11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 13 OCAK 2020 PAZARTESİ Rauf [email protected] EDİTÖR: ÇAĞDAŞ BAYRAKTAR olaylar ve görüşler Denktaş Son nefesine kadar enosise karşı bir savaş verdi. Kıbrıs’ın Yunan olmaması uğrunda geçen mücadele dolu bir ömürde birkaç kez ölümden döndüğü oldu. Kanlı Noel baskınında Tabip Binbaşı Nihat İlhan’ın eşi ve üç çocuğu küvette katledilirken asıl hedef Denktaş ve ailesiydi. Gökhan Cebeci Tıp Doktoru/Yazar 88yıllık ömründe neler görmedi, neler yaşamadı ki Rauf Denktaş. 1931 yılında Rumların başlattığı isyan sonucu, henüz 7 yaşındayken tanıştı “enosis” olgusu ile. Bu o kadar eski bir hayaldi ki, daha Yunanistan bağımsızlığını ilan etmemişken, Etniki Eterya tarafından 1814 yılında çizilmiş “Megali İdea” (büyük ülkü) haritasına göre Kıbrıs Yunanistan’a ilhak edilecek yerler arasındaydı. (1). 1878 yılında Kıbrıs’ın İngilizlere devredildiği gün, Ortodoks Kilisesi’nin başpiskoposunun, İngiliz vali Sir Garnet Wolseley’in eline bir mektup tutuşturup, o mektubunda Kıbrıs’ın Yunanistan’ın bir parçası olduğunu belirtmesi kadar da Rum Kilisesi, enosise saplantılıydı. (2). Son nefesine kadar savaştı Kıbrıs’ın Helen toprağı olması neredeyse iki asırlık bir rüyaydı ve RumYunan ikilisi bugüne dek bu amaçtan geri tek bir adım bile atmamıştı. İşte Denktaş’ın Rum politikasına güvenmemesinde, enosisin 3040 yılda vazgeçilebilinecek bir ülkü olmaması yatıyordu. 200 yıllık bir hayalin, öyle kolay kolay bitmeyeceğini biliyordu. Öyle ki daha 14 yıl önce Rum hükümeti 2005 yılını EOKA yılı ilan etmiş ve 21 bin eski EOKA üyesine madalya vermişti. Gerek anavatan gerekse yavruvatanda kimileri bu durumu bir türlü anlamak istemiyordu. Son nefesine kadar enosise karşı bir savaş verdi. Kıbrıs’ın me sonralarında, tarafsız(!) dev Yunan olmaması uğrunda ge let ya da örgüt temsilcilerin çen mücadele dolu bir ömürde den, haklılığına ilişkin bir çok birkaç kez ölümden döndüğü ol söz işitecek ancak görüşme ma du. Kanlı Noel baskınında Ta sasında bu temsilciler bu sözle bip Binbaşı Nihat İlhan’ın eşi ve rinin tam tersi hareket edecek üç çocuğu küvette katledilirken ti. Batılı emperyalist devletle asıl hedef Denktaş ve ailesiydi. rin Kıbrıs sorununda peşin ola 1964 yılında, hakkında Rum rak verdikleri karar bunu gerek hükümetinin sürgün kara tiriyordu. rı olmasına karşın gizlice 1983’te KKTC’nin ilanı son Erenköy’e çıkmış ve di rası Londra’da düzenle renişe katılmıştı. Direniş günlerinden birinde Yunan uçağından açılan ateş sonucu Uluslararası görüşmelerde verilen aralarda ya da görüşme sonralarında, nen bir yemekte eski İngiliz Sömürge Bakanı Julian Amery bu ikiyüzlülüğe şu sözler ile isyan ediyordu: hemen yanında tarafsız(!) devlet ya da “İngiliz Hükümeti oturan genç bir mücahit şehit olmuştu. Saniyeler önce orada o oturmaktaydı. (3) 1967 yılında ise Türkiye hükümetinden de haber örgüt temsilcilerinden, haklılığına ilişkin birçok söz işitecek ancak görüşme masasında bu temsilciler bu sözlerinin tam tersi hareket Denktaş’ın ilan ettiği Cumhuriyeti tanımıyor. Denktaş’ı bu Cumhuriyetin Cumhurbaşkanı olarak da tanımıyor. Ni edecekti. ye tanısın ki? O da Ma karios gibi ve diğer ko siz, Akdeniz’i aşarak lonilerdeki bazı liderler gi Kıbrıs’a yasak yollardan gi bi İngiliz askerlerini ve İngiliz riş yapacak ancak yakalanacak ailelerini arkadan vurup öldür tı. Rum bakanlar kurulunda, ne medi ki!” yapılması gerektiği tartışıldığında dönemin bakanları Papadu Tüm dünyaya poulos ve Kipriyanu, onun öldürülmesini isteyecekti. Neyse ki Ankara’nın yoğun baskıları ile 13 günlük esaret sonrası yeniden Türkiye’ye gönderildi. Uluslararası görüşmelerde verilen aralarda ya da görüş kafa tuttu O, küçücük bir ülkeden bütün dünyaya kafa tuttu, direndi, Kıbrıs’ta emperyalizme geçit vermedi. Ülkesinin bağımsızlığını ve ulusal değerlerini hiçbir şeye değişmedi. Devler ile güreşti ama hiçbir zaman pes etmedi. Yakın dostlarından Prof. Dr. Erol Manisalı’ya göre: “Denktaş, daha yakın geçmişte, yalnız ABD ve Avrupa ile uğraşmıyor, Rusya ile de mücadele etmek zorunda kalıyordu. ABD’nin, Avrupa’nın ve Rusya’nın adada görmek istedikleri fotoğrafı ortadan yırtmak, her babayiğidin harcı değildi. Denktaş’ın başından beri içinde bulunduğu mücadele, yedi düvele karşı verilen bir mücadeleydi ve hem Mandela’nın hem de Castro’nunkinden daha zordu. Çünkü onlar, sırtlarını iki yakadan birine dayamak imkânına sahiptiler. Ancak Denktaş’ın bu imkânı da yoktu ve tek dayanağı Anadolu idi.” (4) Tek dayanağı olan Anadolu, şimdi engin yüreğinde Toros Dağları kadar büyük bir yer açtı onun için. O artık anavatanda atan her yürekte. Hatıralar – Toplayış 10. cilt, Rauf R. Denktaş, Boğaziçi Yayınları, sayfa 23 Rauf Denktaş – Yeniden Yaşasaydım, Nur Batur, Doğan Kitap, sayfa 42 a.g.e, sayfa 277 Denktaş’ın Öbür Yüzü, Erol Manisalı, Kırmızı Kedi Yayınları, sayfa 45 Onlar gerçekleri yazacaklar... Gazeteciliğin yüz akı olan pırıl pırıl genç muhabirlerimiz geçen haftayı adliye koridorlarında geçirdi. Gündem yaratan özel haberleri nedeniyle hâkim karşısına çıktılar, mesleklerini, “gazeteciliği” savundular. Kamuoyunun yakından tanıdığı iş insanı Mehmet Cengiz gazetemize 1 milyon TL’lik manevi tazminat davası açmıştı. Bu parayı, gazetemiz İmtiyaz Sahibi, Cumhuriyet Vakfı Başkanı Alev Coşkun ile muhabirimiz Hazal Ocak’tan talep ediyordu. İlk duruşma 8 Ocak günü yapıldı, kentçevre muhabirimiz Hazal Ocak hâkim karşısına çıktı. İş insanının avukatlarına göre “bu tarz haberler Mehmet Cengiz’in kredibilite ve itibarı açısından telafisi olmayan zararlar” doğuruyormuş!.. İnsanın, Mehmet Cengiz’in Türk milletinin “itibarını” zedelerken “hepiniz oradaydınız, siz de duydunuz” diyesi geliyor. Hazal Ocak’ın yargılanmasına 23 Ocak günü devam edilecek... Adliye haberleriyle gündem değiştiren Ankara’daki yargı muhabirimiz Alican Uludağ ile İstanbul’daki yargı muhabirimiz Seyhan Avşar, “haberin öznesi” oldular. Neredeyse tüm günlerini adliyede geçiren muhabirlerimiz bu kez kendileri hâkim karşısındaydı. Alican Uludağ’ın “devletin yargı organlarını aşağılama” suçunu işlediği iddiasıyla yargılandığı dava 16 Nisan’a, Seyhan Avşar’ın “kamu görevlisini terör örgütlerine hedef gösterme” suçunu işlediği iddiasıyla açılan dava da 21 Mayıs’a ertelendi. Avşar, 16 Ocak günü “kamu görevlisine hakaret” iddiasıyla İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yeniden hâkim karşısına çıkacak. Mehmet Kızmaz 31 Ocak’ta, Zehra Özdilek 12 Şubat’ta, Ali Açar da 9 Nisan 2020’de yargılanacaklar. Cengiz’in 1 milyon TL’lik davasının ardından yazarımız Işık Kansu’nun, Next Level AVM’yi kurtarmak için yapılan oyunlara ilişkin haberine 2 milyon TL’lik manevi tazminat davası açıldı. Sindirme amaçlı bu davalarla çok kar şılaştık, yargılandık. HHH Son aylarda açılan yüklü miktarlardaki tazminat davalarında dikkat çeken bir detay var. Cumhuriyet Vakfı Başkanı Alev Coşkun da davalarla hedef alınıyor. İki gün önce Coşkun’un gazetedeki odasına uğradım, “Ağabey yalnızca iki davada toplam 3 milyon TL istiyorlar. Ne diyorsunuz bu duruma” diye sordum. 1992 yılından bu yana Cumhuriyet Vakfı’nda, şirketlerin yönetiminde yer alan Alev Coşkun, Ergenekon kumpasıyla aramızdan koparılan Başyazarımız İlhan Selçuk’la birlikte yürüttükleri mücadeleden söz etti. Coşkun, 1960’lı yılların başından bu yana siyasetin içinde olduğunun altını çizerek istenen tazminat tutarlarına tepkisini tek cümleyle gösterdi: “Bu davalar bize vız gelir!..” Vakıf başkanından pırıl pırıl genç muhabirlerine, yazıişleri ekibinden kalemleri hiçbir dönemde susturulamamış yazarlarımıza davalarla boğuşuyoruz. Bir Cumhuriyet çalışanı olarak benim de yargılandığım çok sayıda dava var. Ama bir tanesi basın tarihine geçecek cinsten!.. 5 yıl önce beraat ettiğimiz bir dosya Yargıtay’da bozuldu, iki isim 7 Nisan’da yeniden hâkim karşısına çıkacağız. Cumhuriyet’te uzun yıllar genel yayın yönetmenliği yapan, ağabeyim İbrahim Yıldız’la birlikte yeniden yargılanacağız. Cumhuriyet’in genel yayın yönetmeni olarak eski genel yayın yönetmenimizle yine “haberi”, gerçeği savunacağız!.. HHH Hukuk servisimiz rakamsal verileri ise önüme şöyle sıraladı: n İstanbul merkezli 69 tazminat, 33 ceza davası... n Ankara merkezli 21 tazminat, 4 ceza davası... n Toplam 28 erişim engeli kararı... n 4 tane tekzip davasından, iki tane Basın İlan Kurumu’ndan ceza... Sayılar “basın özgürlüğünün” üzerinde havada uçuşurken, hiç kuşkunuz olmasın Cumhuriyet muhabirleri özel haberleriyle, yazarları yorumlarıyla kamuoyundan gizlenen gerçekleri ortaya çıkarmaya devam edecek... Yunus Nadi Ödülleri 75. yılına girdi. 1946 yılından itibaren yapılan Yunus Nadi Ödülleri Yarışması, gazetemizin kurucusu Yunus Nadi’ye olan saygı ve sevgiden kaynaklanıyor. Yalnız Cumhuriyet gazetesinin değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda da büyük emeği bulunan Yunus Nadi’nin anısını her yıl tazelemek bizim için bir görev. Cumhuriyet’in Ulusal Bağımsızlık Savaşımızla ve Türkiye Cumhuriyeti ile eşzamanlı ve eşanlamlı bir kuruluş tarihçesi var. Yunus Nadi, gazetemizin temel taşlarını ve misyonunu bu doğrultuda oluşturdu. Yunus Nadi’nin ölüm yıldönümünü geçmişe dönük bir acı olarak değil, geleceğe yönelik bir kültür olayına 75. YIL YUNUS NADİ ÖDÜLLERİ 2020 dönüştürmek amacıyla bu yarışma düzenlendi. Yarışmanın ilk düzenlendiği yıllarda Türkiye’de sanat alanında hiçbir özel ödül yoktu; tek parti dönemiydi ve yalnızca CHP’nin dü zenlediği bir şiir ödülü vardı. Aynı dönemde bütün dünyada sanat, bilim ve edebiyat ödülleri ün yapmışlardı. İsveç’te Nobel, ABD’de Pulitzer, Sovyetler’de Lenin, Fransa’da Goncourt ödüllerinin sonuçları ülkemizde de ilgiyle izleniyordu. Türkiye’de de bu alanda öncülüğü Cumhuriyet gazetesi üstlendi. Bundan 75 yıl önce düzenlenen Yunus Nadi Armağan Yarışması’yla kültür ve sanat alanında bir yarışma heyecanı oluşturuldu. Daha sonraki yıllarda ülkemizde de kültür ve sanat alanında yarışma ve ödüllerin sayısı çoğaldı. Yunus Nadi Ödülleri 75 yıl boyunca düzenli olarak gerçekleştirildi ve kültürsanat alanında amaçlanan katkıları yaptı ve etkilerini duyurdu. Daha önce bir dalda yapılan ödüllendirmenin kapsamı 1990 yılından itibaren genişletildi ve Yunus Nadi Ödülleri adıyla sürmeye başladı. Cumhuriyet gazetesi, çağdaş uygarlığa giden yolun, kültür, sanat, fikir ve bilim yolu olduğunu kuruluşundan beri savunan bir gazete. Bu yoldaki çabaları desteklemek ve özendirmekte Yunus Nadi Ödülleri’nin işlevi sürecek. 2020 Yunus Nadi Ödülleri Edebiyat Ana Dalı’nda öykü, roman, şiir; Görsel Sanatlar Dalı’nda karikatür, fotoğraf; Bilimsel Araştırma Dalı’nda sosyal bilimler araştırması olarak sürüyor. Adaylara başarılar diliyoruz. ÖYKÜ Ödüle 1 Şubat 2019 ile 1 Şubat 2020 tarihleri arasında yayımlanmış bir kitap ya da yayına hazırlanmış bir “kitap dosyası” ile aday olunabilir. Yayımlanmamış yapıtların beyaz dosya kâğıdına makine yazısıyla çift aralıklı yazılmış olması gereklidir. Adaylar yapıtlarını altı adet olarak göndereceklerdir. Ödül bir yapıta verilir. Seçici kurul, ödülü, kitap veya kitap dosyası arasında paylaştırabilir. Seçici Kurul: Hikmet Altınkaynak, Sezer Ateş Ayvaz, Seval Şahin, M. Zaman Saçlıoğlu, Murat Yalçın. ROMAN Ödüle 1 Şubat 2019 ile 1 Şubat 2020 tarihleri arasında yayımlanmış bir kitap ya da yayına hazırlanmış bir “kitap dosyası” ile aday olunabilir. Yayımlanmamış yapıtların, beyaz dosya kâğıdına makine yazısıyla çift aralıklı yazılmış olması gereklidir. Adaylar yapıtlarını altı adet olarak göndereceklerdir. Ödül bir yapıta verilir. Seçici kurul ödülü, kitap veya kitap dosyası arasında paylaştırabilir. Seçici Kurul: Adnan Binyazar, İrfan Yalçın, Konur Ertop, Asuman Kafaoğlu Büke, Zeynep Aliye. ŞİİR Ödüle 1 Şubat 2019 ile 1 Şubat 2020 tarihleri arasında yayımlanmış bir kitap ya da “kitap dos yası” ile aday olunabilir. Yayımlanmamış yapıtların beyaz dosya kâğıdına makine yazısıyla çift aralıklı yazılmış olması gereklidir. Adaylar yapıtlarını altı adet olarak göndereceklerdir. Ödül bir yapıta verilir. Seçici kurul, ödülü, kitap veya kitap dosyası arasında paylaştırabilir. Seçici Kurul: Ataol Behramoğlu, Muzaffer İlhan Erdost, Doğan Hızlan, Turgay Fişekçi, Eray Canberk. SOSYAL BİLİMLER ARAŞTIRMASI Ödüle 1 Şubat 2019 ile 1 Şubat 2020 tarihleri arasında yayımlanmış bilimsel araştırmalarla, yayına hazırlanmış en az 25 sayfa olarak beyaz dosya kâğıdına makine yazısıyla çift aralıklı yazılmış bilimsel araştırmalar katılabilir. Adaylar yapıtlarını sekiz adet olarak göndereceklerdir. Ödül bir yapıta verilir. Seçici kurul ödülü kitap veya kitap dosyası arasında paylaştırabilir. Seçici Kurul: Prof. Dr. Rona Aybay, Dr. Alev Coşkun, Prof. Dr. Emre Kongar, Prof. Dr. Ahmet Mumcu, Prof. Dr. Örsan Kunter Öymen, Doç. Dr. Barış Doster, Dr. Deniz Yıldırım. KARİKATÜR Karikatürlerin boyutu 30x40 cm’yi geçmemelidir. Her türlü teknik serbesttir. Yarışmaya en fazla beş karikatürle katılabilinir. Seçici Kurul: Metin Peker, Kamil Masaracı, Muhittin Köroğlu, Zafer Temoçin, Akdağ Saydut, Murat Sayın. FOTOĞRAF Ödüle en çok dört adet siyah beyaz fotoğraf ile aday olunabilir. Gönderilecek fotoğrafların en az 18x24 cm. boyutlarında ve daha önce başka bir yarışmada ödül almamış olması gerekmektedir. Seçici Kurul: İsa Çelik, Coşkun Aral, Garbis Özatay, İbrahim Yıldız, Dr. Ersin Turan. HER DAL İÇİN GEÇERLİ GENEL KOŞULLAR Ödüller her dalda amatörprofesyonel herkese açıktır. Cumhuriyet mensupları hiçbir dalda ödüle aday olamazlar. Adaylar gerçek ad ve adresleri ile telefon numaralarını belirtmek zorundadırlar. Ancak adaylar ad ve adreslerinin saklı tutulmasını isteyebilirler. Ödül koşullarına uymayan yapıtlar, yarışma dışında tutulacaktır. Adayların, yapıtlarıyla birlikte adlarını ve soyadlarını arkasına yazacakları iki adet fotoğraflarını, açık adreslerinin de yer aldığı katılım belgesini ve yaşamöykülerini 14 Şubat 2020 Cuma günü saat 17.00’ye kadar, “Cumhuriyet Gazetesi Yunus Nadi Ödülleri” Prof. Dr. Nurettin Mazhar Öktel Sokak. No: 2 34381 Şişli / İSTANBUL adresine iadeli taahhütlü olarak postayla ulaştırmaları ya da elden teslim etmeleri gerekmek tedir. Yayımlanmış yapıtların daha önce herhangi bir ödül almamış olması koşulu geçerlidir. Zarfın ya da paketin üzerine hangi dal ile ilgili olduğunun yazılması zorunludur. Ödül dallarında konu sınırlaması yoktur. Yapıtlar hiçbir şekilde iade edilmez. Ödül alan ya da herhangi bir şekilde ön elemeden geçirilen yapıtlar, genel yayın ilkelerimiz doğrultusunda gazetemizde yayımlanabilir. Ödül sonuçları gazetemizin kuruluş yıldönümü olan 7 Mayıs 2020 Perşembe günü açıklanacaktır. KATILIM BELGESİ ADISOYADI: ADRESİ: TELEFON NUMARASI: EPOSTA ADRESİ:
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle