28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KÜLTÜR EDİTÖR: ORHUN ATMIŞ 1325 AĞUSTOS 2019 PAZAR mücLaivdaelneemli’edsaenjıBüEonmdlüirnusemaBn’dautalçuıkt,’ouknaastneledrdıvielernen Ölmek istemiyoruz! Zülfü Livaneli ile Sevdalım Hayat ekibi Kerki Solfej ile birlikte bu yaz Bodrum’daki üçüncü ve son konserini verdi. Yoğun istek üzerine üçüncü kez Bodrum Antik Tiyatro’da sahneye çıkan Sevdalım Hayat ekibi, sadece müzik dinletisi yaşatmakla kalmadı, mesajlar da verdi. Rengim Gökmen’in yönettiği Livaneli Filarmoni Orkestrası eşliğinde Zülfü Livaneli şarkılarını seslendiren Teyfik Rodos, Zeynep Halvaşi ve Görkem Ezgi Yıldırım, yine açık havada izleyiciyle buluştu. ‘Çok şanslısınız’ Zülfü Livaneli’yi Bodrum’da dinlemeye gelenler arasında Yunanistan’daki opera sanatçısı Mario Frangoulis de vardı. Zülfü Livaneli’nin “Bugün çok değerli sanatçı arkadaşla Zülfü Livaneli’nin şarkılarını Teyfik Rodos, Zeynep Halvaşi ve Görkem Ezgi Yıldırım seslendirdi. rımdan biri, büyük opera sa dünya sanatçısıdır. Ona sa ri önünde katledilerek yaşa natçısı Mario Frangoulis bu hip olduğu için Türk insanını mını yitiren Emine Bulut da rada” diyerek dostunu sah çok şanslı buluyorum” diye Bodrum’da anıldı. neye davet etti. İkili birlikte rek Livaneli’ye olan hayranlı Zülfü Livaneli, “Şimdi siz “Kardeşin Duymaz” parçası ğı ve sevgisini dile getirdi. lere çok hüzünlü bir konu nı seslendirdi. Mario Fran Boşandığı erkek tara dan bahsedeceğim. Bugün goulis ise “Zülfü Livaneli bir fından çocuğunun gözle çok acı bir haberle uyandık. Emine Bulut gibi genç bir kardeşimizi, genç bir kadını çocuğunun gözleri önünden katlettiler. Bu yıl katledilen 211. kadındı Emine Bulut. Bu durum artık inanılmaz bir vahşete dönüştü, bir salgın hastalık gibi birtakım erkekler kadınları dövüyor, öldürüyor, bunu kendilerine hak olarak görüyorlar. Biz buna toplum olarak karşı çıkmalıyız ve insanları kültür olarak eğitmeliyiz. Çocuklarımıza erkeklerin kadınlardan üstün olmadığını öğretmeliyiz. Lütfen oğullarınıza sen erkeksin, sen her şeyi yapabilirsin demeyin. Ben töre cinayetlerine, kadının ezilmesine karşı hem Millet Meclisi’nde önergelerle hem romanlarımla hem filmlerle hep mücadele ettim” sözleriyle açık havadaki konuklarından büyük alkış aldı. Mine G. Kırıkkanat’ın romanı Ukraynaca’da! Mine G. Kırıkkanat’ın Mayıs 2016’da okurla buluşan ve büyük beğeni alan “Hiç Kimse” adlı romanı Ukraynaca’ya çevrildi. Ukrayna’da RANOK yayınevi tarafından yayımlanan romanda Kırıkkanat, 9 Ocak 2013’te PKK militanı üç kadının Paris’te gerçekleşen bir suikast sonucu öldürülmesini bir kurgu içinde anla tırken teşkilatın yetiştirdiği tetikçilerin sınır ötesi harekâtlarını ve derin devletin sırlarını da gözler önüne seriyor. Mine G. Kırıkkanat’ın geçen sene “Canımı Yakma” adlı kitabında yer alan “Rapunzel” adlı öyküsü de Türkolog Oleksandr Kushma’nın çevirisiyle Ukrayna’daki edebiyat dergisi Kıyiv (Kiev)’de yayımlanmıştı. Akaretler’de sanat dolu 3 hafta Şile Bezi Festivali 30 Ağustos’ta Bu yıl 32’incisi düzenlenecek olan Şile Bezi Kültür ve Sanat Festivali 30 Ağustos 1 Eylül tarihleri arasında ziyaretçilerle buluşacak. Şile Belediyesi tarafından 31 yıldır düzenlenen ve “şilebezi”ni dünyaya tanıtmayı hedefleyen festivalde, üç gün boyun ca ziyaretçiler, şilebezi yapımından geleneksel olarak her yıl yapılan denizde şilebezi yıkama ritüeline kadar çok sayıda aktiviteye katılma imkânı bulacak. Festivalde ayrıca Ekin Uzunlar, Tuğba Yurt ve Fettah Can konser verecek. Akaretler Sıraevler’de 3 hafta boyunca yerli ve yabancı sanatçıların eserlerinin yer alacağı Artweeks@Akaretler etkinliği 3 Eylül Salı günü başlayacak. Sergiler, sanatçılarla söyleşiler ve atölye çalışmalarından oluşan bir programla sanat galerilerini, koleksiyoncuları ve sanatçıları buluşturan Artweeks@Akaretler, Bilgili Holding ve Sabiha Kurtulmuş organizasyonuyla düzenleniyor. UBS’in ilk kez ana sponsor olduğu Artweeks@Akaretler’in üçüncü edisyonunda yeni eklenen binalarla etkinlik alanı büyürken içeriği de yerli ve yabancı sanatçıların katılacağı sergilerle genişledi. Öte yandan tüm sergiler ve söyleşiler sanatseverlere açık ve giriş ücretsiz olacak. Marx’a, Çağdaş Marksizme ve Sosyalizme Dair CİDDİ OKUMALAR! Haz^rlayanlar: Bertell Ollman • Kevin B. Anderson ÇaEdal Marksizm Seçkisi YüzyÒla Damga Vuran Metinler Ñngilizceden Çeviren: üükrü Alpagut Mary Gabriel Alk ve Kapital Karl ile Jenny Marx ve Bir Devrimin DoEulu Danny Katch Ciddi Ciddi Sosyalizm İnsanlığın Kurtuluşu İçin Kısa Bir Kılavuz İngilizceden Çeviren: Cemre Şenesen Çeviri: Şükrü Alpagut, 624 sayfa, 60 TL. 720 sayfa, 64 TL. Çeviri: Cemre Şenesen, 172 sayfa, 18 TL. Yordam Kitap, çağdaş Marksizmin üretken isimlerinin kaleme aldığı zihin açıcı yapıtlarla birlikte, Marx’la ve Marksizmin önemli yazarlarıyla ilgili biyografileri ve bugünün gençlerine sosyalizmi anlatan renkli çalışmaları yayımlamaya devam ediyor. İşte bu kitaplardan üçü: ¾ ABD’de ve tüm dünyada kapitalizmin abesliklerini gösterip ciddi ciddi sosyalizmi savunan Ciddi Ciddi Sosyalizm ¾ Marx’ın geniş ailesinin hikâyesini, yapıtların ve dönemin perde arkasını bütün ayrıntılarıyla anlatan Aşk ve Kapital ¾ 20. yüzyılda, sekiz başlıkta, Marx’ın izinde kaleme alınmış çığır açıcı metinleri bir araya getiren Çağdaş Marksizm Seçkisi YordamKitap YordamKitap YordamKitap www.yordamkitap.com Çankaya Barış Manço’yu andı Çankaya Belediyesi Orkestrası’nın yaz konserleri devam ediyor. Konserler dizisini Kuğulupark’taki 45’likler konseriyle başlatan, daha sonra Ahlatlıbel Atatürk Parkı’nı dolduran yüzlerce Çankayalıya 80’ler gecesi yaşatan orkestra, son olarak Çukurambar’daki Uğur Mumcu Parkı’nda Barış Manço Şarkıları konseri düzenledi. Şef Mehmet San’ın yönetimindeki orkestra Manço’nun unutulmaz şarkılarını yeniden yorumladı. Orkestra, eylül ayında da konserlerini sürdürecek. Çankaya Belediyesi Orkestrası, 6 Eylül’de Çayyolu Ata Park’taki “Film Müzikleri Konseri”nin ardından 13 Eylül’de de Ahmed Arif Parkı’nda “Türküler Konseri” ile yaz konserleri turnesine noktayı koyacak. Kapadokya’da ‘Klasik Keyifler’ Klasik Keyifler (KK), 9. Uluslararası Kapadokya Müzik Festivali kapsamında 25 Ağustos 1 Eylül tarihleri arasında klasik ve caz eserleri sunacak. Kendini oda müziğine yeni dinleyiciler kazandırmaya adamış ve genç Türk müzisyenlerine, bestecilerine destek sağlamayı ilke edinen KK, 6 konserden oluşacak festival konser serisi ile 16. yüzyıldan günümüze kadar geniş bir yelpazeyi kapsayacak. Festivalin açılış konserinde bu akşam (20.00) Türkiye’nin saygın bakır üflemeli topluluğu olan Golden Horn Brass, Hanedan Cappadocia Suites’de sanatseverlerle buluşacak. Festival boyunca konserler ücretsiz ve halka açık olacak. Konser programı ve ayrıntılı bilgi: http:// www.klasikkeyifler.org/ Mabel Matiz yazı noktaladı Mabel Matiz’in Kerki Solfej tarafından düzenlenen yaz konserlerinin son durağı Datça oldu. Datça Amfitiyatro’daki konserle birlikte yaz konserlerini noktalayan Mabel Matiz’in sıradaki durağı ise 13 Eylül’de Ankara Vişnelik olacak. Konser programı şöyle: 27 Eylül Antalya Sahne, 2 Ekim İstanbul Harbiye, 5 Ekim Antep GAUN Mavera Açıkhava Sahnesi, 6 Ekim Hatay Sümerler Açıkhava Tiyatrosu, 11 Ekim Bursa Açıkhava Tiyatrosu. “Ahlak ve namus denince sadece kadından konuşmaya başlayan herkes, ahlaksız ve namussuzdur.” Frida Kahlo... “Ölmek istemiyorum” feryadıyla “Anne lütfen ölme” yakarışları arasında üç gündür sık sık tekrarlanıyor yukarıdaki en doğru ve en gerçekçi sözler... Gelin görün ki, ülkemde karşıdevrim adım adım uygulamaya konulduğundan beri Türkiye artık ahlaksızların ve namussuzların ülkesidir. Yargının siyasete kurban edildiği... Bunca yıldır kazanılmış hakların yok sayıldığı... Seçimlerin hükmünün kalmadığı... Vatandaşlığın değil, kulluğun öngörüldüğü bir toplumda ahlaktan ve namustan söz edilebilir mi!? Emine Bulut ne ilk ne son. Güldünya, Gönül, Sevgi, Ayşe Paşalı, Münevver, Şemse, Özgecan ve daha niceleri... Onlar ve daha niceleri artık konuşamıyor. İsteseler de konuşamazlar, “Görün bizi, unutmayın bizi” diye haykıramazlar. Sesleri yok. Dilleri yok. Çünkü öldürüldüler. Kadın katliamı ve karşıdevrim “Niceleri” sözcüğünü açalım: Nisanda 31 kadın, mayısta 27 kadın, haziranda 34 kadın, temmuzda 24 kadın, erkekler tarafından öldürüldü. (Kaynak: Bianet) Kadın katliamının bunca yaygın ve meşru olması, yalnızca “zihniyet”, “gelenek görenek”, “eğitimsizlik” ya da “dinsel nedenlerle” açıklanamaz. Hepsinin etkisi vardır, ama belirleyici olan iktidarların politik, ekonomik ve toplumsal ilişkilerde kadınlara karşı ayrımcılığı ve sömürüyü içselleştirmiş olmalarıdır. Bunu giderecek bir politika geliştirememeleri ve bu politikayı uygulamaya sokacak mekanizmaları kurmamış olmalarıdır... Bininci kez vurgulayayım: Ülkemde kadına yönelik şiddetin tırmanışı, ülkeye egemen olan genel şiddetin bir uzantısıdır... Bu tırmanışın nedeni hak, hukuk ve yasaların çiğnenmesidir. Yaşamın her alanında, karşıdevrim uygulamalarıdır. İktidarın ayrımcı, kışkırtıcı, nefret dilini tırmandırıcı söylemi... Ülkeyi yönetenler bu söylemi sürdürdükçe şiddet artıyor, daha çok kadın öldürülüyor. Kadın bedeni üzerinden yapılan çağdışı söylemler yıllardır milletin bilinçaltına dayatıldı. Diyanet, kadın bedenini erkeğin kendi emaneti olarak gördü ve gösterdi. Riyakârlığın sonu yok İktidar kanadının Emine Bulut ve kadın katliamlarına karşı söylediklerinin hiçbir hükmü yok kanımca. Kadınların tüm davranışlarını “iffet, hayâ, edep” kavramları üzerinden denetleme çabası onların marifeti... Devletin egemen güçleri ve kolluk güçleri hak arayanın, barış istiyoruz diyenin, şiddetin fotoğrafını ya da videosunu çekenin, Cumhurbaşkanı’nı eleştirenin, kayyım masraflarını ve iştahını ortaya çıkaran belediye başkanının, gazetecinin, sanatçının, yazarın, öğrencinin, akademisyenin, “sokaktaki insanın”, en sıradan “tweet”in peşine düşüyor... Ama Emine Bulut’un katledildiği gün “Aslan parçası, meydanda karıyı boğazlamış... Biz bu kahraman kadar olamadık” diye tweet atmak serbest... Televizyonlar, satılık kanallar, “kadına karşı şiddet”e çare arıyorlar sözüm ona, aralarında tek kadın konuşmacı yok! Kadını şayet birey olarak görmez, sadece doğurma makinesi olarak ve sadece aile içindeki yeriyle tanımlarsanız, siyasal, ekonomik ve toplumsal hayattan da dışlamanız, kadın emeğini yok saymanız ve istihdamdan silmeniz doğaldır! O zaman, boşanmak istedi diye ya da en sudan nedenle öldürülmesine göz yummanıza da şaşmamak gerekir! Memleketim, ayrımcılık uçurumunda, şiddet sarmalında debeleniyor. Bu zihniyet, memleketimin daha çok ayrımcılığa, daha çok şiddete savrulmasının hem nedeni, hem de sürekli çoğalarak kendini üreten sonucudur. ?Bu söylem, bu ayrımcı söylem, ırkçı, mezhepçi zihniyetle bir bütündür. Cinsiyetçi, feodal, hatta ilkel bir şiddet kültürünün ifadesidir ve şiddet kültürünü besler, kışkırtır, yaygınlaştırır. Şiddet kültürünü “normalleştirir.” Anlayana... Can Baydar’ın ilk solo projesi Alternatif rock gruplarından Gece’nin solisti ve ‘’Ben Öldüm’’, ‘’Bana Bir Şarkı Söyle’’, ‘’Yarım’’ gibi şarkıların yazarı Can Baydar, ‘’Ömür Dedikleri’’ şarkısının yeni versiyonunu dinleyicisiyle buluşturdu. Solo kariyerinin ilk projesi olan ve mayıs ayında yayımlanan söz ve müziği Can Baydar’a, düzenlemesi Harun Tekin ve Efe Demiral’a ait olan şarkı Babajim Stüdyoları’nda kaydedildi. Can Baydar’a vokalde Fatma Turgut, davulda ise Cem Aksel eşlik etti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle