29 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: CAFER KURT TASARIM: SERPİL ÜNAY 528 HAZİRAN 2019 CUMA Şimşek ikna olmadıBabacan’ı ikna edemeyen Erdoğan, eski Maliye Bakanı Şimşek’in aracılarla nabzını yokladı İstanbul seçiminde alınan ağır yenilginin ardından parti içinde “değişim” taleplerinin yükseldi ği AKP’de, seçim sonrası hareketle nen Ali Babacan ve Ahmet Davutoğ lu etrafında gelişen yeni oluşum ça lışmaları dikkatle izleniyor. Parti yö neticileri her ne kadar “parti kursalar da başarı lı olamazlar” dese de özel likle Babacan’ın kuraca emine kaplan ğı partinin AKP’ye etkisinin olup olmayacağı kestirilmeye çalışılıyor. Baş başa yaptığı görüşmede partide kal ması için Babacan’ı ikna edemeyen Erdoğan’ın bu ekibe yakın duran es ki Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in aracılarla nabzını yokladığı, ancak bir sonuç alamadığı öğrenildi. AKP’de 23 Haziran seçim sonuçla rıyla ilgili değerlendirmelerin Cum hurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yurtdışı gezisinin ardından daha kap samlı biçimde sürmesi beklenirken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim son rasında “sırtlarından hançerlemekle” suçladığı Abdullah Gül ve Ahmet Da vutoğlu ekibinin çalışmaları da yakın dan takip ediliyor. Abdullah Gül’ün desteğiyle parti kurma hazırlıkları nı sürdüren Ali Babacan’ın Erdoğan’la Parti kulislerinde, “Babacan, partiden de ayrılacağını söylediğine göre resmi olarak çalışmaları başlatmış görünüyor” biçiminde yorumlandı. Babacan ve Davutoğlu’nun parti kursa bile başarılı olamayacağı belirtilirken, bazı yöneticiler girişimlerin “hafife alınmaması” gerektiğini dile getiriyor. baş başa yaptığı görüşmede parti kuruculuğundan ayrılmak istediğini bildirmesi, parti kulislerinde, “Babacan, partiden de ayrılacağını söylediğine göre resmi olarak çalışmaları başlatmış görünüyor” biçiminde yorumlandı. Böyle bir partinin partiye ne kadar zarar verebileceği, etkisinin ne olacağı, milletvekili koparıp koparamayacağına ilişkin değerlendirmeler yapılırken, parti yönetiminde daha çok “Parti kursalar da başarılı olamazlar” söylemi hâkim olmasına karşın 23 Haziran’da seçmenin verdiği mesaj da dikkate alınarak çok da hafife alınmaması gerektiği dile getiriliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu görüşmede önceki yıllarda yeni parti kuranların olduğu, ancak başarılı olamadıklarını anımsatarak Babacan’dan partide kalmasını istemesi, olası yeni bir partinin ciddiye alındığı, “partide kal” uyarısıyla da gelecekte tabanda oluşabilecek sıkıntılara karşı “Par tide kalmaları için çaba gösterdik” denilerek genel merkezin suçlanmasına karşı önlem olarak nitelendiriliyor. Babacan’ın parti kurması durumunda AKP’den milletvekili geçişi olmayacağı savunulurken, Babacan kanadında ise grup sayısına ulaşılabileceği yönünde görüş dile getiriliyor. Yeni oluşumlarla ilgili hareketlilik sürerken, parti içinde yeni sistemdeki aksaklıkların giderilmesiyle ilgili çalışmaların fırsata çevirilmesi, bir şekilde kırılan ya da küstürülen eski bakan ve yöneticilere iktidarda görev verilmesi yönünde değerlendirmeler yapılıyor. Bazı parti yöneticileri, “dışarıdan bakan” modelinde yaşanan sıkıntılar nedeniyle olası bir kabine revizyonunda milletvekillerinin bakan yapılması yerine deneyimli eski isimlere yer verilebileceğini belirterek Ali Babacan ve eski Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’i örnek gösteriyor. Ancak partinin kapıları açılsa bile bu isimlerin artık verilecek görevle ri kabul etmeyeceği görüşü de dile getiriliyor. Davutoğlu süreci bekliyor Ramazan ayı boyunca iftar programlarıyla parti politikalarıyla ilgili eleştiri ve önerilerini dile getiren eski Başbakan Ahmet Davutoğlu da çalışmalarını sürdürüyor. Davutoğlu’nun bayramda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı bayramlaşmak için aradığı belirtilirken, görüşmede karşılıklı bazı eleştirilerin dile getirilmesi üzerine Davutoğlu’nun bayramdan sonra etraflıca görüşme önerisinde bulunarak açık kapı bıraktığı, ancak Erdoğan’dan bugüne kadar herhangi bir talep gelmediği kaydediliyor. Davutoğlu’na yakın kaynaklar, partideki sistemsel sorunların çözülmediği sürece bir sonuç alınamayacağını belirterek, “Sayın Davutoğlu partinin daha iyi olması için uyarılarını sürdürüyor. Yaptığı çalışmalar bir partileşme sürecine gider mi, bunun takvimi nasıl olur, bunlar hep partide bir değişim olup olmayacağına bağlı” görüşünü dile getiriyor. Davutoğlu’nun, AKP’de beklediği değişimlerle ilgili ümidini kesmesi durumunda sonbaharda yeni bir durum değerlendirmesi yaparak yol haritasını belirlemesi bekleniyor. l ANKARA MHP’den AKP’ye dağılma uyarısı MHP kulislerinde, AKP içinden yeni oluşumun çıkması durumunda Erdoğan ve AKP’den yana tavır alınması gerektiği dile getiriliyor. SELDA GÜNEYSU İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi sonrasında AKP içindeki gruplaşmanın yeniden siyaset gündeminin merkeze oturması, Cumhur İttifakı’nda AKP’yle birlikte hareket eden MHP’de de masaya yatırılıyor. AKP içindeki hareketlenmenin ana ekseninin “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni tartışmaya açmak ve parlamenter sisteme dönüş” olduğu değerlendirilirken; MHP, süreçle birlikte “AKP’nin 2000’li yılların başında DSP’de yaşanan dağılma sürecine benzer bir sürece doğru hızla adım atmasından” endişe ediyor. İstanbul seçiminin ardından eski bakan Ali Babacan, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ve eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül cephesindeki hareketlenmenin, var olan denklemde nereye oturacağı konuşuluyor. MHP kulislerinde, “parlamenter sisteme dönüş gayretlerinin Türkiye’yi 15 Temmuz öncesindeki kaosa çekebilebileceği” ileri sürülüyor. MHP’de, AKP içindeki gruplaşmanın ilk hedefinin “Meclis’te grup kurmak olacağı” da değerlendiriliyor. AKP’nin “2000’li yılların başında DSP’de yaşanan dağılma sürecine benzer bir sürece hızla adım atmasından” endişe ediliyor. 2000’li yılların başında “Türkiye’de, ekonomik kriz gerekçe gösterilerek, DSP içindeki bir grubun İsmail Cem’e Yeni Türkiye Partisi’ni kurdurduğu ve bu partiye DSP içinden hızla geçişlerin başladığı, zamanla DSP’den istifa eden milletvekili sayısının 63’lere ulaştığı” anımsatılıyor. Bunun sonucunda da Yeni Türkiye Partisi’nin Meclis’te grup kurduğu ve “DSP’yi dağılmaya ve çöküşe sürüklediğine” işaret ediliyor. MHP AKP’ye, “Debi yükselirse, selin önüne geçilmez. Yükselen su, önüne kattığını götürür. AKP, barikatı güçlendirmeli. Bu barikat da yeni ekonomik yatırımlar, reformlar, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin güçlendirilmesiyle devlet temelinin sağlama alınması, toplumda iktidara güvenin yeniden tesis edilmesi” olduğu belirtiliyor. l ANKARA CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: F35 İÇİN ÖDEMELERİ GERİ İSTERİZ Kadın üniversiteleri mesajı G20 Liderler Zirvesi kapsamında Japonya’da temaslarda bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, önümüzdeki ay, S400 sistemini alınacağını belirterek, yaptırım uygulanması halinde F35’ler için tahkime gidileceğini söyledi. Erdoğan, “F35 projesi için Türkiye 1.25 milyar dolar ödedi. Eğer öyle yanlış bir hamlede bulunurlarsa meseleyi uluslararası tahkim mahkemesine götürürüz. Şimdiye kadar yaptığımız ödemeleri geri isteriz” dedi. Nikkei gazetesine konuşan Erdoğan S400’lerle ilgili ABD’nin yaptırım uygulayabileceğinin sorulması üzerine, “Süreci rayından çıkarmak ve tehdit dili kullanmak kimseye fayda getirmez. S400 meselesini ittifakımız ve stratejik ortaklık çizgisi içinde çözeceğimize inanıyorum” dedi. İstanbul seçimlerinin yenilenmesine ilişkin sorulan soruya da Erdoğan, “Seçiminin yenilenmesi yasal bir süreçti. En nihayetinde kazanan Türk demokrasisi oldu. Siyasette her zaman kutuplar mevcuttur. Kutupsuz siyaset olmaz. Seçimler bu şekilde yapıldı” dedi. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile AKP’li belediye meclis üyelerinin iş birliği yapıp yapmayacağının sorulması üzerine de Erdoğan, “İstanbul’un menfaatine yönelik gerçekçi projelerle gelirse tabii ki AKP grubu bunu destekleyecektir” yanıtını verdi. Erdoğan’a Mukogawa Kadın Üniversitesi tarafından düzenlenen törenle fahri doktora unvanı verildi. Erdoğan burada yaptığı konuşmada, Japonya’daki 800 üniversitenin yüzde 10’unun kadın üniversitesi olduğunu belirterek “Bu üniversiteyi inceleyeceğim. Bunun yanında toplam 80 kadın üniversitesini incelemek suretiyle ülkemde de bunun adımını atacağız” dedi. l İç Politika AKP de ‘normal değil’ dedi TBMM Genel Kurulu’nun dünkü birleşiminde torba yasa teklifinin görüşmelerinde kırmızı bültenle aranmasına karşın TRT ekranına çıkan Osman Öcalan konusunda tartışma yaşandı. İYİ Partili İsmail Koncuk, “Bir teröristi TRT’ye çıkaran TRT Genel Müdürü İbrahim Eren orada oturmaya devam edecek mi?” diye konuştu. CHP’li Veli Ağbaba da “AKP’ye bir önerim var: MİT’in, emniyetin yıllardır aradığı ama bulamadığı Osman Öcalan’ı seçime iki gün kala, AKP’ye övgüler dizdirip CHP’yi eleştirmek için TRT ekranına çıkaran İbrahim Eren’i MİT Müsteşarı yapmaları lazım” dedi. Söz alan AKP Grup Baş kanvekili Özlem Zengin, “Parti içerisinde hiç kimse bunun normal, olabilen bir şey olduğunu asla iddia edemez, olmaması gereken bir şeydir yani bu haber yayıncılığı bu şekilde olamaz, kırmızı bültenle aranan birisine TRT mikrofon uzatamaz, belki başka haber kanalları istiyorsa bunu yapabilir, ama TRT bunu yapmamalıdır. Bu konunun takipçisi olacağız” diye konuştu. Bu arada Erdoğan’ın “Osman Öcalan’ın ‘kırmızı bültenle arandığını bilmiyordum” sözlerine İYİ Partili Aytun Çıray ise “Bu mazeret Erdoğan’ın kandırılma safhasından bilmiyordum safhasına geçtiği anlamına geliyor” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet CHP, başkanlarla yapılacak kamp sonrası koordinasyon için çalıştay düzenleyecek Belediyeler için yol haritası MAHMUT LICALI CHP, 23 Haziran’da tarihi bir farkla ikinci kez kazandığı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin ardından yerel yönetim stratejisini hayata geçirmek ve yerel yönetimlerde başarı sağlamak için harekete geçti. Temmuz ayının sonunda belediye başkanlarının katılımıyla bir kamp gerçekleştirilmesi, ardından da bir yerel yönetim çalıştayının düzenlenmesi planlanıyor. Kurulma aşamasında olan Yerel Yönetim Koordinasyon Merkezi’nde de bu kapsamda belediyelerle araştırma, proje geliştirme, finans, bütçe, iletişim ve hukuk alanlarında işbirliği içerisinde çalışacak 6 farklı birim oluşturulacak. 1 Temmuz’da yapılacak parti meclisi (PM) toplantısında süreçte sahada yer alan vekil ve görevlilerin gözlemleri ile CHP’ye ilk kez oy veren farklı kesimlere ilişkin analiz yapılacak. CHP, bundan sonra yerel yönetimlerin izleyeceği yol haritasını belirlemek için parti bünyesinde bazı etkinlikler düzenleyecek. CHP’nin önceki günkü Merkez Yönetim Kurulu toplantısında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu belediyelere; istihdamdan yeni projelere kadar her aşamada destek verileceğini belirtti. Bu kapsamda parti içinde kurulma aşamasında olan Yerel Yönetim Koordinasyon Merkezi’nin yanı sıra bazı yeni kurulların da oluşturulabileceği belirtiliyor. Yeni kurulların önümüzdeki dönemde yapılması planlanan kamp ve toplantılarda alınacak kararlar doğrultusunda netleşeceği ifade ediliyor. Kamp sonrası çalıştay 31 Mart seçimlerinin ardından Ankara’da tanışma amacıyla bir araya gelen belediye başkanları, bu kez daha kapsamlı bir etkinlikte bir araya gelecek. Tem muz ayının sonunda 11 büyükşehir, 10 il olmak üzerek 252 belediye başkanının katkılımıyla kamp gerçekleştirilecek. Kampın ardından Kılıçdaroğlu başkanlığında Yerel Yönetimler Çalıştayı düzenlenecek. Belediye başkanlarının katılımıyla yapılacak yerel yönetim kampında, CHP’li bütün belediyelerin; kurulma aşamasında olan Koordinasyon Merkezi’yle uyum içinde çalışmasına yönelik bilgilendirme ve sunumlar yapılacak. Yerel yönetimler konusunda deneyimli isimlerin yer alacağı merkezde; araştırma, proje geliştirme, finans, bütçe, iletişim ve hukuk olmak üzere toplam 6 ayrı birim oluşturulacak. Proje geliştirme biriminde uluslararası fon kaynakları, modern projeler, ulaşım, gıdaya erişim, sosyal hizmetler gibi alanlarda çalışmalar yapılacak. Finans biriminde ise kaynak yaratma yöntemleri araştırılacak. Bütçe biriminde belediyelerin bütçe disiplinleri nin nasıl olduğu ve bütçe performansı ölçülecek. İletişim biriminde belediyelerin gerçekleştirdiği olumlu hizmetlerin duyurulması konusunda çalışmalar yapılacak. Hukuk biriminde de belediyelere, hukuki konularda nasıl hareket etmeleri konusunda her türlü destek sağlanacak. ‘Kolektif çalışma’ CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, belediyelerin hizmetlerini artırması ve başarılı olması adına topyekun bir çalışma içerisinde olacaklarını belirterek “Bu işin yereli, geneli yok. İstanbul seçimlerini hep birlikte kazandık. İstanbul kolektif çalışmanın getirdiği bir başarı. Takım oyunu oynanınca kazanılıyor” değerlendirmesini yaptı. İstanbul seçimlerinin kendileri için bir laboratuvar olduğunu kaydeden CHP’li Torun, bundan sonra bu anlayışla yerel yönetimlere yaklaşılacağına işaret etti. l ANKARA Adalet mülkün temelini dinamitlediğinde... Ne Gezi yüzünden hâlâ tutsak olan Kavala ve yargılanan diğerleri... Ne onca sıkıntı yaşadıktan sonra beraat eden Ayşe Öğretmen... Ne milletvekili seçilerek girdiği Meclis’ten terörist diye damgalanıp hapse gönderilen Demirtaş ve diğer siyasetçiler... Ne gazetecilik yaptıkları için cezalandırılan gazeteciler... Ne barış istedikleri için yargılanan akademisyenler... Ne şaibeli bir darbe yüzünden etiketlenip hapse tıkılan askeri öğrenciler, erler... Baştan beri biliniyor ki, hiçbiri onlara yüklenen o suçların failleri değiller. İktidar o suçlarda, o yargılamalarda sadece ve sadece kendi niyetini aynalıyor. Ve ülkenin gerçek tarihi o duruşmaların iddianamelerinde ve savunmalarında en gerçek ve sert haliyle kayda alınıyor. O iddianameler ve savunmalar... Bize kötünün ve iyinin kim olduğunu anlatıyorlar. Demokratikleşmekten uzaklaşan bir siyasetin hırçınlığındaki sınır tanımazlığı anlatıyorlar. Barış istemenin ne anlama gelebileceğini ve savaş seviciliğin bir iktidarı ne kadar hadsiz kılabileceğini anlatıyorlar. Özgürlüğü ve eşitliği ve bu kavramlara kafa tutan faşizmin dayanılmaz “cazibesi”ni defalarca ve defalarca yeniden tanımlıyorlar. Kâh bir parkın kısacık hikâyesinde kâh genç bir öğretmenin barışa dair düşlerinde bu ülkenin, bu dünyanın, bu evrenin zaaflarını anlatıyorlar. İktidar, gözbağını çözdüğü, terazisinin ayarını bozduğu adalet tanrıçası Themis’i saçından çeke çeke yerlerde sürüklerken... Ve kendisine rezil bir tarih yazdırma pahasına mahkemelerinde ağaçları yargılarken... Çiçekleri ve şarkıları, türküleri, halayları yargılarken... Nefes almayı, gülmeyi, dans etmeyi yargılarken... Barışı, özgürlüğü, adaleti, demokrasiyi yargılarken... Haber alma ve verme özgürlüğünü, siyaset yapma hakkını, bilimselliği yargılarken... Aslında hayalleri, farklılıkları ve farkındalıkları, erdemi, nezaketi yargılıyor. Silahlarla donattığı, savaşlarla kutsadığı, para karşılığı sattığı, güç uğruna harcadığı bir ülkenin hukukunu ele geçirip... Barış isteyen insanları... Demokratik eylem haklarını kullanan kalabalıkları... Masumiyetleri aleni gençleri... Sadece işini yapan, inandığını, bildiğini, gördüğünü savunan insanları yargılarken kendi suçlarını tarif ediyor. Yıllarca, aylarca iktidarın niyetleri için tutsak alınan, hayatları karartılan o insanların bazıları beraat etse, bazıları tahliye olsa, bazıları hâlâ hapislerde beklese de... Nihayetinde hepsi adaleti kendinden menkul bir hukuk karşısında dimdik durarak savundukları gerçeklerle, kendilerine yüklenen hayali suçların aynasında iktidarın gerçek suçlarını deşifre ediyor. O yüzden hem o mahkemelerin iddianamelerini hem de o iddianamelerdeki suçlamalara karşı yapılan savunmaları dikkatlice okuyun. Gelecekte, bugün ülkenin başına neyin neden geldiği çok tartışılacak... Ve gerçek en net haliyle, harfi harfine o iddianamelerde ve savunmalarda bulunacak. Tarih bugünlerin hikâyesini “İktidarın elinde oyuncak olan adalet, mülkü temelinden resmen dinamitlemişti” diye yazacak. SEÇİM BİTTİ, SÖZLER UNUTULDU AKP, seçmenleri yüzüstü bıraktı İstanbul seçiminde tarihi bir fark yiyen AKP, oy kullanmak için getirdiği seçmenleri ve vaatlerde bulunduğu muhtarları yüzüstü bıraktı. CHP’li Mahmut Tanal, AKP’li Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi’nin inşasını üstlendiği 91 merkez mahallenin, muhtarlık hizmet binalarının elektrik ve su aboneliğini yaptırmadığını, Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş’nin (DEDAŞ) “Ya aboneliği üstünüze alın ya da elektriğiniz kesilecek” şeklinde muhtarlara ihtarname çektiğini aktardı. Bazı muhtarların aboneliği kendi üstüne aldığını ancak elektrik faturasını ödeyemediğini belirten Tanal, “14 bin TL’lik borç birikmiş. Elektrik kesilmiş. Muhtarın maaşına da haciz konulmuş. Seçim öncesi söz veriliyor, ancak seçim bitince hiçbir şey olmamış gibi davranılıyor” dedi. Seçmenler gidemedi İstanbul seçimi için il dışından getirdiği seçmenleri ortada bıraktı. 23 Haziran’dan sonra geldiği otobüs firmasına giden seçmenler, “partiniz sizin bilet paranızı karşılamıyor ya da yer yok” açıklamalarıyla karşılaştı. Bazı yurttaşlar AKP’yi arayıp sonuç alamayınca kendi biletini alıp memleketlerine dönmek zorunda kaldı. Trabzon’dan gelen bazı yolcular, “5 gündür buradayız, hâlâ dönemiyoruz. Dönüş biletini cepten para ödeyerek aldık” dedi. İnternet haber sitesinin yazarı Süleyman Özışık ve Habertürk yazarı Fatih Altaylı konuyu köşelerine taşıdı. HDP’li milletvekili Mahmut Toğrul da, Gaziantep Araban’da 31 Mart seçimlerinden önce yapımına başlanan köy yollarının yenilenmesi çalışmalarının CHP’li adayın kazanmasının ardından durdurulduğunu belirterek konuyu TBMM gündemine taşıdı. l Haber Merkezi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle