19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DIŞ HABERLER EDİTÖR: BETÜL BERİŞE TASARIM: EMİNE BİLGET [email protected] 73 TEMMUZ 2019 ÇARŞAMBA Haşdi Şabi tasfiye ediliyorIrak Başbakanı’nın kararnamesinde milis güçlerinin bürolarının kapatılacağı duyuruldu IŞİD ile mücadelede öne çıkan silahlı gruplara düzenli ordu ya da siyaset seçenekleri sunuldu. Irak hükümeti, 2014 yılında Şii dini lider Ali Hüseyni Sistani’nin çağrısıyla IŞİD’e karşı mücadele temelinde kurulan ve 2016’da orduya bağlanan Haşdi Şabi adlı milis güçlerine ait tüm ofislerin kapatılması talimatını verdi. İran’la bağlantılı olduğu iddia edilen, Suriye’de IŞİD’e karşı Şam tarafında savaşan milislerle ilgili Irak Başbakanı Adil Abdülmehdi tarafından önceki gün yayımlanan askeri kararnamede, tüm silahlı güçlerin Irak’ın düzenli ordusuna katılması gerektiği belirtildi. Aşiret ve etnik temelli olarak 40 ayrı birlikten oluşan Haşdi Şabi’nin yaklaşık 150 bin kişilik bir gücü olduğu Haşdi Şabi 2016’da orduya bağlanmıştı. tahmin ediliyor. Abdülmehdi’nin yayımladığı kararnamede, “31 Temmuz’a kadar kentlerde ve dışında kalan bölgelerde Haşdi Şabi’ye bağlı grupların adını taşıyan tüm bürolar kapatılacak. Haşdi Şabi gruplarına bağlı tüm ekonomik bürolar ve askeri kontrol noktaları da kapatılacak” ifadeleri kullanıldı. Milislere bağlı birlikler için verilen farklı isimlerin yerine “tugay” ve “alay” gibi askeri tanımların kullanılacağı belirtilirken, silahlı yapılara dahil olmak istemeyen grupların da siyasi parti veya örgütlere dönüşebileceği vurgulandı. Ülke siyasetinde de azımsanmayacak bir etkiye sahip olan Haşdi Şabi örgütlenmesinin destek verdiği Hadi el Emiri liderliğindeki Fetih İttifakı, geçen yıl mayıs ayında yapılan seçimleri üçüncü sırada tamamlamıştı. Sadr’dan destek Seçimlerde lideri olduğu ittifakın birinci çıktığı Şii dini lider Mukteda es Sadr, hükümetin aldığı karardan memnuniyet duyduğunu açıkladı. Kendi öncülüğündeki Sadr hareketine bağlı milis gücü Seraya esSelam’ın lağvedilmesi talimatını verdiğini duyuran dini li der, Abdülmehdi’nin kararı hakkında “Hiçbir rüzgârın sarsamayacağı güçlü devlet inşası için ilk adım niteliğindedir” ifadelerini kullandı. Irak’ta geçen yıl düzenlenen seçimler sonucunda uzun süre hükümet kurulamamış, sonunda taraflar “tarafsız” bir başbakan olarak Abdülmehdi üzerinde uzlaşmışlardı. Abdülmehdi’nin kararında, uzun yıllar ABD müdahalesi ile İran etkisi arasında sıkışan Irak’ta devlet işleyişi açısından merkezileşme ve bağımsız hareket yeteneği kazanabilme kaygısının öne çıktığı değerlendiriliyor. Kimi uzman Irak hükümetinin kararında ABD’nin baskısının etkili olduğu yorumunda bulundu. Irak son dönemde bir yandan komşusu İran’a Washington yönetimi tarafından uygulanan yaptırımlara karşı çıkarken, ülke siyasetinde de ABD’nin ülkedeki üslerinin kapatılması talebi öne çıkıyor. Rumlardan sondaja hukuki hamle Doğu Akdeniz’de AB ve ABD’nin de devreye girdiği sondaj geriliminde Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY) Türkiye’ye karşı hukuki işlem başlattığı bildirildi. GKRY’den üst düzey bir dışişleri bakanlığı yetkilisi, dün yaptığı açıklamada, adanın batı kıyılarında Türkiye adına gaz sondajına katılan üç şirket hakkında kıta sahanlığını ihlal gerekçesiyle yasal işlem başlatıldığını söyledi. Yetkili, söz konusu şirketlerin Türkiye menşeli olmadığını, ancak Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı ile işbirliği yaptıklarını belirtti. GKRY’nin Doğu Akdeniz’de “münhasır ekonomik bölge” ilan ettiği parsellerde çalışma başlatmasına, Türkiye bölgeye iki sondaj gemisi göndererek karşılık vermişti. Ankara’nın hamlesine, AB ve ABD tarafından tepki gösterilirken, Rum yönetimi Türkiye’nin bölgeye gönderdiği ilk sondaj gemisi Fatih’in ekibine tutuklama emri çıkarmıştı. GKRY dışişleri yetkilisi, yakın zamanda adanın doğu kıyılarında sondaj çalışmalarına katılacak Yavuz gemisi için de aynı adımın atılacağını söyledi. Hafter’in silahları Senato gündeminde Libya’da Birleşmiş Milletler (BM) destekli, Feyyaz el Saraj liderliğindeki Ulusal Uzlaşı Hükümeti’ne bağlı güçlerin, Tobruk merkezli Halife Hafter liderliğindeki Libya Ulusal Ordusu’ndan aldığı Giryan’da bulduğu ABD menşeli silahlar Washington’da gündem oldu. ABD Senatosu’nun Dış İlişkiler Komitesi’nden Robert Menendez, Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’ya yazdığı mektupta, Birleşik Arap Emirlikleri’nin envanterinde görünse de Hafter güçlerinde bulunan ABD yapımı Javelin antitank füzesi hakkında inceleme başlatılmasını istedi. AP’de protestolu açılış Avrupa Birliği’nin (AB) yasama organı olarak tanımlanan Avrupa Parlamentosu (AP), geçen mayısta yapılan seçimlerde göreve gelen yeni milletvekilleriyle dün çalışmalarına başladı. Strazburg’daki meclisin ilk oturumuna genel kurul salonunda ve dışarıda yapılan protestolar damga vurdu. Genel kurul salonundaki protestolarda öne çıkan gündem İngiltere’nin AB’den çıkış süreci (Brexit) oldu. İngiltere’de yapılan AP seçimlerinde en yüksek oyu alan, aşırı sağcı Nigel Farage’ın liderliğindeki Brexit partisi milletvekilleri, açılışta çalınan Avrupa marşı sırasında orkestraya sırtlarını döndü. Brüksel ile Londra arasında uzlaşıya varılan Brexit anlaşmasının İngiliz parlamentosunda üç kez reddedilmesinin ardından oluşan belirsizlik, seçimlerde sıkı Brexit taraftarı Farage’ın partisini güçlendirmişti. AB yanlısı Liberal Demokratların ise üzerinde “Stop Brexit” (Brexit’i Durdur) yazan sarı renkli tişörtler giydiği görüldü. Parlamento binası önünde ise Madrid mahkemesinin AP üyeliğini engellediği ayrılıkçı Katalan siyasiler için eylem yapıldı. Binlerce gösterici, İspanyol makamlarının aralarında eski Katalonya Özerk Yönetimi Başkanı Carles Puigdemont’un da olduğu, AP seçimlerini kazanan üç Katalan siyasetçiye mazbatalarını teslim etmemesini protesto etti. Kimi Katalan siyasetçiler, 2017 yılında tek taraflı yapılan bağımsızlık referandumunun ardından tutuklanmış veya tutuklanma endişesiyle yurtdışına çıkmıştı. Uzlaşı sağlandı Avrupa Birliği’ne (AB) üye 28 ülkenin liderleri haftalardır süren pazarlıkların ardından AB kurumlarının üst düzey yönetimine getirilecek yeni isimler konusunda uzlaşmaya vardı. Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda AB liderlerinin Almanya Savunma Bakanı Ursula von der Leyen’i Avrupa Birliği Komisyonu Başkanlığı görevine resmen aday gösterdiğini bildirdi. Tusk, Belçika Başbakanı Charles Michel’in Avrupa Konseyi Başkanlığı, Uluslararası Para Fonu (IMF) Parlamento binası önünde Madrid mahkemesinin AP üyeliğini engellediği ayrılıkçı Katalan siyasiler için eylem yapıldı. İngiltere’de yapılan AP seçimlerinde en yüksek oyu alan, aşırı sağcı Nigel Farage’ın liderliğindeki Brexit partisi milletvekilleri ise açılışta çalınan Avrupa marşı sırasında orkestraya sırtlarını döndü. Başkanı Christine Lagarde’ın Avrupa Merkez Bankası Başkanlığı, İspanya Dışişleri Bakanı Josep Borrell Fontelles’in de AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilciliği görevine resmen aday gösterildiğini duyurdu. Michel dışında diğer adaylar için AP’nin onayı gerekiyor. Aday gösterilen Christine Lagarde’ın geçici olarak IMF başkanlığı görevini askıya aldığı öğrenildi. Lagarde, “IMF Yönetim Kurulu Etik Komitesi’ne danışarak, adaylık döneminde IMF’deki sorumluluklarımı geçici olarak bırakmaya karar verdim” açıklamasında bulundu. Çin’den, parlamento işgaline kınama Hong Kong’da önceki gün özerk yönetimin Çin’e bağlanmasının 22. yıldönümünde meclis binasını basan protestocuları “ultraradikaller” olarak nitelendiren Pekin hükümeti, göstericileri destekleyen ABD ve İngiltere’yi de iç işlerine karışmakla suçladı. Pekin’den, “Protestocular hukukun üstünlüğü ilkesini çiğneyerek ciddi yasadışı eylemlerde bulundu” açıklaması geldi. “Vahşi saldırganların soruşturulması” çağrısı yapıldı. Pekin hükümetine yakın Hong Kong lideri Carrie Lam, “Bu eylemleri ciddi şekilde kınamalıyız, çünkü Hong Kong’da hiçbir şey hukukun egemenliğinden üstün değildir” dedi. Trump’tan destek Olayların ardından ABD Başkanı Donald Trump, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada “göstericilerin demokrasi arayışında olduğunu, ancak bazı hükümetlerin demokrasi istemediğini” belirtti. İngil tere Dışişleri Bakanı Jeremy Hunt ise Hong Kong’un Çin’e devredilmesinin ardından bölgenin yönetimine dair imzaladıkları deklarasyonun halen geçerli olduğunu, son gösterilerin bu deklarasyonun önemini ortaya çıkardığını belirtti. Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Geng Shuang, ABD ve İngiltere’yi, Hong Kong ve dolayısıyla Çin’in iç işlerine karışmakla suçlayarak “yasaları ihlal edenlerin hiçbir şekilde desteklenmemesi gerektiğini” söyledi. Hong Kong’da zanlıların Çin’e iadesini kolaylaştıran yasa tasarısına karşı haftalardır süren kitlesel protestoların ardından geçen ay yasanın parlamentoda görüşülmesi askıya alınmıştı. Ancak protestocular Lam’in istifasını talep ediyor. Meclis binasının camlarını kıran eylemciler, duvarlara grafiti çizmiş, bazı liderlerin portrelerini indirmişti. İngiltere sömürgesi döneminde kullanılan Hong Kong bayrakları da parlamento salonuna asılmıştı. Göçmenleri kurtaran kaptan serbest Akdeniz’de kurtardığı göçmenlerle iki haftayı aşkın süre limana yanaşma izni bekleyen ve geçen günlerde İtalya’nın Lampedusa Limanı’na izinsiz yanaştıktan sonra gözaltına alınan kaptan Carola Rackete, dün akşam saatlerinde serbest bırakıldı. Sputnik’in haberine göre, Sicilya’daki mahkeme, Almanya vatandaşı olan Rackete’nin ev hapsinin kaldırılmasına hükmetti. İtalya İçişleri Bakanı Matteo Salvini Rackete’nin sınırdışı edilebileceğini söylerken, Rackete’nin ülkesi Almanya’ya dönmesi bekleniyor. l Haber Merkezi Rusya’da denizaltı faciası Rus donanmasına ait keşif görevini yapan bir denizaltıda çıkan yangında 14 denizci yaşamını yitirdi. Denizcilerin dumandan zehirlenerek öldüğünü açıklayan yetkililer, denizaltının sınıfına dair detaylı bilgi vermezken Rus medyasına yansıyan haberlerde kazanın nükleer bir denizaltıda yaşandığı öne sürüldü. İddiaların ardından Norveç Radyasyon ve Nükleer Güvenlik Dairesi bölgede çok yüksek radyasyon seviyelerinin gözlemlenmediğini belirtti. Rus Savunma Bakanlığı, yangının aracın deniz derinliğini ölçtüğü sırada çıktığını duyurdu. Yangın, 2000’de Rusya’ya ait nükleer denizaltı Kursk’un battığı ve 118 kişilik mürettabatın tamamının hayatını kaybettiği kazasıyı akıllara getirdi. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, dün önceden planlanan bir programını iptal ederek Savunma Bakanı Sergey Şoygu ile bir görüşme gerçekleştirdi. Putin’in, kaza ile ilgili soruşturma başlatılması emri verdiği açıklandı. ABD’de olağanüstü hareketlilik Putin’in programını iptal etmesi ile ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence’in dün New Hampshire’daki programını son dakikada iptal ederek aniden Washington’a dönme kararı dünya çapında merak konusu olmuştu. Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada ise “Acil bir durum olmadığı, Başkan Donald Trump’ın sağlık durumunun iyi olduğu, Pence’in en kısa zamanda New Hampshire ziyaretini gerçekleştireceği” kaydedilmişti. Yaşanan olağanüstü hareketlilik üzerine ABD basınında, Beyaz Saray’ın İran’a yönelik “askeri operasyon” düzenlemeyi düşündüğü haberleri yer aldı. İddiaların, önceki gün İran’ın zenginleştirilmiş uranyum stok sınırını aştığını duyurması üzerine gelmesi dikkat çekti. BMSDG uzlaşısına sert tepki Ankara’nın terör örgütü olarak gördüğü YPG’nin ana unsurunu oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG), bünyesindeki çocuk savaşçıların bırakılması için Birleşmiş Milletler (BM) ile bir anlaşma imzaladı. Ankara’dan anlaşmaya kınama geldi. SDG’nin bünyesindeki çocuk savaşçıları bırakmasını öngören anlaşmanın, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in silahlı çatışmalarda çocuklar konusundaki özel temsilcisi Virginia Gamba ile SDG komutanlarından Mazlum Kobani kod adlı Ferhat Abdi Şahin tarafından 29 Haziran’da BM’nin Cenevre Ofisi’nde imzalandığı belirtildi. Dışişleri Bakanlığı ise anlaşmaya tepki gösterdi. Yapılan yazılı açıklamada, “BM’nin PKK teröristi Ferhat Abdi Şahin ile BM’nin Cenevre Ofisi’nde üyelerin bilgisi dışında bir araya gelerek anlaşma imzalamasının şiddetle kınandığı” bildirildi. BM makamları nezdinde derhal gerekli girişimlerde bulunduğu vurgulandı. BM’nin terör örgütü PKK/PYD/YPG’nin çocuklara karşı zorla silah altına alma dahil en ağır insancıl ve uluslararası hukuk suçlarını işlediğini teyit etmesinin, terör örgütünün sicilinin bir kere daha gözler önüne serilmesi bakımından önemli olduğuna işaret edilen açıklamada, “Ancak BM’nin bu sorunu çözmek için eli kanlı terör örgütünü muhatap alması asla kabul edilemez” değerlendirmesinde bulunuldu. ‘Meşruiyet kazandırmadı’ BM sözcüsü Stephane Dujarric anlaşmanın SDG’ye meşruiyet kazandırmadığını, anlaşmanın amacının çocukları savaştan uzak tutmak olduğunu söyledi. AA muhabirine konuşan BM Cenevre Ofisi genel direktörünün basın sözcüsü ise planın “güvenlik sebeplerinden dolayı kamuoyuna duyurulmadığını” savundu. BM’nin geçen yıl yayımladığı bir raporda, SDG bünyesinde 263 erkek ve 152 kız çocuğun bulunduğu tespit edilmişti. İran’a ‘anlaşmada kal’ çağrısı Birleşmiş Milletler (BM), İran’ın zenginleşti rilmiş uranyum stok limitinin nükleer anlaşmada belirtilen 300 kilogram seviyesini aştığını açıklamasının ardından Tahran’a nükleer anlaşmaya bağlı kalma çağrısında bulundu. BM Genel Sekreter Sözcüsü Stephane Dujarric, İran’ın bu kararının “endişe verici” olduğunu belirterek “Bu, anlaşmanın korunmasına yardımcı olmayacak ve İran halkını anlaşmanın somut ekonomik faydalarından mahrum bırakacak” dedi. İngiltere Dışişleri Bakanı Jeremy Hunt, “Biz anlaşmayı korumak istiyoruz, ancak İran anlaşmayı bozarsa o zaman biz de çıkarız” yorumunu yaptı. Almanya ve Çin’den de Tahran’ın adımının endişe verici olduğu çıkışı yükselirken Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un ofisinden, “İran’ın anlaşma şartlarına uyması ve anlaşmanın ekonomik avantajlarından faydalanması için TahranWashington arasındaki sorunların çözümü konusunda çalışmaya devam edileceği” açıklaması geldi. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ise İran’a anlaşmanın temel hükümlerini yerine getirme, duygularına yenik düşmeme ve soğukkanlılığını koruma çağrısı yaptı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle