Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 4 AĞUSTOS 2019 PAZAR EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: SERPİL ÜNAY HABER/yorum Evet işgal! Kaz Dağları’nda Kanadalı bir şirket (Alamos Gold) altın arıyor. 40 şirket sırada ! Kadim Mardin kentinin en güzel üzüm bağları ve zeytinlikleri alev alev... Şirince’de ağaç katliamı başlayacak (mermer ocakları için) matematik köyünün hemen yanında. Aydın’daki mevcut jeotermal santrallar incirleri, zeytinlikleri, çocukları, kadınları, erkekleri, yaşlıları hasta ediyor. Sırada Munzur’un en verimli su kaynaklarının yok edilmesi var. Altınsız, mermersiz yaşayabiliriz ama susuz ömrümüz üç gün ve ülkemiz su zengini bir ülke değil. Dünyada sadece iki tane benzer göl olan Salda Gölü’nün önünde Azrail bekliyor. Karadeniz’de uyduruk HES’ler neşeyle horonlara karışan dereleri kuruttu. Karadeniz’i boydan boya kuşatan sahil yolu insanlar ile denizin ilişkisini kopardı, yaylalar artık Arap zenginlerinin ve kovanlarda bal bulamayan ayılar üzgün. Dalaman yangınında uçaklar bakanlık emri ile kullanılmadı, binlerce ağaç, dünyanın en güzel kuşları, böcekleri öldü. Geyiklerin sadece boynuzları kaldı. Kaplumbağalar ömürlerinin bu kadar kısa olacağını düşünmemişlerdi. Iğdır diye bir ova vardı. O artık İsraillilerin. Dünyada ilk sulu tarım yapılan Suruç Ovası susuzluktan artık ölü bir ova! Ülkemizdeki 10 banka Arap Emirlikleri ve Katar’ın. TCDD müzesi ve tarihi Ankara Garı, Menzil tarikatına hibe edildi. Sit alanı Kelebekler Vadisi artık otelcilerin emrine hazır. Bir emirle sit alanı olmaktan çıkarıldı. Tüm itirazlara rağmen inatla yapılan İstanbul Havalimanı bir korku tüneline dönüştü. Yakında tüm yolcusunu yitirecek. Kesilen ağaçların, iş güvenliği olmaması nedeniyle ölen işçilerin, çiçeği kalmayan arıların ve yüzlerce yıllık göç yollarının üstünde sessizliği bozarak uçan uçakların öldürdüğü kuşların, kısaca doğanın ağıdı o bölgede hiç bitmeyecek. Kısaca dostlarım “Çav Bella” şarkısında dediği gibi İşte bir sabah uyandığında Elleri bağlanmış buldum yurdumum Her yanı işgal altında... Ve yeniden Mustafa Kemal Atatürk hepimize sesleniyor: “Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni, bu hazineden, mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî, bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakruzaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asîl kanda, mevcuttur! Mustafa Kemal Atatürk, 20 Ekim 1927” Mustafa Kemal Atatürk’e sonsuz saygılarla... 4 AĞUSTOS 2019 SAYI: 34269 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya Yazıişleri Müdürleri Serkan Ozan / Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Şehriban Kıraç l İç Politika: Ali Açar l Gece: Ayça Bilgin Demir l Fotoğraf: Uğur Demir l Kültür Sanat: Emrah Kolukısa l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer l Satış Dağıtım Müdürü: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Tel: (0212) 454 32 55 Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 04:12 04:02 04:32 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 05:55 13:15 17:09 05:42 13:00 16:52 06:09 13:23 17:12 Akşam 20:25 20:07 20:27 Yatsı 22:01 21:40 21:57 Aleksandr Puşkin’in büyük dedesi, Osmanlı Padişahı III. Ahmet tarafından 1704 yılında Rus Çarı I. Petro’ya armağan gönderilen Afrikalı esir, zekâsı ve becerisiyle “Büyük Petro’nun zencisi” olarak ünlenen İbrahim Hannibal’di. İşte bu yüzden, gelmiş geçmiş en büyük Rus ozanı olarak bilinen Puşkin, iri dudaklı, kıvırcık saçlı ve gözleri ateş saçan bir melezdi. Puşkin’in melezliğini, ben de bilmezdim. Büyük ozanın hayatını yazan; kendisi de Ermeni asıllı Rus göçmeni, Fransız yazar Henri Troyat’dan öğrendim. Troyat’nın “Kanda kırma, kültürde Fransız ve ruhta Rus” diye tanımladığı Puşkin, eğitimini aldığı Çarskoy Selo Lisesi’nde ilk şiirini Fransızca yazacak kadar Fransa hayranı olup, arkadaşları arasındaki lakabı “Fransız”dı. Kaderin cilvesine bakın ki ölümü, kıskandığı genç bir Fransızın elinden oldu. Otuz yedi yaşında ölümsüz 1837 yılının ocak karlarıyla kaplı, puslu bir sabah ayazında iki adam birbirlerine arkalarını dönüp yürüdüler. Yüz yüze döndüklerinde iki silahtan biri daha önce patladı. Ve Rusların “ölümsüz” sandıkları büyük ozan, aldığı ölümcül yaranın kanıyla kızaran beyaz karlara devrildiğinde; yalnızca 37 yaşındaydı... Neden? Tabii ki bir kadın yüzünden. Ama işte, o kuş beyinli kuğu bo yunlu Natalia var ya, Natalia... Puşkin sırılsık lam, evlenecek kadar vurulmuştu ona. Düğün oldu, Ozanlar aşktan evliler muradına ermişti, ama kerevete çıkanlar rahat bırakma ölür dılar. Aşırı güzeldi Natalia, aşırı. Ve Rus sosyetesinin toplan dığı salonlarda boy gösterdiği Kuş beyinli, ama kuğu boyunlu Natalia’nın mülkiyeti, dünya şiirini zaman, tüm erkeklerin yüreğini hoplatıyordu. İşin kötüsü, Natalia en büyük ozanından öksüz bıraktı. da hoşlanıyordu göz süzüp gerdan Puşkin, yalnız şiir yazarken değil, kırmaktan. Çar Birinci Nikolay bile yaşarken de bir fırtınaydı. Zamansız asılıyordu Puşkin’in karısına! ölümünü hissediyormuş gibi, ağız dolusu lokmalar koparta koparta, ‘Boynuz Nişanı’yla hızla kemirdi ömrünü. vurulmak Deve gibi içer, dev gibi severdi Elini attığı her işi başarıyor, yazdığı her dize olay oluyor, kalemi bırakıp kumara, kumarı bırakıp Ama aralarında biri vardı ki, Natalia’nın gözlerini kamaştırıyordu. Puşkin’in karısı kadar aptal ve değersiz Georges de Heeckeren d’Anthes, Rus ordusuna kabul edilen bir Fransız subayı olup; ne yazık kadınlara sarılıyordu. Deve gibi ki çok yakışıklıydı. içiyor, dev gibi seviyor, iktidarla dö 1836 yılı kasım ayı başında vüşüyor, sürgüne gönderiliyor, çok Petersburg sosyetesinin başlıca büyük şair olduğu için bağışlanıp eğlencesi, Puşkin’e “Boynuz Nişa geri dönüyor, kumarda borçlanıyor, nı” verileceğini ilan eden anonim tabii şiir yazıyor ve ödüyordu. mektubun elden ele dolaşan kop Kadınların biri girip biri çıkıyor yası oldu. Mektubun aslı, nişan du hayatına. Zaten hepsi âşıktı takılacak ozana gönderilmişti tabii. Puşkin’e, belki de şiirine. Sonuç Puşkin, çıldırdı. olarak elini sallasa, ellisi tellisi Mektubu yazan, Natalia’nın kapısında yatmaya hazırdı, tüm kalbindeki Fransız, George kadınların. d’Anthes’ten başkası olamazdı. Puşkin, genç ve yakışıklı rakibini düelloya davet etti. Ama Fransız subayı, kendisini evlat edinen Rus babasının öğüdünü dinleyerek bir özür mektubu yazdı ve ozana, bir yanlış anlama olduğunu, kendisinin Natalia’ya değil, kız kardeşine âşık, hatta evlenmek istediğini belirtti. Bacanak kurşunu Çok geçmeden de Puşkin’in baldızıyla baş göz edildi zaten. Ama George d’Anthes, aslında bal gibi onun karısına vurgun, hatta delicesine tutkundu ve kız kardeşiyle evliliğine rağmen, ışığa yönelen kelebek gibi Natalia Puşkin’in çevresinde dönmekten alamıyordu kendisini. Puşkin’in şiirleriyle iğnelediği, eleştirdiği kim varsa, ozandan intikamlarını sözde boynuzlarıyla alay ederek almaya başladılar. Onuru yaralanan ozan, George d’Anthes’i ikinci kez düelloya çağırdı. Ölüm, göğüs kafesinden çekip aldı canını. Hem de hiç kuşkusuz, tek bir dizesini okumamış cahil ve züppe bir Fransızın kurşunuyla. Yüzyıl sonra, katilin torunu tarafından Henri Troyat’ya teslim edilen bir mektubundan, güzel Natalia’nın vücudunu George d’Anthes’e asla teslim ve Puşkin’e ihanet etmediği anlaşılacaktı. Ama Puşkin’i ruhen aldatmıştı ve ozanlar, bedenden çok ruhlarıyla kıskanırlar. Onlara unutulmaz dizeler esinleyen kıskançlık, bazen de öldürür. Binine karşı da tedbiri var. Tüm Osmanlı saray bağlar. Ayrıca denetlenmeyen parti kasası da ona bağlıdır. Bu gelirlerle larını kendisine bağlamak büyük bir araziye Berghof gibi megavizyon gerektiriyor. adlı şatafatlı bir şato yap Araya bazen, şark işi, tırı tırır. Burada lüks davetler vırı tedbirler de karışıyor. düzenler. Konuklarını GüllüBabacanlı Parti’ye gitmesinler diye ismi cismi olan özgül ağırlıklı TBMM Hayatın bin içerideki zenginliklerle etkilemeye çalışır.” (Uludağ Sözlük) Başkanları için Yüksek İstişare (ve İstifade) Kurulu icat ediyor, paralel maaş bağla türlü hali var.. Hitler’miş! Tövbe tövbe? HHH tıyor. Demirel, “siyasette her Bu da kaçınılmaz! sini bırakıp giden Vahdettin’in kes müktesebatını (bilgi ve “Partili Cumhurbaşkanlığı” zor köşkü de 7/24/365 zaten emrine mesleki birikimini) konuşturmalı” zanaat. amade. derdi. HHH Köşkler bahse konu olunca O da, Özal da Erbakan da Anayasa Mahkemesi geçen Cumhuriyet ile Osmanlı arasında mühendisti. Hesap kitap ve yatı hafta tatsız bir karar verdi. bir ayrım yapmadığı ve birlikte rımları ile öne çıktılar. BitlisAhlat ilçesi Van Gölü sahip çıktığı için sevinmemiz Reyiz’in müktesebatı bugüne kıyısındaki 3. Saray’ın inşaatını gerek. dek yüzde 100 ortaya çıkmış durdurdu. HHH değil. (Marmaris’teki 2. Saray için or Aslında gizlisi saklısı hiç yok. Diploması Tanrı ile arasında man yok etme ve beton dökme Yapacaklarını aylar, bazen yıl bir sır, karıştırmayalım şimdi! işlemi de tamamlandı.) lar öncesinden açıkça ilan ediyor Bir ara “Ben pazarlamacıyım” Van Gölü Sarayı’nın açılışı ya da hissettiriyor. da, malum davanın “savcısıyım” “26 Ağustos Malazgirt Zaferi” 2014 Cumhurbaşkanlığı seçi da demişti. yıldönümünde yapılacaktı; dün mine girerken “ümmetin önderi”, Denizde kum Reyiz’de mük ya âleme T.C’nin (ve dışarıdan “asrın lideri” diye propaganda tesebat. bakınca artık aynı anlama gelen yaptırmıştı. İktidarının ilk günlerinde, Reyiz’in) itibardan asla tasarruf Önceliğinin millet değil, üm kendi internet sitesinde hayat etmeyeceği gösterilecekti. met olduğunu seçilmeden beyan hikâyesini okumuştuk. Ama “hukuk devleti” denen ve ilan etmişti. (Asrın liderliğini “Bayat simitleri ucuza alıyor, şey sahiden başa bela! şimdilik askıya aldı.) evde soba üstündeki tencere HHH Geçen gün Gül ile Babacan’a buharından geçirip daha çok Bunun da önlemini çoktan ve mütereddit Davutoğlu’na para kazanıyordum.” almıştı. “Ümmeti bölmeyin” dedi diye Bunun bir “şecaat arzı” sayıla Baktı ki yeni saraylar yaptır çok eleştiriliyor. cağından çekindiği için mi nedir, mak tepki çekiyor. Oysa 2014’teki “ümmetin o “özel bilgiler” kaldırıldı. Tuttu, geçen temmuz ayında önderi” afişlerine ne muhalefet Bu arada birçok davaya ve sesiz sedasız tek sayfalık bir kıyamet kopardı, ne de yargıdan kitaba konu olan, “Askerde kan KHK ile Dolmabahçe ve Beyler bir “hoop” çıktı! tin subayı idim” bilgisi de artık beyi sarayları dahil tüm Osmanlı HHH biyografilerinde yer almıyor. saray, köşk ile kasırlarını kendi “Saraya doymuyor”, diyenlere Son KHK’de emrindeki saray sine bağladı. çoğalınca çareyi hazır saraylara ve köşklerde faaliyet gösteren Bunlara Cumhuriyet dö el koymakta buldu. kafeterya, lokanta, hediyelik neminin Florya’daki Atatürk Yargıya müdahalesi de kötü eşya dükkânlarının işletmesi, Deniz Köşkü ile Yalova’daki niyetinden değil; kiralaması veya ortak olaca Atatürk Köşkü’nü ve dahası, 2. “Adliye Sarayı” sözünden bile ğı şirket eliyle işletilmesi, sevk Abdülhamid’in kurduğu Yıldız belli tahrik oluyor: ve idaresi diye bir madde de yer Porselen ile Hereke Halı ve Do “Saray olsun, yeter ki emrimde alıyor. kuma Fabrikası’nı da buna dahil olsun! Varsın içinde icra dairesi, Yani bir nevi kantin subaylığı! etti. mübaşir, avukat, savcı, yar HHH Böylece dünyadaki ilk ve tek gıç da olursa olsun!” Dedik ya, fabrika işleten Cumhurbaşkanı HHH Hiç gizlisi saklısı yok. sıfatı kazandı. İnternette gezinirken bir sayfa Hem çok dobra, hem de çok Zengin ama mendebur Trump açıldı: yönlü bir devlet adamı. karşısında elimiz şimdi güçlendi. “Diktatörlerin Vazgeçilmezi “Pazarlamacıyım” sözüne Trump için, “Emlak Kralı” de Saray Tutkusu.” de sahip çıkıyor, “itibardan ta niyor. Tamamen konumuz dışı ol sarruf olmaz” beyanına da. Reyiz için “Saray ve Köşklerin duğu için birkaç aktarmayla Saraylarda oturup itibar sağ Sultanı” denir mi bilemeyiz. yetinelim: lıyor. Kantin ve kafelerini de Abdülhamid’in 33 yıl ülkeyi “Cumhurbaşkanı olduktan pazarlıyor. yönettiği Yıldız Köşkü ile ülke sonra devlet fonlarını kendisine Ne yani tersi mi olsaydı?! KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr EKİNCİ YAŞAMINI YİTİRMİŞTİ Sınırdaki ölüme gizlilik kararı Hakkâri’nin Derecik’e bağlı Çemekurk köyünde, 1 Ağustos günü kaçak sınır ticareti yaptığı öne sürülen ve askerler tarafından açılan ateş sonucu yaşamını yitiren Vedat Ekinci’nin (14) ölümü Vedat Ekinci ne ilişkin dosyaya, gizlilik kararı getirildiği öğrenildi. Özgürlük için Hukukçular Derneği adına dosyayı takip eden avukat Ramazan Kurt, savcılığın şüpheli askerlerin ifadesine henüz başvurmadığını belirtti. Ekinci’nin cenazesinin helikopter ile Hakkâri Devlet Hastanesi’ne getirildiğini, burada otopsisi yapıldıktan sonra tekrar helikopter ile köyüne götürülüp aynı gece defnedildiğini aktaran avukat Kurt, “Valilik, uyarı ateşi yapıldığını iddia ediyor ama uyarı ateşinin doksan derecelik açı ile havaya yapılacağı düşünüldüğünde kurşunun sekerek bir kişinin ölümüne ve bir kişinin de yaralanmasına neden olması gerçeği yansıtmıyor. Güvenlik gerekçesi bahane edilerek olay yeri incelemesi yapılmıyor. Olayın failleri olan askerlerin sorgusu yine askeri kurum tarafından yapılıyor. Bu hukuka aykırı bir durum” dedi. l Haber Merkezi itirafçı üsteğmen: FETÖ evinde tacize uğradım FETÖ’nün asker yapılanmasının de şifre edilmesine yönelik yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan üsteğmen A.T., gençlik yıllarında kaldığı FETÖ evlerinde cinsel tacize uğradığını söyledi. Oda TV’nin haberine göre A.T. ifdesinde, “FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütüne ait evlere 8. Sınıfta iken gitmeye başladım. Bizimle E.E. isimli şahıs ilgileniyordu. Bir gün bu şahıs beni odasına çağırdı. Bana elle cinsel tacizde bulundu. Bu olay birkaç kez yaşandı. Durumu kimseye anlatamadım” dedi. l Haber Merkezi Bakanlıktan ‘mevzuatlı’ yanıt Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, CHP milletvekili Özgür Ceylan’ın Kaz Dağları’ndaki doğa katliamı ile gündeme gelen Doğu Biga Madencilik’e 865 milyon 248 bin liralık yatırım teşviki verildiğine ilişkin açıklamasına yanıt verdi. Açıklamada, “Teşvik mevzuatındaki şartları sağlayan ve gerekli izin, ruhsat, lisans, ÇED Belgesini ibraz eden tüm yatırımcılara ayırım yapılmaksızın aynı destekleri ihtiva eden teşvik belgeleri şeffaf ve öngörülebilir bir süreç içinde düzenlenerek Resmi Gazete’de yayımlanmaktadır” denildi. l ANKARA T.C. İstanbul Üniversitesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden almış olduğum öğrenci kimlik kartımı kaybettim. Hükümsüzdür. SEVİL MUTLU