27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 6 EYLÜL 2019 CUMA EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ AYM, WIkIpedIa’yı görüşecek Anayasa Mahkemesi (AYM), yaklaşık 2.5 yıldır yasaklı olan internet ansiklopedisi rör örgütleriyle işbirliği içinde göstermeye çalışan içeriklerin kaldırılmaması gösterildi. Karar, Wikipedia sitesinin tamamına eri 5651 Sayılı Kanun’un 8/A mad şimin engellenmesi kararını görüşecek. 11 Eylül’deki toplantıda, engellemenin ifade özgürlüğüna Alican uludağ desine göre alındı. Erişim engeli tedbiri daha sonra Ankara 1. Sulh Ceza Hâkimliği’nin kararıy aykırı olup olmadığı ve yasağın kaldırı la onandı. BTK, o dönem konuya ilişkin lıp kaldırılmayacağı ele alınacak. yaptığı açıklamada, şu değerlendirmeyi Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kuru yaptı: “Erişim engelleme tedbiri uygu mu (BTK), internetin en büyük ansiklo lanmadan önce Wikipedia, Türkiye’nin pedisi konumunda olan Wikipedia’ya terör örgütlerine destek verdiği şeklin 29 Nisan 2017’de erişimin engellen deki iftiralara yer veren makalelerde mesine karar verdi. Gerekçe olarak yer alan içerikleri kaldırması konusun Wikipedia’da yer alan ve Türkiye’yi te da yasaya ve uluslararası uygulamala ra uygun bir şekilde uyarkaldır yöntemi uygulanarak resmi iletişim kanalları üzerinden uyarılmış ancak bu konuda bir cevap alınamaması nedeniyle erişim engelleme tedbiri uygulanmak zorunda kalınmıştır.” Toplantı 11 Eylül’de Wikipedia’nın avukatları, karara karşı itirazda bulundu ancak yasak kararı kaldırılmadı. Hukuki yolların tüketilmesinin ardından Wikipedia’nın hu kukçuları, 2017’de Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. AYM Birinci Bölüm, adli tatilin bitmesinin ardından yapacağı ilk toplantıda Wikipedia yasağını gündemine aldı. 11 Eylül tarihli toplantıda, Wikipedia’nın tamamına erişimin engellenmesi kararı verilmesinin ifade özgürlüğünü ihlal edip etmediği değerlendirilecek. Eğer ihlal kararı verilirse siteye erişim engeli kaldırılmak zorunda. Birinci Bölüm’ün, başvuruyu genel kurula sevk etme seçeneği de var. l ANKARA Feyzioğlu’ndan hamleAnkara Barosu’nun genel kurul isteğinin ardından, 79 baro başkanını toplantıya çağırdı TBB yönetiminin Saray’daki adli yıl açılış törenine katılmasının ardından Barolar Birliği’ni olağanüstü genel kurula götürme hareketi başlamıştı. Kulislerde Feyzioğlu’nun karşı hamlesi zaman kazanma olarak da yorumlanıyor. AALİCAN ULUDAĞ nkara Barosu yönetiminin Türkiye Barolar Birliği’ni (TBB) seçimli olağanüstü genel kurula çağırmasının ardından Başkan Metin Feyzioğlu’ndan karşı hamle geldi. TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, “güncel gelişmelerin ve yeni adli yıldan beklentilerin değerlendirilmesi” amacıyla 22 Eylül’de 79 baro başkanını Ankara’da toplantıya çağırdı. TBB yönetiminin Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki adli yıl açılış törenine katılmasının ardından Barolar Birliği’ni olağanüstü genel kurula götürme hareketi başlamıştı. An TBB Başkanı Feyzioğlu, Erzurum’da düzenlenen söyleşide genç avukatlar ile bir araya geldi. Feyzioğlu, program öncesi stajyerliği sona eren ve cüppe giyen genç avukatlara belgelerini vererek mesleklerinde başarılar diledi. kara Barosu Yönetim Kurulu, önceki gün seçimli kongre için karar almıştı. Baro Başkanı Erinç Sağkan, bunun gerekçesini “Feyzioğlu’nun artık savunmayı temsil etmediği” şeklinde açıklamıştı. Baronun bu kararıyla aynı gün TBB Başkanı Feyzioğlu’nun karşı hamle yaptığı ortaya çıktı. Feyzioğlu, 79 baro başkanlığına gönderdiği yazıda, “Birliğimiz yönetim kurulu nun 4 Eylül 2019 günlü toplantısında; ‘güncel gelişmelerin ve yeni adli yıldan beklentilerimizin değerlendirileceği’ baro başkanları toplantısı yapılmasına karar verilmiştir. 22 Eylül 2019 Pazar günü yapılacak baro başkanları toplantısına katılımınızı dilerim” denildi. Baro kulislerinde, söz konusu yazı olağanüstü kongre çağrılarına karşı zaman kazanma olarak değerlen İstanbul ve Adana barosu da ‘genel kurul’ dedi Ankara, Antalya barolarının ardından Adana ve İstanbul Barosu Yönetim Kurulları da dün TBB’yi olağanüstü genel kurula çağıran bir karar aldı. Adana’da “seçim gündemli” genel kurul çağrısı yapılırken, İstanbul’da genel kurulun seçimli olup olmamasına karar vermek konusunda Başkan Mehmet Durakoğlu’na yetki verildi. dirildi. Feyzioğlu’nun bu toplantıya katılacak baro başkanlarıyla kendisine verilecek desteği görmek istediği, havaya göre olağanüstü kongreye kendisinin gidebileceği konuşuluyor. Kulislerde, olağanüstü kongre kararının alan kesimin, kongrenin gündemini de belirlediğine dikkat çekiliyor. Eğer 10 baro çağrı yaparsa, kongreyi onlar yönetecek. Ancak TBB, kendisi kongre kararı alırsa bu durumda yönetimi Feyzioğlu ekibi yapacak. l ANKARA Duruşma savcısı yeni mütalaa hazırlayacak “Bu suça ortak olmayacağız” başlıklı Barış Bildirisi’ne imza attığı için yargılanan Van 100. Yıl Üniversitesi’nden bir akademisyen dün İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi’nde bir kez daha yargıç karşısına çıktı. Anayasa Mahkemesi’nin 26 Temmuz’da 10 akademisyen hakkında verdiği ifade özgürlüğü ihlali kararının ardından görülen bu celsede duruşma savcısı Anayasa Mahkemesi’nin kararı nedeniyle yeniden mütalaa hazırlamak için süre istedi. Duruşma savcısı daha önceki mütalaasında yargılanan akademisyenin cezalandırılmasını istemişti. Duruşma 30 Eylül’e ertelendi. l İSTANBUL/Cumhuriyet Foto muhabirine propaganda cezası Kadıköy’de “MİT sosyal tesislerinin fotoğraflarını çektiği” iddiasıyla tutuklanan ve 6 ay sonra tahliye edilen gazeteci ve foto muhabiri Çağdaş Erdoğan hakkında “Terör örgütü üyeliği” suçundan beraatına karar verilirken, “Terör örgütü propagandası” suçlamasıyla 1 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırıldı. Duruşmaya Çağdaş Erdoğan katılmazken, kendisini avukatı Veysel Ok temsil etti. İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davada hükmün açıklanması geri bırakıldı. l İSTANBUL/Cumhuriyet Dink’in öldürüldüğü bankanın o dönemki müdürü tanık oldu ‘Görüntüler poliste’ SEYHAN AVŞAR Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink cinayetine ilişkin kamu görevlilerinin yargılandığı davaya dün devam edildi. Dink’in öldürülmeden önce girdiği özel bir bankanın o dönemki müdürü Hamza Bülent İlkehan duruşmada tanık olarak dinlendi. İlkehan, olay günü bankaya ilk olarak şu an FETÖ’den tutuklu olan komiser yardımcısı Cem Akar’ın geldiğini söyleyerek, “Komiser bankadayken iki polis geldi. Kamera kayıtlarını istedi. Komiser onların istihbarattan geldiğini söyledi. İki gün içerisinde 67 polis gelip görüntüleri aldı” dedi. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya Dink ailesinin avukatları ve sanık avukatları katıldı. Hrant Dink cinayetinin yaşandığı güne ait önemli delilerden biri olay yerini gören özel bir bankanın güvenlik kamerası görüntüleriydi. Ancak soruşturma sürecinde görüntülerin sadece öğleden sonraki kısmına ulaşılmıştı. Banka müdürü görüntüleri polislere teslim ettiğini belirtmesine karşın, bugüne kadar o kamera görüntülerine ulaşılamadı. Cinayetin işlendiği dönem banka müdürü olan Hamza Bülent İlkehan ve bankaya ilk olarak giden, şu an ise FETÖ’den tutuklu komiser yardımcısı Cem Akar, duruşmada tanık olarak dinlendi. CEM Akar: Bilmiyorum Eski komiser yardımcısı Cem Akar, halen FETÖ üyeliğinden tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi’nden Sesli Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla tanık olarak dinlendi. Akar, “O dönemde Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü Sağ Büro Amirliği’nde komiser yardımcısı olarak görev yapıyordum. Olay yerine ilk gelen ekiptik. Ben bankadayken tanımadığım iki kişi gelip görüntüleri aldı. Bu polislerin kim olduğunu hatırlamıyorum. Görüntüleri alan polislerin istihbarattan olduğunu banka müdürü söyledi. Polis olup olmadıklarını bilmiyorum. Ama polis olmasalar o kadar rahat gelip orada çalışamazlardı. Beni oraya gönderen o dönemki müdürüm Celal Sel, personel sayısı az olduğu ve görüntüleri hızla toplamak için görüntülerin bir kısmının istihbaratın toplamasını istemişti. Bir kısım görüntüyü istihbaratçılar topladı. İstihbarat ve TEM’den başka çalışan şube yoktu.” Dink Ailesi avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu, Akar’a görüntüleri neden iki farklı şubenin alma gereği duyduğunu sordu. Akar ise, “Ben bana verilen emirleri yerine getiririm. İstihbaratçıların aldığını da görünce tutanağa yazdım zaten” diye yanıt verdi. Davaya bugün devam edilecek. Hamza Bülent İlkehan, Hrant Dink’in banka müşterileri olduğunu belirterek, “Ben olay sırasında dışarıdaydım. Bankadan bir telefon geldi. ‘Bir müşterimiz bankadan çıkarken öldürüldü’ dediler. Hemen bankaya koştum. ‘Kapıyı kilitleyip içeri kimseyi almayın’ dedim. İlk olarak ismini hatırlayamadığım bir komiser geldi. (Cem Akar) Bankada inceleme yapacağını söyledi. Aradan biraz zaman geçti. Uzun saçlı, kirli sakallı sivil giyimli biri yanında başka biriyle geldi. Hard disk ile gelip kamera görüntülerini aldılar. Ben o esnada komisere kim bunlar dedim. Komiserde ‘bunlar istihbaratçı’ dedi. Görüntüleri verirken tutanak tutmak istedim. Ancak tutanak tutmamı istemediler. Komiser bütün gün odamdaydı. Beraber kamera görüntülerini izledik” diye konuştu. Olay günü ve sonrasında çok sayıda polisin gelerek kamera görüntülerini aldığını aktaran İlkehan, “Gelen polislerin hepsi sivil giyimliydi. Gelip görüntüleri alıp gidiyorlardı. Kamera görüntüleri 15 günde bir ilk görüntünün üzerine yeniden kayıt yapmaya başlıyor. Ben de görüntülerin başına bir iş gelmesin diye bütün hard diski tutanak tutarak polislere teslim ettim” dedi. l İSTANBUL KESK OTURMA EYLEMLERİNİN 112’NCİSİNİ YAPTI ‘Karanlığa teslim olmayacağız’ KESK İzmir Şubeler Platformu, KHK’lerle kamu emekçilerinin ihraç edilmesini protesto ettiği oturma eyleminin 112. haftasında “Hiçbir yargı mekanizması işletilmeden yüz binlerce insana pervasızca uygulanan bu ihraç politikaları, beraat kararlarının bile dikkate alınmaması hukukun ne kadar katledildiğinin kanıtıdır” denildi. Karşıyaka İskele karşında eylem yapan grup, “İşimizi ve geleceğimize sahip çıkıyoruz. Bu ağır saldırıyı püskürteceğiz” yazılı pankartlar açarak “Karanlığa teslim olmayacağız”, “İşimizi geri istiyoruz” ve “Za fer direnen emekçinin olacak” sloganları attı. Grup adına açıklama yapan EğitimSen İzmir 2 No’lu Şube Başkanı Hasan Ali Kılıç, “Okulların açıldığı bugünlerde arkadaşlarımızın öğrencilerinden ve işyerlerinden uzak tutulmalarını işlerine başlatılmamalarını asla kabul etmiyoruz. 3 yılı aşkın bir zamandan beri OHAL inceleme komisyonunun oyalama politikasını kınıyoruz. Bu adalet duygusunu yitirmiş vicdansız tutumunu teşhir etmeyi sürdüreceğimizi buradan bir kez daha ifade ediyoruz” dedi. l Haber Merkezi HABER Amaç tüm organlarda kendi yandaşlarının yer almasını sağlamak Temsili demokrasi odaları çalışamaz duruma getirir Yeminli Mali Müşavir ve Cumhuriyet bu yöntemle yapılmaktadır. Hatta Cumhurbaşkan Vakfı’nın Genel Saymanı lığı seçimi de bu yöntem İrfan Hüseyin Yıldız, Cum le yapılmaktadır. Burada hurbaşkanı Recep Tay Sayın Cumhurbaşkanı’nın yip Erdoğan’ın, boykot kast ettiği, “temsili de çu barolara kızarak, mes mokrasi”, meslek odala lek kuruluşlarının seçim rının seçimlerinde nispi lerinin temsili demokrasi temsil yönteminin uygu ye uygun hale getirilme lanmasıdır. Böylece, se si gerektiğine ilişkin açık çime giren gruplar, hem lamasını üç soruda değer odalarda, hem meslek lendirdi. birliğinde aldıkları oy ora Yıldız, “Cumhurbaşkanı nında yönetim, denetim Erdoğan’ın Saraya gelme ve disiplin kurullarında yi reddeden barolara kı temsil edilsin diyorlar. zarak istediği yeni seçim yöntemiyle oda ve birlik Niyet belli lerde farklı görüşler, al n Nispi temsil yöntemi dıkları oy oranında temsil nin sizce sakıncaları ne edilecek, ancak eşite ya dir? kın oy alan gruplar oda ve Burada niyet bellidir. birlik içinde görev dağılımı bile yapamaz hale ge Siyasal iktidar, meslek kuruluşlarının seçimlerin lecek” dedi. de, çoğunluğu yakalaya n Cumhurbaşkanı mayan kendi yandaşları Erdoğan’ın seçim yöntem nı, aldıkları oranında da lerini değiştirilmesini istediği oda ve meslek birlik olsa bu kuruluşlarının yönetim, denetimin ve di leri kimlerden oluşuyor? Kastedilen 7 tane aka demik ve meslek birliği ve odalarıdır. Bunlar; Türkiye Barolar Birliği (TBB), Türk Tabipler Birliği (TTB), Türk Mimar ve Mühendisler Odaları Birliği (TMMOB), Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB), Türk Diş Hekimleri Birliği (TDB), Türk Veteriner Hekimleri Birliği (TVHB) ve bunlara bağlı odalardır. Sayın Cumhurbaşkanı bir ara da, bu akademik meslek birliklerinin ve odalarının ismindeki, “Türk” ve “Türkiye” ibarelerine takılmıştı. Bu meslek kuruluşlarının isimlerindeki “Türk” ve “Türkiye” isimlerinin kaldırılması gerektiğini söylemişti. n Bu kuruluşlarda, oda ve birlik yönetim, denetim, disiplin kurulları seçimle ve temsili demokrasi ile belirlenmiyor mu? Sözü edilen “temsili demokrasi”den kastı nedir? Bu meslek kuruluşlarının tümünün meslek ya siplin kurullarına sokmak istiyor. Ülke yönetiminde güçler ayrılığını bile rafa kaldıran bu iktidardan, meslek kuruluşlarında demokratik bir açılım yapmasını beklemek saflık olur herhalde. Buradaki amaç çok açıktır, seçimle giremediği yönetimlere, nispi temsil yöntemiyle yandaş sokarak, meslek kuruluşlarını vesayet altına almaktır. Nitekim bu İktidar, 2008’de 5786 sayılı yasayla, 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirlerin meslek yasasında yaptığı değişiklikle bu nispi temsille seçim yöntemini getirdi. Bütün itirazlara rağmen bu değişiklik yasalaştı. 10 yıldır TÜRMOB ve bağlı odaları işlemez hale geldi. Örneğin mayısta oda seçimini yaptığı halde, yönetime üç karşıt grup Hüseyin Yıldız eşite yakın oy alarak girmiş, ancak anlaşamadıkları için henüz görev dağılımı yapmamış odalarımız var. salarında, oda ve birlik yönetim, denetim, disiplin ve diğer seçimli kurullarının nasıl belirlene Temel ilke hesap verebilirlik ceği, seçimlerin nasıl yapılacağı açıkça yazılıdır. Hepsinde, önce odalarda birden çok grup seçime girer. Oda seçimlerinde; odanın yönetim, denetim ve disiplin kurulları varsa diğer seçimli kurulları seçilir. Doğal olarak bu kurulları en fazla oy alan grubun listesi kazanmış olur. Ayrıca oda seçiminde kendi mesleki birliğinin genel kurulunda oy kullanacak delegeler de seçilir. Aynı şekilde, bu delegeler de meslek birliğinin seçimlerinde oy kullanırlar, burada da en fazla oy alan grubun listesi, birliğin yönetim, denetim, disiplin ve varsa diğer seçimli kurullarını kazanır. Oda ve birlik yönetim kurulları kendi içinde, görev dağılımı yaparlar ve yönetim kurulu başkanını seçerler. Birliğin yönetim kurulu başkanı, “o” meslek birliğinin de genel başkanıdır. Çağımızda insan aklının bulduğu, devlet yönetimi dahil, bütün kurum ve kuruluşlar için geçerli olan iyi yönetimin, dört ana ilkesi vardır. 1. Sorumluluk, 2. Hesap verilebilirlik, 3. Şeffaflık, 4. Adillik (Ayrımcılık yapmamak). Kurumlarda, azınlığın, muhalefetin, genel kurulların ya da meclislerin temel fonksiyonu hesap sormaktır. Çoğunluk oyuna sahip olanlar da iktidar olurlar ve yönetimi alırlar. Temel fonksiyonları ise sorumluluk almaktır. Vaatlerini ve projelerini hayata geçirme fırsatı bulurlar ve bunun için de hesap verirler. Aynı şekilde, temsili demokrasilerin işleyişi de esas olarak iyi yönetim kurallarına dayanır. Şimdi siz bu yöntemle hem muhalefeti hem çoğunluğu nispi temsil yöntemiyle aynı yönetimde çalışmaya zorluyorsunuz. Hesap verenle, he Kabul görmüş yöntem sap soranı iç içe girdiği bir modelden etkinlik, verimlilik ve demokrasi adı Buraya kadar anlattı na bir sonuç almak müm ğım seçim yöntemi, tüm kün değildir. Bu nedenle temsili demokrasilerde iş nispi temsil modeli, hem leyen, uluslararası genel iyi yönetmen ilkelerine, kabul görmüş yöntemdir. hem de temsili demokra Zaten Türkiye’de de par sinin işleyişine aykırı ve lamento ve yerel seçimler anti demokratiktir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle