Katalog

HABER EDİTÖR: CAFER KURT 56 EYLÜL 2019 CUMA ‘Kapıları açarız’ restiErdoğan, Suriyeli mülteciler konusunda AB ülkelerini ‘destek vermeleri’ için uyardı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriyeli mülteciler konusunda AB’nin verdiği sözleri tutmadığını belirterek “Biz de kapıları açmak zorunda kalırız. Yani ya destek verecekseniz verin, vermeyeceksiniz kusura bakmayın, bir yere kadar bu işe katlandık, katlanıyoruz” dedi. Erdoğan, partisinin genişletilmiş il başkanları toplantısında gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İsim vermeden Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu’nu eleştiren Erdoğan, “dava adamlarının emeğini, kibirleri boyları aşanların kaprislerine feda etmeyeceklerini, fitne fücur tacirlerine prim vermeyeceklerini” söyledi. Erdoğan, üye sayısının azalması konusunda da teşkilat başkanlarını uyardı. 290 bin kişilik eksilme Kongre süreci nedeniyle üye listelerini güncellediklerini, üye sayısında yüzde 95’ten fazlası vefatlardan kaynaklanan yaklaşık 290 bin kişilik bir eksilme olduğunu kaydeden Erdoğan, partinin 10 milyonun üzerinde üyesi olduğunu belirtti. “Kuruluşundan bugüne partimize hizmet etmiş hiçbir arkadaşımızı bu safın dışında bırakmayacağız, ahde vefayı asla ihmal etmeyeceğiz” diyen Erdoğan, Necip Fazıl Kısakürek’in “Sakarya Türküsü” şiirini okuyarak teşkilatlarda “Ömer’lere, Hatice’lere, Ali’lere” ihtiyaç olduğunu, kongrenin yeniden diriliş şölenine çev Erdoğan, “Bir taraftan geliyor, bir taraftan geri gönderiyoruz. Bunlar var, ama bu yolculuk bizi farklı yere doğru götürebilir. Onu da söyleyeyim, farklı yer nedir? Böyle oldu oldu olmadı biz de kapıları açmak zorunda kalırız. Bu yükü sadece biz mi çekeceğiz” dedi. rilmesini istedi. CHP’nin imtiyazlarını kaybettiği için yeni sistemden rahatsız olduğunu ileri süren Erdoğan, “CHP ve ortakları içine sindirse de sindirmese de artık Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nden geriye dönüş yoktur” dedi. Her yenilikte olduğu gibi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde de eski alışkanlıklardan kaynaklanan bazı eksiklikler olabileceğini belirten Erdoğan, tüm eksiklikleri ve çözüm yollarını belirlediklerini, sorun alanlarının çoğunun sistemden değil, uygulamadan kaynaklandığını savundu. Suriyeli mültecilerle ilgili AB’nin verilen sözleri tutmadığını kaydeden Erdoğan, güvenli bölge ile ilgili gelişmeleri anlattı. Erdoğan, “Bir taraftan geliyor, bir taraftan geri gönderiyoruz. Bunlar var, ama bu yolculuk bizi farklı yere doğru götürebilir. Farklı yer nedir? Böyle oldu oldu, olmadı biz de kapıları açmak zorunda kalırız. Yani ya destek verecekseniz verin, vermeyeceksiniz ku sura bakmayın, bir yere kadar bu işe katlandık, katlanıyoruz. Bu yükü sadece biz mi çekeceğiz” dedi. ‘İdeal olanı Amerikalı dostlarla yapmak’ İdlib’deki gelişmelerin Türkiye’ye yönelik, sayıları milyonları bulacak yeni bir sığınmacı akını tehlikesini ortaya çıkardığına işaret eden Erdoğan, Rusya ile yakın işbirliği içinde İdlib’i güvenli halde tutmaya çalıştıklarını söyledi. Gelişmelerin kendileri ile muhataplarının kafasındaki güvenli bölge arasında ciddi farklar olduğunu gösterdiğini kaydeden Erdoğan, “Eylül ayının son haftasına kadar Fırat’ın doğusundaki güvenli bölge oluşumunu kendi istediğimiz şekilde fiilen başlatmakta kararlıyız. Bunu Amerikalı dostlarımızla birlikte yapmak hepimiz için en ideal yoldur ama böyle bir zemin oluşmazsa kendi imkânlarımızla bu işe başlayacağız” diye konuştu. l ANKARA/Cumhuriyet AKP’nin üye sayısı 800 bin azaldı Son dönemde ihraçlar ve parti içi tartışmalarla gündeme gelen AKP’de son 1 yılda üye sayısı 10 milyon 719 bin 234’ten 9 milyon 931 bin 103’e düştü. 2018 yılının ağustos ayında 6. Olağan Kongresi sürecinde AKP’de güncellenen üye sayısı 10 milyon 719 bin 234 olarak açıklanmıştı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın sitesinde yer alan 2019 yılının temmuz ayı verilerine göre AKP’nin üye sayısı 9 milyon 931 bin 103 olarak belirtildi. Bu rakamlara göre, Ağustos 2018 ile Temmuz 2019 arasından AKP üyesi kişi sayısı 788 bin 131 azalmış durumda. l İç Politika AB: 5.6 milyar Avro aktardık Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Suriyeli sığınmacılarla ilgili olarak “AB, söz verdiği yardımları vermedi” sözlerine Avrupa Komisyonu Sözcüsü Natacha Bertaud’dan yanıt geldi. Bertaud, “Sığınmacılar için 2015 yılında Türkiye’de kurulan tesislere destek vermeye devam ediyoruz. Bu alana ayrılan 6 milyar Avro’luk fonun bugüne kadar 5.6 milyarlık bölümünü aktardığımızı hatırlatmak isteriz” dedi. Bertaud, geçen hafta AB ve Türkiye arasında gerçekleşen temaslarda her iki tarafın da yapılan göç anlaşmasına bağlı kalacağını teyit ettiğini hatırlatarak “İyi niyetlerle bu anlaşma temelinde Türk ortaklarımızla hareket edebileceğimize olan güvenimiz devam ediyor” ifadelerini kullandı. NÜKLEER SİLAH AÇIKLAMASINI DEĞERLENDİREN UZMANLAR, ANLAŞMALARA DİKKAT ÇEKTİ En son konu nükleer olmalı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ta, komşumuz İran’ın kıyaslanamayacak kadar çok nükleer silah açıklama gerisinde kalmıştır. ABD sını değerlendiren uz ile Rusya’nın arasına bun manlar, uluslararası anlaşmalara ve Türkiye’nin ECE ca sıkışılmışken, bahsi açıPİROĞLU lacak en son konu, ben altyapısına dikkat çeke ce “nükleer” olmalıdır. Di rek bu silahlara sahip olma lerim Cumhurbaşkanı, F35’ler nın zorluklarını değerlendir ya da S400’ler gibi “nükleer di. Uzmanların değerlendirme silah” satın alamayacağımızın leri şöyle: bilincindedir. Alsak anahtarı n Nükleer Mühendis Prof. bizde olmayacaktır. Nükleer si Tolga Yarman: “Onun nükleer lah heveslisiyseniz bile bu ko silahı varsa benim niçin olma nu, öyle uluorta konuşulmaz. sın?” Kulağa elbette çok hoş ge n Nükleer Tehlikeye Karşı liyor. Şu var ki, böylesi bir mu Barış ve Çevre İçin Sağlıkçılar hakeme, hayatın gerçekleriy Derneği (NÜSED) Başkanı Dr. le katiyen bağdaşmamaktadır. Derman Boztok: Cumhurbaşkanı, söz konusu be Biz uluslararası hekim ha yanı herhangi siyasi bir mak reketi olarak bütün dünyanın satla vermiş olabilir. Saygı du nükleer silahlardan temizlen yarım. Nedir ki beyanatın al mesini savunuyoruz. Bunları tı? Keşke yanılsam, bomboş gö kullandığımızda kazanan hiç rünmektedir. Bir defa Türki bir taraf olmayacak. Hiroşima ye, 1980 müdahalesi olur ol ve Nagazaki bunun küçük bir maz, ilk işlerden biri olarak örneğiydi. Yeni nükleer silah NPT’yi (Nükleer Silahların Ya lar bunlardan çok daha güçlü. yılmasının Önlenmesi Anlaşma Tarihten ders çıkarmamız ge sı) TBMM’den geçirmiştir. Diğer rek. Bir nükleer silah kullanıl yandan da 1997’de “nükleer si dığında bugün bir şehir orta lahların denenmesinin yasak dan kalkıyor. Nükleer silahla lanmasını” öngören anlaşma rı bulundurma ve bunları kul ya da imza koymuştur. Kısacası lanma tehdidi başlı başına bir Türkiye, nükleer silah yapamaz. terör. Bu kaynakların nükleer Yapsa deneyemez. Asıl önem silahlara ayrılması demek sağ lisi, Türkiye’nin nükleer mer lığa, eğitime, temel insan ihti kezleri, hemen baştan sona liya yaçlarına ayrılmaması demek. kat özürlü, siyasi tayin anaforla Bu silahlar yerine kaynakların rında, darmaduman olmuş, has temel ihtiyaçlara ayrılması ge kadrolar çoktan havaya savrul rektiğini savunuyoruz. muştur. Türkiye, nükleer yarış l İSTANBUL NPT’den çıkmak şart HÜSEYİN HAYATSEVER Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Birilerinin elinde nükleer başlıklı füzeler var. Ama benim elimde nükleer başlıklı füze olmasın istiyorlar. Ben bunu kabul etmiyorum” çıkışının ardından Türkiye’nin nükleer silah edinmesi tartışması yeniden alevlendi. Türkiye’nin de taraf olduğu Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması, (NPT) Türkiye’nin nükleer silah edinmesini yasaklıyor. Türkiye’nin nükleer silah edinmesi için “ülkenin yüksek çıkarlarının tehlikeye düştüğünü” bildirerek anlaşmadan çekilmesi gerekiyor. NPT, ayrıca anlaşmaya taraf ülkelerin diğer ülkelere nükleer silah satışını yasakladığı için Türkiye’nin nükleer silah sahibi olmak için kendi nükleer programını geliştirmesi gerekiyor. Soğuk Savaş döneminde nükleer silahların yayılmasının önlenmesi ve nükleer enerjinin barışçıl kullanımı amacıyla 1968’de ortaya çıkan NPT’yi Türkiye, 1969’da imza ladı. Buna karşın Türkiye anlaşmaya resmen 1979’da TBMM’nin onayının ardından taraf oldu. Bu anlaşma, 1967 öncesi nükleer silah sahibi olan ABD, Rusya, İngiltere, Fransa ve Çin’i “nükleer silah sahibi devlet” olarak tanımlıyor ve anlaşmaya taraf “nükleer silah sahibi olmayan devlet” olarak nitelendirilen diğer tüm devletlerin nükleer silah edinmesini yasaklıyor. Anlaşma, taraf ülkelere anlaşmadan çekilme hakkı veriyor. BM üyesi ülkelerin tamamına yakını anlaşmaya taraf durumda. Hindistan, Pakistan ve İsrail bu anlaşmaya hiçbir zaman taraf olmadı. Anlaşmadan çekilen tek ülke ise Kuzey Kore oldu. Resmi ağızdan bir ilk Türkiye’nin nükleer silah geliştirme olasılığı ilk olarak nükleer santral kurma çalışmaları başladığında gündeme gelmişti, ancak Erdoğan’ın açıklaması, nükleer silah edinme isteğinin resmi ağızdan ilk kez duyurulması niteliğini taşıyor. l ANKARA HDP önündeki eylem sürüyor Çocuklarının terör örgütünün elinden kurtarılması için HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önünde oturma eylemi gerçekleştiren ailelerin sayısı 10’a yükseldi. HDP Diyarbakır İl Başkanlığı’nın önünde yapılan oturma eylemine Meryem Savur ve Sabiha Balta da katıldı. 4 yıl önce kaybolan 21 yaşındaki Fırat Savur’un annesi Meryem Savur, “Oğlum bir gün evden dışarı çıktı, gelmedi, okula gidiyordu, babası yok, vefat etti. 17 Ağustos Bursa depreminde kalp krizi geçirerek öldü, bizde buraya geldik. Ben çocuğumu büyüttüm, şimdi kayıp, ben araştırdım, biri dağa kaçırıldığını söyledi. Akşam anneleri haberlerde gördüm, ben de buraya geldim, belki bir vesile oluruz, belki sesimi duyar, anne ben buradayım der” dedi. 5 yıl önce çocuğunun kaçırıldığını iddia eden Sabiha Balta ise oğlu Arafat Balta’yı getirmezlerse kendini ve onları yakacağını söyledi. Aileler oturma eylemi yaparken görüntü almak isteyen gazetecilere bir kişinin tepki göstermesi üzerine aileler ve HDP’liler arasında kısa süreli ğine tartışma çıktı. Diyarbakır HDP İl Başkanlığı önünde ki oturma eylemine katılan çeşitli tarihlerde terör örgütü PKK tarafından kaçırılan asker ve polislerin aileleri de konuştu. 2015 yılında birliğine teslim olmak için gittiği Tunceli’de kaçırılan Müslüm Altıntaş’ın babası Şevket Altıntaş, “4 sefer videolarını izledim. Bugün, yarın bırakılır diye çeşitli söylentiler oldu, ama hiç gerçekleşmedi. Ne dedilerse yaptık. Konuşmaya korkuyorum, yoksa söylenecek öyle söz var ki. Ben Kürdüm, benim oğlumu niye kaçırdın, suçu ne, günahı ne?” dedi. Songül Altıntaş ise oğluna kavuşmak istediğini belirterek “Biz çocuğumuzu istiyoruz, bıraksınlar artık, yeter” diye konuştu. Mersin’in Anamur ilçesinden gelen Rahime Uymaz ise yeğeni polis memuru Sedat Yabalık’ın (34), 28 Temmuz 2015’te Diyarbakır’ın Lice ilçesinde eşi ve 15 aylık kızının yanındayken teröristlerce alıkonularak kaçırıldığını, o günden bu yana haber alamadıklarını söyledi. l İç Politika ABD ile güvenli bölge uçuşu Suriye’nin kuzeyinde güvenli bölge kurulması çalışmaları kapsamında iki Türk ve iki ABD helikopteri, üçüncü ortak uçuşu gerçekleştirdi. ABD ile ortak uçuş, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın ABD Başkanı Donald Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton’la yaptığı telefon görüşmesinin ardından gerçekleşti. Milli Savunma Bakanlığı, sosyal medya hesabından ABD ile üçüncü ortak helikopter uçuşu gerçekleştirildiğini duyurdu. Ankara’da Suriye görüşmesi Öte yandan, Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen, Ankara’da Dışişleri Bakan Yardımcısı Sedat Önal ile görüştü. Görüşmede İdlib’deki gelişmeler ve Suriye’de Anayasa Komisyonu kurulması konularının ele alındığı bildirildi. Ankara’ya dikkat çekici bir ziyaret de ger çekleştirildi. İngiltere’nin Suriye Özel Temsilcisi Martin Longden, Ankara’da “üst düzey” görüşmelerde bulundu. Ankara’da Suriye konusunda “sessiz” diplomasi yürüten Longden’in Ankara’da “üst düzey Türk yetkililerle” görüştüğü belirtilirken ziyaretinin ayrıntıları hakkında bilgi verilmedi. Mardin’in Nusaybin ilçesinin kaşısında yer alan Suriye’nin Kamışlı kentinde önceki gece saatlerinde ABD konvoyu hareketliği yaşandı. Irak yönünden geldiği belirlenen 200 araçlık konvoyda, kapalı TIR’lar, kamyonetler, zırhlı araçlar, akaryakıt tankeri gibi araçların yer aldığı görüldü. l ANKARA/Cumhuriyet Demokrasi amaç değil, bildiğin araçmış! Bu ülkenin şu anki Cumhurbaşkanı, “Demokrasi amaç değil araçtır” dediğinde... Sıfatı henüz İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı’ydı. Aradan geçen yirmi küsur yılda... Kendisi büyükşehir belediye başkanlığından cumhurbaşkanlığına yükseldi... Ülke her açıdan en alt seviyelere geriledi. Ve nihayetinde; “Demokrasi amaç değil araçtır” sözü üzerine inşa edilmiş çeyrek asırlık bir iktidarın gücünü kazandığı yerden kaybetmeye başladığı şu günlerde... O “tarihi” cümle, muhalefetin hiciv defterine ek bir kelimeyle yeniden yazıldı. “Demokrasi amaç değil bildiğin araçmış!” Dünden beri İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin AKP döneminde kiraladığı araç filosu ibreti âlem için Yenikapı Meydanı’nda sergileniyor. Üşenmeyin... O meydana gidin ve o araçlara uzun uzun bakın. Olmadı fotoğrafları koyun önünüze. Dikin o araçlara gözünüzü. Ve düşünün. O meydanda, o fotoğraflarda gördükleriniz ne anlama geliyor? O aynada size yansıyanlar hangi gerçekleri, hangi gafletleri, hangi yenilgileri, hangi aymazlıkları gösteriyor. Bakın o araçlara... O araçların parıltısında bu ülkenin çeyrek asrını ve bu iktidarın derin ihtirasını göreceksiniz. Bu ülkenin gafletini... Bu ülkenin sefaletini... Bu ülkenin kendinden vazgeçiş hikâyesini göreceksiniz. O araçlar... Sadece bir kurumun ekonomik israfının ya da kamu haklarını suiistimalinin somut kanıtı değiller. Aynı zamanda bu halkın, bu sistemin, bu hukukun, bu politikacıların, bu aydınların çoğunun kaybettiği hatta vazgeçtiği önemli hassasiyetlerin de soyut kanıtıdırlar. İktidar ve yandaşı cemaatçiler herkesin gözü önünde açık açık birbirine düştüğünde... Ve kirli çamaşırlar ortaya döküldüğünde... Tüm suçlular suçu birbirinin üzerine atarak ortalığı savaş alanına çevirdiğinde... Savaşı kazanan, o toz dumanın içinde muhalifini tepeleyerek kendisiyle ilgili tüm şaibeleri hasır altı ettiğinde... Ayakkabı kutuları... Sıfırlanan hesaplar... Karanlık banka ilişkileri... Devleti dolandırılanlar... O dolandırıcılara çanak tutanlar... Yurtdışına kaçanlar, kaçırılanlar... Hesabı sorulamayan, hesabı verilemeyen paralar... Bunların hepsi söz olup uçtuğunda... Aynı anda ifade özgürlüğüne, basın özgürlüğüne, her türlü hakka ve hukuka hunharca el konulduğunda... Gazeteciler, akademisyenler, aydınlar, politikacılar enselerinden tutulup hapislere atıldığında... Sokaklar ıssızlaştırıldığında... Bu ülkenin anlamadığı, anlayamadığı, anlamamakta ısrar ettiği ne kadar ağır gerçek varsa... O gerçeğin aynası... Şu anda Yenikapı Meydanı’nda yan yana dizilmiş o “ak” araçlarda. İktidarın tüm kara amaçları da o aynanın sırında. 45 kişi gözaltıNA ALINDI Ankara’da polis, aralarında KHK ile ihraç edilen Veli Saçılık’ın da bulunduğu 31 kişiyi gözaltına aldı. (FOTO: NECATİ SAVAŞ) Kayyım protestoları artarak yayılıyor Diyarbakır, Mardin ve Van büyükşehir belediye başkanlarının görevden alınmasının ardından HDP’nin başlattığı “Demokrasi Nöbeti”, 18. gününde çeşitli kentlerde yapılan oturma eylemleri ile sürdü. Eylemlere müdahalede bulunan güvenlik güçleri, toplam 45 kişiyi gözaltına aldı. Diyarbakır’daki eylemde konuşan HDP İl Eşbaşkanı Hülya Alökmen Uyanık, “Durduğumuz yer doğrudur. Bu tüm Türkiye’nin iradesidir” dedi. Merkez Bağlar ilçesinde yol kapatarak eylem yapan gruba müdahale eden polis, aralarında Lice Belediye Başkanı HDP’li Tarık Mercan’ın da bulunduğu 7 kişiyi gözaltına aldı. HDP Ankara il örgütünün Sakarya Caddesi’nde düzenlemek istediği basın açıklaması ve oturma eylemine müdahalede bulunan polis ekipleri, aralarında partinin Ankara il yöneticilerinin ve KHK ile ihraç edilen Veli Saçılık’ın da olduğu 31 kişiyi gözaltına aldı. İzmir’de HDP milletvekillerinin de katıldığı Türkan Saylan Kültür Merkezi önündeki eylemde 4 kişi, Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde oturma eylemi düzenlemek isteyen gruptan da 3 kişi gözaltına alındı. l ANKARA