24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: CAFER KURT 530 AĞUSTOS 2019 CUMA Akbal kütüphanesine bağış İdamın faydaları 27 Mayıs 1960 askeri darbesinden sonra Başbakan Adnan Menderes ile bakanları Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan idam edildi. Sonrası pişmanlık ve trajedi. 12 Mart 1971 askeri muhtırasından sonra Meclis’te “üç bizden üç sizden” bağırışları arasında Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan idam edildi. Sonrası rezalet ve trajedi. 12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra biri daha 17 yaşında olan 50 insan idam edildi. Sonrası utanç ve trajedi. Bu ülke, İstiklal Mahkemeleri’nden askeri mahkemelere uzanan ve siyasi otoriterler tarafından politik bir ıslah ve gözdağı aracı gibi kullanılan idam hukukun 1984 yılında artık uygulamayarak, 2004 yılında da yasalarından tamamen çıkararak kaldırdı. Bu ülkede 1984 yılından sonra doğanlar... İdam cezasının artık uygulanmadığı bir ülkede büyüdüler. Ondan önceki Cumhuriyet tarihi boyunca idam edilerek öldürülen 15’i kadın 712 insanın hikâyesinin ne olduğunu tam olarak bilmeden. Ama idamın; İnsan hakları ya da vicdan ya da ahlak açısından büyük sorunlar içerdiğini bilerek. Suçu engelleme konusunda hiçbir değer taşımadığını bilerek. Ve en önemlisi “öç” gibi arkaik bir öfkeyi rasyonelleştirerek sadece canı yanmış, acılı insanlara değil, hırslı ve niyeti karanlık iktidarlara da tehlikeli bir ehliyet verdiğini öğrenerek. Şimdi... Birileri her fırsatta bu somut bilgilerin üzerini kırmızı kalemle çizmeye kalkıyor. Avrupa medeniyetine ve hukukuna burun kıvırmayı meziyet sayıp, Amerikan hukukundan örnekler vererek idamı cazip göstermeye kalkışıyor. Bir çocuğa tecavüz ediliyor, birileri hemen “idam” çığlıkları atmaya başlıyor. Bir darbe hengâmesi oluyor, birileri hemen “idam” diyerek uluyor. Bir kadın cinayeti işleniyor, birileri hemen “idam” çığırtkanlığına soyunuyor. Birileri... Her fırsatta toplumu “idamın faydalarına” ısrarla ikna etmeye çalışıyor. Oysa idamla terbiye edilen toplumlarda suç oranı düşmez, sadece medeniyet oranı düşer. Kısasa kısas mantığıyla şekillenen bir hukuk insanı ıslah etmez, aksine daha vahşi kılar. İdamın faydalarından yararlananlar sadece siyasetçilerdir. Bir yandan intikam duygusunu parlatıp onaylar ve toplumun hassasiyetlerini suiistimal ederler. Diğer yandan da egemen oldukları politik arenada muhaliflerine karşı çok güçlü bir hukuki kozu ellerinde tutarlar. Bülent Tanör, “Türkiye’de İnsan Hakları Sorunu” adlı kitabında bu ülkede sivil yılların infaz ortalamasının yaklaşık olarak 2, askeri yılların ortalamasının ise 13.5 olduğunu yazar. Bu bile hukuku ve iktidarı böylesine sorunlu bir ülkede, idamın yeniden ağıza alınmasına karşı çıkılması için yeterli bir gerekçedir. Her türlü siyasi çalkalanmada aklını yitiren... Ve uyguladığı idam cezalarıyla tarihini pişmanlıklarla dolu bir trajedi geçidine çeviren bir ülke; Bundan yıllar yıllar önce hasbelkader aklını başına toplayarak idam cezasını kaldırmaya ikna olmuşken... Aradan onca zaman geçtikten sonra birilerinin her fırsatta idam cezası çığırtkanlığı yaptığı bir yere dönüşmüşse... Aklını yitiriyor demektir. Hem de, neyin suç olup olmadığının muktedirler tarafından kendinden menkul bir takım ölçülerle belirlendiği şu hukuksuz günlerde... Hem de paşa gönlü idamdan yana bir Cumhurbaşkanı ile baş başa... Muğla Büyükşehir Belediyesi Kültür Merkezi’nde açılması planlanan Oktay Akbal kütüphanesine 99 yaşındaki ilahiyatçı akademisyen Prof. Dr. Neda Armaner evinde bulunan kitaplığındaki 1100 adet kitabı bağışladı. 25 Ağustos 2015 tarihinde hayatını kaybeden gazetemiz yazarı ve Türk edebiyatının anıtsal ismi, öykü, roman, deneme ustası Oktay Akbal’ın adını taşıyan Muğla Büyükşehir Belediyesi Kültür Merkezi’ndeki kütüphane yakın bir sürede açılacak. Oktay Akbal’ın özel eşya ve kitaplarından olu şan kütüphanenin açılması için çalışmalar devam ederken, kütüphaneye önemli bir yazar ve akademisyenden kitap bağışı geldi. Prof. Dr. Neda Armaner, evinin kütüphanesinde bulunan 1100 adet kitabı bağışladı. Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün’ün destek verdiği Oktay Akbal kütüp hanesine ayrıca, yazar Nazar Büyüm, şair Berrin Taş, yazar Cengiz Gündoğdu, yazar Taylan Özbay kitaplarıyla katkıda bulundu. 99 yaşında yazar Prof. Dr. Neda Armaner’ın bütün kitaplarını bağışlamasından dolayı mutluluk duyduğunu belirten Oktay Akbal’ın eşi Ayla Akbal, “Hocamızın kitaplarıyla katkıda bulunması onur verici. Kütüphanelerin önem verilmediği, kapatıldığı bu dönemde yeni kütüphaneler açılması ve kitaplar bağışlanması çok güzel. Armaner’e teşekkür ediyorum” dedi. l İZMİR / Cumhuriyet Yandaş vakıflara yeni kaynak iddiası CHP Hatay Milletvekili Suzan Şahin, vakıf ve derneklere büyükşehir belediyeleri üzerinden aktarılan paranın seçimleri kazanan CHP’li belediye başkanları tarafından kesilmesi sonrası, bu dernek ve vakıfların yurtlarındaki öğrencilere beslenme ve barınma desteği adı altında Kredi ve Yurtlar Genel Müdürlüğü üzerinden rant kapısı açıldığını iddia etti. Eski İstanbul Büyükşehir Belediyesi bütçesinden, aralarında Ensar Vakfı, TÜRGEV’in de bulunduğu vakıf ve derneklere 357 milyon 453 bin 972 liranın aktarıldığı açıklanmıştı. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu bu kuruluşlarla para protokolünü iptal etmişti. Kredi ve Yurtlar Genel Müdürlüğü’nün bağlı olduğu Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu’nun cevaplaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na önerge sunan CHP Hatay Milletvekili Suzan Şahin şu iddialarda bulundu: “Yandaş vakıflar KYK’ya bir öğrenci listesi veriyor. Kurum bu listeyi kontrol dahi etmeden kaç kişi yazıyorsa o sayı üzerinden ödemeyi her ay düzenli olarak vakıfların hesaplarına yatırıyor. Mesela yurdun kapasitesi 1000 kişi ama sadece 150 öğrenci konaklıyor. 50 öğrencilik bir liste olmalı ve ona göre ödeme yapılması gerekirken, denetimin sıfır olduğu sistemde 1000 kişilik ödeme yapılıyor.” l Haber Merkezi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle