Katalog

DIŞ HABER EDİTÖR: EZGİ KARDEŞ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 1315 TEMMUZ 2019 PAZARTESİ Rum basını, Türkiye’nin 170 milyar metreküpe varan bir rezerv bulmuş olabileceğini öne sürdü Gözler Fatih’e çevrildi Mogherini, Irak Dışişleri Bakanı El Hekim ile de bir araya geldi. Ankara, KKTC’nin ortak komite kurulması önerisinin Rum Yönetimi tarafından kabul edilmemesi halinde arama/ sondaj faaliyetlerinin süreceği mesajı verdi. KKTC’nin ada etrafındaki hidrokarbon kaynaklarının araştırılması, işletilmesine yönelik ortak komisyon kurulması önerisine Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nden yanıt beklenirken dün Rum basınında Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de yürüttüğü sondaj faaliyetlerinde sonuç almaya başlamış olabileceği iddiası yer aldı. Phileleftheros gazetesinin haberinde, Türkiye’nin sondaj gemisi Fatih’in Baf açıklarında gerçekleştirdiği çalışmalarda yaklaşık 170 milyar metreküp rezerv bulmuş olabileceği savunuldu. Ancak buna AB kaynaklarından doğrulama gelmediği de aktarıldı. Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki petrol/doğalgaz sondaj faaliyetlerine Avrupa Birliği’nin (AB) “yasadışı, Güney Kıbrıs’ın egemenliğinin ihlali” yönündeki karşı tutumu biliniyor. Rezerv bulunduğu iddiası, bugün Türkiye’nin sondaj faaliyetlerini durdurmaması halinde yaptırımları içeren taslağın ele alınacağı belirtilen AB üyesi ülkelerin dışişleri bakanlarının toplantısının öncesinde geldi. Kimi kaynak AB içinde Türkiye’ye yönelik ilk etapta sert adımlardan kaçınılması gerektiği konusunda görüşler olduğuna işaret etmiş, üyelerden sadece beşinin ağır yaptırım kararlarına destek verdiğini savunmuştu. Phileleftheros gazetesindeki haberde de Brüksel’de Türkiye’nin münha ‘ANASTASİADİS’E ÖNERİ İLETİLDİ’ KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın önceki gün Birleşmiş Milletler (BM) Kıbrıs Özel Temsilciliği aracılığıyla, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Nikos Anastasiadis’e hidrokarbonlar konusunda ortak komite kurulması yönünde yeni bir öneri sunduğu gündeme yansımıştı. Ankara’nın da destek verdiği önerinin, hidrokarbon konusunun bir gerginlik ve çatışma alanı olmaktan çıkarılıp verimli bir işbirliği alanına dönüştürülmesini amaçladığı belirtilmişti. İki toplumdan eşit sayıda üyenin katılımıyla oluşacak komitenin BM gözetiminde olmasını, AB’nin de gözlemci olarak yer almasını içerdiği, ayrıca bir fon oluşturulması ve bundan nasıl yararlanılacağı gibi detayları da kapsadığı aktarılmıştı. BM temsilcisinin ise dün Anastasiadis’le görüşerek KKTC’nin önerisini ilettiği iddiası Rum basını na yansıdı. Haberlere göre, Anastasiadis konunun görüşülmesi için Rum siyasi parti başkanlarından oluşan konseyin yarın toplanma sı yönünde talimat verdi. sır ekonomik bölge (MEB) ilan ettiği alanlarda sondaj çalışmalarından vazgeçmeyeceği yönünde bir düşüncenin olduğu yorumlarına yer verildi. Haberde, Türkiye’nin Rusya’dan aldığı S400’leri KKTC sınırları içerisine yerleştirerek bölgedeki faaliyetlerini koruma altına alacağı iddiası da aktarıldı. Yunan Pronews sitesinde ise bulunduğu iddia edilen rezervin petrol olduğu savunuldu. AB’nin, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki sondaj çalışmalarını önlemede yetersiz kaldığı, Rus S400 füze sisteminin sevkıyatının başlamasının da Ankara’yı daha güçlendirdiği görüşü aktarıldı. ‘Ucu açık süreci yararlı görmüyoruz’ Bu arada Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ortak komisyon önerisi çerçevesinde bir işbirliği mekanizma sı kurulmadığı sürece KKTC’nin Türkiye Petrolleri’ne ruhsat verdiği alanlarda faaliyetlerin değişiklik olmadan kararlılıkla sürdürüleceğini söyledi. Çavuşoğlu, Kıbrıs Postası’nda yayımlanan makalesinde BM himayesinde son 50 yıldır iki kesimli, iki toplumlu federasyon hedefine yönelik müzakerelerin Rum tarafının uzlaşmaz tutumu nedeniyle sonuçsuz kaldığını belirtti. “Ucu açık, vizyonu ve amacı belli olmayan yeni bir egzersize girilmesini, sırf müzakere etmek için müzakerelere başlanmasını yararlı görmediklerini” kaydetti. “Türk tarafı olarak, hiçbir çözüm yöntemini dışlamıyor, herhangi bir çözüm yöntemini de dayatmıyoruz. Tüm seçeneklerin masada olması gerektiğini savunuyoruz. Bizim için mühim olan, çözümün Kıbrıs Türklerinin siyasi eşitliğini ve karar alma mekanizmalarına etkin katılımını, ayrıca refah ve güvenliğini garanti altına alacak düzenlemeleri içermesidir” dedi. ‘Mısır’la anlaşmaları geçersiz’ Çavuşoğlu, Türkiye’nin kendi kıta sahanlığındaki hak ve çıkarlarını kararlı şekilde korumakta olduğunu kaydederek Fatih sondaj gemisinin Türk kıta sahanlığı dahilinde çalıştığını belirtti. “Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin ‘Türkiye benim MEB’i ihlal ediyor’ diye temelsiz şikâyetlerde bulunduğunu görüyoruz. Neden temelsiz? Çünkü Fatih’in sondaj yaptığı yerle ilgili Kıbrıs Adası ile Türkiye arasında deniz yetki alanı, bir sınırlandırma anlaşmasıyla belirlenmiş değil. Dolayısıyla bu alan için ‘Güney Kıbrıs Rum Yönetimi MEB’i gibi bir tanımlama yapmak hukuken mümkün değil. Türkiye’nin bu konudaki yaklaşımı uluslararası hukuka uygundur” ifadesini kullandı. “Deniz hukukunda, sınırlandırma yapılırken, eğer adaların mevcudiyeti hakkaniyetli sınırlandırmaya zarar veriyorsa, bunlara kıta sahanlığı ve MEB yaratma bakımından ana karalara kıyasla sınırlı, hatta bazı durumlarda sıfır etki dahi verilebilir” dedi. Otomatik eşit uzaklık gibi bir yöntemin uluslararası hukukta olmadığı görüşünü dile getiren Çavuşoğlu, “Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Mısır ile yaptığı anlaşmanın da Türkiye bakımından Kıbrıs meselesi nedeniyle geçersiz olduğu gibi, deniz hukuku bakımından da Türkiye’nin kıta sahanlığını ihlal ettiği için hükümsüz olduğunu” kaydetti. “Ada’nın batısında ancak Kıbrıs sorunu çözüldükten sonra ve Türkiye’nin muhatap olabileceği bir devlet tesis edildikten sonra sınırlandırma konusu da tabiatıyla görüşülecektir” vurgusu yaptı. Paris’te gövde gösterisi EYLEMCİLER VAZGEÇMİYOR Hong Kong Özel Yönetim Bölgesi’nin, “şüphelilerin ana kara Çin’e iadesine” ilişkin kitlesel protestolara yol açan tasarısına tepkiler sürüyor. Sha Tin bölgesinde dün 10 binden fazla kişi meydanlara çıkarak Hong Kong Özel İdare Bölgesi Baş Yöneticisi Carrie Lam’ın görevini bırakmasını istedi. Kimi eylemci “bağımsız Hong Kong” yazılı pankartlar taşıdı. Tartışmalı tasarının tümüyle rafa kalkması talebiyle haftalardır düzenlenen protestolardaki polis şiddetinin soruşturulması çağrısı yapıldı. Polisin eylemcilere sert müdahalede bulunduğu anlar kameralara yansıdı. Carrie, geçen haftalarda tasarının toplumda çok büyük fikir ayrılıklarına yol açtığını ifade ederek özür dilemiş, askıya alındığını duyurmuştu. Ancak eylemciler tasarının tamamen iptali kararına kadar meydanları bırakmayacaklarını açıklamıştı. Muhalifler tasarının yasalaşması halinde bunun Pekin’in baskısını daha da artıracağı, adil yargılama, hukukun üstünlüğü ilkesine zarar vereceği görüşünü vurguluyor. Brexit süreci, aşırı sağla beraber yükselen “ekonomik milliyetçilik” akımının yanı sıra transatlantik ittifaktaki çatlaklarla sarsılan Avrupa Birliği’nde (AB) reform ve “ortak ordu” kurma çabasındaki Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Bastille Günü’nde kıtanın askeri işbirliğini vurgulayan bir geçit törenine imza attı. Fransız Devrimi’nin dönüm noktası olarak görülen 14 Temmuz 1989 Bastille Baskını’nın 230’uncu yıldönümünün kutlandığı ulusal gün kapsamındaki askeri törende, AB ülkelerinin ordularından da dahil olmak üzere silahlı kuvvetlere mensup 4 bin 300 asker yürüdü. Başkent Paris’teki Champs Elysees Bulvarı’nda gerçekleşen, 196 araç, 237 at, 69 uçak ve 39 helikopterin yer aldığı gösteriye, Portekiz Devlet Başkanı Marcelo Rebelo de Sousa, Almanya Başbakanı Angela Merkel, Hollanda Başbakanı Mark Rutte, görevi süresi dolmak üzere olan AB Komisyonu Başkanı JeanClaude Juncker de katıldı. AB nezdinde NATO’ya benzer bir askeri yapı olarak tanımladığı “Avrupa Müdahale Girişimi Gücü”nü kurmak için çabalarını sürdüren Macron, törende yaptığı konuşmada, “İkinci Dünya Savaşı’nın sonundan bu yana Avrupa hiç bu kadar önemli olmamıştı” dedi. Merkel ise basına verdiği demeçte, askeri geçit töreni için “Avrupa’nın savunma politikası adına büyük bir jest” yorumunu yaptı. Macron’a protesto Bu yılki törenlerde ABD Başkanı Donald Trump yoktu. Trump, 2017’de katıldığı Bastille Günü kutlamalarından etkilenmiş, ülkesinin bağımsızlık gününün Fransa’da olduğu gibi bir askeri törenle kutlanması gerektiğini savunmuştu. ABD’de bu yılki 4 Temmuz kutlamalarına, Fütüristik şov geçmiştekilerden farklı olarak tanklar, jetler ve askeri birlikler damga vurmuştu. Öte yandan Macron yönetiminin vergi politikalarına karşı başlayan “Sarı Yelekliler” eylemlerinin aylardır sürdüğü ülkedeki kutlamalarda polis, protestoları engellemek için yoğun güvenlik önlemleri aldı. Macron, alana girdiği sırada kimi eylemci tarafından ıslıklandı. Törenin son bulmasının ardından yüzlerce protestocu “Macron istifa” sloganları attı. Çıkan olaylarda 150 kişinin gözaltına alındığı belirtildi. Aynı zamanda Birinci Dünya Savaşı’nın sona ermesinin ardından 1919’da düzenlenen “Zafer Yürüyüşü”nün 100’üncü yılına denk gelen geçit töreni, teknolojik yeniliklerin daha fazla öne çıkarılması açısından diğerlerinden farklıydı. Törenin açılışında Fransa’nın eski jet ski dünya şampiyonu, girişimci Franky Zapata’nın, kendi geliştirdiği “Flyboard Air”le yaptığı silahlı gösteri dikkat çekti. Jet motorlarının itme gücüyle metrelerce yükseğe çıkabilmeyi sağlayan “uçan platform”, saatte 190 km hıza ulaşabiliyor. Gösteride ayrıca, çok sayıda robot ve insansız hava aracı (İHA) de yer aldı. Teknolojinin öne çıkarıldığı bu gösteri, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un “uzaya ilişkin bir askeri komutanlık kurulacağı” açıklamasının hemen ardından geldi. AB, Ortadoğu atağına girişti Avrupa Birliği (AB), ABD’nin İran’a yönelik baskılarına karşı Tahran’la nükleer uzlaşının devamı yönünde arayışını sürdürürken Ortadoğu’da etkinliğini artırma çabasında. AB Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini önceki gün Irak’ı ziyaret etti. Başkent Bağdat’ta Irak Cumhurbaşkanı Berham Salih ile bir araya geldi. Irak Cumhurbaşkanlığı ofisinden yapılan açıklamaya göre Salih, Mogherini’ye ülkesinin uluslararası ilişkileri üzerinden barış ve istikrarın önemini belirtti. Ortak harekete ihtiyaç duyulduğunu belirten Salih, AB ile koordinasyonun gerekliliğine vurgu yaptı. IŞİD’le mücadele sonrasında yeniden yapılandırma çalışmalarının da görüşme gündeminde olduğu yerel basına yansıdı. Bu çerçevede AB’nin uzmanlarından büyük yıkımlara uğrayan kentlerin yeniden imarı konusunda yararlanılmasının önemine de değinildi. Kuveyt’e misyon Mogherini de AB olarak Irak’ın WashingtonTahran arasındaki krizi dindirme yönündeki çabalarını takdir ettiklerini belirtti. Irak’ın AB’nin desteğine ihtiyacı olduğunu bildiklerini yineledi. “2014’ten bu yana Irak’a insani yardım, istikrar, güvenlik gibi konularda 1 milyar 200 milyon Avroluk katkıda bulunuldu” dedi. Ayrıca Irak’ın İran ile ABD’nin Körfez’deki Sünni müttefikleri Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin de katılımıyla bir bölgesel konferans düzenlemesi önerisine olumlu yaklaştıklarını kaydetti. Irak sonrası Mogherini’nin durağı Kuveyt oldu. Mogherini, burada AB’nin Körfez’de Riyad ve Abu Dabi sonrası üçüncü misyonunun açılış törenine katıldı. Yaptığı konuşmada “Bu, tüm bölgeye bir mesaj da veriyor; AB Ortadoğu’daki varlığını ve katılımını artırıyor. Körfez’de ne olursa Avrupa’yı, Avrupa’da ne olursa Körfez’i ilgilendirir” dedi. Zarif: Petrol ihracına devam İngiltere’ye bağlı özerk yönetimin kontrolündeki Cebelitarık Boğazı’nda İran’a ait petrol tankerinin alıkonulması nedeniyle tansiyonun yükseldiği LondraTahran hattında krizin aşılması için temaslar sürüyor. İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif ile İngiltere Dışişleri Bakanı Jeremy Hunt’ın önceki gün telefonda görüştüğü bildirildi. Görüşmede, ABD’nin İran’la yapılan uluslararası nükleer anlaşmadan çekilmesi ve bu ülkeye petrol ticaretini de kapsayan yaptırımlar uygulamasının ardından gerilimin sahalarından biri haline gelen Hürmüz Boğazı’nda güvenlik meselesi de ele alındı. Zarif’in, “ABD’nin İran petrolüne uyguladığı yaptırımların yasadışı olduğunu vurguladığı, şartlar ne olursa olsun Tahran’ın petrol ihracına devam edeceği” mesajını ilettiği kaydedildi. Kimi kaynak ise Cebelitarık’ta Suriye’ye yaptırımlar çerçevesinde alıkonulan İran gemisinin serbest bırakılması yönünde görüşmelerde ilerleme sağlandığını iddia etti. ‘TRUMP, İRAN’LA OBAMA’YA KİNİNDEN ANLAŞMADAN ÇIKTI’ İmlDmdTbdlanotreaneaaiigumrnrmnssderimilılaotieçeskğstpecekdooiid’rkhikıineennğüW’ivuulr’işddsaapnaitaeiçenso,ğüsliıldaTnhes.iTinnaastYifrİnialhtuiryalbgaiılBrmfkazeanetaa”ırnoşpn’lırlieonimaarnybıttWlcnanaimöBiykrrüdabnüaoeOkysaeaykrklha,s;eübtnzDiizıbkenamnıioaştuemgraermirltnaraçuaslooiniadinyı’syzenclsıodaidmaıhlşgeSarıg,k.rımişeıkrüi“lnraadnKiliiipm Almanya’da aşırı sağ alarmı Kritik Avrupa Parlamentosu seçimlerinden aşırı sağ ve Yeşiller’in güç kazanarak çıktığı Almanya’da gözler şimdi sonbaharda yapılacak eyalet seçimlerine çevrili. Almanya, 1 Eylül’de Brandenburg ve Saksonya’da, 27 Ekim’de ise Thüringen eyaletlerinde bölgesel seçimlere sahne olacak. Alman haber ajansı DPA’nın son kamuoyu anketlerine dayandırdığı haberine göre, ırkçı parti AfD’nin her üç eyalette yükselişe geçerek yüzde 20 civarında oy elde etmesi bekleniyor. Hitler’e suikast düzenleyenleri andı Öte yandan Almanya Başbakanı Angela Merkel, Adolf Hitler’e düzenlenen suikast girişiminin 75. yıldönümü yaklaşırken yaptığı açıklamada, aşırı sağcılıkla kararlı bir biçimde mücadele edilmesi çağrısında bulundu. Hitler’e suikast düzenleyenlerin örnek alınacak kişiler olduğu görüşünü dile getirdi. GÖÇMENLERE DESTEK YÜRÜYÜŞÜ Göreve geldiği 2016 yılından bu yana çok sayıda göçmen karşıtı uygulamaya imza atan ABD Başkan Donald Trump’ın Amerikan Göçmenlik ve Gümrük Polisi’ne (ICE) verdiği tartışmalı talimat protestolarla karşılandı. ABD’de polisin özellikle Chicago, Los Angeles ve New York gibi büyük kentlerinde kayıtsız yaşayan göçmenlerin sınır dışı edilmesi için operasyon ve ev baskınla rı talimatına uymaya dün itibarıyla başlayacağı haberleri gündeme yansırken yüzlerce kişi uygulamaya karşı sokaklara çıktı. Ilinois eyaletine bağlı Chicago kentinde önceki gün gerçekleştirilen protestolarda, “ICE’ı lağvedin” pankartı açıldı, “Göçmen kamplarını kapatın”, “Sınırları açın” yazılı dövizler taşındı. Birçok kilise, sinagog ve cami dayanışma kampanyasına dahil oldu.