22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 10 OCAK 2020 CUMA EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: SERPİL ÜNAY HABER/YORUM ‘Kanal’dan ‘Libya’ya’... Değerli dostlar, Erdoğan, “Kanal 1” (*) gündemini askıya alıp “Libya”yı, “Libya’ya asker gönderme” konusunu gündeme oturttu. Şimdi ülkenin gündeminde ne “2019” yılında “bir milyon iki yüz bin” kişinin “icralık” olduğu ne de yıllık enflasyonu “yüzde 11.84” olarak hesaplayıp, maaş zammının bunun yarısı kadar oluşu var, ne de elektriğe, doğalgaza, bu oranın üstünde yapılan zamlar... Ne de “asgari ücret”in, iki çocuklu bir ailenin, yalnızca, “simit ve çay”la “bir ay” yaşamasına bile yetmediği... Ne de, bu asgari ücretle geçinmeye çalışan “25 milyon” canın durumu... Ne de, “sekiz milyon işsiz” olduğu... Ne de, “Saray”ın milyonları bulan günlük giderlerinin sorgulanması... Var mı yok mu, “Mavi Vatan”a (Libya) asker gönderme konusu... Diplomasi yoluyla çözülmez mi bu sorun, diye sormak bile kimilerini, özellikle birini pek kızdırır oldu. Bilmem ki izlediniz mi “Libya” konusunda Erdoğan ile televizyonda yapılan bir röportajı? Geride bıraktığımız pazar günü, “CNN”de yayımlanan bu uzun görüşmede, “Libya” ile ilgili görüşlerini dile getiren Erdoğan şunu söyledi: “Şu anda muharip güç olarak orada (Libya) farklı ekiplerimiz olacak. Bunlar bizim askerlerimizin içinden değil. Bu farklı ekiplerle, o muharip güçler orada çalışacak!” dedi. (5.1.2020) Kuşkusuz bu sözler özellikle “muharip güçler söylemi”, iç ve dış siyaset ortamında hareketliliğe neden olunca, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu devreye girmek zorunda kaldı: “Bizim amacımız başından beri ateşkesi tesis etmek ve siyasi sürecin canlanmasına katkıda bulunmak!” dedi, ardından da: “Tek çözüm yolu siyasi çözümdür! ABD İran gerginliğinin, ‘diplomasi yoluyla’ azaltılması için yoğun çaba sarf ediyoruz!” vurgulamasını yaptı... Erdoğan’ın şu sırada tüm dünyada büyük bir endişe ile karşılanan bir konu üzerinde bir “Devlet Başkanı” olarak konuşurken, ülkenin “Ana Muhalefet Başkanı”na, “Siyaset nedir bilmez ki!” diye seslenip, eleştirmesi uygun olur mu? Ne ki değerli dostlar, “kanalizasyon çukuru”ndan söz etmediğinde şükretmeli, öyle ya... Öte yanda, anımsanacağı gibi Erdoğan, “İstiklal Marşı”mızın şairi M. Akif Ersoy’dan sık sık söz eder, alıntı yapar. Şairin çokça kullanılan sözlerinden, daha doğrusu vurgulamalarındandır, “Bir kızarmaz yüz bir yaşarmaz göz...” Biliyorum “alıntı yapma bütünü yaz” diyeceksiniz: “Şarka bakmaz garbi bilmez, edepten yok payesi, bir kızarmaz yüz bir yaşarmaz göz bütün sermayesi”... Ve değerli dostlar, “Libya’ya Asker Gönderme” konusu gündeme gelince, “1950”de, “Kore”ye gönderilen “Türk Tugay”ını, bu konuyla ilgili yaşananları, konuşulanları anımsadım. Tuğgeneral Tahsin Yazıcı komutasındaki “Türk Tugayı”, “17 Eylül 1950” günü İskenderun’dan gemiye binip, “17 Ekim”de Kore’nin Pusan Limanı’ndan karaya çıktı. Ünlü “Kunuri Savaşı” ve Zaferi... 2018 şehit, 455 yaralı, 94 kayıp... Bu savaşın, Kore ordusu karşısında zor durumda kalan Amerikan askerlerini kurtarmak için yapıldığının söylenmesi, dedikoduları... O yıllarda, lise eğitiminde yer alan “Askerlik” derslerinde, bu dersi veren “Subay Öğretmen” ile, bitip tükenmeyen konuşmalar eleştiriler... Sinemalarda, “Kore Savaşı” filmleri, radyolarda, gazetelerde uzun uzun Kore haberleri... Kuşkusuz ülkeye getirilen “şehit cenazeleri...” (*) Çanakkale Boğazı’nda da kanal açılması gündemde olduğuna göre, “Kanal’lar”, ister istemez, sayılandırılacak... 10 OCAK 2020 SAYI: 34428 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni AYKUT KÜÇÜKKAYA Yazıişleri Müdürleri Serkan Ozan / Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Şehriban Kıraç l İç Politika: Ali Açar l Gece: Ayça Bilgin Demir l Fotoğraf: Uğur Demir l Kültür Sanat: Yazgülü Aldoğan l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Tel: (0212) 454 32 55 Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 06:51 06:34 06:55 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 08:22 13:16 15:39 08:03 13:01 15:27 08:22 13:24 15:54 Akşam 18:01 17:48 18:15 Yatsı 19:26 19:12 19:37 Hiç unutmuyorum! 67 yıl önce büyük bir gazetemizde, şöyle bir haber vardı: “Balıkesir’de polis, İsa’dan önce 8. yüzyıldan kalma Bizans altın sikkelerini satmaya çalışan kaçakçıları yakaladı!”  Diyelim ki yerel muhabir, Bizans’ın “İsa’dan sonra 330 1453” yılları arasında, tarih sahnesinde olduğunu bilmiyor! Peki, gazetenin, taşra haberlerinden sorumlu görevlisi neden atladı! Yazıişleri sorumluları neden uyudular? Üstelik gazetenin merkezi, Bizans’ın başkenti İstanbul’da değil mi?! HHH Birkaç gün önce, Anadolu Ajansı’nın Ankara çıkışlı bir haberi, bir büyük gazetemizde ve TRT’de yer aldı… Haber’in ilk paragrafı şöyleydi: “Jandarma ekiplerince düzenlenen operasyonda, tarihi eser kaçakçılığı yaptıkları iddiasıyla 4 şüpheli gözaltına alınırken, Helenistik döneme ait 14 heykel ele geçirildi…” Gazetedeki iki fotoğrafa bakınca, biri sanki “heykel başı” izlenimi veriyordu. Oysa 2. fotoğrafta, aynı parça “heykel başı” değil, “bir figür başı (heykelcik başı)” idi… Üstelik devlet yayın kurumları AA ve TRT de “heykel” diyorlardı! HHH Dünyanın en önemli imparatorluklarına, adı bilinen 42 uygarlığa ev sahipliği yapmış ülkemizde, gazetelerin, televizyonların bugün dahi arkeoloji muhabirleri yok! Ne var? İstanbul’da, İstinye Parkı’nda, Nişantaşı’nda, İzmir Çeşme Alaçatı’da, Muğla Bodrum’da “baldır bacaklı ya da dedikodu (!)” haberlerini izleyen, fotoğraflayan tonlarca “magazin muhabiri” var! Bu nedenle gazetelerin sayfalarca günlük “magazin eklerinin” yanı sıra, hafta sonlarında da ikişer “magazin ekleri” yok mu? Ana gazetelerin haber sayfalarında “define” haberleri dışında, bilim sel mirası ile bağlantı lı olağanüstü yeni ha berler yağıyor. Ne var ki hiçbir basın yayın ku rumu, haber kaynayan bu toplantıları izlemiyor, kamuya yansıtmıyor! Basın ve arkeoloji… HHH Türkiye’de, polise ya da jandarmaya intikal et sel araştırmalarla bağlantılı “arkeo lojik buluntular” haberleri var mı? 67 yıl öncesinden bir arkeolo ji haberi! İzmir’in ünlü Agora’sında ki (antik çarşı) bilimsel kazıları ince lemeye “uluslararası akademisyen ve öğrenci değişimi programı” çer çevesinde İtalyan ve Alman öğren ciler gelmişti. Haberde, yabancıların katılımı ile yapılan bu kazılarının öneminin ne olduğuna ilişkin tek sa tır yer almaz ken, katılımcı yabancı genç kız öğrenci ler, resimleri ile “Agora’nın Yeni Melek leri” başlı ğı ile maga Heykelcik başı mı? zin haberi ol muşlardı! HHH “Basın yayın dünyamız”, tarih sel, kültürel ve dinsel miras alanın da olağanüstü zenginliğe sahip ül kemizde “arkeoloji dünyasına” her nedense “definecilik” gözlüğü ile bakıyor. Bu gözlükle bakış ise Türk kamuoyunu yanlış bilgilendiriyor, yönlendiriyor. Dünyada, yalnız Türkiye’de, her yıl “Uluslararası Arkeoloji Sempoz yumu” düzenleniyor. Türk ve ya miş haberler ise okura bilimsellikten uzak, ya lan yanlış, abartılı rakamlarla duyu ruluyor. Bir başka Balıkesir habe ri: “Balıkesir’in Bigadiç ilçesine bağ lı Yörecekler Mahallesi’nde 40 de ve yükü altın gömülü olduğu söyle nen arazide 5 yıl önce aranan, an cak bulunmayınca sonlandırılan ka zı çalışmaları, bu kez farklı kişiler ce, yine resmi makamlardan alınan izinle tekrar baş ladı!” Peki, “40 de ve yükü altının gömülü oldu ğu” hangi bel geye dayalıy dı? Kim uydur muştu bu palav rayı? Yoksa Kâtip Çelebi mi? HHH Basın yayını mızda “defineci liği özendiren”, bir başka yan Heykel başı mı? lış haber türü de dikkati çekiyor… Polis ya da jan darmanın yakaladığı kaçakçılardan el konulan tarihsel yapıtların değer leri abartılıyor. Birkaç örnek… Ankara Emniyet Müdürlüğü poli si “8 tane cam gözyaşı şişesini” ele bancı arkeologlar, Türkiye’de yap geçirdiğinde, haber basında “Ka tıkları arkeolojik kazı ve yüzey araş çakçılara darbe” başlığı altında “8 tırmalarının sonuçlarını, yeni olağa tarihi eserin piyasa değerinin 1 mil nüstü buluntularını açıklıyorlar. Beş günlük bu toplantılarda yon lira olduğu” sözleri ile yayımlandı! Lütfen dikkat! Neymiş? “Piya Türkiye’nin tarihsel, kültürel ve din sa değeri, 1 milyon lira (!)” imiş! 1 milyon dolarmış! İstanbul Kaçakçılık Şubesi bazı ahşap ve bakır tepsilere el koydu. Bazı gazeteler yakalanan eserlerin değerini 20 milyon lira, bazıları ise 15 milyon lira olarak duyurdu! (!) Hangisi doğru? Hiçbiri! Efes yakınlarında kaçak kazı yapanlardan, bir Afrodit heykelciği ile bazı cam nesneleri satın alan İzmirli 2 müteahhitteki bu yapıtlara polis el koydu. Müteahhitlerin, bunları “kat karşılığında!” satın aldıkları öne sürüldü (!) Polisin, İstanbul’da bir otelde 4 eski eser kaçakçısını gözaltına alırken, el konulan altın taç ve öteki nesnelere 1 milyon dolar (!) istendiği de bildirildi. Yunan rüzgâr tanrısı Hermes’in heykel başını, Sivas’ta 1 milyon dolara (!) satmaya çalışan 14 kişi gözaltına alındı. HHH Bilgisizce yayımlanan bir başka “abartılı yalan” haber türüne de rastlanıyor… Örneğin Yunan mitolojisinin “çeyrek tanrısı” ve Troya Savaşı’na katılan “Aşil’in kılıcını satanlar yakalandı!” ya da bir köy evinde “Hazreti Süleyman’ın mührü kaçakçılarda ortaya çıktı!” türünden haberler yayımlandı… Basın bu tür haberleriyle kaçakçılığı körüklüyor… HHH Basın ve yayın kurumları; arkeoloji sanat tarihi mezunlarını da keşke “muhabir” olarak çalıştırmaya başlasalar. Böylece gazetelere, saçma sapan haberler yansımaz, ayrıca kamuoyu baldır bacak haberlerinin yanı sıra daha iyi aydınlatılır ve bilinçlenme yaratılır... Şehitlere hazin törenBarışPınarıHarekâtıbölgesindebombalıaraçsaldırısındaşehitolmuşlardı Barış Pınarı Harekâtı bölgesinde yol kontrolü sırasında meydana gelen bombalı araç saldırısı sonucu şehit olan Astsubay Sinan Köse (25), Uzman Çavuş Erol Yanık (26), Uzman Onbaşı Halil Karakoç (25) ve Uzman Onbaşı Fatih Akbulut (25) dün memleketlerinde düzenlenen törenlerle toprağa verildi. Şehit Uzman Çavuş Erol Yanık için memleketi Gaziantep’te Nakıboğlu Camisi’nde tören düzenlendi. Törene, şehidin babası Mustafa, annesi Halime Yanık ile ailesi, yaklaşık 1 aylık nişanlısı Melek Şanlı ile siyasiler ve çok sayıda yurttaş katıldı. İl Müftüsü Ahmet Çelik’in kıldırdığı cenaze namazının ardından Yanık’ın naaşı, Asri Mezarlık’ta bulunan şehitlikte toprağa verildi. Şehit Uzman Onbaşı Fatih Akbulut için Mardin’in Midyat ilçesinde tören düzenlendi. Şehidin naaşı, Bağlar Mahallesi’ndeki baba evine getirilerek helallik alındı. Akbulut için Ebu Zeyt Camisi’nde ikindi namazının ardından cenaze töreni düzenlendi. Tören sırasında, şehidin 2 ay önce evlendiği eşi Funda, annesi Ayşe ve babası Mehmet Şerif Akbulut ile kardeş Şehit İstihkâm Astsubay Kıdemli Çavuş Sinan Köse’nin cenazesinde ailesi gözyaşı döktü. leri, tabuta sarılarak gözyaşı döktü. Kılınan namazdan sonra şehidin cenazesi, Kıble Mezarlığı’nda toprağa verildi.Törene, şehidin ailesi ve yakınlarının yanı sıra siyasiler ve yurttaşlar katıldı. Şehit İstihkâm Astsubay Kıdemli Çavuş Sinan Köse’nin cenazesi memleketi Mersin’in Tarsus ilçesine bağlı Taşobası Mahallesi’ndeki baba ocağına getirildi. Şehidin eşi Yeter, babası Hacı ve annesi Songül Köse cenaze töreni boyunca gözyaşlarına boğuldu. Köse’nin silah arkadaşları da törene katıldı. Şehit Astsubay Sinan Köse, ilçeye bağlı Taşobası Mahallesi’nde toprağa verildi. Saldırıda şehit olan Astsubay Çavuş Sinan Köse ve Uzman Onbaşı Halil Karakoç için memleketleri Mersin’de tören düzenlendi. Anne Songül ve baba Hacı Köse, yakınlarının desteğiyle ayakta durabildiler. Köse’nin cenazesi, ilçedeki Taşobası Mezarlığı’nda toprağa verildi. Şehit Uzman Onbaşı Halil Karakoç için de merkez Yenişehir ilçesindeki Muğdat Camisi’nde tören düzenlendi. Törene şehidin annesi Fatma, babası Çetin, kardeşleri ve yakınları ile siyasiler ve yurttaşlar katıldı. Karakoç’un cenazesi, Mersin Şehir Mezarlığı’nda toprağa verildi. l Haber Merkezi KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com ‘SEÇMEN USULSÜZLÜĞÜ’ DAVASINDA TUTUKLU KALMADI İstanbul Büyükçekmece’de 31 Mart 2019’da yapılan yerel seçimler öncesinde bazı yurttaşların adreslerini bilgi ve onayları dışında ikamete uygun olmayan yerlere taşıdıkları, bu konuda talimat verdikleri iddia edilen aralarında Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün ile yardımcılarının da olduğu 20 sanığın yargılanmasına devam edildi. Bakırköy 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün görülen duruşmada Akgün, bu davanın siyasi bir dava olduğunu ileri sürerek, “Böyle bir olayla ilk kez karşılaşıyorum. Bana ve aileme yapılan bir komplodur” dedi. Davanın tek tutuklu sanığı Özgür Samanlı ise iki çocuğu olduğunu, çocuklarının psikolojisinin bozulduğunu ifade ederek tahliyesini ve beraatını talep etti. Mahkeme, sanık Özgür Samanlı’nın yurtdışına çıkış yasağı şartıyla tahliyesine karar vererek duruşmayı erteledi. l DHA BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Namlusu altı yivli top ve tüfeklere verilen ad. 2/ İtici neden, güdü... Köpeklerde yaş. 3/ Baharatlı sirkeye yatırılmış 1 PLAS İ YER 2 N İ VO OPUS 3 ÖD N İ K İ T A 4 MAKARON İ K 5 OKAR ZEN 6 N İ L PUT H 7 İ İ ZAN DO 8 A T ASAGUN 9 KR EMA OY A koyun etinden yapılan şiş... Uzaklık anlatmakta kullanılan söz. 4/ Giresun’un bir ilçesi. 5/ İri taneli bir pirinç türü... Tavlada “üç” sayısı. 6/ Türkiye’nin plaka imi... Bir soru sözü... Tatlı bir çörek. 7/ İstatistikte, bir grup veri içinde en sık görülen değere verilen ad... Rüşvet verenle alan arasında aracılık eden kimse. 8/ Korunmak için bir yere bırakılan eşya... Kuzu sesi. 9/ Suriye ve Mezopotamya’da birçok krallık kuran eski bir halk. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Güney Anadolu’ya özgü, buz kırıkları ve şerbetle yapılan serinletici bir içecek. 2/ Yunan abecesinde bir harf... Bitkisel kökenli bir yiyecek ya da içeceğin damakta algıla nan hoş kokusu. 3/ Bir ile iki yaş arasındaki koyun... Ensiz. 4/ Fransa’da bir kent... Sod yum elementinin simgesi. 5/ “Tanrı kabul etsin” anlamında kullanılan söz... Bir işe gönlü olma. 6/ Elisıkı, cimri... “ çıkınca ortaya mazi silinmeli” (Tevfik Fikret). 7/ Yabancı... Basamak biçiminde yeryüzü şek li. 8/ Hitit... Kaynak, pınar. 9/ Başkalarının sırtından geçinen kimse... Yiğit, kahraman.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle