24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 6 EYLÜL 2019 CUMA EDİTÖR: HAKAN AKARSU HABER/YORUM ‘Hanımefendi!’ Geçen ayın “18 Ağustos” günü, Kırıkkale’de bir kafede işlenen, ülkemizi ayağa kaldıran o korkunç cinayeti, devletimizin başındaki R. Tayyip Beyfendi, on yaşındaki kızının önünde babası tarafından bıçaklanarak öldürülen anneyi, “Emine Bulut Hanımefendi...” diyerek andı, ardından ağır bir dille de cinayeti kınadı... Kınamasına kınadı da, iktidarları sürecinde “son 15 yılda” aile içi şiddet nedeniyle hayatını kaybeden kadınların sayısı “15 bin”i geçtiğinden son yedi yılda da “yüzde 1400” arttığından söz etmediği gibi, “kadın cinayetlerini durdurun!” diyerek yürüyüş yapan kadınların yollarını kesmeye kalkıştı... Oysa, korkunç bir boyuta ulaşan bu durumu, bir “din adamı” olarak dinsel bağlamda ele alabilirdi.  Çünkü bu sorunun çözümünde, sorunun “din temelli” kaynağını dikkate almadan kalıcı bir çözüme ulaşmasının pek olanağı yok gibi. Çünkü “kitap dinleri” ya da “vahy dinleri (göksel dinler)” denilen Musevilik, Hıristiyanlık ve Müslümanlıkta, “cinsel eşitlik” geçerli değildir. Bu durum, her üç dinde de daha ilk adımda, kadının yaratılış biçimiyle, “erkeğin kaburga kemiğinden yaratılmasıyla” ortaya konmuştur. Gerçekten, ilk kitaplı din olan Museviliğin kutsal kitabı “Tevrat”ta kadının yaratılışı, “Adem’i yalnızlıktan kurtarma ve ona yardımcı olma nedeniyle” olduğu açıkça bildirilir. (Tekvin 2/18.) Bu dinin ardından gelen “Hıristiyanlık”ta da bu yaradılış biçimi kabul edilir; bilindiği gibi “İslam”da da kabul görür. Bu durumda, bir “kavim devleti” olan İsrail bir yana, Batı’da Hıristiyan ülkelerde, bizdeki boyutta, yoğunlukta “kadın cinayetleri” olayından söz edilmemesinin nedeni, bu ülkelerin bir “Reform” geçirmeleri, ardından da bir “Aydınlanma” süreci yaşayarak, değişmez kurallarla (Hıristiyan şeriatı) temeli “değişim” olan yaşamı düzenlemeye son vermeleri midir? “1789 Fransız Devrimi”yle “laiklik ilkesi”ni kabullenmeleri midir? Değerli dostlar mahkemelerimizde yargıç kürsüsünün arkasındaki duvarda, “Adalet Mülkün Temelidir” diye yazar, “mülk” bilindiği gibi “devlet”tir ve “adalet”in temelinin “eşitlik” olduğu da bilinir, kuşkusuz bu eşitliklerin başında “cinsel eşitlik” olduğu da... Ne var ki, çağdaş, laik bir hukuk devleti olan T.C. Devleti başındaki “Beyefendi” haykırıyordu: “Referansımız İslamdır!” “Hedefimiz ‘İslam Devleti’dir!” “Hem laik hem Müslüman olunamaz!” “Ya Müslaman olacaksın, ya laik!” diye... Ve, “bu yılın ilk yedi ayında, tam 245 kadınımız” sevgili, nişanlı ve koca kurbanı oldu... Ve “Boşanmış Mağdur Babalar Derneği” Başkanı Muhammet Özen: “Aslan parçası, meydanda karıyı boğazlamış. Yüreğim buz oldu. Biz bu kahraman kadar olmadık!” diye... Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Güldane Kürkaya, bu sözler için resen (doğrudan doğruya) tutanak tutmuş, soruşturma başlatmış... Teşekkürler!.. Ne var ki bitmiyor; matematik öğretmeni Ahmet Y., zulüm gördüğü için boşanma davası açan, geçen hafta da doğum yapan eşini hastane ziyaretinde, eve dönmesini kabul etmeyince bıçaklamış, Güldane Y. yoğun bakımda... (gazeteler) “Kadın sorunu değil, bu erkek sorunudur!” diyor, M. Balbay... Haklı; “İslam Ülkeleri” bağlamında... Ve yılların “laik devleti”nin başına bir din adamı Beyefendi(!) geçince de... Ne dersiniz?   6 EYLÜL 2019 SAYI: 34302 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya Yazıişleri Müdürleri Serkan Ozan / Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Şehriban Kıraç l İç Politika: Ali Açar l Gece: Ayça Bilgin Demir l Fotoğraf: Uğur Demir l Kültür Sanat: Emrah Kolukısa l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer l Satış Dağıtım Müdürü: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Tel: (0212) 454 32 55 Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 04:59 04:46 05:13 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 06:28 13:08 16:45 06:14 12:52 16:28 06:38 13:15 16:52 Akşam 19:37 19:19 19:43 Yatsı 21:00 20:40 21:02 Müzeler, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlıydı! Bodrum Kalesi Müdürlüğü’ne ilk kez, eğitimci Haluk Elbe atanmıştı! Elbe, ilk gün kın işbirliği, bir tek insanın, Oğuz Alpözen’in bilgeliği ve görüşleri ile olmuştur...” HHH kaleye geldiğinde, kapısını kapalı buldu. Gelelim Alpözen’in başına gelenlere… Elbe’yi görenler, kendisinin kaleye girmek is Müze müdürlüğünün yanı sıra, “dünyanın ye tediğini öğrenince, İskele Meydanı’nda Fahri di harikasından biri” olan Mavzolos’ta yaptığı ka Kaptan’ın kahvesine gidip bekçi “Ahmet Dayı’yı” zıda, antik kentin tabletlerine ulaştı. Bunları, ora sormasını önerdiler. Elbe, bekçi Ahmet Dayı’yı kahvede “domino” oynarken buldu. Ahmet Dayı, “Kaleyi gezmek mi istiyorsunuz” diye sorup yanıtı öğrenince oyunu Zefirion... Halikarnassos... Petrium... Bodrum... da sergileme yoluna giderken, doğal koşullardan korunmaları amacıyla üzerlerine kiremitli iki sundurma yaptı... Sen misin yapan! Kültür ve Turizm Bakanlığı, (Bedroom!) (7)bırakmış, birlikte kaleye yönelmişlerdi. Ahmet Dayı kalenin tahta kapısındaki asma ki Alpözen hakkında “Eserlerin korunması için, izinsiz sundurma yaptığı gerekçesiyle 5 yıllık hapis lidi açıp kanadını iterek çürük tahta köprüden geçtikten sonra, taş merdivenden tırmanmışlar dı. Kale, “müze” olarak 6 Kasım 1964’te açılmış tı... 1973’te emekli olan Elbe yıllarına “kuruluş dö nemi” deniliyor... HHH Arkeolog Oğuz Alpözen, Amerikan Sualtı Ka zı heyeti ile 1962’de çalışmalara başlayınca ilk “Türk denizaltı arkeoloğu” olmuş tu. 1970’te kaleye müdür yardımcı sı olarak ve 1971’de de Antalya’ya atandı. 1978’de Bodrum’a müdür olarak döndü. Kendisiyle o tarihte tanıştım... 2005’te emekli oldu... HHH Kurduğu müze derneğinde ba na da görev vermişti... Ben de AkTur’un sera ve fidanlığından begonviller, erguvanlar, zakkumlar, Oğuz Alpözen agave’ler (sabırlık), sardunyalar, kaktüsler dikerek müzenin yeşillenmesine katkıda rap sunuyorlardı. Ziyaretçiler de kulenin pencerelerinden, İzmirli hemşerimiz Homeros’un deyimiyle bu “şarap renkli denize” bakarak, gün batımında şaraplarını yudumluyorlardı. Bugün bırakın hangi müzecimizi, hangi kamu kuruluşunun, hatta TBMM’nin lokantasında “şarap” var? 1992’ye gelindiğinde 10 ayrı sergi salonu yaratmıştı. HHH Alpözen, “Buranın yalnızca arkeoloji profesörleri için bir müze olmasını istemiyorum. Ziyaretçilerimizin yarısı eski uygarlıklar hakkında hiçbir şey bilmiyor. Türkiye’nin köylerinden gelen çobanlar için dahi, geçmişi anlaşılabilir kılmak istiyorum!” demişti... cezası davası” açmaz mı? HHH Alpözen, müzedeki bazı yapılara, kabartmalar yerleştirerek, müze ve kalenin aslını bozduğu id diasıyla 5 yıla kadar hapis istemiyle de yargılan dı. Alpözen savunmasında, kabartmaları yetkilile rin bilgisi ve izniyle yaptırdığını, amacının da mü ze ve kalede yeni yapılan bina ve salonların ne zaman yapıldığını belirtmek olduğu nu söyledi. HHH Hakkında 130 soruşturma yapıldı, açılan 24 davada ise aklandı! Her 3 ayda bir teftiş geçirmesi hakkında Alpözen şu değerlendirmeyi yapmıştı: “Teftişlerin hepsinde ‘Neden İngiliz Kulesi yapmadın’ diye değil ‘Neden yaptın’ diye sordular. Müzedeki her salonun açılışından sonra mutlaka soruşturma geçirdik. Ama hepsinden ama hepsinden bulunmuştum...  HHH Alpözen’in ilk işi Miken, Sualtı Eserleri, Karya Salonlarını oluşturmak oldu. 1979’da, kaledeki kilisecikte tunç devri, 1982’de İtalyan kulesinin alt katında sikke ve mücevher salonlarını yaptı. 1981’de İngiliz kulesinde canlı bir yaşam yarat HHH İngiltere parlamentosunun yanı sıra, yurtiçinde ve yurtdışında sayısız unvan ve ödüller arasında Danimarka kraliçesinden “Sannebrog Şövalyeliği” unvanı da aldı.  Son yazımda, dünyada denizaltı arkeolojisini kuran Amerikalı Prof. Dr. George Bass’ten söz alnımızın akıyla çıktık!” HHH Alpözen, 1978’de müzenin adını “Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi” olarak değiştirdi. Alpözen, kalenin girişindeki “top koruganını” sanat galerisine çevirip müzenin ilk müdürüne saygı olarak “Haluk Elbe Galerisi” adını verdi ve tı. Londra’daki Aziz Jean Gate Müzesi ile işbirli etmiştim. Prof. Bass, bir yazısında şöyle diyordu: açılış sergisini suluboya ressamı Müfit Çelik’in ği yaptı. Bu salonda, kaleyi yapan ülkelerin o dö “Şurası kesindir ki, buranın dışında hiçbir Akde yapıtları ile yaptı. Burası Bodrum’un “ilk sanat nemdeki flamalarını, bayraklarını, silahlarını du niz ülkesinde, ulusal bir müze ile yabancı uyruklu galerisi” oldu... varlara astı. Ben de Ankara’daki büyükelçiliklerle arkeologlar arasında böyle yakın bir işbirliği sağ Alpözen, kalede ilk kez Ayla Eryüksel’e bağlantı kurarak bazı bayrakları sağlamıştım. lanmamıştır. Bu eşsiz uyum INA’nın büyümesin Bodrum’daki ilk defileyi düzenletti. Bu kulenin en ilginç olayı, müze görevlilerin de ve başarılı olmasında rol oynadığı gibi, Bod Bodrum’da “ilk konseri” ise kalede Zeki den bir kadın, bir erkek; dönemin “şövalye” ve rum Sualtı Arkeoloji Müzesi’ni de tüm Akdeniz yö Müren’e verdirdi... “lady” giysileri içinde, isteyenlere büfeden şa resinde lider bir müzeye dönüştürmüştür. Bu ya Not: Sürecek... Alman yazılım şirketi Türkiye’ye muhalifleri dinlemek için casus yazılım satmakla suçlanıyor Dinlemek için yazılım alınmış Almanya’nın Bavyera bölgesinde savcıların başlattığı bir soruşturmada FinFisher adlı yazılım şirketinin Türkiye hükümetine muhalefetin telefonlarının dinlenebilmesi için casus yazılım sattığı iddia ediliyor. Sueddeutsche Zeitung gazetesinde yer alan habere göre, Münih savcılığının yürüttüğü soruşturmada, söz konusu yazılım şirketinin teknik takip yazılımını ve ekipmanını yasadışı yollarla Türkiye’ye ihraç ettiği öne sürülüyor. Reuters haber ajansı ise FinFisher şirketinin konuyla ilgili bir yorum yapmadığı, eposta ve telefon yoluyla iletilen soruları yanıtlamadığı ifade ediliyor. Soruşturmaya konu olan Finspy adlı yazılımın 2017 yılında olağanüstü hal dönemindeki gözaltı ve ihraç kararlarını protesto etmek için düzenlenen bir eyleme katılanların telefonlarına yer leştirilmek üzere Türkiye tarafından satın alındığından şüphelenildiği belirtiliyor. Reuters haberinde, Finspy aracılığıyla yazılımın yerleştirildiği telefonlardaki rehberlerin, fotoğraf ve videoların ele geçirilebildiği belirtiliyor. Benzer iddialar 2018 yılında da gündeme gelmiş, Almanya Ekonomi Bakanlığı teknik takip ve casusluk yazılımlarının ihracı için herhangi bir lisans çıkarılmadığını açıklamıştı. Alman basınında yer alan haberlerde ise Sınır Tanımayan Gazeteciler ve Avrupa Anayasal Haklar ve İnsan Hakları Merkezi temsilcilerinin söz konusu yazılımın kaynak kodlarını analiz ettiğini ve yazılımı geliştirenin Alman şirket olduğunun tespit edildiğini yazıyor. Söz konusu örgütler, yazılımın Türkiye’ye yasadışı yollarla satıldığı iddiasıyla bir suç duyurusunda bulunduklarını da belirtiyorlar. Yazılımın Türkiye’de yayın yapan muhalif bir internet haber sitesinin sahte versiyonuna yerleştirildiği ve bu yolla telefonlara sızıldığı da iddia ediliyor. Sınır Tanımayan Gazeteciler Almanya temsilcisi Christian Mihr iddialar için “Alman casusluk yazılımının Türkiye’de gazeteciler ve muhalif kişilere karşı kullanıldığını görmek kabul edilebilir bir şey değil” diyor. Kaymakama FETÖ’den 7 yıl hapis FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında, darbeye karşı okunan salaları susturmaya çalışan eski Kayseri Hacılar Kaymakamı Yasin Tikdağ, FETÖ üyeliğinden 7 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın karar duruşmasına, sanık Tikdağ ve avukatı katıldı. Görüşü sorulan cumhuriyet savcısı, önceki celse açıkladığı esasa ilişkin mütalaasını tekrarladığını belirterek, mevcut deliller kapsamında sanığın “FETÖ üyeliği” suçundan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istedi. Savunma yapan sanık Tikdağ, üzerine atılı olan suçlamaları işlemediğini ve FETÖ üyesi olmadığını savunarak beraatını talep etti. Sanık avukatının da beyanlarının alınmasının ardından mahkeme heyeti müzakereye çekildi. Daha sonra heyetin kararını açıklayan heyet, Tikdağ’ın FETÖ üyeliği suçundan 7 yıl 6 ay hapse mahkum edildiğini bildirdi. Sanık Tikdağ’ın yargılanması aşamasında Hacılar İlçe Müftüsü olan Mehmet Özbek tanık olarak dinlendi. 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Tikdağ’ın kendisini arayarak darbeye karşı okunan selaların susturulması talimatı verdiğini kaydeden Özbek, söz konusu talimatlara uymadığını dile getirdi. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI BULMACAbehicak@yahoo.com.tr SEDAT YAŞAYAN kamilmasaraci@gmail.com Ck1S/ıOOrD’LdtiDayar,aAaUrfNbıNnaSEdAaSnĞA:21 1 2 3 4 5 6 7 8 9 “Dünya Kül 3 tür Mirası” lis 4 tesine alınan ve önemli bir kuş alanı da olan bahçeler 5 6 7 bölgesi... Eski 8 Mısır’da güneş tanrısı. 2/ 9 Bayağı, sıra 1 2 3 4 5 6 7 8 9 dan... Uykusu ha 1 HÜBR İ S T E fif olan. 3/ Yurdumu 2 E L A T İ R A N zun sulak alanlarında 3 R Ü Ş T İ Y E E da yaşayan bir ördek 4 A Ş L A M A A K cinsi... Işık kaynağının 1 saniyede çevresine yaydığı ışık enerjisi. 4/ Triko eşyaların yakasını yapmada kullanılan 5 6 7 8 9 K I RAMAK L İKİ T Mİ L ES K T İ K İ S İ NAGOG Ç S İ TOLOJ İ makine. 5/ Bir adın ya da sözcüğün baş harfi. 6/ Uzaklaştıran, savuşturan... Akla ve sağduyuya aykırı olan. 7/ Damarlı ve yarı saydam bir taş... Gözleri görmeyen. 8/ Bir zaman birimi... Çıkma, ileri gelme. 9/ Kuran’ın her tümce si... Türlü müzik araçlarının verdiği sesleri birbirin den ayırt etmeyi sağlayan ses özelliği. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Uzakdoğu kökenli bir dövüş ve savunma tekniği. 2/ Tavır, davranış... “Yok” anlamında argo sözcük. 3/ Parlak bir cilayla kaplanarak camsı bir görünüş kazandırılmış seramikler için kullanılan sözcük. 4/ Gazete, dergi gibi şeylerden kesilmiş yazı. 5/ “İsim ler” anlamında eski sözcük.. Kalay elementinin simgesi. 6/ Bir nota... Avuç içi... Bir gıda maddesi. 7/ Türk halk edebiyatında çoban türküsü. 8/ Bir dönem Mısır’da Çerkes kölelerden yetiştirilen asker. 9/ Ekin biçildikten sonra toprakta kalan köklü sap... Satmak işi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle