28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 4 AĞUSTOS 2019 PAZAR EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK TASARIM: İLKNUR FİLİZ kültür Arda Aydın’dan ‘YazılmışTüm Mektuplar’ mektuplar... albümüdijital platformlardaki yerini aldı Tiyatrocu ve seslendirmen olarak başarılı kariyerini sürdüren sanatçı, şimdi de okul yıllarında başladığı müzik kariyerine kaldığı yerden devam ediyor... Tiyatrocu, seslendirmen Arda Aydın, kendi kurduğu Biraderler Yapım ile bir yandan geçen sezon ortaya koyduğu “İlelebet: Bir Atatürk Hikâyesi”ni tiyatroseverlerle buluşturmaya devam ediyor, bir yandan da yeni sezonda sahnelenecek büyük yapım “Trainspotting”in çalışmalarına devam ediyor. Aydın, şimdi de yayımladığı albümle okul yıllarında başladığı müORHUN zik kariyerini kaldığı yerATMIŞ den sürdürmek niyetinde... “Yazılmış Tüm Mektuplar” isimli albümde sözü ve müziği Aydın’a ait altı şarkı bulunuyor. Pop ve R&B tarzlarından oluşan şarkıların ayrı ayrı hikâyeleri var; parçaların her birinin mektup olduğunu düşünen sanatçı, albümün ismini de bu nedenle “Yazılmış Tüm Mektuplar” olarak seçmiş. Aydın, dijital platformlarda yayımlanan albümüne zaman zaman “bonus” şarkılar eklemeye de devam ediyor. Örneğin son olarak bu yaz başında Sezen Aksu’nun “Ünzile”sini eklerken, bu parçayı ekleme nedeni olarak da “Çocuk istismarcılarının azıttıkları ve ülkede sanki hiç yoklarmış gibi davranılmasını” gösteriyor. ‘Frank Sinatra Şarkıları’... Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nın üçüncü sınıfındayken bir orkestra kuran Aydın, “Frank Sinatra Şarkıları” adı altında konserler vermeye başlamış. Hatta, ENKA Açıkhava Sahnesi’ne çıkmayı başarmış. Ardından 2005 yılında yazdığı “Gece Vapuru” şarkısını 2011 yılında kaydetmiş ve ondan sonra müziğe ara verdiğini söylüyor. Henüz okul yıllarında profesyonel hale getirdiği müzik yaşantısı acaba neden devam etmedi, bu bir tercih mi, ‘TraInspotting’ özel bir yapımla... Arda Aydın ve Biraderler Yapım, Irvine Welsh’in çarpıcı romanı “Trainspotting”i sahneye taşıyacak. Oyunun yönetmenliğini yapacak olan Aydın, çok farklı bir sergileme tekniğinin olacağını belirterek “Böylece dünyada ilk kez sahnelenecek bir sanatsal üslup yaratılacağını” ifade ediyor. Ünlü rock şarkıcılarından Ferman Akgül’ün de grubuyla birlikte tiyatroda müzik kullanımına yeni bir boyut getireceğini dile getiriyor. Ayrıca oyun, canlı performans manga animasyonuyla sahnelenecek. Aydın, maNga grubunun da pek çok klibini çizen Kaan Demirçelik’in teknolojinin tüm imkânlarının kullanıldığı oyuna başka bir seviye katacağını söylüyor. zorunluluk muydu? Aydın, bu soruya “Tercihti” yanıtını veriyor ve devam ediyor: “Müzikal anlamda yıllarca Selim Atakan ile dublajını yaptığım müzikal ve filmlerin şarkılarını seslendirdim. Şarkı söylemek hayatımda hep vardı ama tiyatro bir adım önde oldu. Yazılmış Tüm Mektuplar’a kadar geçen sürede müziğim istediğim olgunluğa ulaştı ve bu albümle dinleyicisine sunuldu.” Müzisyenlik, seslendirme ve tiyatronun yanında bir hobi olarak mı kalacak, yoksa ciddi bir şekilde devam mı edecek sorusunu ise “Müzik benim için hiçbir zaman hobi olmadı. Hep profesyonel olarak ilgilendim. Şarkı söylemek benim en büyük tutkularımdan biri. Şarkı söylerken rahatlıyorum. Hele şarkılarımı yazmak kendimi farklı açılardan keşfetmemi sağladı. Bugün hem oyunculuğu, hem seslendirmeyi, hem de şarkıcılığı profesyonel seviyede beraber devam ettirebiliyorum. Benim kariyerimin üç önemli sacayağı bunlar. Bu arada bestelediğim ve sahnelenmeye hazır hale getirdiğim iki müzikal oyun yazdım bu yıllar içinde” şeklinde yanıtlıyor. Başarılı bir şekilde sürdürdüğü tiyatro ve seslendirme kariyerinin ya nına şimdi de müziği koyduğunu görüyoruz, bunun nasıl bir his olduğunu şöyle anlatıyor Arda Aydın: “Sanatın herhangi bir dalıyla uğraşan biri nin başka bir disiplini de sahiplenmesi gerektiğine inanıyorum. Çünkü farklı sanat disiplinleri meslek edinilen disipli nin daha farklı algılanmasına ve sanatçının daha üretken olmasını sağlar. Ben de müziğin beni kendi mesleğimde daha üretken kıldığını düşünüyorum. Müzik, her şeyden bağımsız bir ritim katıyor hayata. Bu çok önemli.” Dijital platformlar büyük avantaj... Aydın, “Yıllardır müzik sektöründen insanlarla bir aradayım. Çok büyük ve meşakkatli bir sektör; çok sabır istiyor. Sizi ve şarkılarınızı çok seven bir kitle yaratmadığınız sürece işiniz çok zor. Dünyanın en iyi şarkısını da yapsanız, kitle yaratmadan bunu insanlara ulaştırmanız imkânsız. Çarklar çoğu insan için fazla öğütücü. Ama ben çarkların nasıl döndüğünü biliyorum. (Gülüyor) Orçun Tekelioğlu, Murat Tunalı, Rıza Erekli bu albümde en büyük destekçilerim oldu” diye konuşuyor. Peki, Arda Aydın, dijital platformların sağladığı kolaylıklar olmasa yine de bu albümü yayımlayabilir miydi? Bu soruya ise “Dijital platformların çok büyük avantaj olduğunu inkâr edemeyiz. Ancak ben her koşulda bu albümü yayımlayabileceğim bir zamandaydım. Şarkıların artık insanlara ulaşma zamanı gelmişti çünkü. Bana en çok sorulan sorulardan biri de CD basmayacak mısın oluyor. Kendime bir kopya bastırdım. Belki ilerleyen zamanlarda albüm satılan mağazalarda CD olarak bulabilirler albümü. Bir de sırf nostalji için kaset bastırmak isterim” yanıtını veriyor. Antik tiyatronun sahnesi gün yüzüne çıkıyor Muğla’da UNESCO Geçici Kültür Mirası Listesi’nde yer alan 3 bin yıllık Stratonikeia Antik Kenti’ndeki 2 bin 200 yıllık antik tiyatronun girişinde bulunan sahne sütunları gün yüzüne çıkarılıyor. Antik kent Stratonikeia’da, Pamukkale Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bilal Söğüt başkanlığındaki heyet kazı çalışmalarına devam ediyor. Helenistik, Roma, Bizans, Beylikler, Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemleri’ne ait eserlerin bir arada olduğu Stratonikeia Antik Kenti’nde, 3 bin yıl öncesine ait birçok eser kazı çalışmalarıyla gün yüzüne çıkarılıyor. Dünyanın en büyük mermer kentleri arasında gösterilen Stratonikeia Antik Kenti, 3 bin yıllık tarihi kalıntılarıyla yerli ve yabancı ziyaretçilerin de gezi rotalarında yerini alıyor. ‘En gösterişli yapılardan’ Kazı başkanı Prof. Dr. Bilal Söğüt, antik kentte bir taraftan kazı çalışması bir taraftan da önemli yapıların ayağa kaldırıldığı restorasyon çalışması yürüttüklerini söyledi. Karia bölgesinin en önemli kentlerinden Stratonikeia’nın, Anadolu’nun yerli halkı Karialılar ve Leleglere ait bir yerleşim yeri olduğunu vurgulayan Söğüt, kentteki antik tiyatronun 2 bin yıl öncesinde 3 katlı sahne binasıyla birlikte en gösterişli yapılardan biri olduğunu ifade etti. Çalışmalar kapsamında tiyatrodaki blokların sağlamlarını kontrol edeceklerini aktaran Söğüt, daha sonra var olan blokların kendi yerlerine konulacağını, eksik kalan kısımların tamamlanacağını bildirdi. Ahmet Güneştekin’in “Mitoslar Evreni” adlı kişisel sergisi Viyana’da açıldı Güneştekin’in ‘Mitoslar Evreni’ Viyana’da Avusturya’nın uluslararası düzeyde tanınmış ve kabul edilmiş sanat müzelerinden biri olan Bank Austria Kunstforum Wien’deki serginin küratörlüğünü, Ulrich Ptak üstlendi. “Mitoslar Evreni” sanatçının, iç içe geçmiş geometrik kurgularla sonsuzluk duygusu yayan işlerinden, kumaşın kullanım biçimlerinin hikâye anlatıcılığı ve mitoslarla olan bağından yola çıkarak çalıştığı kırkyamalarından ve hafıza mekânı olarak çalıştığı eserlerinden oluşuyor. Mitosları postmodern bir şekilde çakıştırarak farklı kültürel bakışlar arasında bağ kurduğunu söyleyen küratör, sanatçının yaratımını hümanist bir manifesto olarak tanımlıyor. ‘Yoktunuz’ Son dönemde ürettiği radikal çalışmalarından biri olan “Yoktunuz” adlı enstalasyonuyla Güneştekin, hafıza mekânları kavramına adını veren Pierre Nora’yı referans gösteriyor. Nora’nın en bilinen tezi, bir ulusun, hatta daha küçük toplulukların bile toplumsal hafızasının belli mekânlarda kendini dışa vurduğudur. “Yoktunuz” enstalasyonunda Güneştekin bu hafıza mekânlarından birini yara tıyor. Anıtsal boyuttaki enstalasyon, zorla yerinden edilen tüm insanları anımsatıyor. Sergileme mekânında enstalasyonun izleri ile onu çevreleyen işlerin renk topografyası arasında kurgulanmak istenen gerilim, sanatçının, mitosların geçmişle birlikte şimdiki zamanın da bir görünümü olduğu düşüncesini gösteriyor. Sanatçıya göre mitoslar olayların fantas tik yansıması ve subjektif bir kavrayışın sonucu. Çok renkli ve katmanlı ifade biçimi sergide kurgulanmak istenen bu estetik yaklaşıma ekleniyor. Sanatçının daha önceki çalışmalarına kıyasla bu eserlerinde renk kullanımı, Gotik katedrallerinin mistisizmi geride bırakıldıktan sonra ortaya çıkan Kalvinist kiliselerin ışığını çağrıştırıyor. l Kültür Servisi ‘Sertab’ın Müzikali’ artık Zorlu PSM’de Sertab Erener’in iki yıldır sahnelediği “Sertab’ın Müzikali”, yeni sezonda Zorlu PSM’de izleyiciyle buluşacak. 11 Eylül’de ilk gösterimi yapılacak müzikal; yenilenen koreografisi ve eklenen yeni şarkılarla sahnede olacak. Müzi kalin Beyhan Murphy tarafından hazırlanan koreografileri, bu yıl Zorlu PSM’ye özel olarak yenileniyor. Müzikalin ışık tasarımını ise, 1967’den bugüne 200’den fazla Broadway yapımında ışık tasarımcısı olarak çalışan, Tony ödüllü Ken Billington üstlenecek. Cengiz Sezici hayatını kaybetti Eski Yeşilçam aktörü, tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu Cengiz Sezici; bir süredir yaşadığı nefes darlığı problemi sebebiyle dün sabah, 69 yaşında hayatını kaybetti. Usta sanatçı için bugün saat 13.00’te Atlas Sineması’nda tören yapılacak. Sezici’nin cenazesi yarın ikindi namazına müteakip kılnıcak cenaze namazının ardından, Adana Kabasakal Mezarlığı’na defnedilecek. “Selvi Boylum Al Yazmalım”, “72. Koğuş”, “Gece, Melek ve Bizim Çocuklar” gibi filmlerde aldığı rollerle tanınan usta sanatçı; 1995 yapımı “Kış Çiçeği” filmindeki performansıyla 33. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde “En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu” ödülüne değer görülmüştü. 48 yıllık sanat hayatı Cengiz Sezici, 1950 yılında Adana’da dünyaya geldi. 1971 yılında tiyatro ile oyunculuğa ilk adımı attı. Sezici, 19982000 arası tv ekranlarında yayımlanan yerli dizi Ayşecik’teki Çatal Niyazi karakteriyle ismini geniş bir kitleye duyurdu. Birçok dizi ve filmde rol aldı. Nicolas Bourriaud İstanbul Bienali ÇAP’ın ikinci dönem sanatçıları açıklandı 16. İstanbul Bienali’nin İstanbul Bienali Çalışma ve Araştırma Programı’nın ikinci dönemine katılacak 15 sanatçının isimleri açıklandı. Bu sanatçılar arasında Cevahir Akbaş, Sadık Arı, Servet Aslan, Neslihan Başer, Bahriye Kabadayı Dal, Berke Doğanoğlu, Ayçesu Duran, Alican Durbaş, Selin Erdemirci, Nejbir Erkol, Esra Oskay Malicki, Ufuk Barış Mutlu, Uğur Sarışen, Sub ve Metehan Özcan yer alıyor. Çalışma ve araştırma programı, 14 Eylül – 10 Kasım tarihleri arasında gerçekleşecek ve altı ay sürecek. Birinci dönemi Ekim 2018 ile Mart 2019 arasında gerçekleşen ÇAP, farklı disiplinlerden katılımcıların sanat alanında, eleştirel bir atmosferde, derinlikli araştırma ve üretim yapmalarına yardımcı olurken aynı zamanda teknik ve fikirsel destek sağlıyor. 16. İstanbul Bienali 14 Eylül10 Kasım tarihleri arasında Nicolas Bourriaud’nun küratörlüğünde gerçekleşecek. Mayer’in cinsiyet eşitliği kitabı Türkçe’de Catherine Mayer’in toplumsal cinsiyet açısından gerçek eşitliğin yaratılacağı bir dünyanın herkesin menfaatına olacağını göstermeye çalıştığı çalışması “Cinsiyet Eşitliği Dünyayı Nasıl Kurtaracak” Barış Cezar’ın çevirisiyle İletişim Yayınları etiketiyle yayımlandı. Emniyet kemerlerinin tasarımından geliştirilen ilaçlara, oda sıcaklığının ayarlanmasından yargı sistemine kadar uzanan çok geniş bir ölçekte dünya adeta erkeklerin çevresinde dönüyor. Erkekler bu avantajlarının tadını çıkarırken dünyanın her yerindeki kadınlar, dil, din, ırk, sosyal statü fark etmeksizin ücret eşitsizliği, cinsel şiddet, ayrımcılık, ev içi emeğinin görünmezliği gibi yüzlerce sorunla tek başlarına mücadele etmeye çalışıyorlar. Catherine Mayer, bu sorunların ve sonuçlarının aslında yalnızca kadınları etkilemediğini, toplumsal cinsiyet açısından gerçek eşitliğin yaratılacağı bir dünyanın herkesin menfaatına olacağını göstermeye çalışıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle