28 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 22 TEMMUZ 2019 PAZARTESİ TASARIM: FUNDA YAŞAR ER HABER/YORUM 15 Temmuz yalanları T arih, kurgular değil, olgular üzerinden yazılır. Ancak Türkiye’de tarihi kurgular üzerinden çarpıtmak bir alışkanlık haline geldi. 15 Temmuz darbe girişimi de, kurgular üzerinden siyasi partilerin propaganda malzemesine dönüştüğü için, bu olay gerçeklere dayalı bir biçimde analiz edilemiyor. 15 Temmuz darbe girişimini anlamak ve anlatmak için, öncelikle 15 Temmuz’a dair yalanları deşifre etmek ve bu yalanların tekrar edilmesinin önüne geçmek gerekiyor: Birinci yalan: 15 Temmuz darbe girişimi bir tiyatrodur. Doğrusu: 15 Temmuz darbe girişimi bir tiyatro değildir, gerçek bir darbe girişimidir. İkinci yalan: 15 Temmuz kontrollü bir darbe girişimidir. Doğrusu: Darbe girişiminin bir tiyatro olduğunu söylemek ile kontrollü bir darbe girişimi olduğunu söylemek aynı şey değildir. Ancak yine de, hükümetin bu darbe girişimini önceden haber almış olduğu ve çıkar sağlamak amacıyla darbe girişimini kontrollü bir biçimde, zamanında önlemediği iddiası hâlâ tartışma konusudur. Bu bir olasılıktır, ancak kanıtlanmış değildir. Üçüncü yalan: 15 Temmuz darbe girişiminde millet sokaklara dökülerek darbe girişimini engellemiştir. Doğrusu: 15 Temmuz gecesi İstanbul’da ve Ankara’da sokaklara dökülen vatandaşların sayısı son derece sınırlıydı. Yüz binlerce vatandaşın sokaklara dökülmesi, 15 Temmuz darbe girişiminin başarısız olmasından sonra, 16 Temmuz’dan itibaren gerçekleşmiştir. Darbe girişimini önleyen ana unsur, Türk Silahlı Kuvvetleri içinde darbelere ve özellikle Fethullah Gülen çetesine karşı olan komutanlardı. Bu komutanların da tamamı Recep Tayyip Erdoğan ve AKP taraftarı değildi. Dördüncü yalan: 15 Temmuz gecesi İstanbul’da ve Ankara’da sokaklara dökülen vatandaşlar demokrasi için sokaklara döküldüler. Doğrusu: 15 Temmuz gecesi İstanbul’da ve Ankara’da sokaklara dökülen vatandaşların içinde demokrasiyi özümsemiş az sayıda vatandaş bulunsa da, büyük çoğunluk, Recep Tayyip Erdoğan’ın şahsı ve laiklik karşıtı AKP iktidarının devamı için sokaklara dökülmüştü. 15 Temmuz gecesi sokaklara dökülenlerin büyük çoğunluğu, Fethullah Gülen gibi, laiklik karşıtı dinci siyasete inanmış kişilerdi. 15 Temmuz gecesi sokaklara çıkanların büyük çoğunluğu, hem askeri darbelere hem de sivil darbelere karşı çıkanlar değildi. Beşinci yalan: 15 Temmuz direnişi, Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı ile eşdeğerdir. Doğrusu: 15 Temmuz darbe girişimi, Türkiye’de yaşanan birçok darbe girişiminden birisidir; hatta 27 Mayıs 1960, 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 darbelerinden farklı olarak sonuca ulaştırılamamış bir darbe girişimidir. 15 Temmuz darbe girişimine karşı direnişi ulusal kurtuluş mücadeleleriyle eşdeğer tutmak, Çanakkale Zaferi’nin kahramanı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, Kurtuluş Savaşı’nın lideri ve aydınlanma devrimlerinin öncüsü Mustafa Kemal Atatürk’e ve onun ilkelerine hakaret etmekle eşdeğerdir. Altıncı yalan: Erdoğan, 15 Temmuz gecesi direnen milletin yanında yer alırken, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu güvenli bir yerde gizlenmeyi tercih etmiştir. Doğrusu: Erdoğan darbe girişimi sürecinde hem karada hem de havada güvenlik çemberi içinde kendisini koruma altına almıştır; Erdoğan halka sokağa dökülme çağrısı yapmıştır, ancak kendisi sokaklara dökülmemiştir, tankların üzerine veya önüne çıkmamıştır; darbe belli bir ölçüde bertaraf edildikten sonra, Atatürk Havalimanı’nda halka açıklamalar yapmıştır. Yedinci yalan: AKP iktidarı 15 Temmuz darbesinin arkasında olan Fethullah Gülen çetesine karşı büyük bir mücadele vermiştir. Doğrusu: FETÖ’nün devletin içine sızmasında en büyük rolü AKP oynamıştır; “Ergenekon”, “Balyoz”, “OdaTV”, “Casusluk” olarak bilinen zulüm süreçlerinde AKP, FETÖ’ye karşı hiçbir önlem almadığı gibi, onunla işbirliği yapmıştır. Halen de FETÖ’nün siyasi kanadı ortaya çıkarılıp yargı önünde hesap vermemiştir. Ayrıca AKP demokrasiyi değil, teokratik bir monarşiyi savunan bir siyasi partidir. 22 TEMMUZ 2019 SAYI: 34256 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya Yazıişleri Müdürleri Serkan Ozan / Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Şehriban Kıraç l İç Politika: Ali Açar l Gece: Ayça Bilgin Demir l Fotoğraf: Uğur Demir l Kültür Sanat: Emrah Kolukısa l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer l Satış Dağıtım Müdürü: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Tel: (0212) 454 32 55 Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 03:53 03:44 04:15 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 05:43 13:16 17:12 05:31 13:00 16:55 05:58 13:23 17:15 Akşam 20:38 20:19 20:38 Yatsı 22:20 21:59 22:13 Unutulmaz işçi önderiDİSK’in kurucu başkanı Türkler, 22 Temmuz 1980’de evinin önünde katledilmişti Kemal Türkler anılıyor DİSK’in kurucusu ve ilk genel başkanı, T. Maden İş Genel Başkanı, Türkiye işçi sınıfının unutulmaz önderlerinden Kemal Türkler için katledilişinin 39. yılında, bugün saat 11.00’de Topkapı’daki mezarı başında anma töreni düzenleniyor. Türkiye işçi sınıfının önemli isimlerinden, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) kurucu genel başkanı, unutulmaz işçi önderi Kemal Türkler, bugün mezarı başında ziyaret edilecek. 39 yıl önce bugün, uğradığı silahlı saldırıyla katledilen Türkler, 1926’da Denizli’de yoksul bir ailenin ilk çocuğu olarak doğdu. İlkokul çağından sonra, genç yaşta terzi çırağı olarak çalışmaya başladı. Gömlek ustalığı, ayakkabıcı çıraklığı gibi çeşitli işlerde de çalıştı. Bu dönemde işçi haklarıyla ilgili fikirleri şekillendi. Denizli Tavas’ta bir yıl devlet memuru olarak görev yaptı. 1947’de İstanbul Hukuk Fakültesi’ne kaydoldu. Bu dönemde hayatını Bakırköy Emayetaş Fabrikası’nda işçilik yaparak kazandı. Sendikal yaşamı da bu iş sayesinde başladı. 1949’da Türkler’in ailesi, babasının sağlık sorunu dolayısıyla İstanbul’a taşındı. Türkler, hukuk fakültesinden 3. sınıfta ayrılmak zorunda kaldı. Sendikal mücadele 13 Eylül 1953’te Maden İş Sendikası’nın Bakırköy Yönetim Kurulu üyeliğine seçildi. 19 Mart 1954’te yapılan genel kurulda Maden İş Sendikası’nın sekreterliğine getirildi. Yine aynı yıl, sağlık sorunları nedeniyle genel başkanlık görevinden ayrılan Yusuf Sıdal’ın görevini üstlendi. Böylece 1958’de Türkiye Maden İş Sendikası, Türkiye genelinde örgütlenmeye başladı. 9 Ekim 1960’ta Türkiye Maden İş Sendikası, Milletlerarası Maden İşçileri Sendikaları Federasyonu’na üye oldu. Türkler, 1961’de Türkiye İşçi Partisi kurucuları arasında yer aldı. 15 Temmuz 1966’da diğer sendikacılarla birlikte Sendika 15 Temmuz 1966’da DİSK’i kurdu. lararası Dayanışma Anlaşması adı verilen bir karara imza attı. Bunun sonucunda, MADEN İŞ, BASIN İŞ, LASTİK İŞ, GIDA İŞ 15 Ocak 1967’de Türkİş’ten ayrılıp DİSK’i kurdular. Bu tarihte Maden İş Sendikası’ndan Türkler, Lastik İş Sendikası’ndan Rıza Kuas, Maden İşçileri’nden Mehmet Alpdündar, Basın İş’ten İbrahim Güzelce, Gıda İş’ten Kemal Nebioğlu, DİSK yönetim kuruluna seçildi. 22 Temmuz 1980’de İstanbul’daki evinin önünde uğradığı silahlı saldırı sonucu vurularak öldürüldü. Cenazesi Topkapı Mezarlığı’na defnedildi. Eskişehir Reysaş Tüvtürk direnişçisi kazandı Nakliyat İş sSendikası üyesi 3 işçi işe iade ve sendikal tazminat davasını kazandı. Sendikadan yapılan açıklamada, “Eskişehir’de Reysaş Tüvtürk Taşıt Muayene İstasyonları İşletim’de örgütlenmesini tamamladıktan sonra işveren, baskılara rağmen sendikadan istifa etmeyen 24 işçiyi işten atmış, atılan üyelerimiz adına işe iade davaları açılmıştı. Gelinen aşamada mahkeme feshin geçersizliğine ve sendikal nedenle olduğunu belirterek 3 üyemizin işe iadesine ve sendikal tazminat ödenmesine karar verildi” denildi. Emekçi tazminatını istiyor Soma’da maden ocaklarında çalışırken çıkarılan ya da emekli olan işçiler, tazminatlarını alamıyor. Mahkeme kararına rağmen haklarını alamayan yaklaşık 3 bin maden işçisi, faciadan sonra şirketin isim değiştirmesinden dolayı muhatap da bulamıyor. Soma Holding’e bağlı Işıklar Madeni’nde çalışan bir işçi, geçen yıl aralıkta emekli olduğunu ancak tazminatını alamadığı nı söyledi. 6 yılı aşkın bir sürede Soma Kömür İşletmeleri AŞ.’de çalışan emekçiler, “301 işçinin ölümüne neden olan Alp Gürkan tahliye edildi. Yaşadığımız haksızlıkların sorumlusu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dır. Patronu çıkardılar, eline faaliyet iznini de verdiler. Bugün başka bir isim altında işine devam ediyor, ama bizim paralarımızı vermiyor” açklamasını yaptı. BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Ayçiçeğine verilen bir başka ad. 2/ Kırkpınar güreşlerini düzenlemeyi üstlenen kişiye verilen ad... Bir çeşit çökelek peyniri. 3/ Bakır, çinko, tunç ya da topraktan yapılmış tek kulplu su kabı... Boru sesi. 4/ Küçük 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 K ARAGÖL G 2 AVATAR SE 3 R AN L EMAN 4 A T HONA Z 5 GALOŞ NAS 6 ÖREN HAN İ 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5mağara... İnternette, bir kullanı 7 L M A N A V R cı adının altında yer alan grafik 8 S A Z A N O K 6ya da resim. 5/ Pantolonun apış 9 G E N S İ R K E arasına gelen yeri... Soğanlı bir süs bitkisi. 6/ Bir çeşit antibiyotik. 7/ Kiremit ve tuğla tozlarının kireç ve suyla karılmasıyla yapan kişi. 3/ Büyükbaş hayvanlara verilen ortak 7 8 9elde edilen bir çeşit harç. 8/ Temeli ad... Bitkisel kökenli bir taklide dayanan sözsüz oyun... yiyecek ya da içeceğin “Herkes ateşini burdan götürür / O damakta algılanan hoş dünyada ateş olmaz, olmaz” (Ka kokusu. 4/ Ağzı yayvan racaoğlan). 9/ Dökülen tohumlarla toprak kap. 5/ “Yangın kav cı... Bir kimsenin yapmayı düşün ertesi yıl çıkan tahıl... Soy, sülale. mindeniz / Ne giysek ” (Hulki düğü şey. 8/ Hiperaktif çocukları YUKARIDAN AŞAĞIYA: Aktunç)... Animist dinlerdeki sakinleştirmede kullanılan ilaç. 1/ Öğrenci, çırak... Fas’ın plaka doğaüstü güç. 6/ Leonardo da 9/ Kızılcığa verilen bir başka ad... imi. 2/ Arka, sırt... Bir işi ustalıkla Vinci’nin ünlü tablosu. 7/ Yaban Yayla fırlatılan ucu sivri çubuk. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] TürkAmerikan ilişkilerinde 5 sorun Sanki her şey güllük gülistanmış da, Türkiye S400 alınca TürkAmerikan ilişkileri bozulmuş gibi bir algı var! Kuşkusuz AKP’nin tavrı da bu algıyı kuvvetlendiriyor. Zira Erdoğan, Çavuşoğlu ve Akar meseleyi “S400’leri almak bizim için tercih değil, zorunluluktu; ABD Patriot satsa S400 almak zorunda kalmazdık” diye sunuyor. Erdoğanların meseleyi bu şekilde sunuşu, AKP’nin dış politikasına dair hep yaptığımız şu analizi doğruluyor: AKP Rusya’yla kendisine Suriye’de alan açarak, bunu ABD ile ilişkilerinde pazarlık kartı olarak kullanmaya çalışıyor. Oysa S400’ler TürkAmerikan ilişkilerinin bozulmasının nedeni değil, sonucudur. İşte S400’ler olmasa da var olan 5 önemli sorun: 1. Amerikan koridoru ABD’nin bölgemize dair en temel hedefi, Basra Körfezi’nden Doğu Akdeniz’e uzanan bir enerji koridoru açmaktır. Bu bölge üzerinde çoğunlukla Kürtler yaşadığı için mesele ABD’nin Kürtlere devlet oluşturması biçiminde sunulmaktadır. Oysa ABD’nin derdi Kürtler değildir; bu koridorun üzerinde Aborjinler yaşıyor olsaydı, Aborjin sevdalısı olurlardı. Nitekim ABD stratejik bir hedef olan bu “Büyük Kürdistan” hedefinde, geride kalan yıllar içinde, kendi şartları gereği Kürtleri sattığı, ayaklandırıp yarı yolda bıraktığı durumlar da oldu. Dolayısıyla emperyalist ABD’nin kurmaya çalıştığı enerji koridoru, aslında bir Kürt koridoru değildir; Amerikan koridorudur. Amerikan koridoru, fiilen Irak, Suriye, Türkiye ve İran topraklarının bölünmesiyle oluşabiliyor. ABD bu stratejik hedefini, elbette gücü doğrultusunda, uzun vadeye yayarak gerçekleştirmeye çalışıyor: 25 yılda Irak’taki parçayı inşa etti, o parçayla birleştireceği Suriye parçası için 8 yıldır uğraşıyor. Devamının tabii gücü yeterse; ki yetmeyecek Türkiye ve İran olacağı, artık NATO salonlarında bile zaman zaman haritalarda ortaya çıkıyor!  2. Doğu Akdeniz’e askeri yığınak Doğu Akdeniz’de büyük bir enerji savaşı başladı. AKP hükümeti önce Denktaş karşıtlığı sonra da İhvancılığı nedeniyle Doğu Akdeniz’de yanlış bir çizgi izledi. Suriye ve Mısır’la diplomatik ilişkileri olmayan Türkiye, Münhasır Ekonomik Bölge ilan edemedi ve Doğu Akdeniz’de yalnızlaştı. ABD’li enerji tekelleri ise Rumlarla ve İsrail’le sözleşmeler imzalıyor ve Doğu Akdeniz’den en büyük payı alabilmek için adaya yerleşmeye çalışıyor: İngiltere’nin olan üsler yeterli gelmediği gerekçesiyle Rumlardan yeni ve kendine ait üs istiyor.  3. ‘Soykırım’ sopası ABD Basra’dan Doğu Akdeniz’e uzanan enerji koridoru projesinde ve hidrokarbon kaynakları için Doğu Akdeniz’e yerleşme hedefinde, kimi konuları Türkiye’ye karşı sopa olarak kullanıyor. Bunların başında da Ermeni meselesi geliyor. “Karşılıklı kırım” olarak nitelenen bir sorunu, “soykırım” statüsüne çıkarma tehdidiyle Ankara’yı sürekli sıkıştırıyor.  4. İran’a karşı koçbaşı Irak ile İran’ın karşı karşıya gelmesi, 80’lerde ABD için çok önemli bir hedefti; Irak’a yeşil ışık yakarak ve her iki tarafa el altından silah satarak bunu sağladı. ABD, 90’larda ise Türkiye ile İran’ı karşı karşıya getirmeye çalıştı: 90’lardaki kimi suikastlara İran izleri yerleştirmeye ve suikastı protesto eylemlerini İran karşıtlığına dönüştürmeye çalışan Amerikancılık, bunda başarılı olamadı. Fakat bu hedefinden vazgeçmiş değil ve risk yarınlar için de geçerli. Diğer yandan başta İsrail’in güvenliği için İran’a karşı, örneğin Kürecik’e kurulan radar gibi konular, Türkiye ile İran’ı karşı karşıya getirmenin araçları olarak kullanıldı hep. ABD, şimdi de olası bir İran saldırısında, Türkiye’yi İran’a karşı koçbaşı olarak kullanmanın yollarını arıyor.  5. Mali operasyonlar ABD, Irak harekâtına karşı çıkan Ecevit hükümetine yaptığı 21 Şubat mali operasyonun bir benzeri, Rahip Brunson krizi sırasında da Erdoğanlara yaptı. (Kuşkusuz Türk ekonomisini ABD’nin istediği kırılgan kıvama getiren ve kendi tarım ve sanayisini bitirme pahasına iktidar olabilmek ve iktidarda kalabilmek için ABD tekelleriyle anlaşmalar yapan Erdoğan’ın kendisidir!) Bu 5 temel sorun da göstermektedir ki, Türkiye ABD’nin stratejik ortağı değil, stratejik hedefidir! Ve S400’ler olmasa da bu sorunlar vardır! Diyarbakır ve Ağrı’da PKK operasyonu Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde düzenlenen operasyonda terör örgütü PKK üyesi olduğu belirtilen Mücahit Yılmaz öldürüldü, iki kişi gözaltına alındı. İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Yılmaz’ın şehirde terör örgütünün faaliyetini yürüttüğü belirtildi. Milli Savunma Bakanlığı’nın sosyal medya hesabından yapılan açıklamaya göre de Ağrı Dağı bölgesinde düzenlenen hava destekli operasyonda iki PKK’li terörist öldürüldü. Öte yandan Pençe Hârekatı ile koordineli, Irak’ın kuzeyindeki Metina bölgesine hava hârekatı düzenlendi, PKK’nin silah mevzisi, barınak ve sığınakları vuruldu. l ANKARA / Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle