19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 29 TEMMUZ 2019 PAZARTESİ EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK TASARIM: İLKNUR FİLİZ KÜLTÜR İzmir Film Festivali’nde ödüller sahiplerini buldu. Yarışmada 110 ülkeden yaklaşık 4 milyon oy kullanıldı ‘Müslüm’ en iyi film seçildi Türkiye’nin ilk ve tek vizyon filmleri yarışması olan İzmir Film Festivali’nde ödüller sahiplerini buldu. 110 ülkeden 4 milyondan fazla oyun kullanıldığı yarışmada “Müslüm” en iyi film seçilirken toplam 9 dalda ödül aldı. “Deliler: Fatih’in Fermanı” adlı film ise en iyi oyuncu ödülü dahil 5 dalda ödül kazandı. Kültür ve Turizm Bakanlığı ve İzmir Büyükşehir Belediyesi destekleri ile Asitem / Sinema ve Televizyoncular Meslek Birliği tarafından organize edilen İzmir Film Festivali’nde Altın Artemis ödülleri sahiplerini buldu. Kültürpark Lozan girişinde kurulan tören alanında tüm İzmirliler sinemanın yıldızları ile buluştu. İzmir’in kısa zamanda ülke sınırlarını aşan bir film festivaline kavuştuğunu söyleyen Asitem / Sinema ve Televizyoncular Meslek Birliği Başkanı Muammer Sarıkaya, “Tarihler boyu ilkleri ortaya koyan İzmir, bu film festivali ile de bir ilke imza atmayı başarmıştır. Halkoylaması ile ödüllerin verildiği bu festival daha ikinci yılında tüm sinemacıların önem verdiği ve takip ettiği, ödül almayı umut ettiği bir yarışmaya dönüşmüştür” dedi. İzmir Film Festivali’nin bu özelliği ile diğer festivallerin önüne geçtiğini belirten Asitem / Sinema ve Televizyoncular Meslek Birliği Başkanı Muammer Sarıkaya, “110 ülkeden 4 milyon oy kullanıldı. İnanılması zor olan bu başarımızı daha da ileri taşımak, gelecek yıl 5 ila 10 milyon oy kullanılmasını sağlayacağız. İzmir’in ve Türkiye’nin tanıtımı için bunu büyüterek yapacağız” dedi. İzmir Film Festivali için kentten büyük destek gördüklerini belirten Sarıkaya, “Özellikle Kültür ve Turizm Bakanlığı ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bize kucak açması, güvenmesi, destek vermesi bu festivalin kısa zamanda daha büyük kitlelere ulaşmasını sağladı. Bu festivali gelecek yıl 30 ilçenin tamamına yayacağız” diye konuştu. l İzmir /Cumhuriyet ‘Takım çalışmasına TELEVİZYON Hazırlayan: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK The Handmaid’s Tale’in 4. sezonu geliyor Margaret Atwood’un aynı adlı, çok satan romanından uyarlanan ve ilk sezonundan itibaren Altın Küre ve Emmy dahil sayısız ödül kazanan The Handmaid’s Tale dizisi, 4. sezon onayını aldı. İki Altın Küre ödüllü oyuncu Elisabeth Moss’un başrolünde yer aldığı The Handmaid’s Tale dizisi Hulu kanalında üçüncü sezon bölümleriyle izleyici karşısına çıkmaya devam ederken üç bölüm sonra final yapmaya hazırlanıyor. Dizinin yeni sezonunun prömiyer tarihi ise henüz duyurulmadı. The Handmaid’s Tale, Margaret Atwood’un çok satan, aynı adlı romanından uyarlandı. Distopik yazının en önemli eserlerinden biri olarak gösterilen hikâye, kadınların çalışma hakkının olmadığı ve devlet mülkü olarak popülasyonu artırmak için damızlığa zorlandıkları bir dünyada yaşanan hayatta kalma mücadelelerini işliyor. YAYIN AKIŞI Pera Müzesi Genel Müdürü Özalp Birol ile yaptığımız sohbete devam ediyoruz. Gençliğinde voleybol oynadığını ve bu yüzden de takım çalışmasına önem verdiğini söyleyen Birol, tam bir okuma oburu olduğunu ve INANIRIM’özellikle Atatürk ile ilgili her yayını okumaya çalıştığını belirtiyor. n Müzedeki işleyişten bahse decek olursak, siz burada tek karar verici olarak mı hareket ediyorsunuz, özellikle sergiler konusunda soru yorum, yoksa va kıf da belli bir söz hakkı kullanıyor mu? Ve tabii, eki EMRAH KOLUKISA binizle nasıl çalışıyorsunuz. Ben yöneticilik hayatımda hep takım oyunu oy namaya çalıştım. Belki gençlik yıllarımda voleybol oynamış ol manın ve Mehmet Fuat gibi, spor alanındaki adı da Mehmet Ben gü gibi bir antrenörün öğrenci si olmanın da bir refleksi olabilir bu. Voleybol bana göre en geliş miş takım oyunudur, çünkü orta da bir file olduğu için rakip takı mın oyuncularını ittirerek, kaktı rarak, döverek, vurarak hiçbir şey yapamazsınız. Kendinize ayrılan alanda kendi takım arkadaşları nızla bir maharet gösterip pasla şarak bir sonuca gitmek, hedefe ilerlemek durumundasınızdır. O bakımdan daha medeni bir oyun dur diyebilirim. Ben de iş haya tımda bu şekilde çalışmaya çalış tım açıkcası. Dolayısıyla beni is tihdam ettiğinde Kıraç ailesi her halde bu özelliklerimi de dikka te aldılar ve çalışma süresince de bana bu konuda özgürlük verdi ler. Yani benim önerdiğim model leri kabul ettiler ve desteklediler. Daha net cevap olarak şunu söy leyebilirim: Birincisi ben tek ba şıma karar alabilecek kadar hiç bir bir zaman donanımlı görme dim kendimi. Çünkü bu bambaş ka bir şey. Sanatın öyle açılımları var ki her konuyu bilirim deyip at layamazsınız. Yönetici olarak ba siretli olmak, bilmediğiniz husus ları kabul etmek, bilen insanla rı bir araya getirerek onlarla ça lışmak durumundasınız. Danış manlarımız vardır. Kendi vakıf ko leksiyonlarımızla ilgili danışman VEDAT ARIK larımız ayrı, odaklandığımız projelerde proje bazında çalıştığımız danışmanlarımız ayrıdır. En azından bilmediğimizi danışma basireti gösteren bir kurum ve kadro olduğumuzu söyleyebilirim. Ama bu hiçbir şey bilmiyoruz anlamına gelmiyor. Ne yaptığımızı aslında çok iyi biliyoruz ama yeterli olmadığımızı düşündüğümüz konularda mutlaka iyi bilen insanlara, ekiplere danışırız ya da kurumlarla işbirliği yaparız. ‘Beyoğlu’nu terk etmeyeceğiz’ n Pera Müzesi’nin kurulduğu 2004’ten bu yana Beyoğlu bölgesi çok değişim geçirdi ve birçok sanat kurumu buradan taşınmaya başladı. Arter yakında Dolapdere’de büyük bir mekânda yeniden açılacak, İstanbul Modern zaten geçici olarak buraya gelmişti, onlar da gidecek. Pera Müzesi’nin buradan çıkıp daha büyük bir yere taşınmak gibi bir planı var mı? Şu aşamada öyle bir planımız yok açıkcası. Geçmişe baktığımızda şöyle bir önerim olmuştu kurucularımıza ve onlar da bu ‘1970’LERİN FUTBOLUNDA TAKILDIM KALDIM’ n Maça gitmek var mı peki? Biliyor musunuz, hayatımda iki ya da üç defa futbol maçına gitmişimdir. Hiçbir zaman ağır futbol merakım olmadı. 1970’lerin futbolunda takıldım kaldım. Didi’nin antrenörlüğü ve Brian Birch’ün Galatasaray’ın antrenörü olduğu zamanlar benim için altın ilgi yıllarıydı. Çünkü ben Kadıköy Ortaokulu’nda okudum. Fena bir öğrenci değildim. İftiharı garantilediğim zaman devamsızlık hakkımın bir bölümünü hemen yakındaki Fenerbahçe stadına kaçarak ve burada ki antrenmanları izleyerek kullanırdım. Didi ile benim bir hukukum vardı. Bana imzalı resim bile vermişti. Çok iyi bir adamdı o, çok tatlı adamdı. Hatırlıyorum, düşen yaprak mıydı, sonbahar yaprağı mıydı, kendine özgü bir frikik atışı vardı onun. O zamanlar da Fenerbahçe’de Cemil Turan’la beraber Osman Arpacıoğlu yine çok gol atan, hatta “Bay Gol” adını takmışlardı ona o zaman, iyi futbolcu, fırsatçı, çok golcü bir beyefendi vardı. Bu Didi onu pek severdi herhalde, özel olarak frikiği ona çalıştı rıyordu. O zamanlar tabii şimdiki imkânlar yok, tahta perde koyarlardı kalenin önüne, bir açı verirlerdi ona, baraj olarak, futbolcu görmezdi arka tarafı... O öyle bir usturuplu vuruyordu ki, top gidip kalenin orada adeta düşüyordu. Düşen yaprak gibi yani. Cemil Turan vardı işte, ama bir de Galatasaraylı Metin Kurt tabii, müthiş bir adamdı, tutulmaz biriydi. Aldı mı topu giderdi yani. Bir de onu kendine özgü sosyalist görüşleri nedeniyle çok severdim ben. O yüzden adamcağız çok çekti, harcandı zaten. na sıcak bakmışlardı; İnan Bey ile konuştuğumuzda Frank Gehry ile yapmayı planladığımız Suna Kıraç Kültür Merkezi projesi hayata geçirilmiş olsaydı o kültür merkezinin altında özellikle modern ve çağdaş sanata yönelik belki Pera Müzesi’nin “Pera Modern”, “Pera Çağdaş” gibi bir uzantısı olarak nitelendirilebilecek, yaklaşık 1000 metrekarelik bir mekân olacaktı ama olmadı. Dolayısıyla şu an tekrar o projeye eğilemediğimiz için yeni bir büyüme şu an için söz konusu değil ama demokraside çareler tükenmez. Bu netice itibarıyla gerçekten bıçak kemiğe dayanırsa, kurucularımız bu konuda çok duyarlı insanlardır, hep birlikte oturur bir çözüm geliştirir, bizden bir sonraki jenerasyona da yönetim olarak iyi bir emanet hazırlayarak teslim edebiliriz gibi geliyor bana. Ama şu anda kısa dönemde böyle bir projemiz yok. n Biraz konuyu dağıtalım mı? Neler okuyorsunuz örneğin? Okuma oburuyum ben, yani şöyle, evin her yerinde kitap vardır, banyo dahil. Ve geniş bir alanda okuduğumu söyleyebili rim. Doğal olarak sanatla ilgili yayınları okumaya çalışıyorum. Felsefeyi çok severim, onu okumaya çalışıyorum. Atatürk ile ilgili olarak yayımlanan becerebildiğim kadar bütün kitapları okuduğumu söyleyebilirim. Bunları işte Özdil ile Çalışlar’ın da kitaplarını alıp mukayese ederek ve kaynakları da kontrol ederek yapmaya çalışıyorum ya da işte Alev Coşkun’un İnönü’yle ilgili son kitabı gibi bir taraftan yakın tarihimizle ilgili şeyleri okurken... Oburluğum şurdan geliyor, örneğin ben zaman zaman çizgi roman da okurum ve geniş bir koleksiyonum vardır. Koleksiyon demeyelim ama iyi bir kütüphanem olduğunu söyleyebilirim. Tarih çok severim. Roma, Bizans, Britanya, Avrupa, Amerika... Bunların tarihine ilgi duyarım, dediğim gibi geniş alanda okuduğumu söyleyebilirim. n Edebiyat okumalarından pek söz etmediniz... Edebiyat çok severim. Hatırlarsanız YKY’de de memuriyetim vardı. Oranın hem kuruluşunda katkı koymuştum, hem de genel müdürlüğünü, yönetim kurulu üyeliğini yaptım. Tabii şanslıydım. Orada da görüşlerimi, düşüncelerimi hayata geçirebileceğim insanlarla çalışma fırsatına sahip oldum. Bana bu konuda destek verdiler. Örneğin o dönemin CEO’su Burhan Karaçam, daha sonraki yönetim kurulu başkanımız daha sonra yazar da oldu biliyorsunuz, Selçuk Altun. Ondan sonra birlikte çalıştığım dönem arkadaşım, o dönemin genel yayın yönetmeni olan Enis Batur ya da daha sonra beraber çalıştığımız Aydın Gün, müthiş bir adamdı. Düşünsenize ben 30’lu yaşlarımdaydım, Aydın Gün de 80’lerin başındaydı. Bana Yapı Kredi Sanat Festivali’ne alalım diye progressive rock topluluğu öneriyordu. Şimdi düşünün opera ve bale, kurucu babalarıydı bunların Aydın Bey, müthiş bir adamdı. 80’li yaşlarındaki bir yöneticinin, o yöneticinin bile altındaki kuşakların dinlediği, 20’li yaşlarında o dönem oğlan çoçuklarının dinlediği alana eğilip o alanı araştırıp oradan bir topluluk bulup festivale önerecek kadar da yansız bir insandı. BİTTİ SAELRTİTLIAENBDOMOELÜURYZEKDİĞN,UEER Kadfest’in konuğu Tunuslu Sertab Erener, akustikelektrik per yönetmen Baccar olduformansıylaönce ki akşam Altınoluk’ta dinleyicileriyle buluştu. Akustikelektrik konserle Kadıköy’ün bu yıl ilk kez düzenlediği “KADFEST Ulusla öğrendim. Yeni anayasanın yazılması için çalışan heyete san ri oldukça ilgi gören ve beğe rarası Kadıköy Festivali” kap ki bir film senaryosu yazarmış nilen Erener, KerkiSolfej’in dü samında gerçekleştirilen “Yıl gibi katıldım. Haklar ve özgür zenlediği gecede verdiği kon dızlar Altında Sinema” etkin lükler komisyonunda yer almayı serde sahnedeki esprileri ve pay liğinin onur konuğu Tunus seçtim. Çünkü bütün ömrüm bo laştığı anılarıyla kendisini dinle lu yönetmen Selma Baccar ol yunca gerçekleşmesi için çalıştı meye gelenlere unutulmaz an du. Festivalde, Kadınlar Koğu ğım, kadın erkek eşitliği, düşün lar yaşattı. şu (El Jaida) filmi gösterilen Sel ce özgürlüğü, hoşgörü, öteki Akustikelektrik konser seri ma Baccar, “Tunus’ta 50 yıl ön ne saygı gibi şeylerin olabilece si için özel bir repertuvar ha ce, Türkiye’de Atatürk zamanın ğini düşündüm. Devrimden son zırlayan Sertab Erener, şarkı da elde edilmiş olan birtakım ra işbaşına gelen siyasal İslam larının farklı düzenlemeleri hakların Tunus’ta da elde edil cılara karşı mücadele edebilmek ni müzikseverlerle paylaştı. mesi yönünde çalışmalar yapıldı için bu yolu seçtim” diye konuş Erener’i dinlemek için açık ve bu Tunus için çok önemli bir tu. Tunus’ta kadın haklarının ge havayı dolduran hayranla adım oldu” dedi. buluşan etkinliğin onur konu lişimi için verdikleri mücadeleyi rı gece boyunca her şarkı 22 Temmuz’da Charlie ğu, 2011 Tunus Devrimi sonra anlatan Baccar, “Tunus’ta 50 yıl ya eşlik etti. Yaklaşık 3 sa Chaplin’in Yumurcak (The Kid) sında anayasayı hazırlayan ekip önce, Türkiye’de Atatürk zama at sahnede kalan Erener, filminin orkestra eşliğinde gös te yer alan, feminist aktivist Tu nında elde edilmiş olan birtakım ilk albümlerinden günü terimi ile başlayan “Yıldızlar Al nuslu yönetmen Selma Baccar hakların Tunus’ta da elde edil müze en sevilen şarkıla tında Sinema” etkinliği her ak oldu. Kadınlar Koğuşu filminin mesi yönünde çalışmalar yapıldı rını seslendirdi. şam farklı ülke sinemalarından gösterimi öncesinde sahneye çı ve bu Tunus için çok önemli bir l Kültür Servisi örneklerle devam ediyor. Kala kan Selma Baccar, “2011 yılına adım oldu. Biz Tunuslu kadınlar mış Parkı’nda kurulan açık ha kadar politika içinde değildim. haklarımızı korumaya kararlıyız” va sinemasında binlerce kişi ile Ben politikayı sinema yaparak dedi. l Kültür Servisi 08.00 Çalar Saat 10.45 Yasak Elma 13.30 Her Yerde Sen 15.45 Yaparsın Aşkım 19.00 Gülbin Tosun ile FOX Ana Haber 20.00 The Taste Türkiye 23.15 Efsane Aile 08.45 Günün Ekonomisi 09.00 Parametre 10.00 10’dan Sonrası 13.00 Bugün 15.00 Günlük 18.00 CNN TURK Gazete 19.00 Ana Haber 21.00 Akıl Çemberi 23.00 Günün Sonu 01.00 Gece Haberleri 07.00 Can Ataklı İle Gün Başlıyor 10.00 Haber 10 11.00 Kulis 13.00 Haber 13 16.00 Tele Ekonomi 17.00 Sağlık Masası 18.00 Ana Haber 20.00 18 Dakika 20.30 Dik Açı 21.00 Soru Cevap 22.00 Soru Cevap 23.00 Gün Bitiyor 00.30 18 Dakika 01.00 Dik Açı 08.00 Günaydın Türkiye 11.00 Kum Saati 12.00 Bunu Bilmek Lazım 12.30 Gün Ortası 15.00 Sendikacılık Okulu 15.30 Büyük Saat 16.00 Nasıl Yani 18.00 Tarihten Gelen 19.00 Ana Haber 20.00 Çıkış Yolu 23.00 Gece Görüşü 10.35 Savaşın Efsaneleri 12.00 Afrika’nın Kıyıları 12.50 Su Savaşları 13.45 Vahşi Yaşam 14.15 Hastane İstanbul 15.10 Ucuz Hayatlar 16.40 Afrika’nın Kıyıları 17.30 Çırak 18.00 Maviliklerdeki Hayat 20.40 Ulak 21.30 Medeniyet Kâşifleri 22.00 Ailenin Yeni Üyesi 22.55 Afrika’nın Gizli Dünyaları 23.45 Çırak 00.15 Vahşi Yaşam 09.00 Haber Merkezi 09.25 NTV Ekonomi Geri Sayım 10.00 Haber Merkezi 10.35 Spor 11.00 Haber Merkezi 11.25 Spor 11.35 Tekno Hayat 12.30 NTV Ekonomi Piyasa Ekranı 14.30 NTV Ekonomi Finans Kafe 15.00 Öğle Bülteni 15.35 Spor 10.45 Fotoğraflar 11.00 Aramızda Müzik Var 11.45 Kısa Bir Ara 12.00 Resim Sevinci . Bob Ross 13.15 Dünya Müzik Gelenekleri 15.30 Opera Dünyası 17.30 Bizim Resmimiz 18.00 Hayat Sanat 18.30 Sinema + 19.00 Geleneğin Kalp Atışları 19.45 Yeryüzleri 20.00 Belgesel: Sayılar 5 20.50 Türkiye Ekspresi 21.00 Yabancı Sinema Oyum Kime 23.00 Tarih Söyleşileri 00.00 Anjelika Akbar İle Sesler 16.00 Günün İçinden 16.25 Spor 16.35 Dünyanın Haberi 17.00 Günün İçinden 17.35 Gece Gündüz 18.00 Günün İçinden 19.05 Bana Söz Ver 20.00 Ana Haber 21.00 Haber Bülteni 21.15 Ayrıcalıklı Rotalar (t) 22.00 Mete Çubukçu ile Pasaport 23.00 Gece Bülteni 09.10 Zihin Oyunları 10.00 Nat Geo ile 2000’ler 10.50 Sınır 11.45 Uçak Kazası Raporu Özel 12.40 Kanunsuz Ada 13.35 Zihin Oyunları 14.30 Nat Geo ile 2000’ler 16.15 Sınır 18.00 Nat Geo ile 2000’ler 19.00 Ahmak Bilimi 20.00 Çığır Açan Buluşlar 21.00 Kanunsuz Ada Özel 22.00 Uçak Kazası Raporu Özel 23.00 Dubai Havalimanı 23.50 Yıldızlarla Buluşma 00.45 Uçak Kazası Raporu Özel 02.10 Dubai Havalimanı 09.45 Bad Chad Garajı 10.35 Hurda Avcıları 11.25 Avustralya Kamyoncuları 13.05 Nasıl Yapılmış? 13.55 Bering Boğazı’nda Altın 14.45 Avustralya Kamyoncuları 15.35 Bowman Gray’de Yarış Gecesi 16.30 Alaska: Son Sınır 17.25 Hurda Avcıları 18.15 Nasıl Yapılmış? 19.10 Avustralya Kamyoncuları 20.05 Bilinmeyene Yolculuk: Megalodon 21.00 Yabanda Yaşamak 21.55 Ölümcül Av 23.45 Bilinmeyene Yolculuk: Megalodon 24.30 Yabanda Yaşamak 01.15 Ölümcül Av 02.55 İşte Sürat İşte Ses [email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle