Katalog

HABER LEYLA DEMİRCİ Nakil için donör bekleniyor Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, sosyal medya hesabı üzerinden Kahramanmaraş’ta yüz nakli olmayı bekleyen 20 yaşındaki Leyla Demirci’nin tedavi sürecine ilişkin paylaşımda bulundu. Koca, “Yüz nakli bekleyen Leyla kızımızın tedavi süreci Prof. Dr. Ömer Özkan tarafından yürütülmekte, nakil için donör beklenmektedir. Bu süreçte ihtiyaç duyduğu destek bakanlığımızca sağlanacaktır. Kızımızın durumunu yakından izliyoruz” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet Duruşmayı izleyen sivil toplum örgütü temsilcileri, davanın kısa sürede sonuçlanmasından memnun. KÜÇÜKÇEKMECE Tacizciye 29 yıl hapis Küçükçekmece’de 5 yaşındaki çocuğa istismarda bulunduğu iddia edilen 18 yaşındaki Pakistan uyruklu Mohammad Vasıf hakkında ilk duruşmada karar çıktı. Mahkeme heyeti, sanık Vasıf’ı “çocuğun nitelikli cinsel istismarı” suçundan 20 yıl, “cebir tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçundan da 9 yıl hapis cezasına çarptırdı. Sanık Mohammad Vasıf’a iyi hal indirimi de uygulanmadı. l DHA Otobüs yangınları 10 ton kaçak akaryakıt Bursa’nın Nilüfer ilçesinde geri dönüşüm tesisi görünümü verilen bir işyerinde piyasaya sürülmeye hazır 10 ton karışımlı akaryakıt ele geçirildi. 3 kişi gözaltına alındı. İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, H.B.’ye (44) ait depoda, kaçak akaryakıt olduğu bilgisine ulaştı. İhbar üzerine depoya operasyon düzenleyen ekipler, yapılan aramalarda varillerin içerisinde 6 bin litre, depoya ait bahçede bulunan tankerin içerisinde ise 4 bin litre, 10 numara motor yağı ile karıştırılmış kaçak akaryakıt ele geçirdi. Depodan bulunan H.B., Y.L., (35) ile O.A. (29) polis tarafından gözaltına alındı. l DHA/AA BANGLADEŞ Bakirelik beyanı kalktı Bangladeş’te Yüksek Mahkeme’nin kararıyla kadınların evlenmeden önce bakire olup olmadıklarını beyan etme zorunluluğu kalktı. Karar uyarınca evlilik başvurusu formlarındaki bakire hanesi “evli değil” sözcüğüyle değiştirilecek. Dul ve boşanmış hanelerinde ise değişiklik olmayacak. Kadın hakları örgütleri, bakire sözcüğünün aşağılayıcı olduğunu belirterek alınan kararı memnuniyetle karşıladıklarını açıkladı. l BBC EDİTÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: EMİNE BİLGET 328 AĞUSTOS 2019 ÇARŞAMBA 320/1 9 0 360/2 4 0 270/1 9 0 340/2 3 0 320/2 0 0 290/1 2 0 270/1 1 0 310/1 6 0 380/2 3 0 380/2 3 0 300/1 9 0 330/2 4 0 320/2 1 0 350/2 6 0 300/1 8 0 150/1 1 0 300/2 1 0 330/1 5 0 300/1 7 0 280/1 9 0 250/1 9 0 280/2 3 0 TARİHTE BUGÜN 1749: Alman asıllı şair ve yazar Johan Wolfgang Goethe doğdu. 1963 Amerika Birleşik Devletleri’nde Güney’den başlayan “Sivil Haklar Yürüyüşü” Washington’da Lincoln Anıtı önünde son buldu. Dr. Martin Luther King, alanda 300 bin kişiye hitaben “I have a dream Bir hayalim var” diye başlayan ünlü konuşmasını yaptı. ‘Dubleks evle, sıcak suyla kandırdılar’ CHP’Lİ VEKİL, SALİHLİ’DEKİ JES DİRENİŞİNİ ANLATTI MUHAMMED ÖZMEN Manisa Valiliği’nin Salihli ilçesi Hacıbektaşlı Mahallesi’ndeki Jeotermal Enerji Santralı (JES) için “ÇED gerekli değil” raporunu vermesinin ardından, yurttaşlar çevre eylemlerinin 2. gününde jandarma müdahalesiyle karşılaştı. Jandarmanın müdahalesinde yaralanan CHP Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen, ilçede 8 ay önce başlayan JES direnişini gazetemize anlattı. Santralın daha önce ruhsatsız bir şekilde çalıştığını söyleyen Başevirgen, “7 Ocak’ta grup başkanvekilimiz Özgür Özel Manisa vekilimiz Vehbi Bakırlıoğlu ve köylülerle birlikte kaçak santrala karşı direnerek kapanmasını sağladık. Ancak 8 ay sonra Manisa Valiliği’nin ‘ÇED gerekli değildir’ kararı almasından dolayı firmanın TIR’ları tekrar Hacıbektaş’a geldi. Köylülerin haber vermesiyle Hacıbektaş’a gelerek TIR’daki sondaj malzemelerinin indirilmesine engel olduk. Köylülerimiz zaten JES’lere karşı fazlasıyla örgütlenmiş durumda. Büyük bir direniş oldu. Fakat jandarmanın akıl almaz müdahalesiyle karşı laştık” dedi. ÇED raporu istenirse, firmanın burada yaşayan halkı bilgilendirmesi gerektiğini söyleyen Başevirgen, “Burada ilginç bir şey var; firma, sondaj kuyularını açmadan önce köylüleri, ‘Bu bölge imara açılacak, buraya dubleks konutlar yapılacak, topraklarınız değerlenecek’ diyerek kandırmış. Bazı yurttaşların arazileri bu yöntemle ellerinden alınmış. Salihli Belediyesi, JES kurulacağını yurttaşlardan gizlemiş, sondaj çalışmalarını ‘kente sıcak su getirilecek’ diye duyurmuş” diye konuştu. Jeotermal enerji santralla rının geri döndürülemeyecek bir tahribat yarattığını söyleyen Başevirgen, “2017’de Su Yapı ve Yönetimi Genel Müdürlüğü, Manisa Valiliği’ne jeotermal ruhsatı verilmemesine ilişkin bir yazı gönderdi. Yazıda, sudaki arsenik ve ağır metallerin çok yüksek olduğu özellikle belirtiliyor. Bu konuyu valiliğe defalarca ilettik, ama dikkate almadılar. Devletin kendi kurumu ruhsat vermeyin diyor, onlar veriyor. Burada okul da var, sağlık ocağı da. Burası bir yaşam alanı. Görsünler, bu kararı kaldırsınlar” ifadelerini kullandı. l İZMİR KADINA ŞİDDET DURMUYOR, AKSİNE ARTIYOR Eski eşi silahla yaralayıp kaçtı İstanbul Esenyurt’ta dün, hakkında uzaklaştırma kararı bulunan kişi, eski eşi Mukaddes D.’nin karşısına çıkarak tartışmaya başladı. Eski eşi, yanında bulunan silahla Mukaddes D.’ye ateş açarak olay yerinden uzaklaştı. Şüpheliyi yakalamak için çalışma başlatılırken göğsünden yaralanan Mukaddes D.’nin durumunun ağır olduğu öğrenildi. l DHA Eşini eşarpla boğarak öldürdü Konya’nın Ereğli ilçesinde yaşayan Alaaddin Karasu (36), boşanma davasını geri çekmesini istediği bir yıllık eşi Gülsüm Karasu’yu (41) eşarpla boğarak öldürdü. Gülsüm Karasu’nun ilk evliliğinden 2, Alaaddin Karasu’nun da ilk evliliğinden 3 çocuğu bulunduğu öğrenildi. l AA Boşanmak üzere olduğu eşini bıçakladı Denizli’nin Pamukkale ilçesinde boşanma aşamasında olduğu eşi Uğur K. (24) tarafından boğazından bıçaklanan Hafize K. (23) ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldı. Hafize K., boynundan, karnından ve koltukaltından yaralandı. Kaçan tekstil işçisi Uğur K. ise olayın yakınında yakalanarak gözaltına alındı. Hafize K.’nin sağlık durumunun ciddiyetini koruduğu bildirildi. l Haber Merkezi Emine Bulut, eşi hakkında 2014’te suç duyurusunda bulunmuş İşsiz kalmasın diye vazgeçmiş EMİNE BULUT Al yazma Anıtı siyaha büründü Antalya’da Muratpaşa Belediyesi’nin çağrısıyla bir araya gelen çok sayıda kadın, cinayete kurban giden 467 hemcinsinin adının yazılı olduğu Al Yazma Anıtı önünde toplanıp Emine Bulut’un eski eşi tarafından öldürülmesine tepki gös terdi. Kadın cinayetlerine tepki olarak Al Yazma Anıtı’nın üzeri siyah örtüyle kapatıldı. Anıtın önünde toplanan kadınlar, “Al Yazma Anıtımıza şiddet kurbanı bir kadının daha adını yazmak istemiyoruz” sloganıyla tepkilerini dile getirdi. l DHA Kırıkkale’de eski eşi Fedai Varan (43) tarafından 10 yaşındaki kızının gözü önünde bıçaklanarak öldürülen Emine Bulut’un (38), 2014 yılında Varan’a açtığı hakaret ve tehdit davasında, ceza alıp işsiz kalmasından endişe ettiği için şikâyetini geri aldığı ortaya çıktı. Olayın ardından tutuklanan Fedai Varan (43), Kırıkkale Hacılar F Tipi Cezaevinde kaldığı tek kişilik hücreden dün akşam saatlerinde çıkarılarak Bolu F Tipi Cezaevi’ne nakledildi. Mahkemece kabul edilen iddianamede Varan hakkında, “canavarca hisle tasarlayarak adam öldürmek” suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istemiyle dava açıldı. İddianamede yer alan bilgilere göre 2006 yılında Fedai Varan ile evlenen Emine Bulut, gördüğü şiddet nedeniyle 2013 yılında boşandı. Emine Bulut, ayrıldıktan sonra kendisini rahatsız etmeye devam eden eski eşi hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu. l DHA Dişi üstündür Cinsel birleşme öncesinde dişi ateşböceğinin en çok ışık saçan erkek ateşböceğini aradığını öğrendiğimde, doğanın bu minicik yaratığın dişisine bahşettiği seçicilik özelliğine hem şaşırmış hem hayran kalmıştım. Öyle sanıyorum ki insan da içinde olmak üzere, cinsel birleşme yoluyla çoğalan bütün canlı türlerinde dişi seçicidir. Dişi, bedenine başka bir bedeni kabul eden, başka bedeni içselleştiren, sonuçta da o başka bedenden gelen bir maddeyi kendi bedeninde muhafaza ederek soyun sağlıklı olarak sürekliliğini sağlayan olduğu için, seçici olmak zorundadır. HHH Seçicilik özelliğinin yanı sıra, insan yaşamının en yakın yoldaşlarından kedilerde ve köpeklerde, dişinin (annenin) koruyuculuğunu hepimiz gözlemlemişizdir. Bu türlerde dölleme işlevini tamamlayıp dişiyle ve bu işlemin sonucuyla hiçbir ilişkisi kalmayan erkek çekip gittikten sonra gebeliğin çilesini çekmeye başlayan dişi kedi ya da köpek, yavruladıktan sonra yavrularını beslemek ve korumak için kaplan kesilir, en büyük sıkıntılara göğüs gerer. Aile oluşturan hayvan türleri olduğunu da biliyoruz. Fakat ister doğursun, ister kuluçkada yumurtayı sıcak tutarak yavrunun oluşmasını sağlasın, türün sürekliliğinde esas olan dişinin çilesi, özverisi, çabasıdır. HHH Bütün canlı türleri içinde insanın en bilinçlisi olduğuna kuşku yok. Fakat en iyisi, en vicdanlısı olduğunu söylemek o kadar kolay değil. Vicdan kavramını insan türü dışında kalan canlılara da ilişkin olarak düşünmek yadırgatıcı görülebilir. Buna yanıtım o dünyayı henüz yeterince tanımıyor oluşumuzdur. Tanıdıkça çok şaşırtıcı verilere ulaşılacağını tahmin ediyorum. Fakat yazının konusu bu değil. Erkek ve dişi türler arasındaki farklılık konusuna dönecek olursak, ben insanda da tıpkı bütün doğada olduğu gibi, dişinin erkeğe açık ara üstün olduğu kanısındayım. İnsanın dişisi de erkeğe göre daha seçicidir. Daha dayanıklı, daha sabırlı, daha gözü pek, daha çalışkandır. Büyük ölçüde türün sağlıklı devamı, yavrunun korunması için doğanın insan türünün dişisine de armağandır bu. Bunları söylemekle kadını bir doğum makinesine, türün sürekliliğinin aracı durumuna indirgemek istemem. Doğa, söz konusu nedenle ilgili, fakat bu nedeninin de üzerine yükselerek, dişiye (insan türünde kadına) üstün özellikler kazandırmıştır. En azından bugün böyledir bu. Sosyal statüde erkekle kuşkusuz eşit haklara sahip olan kadın, yukarıda sıraladığım ve başkaları eklenebilecek kişisel özelliklerle erkekten üstündür... HHH Böyleyken, sadece Türkiye’de değil, belli ölçülerde bütün dünyada erkeğin kadına uyguladığı şiddeti nasıl açıklayacağız? Tek tek olguların incelenmesi bir başka konu, fakat genelde baktığımızda bunun nedenlerinden biri, ne kadar paradoksal görünse de, yukarıda ileri sürdüğüm görüşle ilgili olabilir... Yani kadının üstünlüğüyle... Kas gücü bakımından kendisinden daha zayıf varlığın kişilik gücü karşısında kendini aşağılanmış hisseden erkek, şiddete başvurarak daha da alçalmaktadır. Bu şiddetin ülkemiz bakımından toplumsal nedenleri ise yeterince açıktır. Feodal dönemlerden, köleci toplum çağlarından kalma; kadını cariye, ikinci sınıf bir insan, erkeği onun efendisi sayan çarpık görüş, geniş toplumsal kesimlerde etkinliğini sürdürmektedir. Cumhuriyet devriminin kadına sağladığı kişilik hakları, kadının yurttaş olarak erkekle eşitlenmesi, bu toplumsal kesimlerde ne yazık ki, ya hiç ya da yeterince içselleştirilmemiştir. Kadın bu hakların bilincine varabildiği ölçüde de erkek egemen toplumun daha çok şiddetiyle karşılaşmaktadır. Mevcut siyasal iktidar ise her konuda olduğu gibi bu konuda da çağdaşlık değerlerini tersinden okumakta, kadına saygı görünüşü ardında onu tekrar feodal değerlerin tutsağı yapmak, evinin kadını aldatısı ardında erkeğin kölesi ve cariyeliğine indirgemek için elinden geleni ardına koymamaktadır. Kesin çözüm, erkek egemen toplum anlayışından ve kurumlarından kurtulmadadır. Karabük’te kaza: 2 ölü, 7 yaralı Karabük’ün Yenice ilçesinde 3 aracın karıştığı zincirleme trafik kazasında 2 kişi öldü, 7 kişi yaralandı. Zonguldak yönüne giden Erdal Korkmaz (42) idaresindeki otomobil, karşı yönden gelen Erol Ş.’nin kullandığı otomobil ile çarpıştı. Kaza yapan otomobillere Fuat Kurnalı’nın yönetimindeki hafif ticari araç da çarptı. Kurnalı’nın aracı yoldan çıkarak çalılık alana savruldu. Sağlık ekipleri, sürücülerden Erdal Korkmaz’ın hayatını kaybettiğini belirledi. Durumu ağır olan Hasan Korkmaz da yapılan tüm müdahalelere karşın kurtarılamadı. l DHA