28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ DOLAR ekonomi@cumhuriyet.com.tr TASARIM: SERPİL ÜNAY AVRO STERLIN FAİZ BORSA 1127 EYLÜL 2019 CUMA ALTIN CUMHURİYET ALTIN 24 AYAR 5.6660 2.9 kuruş 6.2100 4 kuruş 7.0100 5.8 kuruş 14.17 0.04 puan 101.940 678 puan 1840.63 30.19 lira 274.64 4.25 lira Yurttaşa 558 TL ek yükTürkİş’e göre, dört kişilik ailenin açlık sınırı 2 bin 65 TL, yoksulluk sınırı ise 6 bin 725 TL’ye çıktı Mutfak enflasyonu aylık yüzde 0.28 ve yıllık ortalama yüzde 20.79 oranında arttı. Geçen yılın eylül ayına göre dört kişilik bir ailenin mutfak harcamasındaki artış tutarı 171 TL’yi buldu. Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk İş) araştırmasının 2019 Eylül sonucuna göre, dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 2 bin 64 TL’ye çıktı. Gıda harcamasıyla birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı da (yoksulluk sınırı) 6 bin 724 TL oldu. Geçen yılın aynı ayına göre dört kişilik bir ailenin mutfak harcamasındaki artış tutarı 171 TL olurken, gıda yanı sıra yapılması zorunlu diğer harcamalarla birlikte aile bütçesine gelen ek yük bir yıl önceye göre 558 TL’ye fırladı. Ücretli çalışanların gelirleri ise fiyat artışları karşısında gi derek aşınıyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması’nın geçen yılki sonuçlarına göre, asgari ücretin enflasyonun üzerinde artmasına rağmen, en düşük gelire sahip nüfusun yüzde 20’lik grubunun milli gelirden aldığı pay 0.2 puan azalarak yüzde 6.1’e düştü. Türkİş’e göre, uygulanan ekonomik ve sosyal politikalar zenginin daha zengin, yoksullun daha yoksul olması sonucuna yol açıyor. Asgari geçime yetmiyor Aylık net 2 bin 20 TL olan asgari ücretin yetersizliği, bekâr bir çalışanın hesaplanan 2 bin 536 TL tutarındaki yaşama maliyeti de dikkate alındığında daha net ortaya çıkıyor. Mevcut asgari ücret değil bir ailenin bir kişinin bile geçimini karşılamaktan uzak. l Ekonomi Servisi HSBC: DOLAR/TL YIL SONUNDA 6.50’YE YÜKSELEBILIR HSBC, Türk Lirası’nda uzun pozisyon almak için haziranda ortaya çıkan fırsat penceresinin şu anda kapandığını, dolar/TL’de yönün yukarı dönebileceğini ve uzun süredir devam ettirdikleri 2019 sonu hedefi olan 6.50’ye doğru seyredebileceğini öngördüklerini belirtti. “Bizim görüşümüze göre, Türk Lirası için kış biraz erken geldi” diyen HSBC, buna neden olarak Türk Lirası’nda yukarı yönlü pozisyon almanın arkasındaki üç temel faktörün şu anda negatife dönmekte olmalarını gösterdi. Reel faiz oranlarının bugüne kadar görülmemiş zirvelere yükselişin ardından düşmeye başladığını, reel faizlerin dinamiklerinin değiştiğini belirten HSBC, enflasyonun 4’üncü çeyrekte yeniden hızlanmasına ve Merkez Bankası’nın (TCMB) gösterge faizleri daha da indirmesine bağlı olarak Türk Lirası üzerinde baskı oluşacağını öngördü. Foreks’in aktardığına göre HSBC, “Reel faizlerin sıfır bandına doğru düşmesi muhtemel. Bu, dolar/TL paritesinde güçlü bir artış için katalizör ola bilir” değerlendirmesini yaptı. HSBC, yüksek enflasyon ortamında TL mevduatlarda faiz oranlarında düşüşün ve dördüncü çeyreğin yurtdışı kredi ödemeleri açısından yüklü olmasının dolar talebini artırabileceğine de dikkat çekti. Öte yandan, TCMB verilerine göre, yurtiçi yerleşiklerin bankalardaki yabancı para mevduatı, 20 Eylül haftasında 1.23 milyar dolar artarak 192.6 milyar dolara ulaşarak rekor tazeledi. TCMB’nin toplam rezervleri de aynı dönemde 2.1 milyar dolar artarak 103 milyar 39 milyon dolara yükseldi. l Ekonomi Servisi DOĞAYA AĞIR FATURA Volkswagen üretim için sona yaklaştı Alman otomobil üreticisi Volkswagen Türkiye’de yeni bir üretim tesisi kurulması görüşmelerini karara bağlamak üzere. Berlin’de gazetecilere yaptığı açıklamada “Türkiye (yetkilileri) ile görüşmelerimiz tamamlanmak üzere” diyen Volkswagen’in üretimden sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Andreas Tostmann, görüşmelerin iki hafta ya da daha kısa sürede tamamlanmasını beklediğini söyledi. Şirkete yakın kaynaklar birçok marka için üretim faaliyetleri gerçekleştirecek olan tesisin 1 milyar Avro’dan daha fazlaya mal olacağını belirtiyor. Kaynaklar, kurulacak tesisin Doğu Avrupa pazarı için VW Passat ve Skoda Superb benzeri modellerden yılda 300 bin kadar üreteceğini belirttiler. Kaynaklara göre inşasının 2020 sonu, üretimin ise 2022 yılında başlaması beklenen tesis Manisa ve çevresinden 4 bin kişiye istihdam yaratabilir. l Ekonomi Servisi Boşluk 34 yılda anca kapanabilir Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Başkanı Firuz Bağlıkaya, İngiliz tur operatörü Thomas Cook’un iflasıyla sektörde oluşan boşluğun 34 yıl içinde kapatılabileceğini söyledi. Bağlıkaya, otelciler ve hizmet sağlayıcıların, İngiltere’ye dava açarak alacaklarını topluca tahsil etmesinin doğru olduğunu düşündüklerini anlatarak “Yurtdışında tur operatörlüğü yapan firmaların Türkiye’de sorumlu bir firma olmadan iş yapamamaları lazım. 100 milyonlarca dolarlık ve Avro’luk alacaklar var, karşıda firma yok. Tedbirlerimizi almamız, gerekli yasal düzenlemeleri buna göre yapmamız lazım. Türkiye’de bu tür firmaları temsil edenlerin aynı zamanda sorumlu da olması lazım. Otel kontratlarına, tedarikçi kontratlarına kesinlikle Türk muhatapların da imza atıyor olması lazım” dedi. Uluslararası kredi derecelendirme şirketi Moody’s’e göre, dünyanın en eski seyahat şirketi Thomas Cook’un iflasının, Türk bankaları üzerinde önemli bir etkisi olmayacak. l Ekonomi Servisi UNCTAD’a göre, şirketlerin gücü ve ekonomik dengesizliklerin belirlediği uçurum daha da büyüyecek ve çevreye verilen zarar artacak. Erman Ilıcak Polipropilen alanında hamen Türkiye’nin toplam üretiminin 3 katını tek başına gerçekleştirecek olan 450 bin ton kapasiteli tesisin inşaatının 2023 sonunda tamamlanması hedefleniyor. Ceyhan’daki petrokimya tesisi için imzalar atıldı Rönesans Holding, hem kendisinin hem de Ceyhan Endüstri Bölgesi’nin ilk endüstriyel üretim projesi olan Ceyhan Polipropilen Üretim Tesisi’nin resmi ortaklık ve lisans anlaşmalarına imza attı. 1.4 milyar dolarlık projenin ortakları arasında Cezayir’in milli enerji şirketi Sonatrach ve mühendislik, tedarik ve inşaat şirketi Güney Koreli GS E&C bulunuyor. 2020 sonunda inşaatına başlanması ve 2023’te tamamlanması öngörülen 450 bin ton kapasiteli tesisin teknoloji altyapısının lisansör leri ise ABD kökenli UOP Honeywell ve Hollanda kökenli LyondellBasell olacak. Rönesans Holding Başkanı Erman Ilıcak, tesisin Türkiye’nin polipropilen ithalatının beşte birini ikame edeceğini ve cari açığa 250 milyon dolarlık pozitif katkı sağlayacağını söyledi. Ilıcak, “Avrupa’nın en büyük ve dünyanın üçüncü büyük endüstriyel bölgesinin işletmecisi olan Hollandalı Port of Rotterdam ile önümüzdeki 10 yıl içerisinde bölgeye yaklaşık 15 milyar dolarlık yerli ve yabancı yatırım çekmek için çalışacağız. Rönesans olarak biz de bölgedeki petrokimya ve endüstri yatırımlarımızı sürdüreceğiz” dedi. Türkiye halihazırda petrokimya hammaddesi ve plastik ürünler alanında yılda 13 milyar dolarlık dış ticaret açığı veriyor. Rönesans Yatırımlar Grup Başkanı Kamil Yanıkömeroğlu, “Tesiste kullanılacak hammadde olan propan gazının temini için 2040’a kadar anlaşma yaptık. Tesisin inşaatında yaklaşık 2000, tesisin hayata geçirilmesiyle de 600 kişilik istihdam yaratılacak" dedi. l Ekonomi Servisi Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD), “Küresel Yeni Yeşil Düzenin Finansmanı” başlıklı “2019 Ticaret ve Kalkınma Raporu”na göre, dünya ekonomisi çalkantılı sulara doğru ilerliyor ve 2020’de bir resesyona girebilir. Prof. Dr. Erinç Yeldan tarafından Bilkent Üniversitesi’nde açıklanan raporda şu tespitlere yer verildi: 4 Çalışanların gelirlerinde onlarca yıldır süren kayıpları ve küçülen kamusal alanı terse çevirmek ve şirketlerin kendi üzerlerine düşen payı adil şekilde ödemeleri, küresel sistemin çalışabilmesi için anahtar role sahip. Uçurum büyüyecek 4 Küresel ekonomi herkese eşit hizmet etmiyor. Halihazırdaki politika ve kurallar piyasaların dinamikleri, şirketlerin gücü ve ekonomik dengesizliklerin belirlediği uçurum büyük olasılıkla daha da büyüyecek ve çevreye verilen zarar artacak. UNCTAD ekonomistleri, yeşil yatırımla yıllık yüzde 2’lik bir artışın, bir diğer deyişle 1.7 trilyon dolar seviyesinde bir yatırımın ki bu da hükümetlerin fosil yakıtları sübvanse etmek için kullandığı mali kaynağın üçte birine denk geliyor, küresel istihdamda en az 170 milyonluk bir artışı ve gelişmekte olan ülkelerde daha temiz sanayileşme ve karbon emisyonunun uluslararası 2030 Gündemi ile belirlenen tarihe kadar daha güçlü bir biçimde azaltılmasını sağlayacağını tahmin ediyor. l ANKARA 3 bankadan zararına taşıt kredisi Kamu bankaları, konutun ardından taşıt kredisinde de zararı göze alarak çok düşük faizli taşıt kredisi kampanyası başlattı. Ziraat Bankası, Halkbank ve VakıfBank, Türkiye’de üretilen sıfır km binek ve ticari taşıtlar için kredi faizini aylık yüzde 0.490.69 aralığına düşürdü. Normalde taşıt kredilerinde faiz oranları aylık yüzde 1.21.6 aralığında yer alıyor. Kredilerde binek araçlar için 50120 bin TL’ye 1836 ay vade, ticari araçlarda 72120 bin TL’ye 3060 ay vade seçenekleri olacak. 1 Ekim’de başlayacak ve yıl sonuna kadar devam edecek kampanyaya dair açıklama yapan bankalar, binek araçlarda Fiat, Honda, Hyundai, Renault Mais, ticari araçlarda Fiat, Ford, Isuzu, Karsan ve Temsa ile işbirliği yaptıklarını duyurdu. Toyota, kampanyaya katılmadı. Kararın ardından Borsa İstanbul’da otomotiv hisse değerleri yükselirken, kamu bankalarınınkiler düştü. Habertürk’ün hesaplamasına göre, indirim öncesinde yüzde 1.40 faiz ve 36 ay vadede 120 bin liralık bir binek araç için 160 bin TL olan toplam maliyet (vergiler dahil), indirim sonrası 36 ay vadede yüzde 0.69 faizle 139 bin TL’ye, yüzde 0.49 faizle 133.5 bin TL’ye düşecek. Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Yönetim Kurulu Başkanı Haydar Yenigün, “Maliyetin bir kısmını bankalar, bir kısmını da şirketler kar şılayacak. Bu durum, 2018 Ağustos’undan bu yana yükselen döviz, enflasyon ve dolayısıyla kredi faizleri nedeniyle 2017 yılına göre yüzde 60 oranında küçülen iç pazarda, düşük faizli kredi beklentisi nedeniyle bir hareketlilik sağlayacaktır” dedi. Yenigün, “Ancak beraberinde, zaten kârsız satış yapan firmalara ilave mali yük de getirecektir” uyarısında bulundu. Öte yandan uzmanlar, taşıt kredisi mevzuatının aynen korunduğuna işaret ederek kamu bankalarının kampanyasından faydalanabilmek için yurttaşın cebinde en az 28 bin TL’nin olması gerektiğine işaret ettiler. l Ekonomi Servisi Yine deprem... Ense kökünüzde hissettiniz değil mi depremi? 20 yıl önceki korkular, kaygılar, acılar bir anda yeniden canlandı. Büyük deprem yeniden “ben buradayım” dedi. Prof. Naci Görür daha dün söylemişti: Orta çukurlukla Çekmece gölleri arasında uzanan fay kolu ilk kırılmasını beklediğimiz faydır. 7075 km. uzunluktadır, kırıldığında en az 7.2 büyüklüğünde deprem üretir. Bu kol kilitlenmiştir. Yani hiçbir hareket belirtisi ve üzerinde deprem yoktu. Bu kol enerji biriktiriyordu. Devamı gelecek mi? Bilmiyoruz ama ihtimal dahilinde... Peki, 15 milyonluk İstanbul ve civarı büyük depreme hazır mı? Örneğin toplanma alanlarımızı biliyor muyuz? Daha doğrusu imara açılmamış, üzerine AVM vs. inşa edilmemiş kaç toplanma alanı var ortalarda? Neden acil olarak bunların listeleri yayımlanmıyor? İhtiyaçları karşılayacak konteynırlar nerede? Sayı kaç? Okulları, işyerlerini acil olarak tahliye ediyoruz ama neden insanlar olası bir depremde ilk olarak nereye gireceklerine ilişkin bilgilendirilmiyorlar? Trafik kilit, toplu taşıma araçları tıka basa dolu, telefonlar çekmiyor... 17 Ağustos depreminin yıldönümünde yazdığım yazıda vurgulamıştım: 20 bilim insanı ve araştırmacıdan oluşan Ulusal Deprem Konseyi kuruldu ancak bu konsey 2007 yılında lağv edildi. Gerekçe olarak “uygulama alanı kalmaması” gösterildi. Prof. Naci Görür şunu da belirtmiş: “Biz zamanında çok söyledik Marmara’nın tabanına sabit bir gözlem istasyonu kuralım diye. Bunun için DPT ve TÜBİTAK’a projeler verdik, reddedildi. Halbuki AB destekliyordu.” 18 yıllık AKP iktidarının depreme hazırlıktan çok, depremi ranta, betona, duble yollara çevirme konusunda hayli başarılı olduğunu hepimiz biliyoruz. 1999 depremi sonrası geçici olarak getirilen ancak kalıcı hale gelen deprem vergilerinin nereye gittiği sorusuna zamanında Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, hiç çekinmeden “duble yollara harcadık” demişti. Peki neden Ulusal Deprem Konseyi lağv edildi? Neden olacağı bu kadar kesin olan bir deprem için Marmara tabanında sabit gözlem istasyonu kurulmadı? 1999 depreminin hemen sonrasında bu kadar ağır hasar ve yüksek oranlı can kaybının nedenleri özetle şöyle sıralanmıştı: l Yapım hataları, zemin şartlarına uymayan yanlış temel tasarımları, kötü işçilik, inşaatlarda kullanılan yapı malzemesi hataları ve çürüklüğü. l Aktif fay hattı önceden bilinmesine karşılık bu hat boyunca yoğun yapılaşma ve yüksek nüfus. Prof. Dr. Mustafa Erdik, olası bir depremin İstanbul’da hangi şiddetle yaşanacağı ve verebileceği can ve mal kaybını bir bilimsel senaryoda açıklamıştı. Biz de Herkese Bilim Teknoloji dergisinin 16 Ağustos tarihli sayısında kapağa taşımıştık, Prof. Celal Şengör’ün tespitleri ile birlikte... Ana Marmara Fayı üzerinde oluşacak “İstanbul Depremi” (Mw 7.5) sonucunda 6 bin ile 40 bin arasında binanın ciddi hasar göreceğini, sadece bina hasarı kaynaklı mali zararın 37 milyar TL ile 107 milyar TL arasında olacağını yazmıştı. Tüm bunlar için artık geç. İlk aşamada yapılması gereken panik yaşanmasını önleyecek tedbirlerin acilen halka açıklanması, uyarıların yapılması. Bir toplu seferberlik hali bir kez olsun yaratılamaz mı, Japonların bunca yıldır başarı ile yaptığı gibi... İş Bankası 1.1 milyar TL’lik alacağını sattı Bankalar, geri ödenmediği için yasal takibe düşen alacaklarını satmaya devam ediyor. İş Bankası takipteki krediler portföyünün 1.1 milyar TL tutarındaki kısmını oluşturan alacaklarını 32.4 milyon TL satış bedeli ile devretti. Banka yaptığı açıklamada, satışın söz konusu bedelin nakden tahsil edilmesi suretiyle Efes Varlık Yönetim, Hayat Varlık Yönetim, Birikim Varlık Yönetim ve Doğru Varlık Yönetim’e yapıldığını belirtti. Geçen yıl bankalar, yaklaşık 6 milyar TL’lik takipteki alacaklarını, varlık yönetim şirketlerine satmıştı. Seralarda sigorta zamanı Tarım Sigortaları Havuzu’ndan (TARSİM) yapılan açıklamada üreticiler, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın Örtü Altı Kayıt Sistemi’ne kayıt olmaları ya da kayıtlarını güncellemelerinin ardından yetkili sigorta şirketlerinin acenteleri aracılığıyla sera sigortalarını yaptırmaları konusunda uyarıldı. Açıklamada, “Seralar ve yüksek tünellere ilave olarak, alçak tünellerin içindeki ürünler ve seralarda üretimi yapılan saksılı süs bitkileri de sigortalanabiliyor” denildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle