19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABer EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 930 HAZİRAN 2019 PAZAR Duvarın ardına mektupEski CHP’li vekil Atilla Kart, cezaevindeki Musa Kart ve Sırrı Süreyya Önder’i ziyaret etti Eski CHP milletvekili Atilla Kart, Kandıra 1 No’lu F Tipi Cezaevi’nde bulunan gazetemiz eski çalışanlarından karikatürist Musa Kart ve HDP’li Sırrı Süreyya Önder’i ziyaret etti. Cezaevi önünde açıklama yapmasına izin verilmeyen Atilla Kart, kapalı görüşteki izlenimlerini anlattı. HDP Kocaeli İl Eşbaşkanı Şahabettin Işık’ın da kendisine eşlik ettiği Kart, kapalı görüşte telefonla bir camın arkasından yaklaşık 40 dakika kadar bir görüşme gerçekleştirdiğini belirterek, “Hiçbir zaman bir intikam ve öfke duygusuna kapılmamışlar. Türkiye’nin barışı ve demokrasisi için sorumluluklarının bilincindeler. Sırrı Süreyya Önder cezaevinde üretmeye devam ediyor. Tarihi boyutuyla çok önemli şeyler ürettiğini ve toplumla paylaşacağını ifade edebilirim. Sırrı Süreyya Önder her ne kadar cezaevinde olsa da topluma karşı görevini yerine getiriyor. Bir insan olarak bu insanlar bu üretimlerini dışarıda yapmalı. Bu üretimlerini özgür ortamlarda yapmalı. Bu ortamı Kapalı görüşteki izlenimlerini anlatan Kart, “Musa ile Sırrı şuana kadar yüz yüze görüşmemişler ama haftada bir kere birbirlerine mektup yazıyorlar. Tabii mektuplar cezaevinde okunduğu için bir koğuştan diğer koğuşa 1 haftada ulaşabiliyor” dedi. Atilla Kart yaratmak Türkiye’yi yönetenler için bir sorumluluktur” dedi. Hem Musa Kart’ın hem de Sırrı Süreyya Önder’in sağlık durumlarının iyi olduğunu kaydeden Kart, “Moralleri çok iyi ve çok güçlü. Görüntü olarak da iyi görünüyorlardı. Musa Kart, Mustafa Kemal Güngör ve Önder Çelik aynı koğuşta kalıyorlar. Biliyorsunuz Sırrı Süreyya Önder esprili bir karaktere sahiptir. Görüşmemiz esnasında siyasi liderlere yönelik harika gözlem ve tespitleri oldu. Teşhisleri oldukça yerindeydi ve yine beni güldürmeyi başardı. Ancak bu esprileri kendimde muhafaza etmek istiyorum. Yine Sırrı Süreyya Önder’in İstanbul seçimlerine ilişkin çıkan sonuçtan memnun olduğunu gözlemledim” diye konuştu. Cezaevinde çizemiyor Musa Kart’ın ise her zamanki esprili diliyle kendisini karşıladığını, belirten Kart, “Musa’nın bir gazeteci ve karikatürist olarak Türkiye’nin barışına, demokrasisine ve mizahına muazzam katkıları oldu. Musa’nın karikatürlerine bakın Türkiye’nin fotoğrafını göreceksiniz. İçeride pek çizme imkânı olduğunu zannetmiyorum. Daha çok hukuk kitaplarını okumaya yoğunlaşmış durumda” ifadelerini kullandı. Mektuplaşıyorlar Gazetemiz eski çalışanlarından Mustafa Kemal Güngör ve Önder Çelik’in de durumlarının gayet iyi olduğunu kaydeden Kart, “Hepsi birbiriyle dayanışma içerisinde. Musa cezaevinde herhangi bir sıkıntı veya sorun yaşamadıklarını söyledi. Koğuşlar farklı saatlerde ortak alana çıkıyor. Musa ile Sırrı şu ana kadar yüz yüze görüşmemişler ama haftada bir kere birbirlerine mektup yazıyorlar. Bir hafta Sırrı yazıyor, diğer hafta Musa cevap gönderiyor. Tabii mektuplar cezaevinde okunduğu için bir koğuştan diğer koğuşa toplamda 20 adım mesafedeki yere mektup 1 haftada ancak ulaşabiliyor. Aralarında bir duvar ve duvarın ardına mektup yazıyorlar” şeklinde konuştu. l Haber Merkezi SİVAS KATLİAMI Bezirci, mezarı başında anıldı Sivas’ta 2 Temmuz 1993’te Madımak Oteli’nde katledilenler için ilk tören dün yazar Asım Bezirci’nin Zincirlikuyu’daki mezarı başında düzenlendi. Törene Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAD), 2 Temmuz Platfomu, Devrimci Alevi Komitesi, Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu (BDSP), TKP, Halkevleri, SODAP’ın da aralarında bulunduğu birçok demokratik kitle örgütü, sendika, meslek odaları ve Alevi dernekleri temsilcileri katıldı. Anma töreninde Alevi örgütleri tarafından yapılan açıklamada, “26 yıldır acısı sürüyor çünkü bu katliamı yapanlar halkımızdan özür dilemediler. Asım Bezirci’nin şahsında bütün Sivas şehitlerini anıyoruz” denildi. Madımak Oteli’nde katledilen Mehmet Atay’ın yeğeni Ceren Kılıç “Hiç bir zaman acısı geçmedi geçmeyecek de. Biz 1993’ten sonra da bu ülkede bir çok kere Sivas’ın acısını unutturmayacak kadar büyük acılar yaşadık. Ama hiç bir zamanda bu ülkeye güzel günlerin geleceği umudunu kaybetmedik. Mücadeleyi hiç bir zaman bırakmayacağız” diye konuştu. HDP İstanbul Milletvekili Oya Ersoy da, “Bugün yoldaşlarımızı anmak, gerici ve mezhepçi zihniyete karşı mücadele etmek demektir. Laik bir ülke kurulmadığı sürece bizim acımız içimizde kanamaya devam edecek yoldaşlarımızın hesabını sormak ancak laik bir ülkeyi kurmakla mümkündür” dedi. Anmada Madımak Oteli’nde katledilenlerin fotoğraflarının yer aldığı pankartlar açılarak, “Unutmadık unuttumayacağız” sloganları atıldı. Anma sonrası yapılan açıklamada 2 Temmuz’da Sivas’ta düzenlenecek anma törenine katılım çağrısı yapıldı. Karacaahmet Mezarlığı’nda ise Nesimi Çimen mezarı başında anıldı. Çimen’in “Barış güvercini” adlı türküsü söylenerek barışa olan özlem dillendirildi. Kadıköy Rıhtım’da İstanbul 2 Temmuz Platformu tarafından “Sivas’ın ışığı sönmeyecek” pankartının açıldığı anmada semah dönüldü, deyişler okundu. l İSTANBUL/Cumhuriyet Hapiste Kadın Ağı Akarsu: Ayrım yapılmasın Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST) Kadın Ağı Temsilcisi Mine Akarsu, cezaevlerinde bulunan kadınlar, hijyen ürünlerini temin etmekte birçok sorunla karşılaştıklarını belirterek, kadın tutukluların cezaevlerinde yaşadıkları sorunları anlattı. Sorunlardan birinin ücretsiz ped hakkının herkese eşit uygulanmadığını dile getiren Akarsu, yasal güvenceye alınması için 2017’de 80 kadın örgütüyle kampanya başlattıklarını, fakat yasalaşmadığı için hapishanedeki kadınların hijyenik pedlere ulaşmada sıkıntı yaşadıklarını vurguladı. Akarsu “Hapishanelerde ücretsiz ped hakkı yasalaşmadığı sürece kadınların sorunları devam edecek. Kadınlara verilen hijyenik ürünlerin hapishane yönetimine bırakılmaması gerekiyor. Hijyenik ürünleri devlet tarafından karşılanmalı. Mahpusların pede erişimiyle ilgili son adımın, mevzuat düzenlemesi olduğu aşikârdır. Silivri, Şakran ve Afyon’daki hapishanelerde ki kadınlara ücretsiz ped verilmiyor. İstanbul Bakırköy’de ise sadece adli tutuklu, hükümlülere veriliyor” diye konuştu. Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Şaban Yılmaz ise, hiçbir ayrım yapılmadan hijyenik malzemelerin devletçe karşılandığını belirtti. l İSTANBUL/Cumhuriyet Berger Büyükelçi Berger halayda Van Ticaret ve Sanayi Odası bünyesindeki Avrupa Birliği (AB) Bilgi Merkezi’nce düzenlenen konserde 20 dilde şarkılar seslendirildi. “Urartu’dan Avrupa’ya Melodiler” temalı konser Akdamar Kilisesi önünde verildi. Anka Müzik Topluluğu, Türkçe, Kürtçe, Arapça, Farsça, İspanyolca, İngilizce, Yunanca, İbranice, Latince ve Ermenice başta olmak üzere 20 dilde şarkılar seslendirdi. Etkinliğe katılan AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger, Van’ın dünyanın en güzel şehirlerinden biri olduğunu ifade etti. Berger, yurttaşlarla birlikte halay çekti. Gevaş ilçesindeki iskeleden teknelerle adaya taşınan yüzlerce kişi, tarihi kilise önünde farklı dillerde şarkılar dinlemenin keyfini yaşadı. l AA Güven timi dosyasıPolisin geç müdahalesinin suç olup olmadığına KARAR VERİLECEK istinafa taşındı SEYHAN AVŞAR Beyoğlu İstiklal Caddesi’nde omuz atma tartışması yüzünden onlarca kişinin gözü önünde dövülerek öldürülen Ayhan Kaya cinayetine geç müdahale etmekle suçlanan iki polis memurunun beraat ettiği dava, istinafa gönderildi. Yerel mahkeme “kanunda polisin geç müdahale etmesi diye bir suç yok” derken Kaya ailesinin eski savcı olan avukatı Arif Sami Sönmez, “Anayasa” ile “Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu”na dayanarak beraate itiraz etti. Son kararı istinaf mahkemesi verecek. 4 Temmuz 2015’te Ağa Camisi önünde omuz atma tartışmasından çıkan kavgada 28 yaşındaki Ayhan Kaya, üç kişi tarafından bıçaklanarak öldürülmüştü. Saldırganlar ağır ceza mahkemesinde 25’er yıl hapis cezasına çarptırılırken, olay yerinde 8 polis olmasına karşın kavgaya geç müdahale etmekle suçlanan iki polis memuru hakkında asliye ceza mahkemesinde dava açılmıştı. “Görevi kötüye kullanma” suçundan 6 ay ile 2 yıl arasında hapis cezası istemiyle yargılanan polisler A.T. ve M.Ö. hakkında 9 Nisan’da mahkeme, “yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması nedeniyle” beraat kararı verdi. Mahkeme gerekçeli kararında, sanık Omuz atma tartışması yüzünden öldürülen Kaya cinayetine geç müdahale etmekle suçlanan iki polisin beraat ettiği dava istinafa taşındı. Kaya ailesinin avukatı, kavga eden 4 kişiye 8 polisin müdahale etmediğini belirtip iki sanık polisin diğer şüpheli polislerle birlikte yargılanıp cezalandırılmasını talep etti. polislerin olayda kasıtlarının bulunmadığını belirtti. Kaya ailesi beraat kararına itiraz etti. Ailenin avukatı Arif Sami Sönmez itiraz dilekçesinde, “Polisin görevli bulunduğu mülki sınırlar içinde, hizmet branşı, yeri ve zamanına bakılmaksızın, bir suçla karşılaştığında suça el koymak, önlemek, sanık ve suç delillerini tespit, muhafaza ve yetkili zabıtaya teslim etmekle görevli ve yetkili” olduğu aktarıldı. 8 polis 4 saldırgan Güven timinin özellikle asayişi sağlamak için görevlendirildiğine dikkat çekilen dilekçede şu tespitlere yer verildi: “Basit bir ağız dalaşı olarak başlayan olaya zamanında müdahale edilseydi, olay kapanacaktı. Olay yerinde o anda sekiz polis memuru bulunmaktadır. Kavga eden dört kişidir. İlk etapta ‘Polis, durun, dağılın’ diye müdahale etseydi büyük olasılıkla bu cinayet gerçekleşmeyecekti. Polisler, görevlerini yerine getirmemiş, yetkiyi kötüye kullanmış, hatta kusurlu davranışları sonucu bir cinayete neden olmuşlardır.” ‘Takviye bahane’ Polislerin ifadelerinde “takviye kuvvet bekledik” dediği, ancak kamera kayıtlarına göre olayın başında ve sonunda aynı polis memurlarının yer aldığı belirtilen dilekçede, “Can güvenliği nedeni ile müdahale edemediklerini, takviye beklediklerini söylemeleri ayrı bir gariplik. Polisin can güvenliği için de ayrı bir birim mi gerekli? Polise zorlama, silah kullanma yetkisi bu nedenle verilmiştir. Hem kendi can güvenliğini hem de toplumdaki bireylerin can güvenliğini sağlamaktan doğrudan polis sorumludur” dendi. Soruşturma ve yargılamanın hukuka uygun yapılmadığı belirtilen dilekçede, beraat kararının istinaf mahkemesince kaldırılması, iki sanık polisin diğer şüpheli polislerle birlikte yargılanıp cezalandırılması talep edildi. l İSTANBUL Saçılık’a ‘banka oturma’ cezası Ankara’da Kanun Hükmünde Kararname (KHK) mağduru emekçilerin gözaltına alınmasını protesto etmek için banka oturan KHK’li Veli Saçılık gözaltına alındı. Saçılık’la birlikte gözaltına alınan 5 kişiye 330’ar TL para cezası kesildi. Sakarya Caddesi’nde bir araya gelen KHK ile ihraç edilen Cemal Yıldırım, Acun Karadağ, Alev Şahin ve Mahmut Konuk yaka paça gözaltına alındı. Emekçile rin gözaltına alınmasını protesto etmek için oturma eylemine başlayan KHK’yle işten çıkarılan Veli Saçılık, polis ekiplerince Sakarya Caddesi’nde Ankara Valiliği emriyle eylem ve etkinliklerin yasak olduğu ileri sürülerek gözaltına aldı. Saçılık’la birlikte gözaltına alınan 5 KHK’li, haklarında “mülki amirin talimatlarına aykırı davranmaktan” 330’ar TL para cezası kesilerek serbest bırakıldı. l Haber Merkezi Baytur işçileri: Sesimizi duyun! Suudi Arabistan’ın Tebük kentinde ücretleri ödenmediği için greve başlayan Baytur inşaat işçilerinin mücadelesi 14. gününde. Günlerdir seslerini yetkililere duyurarak taleplerinin karşılanmasını isteyen işçiler, sorunlarını duymazdan gelen yetkilileri protesto etmek için kameraya sırtlarını dönerek açıklama yaptı. Açıklamada, “Bizleri yok sayan bakanlıklar, görmezden gelen ve killer, duymayan yetkililer: Bizler savaş esiri değiliz. Emekçiyiz. Tüm hakkımızı alana kadar direneceğiz. Tüm yetkilileri göreve çağırıyoruz” dendi. Grevin 11. gününde inşaat işçilerinin sözcüsü Hasan Hüseyin, Türkiye Başkonsolosluğu’nun talebi üzerine gözaltına alınmıştı. İşçiler greve başladıklarında da Suudi polisinin silahlı saldırısına uğramıştı. l Haber Merkezi İlhan Selçuk’u anarken... İlhan Selçuk ve Turhan Selçuk bugün Hacıbektaş’ta anılacak. Önce mezarları başında saat 11.00’de anma, çiçek bırakma, lokma ikramı, ardından saat 13.00’te Kültür Merkezi’nde panel var. Panelde İlhan Selçuk’un eskimeyen dostları Alev Coşkun, Mehmet Atay, Şükran Soner konuşacak. İlhan Selçuk’la en son 3 Mart 2009’da İstanbul’da evinde kahve içimiş, sohbet etmiştik. Soğuk ve güneşli bir Marttı. İki gün sonra Silivri mahpusuğu başladı. Tutukluluğun birinci ayı doldu dolmadı, kendine özgü el yazısıyla şu notu göndermişti: “Yaşamasını bilen her yerde yaşar...” İlk günlerde gelen pek çok mektubun yanında bu not da direnme gücü üretim unsurlarının yanında yer almıştı. İlhan Selçuk, bu topraklardaki aydınlanma mücadelesinin sönmeyen bir meşalesi olarak yaşamaya devam ediyor. 20. yüzyılın ikinci yarısından 21. yüzyılın ilk on yılına dek hiç susmadı. Türkiye’yi ve dünyayı en iyi yorumlayan, gelecek öngörülerini sıralayıp bir süre sonra, “Eyvah, yine haklı çıktık” diye başlayan, mizahtan felsefeye her şeyi mayalayan yazıları hem günceldir hem tarihseldir. İlhan Selçuk, Sovyetler Birliği’nin çöktüğü 1991’den sonra dünyayı yorumlamanın çok zor olduğu dönemde bile en berrak yazıları kaleme aldı. 1789 Fransız Devrimi’ni, 1917 Sovyet Devrimi’ni, 1923 Türkiye Devrimi’ni 21. yüzyıldaki anlamıyla, evrensel ve yerel karakteriyle okura sundu. Bu anlamda yazıları tam bir okuldu.  İlhan Selçuk’u 21 Haziran 2010’da, güneşin en uzun süre aydınlattığı günde kaybettik. 80’li yaşlara yaklaştığı yıllardaki sohbetlerimizde konu döner dolaşır ölüme gelirdi. “Ölümle artık tanışığım” dedi bir gün, devam etti: “Bir yer arıyordum, buldum. Ölümde Hacıbektaş’tayım...” Bu tür sohbetlerde sözü şöyle bağlardı: “Hayatın ne kadar güzel olduğunu benim yaşıma gelince anlayacaksın...” Sözün ustası İlhan Selçuk’u, çizginin ustası Turhan Selçuk’u bir kez daha saygıyla anıyoruz. Japonya molası... İlhan Selçuk yazılarına kısa süre ara verdiğinde sık kullandığı bir örnek vardı.  Sokrates’in memleket meselelerine çok kafa yoran bir arkadaşı, uzaklara gidip dinlenmek, dert ettiği konulardan sıyrılmak istemiş. Sokrates bunu öğrendiğinde şunu söylemiş: “O, gittiği yere kendini de götürür...” Ben de bir süre uzaklara gidiyorum... 1990’lar boyunca her yılı dünyanın bir bölgesine ayırıp gezdim, gördüm, yazdım. 2000’lerde de ayrı ayrı kitaplaştırdım. Ortaya bizim Cumhuriyet Kitapları’nın diliyle 8 kitaplık “Balbay Seyahatnamesi” çıktı. Şu anda Japonya’dayım. Siz bu satırları okurken büyük olasılıkla TokyoHiroşima hattında olacağım. Şu sorulara yanıt arayacağım: Japon mucizesi ne durumda? Dünyada en çok robotun olduğu ülkede geleceğin işçileri kimler olacak? Hiroşima’dan ne kaldı? 2020 Olimpiyatları’na hazırlanan Japonya dünyaya ne söyleyecek? Binlerce yıllık geleneklerine bağlı kalan, en yeniyi üretmeye çalışan Japonya küresel yarışın neresinde? TürkiyeJaponya ilişkilerinin Tokyo’dan görünümü nasıl? 29 yıl önce gördüğüm Japonya’da o günle bugün arasındaki mesafe ne? Dönüşte görüşmek üzere... Sayonara (Allahaısmarladık)... Cumartesi Anneleri 743’üncü kez eylemde Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini arayan Cumartesi Anneleri 743’üncü kez İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi önünde bir araya geldi. Anneler bu haftaki eylemde Şırnak’ın Cizre ilçesinde 1994 yılında kaybedilen Ahmet Üstün’ün akıbetini sorarak, “Ahmet Üstün’ün gözaltında kaybedilmesi ile ilgili suç ihbarında bulunuyoruz. Zamanaşımına tabi olmayan bu suçla ilgili kamu davası açılabilmesi için gerekli şartlar mevcuttur” dedi. Bu haftaki eyleme aralarında HDP İstanbul Milletvekili ve CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun da olduğu çok sayıda siyasetçi, aktivist ve yurttaş destek verdi. İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Cezaevi Komisyonu üyeleri de hapishanelerdeki hak ihlallerine, hasta mahpusların sağlık durumuna ve F tipi hapishanelerdeki tecrit koşullarına dikkat çekmek amacıyla dün 379’uncu kez İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi önünde bir araya geldi. Bu haftaki eylemde ağır hasta mahpus Hasan Alkış’ın 6 ayda 1 Ramatoloji Bölümü’nde tedavi görebilmek için Bolu’dan Ankara’ya götürüldüğünü ancak tedavinin düzenli yapılmadığı belirtilerek, serbest bırakılması istendi. l İSTANBUL/Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle