25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ ekonomi@cumhuriyet.com.tr. TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 113 HAZİRAN 2019 PAZARTESİ Türkiye’nin bütünİki farklı konfederasyona bağlı 200 bini aşkın metal işçisi tarihi bir anlaşmaya imza attı metal işçileri birleşti 181 bini aşkın Türkİş’e bağlı Türk Metal ve 32 bini DİSK’e bağlı Birleşik Metalİş’e üye emekçi, ortak hareket olanağı yaratıldı. Avrupa’da bundan 67 yıl önce işçiler bir araya gelip kü olan IndustriAll’un uzun süreli çabaları sonucu gerçekleşti. resel örgütler kurduğun n Anlaşma ile metal da “acaba bizde de böyle şeyler olacak mı?” diye OLCAY BÜYÜKTAŞ sektöründe uzun bir geçmişi olan sendikal uyuş gıpta ile baktığımız şey mazlık ve anlaşmazlıkla sınırlı da olsa gerçekleşti. Ay rın sona ermesi ve iki sendi nı işkolunda iki farklı konfede ka arasında işçilerin ortak çı rasyon üyesi iki sendikayı üye karları temelinde işverenlere işçiler, ortak bir metne imza ve hükümet politikalarına kar attı. Türk İş’e bağlı Türk Me şı işbirliğinin zemini oluşturu tal Sendikası ile DİSK’e bağ luyor. lı Birleşik Metalİş Sendikası, n Anlaşma metal işkolun sendikal hareket için bir “dö da işçilerin sendika seçmesin nüm noktası” olarak tanımla de yetki uyuşmazlığı ve reka nabilecek bir anlaşmayı imza beti değil, referandumu temel ladı. Böylece Türkiye’de 200 bir çözüm mekanizması olarak bini aşkın metal işçisi için ye kabul ediyor. ni bir dönem başlamış oldu. n Sendikal örgütlenme ve Birleşik Metalİş Başkanı Ad üyeliğe ilişkin temel ilkelerin nan Serdaroğlu’nun sorularımı yanı sıra işçilerin tam bir öz za verdiği yanıt ve bilgiye göre; gürlük içinde istedikleri sen n “Türkiye Metal İşkolunda dikalara üye olma ve ayrılma Faaliyet Gösteren Sendikalar hakkına sahip olduklarını esas Arasında Diyalog ve İşbirliği alan anlaşma ile hükümet ile ne Dair Ortak Anlaşma” adını işverenlerin işçilere bu yönde taşıyan anlaşma metni, metal hiçbir baskı ve tehditte bulu işkolunda uzun bir tarihe geç namayacağı kabul ediliyor. mişe dayalı sendikal uyuşmazlıklar ve rekabete son vermeyi, Referandum olacak işverenlere ve hükümet baskı n Türk Metal ve Birleşik larına karşı ortak hareket et Metalİş toplu iş sözleşmeleri meyi ve işçilerin sendikal ter süreçlerinde işbirliği yapmak cihinin özgür biçimde oluşma ve hükümetler ile işverenler sını öngörüyor. Anlaşma ile re karşısında ortak hareket etmek ferandum sendika seçme öz konusunda da anlaşmış oldular. gürlüğünün bir parçası olarak n İki sendika adli süreçler ye kabul edildi. rine uyuşmazlıkları diyalog ile n Anlaşma imalat sanayisin çözme konusunda uzlaştılar. de işçilerin küresel temsilcisi n Bir sendikanın bir işye rinde işçilerin yüzde 15’ini SERDAROĞLU: BİR üye yapması durumunda referandum çağrısı yapılacak. İki DÖNÜM NOKTASI sendika referandum sonuçlarına uymayı, yetki uyuşmazlı n Serdaroğlu’nun verdiği bilgiye göre anlaşmaya Hakİş üyesi Çelikİş de davet edildi ancak anlaşmayı kabul etmedi. “Aynı işkolunda örgütlü sendikala ğı çıkarmamayı ve yargı yoluna başvurmamayı kabul etti. Referandum konusundaki itirazları IndustriAll karara bağlayacak. n Taraflar, sendika içi se rın zaman zaman sorun ya çimlerin demokratik, açık ve şadıkları bir gerçek. Bu protokolle bir çok sorunu işçilerin lehine çözeceğimize inanıyorum” diyen Serdaroğlu, iki sendikanın yasal mevzuata karşı böyle bir anlaşmayı imzalamış olma şeffaf yapılması konusunda da uzlaştı. n Eğer taraflardan biri anlaşmayı ihlal ederse, diğer sendika ihlal edenin IndustriAll üyeliğinden çıkarılmasını isteyebilecek. sını bir dönüm noktası ola rak tanımladı. Serdaroğlu, bu anlaşma ile örgütlenme nin de artık çok daha kolay olacağını, karşılaştıkları pat ron engelinin birlikte orta dan kaldırılabileceğini di le getirdi. Birlikte toplu iş sözleş mesi yapılıp yapılama yacağına dair de Serda roğlu, grup sözleşmelerin de işbirliği yapılabileceğini, taslakların birlikte hazırla nabileceğini belirtti. Ortak bir mücadele yürü tülebileceğini, bunun da iş çiyi çok daha güçlü kılaca ğını ifade eden Serdaroğlu, “önemli olanın metal işko lunda bir araya gelindiği al gısının dinamik, dönüştürü cü gücünü kullanmak” dedi. Adnan Serdaroğlu ile Pevrul Kavlak tarafından imzalanan anlaşmaya, 143 ülkeden 50 milyon işçiyi temsil eden IndustriAll Küresel ve Avrupa sendikalarının temsilcileri de şahit olarak imza attılar. Ortak çözüm şart Dünyada ve Türkiye’de sen Ancak buna rağmen bu sekdikal hareketin her geçen törde yaklaşık bir milyon işçi gün güç kaybettiğini belirten halen sendikasız. O nedenle, Türk Metalİş Başkanı Pevrul bizlerin birbirimizle rekabet Kavlak, bunu aşmanın etmek, örgütlü olduğu Demokratikyolunun sendi kalar arası güç muz işyerleri üzerinden bir birliğini artırmaktan geçti bir süreç birimize karşı mücadele et ğini söyledi. Kavlak’a göre sorunlar ortak, çözümlerin de ortak n Anlaşma ne boyutta bir güç birliği doğurdu? Böylece sendikalar enerjilerini, güçlerini örgütsüz işyerlerine verecek. Biz daha önce Özçelik İş Sendikası ile de böyle bir mek yerine, güçbirliği yaparak örgütsüz işyerlerini örgütle bulunması anlaşma protokolü imzalamıştık. mek gibi gerekiyor. O nedenle bu süreci üç sendika bir göre Kavlak an açısından değerlendirebiliriz. Bizler vimiz var. laşmanın bu anlaşmayla, işçilerin sendika Bu anlaş işçilere ka seçme özgürlüğüne saygıyı temel ma, bu zanımları, çerçevesi ve olası sonuçlarına ilişkin sorularımızı yanıtladı. pröerngdsüuiytprdsauoüepbmzlğmiarleiraşasarryyülkdeeırakendraldçreebeimrorufiinelyoladorerkaaerdrnuka,idyztgi.oukemrruezkvliğeezrimYiiaşçnkldninunoeuızlağnölcaçinlyarm,eıodnbmaliduiklai. n Anlaşma fikri ki sendikaların da nasıl doğdu? önünü açacaktır. Dünyada ve ülkemizde n Metal işçisine hangi sendikal hareket gün geç katkıları sağlayacak? tikçe güç kaybediyor. Sendi En önemli katkısı, örgüt kalar temsil ettikleri kitlele süz, sendikasız metal işçileri rin hak ve özgürlüklerini ko nin sendikal hak ve özgürlük rumakta zorlanıyor. Bunu aş lere kavuşması, toplu sözleş manın yollarından biri, hem me düzeni içine alınması ola uluslararası alanda hem de cak elbette. Bir de sendika ulusal düzeyde sendikalar lar artık birbirleriyle uğraş arasında güçbirliğini ve daya mak yerine, enerjilerini, kay nışmayı geliştirmek. naklarını, zamanlarını gerçek Ülkemizde metal sektörün anlamda sendikal çalışmala de örgütlü üç sendika var. ra harcayacak. Çünkü han gi sendikaya üye olurlarsa olsunlar, işçi sınıfının sorunları ortak. Vergi yükünden kıdem tazminatına kadar birçok ortak sorunumuz var. Bu ortak sorunlara ortak çözümler bulmalıyız. n Sendikal yasalar ve mevzuat buna izin veriyor mu? Bizim sendikal yasalarımızda referandum için gerekli düzenlemeler yok. Sendikalar kendi aralarında anlaştıktan sonra çeşitli yollarla bunu yapabilirler. Ancak bunu işçilere zarar vermeden yapmalıyız. Örneğin bir sendika işçilerin yüzde 40’ını üye yapmışsa, bizim de yüzde 15 üyemiz varsa, biz referandum istemeyiz, o üyelerimizi diğer sendikaya yönlendiririz. n Birlikte sözleşme yapmak mümkün olacak mı? Bu konuda bizim de diğer sendikaların da geçmişte birbirlerine yaptığı çağrılar var. Özçelikİş ile son iki yıldır bu konuda çalışmalarımız oldu. Birleşik Metalİş ile de bunu yapabiliriz. Buradaki temel konu, güven ortamını sağlamak, iyi niyete dayalı bir işbirliği kurmak. Süreç içinde ilişkilerimizi geliştireceğiz, birbirimize güveneceğiz ve hem örnek bir örgütlenme modeli kuracağız, hem de sözleşmelerde birlikte davranabileceğiz. Ancak bunu zaman gösterecek. Kara propaganda yapılmayacak n Anlaşmanın pratikte hayata geçmesi nasıl olacak? Bakanlık kayıtlarına göre çalışanların en az yüzde 15’ini örgütlemiş olan sendika işyerinde referandum isteyebilecek. Yapılacak referandumda işçiler hangi sendikayı tercih ederlerse diğerleri o işyerinde örgütlenmeyi sonlandıracak hatta diğer sendikaya ör gütlenmesine destek olacak. Ancak herkes anlaşmanın referandum maddesine takılıyor. Bunun dışında da önemli maddeler var. Örneğin bu anlaşmaya imza koyan sendikalar, birbirleri aleyhine kara propaganda yapmayacak, aşağılayıcı ya da küçük düşürücü ifadeler kullanmayacak. Bunlar da önemli gelişmeler. Irak almadı yumurta yüzde 50 ucuzladı Irak’ın yumurta ithalatını durdurması nedeniyle iç pazarda ürün fazlalığı so nucu yumurta fiyatları yüz de 50 düştü. Kolisi 20 lira ya satılan yumurta pazar ve marketlerde 10 liranın altı na kadar indi. Yumurta Üreticileri Mer kez Birliği (YUMBİR) Genel Başkanı İbra him Afyon, “İki hafta dır Irak pazarına yu murta ihraç edemi yoruz. Sevk ya pamadığımız için yumurtalar iç piyasaya sunuldu. İbrahim Afyon Bu yüzden fiyat lar düştü. Artık Irak, kota şartıyla ithalata izin verecek” dedi. Yumurtanın fiyatının en yüksek olduğu dönemde tane yumurtanın 60 kuruş olduğunu anımsatan Afyon, şu anda ise tanenin 2022 kuruş arasında satıldığını aktardı. Afyon, “İki yıl öncesine kadar ihracatımızın neredeyse yüzde 95’ini Irak’a yapıyorduk. Araya başka ülkelerin girmesi ve Irak’ta da üretimin başlamasıyla bizim payımız yüzde 80’e düştü” ifa desini kullandı. l Ekonomi Servisi Aşırı yağışlar karpuzun fiyatını 1.5 liraya düşürdü Adana’da aşırı yağışlar ve dolu nedeniyle erkenci (turfanda) karpuzun hasadı bu yıl 20 gün geç başladı. Üretimi borçla çevirdiklerini söyleyen çiftçiler, aşırı yağış ve doludan ötürü karpuz veriminin düştüğünü belirtti. Bir dönüm karpuzun 4 bin TL ila 4 bin 500 TL arasında maliyetinin olduğunu anlatan çiftçi Hasan Koyuncu, “Çiftçi üretimi borçla yapıyor. Maliyetler çok yüksek ve ürünün fiyatı düştükçe zarar daha da artıyor” dedi. Bir karpuzun ancak 2 TL’den verilirse maliyetinin karşılandığına dikkat çeken üretici, “Karataş ilçesinin Kapı, Tuzla ve Bahçe mahallelerinde kumlu topraklarda yetişen karpuzun kilosunun tarladan 1.5 TL’ye satıldığını belirtti. Gürer: Konya Ovası’nda kadın istihdamı çok düşük Konya Ovası Projesi (KOP) kapsamındaki Karaman, Konya, Niğde, Nevşehir, Yozgat, Kırıkkale ve Kırşehir’de, 20152018 arasında, kadınlar tarafından kurulan işletme sayısı 2 bin 525 adede, KOSGEB tarafından verilen toplam destek tutarı ise 41.6 milyon TL’ye ulaştı. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in, KOP kapsamındaki illerde kırsal alanda gelir getirici faaliyetlerin ve kadın istihdamının artırılması için yapılan çalışmalara ilişkin soru önergesini, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank yanıtladı. Varank, Konya ve Karaman’da faaliyet gösteren Mevlana Kalkınma Ajansı’nın, bölgesel kalkınmaya katkı sağlayacak 6 farklı program uygulaması yaptığını, Yozgat’ta faaliyet gösteren Orta Anadolu Kalkınma Ajansı’nın ise 15 proje ile 129 kadına istihdam kolaylaştırıcı eğitimler verildiğini aktarsa da, Gürer, “Kadınlara sağlanan destek ve katılım nüfusa oranla çok düşük. Daha çok kadının projelerden yararlanabilmesi gerek” dedi. l Haber Merkezi ‘Yeni Soğuk Savaş’ filan... ABD ile Çin arasında, Huawei’yi hedef alan yaptırımlarla birlikte, ticaret / teknoloji alanında yaşanan gelişmeler, bir hegemonya mücadelesi sürecine ait oldukları varsayımından hareketle, “Yeni Soğuk Savaş”, “Dijital Demirperde” kavramlarını gündeme getirdiler. Birçok yorumcu, örneğin, tarihçi Niall Ferguson, bu gelişmelerin uluslararası serbest ticaret rejimine ve küreselleşmeye büyük zarar verebileceğini kaygıyla vurguluyor. Bu kaygılar haklıdır ama bunlar, serbest ticaret (neoliberal küreselleşme) rejimin, tehdit eden etkenler değil, bu rejimin dağılmaya başlamasının dışavurumlarıdır. Diğer bir deyişle “neoliberal küreselleşme sonrası” dönemin ürünleri... Geri çevrilemez derken... Artık “eski tarih” oldu, ama insan anımsamadan edemiyor. Küreselleşme süreci ve tartışmaları başladığında, biteviye, “öznesiz, kendiliğinden, kaçınılmaz bir evrim”, “geri döndürülemez bir süreç” iddialarıyla karşılaşıyorduk. Halbuki karşımızdaki, ABD hegemonyasının restorasyonu çabalarının bağlamında devreye giren bir kriz yönetim rejimi, esas olarak bir ABD dış politikasıydı. ABD Harp akademilerinden, Deniz Stratejileri Bölümü Başkanı Prof. Kurth’un 2001’de The National Interest dergisinde vurguladığı gibi, “ABD o kadar güçlüydü ki dünyanın geri kalanı, onun dış politikasını, yeni bir tarihsel dönem olarak algılamıştı”. Önce, Afganistan ve Irak maceralarında ABD’nin restorasyon projesi, sonra 2006/7 mali krizinde de “kriz yönetim modeli” iflas ettiğinde gördük ki, ABD hegemonyasını restore etmek olanaksızdı. Kriz yönetim modeli tükendiğinden, küreselleşme süreci de, ulusal ekonomilerin farklı dinamikleri altında tersine dönüyordu. Önce sermaye hareketleri yön değiştirmeye başladı. Büyük durgunluk, rekabeti sertleştirince, ikili ticaret anlaşmaları, korumacılık derken Trump döneminde ticaret savaşları gündeme oturdu. Artık “küreselleşme sonrası” dönemdeydik. Bir yüz yıl önce olduğu gibi, yine çok merkezli bir dünyada, büyük güçler arası ekonomik, teknolojik, askeri rekabet sertleşiyordu. Geçen sefer küreselleşme sonrası dönem, savaşların, faşizmin ve devrimlerin dönemi olmuştu. Soğuk mu? Yoksa ‘sıcak’ mı? Bir tarafta faşist hareketler yeniden canlanıyor, diğer taraftan, büyük güçler arasında, Afrika’dan, Güney Çin Denizi’ne, Orta Asya’dan Ortadoğu’ya nüfuz alanları üzerinde siyasi diplomatik rekabet (yeniden paylaşım çabaları) hızlanıyor. İnsan, dünya ekonomisinin hemen her tarafına ulaşan girift tedarik zincirlerine, finansal işlemlere, iletişim, bilgi işlem alanlarındaki son gelişmelere bakarak “Yok canım bu kez farklı. Bu bir soğuk savaş” demek istiyor. Ancak “soğuk savaş” bir nükleer denge altında yaşanmıştı. SSCB’nin ekonomisi Batı kapitalizmine kapalıydı. SSCB, silahuzay sanayii bir yana, teknolojik olarak Batı kapitalizmiyle dünya piyasalarında rekabet edecek yapıya sahip değildi. ABD ile Çin’in ilişkilerine bakınca farklı bir manzarayla karşılaşıyoruz. Çin kapitalist dünyanın en büyük ikinci ekonomik gücü ve bir teknolojik süper güç olma yolunda hızla ilerliyor. Dünkü, SSCB’nin aksine Çin, Batı kapitalizmin en önemli tüketici pazarı ve ABD borç kâğıtlarının en büyük müşterisi. Batı’nın ileri teknoloji endüstrilerinin tedarik zincirleri bir aşamalarında, belki de en kritik aşamalarında, Çin kapitalizminin içinde geçiyorlar. Savaş sanayiinden tıbbi cihazlara, telekomünikasyondan bilgisayar endüstrilerine kadar bu ileri teknolojiler için vazgeçilmez hammadde olan, ender minerallerin piyasası ve üretiminin yüzde 70’inden fazlası Çin şirketlerinin (kapitalizminin) elinde. Kısacası, karşımızda sınırlandırılarak, stabilize edilebilecek bir “Soğuk Savaş” olasılığı değil, ticaret savaşlarında karşılıklı yaptırımlarla, karşılıklı dijital erişimi engelleme çabalarıyla, Çin’in bir aşamada ender mineraller üzerindeki tekelini, elindeki ABD hazine kâğıtlarını silahlaştırmasıyla tırmanacak, istikrarsız ve nereye varacağı belirsiz bir süreç var. Bu ortamda, ülkelerde, ekonomik güç, toplumsal istikrar kadar bilim ve teknoloji alanındaki gelişmeler yaşamsal önem kazanırken, Türkiye’de cehalete yatırım yaparak ayakta kalmaya çalışan bir iktidar var... KISA...KISA... l İstanbul Ticaret Odası’nca (İTO) bu yılın mayıs ayında İstanbul perakende fiyatı en fazla artan harcama kaleminin yüzde 22.22 ile uzun ve kısa filtreli sigaralar olduğu bildirildi. Sigarayı, yüzde 21.56 ile tuzlu fıstık takip etti. İstanbul Ücretliler Geçinme İndeksi’nde yer alan 242 üründen 97’sinin perakende fiyatı artarken, 38 ürünün fiyatı düştü. l Petrol, dolar kuru ve uluslararası piyasalarda benzin ve motorin fiyatları düştü. Bayramın ilk günü benzinde 910, motorinde 23 kuruş indirim görüldü. İndirimin pompa fiyatına yansıması da bekleniyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle