21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 14 AĞUSTOS 2019 ÇARŞAMBA [email protected] TASARIM: SERPİL ÜNAY EKONOMI Ete yüzde 20 zam yoldaSon bir yılda kırmızı et fiyatları yüzde 10 zamlandı. Yıllık tüketim kişi başı 5 kilo azaldı ETBİR Başkanı, 2018’de kırmızı et üre ticisinin maliyetinin yüzde 3035 arttığı nı belirterek Kurban Bayramı’ndan 11.5 ay sonra kırmızı etin yüzde 20 zam lanacağını söyledi. Maliyetlerindeki artışı sattığı ürün fiyatlarına yansıtamadığından yakınan kırmızı et sanayicile ri, bayramdan sonra ete zam yapmaya hazırlanıyor. Kırmızı Et Sanayicileri ve Üreticileri Birliği Derneği (ET BİR) Başkanı Ahmet Yücesan, “2018’de kırmı zı et üreticisinin maliyeti yüzde 3035 arttı. An cak perakende fi GAMZE BAL yatlar yalnızca yüzde 10 artabil di. Yüzde 20’lik bir kaybımız varken sütteki zam yüzde 30’u, beyaz ette ki zam yüzde 37’yi buldu. Bu yüzden Kurban Bayramı’ndan 1 ya da 1.5 ay sonra kırmızı ete yüzde 20’lik bir zam gele bilir. Piyasa bu oranı kaldır mazsa da fiyatlar en az yüzde 510 artacaktır” dedi. Anormal fiyat artışı Son 10 yıldaki maliyet artışları 2018’e kadar makul seviyede artarken, ekonomik krizin derinleştiği 2018’in ağustos ayından itibaren belirgin bir şekilde artmaya başladığını ve üreticiyi zora soktuğunu kaydeden Yücesan, “Bu durum halkın satın aldığı ürünlerde de anormal fiyat artışlarına yol açtı” dedi. Öte yandan canlı hayvan ithalatı bu yılın ilk 6 ayında, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 63 azalırken, ihracatta yüzde 32’lik artış kaydedildi. Geçen yılın ilk yarısında yapılan 884 milyon dolarlık canlı hayvan ithalatı 558 milyon dolar azaldı. Tüketim 9 kiloya düştü ETBİR olarak sahada yaptıkları araştırmalar sonucunda, 2018’de yıllık kişi başı kırmızı et tüketimi 14 kilo iken 2019’da 9 kiloya düştüğünü kaydeden Ahmet Yücesan, “Sanayicinin satın aldığı ette yüzde 30, yurttaşın aldığında ise yüzde 3540 talep daralması oldu. 2018’in temmuz ve ağustos aylarında yaşadığımız olumsuz tablo, 2019’da da aynı şekilde devam ediyor. Üretim düşüyor, tüketim azalıyor. Yıl sonuna kadar da bu olumsuzluğun düzeleceğini sanmıyorum. Tablo değişmeyecek” dedi. Öte yandan, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) ve Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre, Türkiye’deki yıllık kişi başı kırmızı et tüketimi 8.6 kilo olarak öne çıktı. OECD’nin altında OECD ülkeleri ile Türkiye kıyaslandığında, Türkiye’deki tüketimin OECD tüketim ortalamasının altında kaldığı görülüyor. Buna göre, OECD ülkelerinin ortalama yıllık kişi başı kırmızı et tüketimleri 14.6 kilo iken, Türkiye’de 8.6 kilo. Aynı tablo beyaz et için de geçerli. OECD ülkeleri yıllık kişi başı 30.7 kilo beyaz et tüketirken, Türkiye’deki yıllık kişi başı beyaz et tüketimi 19.4 kilo. Geçen yıl kanatlı sektöründeki maliyet artışları en az yüzde 52.5 olmuş, ülke genelinde 14 bin üreticiyi kapsayan 18 entegre tesiste üretim yapan sermayedarlardan bazıları konkordato ilan etmiş, üreticilerin bu firmalardan alacağı birikmişti. Yi Ahmet Yücesan ne konkordatolar sebebiyle Adana ve Mersin’deki üretim tesislerinde 300 bini bulan civciv ölümleri yaşanmış, yaşanan tüm bu sıkıntılar beyaz ete ardı ardına zam gelmesine sebep olmuştu. Yalnızca 2018’in ilk 8 ayında yüzde 200 zamlanan beyaz et, TÜİK verilerine göre yalnızca 2019 Ocak’tan 2019 Temmuz’a yüzde 29.6 zamlanarak 14 TL’ye çıktı. ESK, ELDE KALAN KURBANLIKLARI SATIN ALACAK Et ve Süt Kurumu (ESK) Genel Müdürlüğü’nce Kurban Bayramı dolayısıyla pazarlara getirilen, ancak yetiştiricilerin elinde kalan kurbanlıkların kurum tarafından satın alınacağı ifade etti. Kurumdan yapılan açıklamaya göre canlı ağırlık ortalaması 400 kilogram ve üzeri, besi kondisyonu yüksek erkek sığırların canlı tartımlarından yüzde 8 tokluk firesi düşülecek. Elde edilen ağırlık 17 lira ile çarpılarak fiyatlandırılacak. Canlı ağırlık ortalaması 320399 kilogram arası erkek sığırlar için ise aynı yöntemle elde edilen ağırlık 16 lira ile çarpılacak. Ayrıca 2’nci ve 3’üncü kalite dişi kesimlik sığırların satın alma işlemleri ise canlı değil, kurumun mevcut cari alım kriterleri ve fiyatları dikkate alınarak gerçekleştirilecek. l ANKARA Pakdemirli: Fiyat artışı beklemiyorum Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Kurban Bayramı sonrası et fiyatlarında herhangi bir değişiklik beklemediklerini açıkladı. Pakdemirli, geçen günlerde katıldığı bir televizyon kanalında yaptığı açıklamada, “hayvanbilgi.tarim. gov.tr adresinden kulak küpe numarasını girerek kesilecek hayvanın tüm bilgilerine ulaşılabilir. ‘HaySag’ adlı uygulamamızdan da bilgi edinebilirler” diye konuştu. l Ekonomi Servisi Doğu ve Güneydoğu’dan Ordu’ya gelen işçiler tatile rağmen çalışıyor Onlara bayram yok VESTEL’in yürüteç projesine ödül VESTEL Beyaz Eşya, sürdürülebilirlik vizyonu çerçevesinde engelli hayvanları hayata döndüren yürüteç projesiyle Birleşik Krallık’ın en prestijli sosyal sorumluluk ödülüne layık görüldü. The International CSR Excellence Awards organizasyonunda VESTEL Beyaz Eşya bronz ödül kazandı. The Royal Academy of Dramatic Art’ta düzenlenen törende ödülü Vestel Beyaz Eşya Yönetim Sistemleri ve Müşteri İlişkileri Müdürü Memed Umut Özkaban teslim aldı. The International CSR Excellence Awards, bağımsız jürisiyle dünya çapındaki şirketlerin, kamuoyunda ses getiren ve topluma hizmet alanında en saygın sosyal sorumluluk projelerini değerlendiriyor. l Ekonomi Servisi UNIVA, en iyi öğrenci evleri listesinde Erkanlı Holding’in yatırım amaçlı öğrenci evi projesi UNIVA, dünyanın en önemli Öğrenci Evleri Birliği ASRA (The Association for Student Residential Accommodation) tarafından yapılan değerlendirmede, dünyanın en iyi uluslararası öğrenci evi markalarından biri seçildi. Kampus şeklinde dizayn edilen UNIVA öğrenci evleri, öğrencilerin sosyal ve kültürel etkinliklerini de yakından takip edebilmeleri adına aktivite, konferans ve konser alanlarını da bünyesinde bulunduruyor. UNIVA’nın Sakarya, Düzce ve Kocaeli’nde inşası devam eden 3 adet projesi bulunuyor. l Ekonomi Servisi Ordu’da Kurban Bayramı’nın fındık hasadı dönemine denk gelmesiyle, il dışından gelen mevsimlik fındık işçileri, bayramı ailelerinden uzakta fındık toplayarak geçiriyor. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden Ordu’ya gelen mevsimlik fındık işçileri, Kurban Bayramı’na rağmen çalışmalarını sürdürüp bahçede fındık toplamaya devam ediyor. Evden uzakta Batman Kozluk’tan 13 yıldır Ordu’ya fındık hasadına gelen Hasan Bağlamış (46), “Fındık hasadı bu sene bayrama denk geldi, biz de ailemizden uzakta bayramı bahçede geçiriyoruz. Bayramda da çalışıyoruz” diye konuştu. Türkiye Ziraat Odaları Bir liği (TZOB) Yönetim Kurulu üyesi Arslan Soydan, emanete bırakılan fındığın arz talep dengesini bozduğunu belirterek üreticilerin bu süreci iyi değerlendirmesi gerektiğini söyledi. Bu sezon için kaliteli kabuklu Giresun fındığı için taban fiyat kilogramda 17 lira, levant fındık için 16.5 lira olarak belirlenmişti. Sezonun ardından özellikle gurbetçiler tarafından emanete bırakılan fındık mahsulü, arz talep dengesini bozduğundan üreticilerin ihtiyaçları kadar fındıklarını satması gerektiği belirtildi. Üreticilerin fındığını emanete bırakmadan ihtiyaçları kadar bozdurması gerektiğine dikkat çeken Soydan, “Hem TMO’ya hem de serbest piyasa fındıklarını sat Mevsimlik işçiler, bu bayramı evlerinden uzakta çalışarak geçiriyor. ma imkânı var. Üreticilerimizin bunu en iyi şekilde değerlendirmeleri lazım. Emanete fındık vermeyelim. Elimizde olan fındığın da ihtiyacımız kadarını pazara indirelim. İhtiyacımız varsa satıp ihtiyaçlarımızı giderelim” diye konuştu. l Ekonomi Servisi Dışa bağımlılık fiyatları katladı Doğalgaza son yapılan yüzde 14.98 zamla birlikte son 15 ayda yapılan toplam zam yüzde 51.68’e ulaştı. Yerel se çimler öncesi ve rilen indirim sö zü unutuldu. Tü ketici Hakları Der neği (THD) Ge nel Başka nı Turhan Çakar, “Emekçi ye son bir yıl da Turhan Çakar yüz THD Genel Başkanı Turhan Çakar: Emekçiye son bir yılda yüzde 16 zam yapılırken, doğalgaza son 15 ayda yüzde 51 zam yapıldı. de 16 zam yapılırken, doğalgaza son 15 ayda yüzde 51 zam yapıldı. Satın alma gücü, yüksek zamlar karşısında düştü. Bu, yanlış enerji politikalarının sonucu olan ‘dışa bağımlı enerji politikasının’ ve var olan ekonomik politikaların bir sonucudur” dedi. Tüketici mağdur THD Başkanı Çakar, zamları ve etkilerini Cumhuriyet’e değerlendirdi. Doğalgazın yüzde 99’unun ithal ve dolara bağlı olduğunu anlatan Çakar, yanlış enerji politikalarının sonucunda enerjide dışa bağımlılığın arttığına dikkat çekti. Çakar, tüm ülkeler için enerjinin, su ve gıda ile birlikte stratejik üç maddeden biri olduğunu kaydederek “Türkiye’nin dışa bağımlı enerji politikasından kurtulması ve yerli enerji kaynaklarına dön mesi gerek. Dışa bağımlılık devam ettiği sürece tüketiciler sürekli mağdur olacak. Sadece doğalgaza değil, doğalgaza dayalı üretime de zam geliyor. Tüketiciler, yalnızca evinde tükettiği doğalgazdan değil, doğalgaza dayalı mal ve hizmetlere gelen zamdan da etkileniyor” ifadelerini kullandı. Türkiye’de yerel kaynaklara dayalı enerji politikalarıyla bu sorunun çözülebileceğine dikkat çeken Çakar, potansiyel kaynaklar üretime geçirildiğinde enerji ithalatı faturasının da düşeceğini aktardı. l ANKARA Özeltoplumsal kâr çelişkisi Bir yatırımın, bilançosuna yansıyan mali sonuçları dışında da dışsal etkileri, kâr ve zararları vardır. Yatırımın özel kârlılığı, geçerli muhasebe kurallarına göre, dış etkileri dikkate alınmadan hesaplanan kârdır. Yatırımın toplumsal kârı ise bilançosunda görülmeyen, dışsal olarak yarattığı, kâr veya verdiği zarar da göz önünde tutularak hesaplanmasıdır. Bir iki tür kârlılık arasında, çevreye, diğer işletmelerin kâr veya zararına yaptıkları etki nedeniyle, özellikle gelişmekte olan ülkelerde büyük farklılık hatta çelişki vardır. Bir yatırımın özel kârlılığı, yarattığı çevre kirliliği, neden olduğu doğa yıkımı, piyasa gücü kullanarak ucuz girdi alımı nedeniyle tedarikçilerin uğradığı gelir kaybı, fiyat yükselişi yaratması ve tüketicilerin refah azalışı dikkate alındığında, toplumsal zarara dönüşebilir. Özel olarak kârlı gözükmeyen bir yatırım; eğitim olanakları, spor alanları, sanat gösteri salonları, arıtma tesisleri, çevre temizliği, girdi alımlarıyla işletmelerde kapasite kullanım oranının yükselmesiyle sağladığı gelir artışı, tüketicilere görece daha uzun ve kaliteli mal sunumu gibi yarattığı dışsallıklarla, kalıntı değerlerinin yüksekliğiyle toplumsal açıdan çok kârlı olabilir. Kaz Dağları’nda altın arama, çıkarılma projesi özel girişimci için çok kârlı olabilir; ancak doğayı tahrip, yarattığı çevre kirliliği, yoksun bıraktığı gelirler nedeniyle toplumsal açıdan son derece zararlı bir yatırımdır. Özelsosyal kârlılık çelişkisinin de somut örneğidir. Yatırımların yanlış seçilen finansman yöntemi de özel kârlılığı artırırken, topluma gereksiz külfet yüklemektedir. Yapişletdevret (YİD) özel, toplumsal yarar çelişkisine örnektir. “YİD modeli ile toplum, cebinden tek kuruş çıkmadan tesislere, yollara, köprülere, havaalanlarına sahip oluyor” yanılgısını, ayartısını bir yana bırakmak gerekir. Toplumsal açıdan YİD maliyeti en yüksek finansman yöntemidir. Bu model (builtoperatransfer) BOT İngiltere tarafından XIX. yy’da sömürgeleri sömürme aracı olarak kullanılmıştır. YİD, girişimci açısından finansman riskleri taşımayan bir yöntemdir. Girişimciye, sermaye maliyetinin çok üstünde kâr garantisi sağlamaktadır. Yatırıma yüksek getiri sağlayacak şekilde geçiş, alım, yolcu, hasta garantisi verilmekte, toplum; gelirden yoksun kaldığı gibi, fiili geçiş, alım, yolcu, hasta bakımı garanti düzeyinin altında kaldığında, aradaki farkı yararlanmasa da ödemek zorunda kalmaktadır. Ayrıca girişimcinin, yüklenicinin kredi sağlamasını kolaylaştırmak için Hazine garantisi verildiğinde, girişimci finansman riskinden kurtulurken, Hazine koşullu olarak yükümlülük altına girmektedir. “Her şey beklendiği gibi geliştiğinde tesis, altyapı bedelsiz toplumun olacaktır” savı da yanıltıcıdır. Aradan 2549 yıl gibi uzun bir süre geçtikten sonra normal teknik, ekonomik ömrü dolmuş tesisi, altyapıyı yenilemek, esaslı tamir bakımını yapmak gerekecektir. Kalıntı değerinin de kârlılığa bir katkısı olmayacaktır. Altyapı, sosyal geliştirme yatırımlarının kamu tarafından uzun süreli kredilerle gerçekleştirilmesi YİD’e göre daha sağlıklı ve ucuz finansman seçeneğidir. KİT modeli, özel, sosyal kârlılık farklılığını nesnel olarak yansıtır. Kaldı ki KİT’ler hükümetlerin ödemedikleri görev zararları dışında topluca zarar da etmemişler, kârlı olmalarına karşın, mali sonuçları ya bilgi ya iyi niyet eksikliğiyle yanıltıcı şekilde kamuya sunulmuştur. Devletçilik aslında başarılı sonuçları olan sosyal kalkınma projesidir. Yaşadığımız sosyal ve ekonomik sorunların ağırlaşmasında yanlış kararlar, gösteriş yatırımları, kaynak savurganlığının yanı sıra özelleştirme, KİT’lerin yok edilmesi de etkili olmuştur. İktisat, kaynakların akılcı, rasyonel kullanılarak toplumsal refahı ençoklama bilimidir. Sosyal amaçlı devletçilik yanı sıra, öncü, girişimci yeteneğine sahip iş insanlarının da sosyal amaçlı yatırım projeleri desteklenerek, özel, sosyal kârlılık çelişkisi giderilerek kalkınma hızlandırılır. Sorun, tasarruf yetersizliğinden değil, birikimlerin yanlış, keyfi, savurganca toplumsal kârı yüksek yatırımlarla kullanımından kaynaklanmaktadır. Kamu yararı amaçlayan yetenekli yöneticilerle, mevcut kaynaklar, verimli kullanılarak hatta kaynaklar artırılarak sorunlara çözüm bulunabilir, en azından hafifletilir. Adanalı çiftçilere Akdeniz sineği uyarısı Seyhan Ziraat Odası Başkanı Süleyman Girmen, Akdeniz meyve sineğiyle zamanında mücadele etmek gerektiğini belirterek üretim ve ihracatta kayıplar yaşamamak için toplu mücadelenin çok önemli olduğunu belirtti. Girmen, “İhraç ettiğimiz bir tırın içindeki tonlarca üründen birine bile Akdeniz meyve sineği tarafından zarar verilmemiş olması gerekiyor. Akdeniz meyve sineği, ovadaki tuzaklarda görülmeye başlandı” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle