18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 25 AĞUSTOS 2019 PAZAR EDİTÖR: ORHUN ATMIŞ TASARIM: EMİNE BİLGET kültür 15. Bodrum Müzik Festivali bu akşamki konserlerle sona eriyor ‘Müzik lüks değildir’ Festivalin son gününde sahneye çıkacak olan Jess Gillam, klasik saksafonun en genç isimlerinden biri olarak anılıyor. Genç sanatçıyla konser öncesi bir söyleşi yaptık. 15. Bodrum Müzik Festivali bu akşam nihayete erecek ve 4 gün 4 gece boyunca klasik müzikle yoğrulan; Fazıl Say’dan akordeon sanatçısı Ksenija Sidorova’ya, Karsu’dan piyanist Francesco Tristano’ya birbirinden önemli isimlerin ve Olten Filarmoni, Bilken Senfoemrah ni Orkestrası ve Dokolukısa ğuş Çocuk Senfoni Orkestrası gibi seçkin toplulukların sahne aldığı yaz macerası anılarda kalacak. Son akşamın yıldızlarından biri ise Jess Gillam. Piyanist Zeynep Özsuca ile birlikte Gece Konserleri’nin sonuncusunda sahneye çıkacak olan Gillam, dünyanın en genç klasik saksafon sanatçısı olarak anılıyor. Müziği eğitim müfredatına sokmak gibi bir de misyon edinen Gillam ile konser öncesi yazılı bir söyleşi yaptık. n Çok genç yaşta önemli başarılar elde ettiniz. Başarınızın sırrı ne; disiplin, tutku, kararlılık? Herhangi bir işte gerçekten başarılı olmak için, yaptığınıza tutku ve aşk ile bağlanmak, başarısızlıkların ve zorlukların üstesinden gelmek için de dirence ve esnekliğe sahip olmak gerektiğini düşünüyorum. Müzik aracılığıyla iletişim kurmak, en sevdiğim şeylerden biri, dolayısıyla sürekli gelişmeye çalışmak ve yeni insanlara ulaşmanın yollarını aramak benim için önemli faktörler.  n Decca ile kontrat imzalamanın kariyeriniz için önemi ne sizce? Uzun süredir bir albüm çıkarmayı arzu ediyordum, sonunda bunu gerçekleştirebilmek harika bir duygu. Muhteşem tep ‘Umut Senfonisi’ ayakta alkışlandı Bodrum Müzik Festivali’nin ikinci gününde “Umut Senfonisi” konseri izleyiciden tam not aldı. DMarin Turgutreis’teki akşam konserinde Şef İbrahim Yazıcı yönetimindeki Bilkent Senfoni Orkestrası, İspanyol çellist Pablo Ferrández’e repertuvarın en önemli yapıtlarından biri olan Dvorák’ın Çel lo Konçertosu’nda eşlik etti. Fazıl Say’ın yoğun bir çalışmanın ardından dinleyicileriyle buluşturduğu 4. senfonisi “Umut”, bu konserle ilk defa Türkiye’de seslendirildi. Aydınlık bir geleceğe dair umudu yansıtan tınılarıyla “Umut Senfonisi”, konser sonunda yaklaşık 3 bin kişi tarafından ayakta alkışlandı. kiler aldım ve dinleyen herkese minnettarım. Böylesine destekleyici ve saygın bir şirketle anlaştığım için çok şanslıyım; Decca Classics ile çalışmaya bayılıyorum. İngiltere’de BBC’nin Young Musician yarışmasına katılmam ve 2016’da Büyük Final’e ulaşmam daha tanınır hale gelmemi sağladı. Ayrıca sektörden kişilere ve muazzam bir kitleye ulaşmam için olağanüstü bir platform oldu. Bana böyle bir platform sağladığı için yarışmaya daima minnet duyacağım. ‘Empatiyi besler’ n Şubat ayında The Guardian gazetesine bir mektup yazdınız ve müziğin eğitim sisteminde merkezi bir rolü olması gerektiğini savundunuz. Bunu biraz açabilir misiniz? Müzik, toplumsal dokunun bir parçasını oluşturuyor, insan de neyiminin merkezinde konumlanıyor ve yaşamları zenginleştiriyor. Müzik bir eklenti, “soyut” bir konu veya lüks değildir ve varlığımız için kesinlikle gereklidir. Her çocuk, müziğin faydalarını deneyimleme fırsatını hak ediyor. Müziği, müfredatımızın “ana” konuları ile aynı saygın konumda görmedikçe toplumumuz iyiye gitmeyecek. Bu gezegende şimdi her zamankinden daha çok coşkuya, empati ve umuda ihtiyacımız var. Çocukları müzik becerilerini geliştirme fırsatından mahrum etmek, kendimizi başarısız olmaya mahkum etmek demek. Müzik iyi öğretildiğinde, çocuğun içindeki empati, işbirliği, esneklik, direnç ve kararlılığı teşvik edebilir ve besleyebilir. n Müzik sizin hayatınızı nasıl değiştirdi? Bir karnaval grubunda (Barra cudas Carnival Arts Center) saksafon çalmaya henüz 7 yaşındayken başladım. Haftada iki kez prova yapardık ve ardından ülke çapında tura çıkardık. Bu grubun ana ilkelerinden biri müziğin ruha iyi geldiğine, coşku ve mutluluk hissettirdiğine inanmaktı. O zamandan beri bu coşku fikrini sahneye taşımaya çalışıyorum. Elbette her performansta gerginlik hissediyorum ve bunun beni ne zaman etkileyeceğini asla bilemiyorum. İzleyiciler bir sanatçının gerçekten iyi performans sergilemesini ister, ben de hep bunu aklımda tutmaya çalışıyorum. Sonuç olarak, izleyici de sanatçı da performanstan keyif almak için oradalar. İzleyiciyi arkadaşım olarak görmeye çalışıyor, iletişime öncelik veriyorum. Müzik dünyaya, ilişkilere ve insanlara bakışımı değiştirdi. n Klasik müzikte saksafon çok ön planda olan bir enstrüman değil. Daha çok caz ve pop gibi türlerde öne çıkıyor. Buna rağmen siz saksafonu tercih ettiniz ve klasik müziğe yöneldiniz. Neden? Bence insanlar olarak beyinlerimiz kategorize etmeye programlı. Müzik söz konusu olduğunda, bize sesinin neye benzeyebileceği, hangi duyguları uyandırabileceği, hatta kompozisyonun tarzı hakkında yeterince bilgi sağlayabilecek bir kategori, tür veya sınırlar belirlemenin imkânsız olduğunu düşünüyorum. “Müzik” dediğimiz ölçülemez, çok güçlü ve çok etkileyici olguyu, açıklayabilmek ve kategorize etmek mümkün değil. Saksafonun duygusal paleti, onu seçme nedenim. Bana gerçekten hitap ediyor, duygularımı enstrüman aracılığıyla ifade edebildiğimi hissediyorum! Demirci’den piyano resitali Piyanist Ece Demirci aldığı davet üzerine, ünlü besteci Wagner’in şehri olarak bilinen ve her yıl Wagner operalarının sahnelendiği Almanya Bayreuth kentinde yapılan Piyano Festivali’nde 12 Ağustos akşamı bir resital verdi. Bu yıl 17.’si yapılan Bayreuth Festivali’nde Ece Demirci’nin konseri büyük bir ilgi gördü. Piyanist, resitalinin ilk bölümünde, Rachmaninov’un Corelli Varyasyonları ile Liebermann’ın Noktürn’ünü seslendirdi. İkinci bölümde Demirci, Ahmet Adnan Saygun, İlhan Baran, İlhan Usmanbaş, Hasan Uçarsu gibi Türk piyanosunun önde gelen bestecilerinin eserlerini yorumladı. Demirci, Ulvi Cemal Erkin’in Küçük Çoban eseri ile bis yaptı. Tarihi Satala’da kazılar sürüyor Gümüşhane’nin Kelkit ilçesi Sadak köyü sınırları içerisinde yer alan ve Roma’nın 15’inci Lejyonu’nun yaklaşık 600 yıl hüküm sürdüğü Satala Antik Kenti’ndeki kazı çalışmaları sürüyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca başlatılan Satala Antik Kenti’ndeki kazı çalışmalarını Bartın Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şahin Yıldırım başkanlığındaki heyet sürdürüyor. 25 kişilik ekiple yaz başından beri devam ettirilen çalışmalarda şimdiden çok sayıda arkeolojik eser ortaya çıkarıldı. Kazılarda, 100 metrekarelik bir alan içerisinde toprağın yaklaşık 50 santimetre altında bulunan 2 bin yıllık Roma ve Bizans dönemine ait duvar ve eserlerin ortaya çıkarılması tarihe de ışık tutuyor. ‘Birçok yapı karşımıza çıktı’ Kazı Başkanı Bartın Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şahin Yıldırım ay sonuna kadar kazı çalışmalarına devam etmeyi planladıklarını aktararak, “Kazı çalışmalarımız şu an daha hızlı bir şekilde ilerliyor. Kentin merkezi sayılabilecek ana tampon lejyon kalesinin komuta merkezi olduğunu düşündüğümüz alanda çalışmalar devam ettirilmektedir. Bu sebeple çalışmalar sırasında bu lejyon kampında ana kalenin duvarları ve onunla bağlantılı birçok yapı karşımıza çıktı. Aynı zaman da Orta Bizans ile tarihlendirilebilecek bir kilise yapısının içinde bulunan birçok mezar taşı da yine bu sene bulunan enteresan bulgular arasında geçmekte. Kazı çalışmaları henüz çok erken ve emekleme aşamasında. Bunlar bütçe ve zamanla bağlantılı. Yaklaşık 10 yıllık bir süre içerisinde Satala Antik Kenti’nin görünebilirliğinin artırılacağını düşünüyoruz” diye konuştu. l DHA Türkiye’nin Oscar adayı ‘Bağlılık Aslı’ T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü ile sinema alanındaki meslek örgütü temsilcilerinden oluşan 13 kişilik seçici kurul, ABD’de yapılacak 92. Akademi Ödülleri (Oscar) Yabancı Dilde Uluslararası Uzun Metraj Film Dalı’nda Türkiye aday adayını belirledi. Sanatsal Etkinlikler Komisyonu’na başvuran 11 filmin değerlendirildiği Kurul’da yönetmenliğini Semih Kaplanoğlu’nun yaptığı ‘Bağlılık Aslı’ isimli film, Türkiye’nin Yabancı Dilde Oscar aday adayı olarak belirlendi. Henüz hiçbir festivalde gösterilmemiş olan filmin Oscar yarışına katılabilmesi için 30 Eylül’e kadar vizyona girmesi gerekiyor. ‘Breaking Bad’ filminin çekimleri sona erdi Breaking Bad ve Better Call Saul’da Saul Goodman’a hayat veren Bob Odenkirk, heyecanla beklenen “Breaking Bad” filminin çoktan çekildiğini açıkladı. Filmloverss’ın Hollywood Reporter’dan aktardığı habere göre, Aaron Paul ve Bryan Cranston’ın da rol alması beklenen “Breaking Bad” filmi, ilk olarak Netflix’te yayımlanacak. Televizyon tarihinin en özgün işlerinden biri olan Breaking Bad‘in hikâyesini devam ettirecek yeni bir filmin geleceği uzun zamandır biliniyordu. Dizinin ya ratıcısı Vince Gilligan, şu an hazırlık aşamasında olan filmin senaryosunu yazıp yönetmen koltuğuna oturuyor. Greenbrier ismiyle anılan film, dizinin kaldığı yerden devam edecek ve finalde bir arabaya atlayıp kaçarak özgürlüğüne kavuşan Jesse Pinkman karakterine odaklanacak. Ewan McGregor yeniden Yıldız Savaşları’nda! Disney firmasının filmleri, televizyon programları, ürünleri gibi birçok projesinin görücüye çıktığı ve konuşulduğu D23 Expo etkinliğinde yeni “Star Wars (Yıldız Savaşları)” dizisi “The Madalorian”ın ilk fragmanı yayımladı. Etkinlikte ayrıca ünlü oyuncu Ewan McGregor’un tekrar “ObiWan Kenobi” karakterine hayat vereceği açıklandı. Kit Harington Marvel Evreni’nde! “Game of Thrones” dizisinde canlandırdığı Jon Snow karakteriyle tanınan oyuncu Kit Harington, Marvel Sinematik Evreni’nde yeni bir projeyle sevenlerinin karşısına çıkacak. Deadline’da yer alan habere göre, Harington’ın hangi karakterde boy göstereceği henüz belli değil. Ancak yıldız oyuncunun dizi serilerinden birinde değil, Marvel filmlerinde rol alacağı ifade ediliyor. Marvel ve Disney bu hafta sonu boyunca D23 Expo’da gelecek planlarıyla ilgili bilgiler paylaşacak. Makas, Zeytinli’ye geliyor! Hollandalı Anadolu rock müzik grubu Makas, 29 Ağustos’ta Mask Live Pera’da, 30 Ağustos’ta Bandırma Hayal Kahvesi’nde ve 31 Ağustos’ta Zeytinli Rock Festivali’nde sahneye çıkacak. Makas, festivalde “Bugün Ayın Üçüdür”, “Dünden Bugüne”, “Dinazor” (editör notu: doğru yazımı “dinozor” olan kelime, bilinçli olarak bu şekilde yazıl mış), “Rodos Semahı”, “Gökte Yıldız Ay Misun”, “Altın Yüzük”, “Tokat Türküsü”, “Zeytinyağlı Yiyemem” gibi se vilen eserleri seslendirecek. İlk albümleri “Dinazor”u mart ayında yayımlayan Makas, Anadolu’nun özgün tınılarını kendilerine has bir şekilde harmanlayarak alışılmışın dışında bir tını ile dinleyiciye sunuyor. Muğla tarihi dünyaya anlatıldı Dünyadaki antik kentleri, kültürleri, tarihi ve gelenekleri koruyup geliştirmek amacıyla kurulan Antik Kentler Birliği’nin bu yıl 2’ncisi düzenlenen forumu Rusya’nın tarihi Ryazan kentinde yapıldı. 500 yaşından büyük kentlerin kabul edildiği toplantıda Muğla da temsil edildi. Antik kentler arasındaki dostça ilişkileri güçlendirmeyi hedefleyen toplantıya Muğla Büyükşe hir Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün tarafından görevlendirilen Genel Sekreter Yardımcısı Emin Madran ve beraberindeki ekip katıldı. Muğla’nın tarihi, kültürel ve doğal güzellikleri, dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen 50’nin üzerinde antik kentin temsilcileri ile paylaşıldı. Foruma ülkemizden Muğla’nın yanı sıra Mersin Mezitli ve Antalya Muratpaşa kentleri de katıldı. l İHA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle