28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ EDİTÖR: SERHAT ALİGİL TASARIM: SERPİL ÜNAY 114 AĞUSTOS 2019 PAZAR Kriz aklımızı aldı!Gelecek kaygısıyla tercih edilen yatırım araçları başlı başına bir stres kaynağına dönüşüyor Klinik psikolog Dr. Serap Altekin’e göre, ekonomik krizde insanlar yeterli muhakeme etmeden dürtüsel karar verme eğiliminde. Türk Psikologlar Derneği İstanbul Şube Başkanı Klinik Psikolog Dr. Serap rın bağışıklık sistemini zayıflatarak dirençlerini düşürebilir ve fiziksel hastalıklara daha kolay Altekin, ekonomik krizlerin ve belirsizlikle emre deveci yakalanmalarına ve daha zor atlatmalarına ne rin insan psikolojisine den olabilir. etkilerini, stresle baş etmek n İşsizlik ve iş hayatında için önerilerini anlattı. yaşanan problemler, bir yan n Belirsizilikler stres kay da sosyal hayattan geri çekil nağıdır. Toplumsal travmala meye ve yalnızlaşmaya neden rın, politik ve ekonomik kriz olurken, diğer yanda yaşanan lerin beraberinde getirdiği belirsizlik ve tedirginlik or geçim sıkıntıları aile içi sorunları tetikleyebilir. İçinden tamı, toplumun her kesimin çıkması zor bu kısırdöngü inde, insanların günlük hayata sanların gittikçe daha karam dair endişelerini ve geleceğe sar, daha çaresiz ve umutsuz ilişkin kaygılarını artırır. hissetmesine neden olabilir. Belirsizlik etkisi Ekonomik krizlerin yaşandığı dönemlerde intihar n Uykularda bozulma, kötü rüyalar ve kâbuslar, gece diş gıcırdatma, iştahta azalma ya da artma, baş ağrısı, midede yanma ve bulantı, deri döküntüleri gibi somatik şikâyetler strese bağlı ola oranlarında bir artış gözlemlenir, bu sadece Türkiye’ye özgü bir durum değildir, dünyanın hemen hemen her yerinde bu istatistiksel yan yanalık aynıdır. Ancak şunu unutmamak gerekir ki inti rak gözlenebilen en yaygın har karmaşık yani çok faktepkileri arasındadır. Ayrıca törlü bir olgudur; basit ne ekonomik krizlerin ve belir densonuç ilişkileri kurarak sizliklerin yaşandığı böylesi açıklamak mümkün değil ne zor dönemlerde sık gözle dir. Fark edilmemiş ve tedanen bu yoğun stres, insanla vi edilmemiş depresyon, po litik ve ekonomik krizler gibi zor dönemlerde, geçim sıkıntısı ve gelecek kaygısı ile tetiklendiğinde büyük bir risk kaynağı haline gelebilir. Şans oyunları n Ekonomik krizlerin olduğu dönemlerde, kaygı, çaresizlik ve umutsuzluk arttıkça insanlar etraflıca düşünmeden ve yeterince muhakeme etmeden dürtüsel kararlar almaya daha eğilimli olabilir, bu da insanları hata yapma ve hatta maddi manevi zarar görme riskleri ile karşı karşıya bırakabilir. Dolandırıcılık mağduru insanların sayısının kriz dönemlerinde artmasının nedenlerinden biri de budur. Kumar ve 3.5 MİLYON Bireysel kredi veya kredi kartı borcunu ödememiş kişi sayısı şans oyunları oynamak, para kazanmak için türlü yatırım araçlarına yönelmek bir yandan gelecek kaygısını gidermek için başvurulan şeyler olsa da bir yandan da başlı başına başka bir stres kaynağına dönüşür, çünkü ciddi iniş ve çıkışlar, ani ve büyük kayıplara neden olabilir, bu da ruh sağlığını olduğu kadar insanların fiziksel sağlığını da olumsuz yönde etkileyebilecek bir stres kaynağıdır. Serap Altekin Dayanışma ayakta tutar n Psikoloğa başvurular arttı mı, insanlara ne yapmalarını öneriyorsunuz?  İhtiyacın arttığı şüphesiz. Ancak maddi zorluklar nedeniyle bu erteleniyor. Yapılabilecek ilk şey öncelikli olan şeyleri belirlemek ve hayat yönetimini mümkün olduğunca bu çerçevede sadeleştirmek olabilir. Bir diğer anlamlı ve faydalı şey insan temasıdır. Zor zamanlarda sevdiğimiz insanlara daha çok ihtiyaç duyarız; birbirimizle daha çok vakit geçirmek, daha samimi ve daha derinden konuşabilmek ve dayanışmak bizi ayakta tutan en büyük güç kaynaklarımız olur. İyi bildiğimiz şeyleri iyi yapmaya devam etmek de yapılabilecek en sade ama en somut şeylerden biridir. Ayrıca insanlık tarihi boyunca, tıpkı karanlık ve aydınlık gibi, iyi zamanlar ve zor zamanlar da birbirini kovalar. Hatta pek çok buluş ve icat da zor zamanlarda ortaya çıkar; krizler ve getirdiği zorluklar insanlarda yaratıcılığı besleyebilir ve potansiyellerini keşfetmelerine de hizmet edebilir. Altın mevduatı yüzde 61 arttı Yurtiçinde gram altının fiyatında ilk yarıda geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 42.1’lik yükseliş yaşanırken, altın mevduatları da 52 milyar lirayı aştı. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) verilerine göre, Türkiye’deki altın mevduatı haziran sonu itibarıyla 2018’in aynı dönemine kıyasla yüzde 61.2 arttı. 2018’in ilk yarısını 184.7 liradan tamamlayan altının gram fiyatı, bu yılın aynı döneminde 262.5 liraya yükseldi. Aynı dönemde dolar/ TL 4.5862 liradan 5.7925 liraya çıktı ve yüzde 26.3 yükseldi. ‘Vergi yüzsüzleri’ bu ay açıklanacak Hazine ve Maliye Bakanlığı’nca, 250 bin lira ve üzerinde vergi borcu veya cezası bulunan mükelleflerin ilan edileceği tarihler belirlendi. Bu kişiler 26 Ağustos9 Eylül’de vergi dairelerinde ilan edilecek, 1024 Eylül’de de Gelir İdaresi’nin internet sitesinde yer alacak. Listelerde 31 Aralık 2018’de vadesi geldiği halde 30 Haziran 2019 itibarıyla ödenmemiş bulunan ve açıklama kapsamına alındığı belirtilen vergi ve cezalar ile 1 Haziran 201831 Mayıs 2019 arasında kesinleşen tarhiyatlar dikkate alınacak. Karsan’a yeni stratejik ortak Karsan, Fransa’daki yerleşik distribütörü Hervouet Corporate Industry (HCI) şirketi ile ortaklık anlaşması imzalayarak şirkette yüzde 50 pay sahibi oldu. Fransa pazarındaki payını bu ortaklıkla artırmayı hedefleyen şirket, ülkede gerçekleşecek kamu ihalelerine de katılma fırsatını kazandı. Karsan Genel Müdür Yardımcısı Muzaffer Arpacıoğlu “Bu pazardan şimdiye kadar toplam 13 adet elektrikli araç siparişi almış durumdayız” dedi. Siber güvenlik şirketleri birleşti Biznet Bilişim ile Securrent firmaları, siber güvenlik platformunu oluşturmak amacıyla, “FTA Bilişim Hizmetleri” şirketi çatısı altında birleşmek için Rekabet Kurumu’na başvuruda bulundu. Yapılan açıklamada, birleşik yapıya Taxim Capital’in de (Taxim Capital Özel Sermaye Fonu) dahil olduğu belirtildi. S&P’ye göre, ABD Merkez Bankası’nın daha gevşek para politikası Türkiye’ye yardımcı oldu Kredi notunu Fed kurtardı 10 bin 359 adet Banka şube sayısı İstihdam kaybı sürüyor Türkiye Bankalar Birliği’nin (TBB) 2019 Haziran sonu verilerine göre bankalarda çalışan sayısı Aralık 2018’e göre net 1820 kişi azaldı ve 190 bin 493’e geriledi. 53 bankanın olduğu sektördeki çalışan sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre 3 bin 322 kişi azaldı. Bu kapsamda 2018 Aralık sonuna göre ka mu bankalarında çalışanların sayısı 109, özel sermayeli bankalarda çalışanların sayısı 1494, yabancı sermayeli bankalarda çalışanların sayısı da 134 kişi azaldı. Kalkınma ve yatırım bankalarındaki azalış da 86 kişi oldu. Banka çalışanlarının sayısı 2015 yılında 201 bin 215 kişiye kadar çıkmıştı. l Ekonomi Servisi Kredi derecelendirme kuruluşu Standard and Poors (S&P), Türkiye’nin kredi notu ve görünümünde bir değişikliğe gitmedi. Kurum, Türkiye’nin uzun dönem yabancı para cinsinden kredi notu “B+”, yerel para cinsinden kredi notunu “BB” olarak teyit etti. Kısa dönem için yabancı ve yerel para cinsinden notlar “B” olarak yinelendi. Bu seviyeler, yatırım yapılabilir seviyelerin birkaç basamak altında ve “spekülatif” özellikler taşıyor. Türkiye ile ilgili açıklamada ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz düşürerek ve bilanço küçültme operasyonunu bitirerek gevşemeye gitmesine atıfta bulunularak “Dış refinansman riskleri artmaya devam ediyor, ancak Fed’in daha gevşek para politikası, gelişmekte olan piyasalara sermaye akışını destekleyerek acil baskıların uzak durmasına yardımcı oluyor” denildi. S&P, ekonominin bu yıl yüzde 0.5 daralacağını, gelecek yıl yüzde 3 büyüyeceği tahmininde bulundu. Kurum, bu yılın başındaki teşviklere rağmen hükümetin manevra yapacak mali alana sahip olduğunun altını çizdi. Banka uyarısı Kredi derecelendirme kuruluşu, Türkiye’nin mali durumunu zayıflatma potansiyeli olan artan bir sistemik bankacılık sıkıntısı olasılığını görürse notları düşürebileceği uyarısında bulundu. Ayrıca, Türkiye’nin ekonomik büyümesinin, öngörülerinin ötesinde önemli ölçüde zayıfladığında, hükümetin mali performansını da etkilemesi durumunda da notların düşürebileceği belirtildi. l Ekonomi Servisi İthal ete yüklendiler üretici perişan oldu MUSTAFA ÇAKIR CHP milletvekili İlhami Özcan Aygun’un hazırladığı “Hayvancılık Raporu”, ithalata yüklenen hükümetin yerli üreticiyi nasıl perişan ettiğini gözler önüne serdi. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın verilerine göre besicilik yapan 180 bin işletme var. Bu işletmeler içinde 500 baş ve üzeri hayvan olan işletme sayısı ise yüzde 2. Bu besiciler, özellikle son yıllarda ithal hayvan getiriyor. Bunlara 78 ay bakarak üretimlerini sürdürüyor. Rapora göre, geçen yıl yapılan kontrolsüz ithalat besicileri büyük bir krizin içine sürüklendi. Bugün ne hayvanları para ediyor ne de onları kestirebiliyorlar. Çünkü Et ve Süt Kurumu’nun (ESK) deposu ithal etle dolmuş durumda. Öyle ki ESK, kesimleri durdurmak zorunda kaldı. Özel sektör ise piyasada talep olmadığı gerekçesiyle besiciden hayvan almıyor. Maliyetler arttı Besicinin girdi fiyatları yüzde 100’ün üstünde artarken, kesim fiyatları ise üç yıl önceki fiyatlarda duruyor. ESK depolarında 50 bin ton et bulunduğuna işaret eden Aygun, şunları söyledi: “Bu ithalatla et ucuzladı mı? Halkımız eti ucuz tüketebiliyor mu? Hayır. Ülke kaynaklarının gereksiz yere yurtdışına transfer edilmesine neden olan ve üreticiyi büyük zarara uğratan bu ithalat kararından dolayı sorumluların derhal istifa etmesi gerekiyor.” Kristalina Georgieva Christine Lagarde Paranın yönetimi kadınlarda Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkeler, IMF başkanlığına Bulgar asıllı Kristalina Georgieva’yı aday göstermeye karar verdi. Çünkü AB liderleri, Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanlığı konusunda IMF Başkanı Christine Lagarde üzerinde uzlaşı sağlamıştı. Öte yandan, IMF, Dünya Bankası, EBRD (Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası) ve OECD’nin (Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü) başekonomistlik koltuklarında kadınlar oturuyor.Hindistan doğumlu Gita Gopinath, Ekim 2018’de IMF Başekonomisti oldu. Gopinath, bu göreve getirilen ilk kadın olarak da tarihe geçmiş durumda. Yunan Pinelopi Koujianou Goldberg da Nisan 2019’de Dünya Bankası’nda başekonomist oldu. Polonyalı Beata Javorcik, 1 Eylül’den itibaren EBRD’nin başekonomisti olarak göreve başlayacak. Sigortacılık devi AXA’da başekonomist olarak görev yapan Fransız Laurence Boone da geçen yıl aynı görevle OECD’ye geçiş yapmıştı. Dünya Bankası’nda CFO’luk (Finans Üst Yöneticisi) görevine de Hintli kadın Anshula Kant getirilmiş ve bu koltuktaki ilk kadın olmuştu. l Ekonomi Servisi Yapı Kredi’den 323 milyar liralık kaynak Gökhan Erün Yapı Kredi, 30 Haziran itibarıyla konsolide finansal sonuçlarını açıkladı. 2018 Aralık sonuna göre, bankanın nakdi kredilerini yüzde 5 artarak 232.3 milyar liraya, mevduat hacmi yüzde 10 artarak 219.5 milyar liraya çıktı. Toplam aktif ler de yüzde 10 artışla 409 milyar lira oldu. İlk 6 aylık net kâr ise geçen yılı aynı dönemine kıyasla yüzde 4.5 artışla 2 milyar 361 milyon lira oldu. Yapı Kredi Üst Yöneticisi Gökhan Erün, “Yılın ilk yarısında nakdi ve gayri nakdi kredileri mizi yüzde 5 artırarak Türkiye ekonomisine 323 milyar liralık kaynak sağladık. Kredi Garanti Fonu’nun da desteğiyle TL kredilerimizi yıl sonuna göre yüzde 9 artırarak 131.6 milyar TL’ye yükselttik” dedi. l Ekonomi Servisi Bizimki hangi kriz? Dağınıklık, kriz ve kaoslar ekonomistlerin en çok yanıldığı fakat ekonomi biliminin de topluma en çok faydasının dokunduğu dönemi kapsar. Nobel ödüllü Paul Krugman’ın 2008 küresel krizini değerlendirdiği bir konuşmadaki vurgusuydu bu... Fakat konuşmadaki ana tema, ekonomistlerin çoğu zaman krizleri tahmin etme ve çözüm bulma yöntemlerindeki başarısızlıklarını ortaya koyma idi. Söz konusu başarı/ başarısızlık kriterlerini belirlemek için de finansal krizlerin çeşitlerine ve ekonomiye nasıl etki ettiğine bakmak gerekirdi. Biz de bu yazımızda, krizlerin çeşitlerini ve kapsamlarını analiz etmeye çalışacağız. Krizlerden çıkış için başvurduğumuz yaklaşım ise çok açık: Bir krizin çözümünü onun nedenlerinde aramalı. HHH Bizim gibi kalkınmakta olan ülkelerde, krize yaklaşımın ilk penceresinde kurumsal temele dayalı göstergeler öne çıkar... Ama bildiğimiz, çokça da vurguladığımız kurumsallık değil bu. Aksine, borç ödeme yeteneğini kaybetmiş bir devlet ya da özel sektör ile döviz piyasasındaki bozukluğun, bankaların fonksiyonel görevlerini yerine getirmesinde yarattığı sorunların ortak bir resmidir bu. Kurumsal birimlerin tam anlamıyla dağınıklığının diğer bir ifadesidir bu aynı zamanda... HHH Gelelim bu resmin ayrıntılarına... Finansal krizleri genel olarak iki gruba ayırırız... İlkinde döviz piyasasında bozulmalar ve ani duruşa dayalı krizleri, ikincisinde de dış ve iç borcun ekonomide yarattığı tahribata dayalı krizler ile bankacılık krizlerini analiz ederiz. Genel anlamıyla, dayanağını bir nedenden alan kriz grubu diğer gruplardan hiçbir zaman bağımsız değildir. Aralarındaki farklılık sadece başlangıç ve yarattığı olumsuzlukların dereceleridir. Örneğin bir döviz krizi, öncelikle bankacılık faaliyetini, daha sonra da reel piyasayı kademeli olarak etkilerken, ani duruşa dayalı bir kriz, ekonominin tüm vücudunun eşzamanlı felç olması sonucunu doğurabilir. İkinci grup dağınıklıklar kuşak krizleri olarak adlandırılır... Krugman’ın ifadesiyle, birinci kuşak döviz krizi yaklaşımına göre, bütçe ve cari açığı dış, iç borç yardımı ve parasal genişleme ile sağlayan, yani enflasyon yaratan makro otoriteler, sabit kur rejimi ile bunu uzun süre götüremez, para yaratamadıkları için de sistem eninde sonunda çöker. Şansımız odur ki, artık sabit kur rejimi uygulamıyoruz... İkinci kuşak döviz krizi (Obstfeld, 1994) yaklaşımına göre, dövizi sabit tutmanın faydası ve maliyetini karşılaştırmak önemlidir. Bu yaklaşıma göre, karar vericiler maliyetin faydayı aştığı durumlarda döviz kuru hedefinden vazgeçerler ama bunun da başka ekonomik maliyetleri ortaya çıkar. Örneğin, döviz kurunu dengede tutmak için artırılan faiz oranları ve bankalara sağlanan ek fonlar, zaten zayıflayan bir ekonomide işsizliğin daha da yükselmesi ve bankacılık sektöründe artan kırılganlıklara neden olurlar. Tüm bunlar üretim yeteneğinde azalmalara neden olan faktörler olarak karşımıza çıkar ve sonuç, zamanı kestirilemeyen spekülatif atak ve ardından gelen döviz krizidir. HHH Üçüncü kuşak döviz krizleri ise yatırıma sağlanan kredi kısıtlamasıyla karşımıza çıkanlardır. Özel sektörün kârlılık ve verimliliğindeki azalmanın borç geri ödemesinde yarattığı sorunlar, hükümetlerin özel sektöre verdiği garantiler(!), alınan dış borç ve yardımların amacı dışında birtakım kesimler tarafından uygunsuz kullanımı ve verimsiz yatırımlara kanalize edilmesi gibi faktörleri kapsayan “ahlaki çöküntü” bu tip krizlere örnek teşkil ederler. HHH O zaman şu soruyu sormak hakkına sahibiz... Bizimki hangi kriz? Dijital çözümlerle büyüme sürecek Turkcell, yılın ilk yarısını tüm zamanların en yüksek gelir ve net kârıyla noktaladığını açıkladı. Buna göre grubun ilk 6 aylık cirosu geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 20.3 artarak 11.9 milyar liraya, net kâr da yüz de 84 artarak 1.7 milyar TL’ye ulaştı. Şirke tin toplam abone sayısı, 18.9 milyonu fatura lı olmak üzere 36.8 milyon oldu. Turkcell Genel Müdürü Murat Erkal, “Di jital uygulamalarımızı indiren kişilerin sayı sı 180 milyonu aştı. BiP’te günde gönderilen ortalama mesaj sayı sı son bir yılda 4 kat artarak 300 milyona çıktı. Dijital iş çözümle ri işimiz yılın ilk yarısında yüzde 62 artışla 693 milyon TL gelir ya rattı. Bu alanda önümüzdeki dö nemde güçlü büyümemi zi sürdüreceğimize inanı yoruz” dedi. l Ekonomi Servisi Murat Erkal
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle