18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 4 AĞUSTOS 2019 PAZAR PAZAR YAZILARI Akademik özgürlük... Türkiye’de, Anayasa Mahkemesi’nin Barış Akademisyenleri davasında verdiği “hak ihlali” kararının yankıları sürerken Yunanistan’da da üniversitelerde ifa Ayşe Ferliel Barounos sanın, düşünce ve ifade özgürlüğünü savunan özünden uzaklaşıp, üniversite yerleşke de özgürlüğü konusu hararetle tartı lerini “suç ve şid şılıyor. Bunun nedeni, 7 Temmuz’da yapı det yuvası” haline getirdiği iddiasında. lan erken genel seçimlerde tek başına ik Örneğin, aralarında siyasal tarih pro tidara gelen Yeni Demokrasi (ND) parti fesörü Thanos Veremis ile eski bakan si lideri Kiriakos Miçotakis hükümetinin, Diamantopoulou’nun da bulunduğu bir “şiddetin ve kanunsuzluğun dokunulmaz grup akademisyen ve politikacı, haziran lığı” olarak nitelediği “akademik doku da yayımladıkları açık mektupta, akade nulmazlığa” ilişkin uygulamayı yürürlük mik dokunulmazlığın, “Rönesans’ın ba ten kaldırmak istemesi. 10 Ağustos’a ka şında, profesörlerin, eğitim programı dar mecliste oylanması planlanan önce nı, kilise tarafından ya da herhangi bir likli yasa tasarıları arasında belki de hak politik bir müdahale olmaksızın özgür kında en çok yorum yapılan bu düzenle ce belirleyebilmeleri için” oluşturulduğu menin, modern Yunanistan’ın tarihinde nu vurgularken şu yorumu da yaptılar: önemli bir yeri var. “Hoşgörü, suç haline geldi. İyi idare edi Araştırma, eğitim, düşünce ve ifade len bir devletin şiddete, keyfi uygulama özgürlüğünü garanti altına almak ama lara göz yumması; ya da profesörlere ve cıyla kurulmuş olan “akademik doku öğretim üyelerine yönelttikleri tehditleri, nulmazlık” sistemi, 1982’de, Andreas üniversite dışındaki anarşistlerin de yar Papandreou liderliğindeki Panhelenis dımıyla hiçbir engelle karşılaşmadan ha tik Sosyalist Hareket (PASOK) hüküme yata geçirebilen öğrencilerin barınması ti döneminde getirilmişti. Bu sistem çer na izin vermesi kabul edilemez.” çevesinde kamu güvenlik güçlerinin (po Mayıs 2018’de Kathimerini gazete lis, asker vs.) üniversitelerin içlerine gir sinde yayımlanan bir habere göre 2011 meleri de yasaklanmıştı. 2017 yılları arasında üniversitelerde Cuntaya karşı yüzlerce olay yaşandı. Bunların arasında, özellikle öğretim üyeleri ve profesör 1973’te iktidarda bulunan askeri cun ta yönetimine karşı, Atina Ulusal Teknik Üniversitesi’nde (Politeknik) 14 Kasım’da başlayan işgal ve direniş eyleminin, 17 Kasım’da bir tankın kampusun demir ka pısını devirerek bahçeye girmesi ve bir çok insanın ölümüyle sonuçlanan olaylar dan yıllar sonra geçirilmiş olan “akade mik dokunulmazlık” yasası aslında uzun zamandır mercek altında. Bu düzenleme, 2011 yılında dönemin eğitim bakanı An na Dimantopoulou zamanında geçirilen bir yasayla kaldırılmış, ancak 2017 yı lında, Radikal Sol Koalisyon’un (SYRIZA) hükümette olduğu (ve eğitim bakanlığını Kostas Gavroğlu’nun yürüttüğü) dönem de yapılan birkaç değişiklikle yeniden uy gulamaya sokulmuştu. Miçotakis, o gün lerde verdiği demeçlerde, ND’nin iktidara gelmesi durumunda bu yasanın tekrar kaldırılacağını söylemişti. Mevcut sistemde, yükseköğrenim kurumlarına, güvenlik güçleri ancak “ağır suçlar ve insan hayatını tehdit eden” durumlarda ve rektörlük konseyinin kararıyla girebiliyor. Ancak bu yasak, itfaiye için ve trafik kazalarına ilişkin operasyonlarda geçerli değil. Söz konusu uygulama, sadece akademik çevreleri değil, genel olarak kamuoyunu da bölmüş durumda. Kaldırılmasını isteyenler, ya İKSUTİTFLAAMASI Porto Riko’da isminin karıştığı yolsuzluk iddiaları ve politikacılar hakkında kullandığı küfürlü ifadeler nedeniyle protestoların hedefi olan Vali Ricardo Rossello önceki gün istifa etti. Rossello, görevi eski ABD Temsilciler Meclisi Porto Riko Temsilcisi, avukat Pedro Pierluisi’ye ler ile öğrencilere yönelik fiziksel şiddetin yanı sıra, uyuşturucu satma, kamu malına zara verme, hırsızlık ve tecavüzün de yer aldığı belirtildi. Bu görüşlere karşı, öğrenciler ve öğretim elemanlarının büyük bölümü, şiddet unsurunun aslında bahane olarak öne sürüldüğünü vurguluyor. “Akademik dokunulmazlık” yasasının kaldırılmaması gerektiğini savunuyor. Bu çevrelerde, akademik özgürlük ve dokunulmazlığın, (Politeknik gibi) ağır bedeller ödenerek kazanılmış bir hak olduğu görüşü ağırlık kazanırken planlanan yasal değişikliklerin, aslında üniversitelerin özelleştirilmesinin önünü açacağı ve kâr odaklı kurumlar haline getireceğine dikkat çekiliyor. Gölgelik ve hasır şapkalar “Şapkanın bu konularla ne ilgisi var?” diye soracak olursanız, modern Yunanistan’da “akademik dokunulmazlık” kavramının tohumlarının atıldığı ve tarihe “gölgelik” adıyla geçmiş olan hasır şapkaların rol oynadığı öğrenci isyanından söz etmemiz gerekir. Yunanistan’ın ilk kralı Bavyeralı Otto’nun tahtta olduğu anayasal monarşi dönemindeki 1011 Mayıs 1859 öğrenci olayları şöyle gelişir: Dönemin dışişleri bakanı (aynı zamanda İstanbul doğumlu bir edebiyatçı ve şa ir olan) Aleksandros Rizos Rangavis, yakın çevresine, yerli üretimin desteklenmesi gerektiğini anlatırken verdiği örnekte, Yunanlar’ın ithal şapkalar yerine Sifnos adasında üretilen hasır şapkalar kullanabileceğini vurgular. Bundan etkilenen ve o zaman öğrenci olan oğlu, arkadaş çevresine bu görüşleri yayar ve Pedion tou Areos parkında dolaşan gençler hasır şapkalar takmaya başlar. Bu akım, aslında İtalyan bağımsızlık savaşında Avusturya’yı destekleyen Otto’dan duyulan genel bir memnuniyetsizliğin de dile getirildiği sembolik bir anlam kazanır. Şapka ithalatçıları, 10 Mayıs’ta yine parkta dolaşan hasır şapkalı gençlerin karşısına komik şapkalarla kendi çalışanlarını çıkarınca patlak veren gerilim kısa bir süre sonra büyür ve öğrencilerden bazılarının tutuklanmasına yol açar. Bunun üzerine, ertesi gün sayıları artan göstericiler, üniversite binasını işgal ederler. “Bilimlerin dokunulmazlığına karşı” bir hareket olarak nitelendirilen askerlerin müdahalesi ve tutuklananların bir süre sonra serbest bırakılmasının ardından ayaklanma sona erer. Bazı tarihçiler ve yorumcular işte bu olayların, Yunanistan’daki “akademik dokunulmazlık” ilkesinin temelini attığını aktarıyor. [email protected] bıraktı. Pierluisi yemin etti ancak görevi resmi olarak devralabilmesi için Porto Riko Senatosu’nun onayı gerektiğine dikkat çekildi. Senota’dan Pierlusi’nin yemin adımına yönelik “Etik ve yasal değil” çıkışı yükseldi. Rosello’nun istifasını kutlamak için meydanlara çıkan göstericiler, Pierluisi’nin konvoyunu engellemek isterken polisle çatıştı. Başta istifa etmemekte ısrar eden Rossello, önce parti başkanlığını bırakmış ve 2020 seçimlerinde aday olmayacağını açıklamıştı. Ancak baskılar dinmemişti. Rossello, geçen hafta görevini bırakacağını duyurmuştu. Ganimet adası Terschelling Kuzey Hollanda’nın liman kenti Harlingen’den Terschelling Adası’na doğru sefere başlayan feribotumuz, yeşil ve kırmızı çakarlı şamandıralar arasında usul usul ilerliyor. Bulutların güneşin önünden kaygısızca geçişleri, kıpırtısız Wadden Denizi’nin üzerine yansıyor. Deniz yüzeyi o kadar sakin ki feribotun dümen suyunun, uyuyan denizi bir makas gibi ikiye bölmesine şaşırmıyorum. Bu coğrafyadaki akıntılar ve günde iki kez gerçekleşen gelgit, deniz seviyesinde büyük değişimlere neden oluyor. Yolculuğumuz sırasında karşımıza çıkan bariyer adacıkları ve kum bariyerlerine bindirmemek için feribotlara ve teknelere ayrılmış “seyre emniyetli koridoru” takip etmemiz gerekiyor. Adaların, çoğunlukla denizin ortasına çivilenmiş karanlık gölgeler olarak bir anda ufukta belirmesine alışkınım. Ancak ada o kadar yassı ki bir türlü sisli ufukta belirmek bilmiyor. Sabırsızlanmaya başladığım bir anda, 1594’te inşa edilen Hollanda’nın en eski deniz feneri Brandaris’in denizcilere göz kırpan ışığını görüyorum. Bir yanağı Kuzey Denizi’ne, diğer yanağı Wadden Denizi’ne yaslanmış Terschelling’e yanaşmak üzereyiz. Wadden Denizi, Hollanda’nın kuzeybatısında yer alan Den Helder’den, sırasıyla Almanya ve ardından Danimarka’nın Esbjerg kentine kadar uzanan 500 km’lik sahil şeridini kapsıyor. 2009 yılında UNESCO tarafından dünya mirası listesine alınan Wadden Denizi gelgit kanalları, deniz çayırları, midye yatakları, çamur bataklıkları, haliçleri ile sayısız bitki florasına ve hayvan faunasına ev sahip dan havaya karışan kesif ko liği yapıyor. Kıyıya paralel ku tuzlu havaya karışıyor. Ok olarak uzanan Hollanda’ya ait Frizya Takımadaları’nın ELİF GÜNSEL sijen oranının yüksekliğinden olsa gerek, hücrelerimin can arkasındaki çamur düzlük landığını hissediyorum. leri ve gelgit kanalları Kuzey Denizi’nden Terschelling Adası sadece coğrafi özel anakaraya gelecek tüm saldırılara karşı likleri ile gündeme gelmiyor. Bu yılın baş doğal savunma kalkanı görevini üstlenmi larında, bir deniz nakliyat firması fırtına şe benziyor. (Tabiatın enteresan bir mi lı havada yükünü Kuzey Denizi’ne düşür zah anlayışı var. Anakaranın denize karşı verdiği bitmez tükenmez mücadeleye, en büyük destek yine denizden geli dü. Düşen konteynırlardan bazıları, Terschelling Adası’nın sahillerine vurdu. Mobilya, plazma televizyon, terlik, lamba lar geç verilen yılbaşı hediyeleri gi bi ada sakinleri tarafından paylaşıldı. Bir keresinde de batan bir gemiden binlerce muz hevengi ada sahillerine döküldü. Muzların hayvanat bahçele rine gönderilmesi ile adanın adı tek rar haberlere konu oldu. Kargo gemi lerinden gelen ganimet haberleri bu nunla da sınırlı kalmadı. Ada sakin leri bir sabah uyandıklarında binler ce spor ayakkabının kıyıya vurduğu nu gördüler. Sahilde toplanan onlar ca “strandjutterların” (sahilde değer li eşya arayanlara verilen ad) ayak yor. “Wad” Hollandaca çamurlu deniz tabanı demek.) kabıların diğer eşlerini aradığı komik görüntüler ile Terschelling yine manşetlerdeydi. Kırmızı yabanmersininin hikâyesi Ancak tarihte günün birinde Terschelling sahillerine vuran bir fıçı, adanın tüm kaderini değiştirdi. Dünyada o günlerde Karaya ayak basıyoruz. Sisle örtülü sadece ABD ve Kanada’nın belirli bölgele kum tepecikleri, nemli yosunlarla kap rinde yetişen kırmızı yabanmersini (cran lı taşlar ve göz alabildiğine uzanan kir berries), nasıl oldu da Avrupa’da sade li sarı sahil şeridi... Sahilde kısa bir yü ce Terschelling Adası’nda bir anda boy rüyüş yapmaya karar veriyorum. Çekilen verdi? Enteresan bir hikâye paylaşılıyor. denizin ortaya çıkardığı midye yatakların 1830’larda yabanmersini içerdiği C vita mini ve antioksidanlarla Amerikalı denizcilerin iskorbüt hastalığına karşı en büyük dostudur. Rivayet olur ki 1845’e gelindiğinde Kuzey Denizi’nde fırtınaya yakalanan bir gemiden düşen yabanmersini fıçısı, bir “strandjutter” tarafından sahilde bulunur. İçi viski dolu fıçı bulduğu hayaline kapılan ada sakini, o güne kadar görmediği ve tatmadığı kırmızı renkli üzümsü bir meyve olan yabanmersini ile karşılaşır. Hayalleri suya düşen ada sakini, hıncını fıçıya attığı tekme ile alır. Etrafa yayılan yabanmersinleri, nemli kum tepeciklerinin üzerine dağılır. Ertesi yıl baharın gelişiyle, adanın kum tepecikleri fundagiller familyasından kırmızı yabanmersini çalılıkları ile dolar. Bugün adanın sembolü haline gelen kırmızı yaban mersinleri her yıl eylül ayında hasat ediliyor. Terschelling’in sembolü olan bu meyvenin reçelinden likörüne, çayından meyve suyuna kadar her türlü ürününü satan dükkânlara kasabanın merkezinde rastlamak mümkün. Adanın dört bir yanını saran bisiklet yollarında tanıştığım halkın göstermiş olduğu zarif canlılıktan etkileniyorum. (Amsterdamlılar gibi kitle turizminden henüz şikâyetçi değiller.) Ada hayatının sessizliğiyle birlikte tekdüze bir hayat olmalı diye düşünürken hoş bir sürpiz ile karşılaşıyorum. O akşam Hollanda’da arenalarda konser veren Terschelling’li kült şarkıcı Hessel ve kızı Tess sahibi oldukları restorantta sahne alıyor. Ada halkı şarkılara eşlik edip, eğleniyor. [email protected] Özel bir kadına özel bir ödül! Geçen hafta Endonezya’da bir okul müdürü insan hakları alanında yap tığı çalışmalar için İrlanda’dan ödül al dı ve ülkenin gündemine yeniden otur du. 57 yaşındaki Shintra Ratri adlı ka dın dünyada eşi benzeri olmayan bir yatılı imam hatip okulu Pondok Pe santren Waria al Fatah’ın müdürü. Yog yakarta şehrindeki al Fatah okulunun öğrencileri ise Waria’lar. Endonezya di linde wanitakadın, priaerkek, Waria iki kelimenin birleşiminden oluşmuş ve bizdeki travestiye karşılık geliyor. Müdür Shinta ve kendisi gibi trans kadın olan arkadaşı Mariani bu okulu 2008’de kurup hizmete açmışlar. Orta ğının 2014’te yaşamını yitirmesinden sonra müdür olan Shinta okulu ken di evine taşıyarak tek başına yönetme ye devam etmiş. Waria al Fatah okulu bir taraftan ailesinden ayrılmak zorun da kalan transkadınlara barınak olur ken diğer taraftan onlara İslam dini ni öğretiyor. Din eğitiminin yanı sıra transkadınlara bir nevi altın bilezik ta karak güçlendirmek adına bazı beceri ler de kazandırıyorlar. Bunun için okul da yemek yapma, batik baskısı, müzik ve dans dersleri veriliyor. 40 civarında yatılı öğrencileri oluyor. Genel dini lise eğitimi yapan okullardan farklı olarak burada yaş ortalaması 20’nin üstünde. Müdür Shinta, “Endonezya’da cami lerde kadın ve erkek bölümleri ayrı ol duğundan trans bireylerin her iki ta rafta da pek hoş karşılanmadığını, ca milerde rahat ibadet edemediklerin den bu okulu açmayı düşündüklerini ve Endonezya’nın her tarafından trans kadınla ra açık oldu ğunu” vurguluyor. Okulda Gülseren isteyen rahat Tozkoparan Jordan ettiği, dilediği kıyafetle dola şıp ibadetini edebiliyor. Gelelim Shinta’ya taa İrlanda İn san Hakları Savunucuları Vakfı’ndan ödülü getiren sebebe! Dünyanın en fazla Müslüman nüfusuna sahip Endonezya’da LGBT hakları konusu bir tabu olmayıp halk son derece hoşgö rülü iken son yıllarda durum biraz de ğişmeye başladı. Bazı radikal gruplar, siyasiler LGBT’ye yönelik ayrımcı, nef ret, tehdit söylemlerini artırdı. Sözge limi Psikiyatri Derneği transbireylerin ruh hastası olduklarını iddia etti, or talığı karıştırdı. Hükümet LGBT karak terlerinin çizgi filmlerde yasaklanması için kanun hazırlığına girişti. Okula tehdit Shinta’nın okulu da 2016 yılında bu tehditlerinden payını ciddi bir şekilde almış hatta köktendinci bir grubun saldırısına uğramıştı. Okulun kapatılması için baskılar yağdı ve binbir türlü bahane bulundu, lisansı yok, park yeri yok denildi. Shinta ve öğrencileri her ne kadar dirense de baskılara dayanamayan yerel makamlar güvenlik gerekçesiyle okulu geçici olarak kapattılar. Aslında civardaki komşuların hiçbir şikâyeti yoktu. Okulda 2010 yılından beri yaşayan 50 yaşındaki Yumi, “Allah kimseye cinsiyetinden dolayı ayrım yapmaz, sonuçta bizi de o yarattı” diye cevap veriyordu eleştirilere. Sular durulup ortalık sakinleşince Shinta boş durmadı 4 ay sonra okulunu tekrar açtı ve eğitimine sessiz sedasız devam etti bugüne kadar. Bir taraftan da ülke çapında üniversitelere giderek öğrencileri LGBT hakları hakkında bilgilendiriyor, okulda haftalık Kuran okumaları düzenliyor. Tüm zorluk ve risklere karşın okulunu yürütmekte gösterdiği direnç, kararlılık, azim dünya çapında duyulmuş, takdir edilmiş ve ödül olarak kendisine dönmüştü. Risk altındaki hak savunucularına verilen bu özel ödül tesadüfen Homofobi, Transfobi ve Bifobiye Karşı Anma Günü’ne denk gelen 17 Temmuz’da Dublin’de açıklandı. Komşuları ellerinde yiyeceklerle kendisini kutlamaya geldiğinde Shinta’nın mutluluğuna diyecek yoktu. Yüzünde gülücüklerle onlara en iyi bildiği danslarını sundu ve ödülünü kendisini destekleyen bütün LGBT üyelerine adadığını açıkladı. Shinta ödülünü almak üzere Dublin’e uçacak ve 2 Ekim’de yapılacak törene katılacak. [email protected] Bizim bu yaz tatilinin son ayağı Brüksel’den Viyana’ya gidişle başladı. Viyana’yı çok severim, yıllar önce Havada TÜBİTAK’ta çalışırken Viyana’da Birleşmiş Milletler Sınai Gelişme Örgütü’nde endüstriyel bilişim alanında içinde artık biz de varız di staj yapmıştım. Orada bulun yor, iş hayatının tüm kolla duğum sürede değişik insan rında yer alıyor, yüksek eği lar tanıdım, yeni dostlar edin timli olanların sayısının art dim. Bu yıl orada yapılan bir akademik konferansa oturum Tevfik Dalgıç tığı gözleniyor. Viyana’da eskiden Cum yönetmek için davet alınca huriyet gazetesinde ça fırsattan istifade eşimle birlik lışmış meslekdaşım sevgili Selim Yalçı te yola çıktık. Konferansa çok iyi bir ka ner benim Facebook paylaşımımı görün tılım oldu, oturumu yönettim, işin akade ce mesaj yolladı, buluştuk. Selim uzun yıl mik tarafını tamamladım. lardır Viyana’da yaşıyor, gazeteciliği ya Viyana’nın güzelliği hiç bozulmamış. nında romancılığı da var. Vakıf ve Vaziyet Üçüncü nesil Türkler Avusturya toplumu isimli iki romanını okumuştum. Selim bi uzun bir yolculuk zi arabası ile aldı, şehri dolaştık. Grinzing Bahçeleri’ne gittik. Benim Viyana’da bulunduğum yıllarda orası daha yerel bir yerdi. Şarap fıçılarından kepçe ile şarap çekerler masadaki bardaklara doldururlardı. Aradan geçen yıllar içinde Grinzing turist merkezi olmuş, etraf küçük lokantalarla çevrili. Tatilin son günü Viyana havaalanı Schwechatta başımıza gelen bir olay nerede ise bir karabasan gibiydi. Dönüşümüz Kanada aktarmalı ABD uçuşuydu. Havayolu kontuarı önüne geldik. Ben ABD pasaportumu gösterdim valizim alındı, sıra eşi me gelince taşıdığı İrlanda pasaportu sorun oldu. Ondan Toronto’dan Dallas’a uçabilmesi için transit vize istediler. Eşim 20 yıldır ABD’de yaşıyor, Yeşil Kart sahibi ama görevli mutlaka vize alın dedi. Ben valizimi geri istedim transit vizeyi nasıl alacağımızı sordum. İnternetten alınabileceğini söylediler. Cep telefonundan belirtilen Kanada Göçmenlik Örgütü’nün sitesine girdim. Kimlik bilgilerini girdim, adres sordu, yazdık ama beş altı denememizde de sonuç alamadık. Artık biletleri yakıp doğrudan ABD uçuşuna yönelelim derken ora da görevli biri “ev adresi yerine otel adresi yazın” dedi. Denedik, gerçekten de bu kez sistem işledi, yaklaşık 7 Kanada doları ödedik, elektronik vize geldi. Uçağı kaçırmadan binebildik. Toronto havaalanında bir süre bekleyip oradan Dallas uçağına yetiştik. Yaklaşık 33.5 saatlik bir uçuştan sonra Dallas’a ulaşmayı beklerken pilot bu kez hava muhalefetinden dolayı piste inemediğimizi anons etti. Yakıtın bitmek üzere olduğunu ve bunun için Houston havaalanına ineceğimizi duyurdu. Houston’a indik, uçak yakıt aldı. Ardından Dallas için yeniden havalandık. Dallas havaalanına indiğimizde ertesi günün sabahı başlamıştı ve biz 28 saattir yoldaydık.... tdalgı[email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle