Katalog

4 23 TEMMUZ 2019 SALI EDİTÖR: CAFER KURT HABER Medrese gerçeği Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan kendisini ziyaret edip, yeni bir parti kuracağını bildiren eski bakanı Ali Babacan’a “ümmeti böldürmeyin” derken şu gerçeği de dolaylı olarak dile getirmiş oluyordu: 17 yıllık AKP iktidarı milletin ümmete dönüştürülmesi çabalarının olağanüstü ivme kazandığı bir süreçtir. AKP’nin bu tavrının Cumhuriyetin kurucu felsefesine aykırı olduğu kesindir. Cumhuriyetin kurucu kadroları, devleti çökmekten, toplumu çürümekten kurtaramayan, umarsız bir ümmetten bir ulus çıkarmaya çabalamışlar ve bunu da başarmışlardı. Bu çabada en önemli mücadele, uluslaşma sürecinin onsuz olmazı laiklik alanında olmuştur. Laiklik mücadelesinin en önemli aşaması ise 3 Mart 1924’te kabul edilen Tevhidi Tedrisat Kanunu’dur. (Eğitim Birliği Yasası) Genç Cumhuriyet, Hilafetin kaldırılması, Evkaf ve Şeriye ile Genelkurmay Vekâletlerinin ilgası ile aynı oturumda kabul ettiği bir yasa ile eğitimde laik tabanda birliğini tesis ediyor, din temelli eğitim veren medreseler o andan itibaren tarihe karışıyordu. Ya da daha doğrusu, AKP’lilerin parantez olarak kabul ettikleri dönemin sonunda yeniden geri gelmek üzere bir süreliğine tarihe karıştığı sanılıyordu. HHH Genç arkadaşımız Ozan Çepni geride bıraktığımız cumartesi ve pazar günleri iki gün üst üste Cumhuriyet’te çıkan “AKP medreseleri canlandırdı” ve “Medrese mahkemeleri” başlıklı haberleriyle “Tevhidi Tedrisat”ın hâlâ geçerli olduğunu sanarak aymazlık uykusuna dalanlara okkalı bir şamar indiriyordu. Akademik çalışmalara da dayanan haberde 1924’te kaldırılan, ama son yıllarda MEB’in göz yummasıyla “merdiven altı” faaliyetlerini devam ettiren medreselerin AKP iktidarı sırasında yüksek din öğretimine hâkim olduğu ve önce medreselerden icazet alan mollaların tarikat ve cemaatlerin ekonomik destekleriyle din adamı olarak görev yaptıkları, bunun yanı sıra bazı bölgelerde “divan” adı altında mahkeme işlevi gören medrese mahkemelerinin “adaletin!” ve toplumsal düzenin sağlanması açsından büyük roller oynadıkları belirtiliyor. Ozan Çepni haberinde, “hiçbir belgeye sahip olmadıkları için istihdam sıkıntısı çeken medrese ‘mezun!’larının bu sorunu açık imam hatip lisesi ve İLİTAM programlarıyla aştıklarını” açıklıyor. Haberde, henüz yasal statüsü olmayan medreselerin MEB ve Diyanet’in elbirliğiyle, yeniden canlandırıldığı bütün açıklığıyla ortaya seriliyor. Haberde de açıkça görüldüğü gibi Cumhuriyetin iki temel kurumu MEB ve Diyanet, Cumhuriyetin temel dayanağı olan laikliğin altını elbirliğiyle oymaktadır. HHH Bu iki kurumdan biri olan Diyanet’in varlığı hep tartışma konusu olmuş, laik devlette, üstelik pratikte bir dinin bir mezhebinin ideolojisinin doğrultusunda bir kurum olan Dinayet veya benzeri kuruluşlara yer olup olmadığı sorusu hep sorulmuştur. Diyanet’in varlığını savunanlar ise bu yolla devletin aydın din adamları yetişmesini sağlayabileceği, dolayısıyla din eğitiminin ve hizmetlerinin dinbazların eline düşmesinin engellenebileceği savını ileri sürmüşlerdir. Bu sav da, kimi çevrelerce devletin dini kontrol etmesi olarak nitelenerek eleştiri konusu edilmiştir. Başlangıçta Cumhuriyetin ilkesinin devletin dini denetlemesi olup olmadığı tartışması ise artık önemini yitirmiştir. Çünkü, devletin dini kontrol etmesi ilkesinden de yola çıkılmış olsa bile 95 yılın sonunda dinin daha doğrusu dinbazların devleti kontrol etmeleri sonucuna vasıl olunmuştur. Bu gerçek böyle biline! İyi Partili ilçe başkanına saldırı İYİ Parti Güngören İlçe Başkanı Ayhan Kurt, işyerinin önünde bir grubun sal darp raporu alan Kurt, saldırganlardan şikâyetçi oldu. Polis ekipleri, başlattık dırısına uğradı. Polis, olaya karışan 6 ları çalışma sonrasında 6 saldırganı ya kişiyi gözaltına aldı. kalayarak gözaltına aldı. Kurt, “Ofisi İYİ Parti Güngören İlçe Başkanı Ay min önünde otururken arkadan gelen han Kurt, dün saat 18.00 sıralarında 56 genç hem yüzüme, hem de sırtıma Haznedar Mahallesi’nde kendisine ait tekme, yumruk attılar ve kaçtılar. Ben emlak ofisinin önünde oturduğu sırada yanına yaklaşan bir grubun saldırı Ayhan Kurt bunu şiddetle kınıyorum. Tanıdığım simalar değil. Siyasi olduğunu düşünü sına uğradı. Saldırganlar, Kurt’u darp ettikten yorum. İYİ Parti ilçe başkanıyım. Bundan kay sonra olay yerinden kaçtı. Hastaneye giderek naklı olduğunu düşünüyorum” dedi. l DHA ABD’nin yaptırımCHP Sözcüsü Faik Öztrak’tan, F35’lerin verilmemesine tepki hakkı yok Öztrak, “Türkiye’nin kendi savunması için adım atma hakkı var. Türkiye, o yaptırım uyguluyor, bu yaptırım uyguluyor, şamar oğlanına döndürülmek isteniyor” dedi. CHP Sözcüsü Faik Öztrak, ABD ile Türkiye arasında yaşanan S400 ve F35 krizine ilişkin “Türkiye’nin kendi savunması için gerekli adımları atma hakkı vardır. Bu konuda uygulanacak ambargoları, F35’lerin verilmemesini, yaptırım uygulanmasını gerçekten tasvip etmemiz mümkün değildir. Son zamanlarda Türkiye, o yaptırım uyguluyor, bu yaptırım uyguluyor, şamar oğlanına döndürülmek isteniyor. Kimsenin Türkiye’ye bunu yapma hakkı yoktur. İktidarların da bunu önleme vazifesi vardır. Bunu da tasvip etmediğimizi açık açık ifade etmek istiyorum” dedi. Öztrak, partisinin dün gerçekleştirilen Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısına ilişkin özetle şu açıklamaları yaptı: Her 100 önergeden 6’sı yanıtlandı: TBMM’nin elinden iktidarı denet Faik Öztrak lemeye yönelik yetkilerin bir kısmı alınmıştı. Artık gensoru sözlü soru yok. Elde araştırma önergesi ve yazılı soru sorma imkânı kalmıştı ama Saray yönetimi, buna da saygı göstermedi. 21. dönemde milletvekillerinin iktidara sorduğu her 100 sorudan 87’si zamanında cevaplandırılmış. AK Parti iktidarı döneminde her 100 Kılıçdaroğlu: S400 alınabilir ama Rusya’ya bağımlı olmamalıyız MAHMUT LICALI CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, ABD ile yaşanan “S400” ve “F35” gerilimine ilişkin olarak, “Dış politikada ciddi anlamda bir savrulma içerisindeyiz. Dış politikanın ortak akılla ve sürdürülebilir şekilde yönetilmesi gerekiyor. Türkiye’nin güvenliği için ihtiyacı varsa S400 alınabilir ama bu Rusya’ya bağımlılık halinde olmamalı” değerlendirmesini yaptığı belirtildi. Kılıçdaroğlu’nun, dünkü MYK toplantısında “yaz tatili” uyarısında bulunduğu öğrenildi. Kılıçdaroğlu’nun, “Yaz tatili geldi ama çok fazla tatil modu na girmeyelim. Gideceğiniz yerlerde, CHP’li olmayan kesimlerle demokrasiyi güçlendirme adına diyalogları geliştirin” ifadelerini kullandığı belirtildi. Huzur hakkı talimatı İzmir Karaburun İlçesi Belediye Başkanı İlkay Girgin Erdoğan’ın belediye şirketine müdür olarak atanması tartışmasında, Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan’ı arayarak şirketten alacağı “huzur hakkından” vazgeçmesini ve bu yönde bir açıklama yapmasını istediği öğrenildi. Erdoğan’ın da Kılıçdaroğlu’nun talimatı üzerine “huzur hakkı” almayacağı belirtildi. l ANKARA önergeden yaklaşık 6’sı yanıtlandı. Soruların yüzde 33’ü zamanı geçtikten sonra yanıtlandı. Milletvekilleri bu soruları keyif olsun diye sormuyor. Milletin sesini duyurmak için bu yetkiyi kullanıyor. Yük vatandaşların sırtında: Son bir haftada Saray yurt dışına çıkış harcını 15 TL’den 50 TL’ye çıkardı. Yurtdışından getirilen telefondan alınan harç tutarını da yüzde 200 arttı ve 500’den 1500’e çıktı. Bu harca yapılan zam bir yılda yüzde 779’u buldu. Ülkemiz, tarihindeki en büyük ekonomik sıkıntıları yaşıyor. Saray’ın yaptığı hataları değerlendirip çözüm için samimiyetle çalışması gerekiyor ama bu ucube sistem eleştiriyi, kamuoyu tarafından denetlenmeyi sevmiyor. Tahammülü yok: İktidar partisinin eski Genel Başkanı ve Başbakanı Ahmet Davutoğlu geçtiğimiz gün bir radyo programına çıktı. Yayını yapan gazeteciler işinden oldu. Saray iktidarının eski Başbakan’ının eleştirilerine daha tahammülü yok. Yaşananlar, Türk ve Rus sarayları arasındaki şahsi dostlukların ulaştığı seviyenin ve basın özgürlüğü konusundaki ortak anlayışlarının en güzel örneklerinden birisi oldu. Takip ediyoruz: AKP’li Bursa Belediye Başkanı çıkmış bir açıklama yapmış. Bu zat Uğur Mumcu’ya, Nâzım Hikmet’e, Türkan Saylan’a, Bahriye Üçok’a hakaret eden bir kendini bilmezdir. Bu zat 30 Ağustos halkın genelini ilgilendiren bir bayram değil diyor. Yetmiyor Ormancılık Günü ile 30 Ağustos’u aynı kefeye koymaya cüret ediyor. İktidar partisi ne yapacak takip edeceğiz. l ANKARA Kaftancıoğlu: Yeni çözüm süreci gündeme gelebilir iğneli fırça zafer temoçin CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, hakkında açılan soruşturmaya ilişkin “Cumhurbaşkanı’na ve kamu görevlisine hakaret etmişim. Ben Türkiye Cumhuriyeti’ni aşağılamam. Çünkü ben Atatürk’ün kurduğu partide görevliyim ve o koltuklarda oturanlara o makamları aşağılamasınlar diye, onları uyarma sorumluluğum var” dedi. Kaftancıoğlu, yeni bir açılım yapılabileceğini de belirtti. Kaftancıoğlu, dün Halk TV’de Medya Mahallesi programında Ayşenur Arslan’ın sorularını yanıtladı. “Eleştirmezsem siyaset yapmamın bir anlamı kalmaz” diyen Kaftancıoğlu, “Ne hikmetse 23 Haziran’dan önce birilerinin aklına gelmiş tweetlerim soruşturulmuş, sonra o dosya rafa konulmuş. Ne zaman ki 31 Mart seçimlerine gelirken yine bu dosya birilerinin aklına gelmiş. Seçim ertelenir ertelenmez dosya sürece konulmuş. 13 Ocak’taki haliyle bir ek bile yapılmadan jet hızıyla 5 günde kabul edilmiş. Suçum çok büyük, Cumhurbaşkanı’na hakaret etmişim, kamu görevlisine hakaret etmişim, halkı kin ve nefrete teşvik etmişim, bunları 6 yıl önce attığım tweetlerle yapmışım” dedi. ‘Çözüme vesile olacak’ Yeni bir çözüm sürecinin de gelebileceğini söyleyen Kaftancıoğlu,“Çözüm süreci başladığı dönem Genel Başkanımız iki ana şey söylemişti. Birincisi; ‘Kürt sorununun çözümü için ben Genel Başkan olarak riski alıyorum ve siyasi hayatıma mal olsa bile her şeyi yapmaya hazırım’ demişti. İkinci ve daha önemlisi ise ‘Kürt sorunu Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında çözülmeli’ ifadeleri. Bu seçimlerde ortaya çıkan tablo, Demokrasi İttifakı diye tarif edilen tablo, tam da bunun olabileceğini göstermesi açısından çok kıymelidir. Eğer siz yeni bir anayasayı tesis ederseniz, Kürt sorunu başta olmak üzere sorunları ortaya koyar, çözersiniz” diye konuştu. l İç Politika Diyarbakır’da ‘barış için demokratik çözüm’ mitingi Temelli: Çare demokrasi HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, “Evet bu ülke büyük bir dı. Mitingde konuşan HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, hükü kâbus içinde. Kâbusun adı Cum metin savaştan başka bir şey bil hurbaşkanlığı Hükümet Sistemi. mediğini belirterek, “Sürekli sınır Bu kâbusun adı AKPMHP bloku. ötesi operasyonlar. Sonra da kal Bu kâbustan kurtulma zamanı. Fa kıp çözüm adına ahkâm kesiyor şizme karşı mücadelemizi yüksel lar. Evet bu ülke büyük bir kâbus teceğiz” dedi. içinde. Bu kâbusun adı Cumhur HDP Diyarbakır İl Örgütü’nün çağrısıyla “Onurlu barış için de Sezai Temelli başkanlığı Hükümet Sistemi. Bu kâbusun adı AKPMHP bloku. Şim mokratik çözüm” sloganıyla dün Diyarba di bu kâbustan kurtulma zamanı. Ama hep kır İstasyon Meydanı’nda miting düzen birlikte demokratik müzakerenin yolunu lendi. “Ortak vatan eşit yurttaşlık” ve “Fa da açacağız. Bugün bu iktidar yolun sonu şizm kaybedecek halklar kazanacak” pan na gelmiştir, tükenmiştir. Kendileri bile di kartlarının asıldığı mitinge, HDP milletve yor ki ‘Bu sistemi rehabilite edeceğiz’. Ya killeri, Kürt partilerinin temsilcileri, CHP, ni hastalar. Bu hastalığın çaresi demokra TMMOB, TTB, KESK ve DİSK temsilcileri ve si, bu hastalığın çaresi onurlu barıştır” ifa üyelerinin yanı sıra binlerce yurttaş katıl delerini kullandı. l Haber Merkezi EMRE’NİN CENAZESİNDE YAN YANA GELDİLER Millî Selamet Partisi Kurucu Genel Başkanı ve Saadet Partisi kurucu üyelerinden Süleyman Arif Emre, dün Ataşehir’deki Mimar Sinan Camisi’nde kılınan cenaze namazının ardından toprağa verildi. Törene 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, AKP Genel Başkan Yardımcısı Nurettin Canikli, eski TBMM Başkanı İsmail Kahraman ve AKP İstanbul İl Başkanı Bayram Şenocak da katıldı. Törende yan yana saf tutan Gül ile yeni parti hazırlıkları yürüten Davutoğlu’nun sık sık konuştuğu görüldü. l Haber Merkezi