Katalog

8 9 EYLÜL 2019 PAZARTESİ EDİTÖR: CAFER KURT HABER Ayrıntılar Herkes yalnız, ama olmamalı! Cuma günü Canan Kaftancıoğlu yargılaması yapılırken, özel seçilmiş mahkemenin ne türden karar vereceğini merak ediyorduk. Merak deyince, “adil karar verilme” olasılığı seçenekler arasında yoktu. Şıklar, “adaletsiz”, “çok adaletsiz”, “akıldışı olacak kadar adaletsiz” şeklindeydi. En kötüsü oldu. Yargı topluma güven vermiyor, adalet duygusu örselenen insanlar ona göre tutum alıyor. Ya iyice sinip “memleketi ben mi kurtaracağım” deyip kafasını kuma gömüyor kişi, ya da “eğer şimdi tepki vermezsem, toplumsal yükümlülüğümü yerine getirmemiş olurum, çocuklarımıza borçlu kalırım” düşüncesiyle öne atlıyor. İkisi de insani; doğrusu, sorumlu davranmaktır kuşkusuz. İlk gruba girenlere sıkça rastlıyorum günlük yaşamda. “Arkanızdayız” diyenler mesela. Herhangi bir adaletsizlik karşısında “Neden o değil de ben öne atılmalıyım” diye soruyorum kendime. Adaletsizliğe direnmek yurttaşlık görevi değil mi? Aydın sorumluluğu taşımak etik zorunluluk değil mi? Oysa o insanlar arkada olmayı yeğliyor. Doğrusu yan yana, kol kola olmak oysa. Bunun için de örgütlülük gerekir. Liberaller bireyi öne çıkarır. İnsanları tek tek avlamak kolaydır. Bu yüzden AKP örgütlü tüm yapıları ortadan kaldırmak istiyor. Şimdi sırada barolar var. Elbette kurumların kapısına kilit vurmak yerine “yandaş” olarak paketlemek en güzeli. Dünya sorarsa eğer, “Sendikan var mı” diye, “var işte” diye gösterirsin. Mimar Mühendisler Odası, Tabipler Birliği gibi tüm güçlü örgütleri dağıtmak istiyor iktidar. Üstelik bunu yaparken her kurumun içinde mutlaka işbirlikçi de buluyor. Feyzioğlu örneği ibretliktir. Kaftancıoğlu yargılamasına tepki büyüktü. Kalabalıklar İstanbul İl Başkanı’nı yalnız bırakmadı. Gerçek bu mu peki? AKP’li yıllarda onlarca hukuksuzluğa tanık olduk. Hemen tümünde ilk tepkiler güçlü oldu, sonra sönümlendi. İnsanlar yıllarca mahpus yattı, ağır bedeller ödedi. Hâlâ Cumhuriyet yazarları, çizerleri açık hukuksuzlukla içeride yatıyor. Pek çok örnek verebiliriz. Bir de sosyal medyada bilmemkimyalnızeğildir etiketi ardından toplanıp görev yaptığını, tepki verdiğini sanma yanılgısı var. Gezi’de ciddi işlevi olan sosyal medya, şimdi tersi etki yapıyor. İnsanlar yalnızdeğildir diye yazıyor, ardından mahkum olan kişinin koyu yalnızlığı iyice derinleşiyor. Çünkü örgütlü değil toplum. Liberal dünya, 1 Mayıs 1977’yi gördükten sonra kararını verdi: “Bir daha asla Türkiye’de örgütlü, sınıf bilinci olan, aydınlanmacı insanlar yetişmeyecek”. Toplumun unutkanlığı kadar acı olan bir başka hakikat daha var. Kişisel gerekçelerle yargılanan kişilere mesafe koyanlar. Oysa siyasallaşmış mahkemeler herkesin sorunudur. Burada “ama”, “fakat” olmaz. İlkesel tutum takınmak koşuldur. Şimdi bakıyorum kimi laik milliyetçiler, “Yazdıklarına katılmıyorum ama Canan, bu kadar da olmaz, yanındayım” diyor. Yahu “söylemine katılmıyorum” vurgusunu niye yapıyorsun ki? Bunu taktik olarak görüyorum. İktidara ileti: “Ben onun gibi düşünmüyorum ama işte adımız bir kez muhalife çıkmış, idare edin” türü uyanıklık. Kaftancıoğlu’nun suçu ne? Yazmak, konuşmak. Ne söylerse söylesin “ifade özgürlüğü” içindedir eylemi. O halde soru açık: “İfade özgürlüğünü savunuyor musun?” Bunu söyle bize. Çok anımsattım, Avrupa Mahkemesi “Erbil Tuşalp Kararı” nettir. “Toplumu irkilten ifadeler de koruma kapsamındadır.” Düşmanı tanıyoruz da, bu bulanık suda “dost kim?” anlamak hayli güç. Temenni etmem, ama Kaftancıoğlu da unutulanlar kervanına dahil olabilir. “Arkandayız” diyenler kötü niyetli değil, ama yorgun. Tek çözüm örgütlü olmaktır. “Koskoca CHP örgütü var” diyenler olacaktır. Doğrusu hayli deneyim kazandı CHP örgütü. Ağır sorumluluk aldı, yük sırtlandı. Düne dek “Bunlardan bir şey olmaz” diyenler, özellikle İstanbul seçim sürecinde CHP örgütüne saygı duydu. Siyasal baskılar hepimize öğretiyor. Bu zor süreçte liderler önemli. Örgütü diri tutmak için eylem planı, söylem tutarlılığı gerekir. Her siyasi mücadele, gücünü haklılığından alır. Eğer kendinizden eminseniz ikirciklik taşımazsınız. Bu uyarıyı özellikle yapıyorum: Tutarlılık, direnç, inat ve ideoloji önemlidir. Örgütler neyi, niçin yaptığını bilmek ister. Neredeyse her yazımda “sosyalizm” vurgusu yapmam elbette rastlantı değil. Kapitalizmin bunca derin krizi karşısında, tüm dünya kafa karışıklığı yaşıyor. Ya Ergin Yıldızoğlu söylemiyle “Yeni Faşizm” kazanacak ya da insanlık bu sınavı başarıyla verecek, artık sömürü düzenine başkaldıracak. Düzeni onarmak için gösterilen çabayı, belki “başka bir dünya mümkün” demek için harcamanın tam zamanı. Hep söyledim, sağcılıkla gidilecek yol yoktur! Karadeniz’in önde gelen gazetecilerinden Şefik, Cumhuriyet’in Trabzon temsilciliğini yürütüyordu Ahmet Şefik’i kaybettikAyrıntılar Ayrıntılar Cumhuriyet’in 1992 yılından bu yana Trabzon temsilciliğini yapan gazeteci Ahmet Şefik Mollamehmetoğlu (57) tedavi gördüğü Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Farabi Hastanesi’nde önceki gün akşam saatlerinde yaşamını yitirdi. Mollamehmetoğlu’nun cenazesi bugün İskendepaşa Camisi’nde öğle vakti kılınacak cenaze namazının ardından Akçaabat Demirkapı köyündeki aile kabristanında toprağa verilecek. Mollamehmetoğlu, bir süredir kanser tedavisi görüyordu. Mollamehmetoğlu için ilk tören bugün 10.30’da Trabzon Gazeteciler Cemiyeti önünde yapılacak. Ahmet Şefik Mollamehmetoğlu, buradaki törenin ardından İskenderpaşa Camisi’nde öğle namazının ardından kılınacak cenaze namazı sonrası Akçaabat Demirkapı köyündeki aile mezarlığında toprağa verilecek. Ahmet Şefik Mollamehmetoğlu 1962’de Trabzon’da doğdu. An kara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi (SBF) Basın Yayın Yüksek Okulu’nu bitirdi. 9 yıl Ankara’da çeşitli gazete, dergi ve haber ajanslarında politika muhabiri olarak çalıştı. 1990’da meslek yaşamına Trabzon’da devam etti. 1992 yılından bu ya na gazetemizin Trabzon temsilciliğini de yapan Ahmet Şe Ahmet Şefik fik Mollamehmetoğlu, KTÜ İletişim Fakültesi’nde “Haber Toplama ve Yazma Teknikleri” dersi verdi. “www.viratrabzon.com” haber portalının yayın yönetmenliğini de yapan Mollamehmetoğlu, Türkiye Gazeteciler Sendikası ve Çağdaş Gazeteciler Derneği üyesiydi. Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’nde bir dönem başkanlık da yapmış olan gazeteci yazar Mollamehmetoğlu, bir süredir kanser tedavisi görüyordu. Mollamehmetoğlu, evli ve bir çocuk babasıydı. l Haber Merkezi Kara devriyesi başladıABD İLE VARILAN güvenli bölge MUTABAKATI KAPSAMINDA 4. AYAK Türk ve ABD askerleri, Suriye’de YPG kontrolündeki Fırat’ın doğusunda güvenli bölge oluşturulması çalışmaları Ortak devriyeyle birlikte Türk askerleri 4 buçuk yıl aradan sonra ikinci kez Fırat’ın doğusuna ayak basmış oldu. TSK, Suriye topraklarındaki Karakozak köyünde bulunan Süleyman Şah Türbesi Saygı Karakolu’nu Türkiye sınırında bulunan Eşme köyüne taşımıştı. kapsamında ilk ortak kara devriye sini dün gerçekleştirdi. Türkiye ve ABD’nin 7 Ağustos’ta Suriye’nin kuzeyinde Fırat’ın doğu sunda yer alan YPG kontrolünde ki bölgede güvenli bölge kurulma sı konusunda vardığı uzlaşma uya rınca dün yeni bir adım atıldı. Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve ABD as keri personeli, ilk müşterek ka ra devriyesi, dün sabah saatlerinde Akçakale’nin güneyinde, Suriye’nin yetlerin planlandığı şekilde sürdüğü netimi için Şanlıurfa’da Müşterek Tel Abyad kenti kırsalında yapıl vurgulanan açıklamada, “Suriye’nin Harekât Merkezi çalışmalarına baş dı. Türk ve ABD zırhlı araçlarıyla kuzeyi Fırat’ın doğusunda teröristle lamış, aynı gün Türk ve ABD’li ko yapılan devriyeye katılan araçlar re ait barınak, sığınak ve tahkimatın mutanların katıldığı ilk ortak heli da Türk ve ABD bayrakları yer aldı. imha edilmesi, ellerindeki ağır silah kopter uçuşu gerçekleştirilmişti. İki Helikopter ve insansız hava araçla ların toplanması, teröristlerin bölge ülkenin bölgedeki ortak devriyesi, rının da katıldığı devriye, yaklaşık den çekilmesi ve sonrasında Suriye ABD ile güvenli bölge oluşturulma 3 buçuk saat sürdü. Milli Savunma li kardeşlerimizin evlerine dönmesi sı çalışmalarının ilk safhasının dör Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, için gerekli koşulların oluşturulma düncü ayağını oluşturuyor. devriyeyle Suriye’nin kuzeyinde güvenli bölge oluşturulacak alanın de sını sağlamak maksadıyla ortak faaliyetler, planlandığı şekilde gecikme 4 yıl sonra ilk netlenmesinin amaçlandığı belirtile ye meydan vermeden sürmektedir” Ortak devriyeyle birlikte Türk as rek “Arazideki uygulamaların yerin ifadelerine yer verildi. kerleri 4 buçuk yıl aradan sonra ikin de görülmesi ve takvime uygun iler Türkiye ve ABD’nin, 7 Ağustos’ta ci kez Fırat’ın doğusuna ayak basmış lenmesi maksadıyla havadan ve ka vardığı uzlaşma uyarınca 14 oldu. TSK, Suriye topraklarındaki Ka radan ortak devriyelere önümüzdeki Ağustos’ta insansız hava araçla rakozak köyünde bulunan Süleyman günlerde devam edilecektir” denil rıyla keşif uçuşları başlamış, 24 Şah Türbesi Saygı Karakolu’nun IŞİD di. ABD ile güvenli bölge kurulması Ağustos’ta güvenli bölgenin oluştu tarafından sarılması üzerine 22 Şu kapsamında sürdürülen ortak faali rulmasının birlikte eşgüdümü ve yö bat 2015’te “Şah Fırat” operasyonuy la Suriye’ye ilk sınır ötesi operasyo Zarif ile ‘anayasa’ görüşmesi nu gerçekleştirmiş, türbe ve karakolu YPG kontrolünde bulunan Kobani’ye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif ile telefonda görüşerek Suriye’de larının ele alındığı belirtilmişti. Pedersen, İran Dışişleri Bakanı Zarif’le görüşmesinin ardından yaptığı açıklama yakın ve Türkiye sınırında bulunan Eşme köyüne taşımıştı. Suriye’den kınama Anayasa Komisyonu sürecini ele aldı. Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen, geçen hafta önce Tahran’da İran Dışişleri Bakanı Zarif, daha sonra da Ankara’da Dışişleri Bakan Yardımcısı Sedat Önal ile görüşmüş, görüşmelerde Suriye’de Anayasa Komisyonu kurulması konu da Suriye’de Anayasa Komisyonu’nun kurulması çalışmalarını tamamlamak için çabaladığını bildirmişti. Önümüzdeki hafta Astana sürecinin garantör ülkeleri olan Türkiye, Rusya ve İran’ın katılımıyla Ankara’da Suriye konulu üçlü liderler zirvesi yapılacak. l ANKARA/Cumhuriyet Öte yandan Suriye Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Türk ve ABD askerlerinin yaptığı devriye kınandı. Açıklamada, devriyenin, uluslararası hukuk ve Suriye’nin egemenliği ile toprak bütünlüğünü ihlal ettiği savunuldu. l ANKARA/Cumhuriyet Şehit Kansuva’nın küçük kızı cenaze aracında babasının naaşına eşlik etti. Kansuva gözyaşlarıyla toprağa verildi. Şehitler uğurlandı Mardin’in Ömerli ilçesinde PKK’li teröristlerin saldırısı sonucu önceki gün şehit olan Mardin Emniyet Müdürlüğü Özel Harekât Şube Müdürü Tufan Kansuva (39), son yolculuğuna uğurlandı. Saldırıda yaralanan güvenlik korucusu Evren Başçı da dün şehit oldu. Kansuva için dün Ankara Ahmet Hamdi Akseki Camisi’nde öğle namazından sonra cenaze namazı kılındı. Törene CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İYİ Parti Teşkilat Başkanı Koray Aydın, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ümit Dündar, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ha san Küçükakyüz, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin, Ankara Valisi Vasip Şahin, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş, şehidin yakınları, Emniyet ve TSK mensupları ile çok sayıda yurttaş katıldı. Şehit Kansuva, Karşıyaka Mezarlığı’ndaki Polis Şehitliği’nde toprağa verildi. Saldırıda yaralanan korucu Evren Başçı da kurtarılamayarak Mardin Devlet Hastanesi’nde dün şehit oldu. Başçı’nın cenazesi, köy mezarlığında toprağa verildi. İçişleri Bakanlığı, saldırıyı düzenleyen teröristlerin öldürüldüğünü duyurdu. l ANKARA/Cumhuriyet CHP’Lİ ÇAKIRÖZER SORDU ‘Bakanlık tutuklu gazeteci yok’ diyemedi CHP Milletvekili Utku Çakırözer’in, Adalet Bakanlığı’na yazdığı yazılar nedeniyle kaç kişinin tutuklu olduğu yönündeki sorusuna “Özel bir çalışma, araştırma, inceleme ve analiz gerektirdiği” gerekçesiyle net yanıt verilemedi. Çakırözer, “Adalet Bakanlığı ‘tutuklu gazeteci yok’ diyemedi, ‘sayamadık’ dedi. Onlarca gazeteci cezaevinde, yüzlercesi yargılanıyor” dedi. Çakırözer, iktidarın “tutuklu gazeteci yok” sözleri üzerine Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi üzerinden (CİMER) Adalet Bakanlığı’na “Bir gazetede veya internet sitesinde yayımlanmış yazısı gerekçe gösterilerek kaç kişi yargılanıyor, kaç kişi tutuklu” diye sordu. Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü’nden verilen yanıtta “İstenilen ayrıntıda veri ayrı veya özel bir çalışma neticesinde oluşturulabilecek türden bir bilgiye yönelik olduğundan dolayı istatistiki bilgi sunulamamaktadır” denildi. Açıklama yapan Çakırözer, “Gazeteciler, yazarlar, çizerler, aydınlar bir köşe yazısından, karikatüründen, paylaştığı bir tweet’ten hukuksuz iddianamelerle yargılanabiliyor, hızla cezalandırılıyor, hapse giriyor. Bugüne kadar ‘tutuklu gazeteci yok’ ezberi inatla sürdürülüyordu. Şimdi Adalet Bakanlığı ‘tutuklu gazeteci yok’ diyemedi. Çünkü ‘yok’ demek rasyonel değil, dünya biliyor ki sadece yazısından dolayı onlarca gazeteci cezaevinde, yüzlercesi yargılanıyor” dedi. l İç Politika 25 KİŞİ YAŞAMINI YİTİRMİŞTİ Çorlu tren faciasında ikinci duruşma yarın Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde, 25 kişinin öldüğü, 328 kişinin yaralandığı tren kazasıyla ilgili açılan davanın, salonun yetersiz olması ve yaşanan olaylar üzerine ertelenen ilk duruşması, Çorlu Halk Eğitim Merkezi’nin duruşma için hazırlanan 600 kişilik salonunda yarın başlayacak. CHP milletvekili Candan Yüceer, yaşam hakkını savunan herkesi duruşmaya çağırdı. Edirne’nin Uzunköprü ilçesinden İstanbulHalkalı’ya gitmek üzere hareket eden, 362 yolcu ve 6 personelin bulunduğu yolcu treni, 8 Temmuz 2018’de Tekirdağ’ın Çorlu ilçesi Sarılar Mahallesi yakınlarında raydan çıkarak devrilmiş, kazada 7’si çocuk, 25 kişi yaşamını yitirmiş, 328 kişi de yaralanmıştı. Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığı’nca kazanın meydana gelmesinde asıl kusurlu bulunan, TCDD 1’inci Bölge Müdürlüğü Halkalı 14’üncü Demiryolu Bakım Müdürlüğü’nde Demiryolu Bakım Müdürü olarak görev yapan Turgut Kurt, Çerkezköy Yol Bakım Şefliği’nde Yol Bakım ve Onarım Şefi olan Özkan Polat, Yol Bakım Şefliği’nde Hat Bakım ve Onarım Memuru olarak görevli Celaleddin Çabuk ile TCDD bünyesinde çalışan ve mayıs ayındaki yıllık umumi muayene raporunda imzası bulunan, Köprüler Şefi Çetin Yıldırım hakkında “taksirli ölüme ve yaralanmaya neden olmak” suçundan 2’şer yıldan 15’er yıla kadar hapis istemiyle Çorlu 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açılmıştı. Tren kazası davasının görülmesi için Çorlu’nun Çoban Çeşme Mahallesi Bülent Ecevit Bulvarı üzerinde bulunan Çorlu Halk Eğitim Merkezi’ndeki 15 Temmuz Salonu, duruşma salonu olarak hazırlandı. Yarınki duruşma öncesinde 600 kişilik salonun girişine güvenlik kameraları ile X Ray ray cihazı konulup, salonda düzenlemeler yapıldı. Yurttaşlara çağrı Duruşma öncesinde açıklama yapan CHP’li Yüceer, “Vatandaşlarının hayat hakkını hiçe sayan bir anlayışa karşı tüm halkımız duyarlılığını göstermeli, 10 Eylül’de Çorlu Adliyesi önünde olmalıdır. Bilirkişiler ve mahkemeye sundukları rapor şaibelidir. Bilirkişilerden biri Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Danışmanı, diğeri ise hattın sinyalizasyon işlerini yapan şirketlerin yönetim kurulu başkanıdır. Davanın bu raporla oldu bittiye getirilmek istendiği açıktır” dedi. l DHA TOPRAK ALTINDA 1 MİLYON ADET Türkiye’ye mayın uyarısı yapıldı Mardin’e bağlı Kızıltepe ilçesinde koyun otlatırken bulduğu mayının patlaması sonucu bir kolunu ve gözünü kaybeden 14 yaşındaki Ali Sarıdağ’ın tedavisi sürerken, konuyla ilgili açıklama yapan Mayınsız Bir Türkiye Girişimi Koordinatörü Muteber Öğreten, ülkemizde toprak altında halen 1 milyon mayın olduğunu belirtti. Gazeteduvar’a yaptığı açıklamada Türkiye’de halen toprak altında 1 milyondan fazla mayın bulunduğuna dikkat çeken Mayınsız Bir Türkiye Girişimi Koordinatörü Muteber Öğreten, son 35 yılda 1409 kişinin mayın ve benzeri patlayıcılar nedeniyle hayatını kaybettiğini söyledi. Mardin’de meydana gelen olayı da yakından izlediklerine değinen Öğreten, “Türkiye, imza koyduğu uluslararası sözleşmelere göre mayın temizliğine 3 yıl gecikmeli olarak 2013 yılında başladı. Mayın temizliği için Birleşmiş Milletler’den 2022 yılına kadar süre talep etti ama bu mümkün görünmüyor. Mayından en büyük zararı onunla oynayan çocuklar görüyor” dedi. l Haber Merkezi