10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 316 OCAK 2020 PERŞEMBE alı Bulutlu anak tlu mur a K. Yağmur İstanbul 10/4 Ankara 8/1 İzmir 15/5 Antalya 18/11 Mersin 17/8 Trabzon 10/6 Kars 1/19 Bursa Adana Artvin Çanakkale Balıkesir 50/ 5 0 80/2 0 80/2 0 110/2 0 130/6 0 Atina Berlin Girne Londra Moskova 120/8 0 120/7 0 170/1 2 0 100/8 0 20/ 2 0 TARİHTE BUGÜN 1923: Mustafa Kemal Paşa, İzmit’te, İstanbul’dan gelen gazetecilere açıklamalarda bulundu. Mustafa Kemal’in düzenlediği ilk basın toplantısı ertesi sabaha kadar sürdü. Sivas 40/ 6 0 Paris 120/8 0 1547: Rus Çarı Korkunç İvan taç Diyarbakır 10/2 Erzurum Eskişehir Aydın Gaziantep Konya 20/1 3 0 120/3 0 150/7 0 150/5 0 60/0 0 Madrid 100/3 0 Amsterdam 100/6 0 Roma 140/1 0 New York 120/6 0 Tokyo 100/5 0 giydi. 1965: Manisa Kırkağaç’a bağlı Karakurt köyünde gericiler öğretmenlere saldırdı. Kaymakam vekili yaralandı. 23 kişi tutuklandı. Yine aynı oyunZAM BEKLENTISI NEDENIYLE PIYASADA ILAÇ BULUNAMIYOR, DOMUZ GRIBI ILACI DA YOK İİstanbul Eczacı Odası Başkanı Zafer Cenap Sarıalioğlu: Her yıl şubat ayında ilaca zam yapıldığı stanbul Beylikdüzü’nde iki çocuğun domuz gribi şüphesiyle yaşamını yitirmesinin ardından gözler piyasadaki ilaçlara çevrildi. İstanbul Eczacı Oda için firmalar, ilaçlarını sı Başkanı Zafer Cenap Sarıali SIBEL BAHÇETEPE depolara vermek istemiyor ve dolayısıyla yurttaş eczanelerde domuz gribi ilacı dahil pek çok ilacı bulamıyor oğlu, piyasada domuz gribi ilacını bulmada zorluklar yaşandığını ancak sorunun bununla sınırlı kalmadığını belirterek “Halk arasında domuz gribi diye bilinen gripte artış var. Planlanmış olan ilaçlar yeterli gelmiyor. Ayrıca her yıl şubat ayında ilaca zam yapıldığı için firma lar bu zammı bekliyor ve şu an tansiyon, epilepsi, göz ilaçları nı, ağrı kesicileri bile eczaneler de bulmak zor. Firmalar depolara ilaç vermek istemiyor. Örneğin şu an benim eczanemde en çok kullanılan 150 ilaç yok. Önümde, eczanemde olmayan 10 sayfa A4 kâğıdına yazılı olmayan ilaçlar var” dedi. Sarıalioğlu, her ilaca yapılacak şubat zammı öncesinde aralıkocakşubat aylarında benzer sorunların yaşandığını kaydetti. Fiyat Değerlendirme Komisyonu, özellikle yurt dışından gelen ve ithal olan ilaçların fiyatlarının belirlenmesinde kullanılan Avro kuru geçen yıl yapılan artışın ardından 3.40 liraya yükseltmişti. 20 Şubat’ta yine ilaç kuruna zam gelecek. Zam gelmeden önce pek çok ilaç firmasının ilaçları piyasaya vermekten kaçındığını söyleyen Sarıalioğlu, “İlaç firmaları depolara, depolar da piyasaya ilaç vermekten kaçınıyor. Çünkü zam dönemlerinde ellerindeki ilaçları çıkarıp zamlı şekilde piyasaya sunmayı tercih ediyorlar” dedi. Bu nedenle piyasada pek çok ilacın bulunamadığını, domuz gribi ilaçlarının da bunlar arasında yer aldığını vurgulayarak “Halk arasında domuz gribi diye bilinen gripte artış var. Planlanmış olan ilaçlar yeterli gelmiyor” diye konuştu. l İSTANBUL Hafta sonuna ilaç sevkıyatı Sarıalioğlu, “Domuz gribi ilacı sıkıntısı var. Grip vakalarında artış olunca talep fazlası yaşandı ve sıkıntı ortaya çıktı. İlaçların yüzde 60’ı ithal fakat yerli ilaçlarda da sorun yaşanıyor, ilaç zammı nedeniyle. Geçen yıl yüzde 20 gibi bir zam yapılmıştı, bu yıl da yüzde 1525 oranında zam bekleniyor. Bakanlık yılda bir kez fiyat düzenlemesi yapacağına örneğin üç ayda bir yüzde 5 gibi bir oranda yapsa bu problem yine yaşanmaz” Stoklar yeterli Sağlık Bakanlığı ise yaptığı açıklamada ilaç stoğunun da yeterli olduğu savundu. Sarıalioğlu, Sağlık Bakanlığı’nın açıklamasının ardından domuz gribi üreten ilaç firması şirketi ile görüşme yaptıklarını belirterek “Firmadan sabah itibarıyla günlük ortalama 50 bin kutu ilacı İstanbul’daki depolara dağıtım yapacakları bilgisini aldık. Önümüzdeki hafta itibariyle domuz gribi ilacı sıkıntısının sona ereceğini tahmin ediyoruz” dedi. GÜLİSTAN EYLEMİNDE TACİZLERE DİKKAT ÇEKEN ÖĞRENCİYE TEHDİT: BIRAK BU IŞLERI Arkeoloğun intiharında zimmet iddiası Gaziantep Müze ve İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nde arkeolog olarak çalışan Merve Kaçmış’ın Zeugma Müzesi’nde gördüğü “zimmet baskısı” nedeniyle intihar ettiği ileri sürüldü. Merve Kaçmış, hafta sonunu geçirmek üzere Diyarbakır’da ağabeyi Ömer Ozan Kaçmış’ın merkez Bağlar ilçesindeki evine gitti. Kaçmış, geçen pazartesi günü ağabeyinin oturduğu apartmanın 8. katından atlayarak yaşamına son verdi. Kaçmış önceki gün Diyarbakır’da toprağa verildi. Kardeşinin intiharıyla ilgili konuşan Ömer Ozan Kaçmış, Merve’nin intihar etmeden önce mektup yazdığını belirterek “Kardeşim yaklaşık 2.5 yıldır Gaziantep Zeugma Müzesi’nde çalışmaktaydı. Son 67 aydır kardeşim müzede bir zimmet devri olayı yaşadı. Suç duyurusunda bulunduk. Mektubu görmedik. Eve gelen olay yeri inceleme ekipleri mektubu almış. Baskı ve mobbing kardeşimi duygusal yönden çöküntüye soktu ve intihara kadar sürükledi” dedi. l DHA Tartıştığı eşini öldürdü Diyarbakır’da, tartıştığı eşi Melike D.’yi bıçaklayarak öldüren G.D., olaydan sonra kaçarak kayıplara karıştı. Kayapınar’daki bir dairede, tartışma sesi duyan apartman sakinleri, polise ihbarda bulundu. İhbar üzerine gelen sağlık görevlileri ve polis ekipleri, olayın yaşandığı evin kapısını kimse açmayınca itfaiyeden yardım istedi. Kapının açılmasıyla ekipler, Melike D.’yi kanlar içerisinde buldu. Sağlık ekipleri, yaptığı incelemede Melike D.’nin yaşamını yitirdiğini belirledi. Yapılan incelemede polis, Melike D.’nin eşi G.D. tarafından öldürüldüğünü belirledi. G.D.’nin yakalanması için çalışma başlatıldı. l DHA DMD AILELERINDEN CIHAZ TEPKISI Nbıreafkemsasyiızn İzmir’in Konak ilçesinde toplanan Duchenne Müsküler Distrofi (DMD) Aileleri Birliği, çocuklarının düzenli olarak kullanması gereken 25 bin TL değerindeki cihazın fiyatının artması ve SGK tarafından ödenen miktarın azalmasını protesto etti. İl Sağlık Müdürlüğü önünde toplanan yaklaşık 30 kişi, nefes almakta güçlük çeken çocuklarının düzenli olarak kullanması gereken piyasa değeri 25 bin TL civarındaki BİPAP cihazının fiyatının artırılması ve SGK’nin ödediği miktarı azaltması sebebiyle basın toplantısı düzenledi. Basın bildirisini okuyan Ayla Coşkun, SGK’nin bu konuda tasarrufa gitmemesi gerektiğini söyledi. Coşkun, “SGK’nin ödeme kapsamının daraltılmasını anlatmakta güçlük çekiyoruz. Döviz endeksli olması sebebiyle BİPAP cihazının fiyatı artmışken, SGK ödediği miktarı azalttı. Oldukça pahalı olan bu cihaza sahip olmamızın mümkün olmaması sebebiyle çocuklarımız ölüme terk ediliyor. Tasarruf edilecek konu, çocuklarımızın yaşam hakkı mı? En kısa sürede bu sorun çözüme kavuşturulmalı ve SGK yanlıştan dönmelidir” dedi. l DHA Aslı Baş davasında 9.5 yıl sonra tüm sanıklara beraat Muğla Bodrum’da, 9.5 yıl önce manken Aslı Baş’ın lışan Murat Umirov (43) hakkında da ‘delilleri karartmak’ (32) turizmci Ahmet Bayer’in suçundan 7.5 yıl hapis cezası (64) villasının terasından dü istemiyle dava açıldı. 9.5 yıl şüp, yaşamını yitirmesiyle ilgi da 3 cumhuriyet savcısı ile 3 li davada sanıklar beraat etti. mahkeme başkanın değişti “Miss Model Of The World” yarışmasında 2003’te 1. olan Aslı Baş ği davanın Muğla 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 36. duruş Baş, 2010’da 21 Temmuz sa ması iki gün sürdü. Bayer ai at 02.30 sıralarında, vurgun yedi lesinin avukatlarından sonra söz ve ği için tekerlekli sandalye ile haya rilen sanıklar beraatlerini talep etti. tını devam ettiren turizmci Ahmet Mahkeme, sanıkların “Yüklenen su Bayer’in Yalıkavak’taki villasında, çun sanıklar tarafından işlediğinin 6.5 metre yükseklikten düşerek ya sabit olmaması” uyarınca beraatla şamını yitirdi. Soruşturma sonun rına karar verdi. Karardan sonra Aslı da Ahmet Bayer ile oğulları Hakan Baş’ın babası Mehmet Baş ve annesi (34) ve Volkan Bayer (32) hakkın Müyesser Baş, “32 yaşındaki çocuğu da ‘kasten öldürme’ suçundan ağır mun canını aldınız” diyerek bağırınca, laştırılmış müebbet, yanlarında ça salondan dışarıya çıkarıldılar. l DHA MEHMET KIZMAZ Tunceli’de 5 Ocak’tan bu yana kendisinden haber alınamayan Munzur Üniversitesi Çocuk Gelişimi 2. Sınıf öğrencisi Gülistan Doku (21) hala bulunamadı. Öte yandan, Gülistan Doku’nun bulunması adına yapılan eylemlere katılan öğrencilerden olan Lider Polat, eylemlerdeki konuşmasından dolayı tehdit edildiğini öne sürdü. 13 Ocak’ta üniversitede yapılan eylemde konuşan öğrencilerden Lider Polat, eylemde bulunan öğrencilerle görüşmeye gelen Rektör Ubeyde İpek’e hitaben, kadın öğrencileri taciz ettiği iddia edilen Munzur Üniversitesi’nde görevli C. T. hakkında sarf ettiği sözler nedeniyle tehdit edildiğini söyledi. Polat, eylemden sonra bilinmeyen bir numaradan arandığını, ardından tanımadığı iki kişinin kendisini araçlarına bindirmek istediğini söyledi. Polat, “Kırmızı bir araçtı. Israrla, ‘Vadiye gidelim’ dediler. Ben de ‘kafede görüşelim’ dedim. Araca binmeyeceğimi anlayınca, biri, tehditvari bir üslupla, ‘Sen bugün C.T. hakında açıklamalarda bulunmuşsun. Bunu düzeltmen gerekiyor’ dedi. Bende ‘Kimsin’ deyince yine tehdit ederek ‘Sen hala beni anlamadın mı? Bu konuyla ilgilenmemen gerekiyor’ dedi. Üniversite personeli olmadığı belliydi. Üniversitede kentin birçok yerinde taciz yaşanıyor. Bunu yapan bir, iki kişi değil. Demek C.T’nin arkasında olanlar var” dedi. Polat, söz konusu kişilar hakkında savcılığa giderek suç duyurusunda bulunduğunu aktardı. Ayrılmışlardı Öte yandan Gülistan’ın arkadaşlarından olan D.M. gazetemize yaptığı açıklamada, “Gülistan yakın bir zamanda Zaynal Abakarov’dan ayrılmıştı. Gülistan ardından, Abakarov’un bir kızla olan fotoğrafını görmüştü” dedi. “Bu konudaki çalış malar bir anda ortaya çıkmış değildir. Türki ye olarak, deniz yet ki alanları konusunda Libya ile 10 yıl önce ilk adımları attık. Ha Farkında mısınız, len Deniz Kuvvetleri Komutanlığımızın Türkiye bir günde eksen değiştiriyor Kurmay Başkanlığı’nı yürüten Tümamiral Cihat Yaycı’nın bu konuda hazırladığı raporlar, harita Birinciye kaza, ikinciye tesadüf, üçüncüye istikrar diyoruz. Kazayı görüyor, tesadüfle karşılaşıyor ama istikrarı bir türlü okuyamıyoruz. Oysa Kurt Koffka’nın söylediği gibi: “Bütün, kendisini oluşturan parçaların bir araya gelmesinden farklı bir şeydir.” Pazartesi günü AKP Ge lar, yazdığı makaleler ve kitaplar ortadadır.” Bu köşeyi okuyanlar hatırlayacaktır. 30 Aralık’ta, Yaycı’nın Libya ile deniz anlaşması tezini, bugüne taşıma hikâyesini yazmıştım. Orada Yaycı’nın konuyu kamuoyuna anlatma girişimlerinin Hulusi Akar’a takıldığını anlatmıştım. nel Başkan Danışmanı, yani Erdoğan’ın danışmanı Yasin Aktay, Yeni Şafak’ta yazdı. Mısır’la Devlet eksen değiştiriyor artık yeni bir sayfa açmak gerek Yaycı, Libya Mutabakatı dokt tiğini söyledi: rinini neyse ki bir dergide kale “Türkiye ve Mısır arasında bu me aldı. “TürkiyeLibya Arasın kopukluk başkalarına gereğinden fazla fırsatlar doğurmakta ve iki ülkeye de İslam dünyasına da çok pahalıya mal olmaktadır. Oysa iki ülkenin bir işbirliği ve dayanışma içinde olmaktan başka bir kaderleri yok ve eninde sonunda bunu yapmaları gerekiyor.” Aynı günün akşamında, AKP’nin önde gelen vekillerinden Mustafa Elitaş, TV5’te, yani Milli Görüş’ün kanalında Mısır meselesini açtı: “Bu sürecin arka kapı diplomasisiyle devam ettiğini biliyorum. Umuyorum ki bu arka kapı diplomasisinden sonra biraz daha devletlerarası ilişkilerinin oluşması kanaati bende de mevcut. İslam ülkeleri artık bütün kırgınlıklarını bir tarafa bırakarak bugün yaşananların ne büyük bir oyunun sebebi olduğunu bilmemiz gerekiyor.” 24 saatte olanlar bundan ibaret değil... Gün bitmeden Suriye Devlet Ajansı (SANA), MİT Başkanı Hakan Fidan ile Suriye Ulusal Güvenlik Büro Başkanı Tümgeneral Ali Memlük’ün, Rusya gözetiminde bir müzakere gerçekleştirdiğini duyurdu. Ertesi gün, yani salı, Türkiye bu görüşmeyi Reuters aracılığıyla doğruladı. İki ülke Suriye’de krizi fiilen bitirecek başlıkları görüşmüştü. Bunlar olurken Moskova’da, Rusya ve Türkiye’nin mimarı olduğu Libya görüşmeleri gerçek da İmzalanan Münhasır Ekonomik Bölge Andlaşmasının Sonuç ve Etkileri” başlıklı makalesi, Kriter Dergisi’nde yayımlandı. Kriter Dergisi’nin SETA tarafından çıkarıldığını, Saray’da Erdoğan’a akıl veren “3 danışmandan 5’inin” resmi yayın organı olduğunu hatırlatayım. Belli ki orası uygun bulunmuştu! Makale, Libya Mutabakatı’na gelen süreci ve mutabakatın içeriğini ayrıntısıyla ele alıyor. Fakat en önemli kısmı “gelecek dönemde yapılması gerekenler” ara başlığını taşıyor. Bu bölümü okuyunca “Libya Mutabakatı” olarak andığımız sürecin yalnız olmadığını, aslında “LibyaMısırİsrailLübnan” paketinden oluştuğunu görüyorsunuz. Çizilen yol haritasına göre Libya’yla atılan ilk adımı, bu ülkelerle işletilecek süreç takip ediyor. Makale Mısır’a şunu söylüyor: “Türkiye yerine Güney Kıbrıs ile anlaşma yaparak 11 bin 500 kilometrekare deniz alanını kaybediyorsun.” İsrail’e şunu söylüyor: “Türkiye ile anlaşman durumunda 16 bin 344 kilometrekare deniz alanı kazanacaksın.” Lübnan’a şunu söylüyor: “Güney Kıbrıs ile anlaşma yaparak 3 bin 957 kilometrekare deniz alanı kaybediyorsun.” Kissenger’ın “Ortadoğu’da Mısır’sız leşiyordu. Türkiye’nin destekledi savaş, Suriye’siz barış olmaz” ği ve Doğu Akdeniz’de egemen sözüyle, Lübnan’ın “yavru Su lik anlaşması imzaladığı Ulusal riye” olma halini tamamlar Mutabakat Hükümeti lideri Fayiz sak bir günde yaşadığımız baş Saraj ile savaştığı Libya Ulusal döndürücü trafik anlaşılıyor. Türk Ordusu lideri Halife Hafter ma devletinin aklının bir yanı, saya oturmuştu. AKP döneminin son yıllarına Aslında başka gelişmeler de eşlik eden “herkesle savaş, var. Ama uzatmayayım... hiç kimseyle barış” doktrini İsrail açıklamasıyla ni, Doğu Akdeniz aracılığıyla dönüştürmeye çalışıyor. Be başladı cerebilirse Suriye, İsrail, Mısır, Lübnan ve tabii Libya ile anlaşıp Asıl soru, tüm bunlar nasıl ol YunanistanKıbrıs Rum Yönet du? Daha bir hafta önce Erdo imi ile çıkar çatışmasına gir ğan, “meşru hükümetle darbe meye hazırlanıyor. Süre ci arasında arabulucu olunur mu” cin Cumhurbaşkanı’na da diye çıkışmıştı. Erdoğan, Mı bir brifingle anlatıldığını sır’daki yönetimi “eli kanlı dikta öğreniyoruz. AKP’den ardı tör”, Suriye’dekini ise “katil ve te ardına gelen açıklamalar ka rörist” ilan etmişti. Ne değişti de muoyunu hazırlarken dış poli her şey bir günde başkalaştı? tikadaki MİTDışişleri ham Eksik kalan parçayı da söyler leleri sürecin taşlarını döşüyor. sek tamamlanacak gibi. Yunanistan’ın Güney Kıbrıs’la 5 Ocak’ta, Hürriyet yazarı Er birlikte pazartesi akşamı yaptığı tuğrul Özkök, köşesinde Deniz sert tondaki “Libya Mutabakatı Kuvvetleri Kurmay Başkanı Tü yasadışı ilan edilsin” çıkışı, mamiral Cihat Yaycı ile yaptığı sürecin karşıdan da aynı şekilde görüşmeyi yayımladı. En önemli göründüğünü anlatıyor. kısmını aktarayım: Mısır’la, Suriye’yle, Libya’yla “Bundan sonra mutlaka at yapılan görüşmeleri öğrendik. mamız gereken adım şudur. Peki, İsrail? Bir İsrail Dışişleri yet Libya ile yaptığımız bu deniz kilisine Rafael Sadi aracılığıyla anlaşmasının aynısını en kı konuyu sorduğumuzda aldığımız sa sürede İsrail ile de yapma yanıt şu oldu: “Bu konuda bir lıyız...” açıklama yapamayız.” Yaycı, sıradan biri değil. Bir de 24 saat kısa derler... Türkiye’nin Libya Mutabakatı’nın İnsan bazen koca hayata bir mimarı. Bizzat Cumhurbaşkanı hiçliği, kimi zaman ise bir güne adını anmıştı: uzun tarihi sığdırabiliyor. Polis: Rabia Naz’ın günlüğünün sayfaları yırtık Şüpheli Çocuk Ölümlerini Araştırılma Komisyonu, Rabia Naz’ın ölümünü inceleyen polis Hüseyin Emir’i dinledi. Naz’ın ölüm muayene raporunda yer alan fotoğrafları gösteren Emir, “Bir tonluk aracın kol veya bacağın üzerinden geçmesi durumunda hasar kalmaması mümkün mü?” dedi. Naz’ın günlüğüne ilişkin konuşan Emir, “İfadeleri alınan kişilere göre günlüğün sayfaları tam. Günlük polise gelmeden önce baba alıyor. Raporda günlüğün sayfalarının yırtık olduğu söyleniyor. Günlükte ‘Kendimden nefret ediyorum, aileme layık olduğumu düşünmüyorum’ ifadeleri var. ‘Arkadaşlarım beni çok sevmiyor’ gibi şeylerin yazdığı söyleniyor ama bu sayfaların yırtık olduğunu görüyoruz” diye konuştu. l ANKARA/Cumhuriyet ‘Her duruşmada aynı günü yeniden yaşıyorum’ Kadıköy Yoğurtçu Parkı’nda 12 Mayıs 2016’da hafriyat kamyonunun altında kalarak yaşamını yitiren Şule İdil Dere’nin ölümüne ilişkin açılan davaya dün devam edildi. Yeni bilirkişi raporu alınması yönündeki talepleri reddeden mahkeme, sanıklar ve avukatlarının esas hakkındaki savunmalarını yapmaları için süre vererek du ruşmayı erteledi. Şule İdil Dere’nin annesi Nesrin Aslan, “Ben rica ediyorum, artık vicdanen karar verilmesini istiyorum. Uzatmayın artık. Ben her duruşmada aynı günü yeniden yaşıyorum” dedi. Mahkeme, sanıklar ve avukatlarının esas hakkındaki savunmalarını yapmaları için duruşmayı erteledi. l DHA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle