23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KÜLTÜR EDİTÖR: ORHUN ATMIŞ TASARIM: EMİNE BİLGET 133 TEMMUZ 2019 ÇARŞAMBA (Görsel 1) Fatih ve Cem’in tablosu satışta! ÖZGEN ACAR Venedikli ressam Gentile Bellini’nin yaptığı Fatih Sultan Mehmet’in (14321481) ünlü resminden sonra (Görsel 1) ortaya çıkan ve oğlu Cem Sultan ile birlikte olduğu düşünülen resmi, (Görsel 2) perşembe günü Londra’da yeniden müzayedeye çıkarılıyor. Fatih, döneminin ünlü res (Görsel 2) samı Bellini’yi “portresini” yapmak üzere İstanbul’a “Venedik Kültür Elçisi” olarak 1479’da davet etmişti. Fatih Sultan Mehmet’in ünlü resmi, Londra’da “Victoria and Albert Müzesi’nde” sergileniyor. Bellini’nin  (14291507), cam üzerine, yağlı boyayla yaptığı (33x45cm) boyutundaki, ikili portre ise 200 yıldır aynı aile ce korunuyordu. 2015’te Sothby’s’in Londra’da müzayedeye çıkardığı tablo, 965 bin sterline, o zamanki TL değeri ile yaklaşık 4 milyon liraya satılmıştı. Christie’s müzayede evi ise aynı tabloyu, bu kez 800 bin sterlin (TL’nin bugünkü değeri ile 5.7 milyon liralık) ön tahmini bir rakamla ve 2015 satış fiyatından daha düşük bir rakama “Londra Satış Haftası” etkinliği içinde satışa çıkarıyor. Sanatçının eserleri Rengim Gökmen yönetimindeki orkestrayla seslendirildi Alkışlarla Zülfü Livaneli’nin “Sevdalım Hayat” projesinin İstanbul ayağı sona erdi. İlk gün İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iki gün... Ekrem İmamoğlu ve CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun katılımıyla coşkulu anların yaşandığı konserin ikinci gününde ise Berkin Elvan’ın ailesi etkinliği izledi. Sanatçı Zülfü Livaneli’nin “Sevdalım Hayat” senfoni, anlatı, belgesel gibi birçok içeriği barındıran konseri İstanbul bölümünü büyük bir coşkuyla tamamladı. Pazar günkü konse re katılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun rüzgârı ORHUN önceki gün de sürdü. ZülATMIŞ fü Livaneli, birkaç kez İmamoğlu’yla ilgili anılarını ve düşüncelerini paylaştığında olduğu gibi, sahnede bulunan dev ekranda İmamoğlu’nun fotoğrafının görüldüğü zamanlarda da tüm Harbiye alkışlarıyla İBB Başkanı’na desteğini gösterdi. ‘Berkin unutulmuyacak’ Livaneli’nin ikinci günkü konserine katılanlar arasında Gezi Direnişi sırasında polisin attığı gaz fişeği sonucu 15 yaşında hayatını kaybeden Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan ve babası Sami Elvan da vardı. Konserin sonlarına doğru şair Ülkü Tamer’in şiirinden bestelediği “Memik Oğlan” seslendirilmeden önce Elvan ailesini selamlayan sanatçı, “Biz artık ağıt yazmak istemiyoruz ama ne yazık ki bestelediğimiz şiirler ağıta dönüşüyor” dedi ve “Berkin’in adı hiç unutulmayacak” diye İlk günkü konsere katılan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Livaneli’ye sahnede çiçek sunmuştu. konuştu. Harbiye’yi dolduran kalabalık da Gülsüm ve Sami Elvan’a alkışlarla destek olurken kalabalık, şarkıya gözyaşları içerisinde eşlik etti. “Sevdalım Hayat” konseri, orkestra şefi Rengim Gökmen’le Livaneli’yi aynı sahnede buluşturması açısından da önem arz ediyor. Öte yandan Livaneli’nin şarkıları zaman zaman solistler Zeynep Halvaşi ve Teyfik Rodos tarafından okunurken, büyük sanatçı da bazı şarkılarda ikiliye eşlik ediyor. Konserin açılışı ise bu proje için Oğuzhan Nâzım’ın özel olarak bestelediği “Livaneli Üvertürü” ile yapılıyor. Önceki gün, ilk olarak “Merhaba” şarkısını seslendirmek için sahneye çıkan Livaneli, “Ben uzun zamandır konser vermiyordum ancak Rengim Gökmen ve böyle muhteşem bir orkestra ile bu sahnede olmayı geri çeviremedim” sözleriyle projeye olan beğenisini dile getirdi. Konser boyunca Livaneli, daha önce hiçbir yerde anlatma dığı hayatından kesitler ve bestelerinin hikâyelerini de seyirciyle paylaştı. Sanatçının, 44 yıl boyunca dostluğunu sürdürdüğü Yaşar Kemal’le olan anıları ya da sürgün zamanlarında Fransa’da Abidin Dino ile yaşadıkları izleyicileri duygulandırdı. Livaneli, yer yer duygulandırdığı kadar anlattıklarıyla birçok kez Harbiye’yi güldürdü. ‘Ey Özgürlük’ Konserde Livaneli’nin yazıp yönettiği ve müziklerini bestelediği “Yer Demir Gök Bakır” ve yine Livaneli’nin yazıp yönettiği “Veda” filminin müzikleri senfoni orkestrası tarafından seslendirildi. “Ey Özgürlük” şarkısıyla konseri sonlandırmadan önce konuşan Livaneli, şu an hapiste bulunan Cumhuriyet gazetesi eski yazar ve yöneticilerine, Osman Kavala’ya, Selahattin Demirtaş’a ve tüm siyasi tutuklulara “özgürlük” dileğinde bulundu. Harbiye’deki iki günün ardından turneye çıkacak olan Zülfü Livaneli ile “Sevdalım Hayat”ın programı şöyle: 21 Temmuz Pazar / Bodrum Antik Tiyatro, 2 Ağustos Cuma Kuşadası AVM Açıkhava, 3 Ağustos Cumartesi / Çeşme Amfi Tiyatro, 9 Ağustos Cuma / Datça Amfi Tiyatro, 23 Ağustos Cuma / Bodrum Antik Tiyatro. bir tavsiyedir İzmir’e görkemli kapanış İzmir Kültür Sanat ve Eğitim Vakfı’nın (İKSEV), Kültür ve Turizm Bakanlığı, İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmir Kalkınma Ajansı’nın katkıları, Eczacıbaşı Topluluğu’nun ana sponsorluğu, Portekiz Büyükelçiliği, İzmir İtalya Konsolosluğu ve İzmir Goethe Enstitüsü işbirliği ile düzenlediği 33. Uluslararası İzmir Festivali, önceki akşam Şangay Filarmoni eşliğinde piyanist Fazıl Say’ın konseri ile sona erdi. Şangay Filarmoni Orkestrası konsere daimi şefleri Liang Zhang yönetiminde Çinli besteci Ye Xiaogang’ın “The Fading Ginkgo Biloba” eseri ile başladı. Ardından Fazıl Say, orkestra eşliğinde L. Van Beethoven’ın 3 numaralı piyano konçertosunu seslendirdi. Say, dinleyicilerin coşkulu alkışlarına Kara Toprak eseri ile teşekkür etti. Konser Dvorak’ın görkemli 6. Senfonisi ile sona erdi. l İZMİR / Cumhuriyet Gözlükule Mersin’in Tarsus ilçesinde, geçmişinin neolitik çağsa kadar tarihe ışık uzandığı değerlendirilen Gözlükule Höyüğü’nde bu yılki kazı çalışmalarına başlandı. Kazı ekibi sorumlu tutuyor su ABD Macalester Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Serdar Yalçın, kazı alanın da yaptığı açıklamada, Gözlükule’nin yaklaşık 8 bin yıllık tarihe sahip Tarsus’un en eski yerleşim birimi olduğunu söyledi. Höyüğün Anadolu arkeolojisinde çok önemli yeri bulunduğunun altını çizen Yalçın, 2007 yılında başlatılan kazı çalışmaları sırasında Tarsus’un tarihine ışık tutacak bulgulara ulaşıldığını vurguladı. l AA Açık havada tiyatro keyfi Kadıköy Belediyesi’nin 17 yıldır düzenlediği tiyatro festivali, Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı’nın da katılımı ile başladı. Selamiçeşme Özgürlük Parkı Amfi Tiyatro’da düzenlenen festival kapsamında 14 oyun seyirciyle buluşacak. Festivalin açılışı Kedi Sahne Sanatları’nın hazırladığı “Çiçekçi Sokağı Cinayeti” ile yapıldı. Festival kapsamında bugün saat 21.00’de “Tamamla Bizi Ey Aşk” adlı oyun Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu’nda sahnelenecek. Saat 21.00’de sahnelenecek oyunların davetiyeleri, oyunun sahneleneceği gün 14.0018.30 arasında Kadıköy Belediyesi’nin Caddebostan Kültür Merkezi, Kozyatağı Kültür Merkezi, Süreyya Operası ve Halis Kurtça Çocuk Kültür Merkezi gişelerinden alınabilecek. Ölüme değil yaşama övgü 47. İstanbul Müzik Festivali’nin geçen hafta son iki etkinliğini izledik: Birisi Brahms’ın “Bir Alman Requiem”i, diğeri Beethoven’ın 3. piyano konçertosuydu. Festivalin söylemi, “Var Olmanın Aydınlığı / Var Olmanın Karanlığı” kavramını en güzel yaşatan konser Brahms’ın “Bir Alman Requiemi” oldu. Requiem, ölüm duası için bestelenmiş, orkestra, koro ve solistler tarafından seslendirilen müziktir. Genelde beş bölüm olan tarihteki en ünlü requiemler, Mozart, Verdi ve Berlioz tarafından yazılmıştır. Brahms, Requiem’ini 1869’da 7 bölümlü olarak tamamlamış, öncekiler gibi Katolik kilisesinin Latincesini değil, Almanca dili kullanmış. Genelde koronun şarkılarıyla örülü bu requiemde bir soprano ve bir bariton solo vardır. Festivalde bu yapıt şef Gijs Leenars yönetimindeki Berlin Radyo Korosu, soprano Iwona Sabotka ve bariton John Brancy solistliğinde seslendirildi. Ancak bir orkestrayla değil, piyanoda dört ele indirgenmiş olarak, Philip Mayers ve Angela Gassenhuber’in eşliğinde çalındı. Zorlu PSM’nin sahnesinde izleyiciler, piyanistler ve şarkıcılarla yan yana, aynı mekândaydık. Yaratıcı bir dramaturji sanatçılarla izleyicileri iç içe örmüş; herkesi müziğin bir parçası haline getirmişti. Koro üyeleri ise birbirlerinden ayrılıp, teker teker seyirciyle kaynaştıklarında şarkılarını güçlü birer solist gibi söylüyorlardı. Brahms, requiem yapısını kullandığı halde, müzik tarihine kendinden önceki besteciler gibi acıklı bir mersiye bırakmamış. Reji de ölümlü olmaya dövünmek yerine, sahnedekileri gerçekçi bir şekilde barıştıran nitelikteydi. Eserin odağında yaşam ve insan vardı. Birden tavandan dökülen salıncaklarda sallanmaya başlayan solistler ve koristler, biraz sonra dinleyicileri elinden tutup sahnenin ortasına kendi aralarına çektiler. Yedinci bölümde artık herkes sahnenin ortasında, iç içeydi. Yanı başınızda, sırtınızda önünüzde bir koro üyesi dolaşarak son satırları söylüyor, bir köşede ölümü simgeleyen beyaz giysili genç bir kız ışıklar altında yatıyor. Salondaki tek aydınlık köşe o kızın, “ölüm”ün üstündeydi. Biz izleyiciler, karanlığın ortasında, yerde bağdaş kurmuş oturuyoruz. 20 dakikadır mı, dünden beri mi, birkaç yıldır mı oturuyoruz? Brahms’ın müziğiyle kendi içimize dönüyoruz. İçimizdeki ölüm acısını veya yaşam sevincini Brahms ile paylaşıyoruz. Requiem sona erdiğinde ölüm korkusunu bile yenebilecek güce kavuşarak, sanatın yüceliğine sığınmıştık. Beethoven yılına doğru son konser Festival programının son konseri, Fazıl Say’ın solistliğinde, dünyanın öbür ucundan gelmiş, Liang Zhang yönetimindeki Şanghay Filarmoni Orkestrası eşliğinde yapıldı. Fazıl, Beethoven’in beş piyano konçertosu arasından en çok çaldığı 3. konçertosunu kendine özgü imzasıyla seslendirdi. Böylece önümüzdeki “Beethoven Yılı”na bir gönderme daha yapılmış oldu. Ancak bu, katalogda yazdığı gibi son konser değildi, çünkü İstanbul’daki belediye başkanı seçimine rastlayan Hakan Şensoy yönetimindeki Cameristi della Scala Orkestrası’nın konseri mecburen daha ileriye, 8 Temmuz’a atılmıştı. Bu yılki festivalin hemen her konserinden kulağımızda iz bırakan özellikler vardı. Kiminde ilk kez dinlediğimiz bir çellist, kiminde Diabelli Çeşitlemeleri’nin unutulmazlığı, kiminde ilk kez seslendirilen ve bu festival için bestelenmiş yapıtlar, kiminde Aya İrini kubbesiyle tümleşen bir koro, kiminde Soktakoviç’in kıvılcımlar saçan yapıtları, kiminde bir trionun bütünlüğü, kiminde sahneyle dinleyicinin bütünleşmesi. Danslar yarışacak Red Bull Dance Your Style yarışmasın da mücadele verecek dansçılar belli oldu. Yarışma, 7 Temmuz Pazar günü saat 18.00’de İzmir Karantina Parkı’nda düzenlenecek. Breaking, hip hop, popping, house dance gibi sokak dansı stillerinin sergileneceği yarışmada kadın ve erkek dansçılar, birer dakikalık performanslarıyla yarışacak. 16 finalist piste çıktıkları anda çıkan şarkıya uygun olarak dans ederek teke tek mücadele verecek. Yarışın birincisini ise, seyirci oyları belirleyecek. l Kültür Servisi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle