19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KÜLTÜR EDİTÖR: ORHUN ATMIŞ TASARIM: EMİNE BİLGET 1723 TEMMUZ 2019 SALI BOZCAADA CAZ FESTİVALİ KAPANIŞINI YAPTI Erkan Oğur Rüzgârla Festival üç gün boyunca Ayazma Manastırı’nda müzikle doğayı buluşturdu. Etkinlikler gündüz saatlerinde de adanın dansdört bir yanına yayıldı. Rüzgârın caz ritimleriyle dans ettiği bir üç gün... Bu yıl üçüncüsü düzenlenen Bozcaada Caz Festivali’ni belki de en güzel özetleyen cümle. Rüzgâr sadece bu üç güne özgü değildi elbette, Bozcaada oldum olası rüzgârıyla meşhurdur. Yal nız rüzgârı mı, şarabı, üzümü, domates reçeli, bademli kurabiyesi ve güneşli bahçeleriyle de biliriz bu güzel mi güemrah zel adayı. Buz gibi denikolukısa zi, Ayazma’sı, bağbozumu şenlikleri bir yana; Homeros okumaları, edebiyat sohbetleri... Her anlamda kültürel bir zenginlik bekliyor buraya gelenleri. Caz kısmına geleceğiz muhakkak ama önce Evliya Çelebi’ye bir kulak verelim, bakın ne yazmış Bozcaada’ya dair: “Bakımlı, şenlikli, bağlı ve bahçeli köyleri, abıhayat suları ve kuyuları vardır ve tüm dağları bağlardır. Misket üzümü olur ki yeryüzünde yoktur. Hatta Rumeli Kadıaskeri Dahki Efendi bağlarında 17 çeşit kokulu üzümü olur ki Sincar Dağı’nda olmaz. Meğer Kudüsi Şerif yakınında Hazreti Halilurrahmanüzümü ola. Ama bu Bozcaada üzümü haliliden sulu, lezzetli, yemesi hoş ve kokuludur.” Coğrafyası bunca cömert, ilginçtir, iklimi üzümcülüğe ve şarapçılığa bunca müsait az yer vardır olasılıkla. Evliya da boşuna değil, adayı anlatırken üzümünü öve öve bitirememiş... 1921 Temmuz tarihleri arasında Kendine Has ve Volkswagen’in katkı larıyla düzenlenen üç günlük Bozcaada Caz Festivali, festival deyip geçmemek lazım, alabildiğine yoğun bir programa sahipti. Öyle ki, dileyenler için sabahın 8’inde kalkıp önce güneşe karşı yoga, ardından yürüyüş yapmak da mümkündü, akşam üstü olunca şarap, viski, rakı tadımları ve sohbetleri yapmak da... Yine gündüz saatlerinde kültür sohbetleri, hareket atölyeleri, mutfak alıştırmaları derken, dolu dolu geçiverdi üç gün. Akşamki konserleri “tease” etmek için adanın çeşitli köşelerinde habersiz yapılan “popup” (aniden başlayıp biten) konsercikler de cabası... Caz festivalinin ana mekânı Ayazma Manastırı idi. Yunanca’da “kutsal su” manasına gelen “hagiasma” sözcüğünden türeyen ve aynı adı taşıyan sa hile doğru inerken sağ tarafta bulunan Ayazma Manastırı, ya da diğer adıyla Paraskevi Manastırı, 1734 yılında yapılmış. Rum Ortodoks cemaatine ait bu manastırın Ortodoks inancında önemli bir yeri olan azize Aya Paraskevi’nin yaşadığı yer olduğu için ayrıca kıymet taşıdığını belirtmek gerek. İşte bu manastırın arazisine kurulan festival sahnesi ve etrafındaki irili ufaklı stand ve köşeler üç gece boyunca gayet sosyal bir kalabalığın toplaştığı, danslar edip eğlenceli fotoğraflar çektirdiği bir bahçeye dönüştü. Konserler sırasında çimenliklerde yatanlar mı istersiniz, grup halinde yere oturup sohbet edeler mi, içkisini alıp sahne önünde dans edenler mi... Rüzgârın bile sakinleştiği akşam saatlerinde nihayet huzur, barış ve müziğin egemenliği vardı adada. İlk gece Birsen Tezer’in headliner olarak sahne aldığı ve Bobby Rausch, Pow Trio (Tuluğu Tırpan, Eylem Pelit, Volkan Öktem), The Kites ve Orkun Özdemir (DJ set) gibi isimlerin performans sunduğu bir programla başladı festival. Biletleri günler öncesinden tükenen festivalin ikinci gününün ilgi çekenleri Londra çağdaş caz sahnesinin heyecan verici ismi Yussef Dayes ve Bozcadaa Ensemble ile sahne alan Suzan Kardeş oldu. “İçimden geldi, çok söylemek istiyorum” diyerek bir de İzmir Marşı patlatan ve samimi üslubu, Balkan esintileri, duygu yüklü şarkılarıyla Suzan Kardeş, ikinci gece en ağırbaşlı izleyiciyi bile kıpır kıpır edecek bir coşku yaydı manastırın bahçesine. Aynı gece ayrıca, daha erken saatlerde, Hemi, Bidar ve Emir Ersoy da aynı sahnenin konukları oldular. Son konser Oğur’dan Son gece Yaprak Melike’nin DJ seti ve Selin Sümbültüepe’nin konseriyle başladı. Barış Demirel (Barıştık mı) ve ekibi bir hayli sağlam bir performansla geceyi alabildiğine ısıttıktan sonra sahneyi festivalin kapanışını da yapacak olan Erkan Oğur ve “Anatolian Blues Project”e terk etti. Erkan Oğur’un kendine has çift saplı (üst sapı perdesiz elbette) gitarıyla bir kez daha unutulmaz bir performans sunduğu gecenin sonunda kimse bırakıp ayrılmak istemedi bahçeden, ama her güzel şey gibi... Biliyorsunuz işte, seneye aynı zamanda, aynı yerde buluşmak üzere. ‘Theotokia 2019’ buluşmaları Yeniköy’ün en eski kurumlarından biri olan 180 yılı aşkın süredir varlığını sürdüren Yeniköy Panayia Rum Ortodoks Kilisesi ve Mektebi Vakfı bu yıl ikinci kez “Theotokia” etkinliğini düzenliyor. Etkinlikler 28 Temmuz’da başlayacak ve 4 Ağustos, 22 Ağustos, 25 Ağustos’ta de vam edecek, 1 Eylül’de ise sona erecek. Vakıf bu etkinliklerle “mahalle kültürünü” geliştirmeyi ve pekiştirmeyi amaçlıyor. “Thetokia” etkinliği çerçevesinde Yeniköy Panayia Kilisesi avlusunda müzik, kitap tanıtımı, şiir söyleşileri, sergi ve sohbet buluşmaları yapılacak. l Kültür Servisi Antik tiyatroda tuvalet skandalı Manavgat’a bağlı Side’de, Roma dönemine ait olduğu düşünülen ve büyük kısmı ayakta olan antik tiyatroya, Müze Uygulamaları Daire Başkanlığı’nın birimi Örenyerleri Şube Müdürlüğü’nce koordine edilen uygulama ile ahşap kaplama iki prefabrik konteynır yerleştirilmesi ve atık gider boru hattı döşenmesi, “çirkin görüntü oluşturduğu” ve “kanuna aykırılığı” gerekçesiyle tartışma yarattı. Biri çocuk bakım ve mescit ünitesi, diğeri de tuvalet olarak kullanılan iki ahşap kaplama prefabrik yapı ve tamamı dışarıda olan 60 metrelik atık gider boru hattıyla ilgili uygulama, Antalya Kültür Varlıkları Koruma Bölge Kurulu’nun 23 Mayıs tarihli toplantısında “olumlu” kararı sonrasında yaklaşık 20 gün önce yapıldı. l DHA bir tavsiyedir LOZAN BARIŞ KONFERANSI VE 96.ANTLAŞMASI Yıl Lozan Barış Konferansı ve Antlaşması’nın 96. yıldönümü etkinliklerinde sizleri de aramızda görmekten onur duyacağız. PROGRAM: 18.00 Açılış 18.10 Açılış Konuşmaları Özden TOKERİnönü Vakfı Başkanı Prof. Dr. AYŞE YÜKSELÇYDD Genel Başkanı Erdem GÜLAdalar Belediye Başkanı 18.30 Alev COŞKUNCumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı “Lozan ve İNÖNÜ” 19.15 Müzik Dinletisi 19.35 İkram Tarih : 24 Temmuz 2019 Çarşamba Yer : İnönü Evi Müzezi Refah Şehitleri Cad. No: 67 Heybeliada Heybediada’ya Geliş Motor ve Vapur Kalkış Tarifesi: 16.40/17.30 Bostancı Motor16.25/18.25 Bostancı Vapur Heybeliada’dan Gidiş Motor ve Vapur Kalkış Tarifesi: 19.40/20.20 Bostancı Motor 19.45 Eminönü Kabataş Beşiktaş Motor 20.45 Eminönü Vapur Trakya Fest’e 50 bin kişi katıldı Orfe Organizasyon tarafından düzenlenen Trakya Fest, 5 günde 30’dan fazla sanatçı ve 50 bin kişiyi ağırladı. 17 21 Temmuz tarihleri arasında düzenlenen festivalin son gününde, mor ve ötesi, Yüksek Sadakat, Gazapizm, Ayo&Teo, Ufuk Beydemir, YÖKŞ ve Bedük sahne aldı. Amerikalı ünlü ikili Ayo&Teo’nun da izleyiciyle buluştuğu festival, partiyle son buldu. l Kültür Servisi mor ve ötesi’nden akustik konser Türkiye’nin en önemli rock gruplarından mor ve ötesi, 1 Ağustos Perşembe akşamı akustik performansı ile Yapı Kredi bomontiada’da müzikseverlerle bir araya geliyor. 1996 yılından bu yana Türkçe rock müziğine yön veren gruplardan biri olan mor ve ötesi, World Akustik konserler serisi kapsamında saat 21.00’de Avlu sahnesinde yer alacak. l Kültür Servisi Ölümünün 5. yılında Sevda Şener’le Türk tiyatrosunun ilk bilim insanlarından, Ankara Üniversitesi DTCF Tiyatro Bölümü’nün ilk öğretim üyelerinden, yazar, eleştirmen, “hocaların hocası” Sevda Şener’i beş yıl önce 22 Temmuz’da yitirmiştik. Onu çok özlüyoruz. Bu yazının bir bölümünü Şener’in 2001’de (Radikal İki, 7 Ocak) kaleme aldığı günümüzde de geçerliliğini koruyandüşüncelerine ayırdım. Yazısını biçimlendirdiği aşamada, bin bir emekle yetiştirip tiyatro bölümünü emanet ettiği öğrencilerinin KHK ile üniversiteden ve kamu görevlerinden uzaklaştırıldığını bilmiş olsaydı, toplumca ve devletçe “tiyatro sanatına bakış” konusundaki tepkileri ve uyarıları çok daha sert olacaktı kuşkusuz. Söz Sevda Şener’in: “Anadolu’da çadır tiyatrosu imajının hala silinmediği, tiyatronun (...) biraz edebe aykırı (...) bir eğlence sayıldığı söylemi bir yana, aklı başında, ciddi, kültürlü köşe yazarlarımızın yazılarını okuduğumda görüyorum ki, nerede bir sahtekârlığa, ikiyüzlülüğe işaret edilmek isteniyorsa tiyatro benzetmesi yapılmış. Sahne sözcüğü, politikacının kendini gündemde tutmak için kullandığı yapay alana, rol yapma sözcüğü, olduğundan başka görünme aldatmacasına işaret ediyor. Hatta bir de rol kesme deyimi var. Kendini öne çıkartmak (...) için özentili tavır takınanları tanımlamak için kullanılıyor. (...) Kısacası, kamu düşüncesinde tiyatro bir aldatma sanatı olmuş çıkmış. Yapay etkileme hünerlerine başvurarak karşısındakini kandırmayı bile beceremeyeni “tiyatro yapıyor” diye aşağılıyoruz. (...) Tiyatro kötü bir kandırmaca sanatı sanki. Bu yüzden midir nedir, kimsenin tiyatroyu ciddiye aldığı yok. Medyada tiyatroya gösterilen ilgi sinemaya gösterilenin çok gerisinde. Tiyatro haberleri, en çok polemiğe elverişli ise yer alıyor gazetelerde. Oyuncu, yönetmen, yazar olarak düzeyli tiyatro yapanlar yeterli ilgiyi görmüyorlar. (...) Halk da kimi illerde, ilçelerde tiyatro gösterilerine uygulanan kısıtlamalara yeterli tepki göstermiyor. Köhne bir sanat anlayışıyla kotarılmış sözde gerçekçi oyunların, duygu sömürüsü yapan aile dramlarının, sulu güldürülerin, görsel ve sözel şatafata boğulmuş gösterilerin, (...) kasıntılı tarih oyunlarının ayakta alkışlandığına şaşmamalı. Seyirci, bir aldatmaca saydığı bu sanattan fazlasını beklemiyor ki! Ezberlediklerinin onaylanmasını yeterli sayıyor, (...) hoşça vakit geçirdiği birkaç saati kâr sayıyor anlaşılan. (...) Dikkatleri en çok, yıllanmış büyük oyuncularımızın heyecan verici başarılarına, oyunlarının belki hiç sahnelenmeyeceğini, sahnelense bile hak ettiği özeni görmeyeceğini bile bile oyun yazmayı sürdüren yazarlarımıza, bu sanattan umut kesmeden ona taze kan aşılamaya çalışan genç sanatçılara, tiyatro sanatı üstüne araştırma yapmayı sürdüren bilim insanlarına, az satacağını bile bile tiyatro kitaplarını yayımlamayı göze alan yayıncılara, tiyatro dergilerini yaşatmayı başaranlara,(...) sözünü esirgemeyen eleştirmenlere çekmek istiyorum. İlgili ve yetkili kişiler umursamasalar da, en azından ülkemizde sanat duyarlığı olan, sorumluluk sahibi, yürekli insanların yaşamakta olduğunu anımsayıp iyimser olmaya çalışmak için.” Tuncer Cücenoğlu’nun ardından Değerli oyun yazarı Tuncer Cücenoğlu’nu yitirdik. Cücenoğlu, Türk tiyatrosuna yoğun emek vermiş, gerek özel topluluklarda gerekse tam ödenekli tiyatro kurumlarında pek çok kez sahneye çıkarılmış oyunlarıyla tiyatro yazınımızın en üretken emekçilerinden biriydi. Oyunları 30’dan çok dile çevrilmiş, yapıtları pek çok kez yurtdışında da sahnelenmiş ender yazarlarımızdandı. 20’yi aşkın oyunu vardı ve pek çok ödülün sahibiydi. Yeni çalışmalar yapma aşamasındaydı. Ne ki yeryüzündeki zamanı yetmedi. Arkasında ailesini, sevdiklerini ve yapıtlarını bıraktı. Onu ilk kez 1970’lerde “Kördöğüşü” oyunuyla tanıdık. Tiyatromuzun popüler alanlarından olan “gerçekçi aile komedisi/dramı” türünde sevimli bir metin sunmuştu sahnelerimize. Büyük çıkışını 1980’lerde, genelevde geçen bir anlamda “kadın oyunu” olarak nitelendirilebilecek “Kadıncıklar”la yaptı. Aynı aşamada 12 Mart dönemini 12 Eylül ile buluşturan ve işkence, baskı, ceza uygulamalarını sorgulayan Türk oyunları arasındaki yerini alan “Çıkmaz Sokak”ı yazdı. Bir kadınla bir erkek arasında geçen iki kişilik “Matruşka” en çok sahnelenen oyunlarındandı. “Çığ” ise insanların çığ olayına neden olmamak için fısıltıyla konuştuğu, bu zorunlu sessizlikten yararlanan egemen güçlerin yaman bir baskı ve sömürü düzeni kurduğu gerilimli bir kırsal kesim dramıdır. “Boyacı” yerli kültürle renklendirilmiş bir “bulvar güldürüsü” parodisidir. “Şapka” absürd tiyatronun kapısını zorlayan bir fantezidir. Görüldüğü gibi, Cücenoğlu, tiyatromuza geniş bir “türler yelpazesi”ni kucaklayan yapıtlar bıraktı. Şanslıydı, yaşadığı dönemde çalışmalarının değeri bilindi. Onu tiyatromuzun yetenekli ve çalışkan bir emekçisi olarak anımsayacağız.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle