14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 1 OCAK 2020 ÇARŞAMBA Libya’da karşımızda Rusya, Mısır olacak! 2020’ye Libya gündemi ile giriyoruz. Yarın TBMM’de Libya’ya asker göndermeye ilişkin tezkere oylanacak. Yakın tarihimizde “tezkere” deyince akla gelen ilk tarih, 1 Mart 2003. O gün, yaklaşık 70 bin Amerikan askerinin topraklarımızda konuşlanmasına, başta İskenderunDiyarbakır hattı olmak üzere pek çok havaalanı ve limanın ABD üssü olarak kullanılmasına ilişkin tezkere Meclis’te oylandı, reddedildi. Ve Türkiye işgalden kurtuldu. O günden bu güne çok şey değişti.  Sonuç olarak Meclis’in 1 Mart tezkeresinde olduğu gibi gerçekçi bir karar vermesini, askerimizin Fizan çöllerinde belirsizliğe sürüklenmemesini diliyoruz. HHH Libya’ya asker gönderme gerekçelerini 7 gün 24 saat canlı yayınlar eşliğinde anlatmaya çalışan Erdoğan’ın öne sürdüğü maddelerin hiçbirinde haklılık ve akılcılık yok. Ana hatlarıyla sıralayalım... 1 Erdoğan, BM’nin Türkiye’nin de desteklediği Serrac hükümetini meşru muhatap aldığını söylüyor. İyi ya... O zaman Türkiye olarak doğrudan müdahil olmaya ne gerek var? Çal BM’nin kapısını. De ki: “Eyyy BM, tanıdığın hükümet zor durumda. Meşru olmayan güçler onu devirmeye çalışıyor. Neden sessiz kalıyorsun? Sen, dünyanın uluslararası hukuka göre düzen tutmasını istemiyor musun?” Eğer BM, sorumluluğunu yerine getirmezse, o zaman da başta İslam İşbirliği Örgütü olmak üzere, dünya kurumlarını ayağa kaldır. 2 Libya’ya bu adımı atmasaydık, Akdeniz’de sahile bile çıkamazdık tezi, hem suçlu hem güçlü denecek türden. Akdeniz’i bu hale kim getirdi? Akdeniz’de Türkiye’yi dışlayan ilk işbirliği 2003’te başladı. Önce Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile İsrail, sonra Mısır ikiliüçlü anlaşmalar yaptı. 2013’te Lübnan’ı aralarına aldılar. Bütün bu anlaşmalar her aşamasında BM tarafından onaylandı. 2017’den itibaren Doğu Akdeniz Gaz Forumu adı altında platform oluşturdular.  Bütün bunlar olurken ülkede kim iktidardaydı? Bir de, yavuz hırsız ev sahibini bastırır örneği, “CHP’ye kalsa Akdeniz’i kaybederdik” diyorsunuz. Zaten kaybettirdiniz, Libya ile ucundan yakalamaya çalışıyorsunuz. Bu sefer yanlış yerinden tutuyorsunuz. 3 Rusya ve Mısır Hafter’i tutuyor. Bunu açıkça ilan ettiler. Bunu yaparken yanlarına Suudi Arabistan ve çevresindeki ülkeleri de aldılar. Türkiye, bölgede sıcak temasla karşı karşıya kalırsa, muhatap Hafter’in yanında Rusya ve Mısır da olabilir. “Libya’da İhvan kazanırsa bu benim güvenliğimi tehdit eder. En büyük İhvan gücü Mısır’da.” Bu teze dayalı olarak Mısır tanklarının Hafter güçlerini desteklemek üzere Libya’ya girdiği bilgisi var. Karşımızda birbiriyle bağlantılı bir koalisyon dikkati çekiyor. Türkiye kiminle? 4 Libya’da birbirine düşmanlaşan gruplardan hangisi ilerlese olan öncelikle halka olacak. Çevre ülkelere gitmek sorun olduğunda, onların can güvenliği için gemilere doldurup Türkiye’ye mi getireceğiz? Böyle bir olasılığın olmadığını kim garanti edebilir? HHH Türkiye, özellikle birinci maddede altını çizdiğimiz diplomatik yolu mutlaka denemeli, öncelik vermeli... Dikkat çeken bir nokta var: Türkiye, Suriye’de sınır ötesine bir atım atınca nasırına basılmış gibi bağıran devletler Libya’da niye sessiz? Bir bildikleri mi var? Türkiye hele bir çöle gelsin, sonra bakarız mı diyorlar? Yarın TBMM’ye çok büyük sorumluluk düşüyor. AKP’nin tek ilacı kutuplaşma... Olabildiğince buna meydan vermeden kamuoyuna, AKPMHP milletvekillerine anlatmak gerekiyor: Fizan çölünde ne işimiz var? TSE, HAK’tan sertifika aldı Üretim maddelerini dini değerlendirmeye tabi tutacak “helal uygunluk” kuruluşlarına ilişkin sertifika Helal Akreditasyon Kurumu’na (HAK) resmi ilk başvuruyu yapan Türk Standardları Enstitüsü’ne akreditasyon sertifikası verildi. HAK’ın altyapı çalışmalarını tamamlamasının ardından ilk başvuru 20 Kasım’da TSE tarafından yapıldı. İnceleme, değerlendirme ve denetimler sonucunda TSE’ye ilk helal akreditasyon sertifikasının verilmesi yönünde karar alındı. TSE’nin dini değerlendirme yapmasının önünü açan sertifika Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın katıldığı törenle kurum yetkililerine teslim edildi. l ANKARA/Cumhuriyet HABERTASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Türkiye bu yıl iç siyasette neyi konuşacak? Babacan ve Davutoğlu’nun partileri hangi tabanda karşılık bulur? Kanal İstanbul tartışmasından iktidar zarar görür mü? Araştırma b2u0n2l0ar’dı keonuşacağızcılarİbrahimUslu,MuratGeziciveAdilGürcevapladı. İPEK ÖZBEY İBRAHIM USLU: ERKEN SEÇIMI TARTIŞACAĞIZ n İşsizlik, enflasyon, döviz kurları, şirket iflasları ve siyanürle intiharlar gibi yoksulluğun neden olduğu bireysel dramlar hakkında 2020’de de konuşmaya devam edeceğiz. Standart konulardan biri de politik mi hukuki mi olduğu konusunda tartışmalara konu olan yargılamalar. Son bir hafta içinde Osman Kavala’nın AİHM kararına rağmen tutukluluk halinin devam ettirilmesi ve Sözcü gazetesi davasında verilen mahkumiyetler, bu yargılama süreçlerinin 2020 yılında da kamuoyunun gündeminde olacağını gösteriyor. Konuşulacak bir diğer konu ise yeni partilerin siyasi yaşama eklenmesi ile birlikte ortaya çıkacak yeni politik rekabet ve ittifak yapılarında olası gelişmeler olacaktır. n HDP, CHP, İYİ Parti ve AK Parti, 2020 içinde genel kongrelerini yapacak. Bilhassa CHP ve AK Parti kongrelerinin çok konuşulacağını düşünüyo rum. n 2020’de erken seçim tartışmasının daha sık yaşanacağını düşünüyorum. Ekonomideki gelişmelere paralel olarak erken seçim konusu hararetlenebilir. USLU n Yaptığımız kamuoyu araştırmalarında Babacan ve Davutoğlu’nun partilerine farklı politik eğilimlerden, demografilerden ve sosyoekonomik gruplardan ilgi olduğunu gördük. Bu açıdan bakıldığında, kamuoyunun her iki partinin de uçlardan çok, merkeze yakın olacağını düşündüğünü anlıyoruz. Nitekim Sayın Davutoğlu kamuoyunu yanıltmadı ve merkeze hitap eden bir parti programıyla çıktı. Bu anlamda kentli sağ seçmenlere ve sağsol ayrımını anlamlı bulmayan yeni seçmen profiline daha çok hitap etmeyi hedeflediklerini söylemek mümkün. Sayın Babacan’ın kuracağı partinin ise en az Gelecek Partisi kadar merkezde, liberal/çoğulcu demokrasiden ve parlamenter sistemden yana olacağına kimsenin şüphesi yoktu zaten. Tabii ki bu durum, her iki partinin de sağın kaleleri olan küçük Anadolu şehirlerini, Kürt seçmenleri ve kırsal oyları ihmal edeceği anlamına gelmiyor. Ben her iki partinin daha çok metropol seçmeninin ilgisine mazhar olacağını düşünüyorum. Cumhur İttifakı bileşenlerinin yerel seçimde oy kaybettiği şehirlerde, iki yeni partinin de potansiyeli yüksek olacaktır. n Başkanlık sistemine geçildiğinden bu yana AKP de, MHP de kendi seçmeniyle sorun yaşıyor. Bu nedenle 24 Haziran 2018 milletvekili genel seçiminde Cumhur İttifakı’nın toplam oyu yüzde 53.6 iken bu oran yerel seçimlerde belediye meclisi ve il genel meclisi sonuçlarını baz aldığımızda yüzde 50’ye düştü. O günden sonra da her iki partinin seçmenlerinin bir bölümünün mutsuzluğu devam etti. Seçmene, “Oy verdiğiniz partiyi ne kadar başarılı buluyorsunuz” diye sorduğumuzda AK Parti’ye oy verenlerin yaklaşık yüzde 20’sinin, MHP’ye oy verenlerin ise neredeyse yarısının partisini yeterince başarılı bulmadığını görüyoruz. Bu mutsuz seçmenlerin iyi bir alternatif bulduklarını düşünmeleri durumunda parti değiştirme olasılığı söz konusudur. Bu nedenle AK Parti ve MHP, yeni partilerden en çok etkilenmesi muhtemel iki partidir. MURAT GEZICI: KABINEDE BÜYÜK DEĞIŞIKLIK BEKLIYORUM n Yeni yılda CHP’nin, bir yandan belediyelerdeki başarısını artırmak için girişimler yapacağını, diğer yandan ise bu başarısının konuşulmasına yönelik bir kamuoyu yaratmak amacıyla çabalayacağını düşünüyorum. Fakat burada şu nokta önemli: CHP bu süreci nasıl yönetecek? CHP’li belediyeler yerel hizmette ön plana çıkmaya başlamışken seçmenler daha somut çözüm ve hizmetler görmek isteyeceklerdir. Eğer seçmen, talep ettikleri şeyler yerine getirilmezse affetmez. Bununla birlikte, seçmenin alışık olmadığı bir partiye verdiği emanet oyların genel seçimlere yansıyabilmesi için en az 34 yıl gibi bir zaman gereklidir. Yerel seçimlerde genel olarak muhalefetin kazancı daha yüksek oldu. Fakat genel seçimlere baktığımızda büyükşehirlerde oy potansiyeli bakımından AK Parti halen önde görünüyor, yaklaşık olarak yüzde bir uyuşmazlık yaşadığında bunu ka ti ve Saadet Partisi’nden alacaktır. Öte 42’nin üzerinde bir oy potansiyeli var, muoyuna direkt yansıtmıyor ve soru yandan Babacan, oyunun üçte birini buna MHP’yi de dahil edersek rakam nu, sağduyu ile hızlı bir çözüme kavuş AK Parti’den, kalanını ise diğer parti yükseliyor. Seçmen yerel seçimler turuyorlar. Çünkü beka sorunu, Cum lerden ve sandığa ilgi göstermeyen, si de iktidara bir sarı kart gösterdi, uya hur İttifakı’nın gündeminde tazeliği yasete uzak duran kararsızlardan, ağır rı verdi. Bu yüzden iktidar, muhteme ni korumaya devam ediyor. Bu sorun, lıklı olarak da merkezde yer alan seç len 2020’de kendi politikasını bu uya seçmenler nezdinde ortaklığın vazge menlerden alacak gibi görünüyor. rı üzerinden şekillendirecek, yeni yıl çilmez olduğu algısını beslemeye de n Düzenli olarak her ay yaptığımız da seçmene yeni şeyler söyleyecektir. vam edeceğe benziyor. Oysa Millet araştırmalarda Davutoğlu ve Babacan Türkiye’nin ara sokaklarından çekilip İttifakı’nda uyuşmazlıklar dışarıya da hareketinin bugünler itibarıyla çok cid anayollara, caddelere odaklanacaktır. ha kolay yansıyor. Bu anlamda muha di bir oy tabanına hitap etmediğini gö Ayrıca kabinede üç ya da dört isim dı lefet içinde çatlaklara ve ayrılıklara da rüyoruz. Bu nedenle hiçbir partinin ta şında büyük bir değişiklik yapılacağını ha çok şahitlik edeceğimizi düşünüyo banından ciddi bir kopma beklemek öngörüyorum. rum. Babacan’ın partisi, İYİ Parti’den doğru olmaz. Ancak unutmayalım ki ar n Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu çok ciddi bir oy alabilir. AK Parti’de bu tık yeni hükümet sisteminde siyasi par AK Parti’ye bir “al oran yüzde 7.8’dir. MHP’de ise yüzde tilerin oy oranlarının çok da önemi yok. ternatif” olarak yo 5.4’e kadar iniyor. Sadece TBMM’de milletvekili sayıları la çıktı görüntüsü verse de esas yüz ADIL GÜR: MERKEZIN SOLUNDA nı belirlemek açısından önemli. Kazanmak için artık 50+1 gerektiği için par de 50+1 oy oranın YENI HAREKET ŞAŞIRTMAZ! tilerden daha çok ittifakların önemli ol da denge oluştur n Türkiye iç siyasette başta ekonomi duğunu düşünüyorum. Bu nedenle oy mayı arzuluyor. An olmak üzere 2019’daki gündem mad oranı ne olursa olsun, siyasi hayatımız cak ciddi oy alama delerini konuşmaya devam edecek. Ka da yer alacak bu iki yeni partinin bun yacaklarının da far nal İstanbul, Suriyeliler, Libya, ABD dan sonraki ilk seçimde hangi ittifa kındalar. Kamuoyunda bu partilere da GEZİCİ ile ilişkiler, yeni partiler ve yeni ittifak kın içinde yer alacağı önem arz edecekarayışları en çok konuşulacak gündem tir. Şayet Cumhur İttifakı ile değil, Mil ir beklentide ibre sürekli aşağı yön maddeleri olacak. Tabii ki Suriye, terör let İttifakı’yla birlikte hareket ederler lü hareket ediyor. Bu negatif durum le mücadele, siyasetin ve gündemin ilk se siyasi dengelerin değişmesine neden da, partilerin siyasal iletişimde izledik sıralarında olmaya devam edecek. olabilirler. Oy oranlarını özellikle eko leri yanlış stratejiler çok etkin. Mesela n Davutoğlu da Babacan da yaptıkla nomik konjonktür belirleyecektir. İşler Babacan’ın partisinin oluşumu bir ne rı açıklamalarla hedef kitlelerini açık yolunda giderse bek vi “şehir efsanesine” döndü. Partinin ça tanımladılar. Davutoğlu ve Gelecek lenenden daha az, kamuoyuna duyurulacağı tarihlerde Partisi, AK Parti ve Saadet Partisi taba kötüleşirse beklenti sürekli değişiklikler yapılıyor. Bu du nındaki muhafazakâr seçmenlere hi lerin çok üstünde oy rum, hedef kitlede partilerin “yeterin tap ediyor. Babacan hareketiyse kendi alabilirler. Yeni ku ce hazırlıklı olmadıkları” algısı yaratı ni merkeze konumlandırıyor. Yapılan rulan veya kurulacak yor ve beklentileri düşürüyor. Aynı za araştırmalarda da Gelecek Partisi’ne partilerle birlikte Sa manda Babacan ve Davutoğlu AK Parti ve Saadet Partisi’ndeki adet Partisi, Cumhur aileleri siyasal İslamın için muhafazakâr taban kısmen ilgi gösteri ve Millet İttifakı dı de yer almış önemli isim yor. Babacan hareketine partilerinden şında üçüncü bir itlerdir, fakat çıkışları si memnun olmayan hemen hemen bütün tifak oluşturabilir GÜR yasal İslamcı yönün partilerin tabanlarından ilgi varmış gi ler. Kazanmak için 50+1’in gerekti de değil de daha çok li bi görünüyor. Yani Ali Babacan’ın ku ği yeni sistemde kuvvetle muhtemel beral demokrat yönün racağı partiye oy verebilirim diyenler dir ki bu üçüncü ittifakı yanına alan dedir. Bu durum, onların sadece AK Partililer değil, CHP, MHP, bir adım öne geçecektir. Siyasette ye muhafazakâr ve dindar seç İYİ Parti gibi partilerin tabanlarından ni arayışlar olduğu aşikâr. Bugünden men üzerinde etkide bulunması da seçmenler var. Şunu söylemek yan belki kesin bir şey söylemek yanlış na bir tür set çekebilir. Ayrıca bu isim lış olmaz; önümüzdeki dönemde bu iki olur, ancak merkezin solunda yeni ler, zamanında AK Parti içinde önemli yeni partiden Davutoğlu, alacağı oyun bir oluşum, yeni bir hareket olması mevkilerde bulunmuş kişilerdir. Zama neredeyse tamamına yakınını AK Par şaşırtıcı olmayacaktır. nında izledikleri politikanın etkisi halen devam ediyor, AK Parti’ye yönelik İBRAHİM USLU MURAT GEZİCİ ADİL GÜR eleştirileri seçmen tarafından “inan n Çevre duyarlılığı yüksek n Türkiye’de son yıllarda n Türkiye’de kutuplaşma dırıcı” bulunmayabilir. Dezavantajları metropol seçmeninin, Ka gelişen bir çevre bilinci ve nedeniyle bir tarafın siyah bir avantaj haline getirebilirler mi zaman gösterecek. n AK Parti ile MHP’nin anlaşamadığı bazı konular olabiliyor ve bu, zaman zaman kamuoyuna yansıyor. Af süreci bunlardan biri. Ancak MHP, Cumhur İttifakı’nda adeta bir yapıtaşı ve bunun önemini AK Parti iyi biliyor. Herhangi nal İstanbul konusunda iktidara tepki duyacağını düşünüyorum. AK Parti’nin son yerel seçimlerde büyük kentlerin çoğunu kaybetmesinin nedenleri arasında AK Partili belediyelerin çevre dostu olmayan şehircilik anlayışları ol çevrecilik hareketi var. Kanal İstanbul projesi, çevre ve ülke güvenliği için tehditler barındırıyor mu? Kullanılacak maddi kaynaklar, ülke ekonomisini zor duruma sokar mı? Ekonomide dalgalanmalar yaşanırken, işsizlik yüksek se dediğine öbür taraf asla siyah demiyor. Her konuda kamplaşıyoruz. İşler yoluna girer, ekonomi iyileşir, insanlar hayatından memnun olursa iktidar, Kanal İstanbul tartışmalarından zarar görmez. Şayet ekonomik sıkıntılar duğuna şüphe yok. İktidar, viyesini korurken bu pro devam eder veya ekono gerekçelerini tatmin edici je neden yapılmalı gibi mide işler daha da kötüye bir biçimde ortaya koya can alıcı sorular konusun giderse Kanal İstanbul tar madığı bu proje nedeniyle da halkın ikna edilmesi ge tışmaları seçmen davra seçmenlerinin bir kısmını rekiyor. Aksi durumda AK nışlarını etkileyecek, ikti daha kaybedecektir. Parti sıkıntı yaşayabilir. dara zarar verecektir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle