22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 29 TEMMUZ 2019 PAZARTESİ TASARIM: SERPİL ÜNAY HABER/YORUM Bağımsızlık Tam bağımsızlık, yüzde yüz bağımsız olmak demekse, insanlık tarihinde tam bağımsız bir devlet, ülke, imparatorluk, beylik, kentdevlet hiçbir zaman var olmamıştır. Bu anlamda tam bağımsız olmak, insanın ve toplumun doğasına aykırıdır. İnsanlar ve toplumlar gibi, devletler, ülkeler, imparatorluklar, beylikler, kentdevletler de her zaman belli bir ölçüde, siyasi, sosyal, ekonomik ve stratejik açıdan birbirlerine bağımlı olmuşlardır. Devletler, ülkeler, imparatorluklar, beylikler ve kentdevletler bir işbirliğine girdiklerinde, bağımlı olmak kaçınılmazdır. Kimse dünyada yalıtılmış bir biçimde tek başına yaşamadığı ve yaşayamayacağı için, bu bağımlılıklar yaşamın doğal akışı içinde olağan durumlar olarak görülmelidir. Ancak söz konusu bağımlılığın belli dereceleri vardır. Bu bağımlılık bazı durumlarda kısmen bir bağımlılık, bazı durumlarda da tam bağımlılık olarak karşımıza çıkmaktadır. Tam bağımlılık durumu sömürge olmak anlamına gelmektedir. Türkiye’de bağımsızlığın azami derecede, bağımlılığın ise asgari derecede olduğu dönem, Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhurbaşkanı olduğu dönemdir. Atatürk, hem Kurtuluş Savaşı sürecinde hem de Cumhuriyetin kuruluşundan sonraki dönemde, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği ile yakın işbirliği içinde olmuştur ve SSCB’den destek almıştır. Ancak SSCB o dönemde antiemperyalist bir devlet olduğu ve Atatürk de antiemperyalizmin dünyadaki öncü liderlerinden birisi olduğu için, bu işbirliği, Türkiye’nin bir sömürge olmasıyla sonuçlanmamıştır. Türkiye’nin 1949’da Avrupa Konseyi’ne, 1952’de NATO’ya üye olmasıyla birlikte, Batı Avrupa ülkeleri ve Amerika Birleşik Devletleri ile işbirliği hız kazanmıştır. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra emperyalizmin öncülüğünü ABD üstlendiği için, Türkiye’nin ABD ile gerçekleştirdiği işbirliklerinin, Türkiye’nin lehine sonuçlandığını savunmak olanaklı değildir. Türkiye, Atatürk’ün öncülük ettiği çağdaş uygarlık hedefinden sapmasaydı, dinci ve feodal yapıların esiri olmasaydı, ABD emperyalizmine karşı direnç gösterebilirdi ve eşit bir ortak olarak bu uluslararası örgütlenmelerin içinde yer alabilirdi. Ancak Türkiye, 1950’li yıllardan itibaren çağdaş uygarlık hedefinden sapınca ve popülizmin yörüngesine girince, bir taraftan emperyalizm, bir taraftan kapitalizm, Türkiye’nin üzerinden silindir gibi geçmiştir. Günümüzde dış politika alanında yaşanan sıkıntıları bu gerçeklerden bağımsız olarak anlamamız olanaklı değildir. Kuru jeopolitik ve stratejik çıkarımlarla, milliyetçi söylemlerle, Türkiye’nin uluslararası alanda içine girdiği kısırdöngüden çıkması olanaklı değildir. Türkiye öncelikle cehaletten kurtulmalıdır. Türkiye’nin bunu yapabilmesi için de eğitim alanında radikal reformlara ihtiyacı vardır. Bu da, eğitimi dinselleştiren AKP iktidarının yapabileceği bir şey değildir. Yapılması gereken bir başka şey de, Türkiye’de sosyal ve ekonomik adaletin sağlanmasıdır. Bunun için de ekonomi alanında radikal reformların gerçekleşmesi gerekmektedir. Bu da, sosyal ve ekonomik adaletsizliğin kaynağı olan serbest piyasa ekonomisini savunan AKP iktidarının yapabileceği bir şey değildir. Yapılması gereken bir başka şey de, yasama, yürütme, yargı arasındaki güçler ayrılığının, hukuk devletinin, yargı bağımsızlığının, düşünce, ifade, basın, yayın ve örgütlenme özgürlüğünün yeniden inşa edilmesidir. Bu da, padişahlık sistemini uygulamaya koyan AKP iktidarının yapabileceği bir şey değildir. Sonuçta, AKP ve onun ortağı MHP veya onlara benzer siyasi partiler iktidarda oldukları sürece, emperyalizme karşı mücadele vermek olanaklı değildir. AKP’nin ve MHP’nin, PKKPYD, FETÖ, Doğu Akdeniz, Kıbrıs, Ege karasuları, Suriye, Irak, İran ve S400 füzeleri konusunda söyledikleri, havada uçuşan arkası boş sözlerden ibarettir. Türkiye’yi çağdaş uygarlık, demokrasi, adalet ve laiklik hedefinden kopartan bir yapılanmanın, emperyalizme karşı mücadele vermesi olanaklı değildir. Çünkü bu tür yapılanmalar, emperyalizme hizmet eden yapılanmalardır. 29 TEMMUZ 2019 SAYI: 34263 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni AYKUT KÜÇÜKKAYA Yazıişleri Müdürleri Serkan Ozan / Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Şehriban Kıraç l İç Politika: Ali Açar l Gece: Ayça Bilgin Demir l Fotoğraf: Uğur Demir l Kültür Sanat: Emrah Kolukısa l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer l Satış Dağıtım Müdürü: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Tel: (0212) 454 32 55 Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 04:03 03:54 04:24 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 05:50 13:16 17:11 05:37 13:00 16:54 06:03 13:23 17:14 Akşam 20:32 20:13 20:33 Yatsı 22:10 21:49 22:05 ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey’in Ankara’daki “güvenli bölge” görüşmelerinden, neyse ki ciddi bir ilerleme çıkmadı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “ABD’nin önerilerinin tatmin eder düzeyde olmadığını” belirterek “Bir an önce güvenli bölge konusunda bir mutabakata varmamız lazım, sabrımız kalmadı” dedi. Ancak buna rağmen Milli Savunma Bakanlığı “güvenli bölgenin askeri yönünün heyetler arasında görüşülmeye başlandığını” duyurdu. Dolayısıyla Türkiye açısından tehlike devam ediyor!  Amerikan Koridoru Ulusal çıkarlara baktığımızda ABD ile Türkiye’nin “güvenli bölge” konusunda anlaşması olası değil. Çünkü ABD’nin çıkarları ile Türkiye’nin çıkarları birbirine ters. 1. ABD, güvenli bölgeyi Suriye’yi bölmek için istiyor. Oysa komşusunun topraklarının bölünmesi Türkiye’nin yararına değil. 2. ABD, Suriye’nin kuzeyinde Amerikan Koridoru’nun ikinci parçasını oluşturmak ve ilerleyen aşamada bunu Irak’taki birinci parçayla birleştirmek istiyor. Suriye’nin kuzeyinde bir Amerikan Koridoru parçası oluşturmak Türkiye’nin yararına değil, tersine sonrasında Türkiye’den bir parça koparma hedefini içerdiği için büyük tehdittir. riye ile düşman edecek tir. Nitekim ABD ile Türki ye arasında süren güvenli bölge görüşmeleri nedeniy le Şam yönetimi “Egemen liğimize tehdit oluşturan herhangi bir ABDTürkiye ‘Erdoğan Koridoru’ uzlaşmasını reddediyoruz” dedi.  hayali AKP’nin ajandası Peki, ABD ile Türkiye’nin çıkarları bu kadar birbi İran’a karşı destek Bu iki temel hedefin dışında, ABD’nin “güvenli bölge” ile ilgili başka hedefleri de var: 3. ABD, “güvenli bölge” ile İran’dan İsrail’e uzanan hattı IrakSuriye sınırı bölgesinde durdurmak istiyor. ABD bu amaçla yatırım yaptığı YPG’yi silahlandırmaya devam ediyor. Ancak AKP’nin talep ettiği gibi PYD’nin güneye inmesi ve Türk askerinin kontrolünde bir bant/ tampon kurulması karşılığında ABD, İran’dan İsrail’e uzanan hattın kesilmesinde Türk askerinden yararlanmak istiyor! Bu açıkça Türkiye ile İran’ı karşı karşıya getiren bir durum olur ki, bölge için felakettir! 4. ABD ile anlaşmak, Türkiye’yi Astana ortakları ile karşı karşıya getirir. 5. Suriye toprakları üzerinde herhangi bir bölgenin Şam’ın egemenliğinden koparılması, koparanı Su rine ters ise Erdoğan ve Trump yönetimleri neden güvenli bölge görüşmelerini sürdürüyor? Burada AKP açısından ikili bir durum söz konusu: AKP, YPG bölgesine, yani Amerikan Koridoru’na karşı ama aynı zamanda fırsattan yararlanarak o bölgenin bir parçasında “Erdoğan Koridoru” kurabilmeyi hayal ediyor! Erdoğan Koridoru dediğimiz, AKP’nin nüfuz alanı olacak bir ÖSO devletçiğidir... AKP bu hayali nedeniyle Astana sürecine rağmen Suriye’yle barışmıyor, Rusya’yla sıkıntı yaşadığı İdlib’ten çekilmiyor, ÖSO çatısı altında pek çok cihatçı örgütü desteklemeyi sürdürüyor. Oysa AKP açısından mesele sadece Amerikan Koridoru’na karşı olmak olsa, çözümü basit ve maliyetsizdir: Ankara Şam’la anlaşır ve Suriye ordusunun kendi topraklarında egemen olmasının önünde durmaz, hatta kolaylık sağlar, des tek verir. Suriye ordusu Suriye’nin kuze yinde egemen olursa ne Amerikan Koridoru kalır ne YPG bölgesi! Ancak Ankara “Erdoğan Koridoru” hayali nedeniyle Şam ile anlaşmamakta diretiyor ve ABD’yle “güvenli bölge” pazarlığını sürdürüyor. Güvenli bölge tuzağı Ola ki Erdoğan yönetimi yaptırımları hafifletmek, Washington’la tamamen ters düşmemek ve kendi ajandası açısından bir mevzi kazanmak için ABD’yle “güvenli bölge” konusunda bir anlaşmaya vardı; bu Türkiye için büyük tuzak olacaktır! Erdoğan Koridoru hayaldir ancak Amerikan Koridoru hayal değildir; hedef projedir, gerçekleşmesi zordur ama hayal değildir! ABD için “güvenli bölge” stratejiktir ve pratikte YPG’nin güvenliği demektir, YPG bölgesine kalkan olmak demektir! 25 yıllık Irak deneyimi derslerle doludur: ABD ile Irak’ın kuzeyinde yapılan işbirliği nasıl Barzanistan ile sonuçlandıysa, Suriye’nin kuzeyinde ABD ile yapılacak işbirliği de benzer sonuç olasılığı taşır. Bitirirken önemle uyaralım: Erdoğan Koridoru hayalinden çıkacak fatura, Emevi Camisi’nde “zafer namazı kılma” hayalinin faturasından misliyle kabarık olur! ŞEHİT POLİSE VEDA Adıyaman’ın Sincik ilçesinde terör örgütü PKK mensuplarınca ekip otosuna yapılan silahlı saldırıda şehit olan 31 yaşındaki polis memuru Taha Uluçay’ın cenazesi, memleketi Kayseri’de toprağa verildi. Şehidin yakınlarının büyük üzüntü yaşadığı törene, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da katıldı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun çelenginde adının yazılı olduğu kâğıdı yırtıp çiçekleri koparan bir kişi, çevredekilerin müdahalesiyle uzaklaştırıldı. Polis memu ru Taha Uluçay’ın cenazesi, kılınan cenaze namazının ardından Asri Mezarlık’ta bulunan Polis Şehitliği’nde gözyaşları arasında toprağa verildi. Öte yandan İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada; Şırnak’ın Cudi Dağı bölgesinde 4, Ağrı’nın Tendürek Dağı bölgesinde 2, BestlerDereler bölgesinde 2 terörist öldürüldüğü bildirildi. İç güvenlik operasyonları kapsamında İl Jandarma Komutanlığı’nca Ağrı Tendürek Dağı’nda gerçekleştirilen operasyonda öldürülen 2 teröristten birinin ise “Terörden Arananlar Listesi”nde 600 bin lira ödülle turuncu kategoride yer alan “Agir” kod adlı Uğur Arslan olduğu kaydedildi. İçişleri Bakanlığı’ndan, bu yılın yaklaşık 7 aylık döneminde 138 teröristin ikna yoluyla teslim olduğu bildirildi. Açıklamada, terör örgütlerine katılımın son yılların en düşük seviyelere indiği, terör örgütlerinden kaçışların ise arttığı ve kaçışlarda özellikle ailelerin güvenlik güçleriyle işbirliğinin önemli katkısı olduğu bildirildi. l Haber Merkezi ERBİL’DEKİ SALDIRIYA İLİŞKİN SORUŞTURMA Bir kişi aranıyor Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Emniyet Müdürlüğü, Türkiye’nin Erbil Başkonsolosluğu’nda görevli diplomat Osman Köse’nin şehit olduğu saldırıyı düzenleyenlerden birinin daha kimliğini açıkladı, fotoğrafını yayımladı. IKBY Emniyet Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada, Erbil’deki saldırının faillerinden birinin Siyako Baki Abdülkerim olduğu bildirildi. Abdülkerim’in fotoğrafını da paylaşan Emniyet Müdürlüğü, saldırganın Emniyet birimlerince arandığını belirtti. Açıklamada, Abdülkerim hakkında bilgiye sahip olanlar, güvenlik güçlerine ihbarda bulunmaya çağırıldı. IKBY Emniyet Müdürlüğü önceki gün, Erbil’de Türkiye Başkonsolosluğu görevlisinin şehit edildiği saldırının baş faili Mazlum Dağ dahil olmak üzere 6 ki Osman Köse şinin yakalandığını ve saldırı talimatının terör örgütü PKK tarafından verildiğini açıklamıştı. Erbil’de, 17 Temmuz günü bir restorana düzenlenen silahlı saldırıda, Türkiye’nin Erbil Başkonsolosluğu’nda görevli diplomat Osman Köse şehit olmuş, 2 Irak vatandaşı da hayatını kaybetmişti. l AA KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr Balyoz sanığına FETÖ iddianamesi FETÖ’nün TSK’deki yapılanmasına yönelik “ankesörsabit kontörlü” hatlara ilişkin soruşturmasında tutuklanan ve kapatılan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nce “Balyoz planı” davası kapsamında beraat eden emekli Jandarma Albay Mustafa Aydın hakkında, “FETÖ silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame düzenlendi. İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilen 150 sayfalık iddianamede, Aydın’ın ankesörsabit kontörlü hattan arandığına ilişkin 2012 ile 2014 yılları arasındaki kayıtlara yer verildi. İddianamede, şüphelinin kapatılan I·stanbul 10. Agˆır Ceza Mahkemesi’nce, kamuoyunca “Balyoz davası’’ olarak bilinen davada sanık olarak yargılandığı anımsatıldı. İddianamede şüpheli Aydın’ın eşinin KHK ile kapatılan işyerinde SGK kaydının bulunduğu, babası hakkında ise FETÖ üyesi olduğuna ilişkin BİMER’e ihbar yapıldığı, annesinin ise Bank Asya’da hesabının tespit edildiği 2014 yılından sonra hesabında artış yaşandığı, kardeşi M.N.Y’nin ise ByLock kullanıcısı olduğu, KHK ile kapatılan işyerinde SGK kaydının bulunduğu, ‘’Ürdün imamı’’ olduğuna dair istihbari bilgilere ulaşıldığı aktarıldı. İddianamede, yine şüphelinin ablası ve eniştesi hakkında, FETÖ üyesi oldukları iddiasıyla ihbarda bulunulduğu ve ablasının 2016 yılında FETÖ’den tutuklandığı belirtildi. Başsavcılıkça onaylanan iddianamede, şüpheli emekli albay Mustafa Aydın hakkında, “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan 7.5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası talep edildi. l AA BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Delikli bir 1 K U M P A S F A tahta üzerinde taşları alıp koyma esasına dayalı bir oyun. 2/ Ceylan... Kurtuluş Savaşı sonrasında Ankara Hükümeti 2 3 4 5 6 7 8 UCA NÜFUZ VURGU E Z A ABART I UR NEB İ ŞAL T AZAK I S UT AR I K A MAHYA AS İ ile İtilaf Dev 9 S U K Ü L E K letleri arasında imzalanan antlaşma. 3/ Susamyağı. 4/ Şarkı, türkü... Parola... Budizm’in, Japonya’da büyük önem taşıyan kolu. 5/ Mayalı hamurdan ya pılan ve sac üzerinde pişirilen bir tür yufka. 6/ Kişiden kişiye değişen, izafi. 7/ Bir renk... Rüyaların görüldüğü uyku evresine verilen ad... Kazakistan’ın plaka imi. 8/ Maden, ayna gibi nesneleri parlatmak için kullanılan cila. 9/ Yunanistan’a özgü bir cins peynir... Çerkes lerin ulusal destanı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Balkan ülkelerinden Türkiye’ye gelen göç menlerin getirdikleri bir tür fırınlı soba. 2/ Hayvan damı... Kuş tutmakta kullanılan, yapış kan bir macunla bulanmış değnek. 3/ Kutsal ışık... Rütbesiz asker... Satrançta bir taş. 4/ Afrika’da bir ülke. 5/ Yurdumuzda da yaşayan küçük bir kuş. 6/ Toprak damları sıkıştırmak ta kullanılan taş silindir... İsviçre’de turistik bir göl. 7/ Yahudi inancında çöl şeytanı... Bir nota. 8/ Kansız. 9/ Ses... Bir soru sözü... Karşıt.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle