurmuşlardı, şimdi de belediye borsası kurdular. Belediye başkanlarını tehditle kendi partilerine geçirmeye çalışıyorlar. Saray oyla alamadığını, baskı ve tehditle almaya çalışıyor” diye konuştu. Torun, partisinin genel merkezinde düzenlendiği basın toplantısında AKP sözcülerinin gündeme getirdiği imar yasasıyla ilgili düzenlemeyi ele aldı. Torun, yerel seçimlerden bu yana AKP’nin belediyelerle ilgili değişikliği sürekli gündeme getirdiğini belirterek, “Yeni bir yerel yönetim yasasıyla ilgili değerlendirmelerde bulunuyorlar” diye konuştu. ‘Takvim verilmedi’ Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın büyükşehir belediye başkanlarını Saray’da topladığını ve değerlendirme yaptığını anımsatan Torun, “O günden bugüne sadece toplanacağız ve bir araya geleceğiz deniliyor ama bir takvim maalesef verilemedi” dedi. Torun kamuoyunda da söz konusu yasanın hazırlandığı ve gündeme geleceğine ilişkin haberlerin yer aldığına işaret etti. Torun, “Şimdi de AK Parti Grup Başkanvekili Mehmet Muş’un açıkladığı bir teklifle karşı karşıyayız. İmar yasalarıyla ilgili belli değişikliklerin olabileceğini ifade etti. Bunların nerede hazırlandığı, ne şekilde yapıldığı belli değil” diye konuştu. Özellikle ranta dayalı imar uygulamalarının AKP döneminde uygulanmaya başlandığına dikkat çeken Torun, vatandaşların 31 Mart sonuçlarıyla tek adam yönetimine karşı çıktığını ifade etti. Torun, “Hâlâ bunu okuyamadılar ki, şimdi yine kapalı kapılar arkasında bir şeyler hazırlayarak süreci yönetmeye çalışıyorlar” dedi. Torun, ortak akılla bir yasa değişikliği yapılması çağrılarının da karşılık görmediğini söyledi. Belediyelerin güçlendirilmesi için bazı yasal değişikliklerin yapılması gerektiğini söyleyen Torun, “Her siyasi partiye mensup belediye başkanları var. Sorun ortak sorun, çözümü de ortaklaşa almak zorundayız” dedi. ‘Baskı kuruyorlar’ Milli irade söylemini kullanan AKP’nin belediyeleri tehdit ederek, icra göndererek, kamu gücünü CHP EĞITIM ÇALIŞTAYI YAPACAK CHP Genel Başkan Yardımcısı Yıldırım Kaya, “İktidara gelmeden önce hem parti hem de iktidar programımızı hazır hale getirmek istiyoruz. Bu da ‘eğitimle başlar’ diyoruz” değerlendirmesinde bulundu. CHP’li Kaya, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, 18 Ocak’ta düzenlenecek CHP Eğitim Çalıştayı’nda, eğitim sorununun ve çözüm önerilerinin masaya yatırılacağını, “Nasıl bir eğitim istiyoruz” sorusuna yanıt aranacağını söyledi. Çalıştaya, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’u ve eğiti min tüm bileşenlerini davet ettiklerini anlatan Kaya, “Eğitim için elini taşın altına koyan, Türkiye’nin eğitim sorunu için kafa yoran, dertlenen herkesi çalıştaya bekliyoruz” dedi. Kaya, basın toplantısının ardından “YÖK Başkanı Prof. Yekta Saraç’ın özel üniversite kavramının tartışılması gerektiği yönünde açıklaması var. Özel üniversitelere ihtiyaç var mı? Siz bunu nasıl değerlendiriyorsunuz” sorusuna, şu yanıtı verdi: “Yaklaşık 5 aydır Doğa Koleji’nin öğretmenleri, öğrencileri ve velilerinin ya şadığı sorun, bu sorunun yanıtını ortaya çıkartıyor. Eğitim bir kamusal hizmettir. Her yurttaş bu kamusal hizmetten, eşit koşullarda faydalanmak zorundadır. Eğitimde özelleştirmenin bizi nereye getirdiği Doğa Koleji olayında açığa çıkmıştır. Bunları görerek vakıf üniversiteleri yetmiyormuş gibi bir de özel üniversitelere kapı açılıyorsa bu inşaat sektöründe batan firmalara bu alanı sağlamak amacıyladır. Bence YÖK Başkanı, Doğa Koleji örneğini iyi incelesin ve bu tartışmayı toplumun gündemine getirmesin.” l ANKARA/Cumhuriyet ‘Ayıp ve acizliktir’ÖZEL’DEN ‘DEVRAN’LA İLGİLİ AKP VE MHP’NİN SÖZLERİNE YANIT: CHPGrup Başkan Vekili Özgür Özel, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın tiyatro oyununu CHP yöneticileri ve eşlerinin izlemesiyle ilgili eleştirilere “Dört kadının bir araya gelip bir tiyatro eserini izlemesine erkeklerin avazı çıktığı kadar bağırmasını ayıplı buluyoruz. Kudretli Cumhur İttifakı’nın iki liderinin dört kadının bir sanat eserini izlemesine verdikleri bu tepkiyi de acizlik olarak görüyoruz” diye yanıt verdi. CHP’li Özel, TBMM’de bir basın toplantısı düzenledi. Özel, partisinin kapalı grup toplantısında Meclis gündemine gelecek olan hayvan hakları komisyonunun raporu ile Ahlat’taki kaçak saray düzenlemesine ilişkin yasa teklifinin ele alındığını dile getirdi. Özel, hayvan hakları raporunun gecikmiş bir rapor olduğunu, raporda yer alan yasa önerilerinin hızlı bir şekilde TBMM’ye gelmesi gerektiğine işaret etti. Özel, imar yasasıyla ilgili düzenlemelerin günlerdir bakanlar tarafından müjdelendiğini; ancak bakanların yasa teklifi yapma yetkilerinin bulunmadığını belirterek, “Güçlü Meclis olacak sözlerine karşın kanun teklifleri bakanlar tarafından hazırlanıyor, vekiller altına imza atıyor” dedi. ‘AYM’yi de tanımıyor’ Ahlat’taki sarayla ilgili Anayasa Mahkemesi (AYM) kararına karşın düzenlemenin yeniden getirildiğini söyleyen Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Birileri rahatsız olsa da bu otağı ilçemize kazandıracağız” diyerek AYM kararının tanınmadığını söyledi. Erdoğan’ın saray hırsının artık anayasa da tanımadığını belirten Özel, “Erdoğan bunu diyemez ama diyor. Parlamento, AYM kararını boşa düşürecek yasama faaliyeti yapamaz ama bunu getiriyorlar” görüşünü ifade etti. ‘AKIL İNSANLAR’DAN İNANIR’A DESTEK Çözüm süreci döneminde “Akil İnsanlar Heyeti”nde yer alan 14 kişi, Selahattin Demirtaş’ın öyküsünden sahneye taşınan tiyatro oyununu izlemeye giden Kadir İnanır’a yönelik sözlerinden dolayı İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya tepki gösterdi. “Kadir İnanır’ın Yanındayız” başlığıyla yayımlanan açıklamada, “Kimi siyasiler oyunu düzeysiz bir şekilde eleştirirken, İçişleri Bakanı daha da ileri gitti, etkinliği izleyenlerden birisi olan Kadir İnanır’a yönelik aşağılayıcı, hedef gösteren ve suç oluşturan bir nefret söylemi kullandı. Ülkenin ve kişilerin güvenliğini sağlamakla görevli bir bakanın tanınmış bir sanatçıyı hedef göstermesi kesinlikle kabul edilemez. Bu söylem, sorunların barış içerisinde çözümü ne ve bunu temsil eden kişilere yönelik olduğu oranda, durum demokrasi ilkeleri bakımından daha vahim hale gelmektedir. Kadir İnanır’ın yanında duruyor, bakanı sözlerini geri almaya ve özür dilemeye davet ediyoruz” ifadeleri kullanıldı. Açıklamaya imza atan isimler şöyle: Ahmet Faruk Ünsal, Ali Bayramoğlu, Baskın Oran, Celalettin Can, Doğu Ergil, Etyen Mahçupyan, Fuat Keyman, Levent Korkut, Nihal Bengisu Karaca, Oral Çalışlar, Öztürk Türkdoğan, Vahap Coşkun, Yıldıray Oğur, Yücel Sayman. Kadir İnanır da, Soylu’nun sözlerine yeni bir cevap vererek, “Orada insanları barışa teşvik var, barış için oradaydık. Öyle ufak şeylere takılmayın” ifadelerini kullandı. l Haber Merkezi ması ve İstanbul’da 40 bin kadar binanın yıkılmasıyla sonuçlanacak büyük İstanbul depreminin ben buradayım, unutmayın, hepinizin canı elimde sinyali bu. Jeofizikçilerin hepsinin yüreği ağzına geldi. Deprem riski bu yeni kırılmayla bir adım daha yaklaşmıştı, Kanal İstanbul için patlatılacak malzemenin her gün 250 deliğe bilmem ne kadar büyüklükte patlayıcıyla Marmara’nın altındaki fayı daha da tetiklemesi ve kırılmayı erkene çekmesi garanti ve bunu görmek için jeofizikçi olmaya bile gerek yok! İddialar vahim İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Kanal İstanbul konulu büyük bir çalıştay düzenledi; bilim insanları tebliğler sundu, tartıştı. Ortak görüş, Kanal İstanbul’un, sadece deprem riskini artırmak ve öne çekmekle kalmayıp, bütün su havzalarını yok edeceği, kot farkından ötürü kirli Karadeniz suyunu Marmara’ya akıtarak zaten can çekişmekte olan Marmara Denizi’ni öldüreceği ve ölen denizden yükselecek olan zehirli gazların müthiş bir sülfür kokusu yayacağı, İstanbul’da yaşamanın da imkânsız hale geleceği ve hatta bu sülfür gazının erkeklik hormonlarını da öldüreceği bilimsel olarak öne sürülen iddialar. Tabii bunun yanında Trakya’nın tarım havzası olmaktan çıkacağı, ne tarla, ne mera, ne de hayvancığın kalacağı da bir başka gerçek. Bunlar doğa ve çevre katliamı. Siyasi sonuçları Asıl önemli bir sorun ise Montreux’nün sonuçları, gazetemizde başta Alev Coşkun olmak üzere çeşitli yazarlarımız defalarca dile getirdi. Bu kanaldan, eğer geçebileceklerse sadece ABD donanmasının gemileri yararlanır. Çünkü Montreux’ye göre, bir onlar Karadeniz’de volta atamıyor! Ama geçebilirlerse diyoruz, çünkü elbette İstanbul Boğazı’ndan daha dar ve daha az derin olacak olan bu kanaldan büyük gemiler ne geçebilir ne manevra yapabilir. Olsa olsa Ulaştırma Bakanı’nın yeğeni karşı kıyıya daha hızlı geçebilir! Bu kadar olumsuz ve hatta skandal ve dahası faciaya yol açabilecek bir proje için ısrar etmenin muhalif kanadı kızdırmak, cepheleşmeyi artırmak, siyasi rant sağlama gayreti dışında görünen tek nedeni maddi rant sağlamaktır. Ankara’yı parselledikleri gibi, kanalın geçeceği varsayılan bölgeyi de tarla fiyatına parsel parsel satmışlar, Araplara! Peki bu Araplar, niye buraya gelip oturacaklar? Oturmayacaklar ki, onlar da daha pahalıya satacaklar! Satın, anasını satayım, memleketi satın! Nasıl olsa deprem olacak, ne köprü kalacak, ne kanal, ne boğaz. Öfkeyle söylenmiş sözler bunlar ama halk yaşadığını biliyor. Çiftçisi, emeklisi, işçisi, öğrencisinin canı burnunda. Saray bürokrasisi ve birkaç müteahhit firma dışında kimsenin işi tıkırında değil. Öyle birkaç kasabanın belediye başkanını, borcunuzu öderiz diye transfer ederek biz büyüğüz havası atamazsınız. Irak’tan şehit cenazeleri gelmeye devam ederken Libya’ya da askerle girmek ne büyük hata! Bunların hesabı bir gün verilecek, bu yanlışların bedeli öbür dünyada değil, burada ödenecek. Çünkü halk uyanıyor, destek düşüyor. kullanarak baskı kurduğuna işaret eden Torun, şunları dile getirdi: “Milli iradeyi yok sayarak seçim AKŞENER, MUHİTTİN BÖCEK’İ KABUL ETTİ İBB’NIN SERVIS IHALESINI YINE DAMAT ALDI le kazanamadığını tehditle almaya çalışıyorlar. Milli iradeyle gerçekleştiremediklerini devletin gücünü kullanarak transfer etmeye çalışıyorlar. 31 Mart’tan ders almamışlar, demokrasi dışı uygulamalarla belediyelere baskı uyguluyorlar. FETÖ borsası kurmuşlardı, şimdi de belediye borsası kurdular. Bu demokrasi adına bir ayıptır. Saray oyla alamadığını, baskı ve tehditle almaya çalışıyor.” l ANKARA/Cumhuriyet İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’i kabul etti. Akşener’in makamındaki görüşme basına kapalı gerçekleşti. Öte yandan Akşener, Antalya’nın Demre Belediye Başkanı Okay Kocakaya, Elmalı Belediye Başkanı Halil Öztürk, Aydın Nazilli Belediye Başkanı Kürşat Engin Özcan ve Yozgat Yerköy Belediye Başkanı Ferhat Yılmaz’ı da makamında kabul etti. Akşener ayrıca, Öz Taşıma İş Sendikası Başkanı Mustafa Toruntay ve Kırklareli Ziraat Odası Başkanı Ekrem Şaylan’ı makamında kabul etti. l ANKARA/Cumhuriyet İ stanbul Büyükşehir Belediyesi’nin 2020 yılı personel servisi ihalesini Albayraklar Holding Başkan Yardımcısı Nuri Albayrak’ın damadı Adem Altunsoy şirketi Platform Turizm aldı. İBB Destek Hizmetleri Şube Müdürlüğü 2020 yılı için 319 hatta 718 araç ile personel taşıma hizmeti için 5 Aralık 2019 tarihinde ihaleye çıkmıştı. Yaklaşık maliyeti 71 milyon 718 bin 361 lira olarak belirlenen ihaleye dört teklif sunulmuştu. İhalenin so nuç ilanı geçen günlerde yayımlandı. İhaleyi yine Albayraklar Holding Başkan Yardımcısı Nuri Albayrak’ın damadı Adem Altunsoy’un şirketi Platform Turizm, 64 milyon 899 bin 770 TL’lik teklifiyle kazandı. Yeni Şafak gazetesi ile aynı grupta faaliyet gösteren şirket ile belediye arasında 31 Aralık 2019 tarihinde bir yıllık sözleşme imzalandı. 1 Ocak 2020 tarihinde başlayan ihale süresi, 31 Ocak 2020 tarihinde sona erecek. l İSTANBUL/Cumhuriyet