22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 13 OCAK 2020 PAZARTESİ EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK TASARIM: BAHADIR AKTAŞ ‘ÇIPLAKVATANDAŞLAR’ finaliyle çarpıyor Oyun, Reha Özcan ve Suna Yıldızoğlu’nun coşkusuyla başlıyor. Özcan ve Yıldızoğlu dans ederken heyecan dorukta. Çok gülüp eğlenecek mi yiz, yoksa düşünüp hüzünlenecek mi; bi lemiyoruz, onun için merak la izlemeye başlıyoruz. Git tiğim oyunlarda beklentimi hiçbir zaman çok yüksek tut mam ama bu oyunda oyun ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK culuğunu çok beğendiğim Reha Özcan’ı izleyecek olmam çıtayı yükseltiyor. Si mon Beaufoy’un yazdığı, Şükran Yücel’in Türkçeye çevirdiği, “Anadan Doğma” is miyle daha önce vizyona giren komedi fil mi “Full Monty”nin tiyatro uyarlaması olan “Çıplak Vatandaşlar”ın yönetmenliğini La çin Ceylan, prodüksiyonunu Kiproko Tiyat ro üstleniyor. Cansel Elçin ve Reha Özcan’ın başrol lerinde olduğu oyun; özelleştirildiği için kapanan çelik fabrikası işçilerinin işsiz kalınca nasıl yapılacağı konusunda hiç bir fikirleri olmadığı halde çaresizlikten striptiz yapmaya karar verme ve gerçek leştirmelerini konu alıyor. İngiltere’de geçen oyun, kadın hareketlerinin yükseldiği dönemler. Kadın ve erkeklerin, hem işgücü hem de aile reisliği anlamında yer değiştirdiği bir dönem. Bunlar metnin ne anlattığı; seyircinin oyundan ne anladığına gelecek olursak, işsiz kalmış iki arkadaştan Gay adlı karakterin, oğlu da yanındayken, kapanmış fabrikalarından satmak için hurda çalmalarıyla konuya giriyoruz. Birinci perde tamamen baba oğul ilişkisi üzerine kurulu iken ikinci perde de konu farklılaşıyor, işsizlik ve çaresizlikten bir grup arkadaşın dans etmeye karar vermeleri, birbirlerini ikna etme çabalarını, aile ilişkilerini, birbirlerinin cinsel tercihleri ve penisleri üzerine uzun uzun tartışmalarına da tanık oluyoruz. Sonunda çarpıcı bir final bekliyor seyirciyi ve en büyük alkış da orada geliyor. Kısaca “Çıplak Vatandaşlar” iyi bir başlangıç ve şaşırtıcı Oyunda başrolleri Cansel Elçin ve Reha Özcan üstleniyor. bir finalle bitiyor. Ama oyunun ta mamı bende büyük bir hayal kırıklığı... Oyunda, Erdal Uğurlu, Alican Altun, Be dir Bedir, Sedat Mert, Yusuf Vardar, Suna Yıldızoğlu, Dilşad Çelebi, Burcu Görek, Adıhan Şentürk, Süleyman Arda Eminçe, Nur Dilara Gül, Ebru Sarıtaş, Oğuz Edis ve Muharrem Fındıcak rol alıyor. Yavaş sinemanın yeni evi müzeler Ekin Asar/ Konuk yazar Yıllardır sinema sektöründe, festival koordinatörü, yapımcı, sinemacı olarak çalışan Ekin Asar, halen bulunduğu Amsterdam’dan sinema sanatında yeni akımlarla ilgili izlenimlerini paylaştı. Sinemanın müzedeki yeri her geçen gün daha da sağlamlaşıyor. Özellikle, katı bir olay örgüsüne sırtını yaslamayan, planlarıyla zamanın geçişine vurgu yapan ve seyirciyi düşünmeye sevk eden “yavaş sinema”, karanlık eski evinden parlak, steril galerilere taşınarak müzelerde günden güne daha çok varlık kazanıyor. Günümüzde yavaş sinema üreterek dünya çapında kabul gören yönetmenler arasında Apichatpong Weerasethakul, Lav Diaz, Tsai Mingliang ve Nuri Bilge Ceylan yer alıyor. İlk kez 2003 yılında Fransız film eleştirmeni Michel Ciment tarafından kullanılan yavaş sinema terimi, tik ve statik sanatlar ikiliğinde nerede ko film eleştirmenleri ve sinefiller arasında an numlanması gerektiğini sorgulatıyor. Yavaş cak son on yılda popülerlik kazandı. Her ne sinema dikkat dağınıklığını ayrıcalıklı kılan kadar yakın geçmişe dek bu adla anılmasa “eylem sinemasının” aksine, seyircisine de da, yavaş sinema geleneğinin kökleri Ital rin düşünme eylemini dayatıyor. Müze gale yan Yeni Gerçekçiliği gibi İkinci Dünya Savaşı sonrası orta Yeni akım, risinde bir resmi uzun uzadıya izlemekle yavaş bir filmin uzun ve ya çıkan modern sinema akım hareketli sinema statik planını izlemek yarattıkla larına dayanıyor. Dolayısıyla, yavaşlık kavramının modern sinemada yeni bir eğilim olmadığını söyleyebiliriz. Müzelerin sinemanın herhan yerine müze galerisinde resim izler gibi yavaş sinema rı zihinsel alan sayesinde seyirciyi/ziyaretçiyi aktif olarak izlemeye ve düşünmeye teşvik ettiklerinden birbirine oldukça benzer deneyimler sunuyor. Elbette mü gi bir dalıyla değil de özellikle izlemek. ze gibi köklü bir kurumla genç bir yavaş sinemayla ilgilenmesi bir sanat dalı olan sinemanın gitgide tesadüf değil. Sinema çoğu zaman “hare artan işbirliğinin pek çok nedeni var. Bu iş ketli resim” şeklinde tanımlanırken, bir alt birlikleri sinemanın algılanma şeklini değiş dal olan yavaş sinemanın durağanlığı, ak tirerek onu popüler bir eğlence aracı yerine la sinemanın doğasına dair birtakım sorular “yüksek sanat” olarak konumlarken, filmle getiriyor. Bu durum, yavaş sinemanın kine rin yenilikçi bir biçimde sergilenmesi ilgi ve dolayısıyla ziyaretçi çekerek müzelerin şehvetini artırıyor. Yavaş filmlerin süreleri ve ticari potansiyelleri festivaller dışında dağıtım ve gösterim olanaklarını bir hayli sınırladığından, müzelerin onlara sağladığı görünürlük soğuk galerileri bu filmlerin sıcak yuvası haline getiriyor. Her ne kadar aradaki ilişki her iki tarafın çıkarlarına hizmet etse de yalnızca pragmatik temellere dayandığını söylemek yanlış olur. Bu ilişkiyi özel kılan, yavaş sinemanın ve müzenin bir diğerinin deneyimini yaratabilme potansiyeli ölçüsünde gösterdikleri benzerliktir. Bu benzerlik, son yıllarda gitgide güçlenen bu ittifakı daha umut verici ve verimli kılıyor. Müze gibi eski bir kurum yeniliğe ve değişime, yavaş sinema da görünürlüğe ve endüstrinin ticari baskılarından sıyrılmaya ihtiyaç duydukça bu işbirlikleri güçlenerek artacak gibi görünüyor. l Amsterdam TELEVİZYON Hazırlayan: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK ‘Ebeveyn Kanalı’ rehber niteliğinde... Dijital çocuk televizyonu Düşyeri TV’de anne babaların çocuklarıyla ilgili merak ettikleri ve endişelendikleri konulara yönelik olarak hazırlanan “Ebeveyn Kanalı’’, uzman doktor ve profesyonel rehberlerden oluşan kadrosuyla yayın hayatına başladı. Düşyeri TV Ebeveyn Kanalı’nda çocuk sağlığı ve gelişimine katkı sağlayacak önemli konular, uzmanlar tarafından aktarılıyor. Kanalın değineceği başlıca konular şöyle; “Güncel Anne” rumuzlu Uzman Doktor Elif Pınar Çakır’ın desteğiyle hazırlanan ilk içeriklerde “Bebeğim Ek Gıdaya Hazır mı?, İlk Bir Yılda Ek Gıdaya Geçerken Temel Kurallar Nelerdir, İştahsız ve Sık Hasta Olan Çocuğum İçin Ne Yapmalıyım, İlk 1000 Gün Nedir ve Önemi Nedir, Çocuklarımızı Kış Hastalıklarından Nasıl Koruruz, Sütüm Bebeğime Yetiyor mu.” 07.30 Günaydın Türkiye 10.00 Sendromsuz Pazartesi 11.00 Medya Mahallesi 13.00 Haber Masası 13.15 Ekonomide Haftaya Başlarken 14.00 Haber Masası 15.00 Haber Masası 16.00 Günün Raporu 17.40 Piyasalar Kapanırken 18.00 Halk Ana Haber 19.30 Mehmet Tezkan 20.00 Halk Ana Haber 21.00 Bi De Bunu İzle 07.00 Gün Başlıyor 09.30 18 Dakika 10.00 Haber 10 11.00 Kulis 13.00 Haber 13 14.00 Haber 14 15.00 Haber 15 16.00 Haber 16 16.20 Tele Ekonomi 17.00 Sağlık Masası 18.00 Ana Haber 20.00 18 Dakika 21.00 Tele 1 Spor 23.00 Gün Bitiyor 06.00 Güne Merhaba 09.00 A’dan Z’ye 12.00 Bugün 15.00 Günlük 16.35 Her Şeyden Önce 17.00 Günlük YAYIN AKIŞI cumtv@cumhuriyet.com.tr 07.15 İsmail Küçükkaya İle Çalar Saat 10.00 Çağla İle Yeni Bir Gün 12.15 Şevkat Yerimdar 14.00 Temizlik Benim İşim 16.00 Zuhal Topal’la Sofrada 19.00 Fatih Portakal İle Fox Ana Haber 20.00 Yasak Elma 17.30 Gündem Spor 18.00 Haber 19.00 Ana Haber 21.00 Tarafsız Bölge 23.30 Limitsiz Futbol 01.00 Gece Haberleri 10.55 Yukon Altını 11.45 Havaalanı Güvenliği: First Class 12.40 Albert Lin İle Kayıp Şehirler 13.30 Araba S.O.S. 14.25 Yıldızlarla Buluşma 15.20 Ahmak Bilimi 16.10 Yukon Altını 17.05 Araba S.O.S. 11.25 Alaska: Son Sınır 13.05 Alaska’yı Mesken Tuttuk 14.45 Nasıl Yapılmış? 16.30 Altın Peşinde 18.15 İşte Sürat İşte Ses 19.10 Tamirat 18.00 Yıldızlarla Buluşma 20.00 Sıra Dışı Bir Kaya 21.00 Sular Çekilince: İz Bırakmayan Uçuşlar 23.00 Uçak Kazası Raporu 23.55 Havaalanı Güvenliği: First Class Tadilat 20.05 Hurda Avcıları 21.00 Altın Peşinde 22.50 Sokak Çılgınları 23.45 Dizel Kardeşler 24.30 Kindig Garajı 02.00 Altın Peşinde 10.00 Aramızda Müzik Var 11.00 Sarayın Lezzetleri 14.00 Bir Resim Bir Hikâye 14.30 Tarihin Ruhu 17.00 Eskici 17.30 Bizim Resmimiz 19.00 Geleneğin Kalp Atışları 19.45 Belgesel: Troya Hazineleri 21.00 Yabancı Sinema: Aşk Balık Kokar 22.45 Berceste 22.50 Randevu T.C. BİGA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN Sayı: 2019/255 Esas 20/12/2019 GAİPLİK İLANI MALİYE BAKANLIĞI ile MALMÜD arasında mahkememizde görülmekte olan Gaipliğe Karar Verilmesi davası nedeniyle; Davacı dava dilekçesi ile, Çanakkale İli Biga İlçesi Gümüşçay Beldesi 301 ve 302 parsel sayılı taşınmaz maliki görünen Mehmet kızı Sayibe ve Ali kızı Maile’ye Biga Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 03.04.2001 tarih ve 2001/139 Esas 2001/222 Karar sayılı kararı ile Malmüdürünün kayyım olarak atandığını, Mehmet kızı Sayibe ve Ali kızı Maile hakkında verilen kayyımlık süresi 10 yılı doldurduğundan MEHMET KIZI SAYİBE VE ALİ KIZI MAİLE’yi gören bilen ve tanıyanların iş bu ilan tarihi ve 15 gün arayla ilan yapılarak, bu tarihlerden itibaren 6 ay içerisinde Mahkememizin 2019/255 esas sayılı dosyasına muracaat etmeleri, aksi takdirde gaipliğine karar verileceği hususu ilan olunur. 20/12/2019 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1115105) T.C. BÜYÜKÇEKMECE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2019/330 KARAR NO: 2019/373 Mahkememize acılan nüfus davasında; İstanbul, Zeytinburnu, Kazlıçeşme mah, Cilt: 4, Hane: 1361, BSN: 1’de nüfusa kayıtlı, Yasser ve Sahar kızı, 14/08/1995 Kahire / Mısır doğumlu, 57739656862 TC numaralı Mennatallah YASSER FİKRY ABDELBASET ABOULHASSAN’ın Mennatallah olan adının “MENNA” olarak, Yasser Fikry Abdelbaset Aboulhassan olan soyadının “ALİOĞLU”olarak TASHİHEN TESCİLİNE,karar verilmiştir. 08/01/2020 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1114545) T.C. GAZİOSMANPAŞA 2. AİLE MAHKEMESİ’NDEN Esas No:2017/287 Esas Davacı METİN GÖÇER tarafından Davalı AYŞEGÜL KARLI aleyhine açılan Velayetin Değiştirilmesi davasının yapılmakta olan yargılamasında davalıya HMK’nun 147/2 maddesi gereğince tahkikat duruşma gününün ilânen tebliğine karar verilmiş olup; DavalıAYŞEGÜL KARLI’nın 28/04/2020 tarih ve saat 10.00’da “HMK. 147/2 maddesi gereğince, belirlenen gün ve saatte geçerli bir özrünüz olmadan mahkemede hazır bulunmadığınız takdirde duruşmaya yokluğunuzda devam edileceği ve yapılan işlemlere itiraz edemeyeceğiniz ihtar olunur.” işbu ilânın yayımlanmasından 7 gün sonra tahkikat duruşma gününün tebliği yerine geçmek üzere İsmetpaşa Mah. 106 Sk. No:17/5 Sultangazi/ İSTANBUL adresinde iken meçhul kalan davalı AYŞEGÜL KARLI’ya İLANEN TEBLİĞ olunur. Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1114536) T.C. GAZİOSMANPAŞA 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN Esas No: 2019/167 Esas Mahkememizin 28/11/2019 tarih 2019/167 esas, 2019/295 karar sayılı ilamı ile, Ardahan İli, Damal İlçesi, Otağlı Mahallesi, Cilt:35, Hane:54, BSN:22’de nüfusa kayıtlı Ferman ve Fatma oğlu, 08/05/1986 Gaziosmanpaşa doğumlu, 70729150898 T.C. Kimlik no’lu MESUT HALLİ’nin kayden “HALLİ” olan soyadının “KUMRU” olarak değiştirilmesine karar verilmiştir. İlan olunur. Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1114762) T.C. BÜYÜKÇEKMECE 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2019/329 KARAR NO: 2019/447 HÜKÜM: Davanın kabulü ile, Van İli, Gevaş ilçesi, Elmalı Mah. cilt 1 hane17 BSN 53 ‘de kayıtlı 32546464442 T.C. Kimlik nolu Şara Cengiz’in adının “Zeynep Şara” olarak DEĞİŞTİRİLMESİNE ve bu şekilde nüfusa tesciline karar verilmiş olup, tebliğ yerine geçmek üzere ilanen tebliğ olunur. 09/01/2020 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1114558) KÜLTÜR Mahşer görüntüleri “Herkese Bilim Teknoloji” dergisinin 10 Ocak tarihli son sayısında, Tanol Türkoğlu “İptal Kültürü” başlıklı önemli bir yazı kaleme aldı. Macquaire Sözlüğü’nün yılın kelimesi olarak “iptal kültürü”nü seçtiğini belirten Türkoğlu, bu sosyal medya davranışından yola çıkarak dijital kültürle yoğrulan nüfusumuzun geleceği hakkında ilginç bir yorumda bulunuyor: “Şurası bir gerçek ki yetişmekte olan dijital yerli kuşakların vefalı olmayı öğrenecek kadar boş vakti yok. Her an yeni bir şeye maruz kalıyorlar. Onlar için iptal etmek o nedenle oldukça kolay! (…) Beyinleri uzun süreli hafızaya atacak süreyi bulamadığından önüne gelen hiçbir şeyi saklayamayacak. Onlar sadece vefasız olmakla kalmayacaklar. Anımsayacak anıları bile olmayacak! İçten içe kendini yakan insan tüm gezegeni ateşe vermiş ne gam!” Psikopolitika İletişim araçlarının toplumsal manzarada çok belirleyici bir rol oynadıkları biliniyor, ama bu belleksizleşmede sadece yeni şeylerin ortaya çıkmasının değil, birtakım eski şeylerin ortadan kaldırılmasının da payı olduğunu unutmamak gerek. Tarihçi Eric Hobsbawm 20. yüzyıl sonunda kuşakların bir tür kalıcı şimdiki zaman içinde yetiştiklerini vurgularken, bunu yüzyıl sonunun en ürkütücü fenomeni diye nitelediği “kişinin çağdaş deneyimini önceki kuşakların deneyimine bağlayan toplumsal mekanizmaların yok olması” ile açıklıyordu. Ne ilginçtir ki toplumsal mekanizmalardan “özgürleşen” insan, belleğiyle birlikte özgürlüğünü de yitiriyor aslında. Üstelik bunu “bireysel özgürlük” masalının doruk noktasına çıkarıldığı bir çağda yaşıyor. Güney Koreli kültür kuramcısı ByungChul Han’ın “Psikopolitika” adlı kitabı bu köleleşme sürecini neoliberalizmle ilişkilendirerek irdelerken, aynı zamanda iktidar etme tarzının da nasıl bir değişim içine girdiğini ele alıyor: “Kendini özgür sanan performans öznesi aslında bir köledir. Efendisi olmaksızın kendini gönüllü olarak sömürmesi ölçüsünde mutlak köledir. (…) Yurttaş tüketici haline gelmiştir. Yurttaşın özgürlüğü yerini tüketicinin edilginliğine bırakır. (…) Siyasete sadece edilgin bir biçimde, homurdanarak, şikâyet ederek tepki verir, tıpkı hoşuna gitmeyen hizmet ya da mal sektörüne yaptığı gibi.” Veya tıpkı yukarıda değindiğimiz “iptal kültürü”nde olduğu gibi… Yangın ve katliam İçten içe kendini yakan insan, tüm gezegeni ateşe verecek mi gerçekten? 2019 yılında Amazon ormanlarındaki yangınlar bir yıl öncesine göre %80 artmış, en şiddetli dönemi de Ağustos ayında yaşanmıştı. Amazon’daki yangınların en büyük sebebi olarak kesilen ağaçların köklerinin tarla veya otlak alanı açmak için yakılması gösteriliyordu. Sonra Eylül ayında, küresel etkili orman yangınlarında bayrağı Avustralya devraldı. Orada, yangınların kendi fırtınalarını yarattıkları ve bu nedenle sürekli çoğaldıkları söyleniyor. Tam bir mahşer tablosu… 8 milyon hektar ormanın kül olduğu, 1 milyona yakın canlının yaşamını yitirdiği bu büyük felaket insanmerkezci uygarlığın nasıl çatırdadığını da gösteriyor. Kuraklık tehlikesi karşısında on bin deveyi, ayrıca yaban atlarını helikopterlerden ateş ederek öldüreceklerini açıklıyorlar. Dört buçuk aydır yangınları söndüremiyorlar, ama deve katliamı için ellerini çabuk tutuyorlar… Düşünün, develeri Avustralya’ya taşıyan insan; vahşi doğaya salıveren insan; o devasa yangının ve kuraklığın küresel ısınma üzerinden dolaylı faili insan; kendi yarattığı soruna öldürmekten başka çare bulamayan yine insan… Hafızasız insan… İçten içe kendini yakan insan… Bu kadar bunalmışlığın içinde sevgili dostum, akademisyen Müge Mengü Hale’in yazdığı, Meryem Tanrıkulu’nun resimlediği “Ay Işığını Arayan Denizkaplumbağaları. Çıtırcık ile Pıtırcık” adlı çocuk kitabını okumak çok iyi geldi bana. Ruhum serinledi iki sevimli kaplumbağayla. ELİF ÇAĞLAR’DAN CAZ ATÖLYESİ “Elif Çağlar Caz Vokal Atölyesi”, 19 Ocak’ta 12.0017.00 saatleri arasında, The Badau İstanbul’da (Yeldeğirmeni) yapılacak. Her seviyeden katılımcıya açık olan atölye serisinde vokalistler Elif Çağlar ile, cazın sese kazandırdığı en keyifli kendini ifade etme yollarından “scat” ve benzeri doğaçlama tarzlarına odaklanacak. Cazın farklı stillerinde farklı yaklaşımlarla sololar söyleyebilmek için gerekli olan temel teknikler, caz okulları müfredatındaki gibi bir yaklaşımla öğretilecek ve atölye esnasında bol performansla pekiştirilecektir. Nota bilgisine sahip olmayan vokalistlerin de rahatlıkla anlayabileceği şekilde temel teorik, armonik bilgilerin aktarılacağı atölyede, ayrıca parça yorumlama, caz repertuvarı oluşturma gibi konulara da değinilecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle